Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

maisth

Üye
  • Content Count

    7
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by maisth


  1. selam

    şiirlerin bestelenmesi tartışılabilir bi konu ama bence üstad bu davayı savunurken kemmiyetten ziyade keyfiyet vardı neredeyse herkesin sustuğu bir zamandı üstad ve bir avuç adam kucakladı bu ateşten davayı o yüzden bu şiirlerin şarkı halinde şuursuzca dinlenmesine karsıyım ben bize de lazım olan keyfiyet kafa sallıyarak bu şiiri algılayacak adama ihtiyacı yok bu davanın milli marşımızı da bestelemek hangi akla hizmet böyle olması gerekmiyor

    bence akustiği bozuluyo ( yani ne demek tam bilmiyorum ama)


  2. Dünküne eş, bugün küfür yobazı;

    biz hala bu kadar ilerledik şu kadar ilerideyiz diye teselli etmeye calısırken kendımızı hep bu ses yankılanır kafamın içinde dünküne eş hala modernite falan bence hepsi düzmece ne küfür yobazları ne de diğerleri pek de bişey yapmıs değiliz hele bazı kimselerin olayları acıklamak için tanrıya gerek duymuyorum söylemi... inanıyorumki eski yunanın materyalist feylesofları bile bu günkülerin haline güler de bıraktıkları mirasa ağlarlardı


  3. yeni çirkine mahkum eskisi güzellerin

    Allah kuluna hakim kulları heykellerin

     

    bu dizelerin bi açıklamasına rastlayan varmı?

    bu şiirin en cok hosuma gıden kısmı ama ne demek istediğini hala anlamıyorum


  4. MUHASEBE

     

     

     

    Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!

    Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!

     

    Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide!

    Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide.

     

    Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!

    Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?

     

    Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık;

    Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.

     

    Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;

    Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.

     

    Üstün çile, dev gibi geldi çattı birden! Tos!!!

    Sen cüce sanatkârlık, sana büsbütün paydos!

     

    Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;

    Ve cemiyet, cemiyet, yok edilen güruhiyle...

     

    Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç!

    Genç adam, al silâhı; iman tılsımlı kılınç!

     

    İşte bütün meselem, her meselenin başı,

    Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı!

     

    Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden,

    Daha keskin eliyle, başını ensesinden,

     

    Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;

    Yerleştirse başını, iki diz kapağına;

     

    Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?

    Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi!

     

    Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,

    İçimde homurtular, inanma diye gülen...

     

    İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!

    Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?

     

    Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!

    Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,

     

    Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları,

    Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları;

     

    Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;

    Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!

     

    Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!

    Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...

     

    Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!

    Mukaddes emanetin dönmez dâvacısıyım!

     

    Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;

    Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

     

    Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?

    Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde!

     

    Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak!

    Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;

     

    Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.

    Mavalları bastırdı devrim isimli masal.

     

    Yeni çirkine mahkûm, eskisi güzellerin;

    Allah kuluna hâkim, kulları heykellerin!

     

    Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;

    Lafını çok dinledik, şimdi iş inkılâpta!

     

    Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!

    Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

     

    Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!

    Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak?

     

    1947


  5. üstadın piyesleri

    evet hala muhtacken ınsanlar onu anlamaya bu kadar ilgisizlik

    hala her tiyatroda acaba varmı bitanesi diye bakıyorum ama hala bulabılmıs degılım sanat ve fikir acısından özellikle fikir açısından yaşadığımız olaylarla bağlayıp tekrar yorumlamalıyız şu aralar ahşap konak meşgul ediyor zihnimi üç neslin bu denli birbirine karsı durusu keske su bizimde mensubu oldumuz neslıde anlatmaya vefa etseydı omru acaba ayselle tekının cocugu ne hallerde olurdu


  6. evet haklısınız galıba o zaman kı durum gerektırmıs olabılır hem illa ki bi tane daha yazılması gerektiyse bunu da yazmakla yükümlü kişiydi üstad bence

    lakin ben hala kurtulus savaslarıyla bagdastırıyorum milli marsımızı böyle olması gerekmezdi mutlaka


  7. Bu şiir bence Üstadın en büyük açmazlarındandır. hala anlam veremiyorum şahsi fikrimce yazması hataydı bunu ama yanlış hatırlamıyorsam istek üzerine yazılmış olmalı yani bence bir milli marş sipariş üzerine yazılamaz. mehmet akifin şiirini beğenmemeleri kendilerinin ideolojik duruşu olsa gerek ne bileyim bunu söylemek cok zor olsa da gereği yoktu bu şiirin.

×
×
  • Create New...