Feza Pilotu
FEZA PİLOTU
Yirminci Asrın ablak yüzlü feza pilotu!
Buldun mu Ay yüzünde ölüme çare otu?
Bir odun parçasına at diye binen çocuk!
Başında çelik külâh, sırtında plâstik gocuk.
Uzaklıkları yenmiş fâtih edasındasın!
Dipsizliğin dibini bulmak sevdasındasın!..
Allah’a dil çıkarır gibi küstah bir yarış…
Farkında değilsin ki, Ay dünyaya bir karış.
Fezada milyarlarca ışık yılı, mesâfe;
Seninki, saniyelik zafer, ilmi hurâfe!
Kavanozda, kendini deryada sanan balık;
Ne acı vahşat, mağrur ilimdeki kabalık;
Fezada “Allah diye bir şey yok” iddiası!!!
Gel gör, kaç füzeye denk, bir müminin duası;
Rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler,
Güneş diye kalbteki güneşi söndürdüler.
Bilmediler; kalbtedir, kalbtedir asıl feza;
Kalptedir, ölümsüzlük kefili kutsî imza.
Sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirtecek not;
Bizdedir, ve bizdedir Arş’a giden astronot.
Ve mekândan arınmış ve zamandan ilerde,
Fezayı teslim alma sırrı bizimkilerde.
Bizimkiler ışığa gem vurur da binerler;
Yerden göğe çıkmazlar, gökten yere inerler…
(1972)