ÜSTAD’DAN NAZIM’A CEZAEVİ ZİYARETİ
Bir akşam Mistik Şair, Rasim Us’a teklifte bulunuyor:
– Gel seninle hapishaneye kadar gidip Nâzım Hikmet’i ziyaret edelim!
– Vakit geç… Bırakmazlar…
– Gazeteci olduğumuzu söyler, kim olduğumuzu belirtir, girer ve görürüz.
Gittiler, hürmetle karşılandılar ve tel örgünün arkasında Nâzımla karşılaştılar:
– Nâzım, dedi Mistik Şair; benim rejimim olsaydı seni asardım ve bu, adaletin ta kendisi olurdu. Fakat hiçliğin rejiminden gördüğün mesnetsiz zulmü asla kabul edemeyeceğim için seni görmeye geldim!
Nâzım Hikmet, parmakları bir maymun kavrayışiyle tel örgünün deliklerinde, çivit rengi gözleri yaş dolu, şu cevabı verdi:
– Benim rejimim de olsa, ben de seni asardım. Ama inanmış olmanın haysiyetini ve sanatta “eski”nin en yükseği olmandaki değeri inkâr etmezdim.
(Bâbıâli’den)