Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Kalemdar

Şâmı Şerif Direniyor!

Recommended Posts

M. Zübeyir Koçulu, Gerçek Hayat’ta Peygamber duasına mazhar Şam-ı Şerifimizin yürek kanatan serencamını anlatıyor. Nasıl sessiz kalınsın ki… “Ortadoğu’nun önemli ülkelerinden Suriye, halkın Baas rejimine karşı sokaklara dökülmesiyle hareketli günler geçiriyor. Arap isyanlarının son halkası, Şâm-ı Şerif’e ulaştı. Şâm’a gölgelik eden ve Habil’le Kabil’in yaşadığı rivayet edilen Cebel Kasyon, zalim bir diktatörün oğlunun halkını kanlı bir şekilde susturmasına tanıklık ediyor. Arapların ‘Dem-eşk’ dediği, ‘Kan’ ve ‘Gözyaşı’ kelimeleriyle yoğrulmuş Şam, şimdi ‘zalime’ karşı haksızlığını dile getirmek için ayakta. Suriye’deki anahtar kelime ise, reform.

 

01_Nisan_2011_10_40_11_1524774433.jpg

 

Halk mı, yönetimi reforma zorlayacak? Yoksa yönetim aynı sözcüğü kullanarak halkı bir kez daha mı sindirecek? Suriye’nin güneyinde yer alan Der’a kentinde, 11-14 yaşlarındaki öğrencilerin duvarlara yazdıkları yazılar sebebiyle tutuklanması ve güvenlik güçlerinin bu çocuklara işkence etmesi, Suriye halkının sabrını taşırdı. Diyâr-ı Şam’da beklenen isyan ateşi yakıldı. Der’a’da başlayan gösteriler, kısa sürede ülkenin diğer şehirlerine de yayıldı. Şam’da, Halep’te, Lazkiye’de yönetim aleyhinde protestolar düzenlendi. Halk, diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi ‘özgürlük’ istemiyle sokakları doldurdu. Ülkenin hemen her yerine hâkim olan ‘devlet korkusu’nu birkaç günlüğüne de olsa unuttu Suriyeliler. Ülkenin istihbaratı El-Muhaberat’ın haftalardır meydanları tutması, en ufak bir hareketliliğe sertçe müdahalesi de durduramadı onları. Binlerce Suriyeli, yönetime karşı tepkilerini dile getirdi meydanlarda. Esad’ın askerleri, göstericilerin üzerine ateş açtı. İki haftada, 2 yüze yakın kişi hayatını kaybetti.Yüzlerce kişi de yaralandı.

 

 

 

01_Nisan_2011_10_40_59_2696039081.jpg

 

 

 

Baas kan emmeye devam ediyor

 

Suriye’nin son yarım asrınıkara bulut gibi örten, kan ve korkudan beslenen Baas rejimine karşı öfke dinmek bilmiyor. Halk, Baas Parti binasını basarak ateşe verdi. Hama katili Hafız Esad’ın heykelini yaktı. Suriyeliler, toplum hafızasında hala büyük bir korku hâkim olsa da, başarıya ulaşan Arap isyanlarının da cesaretiyle, Baas rejimine karşı büyük bir direniş gösteriyor. Ancak rejimin uygulayıcısı, Hafız Esad’ın oğlu Beşşar Essad, şu sıralar kamuoyunun gözünü boyamakla meşgul. Der’a da güvenlik güçlerinin yaptığı tahribatı görüntüleyecek ne bir kamera ne de bir gazeteci var. Suriye diktatörü, devletin bütün imkânlarını halkına karşı seferber etmiş durumda. El Muhaberat, muhaliflere göz açtırmıyor. Yabancı gazetecilere sansür uygulanıyor. Tehdit edilen ve korkutulan kamu görevlileri meydanlarda Esad lehine gösteri yapmaya zorlanıyor. Suriyeli Bilal Arida’ya göre, Şam’da, Halep’te, Humus’ta, Tartus ve Rakka’da Esad lehine sokaklara dökülen milyonlarca Suriyeliyi bir araya getirmek hiç de zor değil. Can korkusu bir tarafta, işsiz kalma korkusu diğer tarafta. Öte yandan yönetim, tıpkı 2005’te sözü verilen ve 6 yıldır bir türlü uygulamaya konulamayan ‘reform’ aldatmacasında olduğu gibi, halkı ‘yenilik’ vaadiyle yatıştırma çabasında. Hükümet kanadı, siyaset ve sosyal hayatta reform yapılmasını öngören bir dizi kararın alındığını duyurdu. 48 yıldır uygulanan ‘olağanüstü hal’in kaldırılması, parti yasasının yeniden düzenlenerek tek parti devrinin sona ermesi, memur maaşlarına zam yapılması, askerlik süresinin 21 aydan 18 aya düşürülmesi, alınan kararlardan bazıları. Ayrıca, 260 siyasi tutuklunun da serbest bırakıldığı bildirildi. Bunun yanında, hükümet halkın tepkisi yüzünden istifa etmek zorunda kaldı. Hükümetin istifasını kabul eden Esad, halkıyla dalga geçer gibi, geçici başbakanlık görevine, istifa eden hükümetin Başbakanı Naci Itri’yi getirdi.

 

Esad “güvenoyu” aldı!

 

Gelişmeleri uzun bir süre sarayından takip eden Devlet Başkanı Esad, günler sonra Meclis’te bir konuşma yaptı. Halkın temsil edilmediği ve kral alkışçılarının doldurduğu Meclis’te, Esad’ın konuşması sık sık övgü nidaları ve alkışlarla kesildi. Esad, rejimin bizzat Müslüman halka yaptığı kötülüğü görmezden gelerek, diğer Arap diktatörlerinin yaptığı gibi İsrail’i ülkesini karıştırmakla suçladı. Halkı yatıştırmak için sözü edilen reformlardan bahsetme gereği duymadı bile. Korkuyla sindirilmiş, sesi kesilmiş mazlum bir halk, ülkenin her yanına virüs gibi yayılmış rejim muhafızı istihbarat, şakşakçılar ve menfaat gruplarıyla halkına sırtını çevirerek

devlet koltuğunda oturan bir başkan…

 

Akbabalar pusuda

 

Kaddafi’ye savaş açarak Libya’ya askeri müdahalede bulunan süper güçler, Suriye’de çıkan olaylarla da yakından ilgileniyor haliyle. Libya tetikçisi ve Suriye’nin eski sömürgecisi Fransa, Esad’ı tehdit ederek, başkandan reformları derhal uygulamasını istedi. ABD, Suriye’deki durumun Libya ile farklı olduğunu söylemekle beraber, yönetimin halk hareketine karşı verdiği tepkiyi kınadı. İsrail ise, bölgede en büyük düşmanlarından biri olan Suriye’ye uluslararası müdahale çağrısında bulundu. İsrail dışişleri, İran ve Suriye’nin Libya’dan daha tehlikeli olduğunu, Batı’nın Suriye’ye de askeri işgal yapması gerektiğini açıkladı. Dengelerin çok hassas olduğu bölgede, İran ve Türkiye’ye rağmen Suriye’ye askeri müdahale yapılması uzak bir ihtimal. Ancak Esad’ın halkın olası bir katliama girişmesi, Libya’da olduğu gibi Türkiye’yi bir kez daha akbabalarla karşı karşıya bırakabilir.

 

Ankara’dan Şam’a öğüt

 

Türk hükümeti, güney komşusu Suriye’de yaşanan olayları başından beri yakından takip ediyor. Son yıllarda iki ülke arasında siyasi ve ticari anlamda güçlü bir işbirliği kurulduğunu biliyoruz. Türkiye, ‘Osmanlı’nın Suriye vilayeti’yle tarihsel bağlarını da koruyor üstelik. Güneyinde yeni bir çatışma alanının çıkmasını istemediği de aşikâr. Ankara, Esad’ı karşısına almaktan kaçınırken, halkın meşru taleplerinin karşılanması yönündeki duruşunu devam ettiriyor. Bu doğrultuda Erdoğan, Beşşar Esad’ı arayarak halkın sesine kulak vermesini salık verdi. Ahmet Davutoğlu da, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’le görüşerek, reform sürecini destekledikleri mesajını iletti. MİT Müsteşarı Halan Fidan, Şam’a sürpriz bir ziyaret yaparak, Devlet Başkanı Esad’la görüştü. Fidan’ın, Türk hükümetinin kaygılarını ve tavsiyelerini Esad’a ilettiği bildirildi.

 

Rejimin kadrolu vaizleri

 

İslam dünyası Suriye konusunda da bildiğimiz gibi… Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Irak başkanları, Esad’a ve rejimine destek açıklamaları yaptı. Şam’ın uleması da yıllardır olduğu gibi, sus pus durumda. Halkın vaizi olmak yerine, Baas’ın kanlı imparatorluğunun sözcülüğünü yapıyor. Bu şartlarda ve bu zeminde, İslam dünyasının Türkiye gibi bir ülkenin sağlıklı ve etkin politikalarına ne kadar ihtiyaç duyduğunu, hayıflanarak bir kez daha söylüyoruz!

 

Bilal Arid, Şam“Değişiklik için bazı zorlukları göze almalıyız” “Hükümet için 1 buçuk milyon kişiyi bir meydanda toplamak zor değil. Çünkü insanlar, aşırı derecede yönetimden ve El Muhaberat’tan korkuyor. Esad’ın konuşmasıyla hiç bir şeyin değişmeyeceğini anladık. İnsanlar Suriye’nin Libya gibi olmasından korkuyor. En büyük sorun, Buti gibi şeyhlerdir. Başkanla bir oluyorlar. Hakkı söylemiyorlar. İnsanları öldürmenin vebalinden bahsetmiyorlar. İnsanlar ümitsiz durumda. Yarın (Cuma günü) büyük gösteriler başlıyor. Tıpkı Mısır ve Tunus’ta olduğu gibi. Netice ne olur bilmiyorum. Ancak değişiklik istiyorsak, bazı şeyleri göze almak zorundayız.”

 

Haberkültür.net

Share this post


Link to post
Share on other sites
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...