nameless 53 Report post Posted April 22, 2011 Kimse Gibi Gam Yüküne Karıştım kim olsun kimse gibi aşkın hüsnüyusufu susan o dinleyen o su gibi susayan o alıp satılan çile yanıp yanılan mecnun sorunca bir keşişin -yalnız bakışlı biri - gam yüküne karışmış kalbindeki uykuyu kim gülüyor üstüne çarşıdaki abdalın yükü taş olan şaşkın hırkası kum denizi ırmağa sedef çeker gövdesi güz kokulu boynuna ip uzatan yardan el almış bi kez perçemi çizer sırrını bu dünya aynasının kim hoş tutmuş üzülüp dağınık bedenini oyuncu başıyla bir alicengiz eksik hayat cinnete perde kuliste mübalağa ölmeden bir çağırırlar fısıltı ülkesine söyletirler ayna tutup: neyime cengaverlik kim yaza benden ayrı şehr'içinde şehrengiz kalbini küle tutmuş yangın gözlü hokkabaz kendi kendine kanlı bu dünya sahnesinde alkış ki ayıp ona bir başka dünya da yok şaşırıp kimin yerine oyuna girse kim acıta söz ile kalbi tamam olanı münafığın tahtında altın tacı pas tutan soyunarak toplanan bayrak açmış şeytana sanki dünya beyazdır ya ak libas giymeye bir çocuğun özründen tenine sağlık bulan kim kalbini mezata düşürmüş boş diliyle çerçi yok dükkan yok sanki ya ferman verilmiş güya dünya kalp pazarı mülk niyetine kalp kalesi beyiydim avcı ilmine kandım eskidim kocadım düştüm pul kıymetine (Sırat Şiirleri 1981- 1984) Share this post Link to post Share on other sites
nameless 53 Report post Posted April 22, 2011 Herkes Dışarı! ölüm henüz hepimizden küçüktü benim güzel arkadaşım kırıldı fakat arkadaşlık için çekilen o kısa film henüz başlamıştı, geçmiş karardı ve anısı kendinden önce yaşayan çıktı çıkarıldığı kötülüğün katından güzelliğini herkesin içine attı herkes dışarı kimseye yer yok içinizde yer yoksa o güzelliğe içinizde biri var mı modası geçmiş acılarla çünkü bir ilgisi var güzel olmanın kraliçe olamayacak kadar güzel kadınları hatırlamanın gövde eğilsin artık, kim karışabilir gövde gösterisine soytarıların, fakat kimdedir işlenmemiş bunca suç, arzunun hortlaklarına ödemekle bitmeyen ruh borcu: kim bilir, kim üstlenir? ruh ne zaman benzedi ki gövdeye ruh kolay ve güzeldir herkesin sarılacağı kadar incedir ruh karşılaştırır, karıştırır gövdedir bırakan karşı karşıya o, ruhunu dışarda bırakmayan çıt - kanat yoktu ki şehirde konacak yeri, duydum kanatlandı içine, başkasının gövdesine sığınan bir ruh gibi kırıldı, duydum: meğer ateşli bir hastalıkmış hayat! (Eskiden Terzi 1991 - 1994) Share this post Link to post Share on other sites
nameless 53 Report post Posted April 22, 2011 Anne Sahi senden mi doğdum anne Yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken bir insandan mı doğar bir çocuk Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı Kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu Bu kez dağlar doğursun beni anne Sen de ılık bir yağmur ol Durmadan yağ kanayan yerlerime 1 Share this post Link to post Share on other sites
nameless 53 Report post Posted April 23, 2011 İkinci bir emre kadar özellikle yaz günleri güneşi bir çiçek gibi yakalara iliştirmek yasaklanmıştır. Share this post Link to post Share on other sites