Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Gökan Öztürk

Üye
  • Content Count

    220
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    6

Posts posted by Gökan Öztürk


  1. TABLO

     

    Herkes olmuş padişah

    Gel bu hale ah çek ah!

    Sevap nedir bilen yok?

    Günah üstüne günah..

    Dünya yakan arsızlar

    Çekti yıl, ay, ve gün ah

    Ensemizde hırsızlar

    Top, dinamit, ve silah

    Hangi akla yürüdün

    Uzak kaldı bak felah

    Ölmeden hep çürüdün

    Sana doğacak sabah!

    Dil bozuk, yol bozuk, hep

    Çek dur bakalım eyvah

    Kirli ceket, kirli cep

    Ne güne kaldık vah vah...

    Ömrümüzü yiyenler

    Nikah derdinde nikah

    Kurtulacak diyenler

    ''La İlahe İllahlah''

    Düşen biz, derde gama

    Buna dedik eyvallah!

    Burda sormadı ama

    Orda soracak ALLAH (c.c) ...

     

    Gökan Öztürk

     

    28 / Kasım / 2010 Gece: 04 :00 ...


  2. Beni Tarihe Geçir

     

    Gökyüzünden beklediğim müjdemi

    Sen bildir ki, adın tarihe geçsin

    Nasıl yetişecek bana her gemi

    Sen buldur ki, adın tarihe geçsin

     

    Ateş yakar nankörlerin pilini

    Kavuşursak sakla o mendilini

    Bir kerecik şu kapımın zilini

    Sen çaldır ki, adın tarihe geçsin

     

    Ecele gider bak giden süratla

    Meleğim ol, aşk katında tur atla

    Meydanları titret eşsiz kır atla

    Sen sildir ki, adın tarihe geçsin

     

    Hatırladın aşkı gören çağları

    Uğruna yolladım cümle bağları

    Ferhat'ın yerine yüce dağları

    Sen deldir ki, adın tarihe geçsin

     

    Ayna söyler sevenlerin şeklini

    Sende alacaksın elbet hakkını

    Ummadığı yerden şeytan aklını

    Sen çeldir ki, adın tarihe geçsin

     

    Dağlar bile duydu yalvarışımı

    Boşa akıtmadım sana yaşımı

    Eğilmek bilmeyen eğik başımı

    Sen kaldır ki, adın tarihe geçsin

     

    Hazırdır kalpsize cehennem yeri

    Uğrunda kalmışım bir kemik deri

    Aşk adına bütün kötülükleri

    Sen öldür ki, adın tarihe geçsin...

     

    Gökan Öztürk


  3. BEKLEYİŞ

     

    Yağan yağmur inledi

    Irmağım seni bekler

    Bir işaret, aşk dedi

    Parmağım seni bekler

     

    Kir olma gayrı paklan

    Sen de Hira'da saklan

    Oniki'ye odaklan

    Mızrağım seni bekler

     

    Geç ki bedenden candan

    Yol ibret alsın bundan

    Düşmesin ağacından

    Yaprağım seni bekler

     

    Vardı özünde ilham

    Gördüm gözünde ilham

    Gece yüzünde ilham

    Kaynağım seni bekler

     

    Bozma hiç ahengini

    Ara aşkın rengini

    Başlat haydi cengini

    Bayrağım seni bekler

     

    Akan yaşın göl bana

    Sen derdini böl bana

    Ben ölürsem öl bana

    Toprağım seni bekler...

     

    Gökan Öztürk


  4. HİÇ

     

    Senin eserin mi yâr?

    Beynimde gezen çekiç

    Durma, fırtına kopar

    Aşkınla kanımı iç

     

    Körpe yavrular inler

    Yer susarken, gök dinler

    Ölürsem demesinler

    Seni beklemedi hiç ...

     

     

    NANKÖR

     

    Aklı selim anlatsın

    Nasıl da oldun sen kör!

    Bir de kahkaha atsın

    Olsam, ölürdüm ben kör

     

    Gitti içimde heves

    Konuşma, sesini kes

    Ufukta duyulan ses

    ''Ben değil, sendin nankör...

     

     

    CENNETİNİM

     

    Seni gördüm göreli

    Olmadı sana kinim

    Kaldır başın gör eli

    Sevmek imanım dinim

     

    Diş ağrısı ol, kıvran

    Böyle sürmez bu devran

    Benden önce sen davran

    Ben senin cennetinim ...

     

    Gökan Öztürk


  5. Selamun Aleyküm cümleten... Evet böyle bir hadise yaşanmış Başbakan Erdoğan Üstadın şiirini okumuş. Yorumları okudum tek tek. Saygı da duyuyorum görüşlerinize arkadaşlar. Başbakan Erdoğanı Fatih Sultan Mehmet ile kıyaslamak felakettir... Şunu da söylemeden edemeyeceğim, Üstad Necip Fazıl Kısakürek bugün eğer yaşamış olsaydı, Başbakan Erdoğan ve hükümetini topa tutardı ... Ben böyle değerlendiriyor ve böyle düşünüyorum... Saygı ile ...

     

    Allah'a emanet olun ...


  6. SANA DİYORUM

     

    Gökyüzünde aşkı tatmak gayense

    Meleklerim zahirlidir ne sandın?

    Düşündüğün kupkuru bir beyansa

    Hak katında zehirlidir ne sandın?

     

     

    Sözden cayan ukâlalar horlana

    Cümle seven bir'i sevip, bir'lene

    Deli-dolu yağarım ben tarlana

    Gözyaşlarım nehirlidir ne sandın?

     

     

    Adet etme benim gibi övmede

    Farz belledim çok güleni dövmede!

    Ben Yunus'un dergâhında sevmede

    Aşkta duygum mahirlidir ne sandın?

     

     

    Biliyorsa seven biri O'nu yâr

    Değiştirip bulmaz başka konu yâr

    Bırakmayı düşünenin sonu yâr

    Cehennemde kahırlıdır ne sandın?

     

     

    Aşk bayatlar, olur ise yürek kir

    Maya kirse, duygu kirdir, merak kir?

    Yürek ister bırakmamak gerekir

    Tüm nankörler sihirlidir ne sandın?

     

     

    Emin ol ki, susarım yâr ''sus'' dersen

    Hangi mevsim beni sevdin göstersen..

    Al hançerin, yar kalbimi istersen

    Kalbim sana mühürlüdür ne sandın?

     

    Gökan Öztürk


  7. Araplarda adettir, deve yanında yürüyerek şiir okurlar. Bir çoşmadır ki başladı. Allah'ın Resulü bu hali uzaktan görünce sordular;

    Kim şiir okuyarak develeri çoşturan?

    __Âmir, ey Allah'ın Resulü..

    __Allah'ın rahmeti ona olsun...

    Bunun üzerine bir sahabi atıldı:

    - Ey Allah'ın Resulü, ettiğin dua ile Âmir'e cennet vacip oldu. Ne olurdu, bu duadan bizde pay alabilseydik...

     

    Çöle İnen Nur - Üstad Necip Fazıl ... Herkesin okuması gereken bir kitap tavsiyedir ...


  8. HERKES GİTTİ BEN KALDIM

     

    Neredesin hey sevdiğim nerede

    Nesir gitti, destan gitti, ben kaldım

    Umutlarım boğuluyor derede

    Cesur gitti, Sinan gitti, ben kaldım

     

     

    Beni benden etti bu imansız çağ

    Gitgide büyüdü dertlerim dağ dağ

    Senin için Musul, Kerkük, Karabağ

    Esir gitti, figan gitti, ben kaldım

     

     

    Namını bahşettim içi boş puta

    Melek olsa idim yapmazdım hata

    Cemaline hasret kaldı her kıta

    Mısır gitti, Sultan gitti, ben kaldım

     

     

    Senin için gökten inen hızırdı

    Cümle kollar padişahtı, vezirdi

    Doğu-batı, kuzey-güney hazırdı

    Nasır gitti, kalkan gitti, ben kaldım

     

     

    Feryadım dağları deldi sonunda

    Yıkık kara bahtım güldü sonunda!

    Topladı, çıkardı, böldü sonunda

    Kesir gitti, volkan gitti, ben kaldım

     

     

    Ömrü çile, dramlılar ‘’sen’’ dedi

    Feryad, Mecnun, Kerem’liler ‘’sen’’ dedi

    Cüzzamlılar, veremliler ‘’sen’’ dedi

    Kısır gitti, duman gitti, ben kaldım

     

     

    Gam yemezdim kerameti bilseydi

    Öyle ölsem çiçeklerim gülseydi

    Gitmeye and içmiş topal olsaydı

    Kusur gitti, bin can gitti, ben kaldım

     

     

    Ufukta görünür gözlerim nemler

    Kimler dua etti bir bilsen kimler

    Sanki firar etmiş bütün takvimler

    Asır gitti, zaman gitti, ben kaldım

     

     

    Toprağı görünce çatlıyor yürek

    Bütün aynaların görmesi gerek

    Yeni doğan bebek ‘’ya hak’’ diyerek

    Bir sır gitti, yaman gitti, ben kaldım…

     

    4 – Şubat – 2010

     

    Gökan Öztürk


  9. Dünyalık Şiir

     

    Bir anne karnında büyüdüm önce

    Yağmur, kar, demeden gezdim dünyayı

    Kalın düşünmedim, düşüncem ince

    Tepeden tırnağa süzdüm dünyayı

     

    Makama, şöhrete, yoktu gayretim

    Senelerdir can dostlara hasretim

    Zalime yem oldu kemiğim etim

    Garipler aşkına ezdim dünyayı

     

    Şaşıp kaldım, gidemedim yönüme

    Yırtılan her takvim ağlar dünüme

    Gökten kalem-kağıt indi önüme

    Canıma tak etti bozdum dünyayı

     

    Ceylanlar timsaha yemdir, anladım

    Mazlumun gözleri nemdir, anladım

    Veli kimdir, deli kimdir, anladım

    Boşa anlatmayın çözdüm dünyayı

     

    Çirkine güzeldir aynada simam

    Güzele çirkinsin hayatta demem

    Ben ressam değilim, fırça istemem

    Sulu gözlerimle çizdim dünyayı

     

    Sülükler bir olun, kanımı için

    Bu telaş, bu zulüm, söyleyin niçin

    Herkese bir çukur kazdığı için

    İp taktım boynuna üzdüm dünyayı

     

    Menfaat peşinde kara kediler

    Diktiğim ağacı kökten yediler

    Daha sonra ne yaparsın dediler

    Tuttum derisinden yüzdüm dünyayı

     

    Derdim az da değil, derdim hep çokta

    Dört koldan vuruldum ben nokta nokta

    Sur'u üfleyecek hünerim yok ta

    Her gece kurşuna dizdim dünyayı..!

     

    Gökan Öztürk


  10. Cengiz Numanoğlu Üstad'ın beyitleri ...

     

    Dinde zorlama yoktur, insan hürdür elbette.

    İster dünyada pişer, isterse âhirette...

     

    Allah'tan korkana, ölüm yâr gelir;

    Ölümden korkana, dünya dâr gelir.

     

    Yâr olmaz servetinin, sana bir tek kuruşu;

    Secde yoksa, bekleme, kabirde kurtuluşu.

     

    İnsan doğmak, insana ilâhi bir ihsandır;

    İnsan doğan kaç kişi, ölürken de insandır?

     

    İlle de bir tokat mı, yemelisin ensene?

    Ölüm sana gelmeden, sen kendine gelsene.

     

    İnsanca yaşamanın “düşünmektir” kıstası,

    Kabristana yakışır, içi boş kafatası.

     

     

    Dostu da düşmanı da, insanın kendisidir;

    Ya nefsinin kölesi, ya da efendisidir..

     

    Mal, mülk, para tutkusu, nefsine gelse de hoş;

    Unutma ki ey insan! Tabutların içi boş

     

    Ya Allah'a baş eğer, hiç kimseye eğmezsin;

    Ya herkese baş eğer, hiç bir şeye değmezsin.

     

    Ne bir savcı kalırdı, ne bir yargıç ne yasa;

    Şu insanoğlu önce, kendini yargılasa..

     

    Zekâtla arınmamış, servetin cümlesi kor;

    Zenginliğe sabretmek, fakirlikten daha zor.

     

    Bitmez bu kan, bu hüsran, görünüyor açıkça;

    Dünya müslümanları, müslüman olmadıkça

     

    Ey insan ! Yalnızlıktan şikâyet etme sakın;

    Öyle bir Dost'un var ki; şah damarından yakın.

     

    Hem nefsine kul olmuş, nefsini etmiş ilâh,

    Hem ister utanmadan, bir de Allah'tan felâh

     

    Vesveseler kalbinde, imânı söndürmesin;

    Sen ölümü öldür ki; o seni öldürmesin.

     

    Sende yoksa tefekkür, cehline akıl n'etsin?

    Ne korkarsın ölümden? Sen ki zaten cesetsin!

     

    Tefekkürsüz bir toplum, başıboş kafiledir,

    Tevekkül doğurmayan, tefekkür nâfiledir.

     

    İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar,

    Neye nasıl bakarsan, o sana öyle bakar.

     

    Her selâmet kapısı, bir selâmla açılır,

    Bir selâmla, en büyük belâlardan kaçılır.

     

    Hamâsî nutuklardan, idrâkini sakındır;

    Çünkü en büyük yalan, gerçeğe en yakındır.

     

    Bu câziben, ölümle sona ersin dilemem;

    Mahşerde bir kuaför, bulur musun..Bilemem!

     

    Kur’ân eczanesinde, her derde devâ vardır;

    Son kullanma tarihi: Kıyâmete kadardır…

     

    Cengiz Numanoğlu ...

     

     

    http://www.cengiz-numanoglu.com/ButunBeyitler.html buradan Üstadın kendi sitesine bakabilirsiniz... Hepinize faydası olacaktır arkadaşlar... Hayırlı geceler olsun ... Selam ve Dua ile ...


  11. AŞK HİZMETTİR

     

    Düşe-kalka büyütmüşüm sevdamı

    Dersen ''düşem'' senin için hizmettir

    Zalimlerle berat etmem kavgamı

    Bitse ''neşem'' senin için hizmettir

     

     

    Farkındaysan senin için özelim

    Bir olsaydı ''sen yazardı'' yüz elim

    Kaygılarım senden yana güzelim

    Çok ''endişem'' senin için hizmettir

     

     

    Cümle gönül muradına ere de

    Sevda için boğulmak yok derede

    Bütün kavak ağaçlarım nerede

    Yıkık ''meşem'' senin için hizmettir

     

     

    Bahsettiler kuşlar bana senden çok

    Hatıralar yarım kalmış dünden çok

    Hazırlansa aşk kazanım benden çok

    Sende ''pişem'' senin için hizmettir

     

     

    Benim ruhum kör sevdaya atlamaz

    Aşk bilenin yüreğinde patlamaz

    Zamanını bekler durur çatlamaz

    Sabır ''şişem'' senin için hizmettir

     

     

    Seni bana sorarlarsa ben buyum

    Nankörlere mezar olur aşk kuyum

    Ne bağım var, ne fidanım, ne suyum

    Viran ''köşem'' senin için hizmettir

     

     

    Beni benden alıyorken yarlığın

    Yeri-göğü çok titretti ar'lığın

    Bir Kanuni Süleymandır varlığın

    Ne ''muhteşem'' senin için hizmettir...

     

    Gökan Öztürk


  12. Üstad Cengiz Numanoğlu; söylediklerinde çok haklıdır, Onun yerinde bende olsaydım yada başka biri olsaydı aynı şeyi yapardı ... Facebook denen ortamda bende çok karşılaştım Cengiz Numanoğlu beyitlerini Üstad Necip Fazıl adı altında yayınlanışını, Cengiz Numanoğlunu yıllardan beri okurum, takip ettiğim bir şairdir...

     

    Benim nazarımda o en az bir Necip Fazıl kalitesinde sağlam bir şairdir... Araştırın ve okuyun derim ...

     

    Hem zamanınız boşa gitmez buna inanın ... Özellikle ''Esma'ül Hüsna'' Allahın isimlerinden oluşan bir şiiri vardır, Her şaire böyle bir şiir yazmak hiç ama hiç nasip olmaz, Allah her kelimesinden razı olsun...

     

    Sözü Üstadın bir şiiri ile sonlandırıyorum ...

     

    Hem şükür bilmeyen kulsun,

    Hem diyorsun küpüm dolsun.

    Sen, Allah’tan râzı ol ki;

    Allah senden râzı olsun.

     

    Cengiz Numanoğlu...

     

     


  13. Bir Günlük Diyet

     

    Bitmeyen dertlerim sinemde yara,

    Bir gün de açmayın, ölür müsünüz?

    Aklı hapsederek meyhane, bara,

    Bir gün de kaçmayın, ölür müsünüz?

     

    Haykırırım çölden, dağdan, ovadan,

    Sabır kuşum uzaklaştı yuvadan

    Makam, şöhret hırsı ile havadan,

    Bir gün de uçmayın, ölür müsünüz?

     

    İşi fesat olan dönemez geri,

    Dert çekeriz kalu beladan beri,

    Şu nefret ettiğim kara haberi,

    Bir gün de saçmayın, ölür müsünüz?

     

    Rüşvet ile evler yıkan develer,

    Bize kötü kötü bakan develer,

    Her şeye burnunu sokan develer,

    Bir gün de göçmeyin, ölür müsünüz?

     

    Adamı aramaz, odunu arar,

    Her şey menfaattir kim kime yarar,

    Derim ki; sigara viski ve esrar,

    Bir gün de içmeyin ölür müsünüz?

     

    Şairin yazdığı, fikirle dalga,

    ''Temel'le- Dursun'la -Şakir'le dalga'',

    Gariple, yetimle, fakirle dalga,

    Bir gün de geçmeyin, ölür müsünüz?

     

    Girişsiz olursa - girişli olmaz,

    Tıraşsız olursa tıraşlı olmaz,

    Bursalı, Rizeli, Maraşlı olmaz,

    Bir gün de seçmeyin, ölür müsünüz?

     

    Sırıtan, ağlayan, şımaran seven,

    Desene; kimseye kalmadı güven,

    Alacaklı gibi, dedeye kefen,

    Bir gün de biçmeyin, ölür müsünüz?

     

    Takılır aklımız neden niçine,

    Hâlâ doymadı mı söyle piçine!

    Bu yurdumun, bu yurdumun içine,

    Bir gün de s.çmayın, ölür müsünüz?

     

    13 - Şubat - 2007

     

    Gökan Öztürk


  14. Teşekkür ederim ahmedim ... Sen iyi bir şair olacaksın bu hırs azim sende olduğu sürece... Bunu yapmanı isterim ..

     

     

    NE GÖRDÜYSEM AĞLADIM

     

    Bir devir ki; ne söylesem acıklı

    Kimsesiz'de yaş görünce ağladım!

    Bilinmiyor mahkemede kim haklı?

    Dolu dolu boş görünce ağladım!

     

    Çok kapıldım seller gibi duyguya

    Hiç düşmeden yenik düştüm kaygıya

    Ölüp ölüp kucak açtım sevgiye

    Benim gibi eş görünce ağladım!

     

    Allah sevmez öksüzleri horlama

    Son dönüşün nasıl olur parlama!

    Asırlardır göz diken var tarlama

    Bir münafık baş görünce ağladım!

     

    Emelim ki; ne şöhrettir, ne de şan

    Dağ boyudur menfaati kapışan

    Garibana kene gibi yapışan

    Sülüklerde taş görünce ağladım!

     

    Biri susmaz, kurban etme her dalı

    Yılan soyu yıkmak için yer dalı

    Dağıtan yok insanlara hür dalı

    Kara düzen iş görünce ağladım!

     

    Bir nursuzdu hayalimi bitiren

    Kim bahçeme çiçekleri getiren

    Gün oldu ki yuvasını yitiren

    Çırpınan bir kuş görünce ağladım!

     

    Zevk sefada göbek atıp kıvıran

    Körpe aklı şeytanlığa çeviren

    Zalimlerin dünyasını deviren

    Geceleri düş görünce ağladım!

     

     

    Gökan Öztürk


  15. BİRTANEM

     

    Elimden kuş gibi uçtuğun vakit

    Paramparça olur ciğer Birtanem

    Birkez olsun sana hiç dedim mi git

    Çok sevene nazar değer Birtanem

     

    Yıllar yılı sana yoruldu beden

    Bu deli sevdamı hiç sorma neden

    Bana dünyaları bağışlarsın sen

    Bir benim olursan eğer Birtanem

     

    Bir güzelin aşkı ruhumu sarmış

    Sensiz dünya bana ne kadar darmış

    Ellerin, saçların, iyi ki varmış

    Gözlerin dünyaya değer Birtanem

     

    Kalp gözüyle görür usta çırağı

    Aynı yerde sevenlerin durağı

    Hayatıma hiç getirme kurağı

    Bir duanla yağmur yağar Birtanem

     

    Sevdiğini bekler yürek her gece

    Yâr için güzeldir merak her gece

    Yokluğundan olsa gerek her gece

    Elim gırtlağımı boğar Birtanem

     

    Anlamı ne, yüreğinde bensizin!

    Günden güne artar oldu can sızın

    Sen gidince güneş battı ansızın

    Sen gelince güneş doğar Birtanem

     

    Masum yüreğine merhamet eyle

    Durgun sular cana gelir mi söyle

    Çok ağlamış Aslı, Şirin, ve Leyla

    Bu dünya yalanmış meğer Birtanem...

     

     

    Gökan Öztürk


  16. NEYZEN TEVFİK'E MEKTUP

     

    Ağıdımı kabul buyur Üstad, daha sonra yine yazarım...

     

    Rahmet dileklerimle...

     

     

    Nerdesin Neyze'nim... bir bak şu hale

    Kafa bırakmazlar kol bırakmazlar

    Boşuna yolladık ferman bülbüle

    Mecal bırakmazlar hal bırakmazlar

     

    Onbeşlik bebeler billah çıldırdı

    Kör kütükler yeri - ğöğü kaldırdı

    Haramiler mutfaklara saldırdı

    Ocak bırakmazlar kül bırakmazlar

     

    Mazlumun hakkını yılanlar yedi

    Dinime saldıran beş-altı kedi

    Satanistler birer birer türedi

    Gövde bırakmazlar el bırakmazlar

     

    Babalar var, bana sorma ki nasıl

    Analar var, piç doğurdu velhasıl

    Zaman geçer hala bitmez bu fasıl

    Hafta bırakmazlar yıl bırakmazlar

     

    Arkadan vuranlar adam mı olur?

    Derler; belasını arayan bulur

    Doğrucular dokuz köyden kovulur

    Ağız bırakmazlar dil bırakmazlar

     

    Vatandaştan ne istiyor hükümet

    Memleketi güzel yiyor hükümet

    Ananı al da git diyor hükümet

    Yuva bırakmazlar çul bırakmazlar

     

    Para her kapıyı açıyor şimdi

    Melek şeytanlardan kaçıyor şimdi

    Gelen ağzımıza sıçıyor şimdi

    Mektup bırakmazlar pul bırakmazlar

     

    Yakışır kapkara iz Avrupaya

    Koşar kafa, göz, el, diz Avrupaya

    Talibli değiliz biz Avrupaya!

    Havyan bırakmazlar kul bırakmazlar

     

    Köleler şimdilik bizden daha hür

    İki maymun birbiriyle gülüşür

    Toprak ağlar, yağmur yağar, gül üşür

    Yaprak bırakmazlar dal bırakmazlar

     

    Menfaat, ve kibir bilmem ne verdi

    Katır felek dert küpüne çevirdi

    Nemrudun dostları dağlar devirdi

    Serçe bırakmazlar, nal bırakmazlar

     

    Fakir yatmaz sıcacık bir yuvada

    Memleket kan ağlar, aklı havada

    Kudurdu köpekler dağda-ovada

    İlçe bırakmazlar il bırakmazlar

     

    Akıllı dururken sapa yöneldik

    Umudumuz sandık topa yöneldik!

    Veysel'i unuttuk, popa yöneldik

    Ozan bırakmazlar tel bırakmazlar

     

    Neyze'nim güzeli sen de överdin

    Bu köpeği benden önce döverdin

    Allahsıza ana-avrat söverdin

    İmkân bırakmazlar yol bırakmazlar...

     

    Gökan Öztürk

    • Like 1

  17. BEN SENİNDİM

     

     

     

     

    Yâr her gece yokluğunun cengine

    Bir ihtilal, yaptığım an senindim!

    Yüreciğim gene düştü yangına

    Kaşın hilal, yaptığım an senindim!

     

     

    Ölüm yolda yerle bir et kinini

    Bana sakla boynundaki benini

    Kabul etsen Muhammed’in (s.a.v) dinini

    O gün Bilal, yaptığım an senindim!

     

     

    Hiç yüzüne hayırsızsın dendi mi?

    Aşk bilmezler, bileğini yendi mi?

    Haritaya benzetmişim kendimi

    Perişan hal, yaptığım an senindim!

     

     

    Yer-gök şahit ben haddimi aşmadım

    Sensiz bir gün okyanusta taşmadım

    Haramlığın meydanına koşmadım

    Hakkım helal, yaptığım an senindim!

     

     

    Sen tarihin sayfasında kahraman

    Senin ile vuku buldu din-iman

    Yüreğime kan sıçrardı bir zaman

    Sana celal, yaptığım an senindim!

     

     

    Düşüncemdir incelerin incesi

    Neye varır bu vuslatın sencesi

    Saçım aktı, gözüm kördü, öncesi

    Dilimi lal, yaptığım an senindim!

     

     

    Vebal alma öz canımı yiyerek

    Gözden düşme fesatlığı giyerek

    Kurtuluşa ermelisin diyerek

    Bir ilmihal, yaptığım an senindim!

     

     

    Ben kanında var olmuşum, kanım em

    Benim için sevecekse gam yemem

    Çoçuk gibi ağlamanı istemem

    Seni ihmal, yaptığım an senindim!

     

    Gökan Öztürk


  18. ’HAK’ SUN BANA

     

     

     

    Ey sevgilim yaymış kaşın

    Canevimde oksun bana

    Gökte yıldızlar sırdaşın

    Bir varsın, bir yoksun bana

     

     

    Dilersen ruhumu devir

    Dilersen aşkımda kal bir

    Hangi bağa girersen gir

    Çiçeklerin koksun bana

     

     

    Can bulsun yaşımı sil de

    Ben seninim, bunu bil de

    Elinden yılan değil de

    Gelsin akrep soksun bana

     

     

    Korku perdeni kalple yık

    ’O’ diyorsa yukarı çık

    Önce bir susuz kal, acık

    Sonra derim toksun bana

     

     

    İki gözümün biri sen

    Yalvar ve yakar kir isen!

    Şeytanı dost edinirsen

    Derim sana şoksun bana

     

     

    Seninle ağlar her gemi

    Beni yalnız koyma e’mi

    Çözdüm bugün aşk metremi

    Azdan öte çoksun bana

     

     

    Üzülme, yol olsun ırak

    Ustasını sever çırak

    Batılın peşini bırak

    Allah için ’hak’ sun bana...

     

    9 / Eylül / 2010

     

    Gökan Öztürk

    • Like 1

  19. NASIL GELİRSEN GEL

     

     

     

    Gökyüzünde yıldızların bitmişse

    Dağlı-taşlı ovalı gel, razıyım

    Aşk bahçende çiçeklerin yitmişse

    Doldur suyu kovalı gel, razıyım

     

     

    Özlediğin yâr düşünde sılaysa

    Mecnun için büründüğün Leylaysa

    Kıskançlığın can özüne belaysa

    Çağır yedi düveli gel, razıyım

     

     

    Şu başımdan çilelerim bitmez mi?

    Aşk bağında bülbüllerin ötmez mi?

    Ateşe at, çarmıha ger, yetmez mi?

    Ör başıma çuvalı gel, razıyım

     

     

    Ayaktayım, Allah’ıma çok şükür

    Bir vefadan yoksun aşkı kim okur

    Ne yazar ki, ha zenginsin ha fakir

    İster isen havalı gel, razıyım

     

     

    Allah için seviyorsan hak olur

    Benim çilem seninkinden çok olur

    Aşk binadır, yıkılırsa yok olur

    Yüreğime sıvalı gel, razıyım

     

     

    Cennet ağlar cehennemin dibiysen

    Kar, fırtına, yağmur, çamur, tipiysen

    Sazdan artık zevk alamaz gibiysen

    Al eline kavalı gel, razıyım

     

     

    Gaddarları çok yemede ben varım

    Hasretine ’ah demede’ ben varım

    İstediğin mahkemede ben varım

    Koş hakime..! Davalı gel, razıyım…

     

    16 - Aralık - 2009

     

    Gökan Öztürk

    • Like 1

  20. BEN MİYİM?

     

     

    Dağlardan dağlara hasret uçurdum

    Vara vara; yüklediğin ben miyim?

    Baharı görmeden yazı geçirdim

    Kıra kıra; eklediğin ben miyim?

     

     

    Gök rengi değişmiş bulutlarla yâr

    Aşka hor bakıldı hudutlarla yâr

    Tazecik yeşeren umutlarla yâr

    Sara sara; kokladığın ben miyim?

     

     

    Ne geçti eline ruhumu soyup

    Sanma kör olurum gözümü oyup

    Bir hedef tahtası önüne koyup

    Sıra sıra; okladığın ben miyim?

     

     

    Dönerim yüzümü vur-kaç ne çare

    Herkes birbirine muhtaç ne çare

    Haritaya döndüm, ilaç ne çare

    Yara yara; çokladığın ben miyim?

     

     

    Sallanır hayalim salkım-saçakta

    Kurban ol deseler; aşkım bıçakta

    Birgün gemi, birgün tren, uçakta

    Kara kara; beklediğin ben miyim?

     

     

    Beni sana getirecek bir tas su

    Eserse ne güzel rüzgarın hû.. hû

    O kadar aşığın içinde yahu

    Dura dura; sakladığın ben miyim?

     

    20 / Temmuz / 2009

     

    Gökan Öztürk


  21. YERDE YOK GÖKTE YOK

     

     

    ''Aç diyordun'' şu kapını tez elden

    Açtım açtım, bulamadım yâr seni!

    Seç dediler yetmiş milyon güzelden

    Seçtim seçtim, bulamadım yâr seni!

     

     

    Anlam çıkar, bedenimi sürdüysem!

    Anlam çıkar, nakış nakış ördüysem

    Nerede bir uğursuzluk gördüysem

    Kaçtım kaçtım, bulamadım yâr seni!

     

     

    Zulüm olmaz Azrail'in oyunu!

    Gıpta ile seyre daldım huyunu

    Kayalardan güzelliğin suyunu

    İçtim içtim, bulamadım yâr seni!

     

     

    Hiçbir yardım göremedim ben elden

    Hiçbir vefa bekledin mi sen elden?

    Ateşlerden, köprülerden, tünelden

    Geçtim geçtim, bulamadım yâr seni!

     

     

    Bir bahçesin menekşeyle, ıtırla

    Vuslat uzak sanıyorsun! hatırla

    Kefenimi dilim dilim satırla

    Biçtim biçtim, bulamadım yâr seni!

     

     

    Kolay kolay kapanır mı bu yara?

    Kim yoracak bu rüyamı hayıra!

    Çare diye bambaşka bir diyara

    Göçtüm göçtüm, bulamadım yâr seni!

     

     

    Belli vakit senetlendim göklere

    Kartal gibi kenetlendim göklere

    Bir emirle kanatlandım göklere

    Uçtum uçtum, bulamadım yâr seni!

     

     

    Gökan Öztürk

     


  22. SENET

     

    ALLAHIN İZNİYLE ANADOLUYA

    YAĞACAK BİR RAHMET BİZ GELECEĞİZ

    SARILDI ÇEKİRDEK TOPRAĞA SUYA

    DURMAZ BU HAREKET BİZ GELECEĞİZ

     

     

    SOYGUNU VURGUNU KALDIRMAK İÇİN

    ZULMÜ BEŞİĞİNDE ÖLDÜRMEK İÇİN

    MİLLETİN BAHTINI GÜLDÜRMEK İÇİN

    EDECEĞİZ GAYRET BİZ GELECEĞİZ

     

     

    HAİN HİLE DİZSİN SAKLASIN KORKAK

    NEME LAZIM DESİN UYUSUN AHMAK

    BUGÜN GELMEDİKSE YARIN MUHAKKAK

    GELECEĞİZ EVET BİZ GELECEĞİZ

     

     

    GİDECEK BU UYKU BU DÜŞ ZAMANI

    DİRİLTİR DAVAMIZ ÖLMÜŞ ZAMANI

    YAKINDIR SILAYA DÖNÜŞ ZAMANI

    BİTECEK BU GURBET BİZ GELECEĞİZ

     

     

    YETER Kİ HAKKI TUT, BATILDAN EL ÇEK

    GEBERECEK YALAN DOĞACAK GERÇEK

    TÖREDEN TOPMUŞLAR GİDECEK TEK TEK

    GÖRECEK BU MİLLET BİZ GELECEĞİZ

     

     

    KIRACAK KABUĞU MUKADDES MANA

    BİN ÇAKAL VIZ GELİR BİR TEK ASLANA

    İLAN EDİYORUZ DOSTA DÜŞMANA

    GELECEĞİZ ELBET BİZ GELECEĞİZ

     

     

    ABDURRAHİM KARAKOÇ

×
×
  • Create New...