Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Çilekeş

Osman Sarı

Recommended Posts

savaşa girdi kalbim bin yara aldı beni

nerede bir acı varsa aradı buldu beni

 

seni bir bomba gibi taşımak bu göğüste

bir ebubekir kıldı bir ömer kıldı beni

 

kurmak bize düştü bu kalbi sökülmüş çağı

buyruk en ağır yükün altına aldı beni

 

atıldık kurşun gibi kentin alanlarına

bir kaç put ve taş gördü birden irkildi beni

 

parça parça bir yürek delik deşik bir bağır

bir beş değil sevgili bin kurşun deldi beni

 

bir de bakışlarındır kurşun gözlerin senin

kılı kıpırdamadı el gördü geldi beni

 

yine seni özlemek birikti bir dağ gibi

ve yürüdü üstüme altına aldı beni

 

bir katılık döşenmiş upuzun bulvarlara

adım atar atmaz bir donma aldı beni

 

böyle çıktım alana ve yürüdüm yürüdüm

ne görebildi kimse ne anlayabildi beni

 

ve put alanlarından geçtim ibrahim gibi

bir savaş bildi beni bir eylem bildi beni

------------------------------------------------------------------------------------------------------

hey gidi günler hey..çocukluğum bu ezgileri dinleyerek geçti..dayan mücahidim adlı albüm çalardı sürekli evimizde ne kadar güzel günlerdi..geçenlerde albümü internetten bulup indirdim yine habire onu dinliyorum..bu şiirde en hoşuma giden şiirlerden bir tanesi..paylaşmak istedim

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ah ah bunu ben çok severim ve evet çocukluğumun ezgilerinden biridir.Özellikle de "kurmak bizlere düştü kalbi sökülmüş çağı" mısraı işitmekle içimin içime sığmadığını hissetiğim bir enerjiyi yüklerdi bana.

Burdan buyurun

Share this post


Link to post
Share on other sites

Osman Sarı: Şiirim ete kemiğe büründü

 

NERGİHAN ÇELEN

Geçen yılki Türkçe olimpiyatlarında Ukraynalı Elvira Saranayeva’nın okuduğu ‘Önden Giden Atlılar’ adlı şiir, herkesin büyük beğenisini topladı. Elvira, şiiri bu yıl da okuyunca, içindeki anlamı dolayısıyla bu şiir olimpiyatların neredeyse simgesi oldu. Ünlü şiirin şairi Osman Sarı ile bu şiiri, dünyanın dört bir yanına eğitim için giden ‘önden giden atlılar’ı konuştuk.

“Issız sıcak çölleri / Karşı karlı dağları / Çoktan aşıp gittiler / Kayboldular uzakta / Önden giden atlılar...” Bu dizeler ile başlayan ‘Önden Giden Atlılar’ şiiri, yakın zamana kadar az sayıdaki edebiyatseverin malumu idi. Ama artık binlerce, yüz binlerce kişinin gönlünde taht kurmuş durumda. Pek çok kişi bu şiiri, geçen yıl gerçekleştirilen Türkçe Olimpiyatları’nda Ukraynalı Elvira Saranayeva isimli öğrencinin ağzından duydu. Bu yılki Türkçe Olimpiyatları’nın finalinde şiiri tekrar okudu Elvira. TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın bu şiir ve bu şiirin şairi ile ilgili yaptığı konuşma, ‘Önden Giden Atlılar’ın şöhretini artırdı. Ama bu yöndeki asıl etki, bu şiirin, geçtiğimiz ağustos ayında öğretmen olarak eğitim mücadelesi verdiği Moğolistan’da vefat eden merhum Adem Tatlı’nın hayatı ile adeta ete kemiğe bürünmesi oldu. Şiirdeki ‘önden giden atlılar’ gibi Adem Tatlı da eğitim mücadelesini verdiği Moğolistan topraklarına gömülmek istemiş ve bu vasiyeti yerine getirilmişti. 5. Türkçe Olimpiyatları’nın finalinde ‘önden giden atlılar’dan Adem öğretmenin anılması, hizmet ödülünün eşi ile oğluna verilmesi ve yapılan konuşmalar, geceye katılanlara ve ekranları başındaki yüz binlere duygulu anlar yaşattı.

 

 

Türkçe Olimpiyatları’nın neredeyse simgesi olan bu şiirin şairi Osman Sarı ile görüştük. Şair, yaptığımız görüşmede duygularını, düşüncelerini paylaştı bizimle. Halen Sakarya Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Osman Sarı, bu şiiri on beş yıl kadar önce kaleme almış ve şiir ilk kez 1992 yılında İlim ve Sanat Dergisi’nde yayınlanmış. Şiirinin yazıldığı dönemde okurun cephesinde yeterince anlaşılamadığını düşünüyor. Bu şiiri yazarken İslam’ın yayılışında Peygamberimiz’in çağırıp görev verdiği üç sahabeden ilham aldığını söylüyor Osman Sarı ve ekliyor: “Efendimiz, dünyanın dört tarafına giden sahabelere görevler vermişti. Onlar da İslam’ın mesajını ulaştırmak, Allah’ın ismini duyurabilmek için yol aldılar. Ben, şiirimle bu insanları anlatmak istemiştim. Ama şimdi şiirim günümüzün öncü atlılarını da anlatıyor.”

siirfc2.jpg

 

Şiirimi okuyan Elvira ‘yabancı’ değil

 

Osman Sarı, dünyanın dört bir yanına dağılan eğitim ordusunun önemli bir neferi olan Adem Tatlı’nın hayatıyla şiirinde anlatmak istediği yaşamların özdeşleştiğini düşünüyor ve bu düşüncesini şu cümlelerle açıyor: “Adem Tatlı, aynı sahabelerin gittikleri topraklarda ölünce gömülmelerini istediği gibi, görev yaptığı Moğolistan’a gömülmek istiyor. Sahabelerin yolunda olduğunu göstermek için bunu yapıyor. Bu nedenle benim şiirimin bu isimle özdeşleştirilmiş olması beni çok mutlu etti. Adem Tatlı ile şiirim vücut bularak adeta ete kemiğe bürünmüş oldu. Ama eğitim neferlerinin hepsini kapsıyor şiirim. Eğitim ordusunun bu başarılarını ben de büyük bir heyecanla izliyorum.”

 

Günümüzde eğitim alanında hizmet vermenin çok büyük önem taşıdığının altını çizen şair Sarı, ancak Türkçeyi dünyanın dört bir yanına yayan kişilerin özel bir yeri olduğunu söylüyor. Şiirini Ukraynalı Elvira Saranayeva’nın telaffuzuyla dinlediğinde büyük bir gurur duyduğunu anlatan Sarı, şöyle diyor: “Şiirimi okuyan çocuğa yabancı gözüyle bakmıyorum. Senin şiirini binlerce kilometre öteden gelip senin dilinle okuyorsa o kişiye yabancı denilmez. Şiirde verilmek istenen anlam mutlaka onun kalbinde de bir yer etmiştir. Ben o çocukları çok değerli ve özel görüyorum. Her birisi inşallah Türkçeleriyle birlikte dünyaya bizi belki de bizden daha iyi anlatacak. Bu nedenle her Türk evladının bu eğitim seferberliğini canı gönülden desteklemesi gerektiğini düşünüyorum.”

 

Dillere dolanan bu şiirin şairini daha yakından tanımak istediğinizi düşünerek sohbeti uzatıyor, gündelik yaşamından sorular soruyoruz. Şiirin sıkıştırarak kendisini yazmaya zorladığını söyleyen şair, şiirlerini kendisiyle baş başa kalabildiği yolculuklarda yazıyormuş. Üniversitedeki işi gereği İstanbul-Sakarya arasında mekik dokuyan şair, öğrencileriyle vakit geçirmenin kendisini her zaman canlı tuttuğunu da söylüyor: “Artık 60 yaşındayım. Devam edebildiğim kadar eğitim vermeye devam etmek istiyorum. Ama bu yoğun tempo yeni şiirler yazmamı engelliyor. Bütün arkadaşlarım ve çevrem yeni şiirler yazmamı istiyor. İnşallah emekli olduğumda içimdeki sese kulak vererek yeni şiirler yazacağım.” ‘Önden Giden Atlılar’ şiirinde anlatılan insanlar gibi öncü olamamanın ıstırabını duyduğunu ifade eden şair, “Önden gitmek zordur. Onlar kendilerinden ve hayatlarından büyük fedakârlıklar vererek önemli başarılara imza atıyorlar. Maalesef ben onlar gibi olamadım.” diyor.

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Şiirimi Vietnamlı çocuktan dinleyince dakikalarca ağladım

 

5. Türkçe Olimpiyatları’nda şiir dalında birinci olan ‘Kepez’ ve yarışmada okunan ‘Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman’ şiirlerinin yazarı şair Bahattin Karakoç ile de görüştük, duygularını bizimle paylaşmasını istedik. Bahattin Karakoç, her cümlesinden heyecan ve memnuniyet duyulan sözlerini şöyle sıraladı: “O çocukların ağzından Türkçeyi dinleyince ülkemi daha çok sevdim. Şiirlerimin dili biraz ağırdır. Kelimeleri sembollere yükleyerek, damıtarak kapalı yazarım. Açıkçası dinlemeden önce bir Vietnamlının şiirimi bu kadar iyi yorumlayacağını düşünmemiştim. Ama ‘Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman’ şiirimi Vietnamlı Hanhnguyen Hua Dieu, o kadar güzel yorumladı ki dakikalarca ağladım. Belki kelimeleri tam söyleyemiyordu; ama ifadesiyle, telaffuzuyla ve yüklediği anlamla adeta şiirimi altın gibi parlattı. 77 yaşındayım, diyebilirim ki; hayatımın en güzel anını şiirimi o çocuğun ağzından dinlediğim zaman yaşadım. Bu zamana kadar çok ödül ve takdir aldım; ama hiçbiri bu olay kadar beni mutlu etmedi.

 

İnsanlar ister farkına varsın ister varmasın Türkiye’de çok iyi şeyler oluyor. Bu kervan inşallah yürüyecek. İlk yapıldığı günden bu yana Türkçe Olimpiyatları’nı büyük ilgi ve merakla takip ediyorum. Ve bunu yapanları gönülden takdir ediyorum. O çocukları yetiştirip aramıza getirenler çok büyük hizmetler yapıyor. Çünkü içine kapanan ülkemizi adeta bir pencereyle dünyaya açtılar. Dünyadaki hiç kimse önden giden atlıların yaptığını yapamadı.

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Sezai Karakoç, Necip Fazıl ve Said Nursi beni çok etkiledi

 

Sezai Karakoç ile Necip Fazıl beni çok etkilemiştir, fikrî dünyamın gelişmesinde Bediüzzaman Said Nursi’nin büyük etkisi vardır. Necip Fazıl ise gerçekten hem üslubumu hem de ruh dünyamı derinden etkiledi. Gençlik yıllarımda memleketten İstanbul’a Necip Fazıl’ı görmek için gelmiştim. Beni dizine oturtup nasihat etmiş ve ilgi göstermişti. O günü hiç unutmadım, benim için ehemmiyeti büyüktür. Yeni şiirler yazmaya vakit bulamasam da halen her hafta üstat Sezai Karakoç’un da olduğu edebi toplantılara katılıyorum. O atmosferin içinde olmak beni hem mutlu ediyor hem de manevi olarak besliyor.

zaman-pazar eki

Sayı: 28

Bölüm: Aktüel

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yönelişler

 

İçimde birikmiş Kerbela gibi

İşte kalbini getirdim sana

 

Yere çaldım bütün kelimeleri

Adını aradım yalnız adını

 

Gel de durdur burda sürekli dönen

Beynimi öğüten değirmenleri

 

Elini uzat ki bana elini

Kat kat duvarları yarıp çıkayım

 

Bir eşya ağıdır sökemiyorum

İçimden dışımdan kuşatmış beni

 

 

Osman Sarı

Share this post


Link to post
Share on other sites

ÖNDEN GİDEN ATLILAR

 

Issız sıcak çölleri

Karşı karlı dağları

Çoktan aşıp gittiler

Kayboldular uzakta

Önden giden atlılar

Ben burada kaldım böyle

 

İşleri aceledir

Çok uzundur yolları

Bense geride kaldım

Yetişemedim size

Önden giden atlılar

 

Gittiler hep gittiler

Aştılar kızgın çölü

Toprak tükendi bir gün

Denize ulaştılar

 

Çektiler dizginleri

Kendileri dursa da

Atlar duramadılar

Çaresiz kalıp birden

At sürdüler denize

Önden giden atlılar

 

Önlerinde okyanus

Kızgın bir çöl arkada

Asıl içlerindedir

Zaptedilmez bir deniz

Önden giden atlılar

 

Teknik değişti diye

Bıraktılar atları

Atlarsa bu kıyıda

Sanki sevgili gibi

Onları beklediler

Günlerce beklediler

 

Yeri yırtar ayaklar

Göğe fırlar başları

Nerden çıktı bu deniz

Bizi ayıracaklar

Önden giden atlardan

 

Sevgiliden daha zor

Ayrılmak bu atlardan

Buğulanmış gözlerle

Geri dönüp onları

Gemilere aldılar

Önden giden atlılar

 

Üç gün duramadılar

Yaptıkları gemide

Karşı kıyıda yeni

Güzel atlar buldular

Yaktılar gemileri

Önden giden atlılar

 

Vardılar Kurtuba'ya

İnmediler atından

Gülle karşılandılar

Ne güzel atlar bunlar

Bunca yol çiğnediler

Çiçek çiğnemediler

Önden giden atlılar

 

Önden giden bu atlar

Seni gördüler kalbim

Sahabe atlar bunlar

Dünyanın beklediği

Önden giden atlılar

Önden giden atlılar

 

Osman SARI

Share this post


Link to post
Share on other sites

esselamunaleyküm ve rahmetullah....

 

çilekeş kardeş, kurşun gazeli benim de çocukluğumun ezgisidir...

 

bu yüzden çok aradım.. ama bulamadım...

 

eskiden çocuklar söylüyordu.. çok müthiş bir heyecan katıyordu...

 

ama her kimden olursa olsun bilgisayarıma indirmek istiyorum..

 

eşref ziya da çok güzel söylüyor..

 

eğer elinizde hala varsa upload edebilir misiniz? çünkü link ölmüş. çalışmıyor.

 

kim söylerse söylesin.. benim için çok önemli..

 

lütfen, merakla bekliyorum...

 

teşekkür ederim selam ve dua ile....

Share this post


Link to post
Share on other sites
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...