MÜRETTİPLERİN İŞİ
1967 yılıydı. Büyük Doğu çıkarken Güneş Matbaacılıkta Üstad’a sordum. İttihad’ın istihbarat şefiydim o zaman.
“- Üstad’ım, matbaada mürettiplere bir çizgi attırmak için alnımızın damarı çatlıyor. Biz (ince ve kibar olsun) diyoruz. Onlar (sırf iş bitsin de nasıl biterse bitsin) diye düşünüyorlar.”
Güldü Üstad. Sonra bunu mürettiplere anlattım. Mürettipler de bana güldüler ve:
“- Üstad bize her dergi için ya Konyalı’dan yemek yedirtir, ya da baklava getirirdi. Üstad’la çalışmak bir zevk.” dediler.
Biz işi anlamıştık, ama neden sonra. Aynı yola başvurduk.
(Mehmed Cemal Çiftçigüzeli – Mavera Dergisi, Üstad Özel Sayısı)