Bir gazetede tefrikası çıkıyor. Bugün yazıyı verir, yarınki gazetede çıkar. Bir defasında yazıyı hazırlamaya vakit bulamamış. Matbaanın önünden geçerken mürettibi gördü ve “Üstad yazı gelmedi” deyince, “yetiştiremedim, gel ben sana söyleyeyim sen harflerini diz” teklifinde bulundu. Mürettib “peki” dedi “harf kutularını kontrol edeyim”
Ama baktı ki bir harf kutusu boş, “Üstad’ım maalesef olmayacak, harflerden birisi hiç kalmamış!” diye usulünce “ziyanı yok, o harfi kullanmadan yazıyı tamamlarız'” diyor ve gerçekten tamamlıyor.
(Necip Fazıl Kısakürek- Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları – s.345)