MÜNİR DERMAN’IN MEKTUBU
21.9.75
Necib Bey,
Çok uzaklardan, mezarlıklardan, ihtiyarların oturduğu sapa yerlerden bir kırçiçeği safiyetiyle size sesleniyorum.
Sizi bundan 41 sene evvel Galatasarayın karşısında Senyuan denilen garip bir pastahane vardı, orada görmüştüm.
Başınızda bir bere vardı.
Garip ve yabancı olarak yalnız dışını gösteren bir genç olarak orada tesadüfen oturuyordum.
Bilmem neden size o zaman için acımıştım… Ve dua etmiştim, duam kabül oldu…
Abdülhakim Efendi’yi Eyüp’te ziyarette bu duayı kendisine söylemiştim, “oldu oğlum, bir gün inşaallah olur.” demişlerdi.
Geçenlerde bir işçide Esselam isimli kitabınızı gördüm. Vasiyet kısmını okudum. Gözlerim doldu.
Benim 70 tane 70.000 benim vardır. Size ananızın sütü gibi 7 tanesini bağışladım, şimdiden sizin olsun…
Size akıl vermek hayalimden geçmez bile…
Yalnız şunu söylemekten kendimi dizginleyemedim. Dışınız ile görünen içinizi kimseye göstermeyin.
Namsız nişansız yaşadım, yaşıyorum.
…………………………………….
Bu küçük mektubu Abdülhakim Efendi’yi geçenlerde rüyada gördüm. Size bu sebeple yazmak arzusu duydum… Bizden hakkın selamı üzerinize olsun.
Münir Derman