Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
yazanel

Kanlı Sarık'tan

Recommended Posts

Kanlı Sarık

 

[bir tepe üstünden ve birkaç kilometre uzaktan görülen Kars Kalesi... Ardından güneş doğmak üzere... Şafak pırıltıları... Alaca karanlık... Tepenin sağ ve solunda, yarım görülen Selçuklu çadırları... Tuğlar ve armalar... Tepenin tam orta yerinde ve bayır kenarında, arkası dönük, yüzü Kale'ye doğru, tulgalı ve zırhlı Onbirinci Asır Türk cengâveri kılıklı ve kumandan edalı bir insan... Belinde kılıç ve sağ elinde, ucundan beyaz bir şerit sarkan bir ok oturtulmuş büyük bir yay... iki yanında ve biraz gerisinde, yine arkalarından görülen, aynı silâh içinde, hassa zabiti kılıklı iki şahıs... Onlar da, dimdik, yayları omuzlarında kale'yi seyrediyorlar].

İHTİYAR TİMSAL — (Sol baştan, baştaki Fraklı Adam'a) Zamanın kemiyet hesaplarına değer verenlere göre, 1064 yılının yaz sonlarındayız.

FRAKLI ADAM — (Eli, öndeki cengâvere doğru) Şu kahraman edalı eski zaman cengâveri kim?

İHTİYAR TİMSAL — (Her hece üstünde tek tek durarak) Doğu'ya doğru yol açmak gayretindeki Haç'ı... Duydunuz mu?

FRAKLI ADAM — Evet... Doğu'ya doğru yol almak gayretindeki Haç'ı...

İHTİYAR TİMSAL — Batı'ya doğru yürüttüğü Hilâlle parçalayan...

İHTİYAR TİMSAL — ilk Müslüman Türk Başbuğu...

FRAKLI ADAM — (Haykırarak) Alparslan!...

İHTİYAR TİMSAL — Kars'ın ilerisindeki "Anı" bölgesinde Bizanslıları tepeleyen, oradaki Büyük -Kilise'ye Hilâl'i yerleştiren mabedi "Fethiyye Camii" diye adlandıran, Cuma namazını içinde eda eden, Türk'ün yeni ruhuna Batı yönünde ilk geçidi hazırlayan...

FRAKLI ADAM — Anadolu yolunu açan...

İHTİYAR TİMSAL — Buldunuz! Yeni Türk ruhunun anavatanı Anadolu'ya yol açan, Anadolu'yu açan...

FRAKLI ADAM — Anadolu'yu açan...

İHTİYAR TİMSAL — Fâtih'in dört asır sonra Ayasofya kubbesinde tutturduğu düğümü, ilk defa Doğu'da "Anı" Mabedinde perçinleyen, iman hamlesine Türk'te ilk yönü veren ilk kahraman...

FRAKLI ADAM — Bütün bunların şuur ve Plânı var mıydı Alparslan'da?...

İHTİYAR TİMSAL — Susunuz ve dinleyiniz! (Tepenin alt kısmında, görünmeyen bir topluluktan ses kaynaşmaları...)

DAVUDİ SES — Kâfirleri berbâd eyle yâ Allah!

KORO — Âmîn, âmin!

(Orta yerdeki cengâverler, dua vaziyetinde ellerini kaldırırlar.)

DAVUDÎ SES — Kâfirleri berbâd eyle yâ Allah!

KORO — Âmin, âmin!

DAVUDÎ SES — Tek muradı yol bulmaktır Batı'ya;

Murâdını murâd eyle yâ Allah!

KORO — Âmin, âmin!

DAVUDÎ SES — Mübarek kıl Türk'e şu Kars İli'ni.

İslâm ile âbâd eyle yâ Allah!

KORO — Âmin âmin!

(Orta yerdeki cengâverler, duanın bittiği mânasına, ellerini yüzlerine götürüp indirirler.)

UZAKLARDAN GÜR BİR SES — Askerler! Tekrarlayın Başbuğ'un sözlerini!...

KORO — "Düşman, yurdunu değil, canını kurtarmaktan başka bir şey düşünmeyen korkak adam!... Sen de, yaşamanın iğreti, asıl hayatın din uğrunda ölmek olduğunu bilen eroğlu ersin! Şu kılıcı tutan elimde derman kalmayıncaya kadar çarpışacağım. Dinini, vatanını, başbuğunu seven ardımdan gelsin!

UZAKLARDAN GÜR BİR SES — Ardında mıyız?

KORO — Kılıç tutan ellerimizde derman kesilinceye kadar...

UZAKLARDAN BİR SES — "Anı" dan sonra, cenksiz, Kars'ı alıyoruz! Yürüyüş başlıyor! İşaret gelecek!

(Tepenin üstünde ve öndeki, Kumandan edalı cengâver, yayını kaldırır. Ucundan beyaz şerit sarkan okunu yaya yerleştirir, yayı gerer ve Kale'nin üstünden gökyüzü istikametinde oku çeker. Vınlayan yay ve gökyüzü istikametinde uçup giden ok... Birden davul ve boru sesleri, silâh şakırtıları, kişnemeler...)

UZAKLARDAN GÜR BÎR SES — Düzen bozulmayacak! Kılıç kaldırılmayacak!.

KORO — Düzen bozulmayacak! Kılıç kaldırılmayacak!

(Kumandan edalı cengâver ilerler, dik bir bayırdan inercesine küçüle küçüle kaybolur. Arkasındakiler de aynı şekilde onu takip ederler.)

UZAKLARDAN GÜR BÎR SES — Başbuğ geliyor!

KORO — Başbuğ geliyor, Başbuğ geliyor!

(Coşan nakkare ve kös... Kızışan kişnemeler... Nal sesleri, uğultular... Bir ân sükût... Doğan güneş... Ortalık apaydınlık...)

ÎHTİYAR TİMSAL — (Uzaktan, Fraklı Adam'a) İşte, Batı'ya doğru yol bulmanın ilk hedefi- Anadolu'nun doğu kapısı; yeni Türk ruhuna yeni ve sabit vatan fikrinin birinci kilit noktası Kars!

(Sesler gittikçe uzaklaşarak kaynaşmakta...) ÎHTİYAR TİMSAL— 900 şu kadar yıl önce, -Anadolu toprağından ilk uç olarak fethedildi. (Uzaklaşan sesler...)

İHTİYAR TÎMSAL — Bugün, şu doğan güneşle beraber Anadolu açılıyor.

(Kapanan iç perde... İhtiyar Timsal ile Fraklı Adam, perdeyle yanyana ilerleyip, orta yerde buluşurlar.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

— 2 —

 

 

İHTİYAR TİMSAL — Kars'ta yerleşen Müslüman Türkler, bir buçuk asır, kendi Hıristiyan cinsleriyle çarpıştılar.

FRAKLI ADAM — Aynı ırktan olduklarının, farkına varmaksızın...

İHTİYAR TİMSAL — Biri ateş, öbürü buz dolu, aynı topraktan iki çanak, aynı şey olduklarını düşünebilirler mi? İş, çanağın toprağında değil, içindekinde...

FRAKLI ADAM — Milliyetçilik dâvasının en nazik noktası!...

İHTİYAR TİMSAL — öyle bir nokta ki, bembeyaz bir yüzle kapkara bir suratı aynı renge bular da, iki aynı rengi akla kara hâline getirir.

FRAKLI ADAM — Eşler, ne kadar gizlenirse gizlensin, daima birbirine eştir.

İHTİYAR TİMSAL — (Eliyle dikkat işareti vererek) Ama, kemiyette değil, keyfiyette; posada değil, cevherde eş olurlarsa... Eşleri birbirine ters, tersleri de eş yapan ve her şeyi içinde eritip birleştiren kuvvet../ Tarih onun emrindedir.

FRAKLI ADAM — Ruh ve iman...

İHTİYAR TÎMSAL — Ta kendisi!... Türk, bu ruh ve imana erince, Alparslan'ın şahsında heykelleşen Anadolu'yu açma dâvasının karşısında Haçlı Türkleri buldu; ve henüz bütüne bağlayamadığı Kars'ı, 143 yıl bunlara karşı korudu. Tarihin en çilekeş havzası, Kars, 1207 de, Müslüman - Türk'ün domuz sürüsü diye baktığı Ortodoks Türkler'in eline geçti.

 

(Açılan iç perde... İhtiyar Timsal ile Fraklı Adam, geri geri çekilirler ve aynı noktalarda dururlar.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kanlı Sarık adlı tiyatro eserinden yapılan iktibasta, üstadın vermeye çalıştığı noktalardan birkaç tanesini ifade edelim.

Üstad, ikinci perdede milliyetçilik davasını can alıcı şekliyle en kısa ve öz halinde ifade etmiştir. Tasın maddesine değil de içine bakmanın asıl mesele olduğunu, tasın içilmeyeceğini, tasın içindekinin içileceğini bu yüzden de tasın maddesine değil taşıdığına bakmak lazım geldiğini fark edebiliyoruz.

Bir avuç askerle koca orduyu dize getiren Alparslan'ın elindekinin ruh olduğunu, iman ve ruh ile kemiyetin aşıldığını bu eser çok akıcı dille ihtiyar timsal'in ağzından söyletmiş. Hakikatte de öyledir. Bir insan batıl bile olsa imana sahipse, batıl bile olsa imanını sığdıracağı ruha sahipse o bile zafere erer. Satıh planında da olsa istediğine kavuşur. Fakat iman ve ruhunu kaybetmiş kimseye yardım edecek bir araç bir manivela veya kimse yoktur. Onları kaybeden, hele de bizim gibi güneşi bile ceketi astarında kaybedecek kadar gafil olan topluluğa düşmanları bile acır, kimse de yardım etmez... Eseri okurken geçmiş ile günümüzün muhasebesini yaparak okumalı ve eserdeki incelikleri en ince anlayışımızla değerlendirmeliyiz...

Share this post


Link to post
Share on other sites

-İkinci Tablo-

 

(Aynı tepeden geceleyin Kars... Kalenin her tarafında meş'aleler yanıyor ve gidip geliyor. Bir kaç noktada yangın... Tepe boş ve yarı karanlık... Uzunca durak... Birdenbire, tepenin bayırından, evvlela başları, sonra vücutları görünerek gelen, din alimi kılıklı dört kavuklu... Birinin elinde, göbeğinin üstünde ihtiramla taşıdığı, yeşil bir beze sarılı kitap... Kavuklar tepeye çıkar çıkmaz hayret ve dehşetle etraflarına bakınırlar. Hallerinden, korku içinde oldukları belli... Bir an durup ileriye doğru yürümek isterler. Tam o anda sağdan üç ve soldan dört okçu yollarını keser, oklarını çevirip Kavukluları haklaya alırlar. Okçuların önlerinde ve arkalarında, bir yuvarlakla başlarından geçme iki taraflı bir bez üzerinde kocaman birer Salip...)

 

İHTİYAR TİMSAL - Türk'ün Türk'ü nasıl kırdığını gör ve ruh ayrılığı ne demektir anla!

 

(Okçular oklarını çekerler. Kavuklulardan her birinin göğsünde birer, ikişer ok... Kavuklular, ayrı ayrı biçimler ve yönlerde yere yıkılır. Elinde kitap taşıyan Kavuklu, göğsünde bir ok, iki dizi üstüne yere çökmüş, kitabı öpmekte... Üstüne kan sızan kitaptan da, her öpüşte beyaz sakalına kırmızılık bulaşmakta... Okçular, hareketsiz, yayları ellerinde bekliyorlar.)

 

DERİNLERDEN BİR SES - Ne Haçlı, ne şaman Türk; Müslüman, Müslüman - Türk!

 

KORO - Müslüman, Müslüman - Türk!...

 

DERİNLERDEN BİR SES - Türk'ün elinde şehid; Ölümsüz, kahraman Türk.

 

KORO - Ölümsüz, kahraman Türk...

 

DERİNLERDEN BİR SES - Bu kanın imzasıdır; Yeni yurtta yaman Türk...

 

KORO - Yeni yurtta yaman Türk...

 

DERİNLERDEN BİR SES - Her şey Türk'tür orada, Mekan Türk'tür, zaman Türk.

 

KORO - Mekan Türk'tür, zaman Türk.

 

(Kitabı öpen Kavuklu, sağ elinde kitap, sol elini arkasına dayayarak, sırtüstü yavaş yavaş yığılır. Kitap sağ elinde ve göğsünde...)

 

KORO - Müslüman, Müslüman-Türk!...

Ölümsüz, kahraman Türk!...

Yeni Yurtta yaman Türk!...

Her şey Türktür orada,

Mekan Türktür, zaman Türk...

 

FRAKLI ADAM - (Öbür baştaki İhtiyar Timsale) Bu ses kimin sesi?

 

İHTİYAR TİMSAL - Bu ses, Tarihteki gizli manaların sesi... Benim sesim!...

 

(Perde yavaş yavaş kapanır. ihtiyar Timsal ile Fraklı Adam, oldukları yerde kalırlar.)

Share this post


Link to post
Share on other sites
ÎHTİYAR TİMSAL — (Uzaktan, Fraklı Adam'a) İşte, Batı'ya doğru yol bulmanın ilk hedefi- Anadolu'nun doğu kapısı; yeni Türk ruhuna yeni ve sabit vatan fikrinin birinci kilit noktası Kars!

 

Memleketim benim...Altı koca senedir senden ayrıyım.Üstad ne güzel anlatmış sendeki cevheri.Kars Kalesi'nin hakikatte temsil ettiği manayı, Fethiyye Camii'nin ihtiva ettiği derinliği...Memleketim...Senin ruh kökünü, Üstad'dan dinlemek suretiyle idrak etmek ne güzel bir duygu ve benim için ne muazzam bir hissiyat.Allah Üstad'dan razı olsun.

Share this post


Link to post
Share on other sites
— 2 —

 

 

İHTİYAR TİMSAL — Kars'ta yerleşen Müslüman Türkler, bir buçuk asır, kendi Hıristiyan cinsleriyle çarpıştılar.

FRAKLI ADAM — Aynı ırktan olduklarının, farkına varmaksızın...

İHTİYAR TİMSAL — Biri ateş, öbürü buz dolu, aynı topraktan iki çanak, aynı şey olduklarını düşünebilirler mi? İş, çanağın toprağında değil, içindekinde...

FRAKLI ADAM — Milliyetçilik dâvasının en nazik noktası!...

İHTİYAR TİMSAL — öyle bir nokta ki, bembeyaz bir yüzle kapkara bir suratı aynı renge bular da, iki aynı rengi akla kara hâline getirir.

FRAKLI ADAM — Eşler, ne kadar gizlenirse gizlensin, daima birbirine eştir.

İHTİYAR TİMSAL — (Eliyle dikkat işareti vererek) Ama, kemiyette değil, keyfiyette; posada değil, cevherde eş olurlarsa... Eşleri birbirine ters, tersleri de eş yapan ve her şeyi içinde eritip birleştiren kuvvet../ Tarih onun emrindedir.

FRAKLI ADAM — Ruh ve iman...

İHTİYAR TÎMSAL — Ta kendisi!... Türk, bu ruh ve imana erince, Alparslan'ın şahsında heykelleşen Anadolu'yu açma dâvasının karşısında Haçlı Türkleri buldu; ve henüz bütüne bağlayamadığı Kars'ı, 143 yıl bunlara karşı korudu. Tarihin en çilekeş havzası, Kars, 1207 de, Müslüman - Türk'ün domuz sürüsü diye baktığı Ortodoks Türkler'in eline geçti.

 

(Açılan iç perde... İhtiyar Timsal ile Fraklı Adam, geri geri çekilirler ve aynı noktalarda dururlar.)

 

 

 

bunu bazı milliyetçi kesimlerin okuyup kafalarını duvarlara vura vura idrak etmeleri gerekiyor....ki gerçekleri biraz olsun anlasınlar...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...