NFK-Fan 285 Report post Posted July 2, 2007 Selamlar, Tasavvufta muhtelif merhaleler, çeşitli anlayışlar vardır. Önemli mutasavvıflarımızdan olan Yunus'un da, Abdülhamid arkadaşımızın kopyaladığı mesajda yer alan şiirinde şöyle bir dörtlük var: Cennet Cennet dedikleri, Birkaç köşkle birkaç huri; İsteyene ver sen ânı, Bana seni gerek, seni!.. Burada anlatılan şey, asıl sevginin Allah sevgisi olması gerektiği, amacın Cennet'e kavuşmaktan çok, Allah'ın rızasını kazanmak olduğu düşüncesi... Ben şahsen "Cennet Cennet dedikleri / Birkaç köşkle birkaç huri" diyemem, tasavvuf deryasında belli bir derinliğe dalmayanların da bunları söylemesi pek hoş olmaz; zira bu sözün manası hissedilemediği takdirde, özellikle şu iki mısra, Allah'ın yarattığı ve bizzat Kur'an'ında büyük övgülerle andığı Cennet'ine burun kıvırmak manasına gelebilir. Yunus Allah'ı o denli seviyor ki, onun için asıl amaç Cennet değil, Allah'ın kendisi oluyor. Bu yüzden biraz hoş görmeliyiz sanırım. Bunları söylemek, daha önce de değindiğim gibi her babayiğidin harcı değil; zira aşıkla maşuğun arasındaki ilişkiyi taşıyabiliyor olmak gerekir bunun için. Aşığın, maşuğuna daha geniş bir sınır dairesi içerisinde hitap etmesine imkan tanıyan "naz makamı" dediğimiz bir husus da var bilincinde olmamız gereken... Çoğu mutasavvıf bu makamın kendilerine temin ettiği geniş çerçeveden faydalanarak, avam insanının manasını hissedemeyeceği, yanlış anlayacağı şeyler söylemişlerdir. Aklıma hemen, üstadın da sık sık verdiği bir örnek geldi; bilindiği gibi, Bayezid-i Bestami hazretleri, ruhen bunaldığı bir anda şöyle demiştir: "Ey Rabbim, beni fazla sıkma; aksi takdirde ne kadar merhametli olduğunu kullarına anlatırım da, yeryüzünde sana ibadet edecek bir kul bile bulamazsın!".. İslam'daki merhamet derecesinin müthiş sınırlarını vurgulayan bu muştulu sözün bir benzeri de, Abdülhamid arkadaşımızın Hz. Ebubekir R.a'dan naklettiği söz... İşte kişi, samimiyetle o makama geldiğini düşünebiliyorsa, buyursun, söylesin bunları. Allah'a duyduğu sevginin büyüklüğüne, ihlasına samimi olarak güvenen varsa, bu söz, o kişinin söyleyebileceği en güzel sözlerden olur; aksi takdirde, yani tam bilincinde olunmadan sarfedildiğinde Allah'ın övdüğünü yermeye varabilir ki, Allah cümlemizi bundan muhafaza buyursun. Arkadaşlar, bu mevzuyla ilgili, bu başlık altında daha başka mesajlar yazmamanızı rica ediyorum. Eğer illa da yazmanız gerekiyorsa, bir başlık açarsınız, biz de bu mevzuyla ilgili, burada yazılan mesajları oraya naklederiz, tartışma oradan devam eder. Fakat istişarenin her iki cephesinin de yazdıklarımı anlatmaya çalıştığı gibi bir izlenim aldım ben, yanılmamış olduğumu tahmin ediyorum acizane.. Saygı ve selamlarımla Share this post Link to post Share on other sites
KURT 0 Report post Posted July 2, 2007 Maşallah ya ne büyük, ne yüce bir mertebe. Çekilen fikir yükü yeni çilelere gebe. Share this post Link to post Share on other sites
Gökan Öztürk 29 Report post Posted January 7, 2008 ALLAH (C.C) RAZI OLSUN... ÜSTADIMIZ hakkında bilmediklerimizi buradan okumak öğrenmek bilmek güzel... ALLAH (C.C) MEKANINI CENNET EYLEYE... amin ÜSTAD NECİP FAZIL KISAKÜREK UNUTULAMAZ... Share this post Link to post Share on other sites
Turan 4 Report post Posted January 8, 2008 Mekanı cennet olur inşaallah ... Share this post Link to post Share on other sites
Mcht 3 Report post Posted January 13, 2008 Allah u teala rahmeteni ve bereketini üzerinden eksik etmesin... Share this post Link to post Share on other sites
isra 1 Report post Posted January 17, 2008 arkadaşlar çok etkilendim kişinin sözüyle özünün bir olması üstadda ne güzel cereyan etmiş.ölüm ölene bayram bayrama sevinmek var...oh ne güzel bayramda tahta ata binmek var..bize ölüm ve ötesini sevdiren üstadı tekrar rahmetle anıyorum.. Share this post Link to post Share on other sites
birnida 14 Report post Posted January 21, 2008 "İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür..." İnşallah onun davasını derdimiz bilir ve muvaffak oluruz Allah'ın izniyle.... Share this post Link to post Share on other sites
mukarrabin 103 Report post Posted March 5, 2009 Sonsuzluk Kervanı'nın peşine düşüp de yolda kalan kaç kişi görülmüş, duyulmuş ki?... Mübarek olsun... Rûhu şâd olsun... Share this post Link to post Share on other sites
Fedai 0 Report post Posted March 5, 2009 Azraile "hoş geldin" diyebilmiş, ne mutlu... Fahri Duran kardeşim ne mutlu ki sana üstadı son görenlerden birisin ve onu yıkayansın. Share this post Link to post Share on other sites
adıdeğmez 18 Report post Posted April 29, 2009 "...Necip Fazıl'ı hiçbir abartı yapmaksızın ifade etmek gerekirse; tefekkür sahasında beş asırdır beklenen büyük zuhûr, büyük mütefekkir insandır. Bu insanın, fikirlerini aşılayabilmesi için deha çapında bir şair olması gerekiyordu -böyledir de- zaten evvela şiirlerini yazmış, ondan sonra fikriyatını herkese okutmaya başlamıştır. Size Üstad hakkında bir sır vereyim. Bilenler bilir, Üstad son zamanlarında velayet mertebesinde bir insandı. Bunu çok az insan bilir. Merhum Ahmet Kabaklı da bunu biliyordu..." Ekrem Zingal Cuma Dergisi / Mayıs 2002 Allah şefaatlerine nail kılsın inşallah... Share this post Link to post Share on other sites
nurulhak 22 Report post Posted April 29, 2009 "Söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda..." diyerek gitti Üstad... belki bu haasretliktir gözlerindeki yas... Allah c.c sefkatiyle muamelede bulunsun amin Share this post Link to post Share on other sites
müznib 84 Report post Posted April 29, 2009 Üsküdar Selimiye Camii imam hatibi Fahri Duran anlatıyor: Bir gün Ahmet Mekki Efendi?nin oğlu, Prof. Dr. Ahmet hikmet Üçışık geldi, beni arabasıyla vakıf Guraba Hastanesine götürdü: ?üstad vefat etti, cenazesini sen yıkayacaksın! ?dedi, gittik. Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Prof. Dr. Ahmet Hikmet Üçışık ?la bir kişi daha vardı, şimdi onun adını hatırlayamıyorum. Cenazeyi yıkadık, havluyla kuruladık, kefene sararken yüzüne şöyle bir baktım? Yanaklarından aşağı gözlerinden, diri insan nasıl ağlıyorsa, aynen öyle yaş aktığını gördüm!... Kırk yıllık imamım ben! Yüzlerce cenaze yıkadım ben ama bir ölünün gözünden yaş geldiğine ne daha önce ne daha sonra hiç rast gelmedim. Hatırlamıyorum. İşte o zaman ?zaten duyguluydum ama tekrar- öyle duygulandım ki şöyle seslendim: ?Üstadım, ahirete giderken bile bu milletin hali pür melâline ağlayarak gidiyorsun. Sonraaaa .. Bu durum çok dikkatimi çekti benim. Üstadı yerine tevdi ettikten ne kadar sonraydı bilmem.?Hadis-i Erbain??de rastladığım bir hadiste, Efendimiz Aleyhisselam: Gaslinden sonra gözlerinden yaş gelen kişiyi kutlayın. Çünkü o cennetliktir.? Buyuruyordu. Bismillahirrahmanirrahim; Paylaşımı okuyunca bambaşka iklimlere gittim biran, özellikle Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadisiyle tamamlanınca yazım bir anda içim titredi, tüylerim diken diken oldu. HeyHat ! Paylaşım çok güzeldi Rabbim bizleride birer İSLAM neferi eyler İNŞALLAH .. (amin) Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted April 30, 2009 maalesef ki o öldükten sonra bile göz yaşı döküyor biz hayat süren leşler bizim gözlerimiz ne duruyor... Share this post Link to post Share on other sites
yeniceri38 1 Report post Posted May 2, 2009 Onun cennetlik olduğuna %99 inanıyordum ama böyle birşeyle karşılaşmak beni ziyadesiyle etkiledi. Allah cümlemize daha dünyada iken cennetle müjdelediği böyle halis kullarından eylesin. AMİN onun samimyetine biz de inanıyoruz bu menkıbeyle bir daha gördük.yalnız yüzde 99 ihtimalle nasıl bir hüküme ulaşabilyorsun..lütfen edebi aşmayın... Share this post Link to post Share on other sites
nurulhak 22 Report post Posted May 4, 2009 Mevla sefkatiyle yaklassın amin Share this post Link to post Share on other sites
FATİH 0 Report post Posted June 3, 2009 ALLAH rahmet eylesin mekanı cennet olsun... Share this post Link to post Share on other sites
turkerdokur 3 Report post Posted June 4, 2009 Allah (c.c.) aziz Üstad'a rahmet etsin, mekanını da cennet inşallah. Bizleri de ahirette Üstad ile ve nice salih kullar ile haşreylesin... Share this post Link to post Share on other sites
rabia BDG 18 Report post Posted June 4, 2009 Bu ne güzel bir ölümdür... Rabbim kendisinden binlerce razı olsun, inşAllah.. Share this post Link to post Share on other sites
dafne 3 Report post Posted July 14, 2009 Ölüm ölene bayram ,bayramda sevinmek var, Oh ne güzel bayramda tahta ata binmek var..nfk Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted August 14, 2009 'Üstadın vasiyetinde bulunan "Beni, İslamî usûllerin en incelerine riayetle gömünüz" arzusu, olduğu gibi yerine getirilmiştir. Üstadın ruh-u şerifi ebediyyete intikal eder etmez, haber alan seyyidler, Efendi hazretlerinin bağlıları harekete geçerek, gereken incelik ve titizliği gösterip, Üstadı İslami usullerin en incelerine uyarak techiz ve tekfinlediler. Efendi hazretlerinin bağlılarından bir marangozun tek çivi bile sokmadan yaptığı bir tabuta kondu Üstadın nâşı. Ve şimdi bir zamanlar sık sık gidip havasını soluduğu, rengine, iklimine tutulduğu, "kurtuluşu bulduğu" Eyüp Sultan tepelerine, yetiştirdiği gençliğin omuzlarında bu tabutla uğurlandı.' (Muzaffer Doğan - Türk Edebiyatı Dergisi - Temmuz 1983) Share this post Link to post Share on other sites
selimverdat 0 Report post Posted August 16, 2009 Esselamu aleyküm arkadaşlar ben küçüklüğümden beri üstada ilgi duyan hayranlık duyan ve onun fikri etkilerini yakın çevremde bile gören fakat manevi olarak kalbimin hep sizinle beraber atmasına karşılık zahiri olarak aranıza katılan ben okuduğum bir kitapta(ÜSTAD NECİP FAZIL MUSTAFA ÖZDAMAR) üstadın cenazesini okumuştum onu size yazmak istedim... ........Ben bunları söyleyince ,Fahri Duran Hoca yoğun biçimde duygulandı başladı: -Allah rahmet eylesin cenazesini ben yıkadım obüyük insanın -ne!? kimin cenazesini -Üstad Necip Fazıl'ın -aaaa Ağızım açık kaldı..................... Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted October 26, 2009 "Nasıl yaşarsanız öyle ölür, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz" mealinde bir hadis-i şerif vardır. Hayatı, sanatı ve mücadelesi ile vasiyeti çerçevesinde Necip Fazıl'ın ölümü ve cenazesi üzerinde düşününce, insan bu hadisin dünyaya ait hikmetini daha iyi anlıyor. Cenazenin bir sıkıyönetim ortamında, herhangi bir resmî izin olmaksızın ve hatta güvenlik kuvvetlerinin engellemelerine rağmen, Fatih'ten Edirnekapı'ya kadar el üstünde gitmesi akıl alacak bir şey değildir. Buradaki 'sır' onun hayatı boyunca her şeye rağmen mücadele edişini açıklayan niteliktedir. Bilindiği kadarıyla hiç bir grubun sıkıyönetim yasağını çiğnemeye niyetli ve istekli olmadığı bir ortamda, cenazeye ait tabut, Millet Caddesi boyunca, bir türlü cenaze arabasına konamadı. Sonra da mezara indirilirken, polis ve asker kordonu oluşturuldu. Bütün bunlar Necip Fazıl'ın hayat görüşü, yaşayışı ve şahsiyeti ile bütünleşiyor... (Mustafa Miyasoğlu - Necip Fazıl Armağanı - Sh. 85) Share this post Link to post Share on other sites
Nessac 2 Report post Posted March 24, 2010 Etkilenmemek mümkün değil.Allah ,o göz yaşlarının hürmetine bizi bağışlasın , salihlerle yaşatıp salihlerle öldürsün ve salihlerle haşreylesin. Share this post Link to post Share on other sites
Eşref Bey 58 Report post Posted April 26, 2010 Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.Bize de onun yolunda gitmek nasip eylesin.Kişi sevdiğiyle beraberdir. Share this post Link to post Share on other sites
hasmetmeab 0 Report post Posted May 21, 2010 rabbim hepimize böyle ölümler nasip etsin insallah..cennetede üstada komsu etsin...amin Share this post Link to post Share on other sites