M. Nihat Malkoç’tan

M. NİHAT MALKOÇ’TAN

Son Sultanü’ş-Şuara olarak kabul edilen Necip Fazıl Kısakürek, günümüzden yüzyıl evvel dünyamızı şereflendirmişti. 1905 senesinde İstanbul’da dünyaya gelmişti. Maraşlı Kısakürek sülâlesindendir. İlk ve ortaöğreniminden sonra Bahriye mektebini bitirdi. Bir ara İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünde okuduysa da bitirmeden ayrıldı. Paris’te Sorbon Üniversitesi’ne kısa süre devam etti. Türkiye’de bankalarda çalıştı.
Ağaç dergisini 1936 yılında çıkarmaya başladı. Onu 1943’te Büyük Doğu mecmuası takip etti. Yüzlerce eser vücuda getirdi.
Şiir kitapları arasında: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile ve Esselâm;
tiyatro eserleri arasında: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Sabırtaşı, Para, Namı Diğer Parmaksız Salih, Reis Bey, Ahşap Konak, Ulu Hakan Abdülhamit Han, Siyah Pelerinli Adam, Yunus Emre, Kanlı Sarık, Mukaddes Emanet, İbrahim Ethem;
hikâyeleri arasında: Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil, Ruh Burkuntularından Hikâyeler, Aynadaki Yalan(tek romanı):
biyografi eserleri arasında: Namık Kemal, Ulu Hakan Abdülhamit Han, Vahidüddin, Menderes;
dinî, tasavvufî ve siyasî eserleri arasında: Çerçeve, Halkadan Pırıltılar, Çöle İnen Nur, 101 Hadis, Cinnet Mustatili, At’a Senfoni, Büyük Doğuya Doğru, Büyük Kapı, Büyük Mazlumlar, Peygamber Halkası, İdeolocya Örgüsü, Tanrı Kulundan Dinlediklerim, Türkiye’nin Manzarası, 1001 Çerçeve (4 cilt) , Müdafaalarım, O ve Ben, Abdülhak Hamit, Hazreti Ali, Her Cephesiyle Komünizma, Hacdan Çizgiler, Başbuğ Velilerden 33 Altun Silsile, Babıâli, O ki O Yüzden Varız, Komünizma ve Materyalizma, Külhanî Edipler, Rapor(6cilt) , Senaryo Romanları, Veliler Ordusundan 333, Yolumuz Hâlimiz Çaremiz, Son Devrin Din Mazlumları, Sahte Kahramanlar, Saraylarda Mecnunlar, Türkiye’de Komünizma ve Köy Enstitüleri, Tarihimizde Moskof, İman ve Aksiyon, İhtilâl…vb. sayılabilir.

Bu kadar çok ve kıymetli eserleri kütüphanelerimize kazandıran bu büyük mütefekkir hakkında günümüzün aydınları neler düşünüyor? Bu hususta Rasim Özdenören, Mustafa Miyasoğlu, şâir Erdem Beyazıt, tiyatrocu Üstün İnanç’ın Üstat Necip Fazıl Kısakürek hakkındaki değerlendirmelerini dikkatinize sunuyorum:

RASİM ÖZDENÖREN: “ Şiiri entelektüelleştirdi. Necip Fazıl Kısakürek, heceyi kentleştirmiştir. Ondan önceki şairler, taşradaki halkın diliyle şiir yazarken, o, şiirini kentli diliyle yazmıştır. Bu anlamda Necip Fazıl, şiiri entelektüelleştirmiştir. Bu da Türk şiiri için bir devrim olmuştur. Topluma ışık tutmuştur. Şiiriyle, dini bilgisiyle, ideolojisiyle, tarih ve edebiyat yelpazesiyle büyük bir şahsiyettir. O, yönlendiren, öncü bir kişidir. Her zaman bir gençlik yetiştirmek istemiştir.”

MUSTAFA MİYASOĞLU: “ O yüzyılın dahisiydi. Toplumların dönüşümü için, fikirleriyle katkıda bulunan kimseler için dahi tanımlaması yapılır. 20. Yüzyıl’da İslâm dünyasında ondan daha öne geçen kimse çıkmamıştır. Bu yüzden, Necip Fazıl yüzyılın dahisidir. Ancak onu ve fikirlerini henüz anlayabilmiş değiliz. Gerek İslâm dünyası, gerekse biz siyasî istikrarsızlıktan ve baskılardan ötürü Necip Fazıl gibi düşünemiyoruz. İslâm dünyası, geçen yıllar içinde kendi kültürüne yabancı kaldı.”

ŞÂİR ERDEM BEYAZIT: “Bir nesli yetiştirdi. Necip Fazıl’ı yaşadığı zamanda değerlendirmek lâzım. Onun hayatını, önce 1930’ların ortasına kadar şâir ve ondan sonra dava adamı olarak iki dönemde anlamalıyız. Şiiri ve tiyatro oyunları dışında, tarihe yönelen bir Necip Fazıl da karşımıza çıkıyor. O, Osmanlı hanedanını suçlamak adına, Ermeniler’in ağzıyla ‘Kızıl Sultan’ olarak anlatılan Abdülhamit Han’ın gerçek kişiliğini ortaya koydu. Onu anlayan ve davasını savunan bir nesil yetişti.”

TİYATROCU ÜSTÜN İNANÇ: “ Tiyatroda da çakı taşı… Necip Fazıl sadece şiir alanında değil, tiyatro ve öyküde de çakı taşı gibidir. Şu anda bile ‘Bir Adam Yaratmak’ isimli eserine yaklaşabilmiş tek bir yerli oyun yoktur. Ne var ki ideolojik kamplaşmaların saf sanatı boğması yüzünden o güzelim eserler remp ışıklarına kavuşamamaktadır. İdam cezası kamuoyunda tartışılırken, aynı konuyu işleyen Reis Bey’den tiyatro dünyasının mahrum kalması ayrı bir acıdır.”
*
Günümüzün aydınları bu büyük dâhî şâir, yazar, tiyatrocu ve mütefekkiri henüz hakkıyla tanıyamadığımız, onun fikirlerinden yeterince istifade edemediğimiz ve onu anlayamadığımız noktasında birleşiyorlar. Al benden de o kadar!.. Zaten onu gerektiği gibi okuyup anlayabilseydik bu noktada olmazdık.
Necip Fazıl bir irfan mektebidir. Ne mutlu bu mektebin talebesi olma şerefine erişenlere! …

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.