Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
serdengeçti

Onun Cenazesini Ben Yıkadım

Recommended Posts

Allah c.c. mekanını cennet kabrini nur eylesin.Yeri doldurulamayan en büyük şairlerden.Görmedik ama görmüş gibi en içten sevgiyle bağlıyız.

''''''''''''''''''''''Dualarımızda yer edinmesi dileğiyle...'''''''''''''''''''''''''''''

 

 

Üstada hasretiz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hanginizin daha iyi amel işleyeceğini denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O, herşeye galiptir, çok affedendir. Mülk Süresi/2.Ayet

 

Onu tanıyan ve inşallah tanıyacak olanlar şeksiz ve şüphesiz güzel ve hayırlı işler yaptığı hususunda şahitlik edeceklerdir, zira eserlerinde de bu güzel işlerin akislerini, yansımalarını ve numunelerini müşahede etmekteyiz.Velevki inkar edenler olabilir ancak bu Üstadımızın güzel işler yaptığı ve hayırlı bir insan olduğu gerçeğini değiştirmez ve onların bu inkarlarında art niyet, kasıt aramak icab eder.Karşıt görüşte olanlar bile onun samimiyetine, halisiyetine, kemalatına inanmışlar ve hakkını teslim etmişlerdir.

Hayatı gibi ölümüde güzel olan ender-i nadirattan ve Hakkın seçkin kullarından biridir ÜSTAD(R.Aleyh)

Kim bilir ölüm anında hangi tecellilere mazhar oldu, hangi müjdelere nail oldu da mübarek bedeni bu heyecana mukavemet edemedi de gözlerinden yaşlar dökülüverdi.

O göz yaşları üzerinde halisane tefekkür edebilirsek eserlerinde olduğu gibi son kertede bile bize yol gösterme, mesaj verme ve kılavuz olma mücadelesi içerisinde olduğunu görmemiz mümkündür.Sanki gaipten bir şeyler fısıldıyor, aksettiriyor gibi bizlere!..

Bizlerede böyle ölümler nasip olur inşallah.

Allah'ımız (c.c) ondan Razı olsun, Ruhu şad olsun, Kadrini âli kılsın, Kabrini nur, Mekanını Cennet eylesin.Amin

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendimiz Aleyhisselam: Gaslinden sonra gözlerinden yaş gelen kişiyi kutlayın. Çünkü o cennetliktir.” Buyuruyordu.

 

Rabbim! bu ne güzel bir ölüm..İçim titredi .. :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üsküdar Selimiye Camii imam hatibi Fahri Duran anlatıyor:

 

Bir gün Ahmet Mekki Efendi’nin oğlu, Prof. Dr. Ahmet hikmet Üçışık geldi, beni arabasıyla vakıf Guraba Hastanesine götürdü:

”üstad vefat etti, cenazesini sen yıkayacaksın! “dedi, gittik.

Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Prof. Dr. Ahmet Hikmet Üçışık ‘la bir kişi daha vardı, şimdi onun adını hatırlayamıyorum.

Cenazeyi yıkadık, havluyla kuruladık, kefene sararken yüzüne şöyle bir baktım… Yanaklarından aşağı gözlerinden, diri insan nasıl ağlıyorsa, aynen öyle yaş aktığını gördüm!...

Kırk yıllık imamım ben! Yüzlerce cenaze yıkadım ben ama bir ölünün gözünden yaş geldiğine ne daha önce ne daha sonra hiç rast gelmedim. Hatırlamıyorum.

İşte o zaman –zaten duyguluydum ama tekrar- öyle duygulandım ki şöyle seslendim:

—Üstadım, ahirete giderken bile bu milletin hali pür melâline ağlayarak gidiyorsun.

Sonraaaa .. Bu durum çok dikkatimi çekti benim. Üstadı yerine tevdi ettikten ne kadar sonraydı bilmem.”Hadis-i Erbain”’de rastladığım bir hadiste, Efendimiz Aleyhisselam: Gaslinden sonra gözlerinden yaş gelen kişiyi kutlayın. Çünkü o cennetliktir.” Buyuruyordu.

 

 

"Nasıl yaşarsanız öyle ölür, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz" mealinde bir hadis-i şerif vardır. Hayatı, sanatı ve mücadelesi ile vasiyeti çerçevesinde Necip Fazıl'ın ölümü ve cenazesi üzerinde düşününce, insan bu hadisin dünyaya ait hikmetini daha iyi anlıyor.

Cenazenin bir sıkıyönetim ortamında, herhangi bir resmî izin olmaksızın ve hatta güvenlik kuvvetlerinin engellemelerine rağmen, Fatih'ten Edirnekapı'ya kadar el üstünde gitmesi akıl alacak bir şey değildir. Buradaki 'sır' onun hayatı boyunca her şeye rağmen mücadele edişini açıklayan niteliktedir.

Bilindiği kadarıyla hiç bir grubun sıkıyönetim yasağını çiğnemeye niyetli ve istekli olmadığı bir ortamda, cenazeye ait tabut, Millet Caddesi boyunca, bir türlü cenaze arabasına konamadı. Sonra da mezara indirilirken, polis ve asker kordonu oluşturuldu. Bütün bunlar Necip Fazıl'ın hayat görüşü, yaşayışı ve şahsiyeti ile bütünleşiyor...

 

(Mustafa Miyasoğlu - Necip Fazıl Armağanı - Sh. 85)

 

 

"...Necip Fazıl'ı hiçbir abartı yapmaksızın ifade etmek gerekirse; tefekkür sahasında

beş asırdır beklenen büyük zuhûr, büyük mütefekkir insandır. Bu insanın, fikirlerini aşılayabilmesi için deha çapında bir şair olması gerekiyordu -böyledir de- zaten evvela şiirlerini yazmış, ondan sonra fikriyatını herkese okutmaya başlamıştır.

 

Size Üstad hakkında bir sır vereyim. Bilenler bilir, Üstad son zamanlarında velayet

mertebesinde bir insandı. Bunu çok az insan bilir. Merhum Ahmet Kabaklı da bunu biliyordu..."

 

Ekrem Zingal

Cuma Dergisi / Mayıs 2002

 

 

 

 

 

Subhanallah! İçim nasıl burkuldu nasıl.. Ne engin adam bu ne derin müslüman.. Davacısı olduğu fikrin zerresine erişsem şeref sayarım :(

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...