Eşref Bey

osmanlının kuruluşunu anlatan en nitelikli roman.Tabi Küçük Ağayıda unutmamak gerekir.

Ayrıca kitabın hiçbir bölümünde Peygamberimizle ilgili birşey yok(beyazıdi bistami ile karşılaştırılan bölüm dışında).Bu nasıl bir dervişlik anlayamadım doğrusu.Bu kadar yanlışı olan kitaba bu kadar prim verilmesi korkutuyor beni.Nerelere geldik düşünemiyorum.Saygılarımla

Tarık BUĞRA.Yazar 2 Eylül 1918'de Akşehir'de doğdu.1936'da liseyi bitirdiğinde İstanbul Tıp Fakültesi'ne girdi.Ordan hukuk ve edebiyat fakültelerine geçti fakat hiçbirini tamamlamadı.Yazarımızın ilk eseri önce tiyatro olarak yaz...dığı ve kendi deyişiyle oynatamadığı ''akümülatörlü radyo''yu daha sonra ''yalnızlar'' adlı romana çevirdi.Aslı itibariyle ilk romanı 1955'te yazdığı ve Rahmetli Mümtaz Turan'ın bu eser için “Tarık Buğra’nın burada iddiasız görünüşüne rağmen büyük bir tezi, “Yirminci asrın hüznü” dediğimiz hastalığı ele aldığını sanıyorum. Günümüzün trajedisi romandaki maceralara bir fon müziği gibi baştan sona refakat ediyor.” dediği ''siyah kehribar''dır.Aslında öykülerini tiyatrodan sonra yazan ve ilk öykü kitabı ''oğlumuz''la cumhuriyet gazetesinin açtığı yarışmada ikinci olarak adını duyuran ve öykü kitabı için her kesimden olumlu eleştiriler alan yazar bu romanla çark tersine dönmüş gibi birçok olumsuz eleştiri almıştır.Ama kendi deyişiyle bir amatörün ilk romanına... verebileceği emeğin,saygının ve fedakarlığın en fazlasını vermiştir ve bu eserine tabiki yansıyor.Yazar ilk olarak babasıyla beraber çıkardığı ''nasreddin hoca'' gazetesinde yazılar yazmıştır.Daha sonra Milliyet,Vatan,Yenigün,Yeni İstanbul ve haftalık Yol dergisinde yazılar yazdı.Tercüman gazetesinde köşe yazarlığından 1976'da ayrıldı ve ve zamanını bütünüyle edebiyata verdi.İstiklal Savaşı'na merkezden değilde bir kasabadan baktığı ''küçük ağa'' romanı defalarca trt'de dizi olarak bu adla yayınlandı.Çoğu yazar ve eleştirmenin en önemli romanı olarak baktığı kitapta değişik bi tarzda İstiklal Savaşı'nın anadoludaki etkisini anadoludaki insanların çilelerini,kahramanlıklarını,yaşantılarını,...günün şartlarını,halkın savaşa bakışını,doğduğu yer olan Akşehir'den anlatarak kendine has üslubuyla dile getirdi.Küçük Ağa 1963'te basıldı ve ardından devamı olan Küçük Ağa Ankara'yı 1966'da yayınladı.Yazarın en önemli romanım dediği ''gençliğim eyvah'' 1979'da yayınlandı.romanda Türkiye'nin 1980 öncesi dönemini anlatmaya çalıştı.''firavun imanı''1976'da,cumhuriyetin kuruluş yıllarında çektiği sıkıntıları anlatan ve çok partiye geöiş döneminin ülkemizde doğurdu ilk sıkıntılarını anlattığı ''dönemeçte'' 1978'de ve yi...ne trt tarafından ''kuruluş'' adıyla dizi olarak çekilen Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu anlattığı romanı ''osmancık'' 1985'te yayınlandı.Romanları ve öykülerinin dışında gezi,deneme türünde kitaplarıda vardır.Eserlerinin hepsi defalarca oynandı ve tvde dizi olarak yayınlandı ve hala yayınlanmaktadır.Ülkemizin son yüzyılda yetiştirdiği büyük yazarlardan biri olan Tarık BUĞRA bütün eserleriyle dönemindeki birçok yazardan ayrılmaktadır.O herzaman atmosfer hikayecisiydi ve anlatıma konudan öncelik verirdi.Eserlerini okuyanlar g...örecektir ki yazar bütün romanlarında dil,anlatım ve üslubuyla diğer yazarlardan kendisini ayırmaktadır.çünkü onu romanında her zaman ayrı bi hava vardır ve bu havayı okuyanlara hissettirir.Kendisi anadoluda doğup büyüyen yazar eserlerindede hep bu tarzda yani halkın gözünden konuya eğilmiştir.Romanlarında hep halk nazarında olayları anlatmaya çalışmıştır.Yazarın eserleri şimdi ötüken ve iletişim yayınlarından çıkmaktadır.Bütün kitaplarına kolaylıkla ulaşabilirsiniz.Kimi kitaplarda milliyetçi kimilerinde halkçı gözüyle bakılsada o kendi roman tarzını oluşturmuş ve diğerlerinden ayrılmış bir yazardır.27 Şubat 1994'te İstanbul'da hayatını kaybetmiştir.

Heryerde ve her zaman eleştiriyorum bu kitabı ve eleştirmek için okudum.Okunmaması gereken okunuyorsa bile birşeyler bulmaktan ziyade akıcılığına bakılacak bir kitap.İçinde konu özüyle yanlış.Kendisi kitaplarını çok akıcı yazdığı için akıcı bir kitap okumak isteyen ve birkaç günde bitirmek için kitap arayanlara tavsiye edilebilir.

Kitabı bende okudum fakat eleştirmek için çünkü biliyordum en azından tahmin ediyordum içindekileri.Kendilerini bedavadan,hiç çile çekmeden dindar olmak isteyenler için harika bir kitap.Sol görüşlüinsanlar için keza öyle.Çünkü onlar öyle bir inanç isityorlar.Herşey kalpten olmalı.O halde haşa Peygamberlere ne gerek vardı?Boşuna mı o kadar din büyüğü bu dini yorumladı bir şekilde bişeyler çıkrdı.kitaba göre hepsi boşa uğraştı herkes kendi inancın yaşasın.Namaz kılmayalım,ibadet etmeyelim.Tefekkürle büyük alim olalım.Tabi tefekkür çok zor bir ibadettir ama benim söylemek istediğim sadec düşünmek.Boş bir şekilde düşünmek.Beni en çok üzende güvendiğim kitapçılarda baş köşeye konması oldu.Yazık bu kadar yanlış anlatılan Mevlana Şems ilişkisini bu kadar baştacı yapmak.Üzülüyorum kimse görmüyor.Bunlarla yani hiçbişey yapmadan ibadet etmeden yükseleceğimizi düşündüren bizi tembelliğe alıştıran bu gibi kitaplara bu kadar çok değer veriliyor.Mevlana hakkında araştırma yapan o kadar büyük isimler varken dün çıkıp gelen bi yazarın yanlış bi şekilde anlatılan romanına bu kadar çok iltifat edilmesine anlam veremiyorum.Yazıyı yazan kardeşime teşekkür ederim.Hala kitabı düşündükçe sinirleniyorum.Koskoca Şemse şarap içiren kitaptan ne beklenir bilemiyorum.Saygılarımla...

Türkiye'de tarih romancılığını başlatan büyük isim birçok kitabını okudum,halada okumaya devam ediyorum.Çocuklarımıza okutmamız gereken başucu kitaplarından hepsi.Tarihe merakı artıran ondanda öte tarihi okurken öğreten,insana okudukça tarihi aşılayan,insanı aşka getiren kitapları her yaşta okumaya değer.Saygılarımla...

Allah-ü Teala'nın varlığını inkar etmek için yaptıkları onca mantıksız bilimsel araştırmalardan sonra,bu az bile.Ne iddia edeceklerini şaşırmışlar artık.

Sende haklısın kardeşim.İnkar için yol mu yok adamlar güya dünyanın en ileri gelen bilimsel merkezlerin başında.Ama İnanmadıktan sonra başındada olsa sonundada olsa insan yine aynı insan.Bir toz zerreciğinden farkı yok.

Allah evlenecek bir kadın arayan erkeğe yardım etsin.Bulduktan sonra daha çok yardım etsin.

HZ. ALİ

Paranın herşeyi yaptığını düşünenler,para için herşeyi yapanlardır.

BENJAMİN FRANKLİN

Herkes aynı fikirdeyse, hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir.

MEVLANA HZ.

O Rodos'a yüzmeden bişey olmaz ona.Olmaması gerek:)

Buda ne?Bundan yıllarca önce öküzün boynuzundaki düz tepsi denen dünya için bugün bilimin tepedeki insanlarından birinin çıkıpdünya düz demesi ne kadar mantıklı olabilir.Kur'an-ı Kerim'de Zümer Suresi 5inci ayetinde geçen sarıpörten kelimesinin arapçada anlamı yukeviru yani yumurta üzerine bir cisim sarmak anlamındadır.Fazla söze gerek yok.Saygılarımla...

Kendime kırmızı siyah bir forma bulup(güya yozgatspor forması)arkasınaizinsizce evden alınmışbi kumaştan kestiğim 1ve 0 rakamıyla 10u yapıştırıcıyla yapıştırmıştım tekrar çıkınca dikmiştim tek tek.El emeği göz nuruydu.Şimdi nerde kimbilir.Mahallenin çeşmesi kale olurdu tek kale maç sonra arabanın altında kalıp patlayan toplarımız.Ondan sonra ne kadar halısahada,çimsahada oynasakta tutmadı onların yerini.Ne güzel günlerdi.Mahallede bide namaz vakti oynadığımızda cemaatten bize kızan amcalarımız.Onların bile tadı farklıydı.Bu konuyu açtığı ve o güzel anıları tekrar yaşattığı için yunuscoskun kardeşime teşekkür ediyorum.Saygılarımla...

Divan edebiyatının en büyüğü olan Fuzuli sana ne kadar övgü yazsakta az.Sen zaten herşeyi yazdıklarınla şiirinle ve geldiğin noktada kimsenin senden sonra sana ulaşamamasıyla gösterdin.senden sonra senin gibisi gelmedi dünyaya.Büyüklerin en büyüğü Fuzuli.

Biraz geç cevap yazıyorum çünkü üyeliğim çok eski değil.Yavuz Bülent Bakiler edebiyatımızın yaşayan büyük şair ve fikir adamlarından biri.Bütün şiirlerinde kendine has bir üslupla anlattığı konular,şiire farklı bir açıdan bakış tarzı ve anadolu insanını anlattığı şiirleriyle en sevdiğim şairlerimizden biri.Milliyetçi mukaddesatçı bir çizgide ömür geçirmiş bu büyük sanat adamının adına yazılmış yazı ve şiir için teşekkürlerimi sunarım.Saygılarımla...

MAVİ GÖZLÜ DEV

O mavi gözlü bir devdi.

Minnacık bir kadın sevdi.

Kadının hayali minnacık bir evdi,

bahçesinde ebruliii

hanımeli

açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.

Ve elleri öyle büyük işler için

hazırlanmıştı ki devin,

yapamazdı yapısını,

çalamazdı kapısını

bahçesinde ebruliiii

hanımeli

açan evin.

O mavi gözlü bir devdi.

Minnacık bir kadın sevdi.

Mini minnacıktı kadın.

Rahata acıktı kadın

yoruldu devin büyük yolunda.

Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,

girdi zengin bir cücenin kolunda

bahçesinde ebruliiii

hanımeli

açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,

dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:

bahçesinde ebruliiiii

hanımeli

açan ev..

Nazım HİKMET

Arkadaşlar boyle bi sayfa olusmusken bende bu siiri yayınlamak istedim.Nazım her ne kadar gençlik çağları da dahil Üstaddan edebi ve fikri alanda geri kalsada,ideoloji olarak ona ne kadar zıt olsada değinmeden geçilmez.Reyhan kardeşimize paylaştığı bütün değerli bilgilerden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.Onların sitesinde üstada yer verilmeyeceğini,verilmemesinin nedenlerinide açıkladığı yazısıda çok anlamlı tabi.Böyle bi sitede Nazıma yer verilmesi burdakilerle karşıtların arasındaki en büyük farkı açıklamaya yeter zaten.Fazla söze gerek yok.Saygılarımla...

Üstadın bu yeni kitaplarını bi kitabevinde görmüştüm.Çok mutlu oldum çünkü üstadın kaleminden dökülen bu yazılara bugün ülkemizde her kesimin ihtiyacı var.Daha kimbilir kaç kitap çıkar yazılarından.Fakat en kötüsü bunların tanıtımındaki eksiklik.Zira kazara gördüğüm bu kitapları görmeseydim belkide şimdi haberim olacaktı.büyükdoğu yayınlarına teşekkürü bir borç bilirim kendi adıma fakat keşke üstadın her kitabını her yerde bulabilsek.Her yerde her kitabına ulaşmak mümkün olmuyor.Burda yayınevi yada bu dağıtım işini yapan kardeşlerimizden daha kapsamlı bi şekilde bu işi yapmalarını rica etmek istiyorum.Heryerde ve her zaman üstad olması için.saygılarımla...

Divan Edebiyatı aşkın kendisidir.Divan edebiyatıyla ilgilenen ve seven herkes için izlenmesi gereken program işte budur.Paylaşım için teşekkür ederim.

Dünyadaki müslümanlara müslümanlığı kabul ettikten sonra her zaman liderlik etmiş ve onları korumuş olan bu milletten hala bunu istiyorlar.Başbakanın geçen yıl davosta yaptığı çıkıştan sonra yine böyle olaylara tanıklık etmiştik.Keşke yine şanlı tarihimizin ak sayfalarında olduğu gibi yine bu liderlik konumunda bulunabilsek.Osmanlı tarihinde dünyanın bilmem neresinde burdan gemiyle yıllarca süren yolculuklardan sonra ulaşılabilecek yerlerde padişah adına hutbe okutan bu millet yine bunu başarabilse ne kadar güzel olurdu.Saygılarımla...

İlber Ortaylı tarafından şaşkınlığa uğrayanlardan biride benim.Fakat ben bunu daha önce Alperen Ocaklarının Topkapı Sarayı'nda içki içilmesini kınadığı,protesto ettiği zaman,Ahmet Hakan'ın köşe yazısında Alperen Ocakları'nı eleştirip bunuda İlber ortaylı'nın 'Dördüncü Murad'da orda içki içerdi' tarzında söylemiyle yaptıktan sonra hoca dediğimiz insanlarında bizleri yanılltıp,şaşırtacağını gösterdi zaten.

Kaside Nedim'in değil miydi yaa. Ben mi yanlış hatırladım yoksam.

Evet arkadaşlar bende sonradan farkettim kusura bakmayın.Kendisini ne kadar sevmesemde bu kasidesi herzaman hoşuma gitmiştir.O yüzden oraya yazmıştım.Saygılarımla...

ezberlenmesi gereken bir şiiri üstadımızın.hatta bir şiir değil bir marş niteliğinde apayrı birşey.Allah ondan razı olsun...

Gelmiş geçmiş en büyük Türk sultanı...

Fragmanı Yavuz filminde daha görünmekle beraber Türk film sektörünün eldekilerle tarihi film çekemeyeceğini ortaya koymuş.Herkes fillere takılmış bende takıldım hiç duymamış,okumamıştım bence efektlerde güzel değil ama çıktığında hep beraber göreceğiz.

Tarihte kendinden önce hiçbir kralın,sultanın,askerin geçemediği çölü 13 günde önünde giden Alemler Sultanı,Kainatın Efendisi'nin önderliğinde geçen,ömrünün son anlarında kendisine artık Allahla beraber olma zamanınız gelmiştir hünkarım diyen sadrazamını sen beni şimdiye kadar kiminle sanırsın paşa diye tersleyen bu büyük sultanın bu şekilde bi filmle tanıtılması ne kadar acı.yunuscoskun kardeşin dediği gibi sinema çok büyük bi araç,çok büyük bi sektör bu sektörünbu gibi kimselerin elinde olması sanırım böyle sonuçlar doğurmaya devam edecek.Bunlar Dördüncü Murad'a içki içiyor der,Ulu Hakan 2. Abdulhamid Han'a pinti,gerici der,Vahdeddin'e hain der,Yavuz'u da böyle yabancı filmlerdeki gibi bi avuç barbarın lideri gibi gösterir.Çok yazık....

Çok güzel bir toplantı olduğu yunuscoskun kardeşimizin yazdıklarından belli oluyor.Bu dost ortamında bulunup konuşmayı,dinlemeyi çok isterdim Allah sizden razı olsun.Dua ile Selametle...

Kitabı okumadım fakat hakkında bilgim vardı.sizin yazdıklarınızla daha çok bilgi edindim.En son sahafa gittiğimde kitabın daha gelmediğini söylemişti.kitabı okuduğumda yorum yapabileceğim inşallah.Dua ile Selametle...