MALATYA HAPİSHANESİ’NDE ÖDENEMEYECEK YARDIM!
Necip Fazıl, ümmi Müslümanla ne konuşabilirdi, bazılarıyla hal dilinden başka. Bunun için Reis Bey piyesinde, Reis Bey’in tumturaklı ahlaki ve dini bir tiradını hayran hayran dinleyen “hırsız”a sorar “Anlıyor musun oğlum?” Hırsız hapishaneye düşmüş bu büyük adamın sualiyle kendine gelir ve cevap verir: Anlıyorum,baba,anlamadan anlıyorum… Evet bunları çok kere anlamadan anladılar en iyi anlayanlar… Üstelik korkarım kendileri de kendilerini anlamadan anladılar… Cemiyetin derdiyle dertlendiler. Hastalıkların büyük kısmını cemiyetten, cemiyetin çöküntüsünden, yıkıntısından, sarsıntısından aldılar. Cemiyet bunlara başka ne verdi? Necip Fazıl o tok sesiyle haykırmıştır hep. ”Bana paraca yardım etmiş bazı zenginler… Hah.. Hiç. Hiçtir yardımları.. Beş para etmez.. Yüz bin defa ödemişimdir de.. Benim ödeyemeyeceğim tek bir yardım var.. (Durgunlaşarak) Malatya hapishanesindeydim, seni birisi görmek istiyor dediler, çıktım görüşmeye, baktım tanımadığım bir pejmürde adam, sordu “Necip Fazıl siz misiniz?”, evet deyince, ”Ben hamalım. Bugünkü yevmiyemi size getirdim, Allah sizi de beni de bütün Müslümanları da affetsin” dedi ve elime bir iki buçuk lira sıkıştırarak, çabucak çekilip gitti. İşte o iki buçuk lirayı ödeyemem.. Onun halini unutamam,duasını da…”
(Vakit)