MEHMET SOYAK ÜSTAD’I ANLATIYOR
Necip Fazıl Kısakürek’i ilk olarak 1964’te Ankara’da “Sosyalizm ve Türkiye’ konferansında dinledim. Sonradan anladım ki, o konuşmayla, düşünce ve dünyaya bakışım tamamen değişti!
Lütfettiler, görüşmeye başladım. Türk düşünce ve sanat dünyasının en çarpıcı dehasiyle görüşmek, konuşmak, yakınında bulunmak benim için en üstün bir lütuf olmuştur!
Üstad, gündelik, sıradan konularda bile, sürekli yeni fikir, duygu ve tavır imâl ederdi. Bütün insanlara karşı çok rahat ve hakim bir tavırla davranır, muhataplarını sindirmek için bir bilinç ve gayret içerisinde bulunmaz, ama insanlar, onun kişilik azâmetinden dolayı böyle bir hisse kapılırlardı.
1975 veya ’76 yılında Ankara’da, “Fetih Gecesi” toplantısından sonra, kendisi de konuşmacı olan rahmetli Ahmet Kabaklı, Üstad’ın sohbetine, yanında iki profesör arkadaşıyla katılmıştı. Üstad, Ahmet Bey’e iltifatkâr davranmış, ama O sohbet boyunca arkadaşlarını tanıtamamıştı bile!
Bazıları sanırlar ki, Üstad kendisine hiçbir itiraza tahammül etmez ve karşısındakini hemen susturur. Tam tersine, kendisine yapılan itiraz ve eleştiriler üzerine soğukkanlılıkla tartışırdı.
Hayatın sıkıntılarına rağmen Üstad, varolma neşesini ve yaşama sevincini hep duymuş, şiir yazmayı ve mücadelesini sonuna kadar sürdürmüştür. (Göte)nin bir sözü var: “Herkes hayatlarında bir defa erginlik dönemi acısını yaşayarak çocukluktan gençliğe erer. Biz dehânın çocukları ise hayatımızda birçok defa bunu yaşar, her de fasında gençleşiriz!” Üstad’ın kişilik özelliklerini anlamak için ipucu…
Üstad rahmetli olana kadar sürekli yazmış, iş ortamından uzaklaşarak, bir gün bile dinlenmemiştir. Rahmetli Peyami Safa: “Bu cemiyet bir hafta tatilini bana gördü.” demişti. Üstad da: Biz yazı adamları, kendi beynimiz yerine öküz beyni satsaydık, bu cemiyette biraz itibarımız, biraz da paramız olurdu” demişti…
Çetin Altan, haklı olarak kendisine 300 kadar ağır ceza davası açıldığından yakınır hep. Üstad, çok daha fazla mahkeme sıkıntısı yaşamış, toplam dört buçuk yıl hapishanede yatmıştır! Sonunda verilen birbuçuk yıllık mahkumiyet cezasını taşıyarak vefat etmiştir!
Kendilerine şükranlarımı yeniler, Allah’tan rahmet dilerim.
( Mehmet Soyak – Dâhi Sanatçı Dünyasından Noktalar )