Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
panturk

PANTURK YAZI VE ŞİİRLERİ

Recommended Posts

akraba öpme tür gelenek vardı

elleri dudakla sular bayramlar

şimdilerde grip korkusu sardı

bakarsın mikroba bular bayramlar

 

bayramlar sağlardı maddi dengeni

öp harçlık al ihmal etme yengeni

üst başım gıcırdı giyerdim yeni

beni hülyalara salar bayramlar

 

geçmişte kaldılar çoğu meziyet

bir yere ulaşıp gitme eziyet

güngüne ararım eski vaziyet

gözlerim maziye dalar bayramlar

 

nerde eski bayram eski ayranlar

köylük yer yapardık türlü seyranlar

şişkince cüzdana olsan hayranlar

dillerin dondurma yalar bayramlar

 

ne oldu bilmemki bizim ülkeye

kendine gelirse hafif silkeye

ne eben kalaylı bakır helkeye

bol kaymak bir yoğurt çalar bayramlar

 

gösteri yapmayıp sihirbaz hilmin

yoksul giydirmeye yetmiyor ilmin

ağlayıp sonuna bakmadım filmin

bilmem kimi mutlu kılar bayramlar

 

en çok şekeri al sağlar kariyer

dikkat kilitlidir şimdi bariyer

koymayıp ev sahip lokum orta yer

kapıyı açmaya yılar bayramlar

 

ulu tanrım bana dayanma güç ver

kabak alabilsek yapardık mücver

hadi gel nistersen bunları boşver

içlerin sevinçle dolar bayramlar

 

ağlama.. bırakıp burun çekmeyi

hüzüne vurmayı bilin tekmeyi

ümit yine fakir aşı ekmeği

taşıma.. gül yüzün solar bayramlar..

 

elek fiyatı sat karşı nalbura

pantolon dönmüşse bile kalbura

bulup buluşturur adam malbora

cigara uc uca ular bayramda

 

sıksada hayatın bazı pensesi

berberden çıkmalı başı ensesi

içinde gençliğin o çoşkun sesi

koparır zinciri yular bayramlar

 

kimse kolay yapmaz öyle jubile

adam aşkı ile gezer el ele

aşırı karamsar şairi bile

yine mutluluklar diler bayramlar..

....................

her tarafın şair olsa ne yazar

sözü dil ucundan çekemedinse

komodin gözünden al azar azar

beyaz bir kağıda dökemedinse

 

bütün gün seyretsen evinde tivi

malesef tatmak zor portakal kivi

ilham dediğin ne küçük bir çivi

yazıklar olsun tek sökemedinse

 

niçin yıkılsın bu şiir binası

bir şair bilmeli mutlak cinası

tilkiler yer seni işin fenası

en az karga kadar sekemedinse

 

sahip çıkma birgün suyu ısınır

şiirin yar ağzı geldiği sınır

kafaya okurun etmeden sinir

mutlak yaşar fikri sokamadınsa

 

nasıl şair derim şakıyan bülbül

olma köfte dudak bir meltem cumbul

gönül bahçen ekip mesela sümbül

menekşe lale gül kokamadınsa

 

bilmek zorundamı zavallı millet

senin böğürtünle olarak illet

özel hayatını paylaşma zillet

kısır döngüsünden çıkamadınsa

 

ben şaire şair demem her zaman

gözyaşı dökerek der ise aman

şu mazlum okura içi boş saman

verme geleneğin yıkamadınsa

 

seni terketmişi eyleme fişfik

vatandaşa karşı ol daim müşfik

yerli mal tüketim ederek teşvik

boşa akar musluk tıkamadınsa

 

nadir yiyor garip iftar sahur et

toparla etrafı temiz tahir et

ne fayda sağladın dünya ahiret

durlayıp çamaşır sıkamadınsa

 

şair düşünür hal yoksulun açın

ve halkın sevgisi başında tacın

alkışlarım adam ağarmış saçın

yinede yazmadan bıkamadınsa

 

muzdarip ve nalan bir kalbi taşı

kimsenin silmedin gözünün yaşı

insanlar ne halde kaldırıp başı

şöyle bir çevreye bakamadınsa

 

bir fikrin varmıdır hayata dair

cehalet karanlık türü vesair

feriştahı olsan ne yazar şair

meşale ve ışık yakamadınsa

 

bana deme yaktın nerenden belli?

yaklaşık sayısı binbeşyüz elli

koşulmaz yağız at ebed ezelli

nalını mıhını çakamadınsa

 

anladım bakmıyor üçü beşine

en ilkin gitmeli kendi hoşuna

hata bende şair hepsi boşuna

kitleler peşine takamadınsa

 

sende böyle kendi kendin eleştir

korkma düşük fiyat hatta beleştir

şairmisin sanki boş boş dolaş dur

berrak su misali akamadınsa

 

kalite sayesi dağları aşam

uzun yıl dilerim sağlıklı yaşam

kolaymı hiç şair olması paşam

gerçekleri başa kakamadınsa..

.......................

aşkın sebeb olur mahve

çıkmaz üstten süpür süpür

dudağımda acı kahve

höpür höpür höpür höpür

 

rastlasam asfalt şeridim

seni sevmiştim der idim

bir sabun gibi eridim

köpür köpür köpür köpür

 

böyle imiş kader yazı

avazeyi seyret bazı

dertli dertli vursam sazı

tıpır tıpır tıpır tıpır

 

öksürsem ciğer sökülür

ağlarım boynum bükülür

gözümden yaşlar dökülür

sapır supur sapır supur

 

sen bir balsın bense arı

sızlar yüreğin kenarı

yaşlar andırır pınarı

şıpır şıpır şıpır şıpır

 

iyi tür esrar seçerim

çeker kendimden geçerim

seni düşünsem içerim

kıpır kıpır kıpır kıpır

 

demem bugün ayın kaçı

zatın ile gütsem keçi

çimen dolu ağız içi

hapır hupur hapır hupur

 

papucumu eder çamur

ıslatır dört başı mamür

başım üstü yağar yağmur

şapır şupur şapır şupur

 

merak edip listeleri

benim gibi hasteleri

okuyorum gasteleri

küpür küpür küpür küpür

 

yollarım sarpa sarpıyor

sen olma kim göz kırpıyor

kalbim dehşetli çarpıyor

güpür güpür güpür güpür

 

düşe gir uykuyu bölde

uyu deme bana öl de

yüzmek senin ile gölde

çapur çupur çapur çupur

 

sevgilim unutma emi

gözümden gitmeyen nemi

seni arar gemi gemi

vapur vapur vapur vapur..

..................

güneş sararken gurubu

yine sensiz yaşıyorum

bilmem nasıl olur ki bu

inan bende şaşıyorum

 

böyle ziynet-i aliyle

elde çoban kavaliyle

kavuşurum hayaliyle

dağı taşı aşıyorum

 

ekseri dikenle süslü

yürürüm yol bol kaktüslü

aşkın ile enfarktüslü

hasta kalbi taşıyorum

 

ne fayda bağrın yırtımı

toplarım pılı pırtımı

pirelenen şu sırtımı

yine kendim kaşıyorum

 

kolaymı azık teminin

kabul olmaz her aminin

korkusu var haraminin

erden yola düşüyorum

 

etrafım çevreler tüm it

az ucundan verir ümit

ısıtmıyor sıcak simit

tut elimi üşüyorum

 

bir menzilim yok varacak

yar seni kimler saracak

kalp sanki şimdi duracak

başı boş hal koşuyorum

 

aday olmam bu seçime

çünkü ak düştü saçıma

sığmaz bu dertler içime

sel misali coşuyorum

 

izleyemez oldum lostu

gönlüm arar yalnız dostu

mecbur giysem bile postu

öğle üstü pişiyorum

 

özler yaptığın kekleri

seyrederim ben gökleri

tek nasibim ot kökleri

çok yeyince şişiyorum

 

gezer iken izlerinde

derman kalmaz dizlerimde

parlıyorsun gözlerimde

ayna gibi ışıyorum

 

yar senin ile gülmüşüm

kaç gece uyku bölmüşüm

ben yaşar iken ölmüşüm

mezarımı eşiyorum..

.....................

gen ile değil ilgili

zekası geliyor haktan

bak başa belli bilgili

genç yaş saç geçilmez aktan

 

ilme vakfeyle zatını

cahilce sürme atını

tanı şiir sanatını

men eder göz ucu baktan

 

onaş yaz su gibi aksın

okuyan içini yaksın

hicivde sözcüğü çaksın

farkı yok saplanan oktan

 

yazar yüklenir entere

şair benzer bir pantere

bazı bürünür kan tere

kurtulman zor ani şoktan

 

koca adamsın yaş reşit

sen herkese davran eşit

bazı kulak verip işit

çekiç sesi gelir doktan

 

sanat toplum için bence

bir şey ver yaşlısı gence

acaba işmidir sence

kürkün al yararlan foktan

 

menşei olsun Türk malı

şair derine dalmalı

hatta enerji almalı

sobada yanan her koktan

 

orman ağaç cinsi sedir

yaz ne hoş işliyor dedir

yine deri çeşididir

iyi papuç çıkar roktan

 

araştır ustası nerde

okura ver pilav zerde

daim uzak olun birde

kuru lafa karnı toktan

 

düşün ki olmasın biran

şiirden kurulu binan

sevgilim unutur inan

belkide ben seni çoktan

 

sonra okurla tanışma

ilerde sanır danışma

haddi bil fazla konuşma

cümle son konunca noktan..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Balarıları..

 

 

çiçeği sarı

kondular dala

kırk kadar arı

durdular bala

 

böyle fukara

bir böcek ara

ceketi kara

şalvarı ala

 

haber saldılar

toplu daldılar

işi aldılar

sanki kabala

 

kızı karısı

başa darısı

gece yarısı

çalış çabala

 

nektara bakıp

su misal akıp

poleni kakıp

yığdılar sala

 

bu canım hep al

boynuma vebal

kasa kasa bal

yağdı kumsala

 

ilahi çağrı

açtılar bağrı

kovana doğru

uçtu dört nala

 

erbabı ve tek

tuğlalı etek

örecek petek

bulmasın mala

 

ne sırt abalı

ne ev sobalı

akardı balı

konsa çuvala

 

tahtı hilafet

yaşlı bir afet

dedi.. - tez def et

yabanı kovala!

 

mevla yaptırır

hakka taptırır

sonra kaptırır

kurda çakala

 

dağıtım sever

çevresi civar

haydi sende var

kovan yakala

 

iç sevinç dolsun

kaşığı bolsun

afiyet olsun

ye çala çala..

................

Şairlikten bize ekmek çıkmıycak

gidip adam gibi işe bakmalı

muzdarip okurun canı sıkmıycak

kumkapı halinden balık yıkmalı

 

yıkayıp tuzla yap hamsi buğlama

soğanı soy doğra yine ağlama

eski alışkanlık sakın yağlama

tepsiyi.. yağcılık.. gayrı bıkmalı..

 

ayrıca sıkmalı bolca limonu

salya sümük ağla yer ki kim onu

kudüs civarında merhum Simon'u

derdi.. '' aşırıyı hapse tıkmalı''

 

mantığın dışı iş etsen temaşa

bilmeyen şah sanır tövbeler haşa

şairler genelde olmazlar maşa

öyleyse ne diye burnu sokmalı

 

bildiğin meslekten şaşma azizim

bize ne çok ekol yok realizim

tek doğru sen isen yürü gel izim

mecran olmalı ki bendin akmalı

 

dünyanın en bilmiş adamı Hızlan

tut onu.. kızgınsa.. giderdi buzlan..

hem yeni yetişmez şeklinde sızlan

nadiren çıkana çivi kakmalı

 

koy balık tezgaha kokmuş değilse

müşteri bit pazar taraf meyilse

buğlanmış hamsiye başı eğilse

kişi başı yüklü hesap takmalı

 

aptallık etmişiz bizi aşıyor

abdal sorumluluk duygu taşıyor

belaya nazır vur felek şaşıyor

karşılık şamarı nasıl çakmalı

 

palyaço soytarı demir alırsa

binmiyor her gemi esiri forsa

arada yazarız fırsat olursa

kursaklar olmalı helal lokmalı

 

balık ekmek gider hemde kazanır

sesinde kısılmaz biraz az taaaanır

olsada.. pişmesin.. millet uzanır

altına odun at.. meret kokmalı..

.....................

birgün bitiririz bütün sözleri

tekrar aynı yere başa döneriz

senaryoya uyar gülen gözleri

ağlarız biz yine yaşa döneriz

 

bari üç beş sözcük dursun sepette

çünkü işim olmaz kem ile bette

şiir de olmasın sevgi elbette

şüphe yok şu kalbi taşa döneriz

 

kaybolan zamanı kendine ayır

böyle bir yerli film nolamaz nayır

günboyu gezeriz dağ ile bayır

akşama ekmeğe aşa döneriz

 

esas bu kırların bolmuş sineği

bize ne ot yemiş elin ineği

fakir bir şairin olmaz tüneği

gece metres yahut eşe döneriz

 

şu ülke açmadan çiçeği solmuş

kimisi ayakta içinde dolmuş

gayrı ihtiyar el alışkın olmuş

yazmasak kokuşur leşe döneriz

 

yaşarken başarmaz ödül bab iri

madalya alma der rüya tabiri

mutlaka karanfil görür kabiri

bazı cepheden pür neşe döneriz

 

paran yok kahvede söylenen çaylan

beklenti lay lay lom saran bir aylan

kalemi satmayız defolup yaylan

elinde sopayla meşe döneriz

 

şiir kenarı vur altın varakı

mutlak azaltmalı şarap arakı

dikkat götürür bu hiciv merakı

sayısı düşerek beşe döneriz

 

maddi bağlam düşün neki ederin?

dert içi yüzersin bitmez kederin

zarların yek geliş imiş kaderin

bazı şans uz gider şeşe döneriz

 

iki evlek yerin huzurun anı

çok belini büker emlak beyanı

her vakit sarkılmaz meyhane yanı

adı ayyaşlara keşe döneriz

 

dost başına düşman ayağa bakar

han hamam gelir yok su gibi akar

mecburen çalışır maişet yakar

ocakta kebaba şişe döneriz

 

eş dost ile çoktan açtık arayı

sebebi yoksulluk deşme yarayı

bakarsın ilerde görür parayı

kazanır nadiren köşe döneriz

 

millet hayat yaşar sen burda delir

aşık adamın kim halini bilir

amele çavuşla göz göze gelir

başları eğerek işe döneriz

 

vezir şah ol hanım kaldırmaz buyruk

aslımız oğuz boy bellidir uyruk

ayrıca hassasız basılmaz kuyruk

pençesi tırnağa dişe döneriz

 

fakirem yaz yine sen ilden ile

şiirimiz kalır bir dilden dile

hatırdan çıkarız o yarin bile

unutur hayale düşe döneriz..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hakiki Bir Bayram Olur..

 

Köftenin pişim evresi.. tabi ki bir bayram olur

çatalın ağız çevresi.. mekiki bir bayram olur..

 

soldu üstte urbamızda.. azık ara torbamızda

şu tahrana çorbamızda.. kekiki bir bayram olur

 

Cüneyt Arkın misal hopla.. polislere girsek copla

bolca şeker filan topla.. hakiki bir bayram olur

 

tutulmaz söz vaatinde.. mazi bugün ve atinde

yetişse tam saatinde.. dakiki bir bayram olur

 

tutar olsa şu dizlerin.. sürsem güzel kız izlerin

capona benzer gözlerin.. çekiki bir bayram olur

 

biz kış ay siz bahar güzde.. hakkımızmı düşen yüzde

birgün kurban kessek bizde.. hukuki bir bayram olur

 

gör hayrı kurban koçların.. saçlarında ak uçların

yırtık halde papuçların.. dikiki bir bayram olur

 

yılda bir zengin hayranın.. arzu ediyor seyranın

sofranda tas tas ayranın.. dökükü bir bayram olur

 

sıksık kontrol et azığın.. yokmu içten bir yazığın

sayeniz ipin kazığın.. sökükü bir bayram olur

 

istihsal noksan sahi be.. yalnız yardım ile hibe

alt katta tortunun dibe.. çökükü bir bayram olur..

 

sen makamın rahat uyu.. halk içinde gayye kuyu

acep varmı ekmek suyu.. tetkiki bir bayram olur..

.....................

başla etin hasadına

kapa taş devri çağını

sarıl eğe masadına

keskin eyle bıçağını

 

üç gün olsa bile sine

beleş otobüse bine

kesim yeri getir yine

kabı ile kacağını

 

hanım aldı sene doksan

hakmı ben aç iken toksan

çevrede pek etme noksan

mangalını ocağını

 

açlığı dışarı vurma

hayvana satır savurma

olunacak sac kavurma

belki sevmez sıcağını

 

icabında abdest alıp

kısmen mesafeli kalıp

birde başka yere çalıp

kesme kolu bacağını

 

hor görme dana fendini

kükreyip çiğner bendini

matador sanıp kendini

açık etme kucağını

 

küçük detay nerde tırak

et belayı senden ırak

yada kendi hali bırak

teslim olmaz kaçağını

 

tırmalar adamı hurma

lazım acile uçurma

zamanı yetiş kaçırma

akşam sekiz uçağını

 

başın gözün hayrı sayıp

sayma sakadatı kayıp

bize yollamasan ayıp

kıyı köşe bucağını

 

sesin bülbülüm dercemi

aslen sakamı serçemi

kurban olam dök perçemi

salkımını saçağını

 

saçlarında sırma örgün

vur kapına demir sürgün

babayın başına birgün

geçirecem nacağını..

görecek kurbanı..

....................

 

kurban bayramında kesin

kesip yiyeceksin besin

kan olur tüm mersedesi

atma et kim derse desin

 

dedesi ve ebesini

ziyaret etmeli kişi

deme grip kes sesini

el öpme olmalı işi

 

toplaması bayram şeker

insaf edin gereği din

erkekseniz teker teker

ev sahib üstüne gidin

 

eğitim noksan ülkede

deme daha yokmu lokum

saygı duy özel mülkede

de davette dahi tokum

 

iki dilim baklavaya

sakın atma taklasını

arada bakıp havaya

yeyip geçin baklasını

 

yaklaşır insan bayramda

biri birine kaynaşır

haşlama eti sofranda

hoşafı pilav oynaşır

 

oyna sende çık meydana

dana gibi kesmediler

deli derdik kürd aydana

böyle çabuk esmediler

 

kesme akrabalar ile

ilişki yoksa silerim

defterimden ati bile

sanma mutluluk dilerim

 

dilerim eti ince ince

doğrama kaba kıyarsan

el ayağı çekilince

bizide görüp sayarsan

 

hoş sayma ne çıkar yine

mutlu bayramlar dilerim

dikkat ederek sayine

siz değerli karilerim..

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bayram Şekeri

 

üstüne basmadın kambur feleğin

belleri bükecek çarkı tekeri

duvara asmadın kalbur eleği

canların çekecek bayram şekeri

 

yengeyin elini yavrum dilruba

öperken dikkat et virüs mikroba

çok daha sıkı bağ hısım akraba

tohumlar ekecek bayram şekeri

 

kimsesin en mutlu buna inan ki

ağzına iştahla attığın an ki

sevinç bir ağaçtır meyvası sanki

yapraktan kökecek bayram şekeri

 

sen yerken görmesin şişer bir yeri

doyur misafiri kavur ciğeri

biri etle gelir oruç diğeri

bayrağı dikecek bayram şekeri

 

veresiye yazdır doldur eteki

köşeye bırakıp senedi çeki

gelecek yılların binbir çiçeki

çocuklar çökecek bayram şekeri

 

kahvaltı bulmazken evde kaşarı

bu devir elde et büyük başarı

yine sen tüketim gitme aşırı

dişleri sökecek bayram şekeri

 

ikramda yarıştır tercihin zoru

çeşit var nane tür yakıcı koru

usta el saracak al yeşil moru

ambalaj bükecek bayram şekeri

 

tatlıya boğacak köşe bucağı

yürekte ateşli yanar ocağı

şairlerin şiir dolar kucağı

yoksada dökecek bayram şekeri..

.............

 

şu hayat gözünde hiçti siroz olana dek içti

sanki fani dünya çivi rakı mey o bir çekiçti

Çek içtimi tabibe Türk içtimi habibe gider

ol sebeb ile damadı tabib albay Habibe der

 

''muhterem pederin derdin kederin elinde esir

ey oğul yokmu ilacın eyler iyi etki tesir?''

tetkik etti o '' bey baba en çok üç ay yaşarsınız

aşarsınız tepe üstü düşer felek şaşarsınız

 

ızdırabı bunun ile bertaraf edilmez alem

haline güler en iyi çare şu fitili al em

alkol aklına gelince aha şoo bağrı delince

iğne var vurul bırakma biri aklını çelince''

 

türü tavsiye vererek ayrılır gögüs gererek

damadı ve çevre yağcı yalağı postu sererek

bilinmez niçin vermedi telkin bırakması için

bilakis dediler '' için efendim mutlaka için

 

için mikrobu temizler ayna gibi karaciğer

ve tıkır tıkır çalışır eder iç organı diğer''

kanatır yine yarayı bunlar alarak parayı

''izninizle getireyim kapayın açık arayı''

 

deyip ayıoğlu ayı parayı ne kadar ayıp

kaptı kaçtı eyleyip git iki ay var herif kayıp

bu yalaklar bu yağcılar büyü sihir göz bağcılar

üzümleri sattırırlar zengin kılar tüm bağcılar

 

acı ama hakikaten adam siroz aolup zaten

gitti gider üstelik sen niçin çevir bronza ten

borozancı başı bunlar kişi göze bakıp anlar

kanlar saçar gözlerinden hınç ile dolduğu anlar

 

muannit elinde susta görüşmüş son belarusta

bela benden uzak ola demiş adam olmuş usta

eskiden demek çırakmış içmeyi şimdi bırakmış

geziyormuş arabistan suriye iran ırakmış

 

ırak ol bizdende aman ye bol cevizini kaman

boğazına harca para elinde bıçağı kaman

noksan etme böyle yine rastlar isen bir hayine

sen vurup sapla beyine kilise baksın ayine

 

nene gerek senin paşa sen ecik kekik koy aşa

yemene bak içme yoksa adın çıkacak ayyaşa

yaşa bol terk edip anı daim temiz giy urbanı

dediler yarın bayram dilerim iyi kurbanı..

.................

 

ben giderün çiçekçiye

dek gelürün bıçakçiye

uşak yakam bırakmıyor

salıverir üç akçiye

 

ocağı bata bele ki

beleş vermesin ele ki

mubarek aslı kazmısın

yolunursun tüy teleki

 

şöyle ahım şahım bıçak

verilse gam yemem uçak

metali daha berk olur

ha bunu çivi deyü çak

 

milimde gitmez ileri

malül savaş gazileri

yazık o tahta ahşaba

tufan günü mazileri

 

su sabunu kabil keser

hani olursa yel eser

sakın sokulma yanına

ne kurbanın boyun ne ser

 

hain adam satar madem

yazılsın üstüne kadem

iki satır de '' elmasın

bölerdi Hazreti Adem''

 

satır ilemi kesmeli

yahut bu bahta küsmeli

ko danayı işine bak

ne kaksın ne süsmeli

 

hasislik etme kasabın

yolunu tut ve hesabın

unut sen üç beş köftenin

bayram gün bozma asabın

 

nasibi olmalı kişi

muhallebi yesin dişi

kırılır atasözü var

kasabı bilmeli işi

 

alır isen bıçağı kör

akar kanın denen likör

sana ne el dana keser

heceni sen sekizlik ör..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalkana Gel Ey Vatandaş..

 

içine sinmiyor zulüm

isterse yüzek alkanı

her zaman inmiyor Gül'üm

tokadın yüze kalkanı

 

ülkenin güneşi şemsi

buğulu gözlerin nemsi

davetli herkese hamsi

malesef bize kalkanı

 

sakalın var deyü hafız

batıya göre tuhafız

istersen devrim muhafız

garibe füze kalkanı

 

viva la ripuplika

açlıkla boğuş afrika

öykü pehlivan tefrika

görülmez düze kalkanı

 

muzır araya gireli

mazi sebeb iç pireli

muhalif olurmu eli?

elifin cüze kalkanı

 

izaha izan yetmiyor

hüzünü derdi bitmiyor

sergile kabul etmiyor

götürsen müze kalkanı

 

biz bunu almıyak mersi

siz dışlan arabı persi

van minut elinin tersi

yiğidim rize kalkanı

 

bir başa nası yaşarız

el etse yine coşarız

hayalin peşi koşarız

boşamı vize kalkanı

 

kazası sıklık dayakta

kırılır bacak kayakta

bakarsın yarın ayakta

şimdilik dize kalkanı

 

kalkana gel ey vatandaş

yurdumun medyası yandaş

bir ayar çekilse gardaş

eksilmez ize kalkanı

 

fakirem sakın sözünü

okura verme hüzünü

kimisi saklar yüzünü

makbulmü?.. gize kalkanı..

 

* viva: yaşasın

* la republica: ulus millet.. (bknz: nation.. neyşın..) abd başkanı obamanın röportaj verip.. natonun.. yüz milyarlık dolarlık.. aç yoksul ülkelere yönelik füze kalkanı tür porojeyi ballandırdığı italyan millet gazetesi..

.......................

şu suşiden ne anlanır

bir an gözümde canlanır

diri diri balıkları

diler salatalıkları

 

yıka da halka haline

getir ve halk ahaline

alın size suşi desen

çeşitli tür figür desen

 

emek verip alın tere

bulama basıp intere

tarif alıp ko tabaka

döşe tabaka tabaka

 

bakar tabi ki tadına

denir rezalet adına

alet edip emeline

al et diye ver eline

 

ne bilsin o cahil kişi

suşi yemektir ilk işi

yazık gider boşa para

bozar mideyi şap ara

 

arada Türk döneri ye

sıcak bakıp öneriye

sen önüne gelene de

'' suşi yenir Belene' de''

 

neden özenti peşine

düşelim al hep eşine

peşin para kelle paça

ilaç gibi gelir aça

 

açar zihin beyin açar

hayatta kalmayıp naçar

ayıp değil ya çalışır

zamanla mutlak alışır

 

O yerli mal tüketmeye

teşebbüs et yok etmeye

bu kendi kültürünü ret

edeni yeniden üret!

 

medet umup anasına

de baksın o danasına

kesip kaburga süslesin

pişirsin etle beslesin..

......................

kurbanda bozulmuş asap

dalarak denizi yüzmüş

izin sürüp tutmuş kasap

keserek deriyi yüzmüş

 

iyi yüzmüş kasapta ki

utanmadan.. hesapta ki

yevmiyesi iki yüzmüş

yetmez deyip epey üzmüş

 

garip dana sahibini

tehdit edip zorla bini

alıp gitmiş.. dudak büzmüş

uzun süre vitrin süzmüş

 

müşteri olup içeri

kıyafeti yeniçeri

satın alıp faça düzmüş

duble değil paça düzmüş

 

aldat resmen bu saf dana

sahibin ve yün kaftana

bürün henüz mevsim güzmüş

bunalmazmı? ne öküzmüş..

....................

kadın akşam evde terör estirir

berbere sebebsiz sarkmaz kılıbık

hatun istemez saç dipten kestirir

kendi iradesi kırkmaz kılıbık

 

kulak kenarın al üstleri kalsın

ücret yarın gelir çocuğu salsın

ah ulan harçlığı dolgunca olsun

üçüne beşine bakmaz kılıbık

 

hatun hamur işi iyi semizler

yenen oklavayı gözde nem izler

bir iki kıl kalsın titiz temizler

üstünü içeri silkmez kılıbık

 

acaba parayı nasıl gönderir

veresiye tıraş ocak sönderir

anahtarı tırsa tırsa dönderir

sorsan ölümden de korkmaz kılıbık

 

aşırı kızdırma bu kadın deli

belki de yeterli göz yaşı seli

mecbur istenecek mahkumdur eli

kumbarada para irkmez kılıbık

 

'' canım tıraş olmam sen istemiştin''

- geçen para verdim niçin yemiştin?

utanmaz herif sen nasıl çemiştin

iki adım öte sekmez kılıbık

 

bir ses et çağırır kayın pederde

tütünde içirmez böyle kederde

bakarsın el atar insaf ederde

yıkıldımı yerden kalkmaz kılıbık

 

saat gece yarı çoktan geçmiştir

yine erkeğinin yanı seçmiştir

artık yumuşamış hırsı geçmiştir

şimdi eski gibi ürkmez kılıbık

 

yazıklar olsun be dersini aldım

biraz standardın üstü bi haldım

sizin yüzünüzden ben evde kaldım

hiçmi içerini burkmaz kılıbık? ..

..............

saçmalamak bir ihtiyaç.. saçmala tez içeri kaç

hiç erik çiçek açarmı? .. eğer açmaz ise sen aç

 

ses en açık ifadesi.. duygu ve his abidesi

buna kabiliyet ekle.. sür yarana yoksa ilaç

 

ekseri bir şair yele.. karşı yürür der ki kele

'' çare bul bu akan sele''.. denmesin yurt kısır kıraç

 

asla basma tuzak faka..her yanın bu gibi vaka

mesela televizyon aç.. envai tür nalbur saraç

 

şair ile alay etme.. ister ise yeni yetme

muktedirse iyi ötme.. de '' bu piliç olmuş anaç''

 

derdi hüzünü elemi.. alıp şen eder alemi

kağıda değer kalemi.. sanki pamuk atar hallaç

 

herkes ona hayran kalır.. ilahi bir ilham alır

dile hakim olup bilir.. yüklemi edatı bağlaç

 

dolamasa dahi dile.. her günü dert ile çile

gıkını çıkarmaz bile.. bu uğur düşerde bilaç

 

şekeri ve un kovası.. yoktur hamur oklavası

ne bayram yer baklavası.. ne ramazan görür güllaç

 

önümüzde madem önder.. sermayeyi sende dönder

saçmala ve çabuk gönder.. mesafemiz iki kulaç

 

kendin bir kıta ulama.. bitki kökünü sulama

gugıla girip bulama.. hakmıdır adamı sal aç..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kemal Sunalım

 

Kim varki yüzümüz güldürür oldu

açınca kanalı Kemal Sunalım

gidişin yerini doldurur(!) oldu

adisi banalı Kemal Sunalım

 

beceriksiz şahı vezir vüzera

sokarlar adamı erden mezara

başta eşoğleşek olmak üzere

her sözü manalı Kemal Sunalım

 

sır tutarmı saçın ağarmış teli

biz alışmışız el sopalı deli

belki de toplumu ihyaya veli

bir sevda masalı Kemal Sunalım

 

senaryo dert tasa sende ton ile

çıkardın kısa şort yahut don ile

genelde biterdi mutlu son ile

filimin finalı Kemal Sunalım

 

tiviğnin başları bu en mühim an

yegane lüksümüz etmişiz iman

gözlerin arıyor sığınak liman

gülümser simalı Kemal Sunalım

 

köyünde sürerdin çorak kıracı

her filim çekerdin ne büyük acı

bir evkaf memuru evde kiracı

virane binalı Kemal Sunalım

 

tılsımın ne idi ince espiri?

içten doğaçlama komikce biri?

bu işin zatına mahsus baş piri

güldürme çabalı Kemal Sunalım

 

ölümde vız gelir özledik gayrı

gül cemalin göster sevabı hayrı

ahrette düşersek bu senden ayrı

boynuna vebali Kemal Sunalım..

.........................

başında şairlik denen illeti

fazilet içinde yanan bir kordur

sen sen ol pek illet etme milleti

ağlatması kolay güldürme zordur

 

sür menzile kalem binme tay ata

başvurma laf sözün kokmuş bayata

velhasıl insanı böyle hayata

bağlatması kolay öldürme zordur

 

zorbalar ister tek dehşet saçmayı

isteme gerçekten fazla kaçmayı

göğüse ciletle faça açmayı

yeğletmesi kolay dildirme zordur

 

mahsur yok margarin filan çalınır

ikisi aynı an tüm aç kalınır

aslanın ağzından ekmek alınır

yağlatması kolay böldürme zordur

 

kulağın acır un sermektir ipe

iğne batırt morfin dolu bir tüpe

bit pazarından üç kuruşa küpe

sağlatması kolay deldirme zordur

 

durmadan kaybına uğrarsın değer

işsiz güçsüz aylak gezersen eğer

psiko sorun var bununla ciğer

dağlatması kolay bildirme zordur

 

aniden çıldırdın ara acili

elbisen olacak cici bicili

kabartma sabıka ile sicili

çağlatması kolay sildirme zordur..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kelebekler..

 

yağar mütemadi yine sucuk gibi ıslanmışım

hesapsız paslı bir ceryan direği

ereği yok kuru kalmak

yalnız omuz ve sırtın küreği

küflü siperine yaslanmışım..

 

asla saymadım son.. ben bu baharı..

havada çimene has koku

korkarım yakındır yer gök keser ıtıra

aradım sen yoksun.. üstünde pembe süveter

binip gittin kimbilir.. meyve yüklü bir eski tıra..

 

her anım.. gözlerim çevreler.. yağmur bulutu

sancıtır sol yanım acı hatıra

oysa ne umutlarla bakındım

şifresin unuttuğum hatmeyil tivitıra..

 

avutmaz oldular.. dört duvar

sebebim.. bu rıhtımlar taraf giderim..

efkarı içimde sanki engerek

teşekkür borcum var.. birgün öderim..

 

ne fena.. mutena ve pür itina..

felaket komuyor belinde gamet

içine düştüğün.. şartların.. en namüsaiti

herkese vermez hem.. muhtar ikamet

belki de mukimsin.. zengin muhiti..

 

itirazım var benim bu.. makus kadere

acaba ne derim.. gider olsam.. ruhbanı.. papaz pedere

merakım celbetmiyor değil.. eğilsem kadehe..

bir ümit dağılır hüzünüm

yoksa.. büsbütün boğar kedere..

 

medarı iftiharım.. gurur ile taşıyorum

saat gibi kalbim var..

güp güp vurur.. şükür yaşıyorum..

 

aşiyanım kuş yuvam.. bodrum katları

çünkü bana yasak sokak boyu..

haydi durma kalgı.. hep fink atları..

 

inkar etmem seversemde

tuzlanmış.. taze süt mısır

her vakit yüz çevirmişim.. üstün körü

'' gel ucunu ısır ''

 

münasıp zamanlar.. ertelenmiş.. pür iştiha.. taam tadımlar

kaldırımlar.. örselenmiş..

yorgun ve bezmiş

ezgin adımlar..

 

ben bu adımlarla öğrendim..

hükümsüz aşklara çelme takmalar

bu adımlar öğrettiler bana

eskimiş tabana.. pençe çakmalar..

 

alameti farikası mokasenin sürünüş sitilmiş

anladım geçte olsa.. hülasa..

falsosuz basan kişi.. harika

tersi.. dışlanıp.. yalnız itilmiş..

 

muşamba kaplı zemin.. gecekondu evler

en büyük lüküsün pilavın zerde

sandöviç tüketen sadece devler

gençliğin ateşi var ise serde

harcanıp bitiyor ömür dediğin

haylazlık maarifle arana perde..

bulguru geçmiyor senin yediğin

 

feryadın figanın dalgalar alıp götürür

kıvranır martılar çığlık çığlığa

yakamoz komadım kıyı köşede

kuşku yok bol iyot katkı sağlar sağlığa

hem verir insana sevinç neşede..

 

inceden yağıyor yağmur.. ardarda damlalar ekler

ne yazık dinmedi yine çisilti

yalnız bir seven aşık hep böyle bekler

henüz ümidim sanma kesildi

ellerim çiçekli üstümde bütün kelebekler..

.......................

gözlerimi kaplar hüzün.. mendillere tutunurum

meyva nadir yenir güzün.. üzüm ile yetinirim

 

imkanlarım dar kısıtlı.. kirada bir ev bark niçin

yangın çıkarır kasıtlı.. mafyası otopark için

 

millete belki kolaylı.. aylık yetmiş lira kira

kapı önüm hep olaylı.. serserisi içer bira

 

çok olmuş koca öleli..ev sahibem kağıt satar

çöpten yan avlu çileli.. fare dolu katar katar

 

bu dağların maralıyam.. kaldığım tek oda ara

olsun yine kıralıyam.. cebimde var ise para

 

alışveriş güzel olay.. bazı bir dolanma hali

bakışların oynar halay.. seyrederken yağı balı

 

ismetpaşa ulus yolu.. en çok beş on dakka çeker

bir gün kaptırmasak kolu.. altında kalmasak teker

 

tahrana bulguru pirinç.. genelde yerim erişte

cümertesi pazar hariç.. haftada beş sefer işte

 

tezgaha vardır daldığım.. mandalin olursa sarı

benim pazardan aldığım.. geçmez yarım kilo narı

 

her şey kısmet ile nasip.. demeye yetmiyor gücüm

poşetci çocuk yol kesip.. üstüme ederken hücum

 

sürücüsü çekmiş bali.. sakın araba önünden

ankaranın sebze hali.. zengin hamal yönünden

 

dek geldiğini tepiyor.. çabuk çağırın hekimi

dümen değilse yapıyor.. gizli kamera çekimi

 

kimi muş kimi mardinden..civar hayli kalabalık

kimi palamut derdinden.. kimi sazan alabalık

 

inanmasamda gördüğüme.. hakikat gerçek değişmez

pişman oldum girdiğime.. iğne atsan yere düşmez

 

kovanmı salmış arıyı.. yoksa mahşer yerimidir

adam kaybetmiş karıyı.. bilmem hala dirimidir

 

belediye hoparlörü.. haykırıyor ne canhıraş

sessiz ol ey pazar yeri.. bağırarak yapma tıraş

 

şöyle etsen gözlem rasat.. halk açmış kazaksız koynu

demekki işleri kesat.. aldıkları tavuk boynu

 

tandırdan çıkarmış kalan.. camekana koymuş kelle

sıcak durmaktalar halen.. inanmazsan gelde elle

 

çoktandır yediğim yoktur.. vazife etmeli ifa

bunu yiyen bilmez doktur.. her derde oluyor şifa

 

biri varki hayli iri.. vitrin önü kırıtıyor

orda pişmiş kelle gibi.. sanki bana sırıtıyor

 

gör sen sırıtmayı şimdi.. ulan koyun oğlu koyun

hani yazın güden kimdi.. kuzunla oynarken oyun

 

yanak etlerin ilk etap.. beyindense çorba çıkar

dil damağa eder hitap.. olsan birde limon sıkar

 

tahminim denli çıkmadın.. altı üstü tek bir öğün

içimde ses dert ortağım.. dedi sarmısağı döğün

 

olsun günü kurtardık ya.. yarına mevla kerimdir

haddinden büyükmüş dünya..yuvarlak koca silindir

 

dert saymam gelse feriştah.. yok mücadelesi kımıl

şiir yaz açıldı iştah.. şimdi kılavyeye yumul..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kara Bir Duman Gibi.. Dağılır.. Hatıram Rüzgarda..

 

İnim inim inliyorum..

can kulağı dinliyorum..

şapşal radyosunda fon şimdi çalan..

'' Platonik aşk imiş derdimin adı.. bir avuç gözyaşı son elde kalan''

ben bu şarkılarda buluyorum kendimi..

sen geliyorsun aklıma ey yar.. reklam araları tuzlanmış fıstık dendimi

 

kendimi alamıyorum seni düşünmekten

meşin bir gocuk korur beni kışın üşünmekten

 

çünkü sokakta mukimim.. kıvranır duramam evde

vur kafayı yat uyu.. mümkünmü.. yan tutuş.. sen hep böyle sevde..

 

hünkarın vekil listesinde ismi ilk ben gelirmişim

akıllımı dünyaya baki tek tutki delirmişim..

 

içimde öksüz bir çocuk var yat zıbar desem üzülür

dışarım iki damla yaş.. yukarım aşağı şimdi süzülür..

 

sevdan aldı beni benden..

usanmışım tatlı candan..

yarım kilo patlıcandan üstün tuttuğum..

en temiz hisler ile bağlanıp..

uğrunda vermidon hapı yuttuğum..

nerdesin şimdi?..

 

içimden yükselince ses.. kaybolup kendini arat..

ayrıldık iki insan gibi medeni..

arada amuda kalk ve taklalar at

olmasın isterse.. hiç bir nedeni..

 

hasretin bağrıma saplanmış kazma..

şair ol.. hali ahvalini.. sen gelde yazma..

 

sensizlik burkar içimi yürek yanar fecide..

seni düşünürüm sensiz geceler..

uğradığım.. her işkembecide..

 

hayalin gözümde atıyor cirit..

sensiz hayat sade suya tirit..

itiraf edeyim karnını deşmek isterdim..

sana yan.. bakar ise.. bir it..

 

ben sevmeyim kamyon kamyon severim bir kadını

sittin sene geçse unutamam adını

hani kıymalı kurufasulyanın tadını..

sevdiğim kadar seviyorum seni..

 

sen şerbeti bol kaçkın sevdiğim tatlı gibisin..

ve hatta.. sütlacım muhallebi kazandibisin..

 

insafın yokmu idi kaçmadın bana

tercihin etkin kılan hangi mendebur dana

 

sevdalım.. vebalimsin.. günahı boynuna..

nazarmı değdi bize geliverdik kaderin oynuna..

 

ilk mahallemiz marketinde görmüştüm seni..

bakınca geriden.. güzelliğin nefes kesiyordu..

para üstü yerine ciklet almıştım kasiyerden..

ve havada dalak yaran.. bir rüzgar esiyordu..

 

üzerimde merhum dedemden kalma bir aba..

sana merhaba demiştim.. maalesef tersledin..

belli ki sanmıştın amele yahut maraba..

 

yağmur başladı bir an.. hem gözlerim hem gökte..

teklifimi reddin gıcırtıya dönmüştü dişlerin kökte..

lakin yılmadım.. utanıp sıkılmadım..

tane tane saydım.. eviniz tam yirmi adım..

 

istedim.. vermediler..

al hayrını gör demediler..

''sonra evde kalır'' dedim ama.. yemediler..

 

dolanırım yeryüzünde deli divane

her an suratımı sarar bu bendeki hüzün..

ey vefasız ardında oldum pervane..

hani döner ya.. dünya boynuzunda öküzün..

 

sünneti hatalı çocuk kadar mahsunum..

şahsımda özgüven duygusu yengen..

aşkınla gezerim dağ ova bayır..

ayrıca istemez vizesi şengen..

 

kaderi kuyrukta akrep gibiyim..

ay ay.. kıyamam sana..

yelkovan gibisin uyamam sana..

 

endamın gitmiyor gözüm önünden

ayağın çarık var hakiki manda gönünden..

yinede gezdiğim yol.. inan dayanmıyor..

arada takunya giyiyorum.. kimse uyanmıyor..

 

sanma ki yaşıyorum.. dolup dolup taşıyorum..

seyir hal araçlar..

bakıp bakıp ense köküm kaşıyorum..

 

öyle koftiden sevilmez sevgili.. eline verme yetmez bir gülü..

gül desen hal.. ebelerin basma fistanında da var..

deden nerde peki?..

bir buket gülü detayı aşkın.. ayrıntısı.. noktası değil virgülü..

 

ben sevdimmi tam severim..

mutlak karşılıksız kalmaz.. birgün alırım yüksek verim..

 

her zaman sana kul köleyim..

bıçağımsan.. ver kendini.. kendimi ikiye böleyim..

tabutumsun?.. kebab etten ne çıkar?..

ister isen öleyim..

 

henüz dönmeye yoksa bile niyetin..

belki sende bensiz.. öksüz ve yetim..

sen cibilliyetini sorguladığım hasretim.. ve dünya ahretimsin..

 

hani tesbit eder polise ispiyonlar ya radar..

bazı hız yapar kimi kimseni..

yarım ekmek arası köfte yemek kadar.. sevmişim seni..

 

ben şiirlerimi içten ciğerden yazarım..

el avuç sığacak bi yerden yazarım..

bir yanım belagat.. bir yanım derviş sabırı..

bir yanım tükensin.. diğerden yazarım..

 

kalbimde sızının müsebbib faktörü.. vü aktörü kızım..

sakın ha bırakma elden cımbızı..

hüzünle göz kırptığında.. çapkın.. deniz yıldızı..

diz çöküp.. sevincim.. derin maviden sen bana yakamoz topla..

az bir serpiver.. kırışmış alnım..

düzelmez ne rötuş.. ne fotoşopla..

 

o vakit hafif birferahlık duygusu sarsın.. alev alev yanan etimi..

en hassas meteoroloji aleti ölçemez..

aşkınla çarpan kalbimin hararetini..

 

bağrımda saatimin markası şaşmaz..

boşalmış zemberek misali kalp.. atıyor tap tap..

kırklı yaşı yorgun yürek geçerim..

hüsnü aynıma vurur parlıyan mehtap..

şavkından süzülen.. zehri içerim..

 

sevdan eyledi beni.. bir yaylı tambur..

beli fıtık ettin sırtımı kambur..

 

ben bu dertten ölürüm çekip cartayı

bakarsın şubata yahut mart ayı..

 

ilaç hap türü tedbir kar etmiyor pek..

her adım diyor ki.. '' sonun turab.. ey fani köpek''

 

şafağın karanlık.. ufkunda.. karabulutlar..

muğlak.. solar içte.. yeşermez.. körpe umutlar..

körük benzeri inip kalkar burnun dokusu..

genzine dolmasın.. kesif bir toprak kokusu..

her akşam görürsün merhum Elvis'i

yukarın mermerse.. ayucun.. dağın selvisi..

 

ay sarıydı.. madeni bir lira büyüklüğünde..

humayın aynalardan yansır aksim..

kağşamış.. yeşil yılan göklüğünde..

 

bir rüya ise bu yakamı bırak..

göğsüme hançeri çökmüş zebani..

ölüm korkusu tek olsunda ırak..

var çek al.. sehpamı.. altımdan ani..

 

manidar olurdu bu.. kurmalı satimin durduğu zaman..

'' bu zat.. tik taktan dahi rahatsız.. gerekir derhal uzaman''

mesajı verirdi civar çevreye.. arifler anlardı..

irfanı.. izanı.. girmesin.. velev devreye..

 

ey kalbimdeki yeri.. yüksek makam.. yüksek mevkili..

ve sarmısak kokan dudağında aşkı aradığım sevgili..

 

teslim edip beden olmadım kese..

hamamlarda sırtımı kendim ovaladım..

emek sarfetmeden hakmıdır yese..

bakla tarlaları karga kovaladım..

 

sefalet içinde geçti yıllarım.. bu yüzden azdılar göğüs kıllarım..

sakalı der isen kar etmez cilet.. hasretim berberdir..

gördüğün her merci ilet..

 

harcanan bir ömür maziye şöyle bakınca..

bedeli makarna bazıda kömür..

mürür zaman oldu hayaller.. vuslat başka bahara..

ölmez sağ kalırsak eğer.. nevi şahsımda padişah ara..

 

işaret parmağında türlü hünerler..

kaldırıp tavuk bekle belki tünerler..

elastik olur kimi insan organı..

mesela kulaklar çeksen sünerler..

 

sündürdü hayat beni.. iki seksen uzattı..

ne kimse yarem pansuman etti.. nede tuz attı..

 

ben göçüp giderim bu diyardan vadem yettiğinde..

beni düşün ve ağla.. yıldızları seyrettiğinde..

 

ayağım çorapsız ve başım fessiz.. zavallı ruhum..

yükselir arşa.. heykeller olur ya.. öylesi sessiz..

 

kara bir duman gibi.. dağılır.. hatıram rüzgarda..

seni bekler iken (belki) kesemez tren hız garda..

rayların üzerinden spartula sayesi kazınır ceset..

bozulan insan hayatı.. ( ne yazık ) olmuyor reset..

 

musakkayı andırır yerde.. hali pür perişan naaşım..

taşır canı gönül mevtim her kim görür..

demez.. verilmez.. bu iş maaşım..

 

sarıp sarmalar her zerremi.. bir bir korlar kefene..

bana yalnız imam lazım.. (fikren) ihtiyaç yok.. ne fizik ne fene..

 

tek arzum.. enkazım.. konduğunda üstü musalla..

ne olur.. hüzünle iç çekip..

uzaktan olsada.. bana el salla..

 

felaketim olur unutursan.. ansızın.. birgün dönerim..

hortlak sanma yalvarırım.. bu yıkar beni..

kahrolurum.. mum gibi sönerim..

 

ızdırabım diner bir nebze.. karatoprak alır derdim kederim..

gökte değil yerde imiş..

gerçek saadet.. ( sanırım) geç olsada idrak ederim..

 

enkazım orta yer kalmasın yeter..

mümkünse mermerden.. sevmişim beter..

levhimde yazılmasın.. olmasın var.. ismimi anan..

yalnız senin lebi deryan döküleyim.. ey sevgili canan..

 

güzel bir poz versin deyip.. giydirip üstüm..

şehrin merkezine dikmediler büstüm..

dikerler henüz ümidi kesmedim..

pek çok kimseye küstüm yar.. bir sana küsmedim..

 

şair geçinecek isen bu alemde.. işin sırrı kalemde..

tükenmez tür.. en fazla elli kuruşluk al..

pahalı mürekkep erbabın çoğu.. taklitçi çakal çukal..

 

ben şiirlerimi.. oya gibi işlerim..

mazlum bir halka yazdım ezeni ısırırım dişlerim..

 

fakir bir şairdim hayret.. hayat böyle iğretimi..

a canım.. öldüğümde bilirler ancak kadrü kıymetimi..

 

ey şiir adı altı her dem herze yazanlar..

muslukmusunuz ulan ağız ishali.. cırcır borozanlar..

la siz ne müptezel aymaz adammışsınız..

yeniye muhalif.. terennüm aynı şey.. adanmış.. dadanmışsınız..

 

helakım uygun yer.. mesela el ayak.. yakınız kına..

hasım kalmaz huzurunuz.. sokarsınız.. bıçakınız kına..

münasıp bir zaman aradan çekip giderim

yegane serveti bi kemik bi derim..

 

ve fakat yaşıyorum.. henüz çiğnenmedi bendim..

a benim fırambuazlı pastam.. cevizli kek.. kaymaklı.. lokum efendim..

uğrunda hazırım heran ölmeye..

bir bilsen kimlere tasa kedersin..

dudağın benziyor şaraba meye..

şöyle bir içmeye söyle ne dersin..

 

seninginen bir akşam yemeği yesek..

üstü örtmeden toprak hem kesek kesek..

bende bacak narin.. hemi bel ince..

omuzumdan bir yük iner sana gelince

 

ben cacığına yağ dökerim hoşafına şeker..

sen servisi karışma işin..

yeterki kase tabak ver teker teker..

 

akabi koyayım yar.. sağa kaşık çatal sola peçete..

ela gözlerin müzmin derde sanki reçete..

tecrübe ile sabit.. iştah açıyor sirke..

içinde şeytan var.. bürünmüş.. üzümün kürke..

hazan.. bakır kazan..kaynar.. al kızıl pekmez..

caiz helal kılınmış tek..şu bizim Türk'e..

 

merkep dahi yer bitirmez.. daim beslendiği dalı..

dinine yandığım oncalıklar şimdi..sıklık karaçalı..

arada balık tutarım foseptik akan çayda..

kimseye diyemezsin ki.. çişini tut.. yap bir kez ayda..

 

saydam ve berrak olur suyun.. koli basilsiz bahçende kuyun..

ama dinlermi mecnun aşık kurusun huyun..

ördek gibi gezer.. leyla peşi.. ıssız çöllerde..

gözü görmez kendi vatanını.. işi olmaz bizim.. ırmak göllerde.

 

urun habisi.. yalçın abisi.. müge anlın ile saba tümer..

varolsun futbolun ve kravat kemer..

gömlekte ütün aslan sütü ve kırmızı tütün..

desti izdivacı.. pek çok derde ilaç oldular bütün..

 

mutabakat uzlaşı daha nelere alışmadık..

bu çağda uyuşmayı öğrendik boşa çalışmadık..

 

müştemilat yatakta anadan üryan.. nadiren bir vaha..

bazan nanaysa çölde.. yükselir kokusu büryan..

veryansın et hatırlat.. meramın iki satır..

dökülsün sarksın kağıda.. alev alır inatçı katır..

 

derler ki..

'' bunun gibiler alemi kokuşturuyor..

kırk yılın başı bir aşk şiiri yazar..araya laf sokuşturuyor''

 

iyisi daniskasından aşk şiirimi..

kısa kesip bitireyim..sen bana tımarhane ol ey yar..

tek ben aklı yitireyim..

 

müşerrefinle ne güzel şey katılması.. yarışması.. pop sıtar..

sana serenat yapmak isterdim.. güftesi mezbul.. noksanım gitar..

..aaah amaaan aman yaaar...

.. fakir..6 temmuz 2011.. tuzçullu süzbeyli arası..

bari sen uzan bu taraf katina.. yaktı beni gözlerinin karası..

Share this post


Link to post
Share on other sites

SUNAY AKIN

 

Yakar acı biber sosuna yakın

yani şair imiş o Sunay Akın

üstelik şu benden deli mizaçmış

İstanbul oyuncak müzemiz açmış

 

şehrin göbeğine kurmuş binayı

bin kadar zürafa bulmuş bin ayı

kiminin heykeli kiminin büstü

aman deyin kapat kokmasın üstü

 

muhtelif ebatta türlü oyuncak

on para etse yan yana koyuncak

adama derce.. hem iyi.. hem şerim

başka işinmi yok.. ula hemşerim

 

aslı Trabzondan laz bir aile

arası yok alkol az bira ile

içki içme yeme elbet birikir

birde bize bak.. üst baş bâb.. iri kir

 

diyor.. yararlanır gelecek nesil

nesil ki.. ne defter karala.. ne sil..

klavye önünde tuşa dokunsa

ekran açılip ad soyad okunsa

 

sakin bir ses tonu burdayım deyip

yoklama sonrası başını eyip

yine çaktırmadan dalacak çete

hani birden nasıl dalar aç ete

 

açar vebkem gerçek oyuncak arar

gönül eğlemeye verince karar

girer forumun en seçkin elite

ne abaküs bilir ne cetveli te

 

o velet gün boyu atari oynar

karnı acıkınca soy elma soy nar

tamamen soyutlar sosyal yaşamdan

google ışığı bu ne mum ne şamdan

 

mazi oldu misket fırıldak topaç

en ücra köşede çıkart laptop aç

oğluna kızına bırakır arsan

hesaba aktarıp şifre kırarsan

 

insanlığa miras adı altında

bırakma geride çil çil altında

bu şair milleti birbiri aynı

istifade etmez damadı kaynı

 

devlet hazinesi bir sent arama

bu yüzden yapılmaz sağlık tarama

müze yerine aç okul hastane

bahçesi buğday ek verir has tane

 

sonra saman basıp doldur içine

oyuncak ihraç et Tibeti Çine

sinekten yağ çıkar rafine edip

damıtır ise bir şairi edip

 

varlığı ne katar şu ömrümüze

akıllı işimi kardeşim müze

müstakil bir yapı eylesek ahır

daha yeğ çekmeden çocuğun kahır

 

her sabah sağarak inek sütünü

götür sat mintanın görsün ütünü

büsbütün şaşırtmış bu bende dahil

en akıllın bile körkütük cahil

 

geçer ya leyleğin ömrü laklakla

şairlik saçımda bir yığın akla

aklığı kalmamış bir tomar kağıt

sarf olan kaleme gelip yak ağıt

 

ya o mürekkebe harcanan para

açmıştır bütçemde kocaman ara

o para apartman alır birader

her akşam barmene ver bir bira der

 

demlenir hafiften çekersin kafa

böylece başvurmaz ağır sinkafa

gider adam gibi yatar uyurdum

sabah kalkar yüz göz elimi yurdum

 

yurdumun her birey ferdi misali

evlenir hasretim bulur visali

Ali kordum oğlum olsa adını

isterdim bilsin o iktisadını

 

derse ki olsun ya kamyon ya tırım

nakliyat tabii ki kârlı yatırım

lakin sen teslim et koca aracı

elbette olacak sonuçlar acı

 

iyisi şimdilik yalnız modeli

ile oynasın hep bizim o deli

ilerde büyürse gerçekte sürer

kervan yürür kimi bir heves ürer

 

azimle yürümek asıl mesele

yürü git harcı kar kumu tez ele

neme lazım abi sübyanı sabi

oynasın sevinir kalmaz asabi

 

dosdoğru gidersin olmaz aksaman

yarını düşünüp saklarsak saman

çünkü az uzansam boylu boyuncak

noksanım sevgidir vede oyuncak

 

özenle boya dur benzesin kara

ferda.. gecemde hiç.. kalmasın kara..

sen yine beyazlık sun ay akına

saygılar sunarak Sunay Akına..

..................

 

Cebi çaldırarak gece arayan

uykumu bölmesin eğer mümkünse

toplayım ne varsa işe yarayan

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

bazı pastaneye filan dalarım

bir külah dondurma bulup yalarım

üretirim dağa koyun salarım

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

çevremde barınmaz zalimle zorba

kimsesiz yavrular al size çorba

oyuncak veririm elimde torba

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

dünya bir cennettir farkları siler

olsan tüm herkesin yüzleri güler

insanlar tanrıdan başka ne diler

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

üst başım hayli şık ve karnım tokca

bahçeden gülleri toplarım çokca

tükenmiş dünyada bir hırsız yokca

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

düşünüp ağlarım inan arımdan

tavuk beslenmiyor kendi darımdan

bir bütün çıkmazmı iki yarımdan

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

cehalet yakışmaz küçük hanıma

o nasıl bir baba getir yanıma

hele rastlamasın kızgın anıma

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

hakim erke taraf ise asalar

sebebi hep adil olsun yasalar

içine komam hiç çelik kasalar

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

kaf dağı ardında binmişim tanka

en iyi askerim zümrüdü anka

yasak kılıp faiz kapattim banka

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

hain emellere olmayıp alet

yanyana yaşıyan yüzbin eyalet

dostca ve kardeşce dünya hayal et

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

rüyalarım benim alamaz kimse

şu saat yanımda yok bir hekimse

ümidi bırakma daim gülümse

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

yazgılar düşümde ne küçük alan

cehennem ekseri telkinle kalan

kalkmış tedavülden geçmiyor yalan

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

vicdan duygusunu koysan beriye

acaba ne kalır benden geriye

kıyamam milyonla kızıl deriye

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

rüyamda horozum eşiniyorum

bir tavuk düşürmüş şişiniyorum

serbestce konuşup düşünüyorum

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

kardeşin türünde ederek cart curt

ayıptır üstüme salmasınlar kurt

esasen bütünü kendinden bir yurt

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

gönlümü vereyim istersen alma

arzun nedir kızım bir kızıl elma

gün olur bulursak yanımda kalma

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

 

bataklık kurutur bilmez sıtmayı

unutsa sadaka lokma yutmayı

ona öğretmeli balık tutmayı

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

korkarım getirir birgün sonumu

idari ve mülki amir konumu

istesin bacaktan alır donumu

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

neyim var en fazla canımı alır

saplanır hançeri kanım boşalır

rüyama gelince eli boş kalır

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

fakirlik okutmaz gazete dergi

parasız mümkünmü gezmesi sergi

alsanda çeşitli adlarla vergi

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

 

ben bu rüyalarla yatıp kalkarım

lakin karanlıktan yine korkarım

ışığım kesmeyin çırpıp silkerim

rüyalarım benim.. alamaz kimse..

............................

 

Öpmedim ilham perisini

ben bu şiir serisini

ezberinden yazarında

 

bilir bunu cümle alem

ucuz yollu kağıt kalem

bulunca halk pazarında

 

aslım oğuz özlerinden

başlarım kem gözlerinden

dokunacak nazarında

 

tirit isen banılmalı

rahmet ile anılmalı

insan olan mezarında

 

sadeyim yok gözüm süste

zeytinyağı gibi üste

gelip gelip sızarında

 

az ve öz olsun eserin

uzun cümleyi keserin

söz testere hızarında

 

o inlerken bin ah ile

vatandaşa türlü hile

oyunları bozarında

 

anadil olsun besinin

zorla gelecek esinin

kesdaneyi cızarında

 

sus pusun sevmez huyunu

dökerin meyyit suyunu

hem kabrini kazarında

 

kalem versen kimi sazan

kafayı eyliyor kazan

boş boş lafa kızarında

 

şen yazarın hafif içsek

işin hiciv kısmı geçsek

çiçek kibin tozarında

 

ben öznesiz bir okurun

yoluna halı dokurun

ilmek ilmek uzarında

 

fakirem içten his demem

alkış ve şak şak istemem

kibirlenip azarında..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

öncelikle dil.. kara üzüm pekmezine batırılmalı.. halis manda sütünden taze kremanın gezdirilmiş oluyor olmuş olduğu beyaz kağıt üzerinde..

en üst paragrafa. parmak kalınlığında harfler ile görünecek biçem..

''HER ŞİİR MANZUM ESER

AMA HER MANZUM ESER ŞİİR DEĞİLDİR''

yazılmalı.. yazarken bunalıp az nefes alayım dediğimizde o yazı ile göz göze gelmeliyiz...

bir kimse şairliğe öykündüğünde.. çıraklık evresi için otuz fırın..

kalfalık evresi için on fırın ekmeği ayırmalı..

artık hazırdaki tükenmiş.. kaleminin hakkı ile kazanıp alabiliyorsa.. usta şair olmuş demektir..

o vakte dek..

önceden konusu...

suje

eşel

tretman..

gibi ana başlıklar altı yayılan.. şiir dokusu.. tema.. ana fikri ile ön pilana çıkarılmalı.. şiir boş söz cenderesinden

 

kurtarılınıla..bilinile..bilirlenmelidir..

diyelim ki.. konu müşterinin yemeği beğenmemesi ile ortaya çıktı..

ahçıbaşının kafa ağrıtmayacak küçük bir tasviri ile beraber..

- boy bir elli kilo doksan..

..usulca.. yaklaşıp arkadan..

..soksam o ahçıyı.. mutfağa..

hakmıdır ben aç iken o toksa

niye noksan ulan bu fasulyanın salçası niye noksan..

 

türünde bir girizgaha paralel..

demokrasi gereği ahçıya söz hakkı verilmeli

 

-gençliğimde idim hep güçlü dermanlı

namıma derlerdi deli ormanlı

bir tek kabahat hata bendemi lan

şimdinin domates bile hormonlu.. gibi gelişme segmesi.. ile konu kirişlenmeli kolonlanmalı.. bu iskelet içre beden örtüsü için.. her tür süsleme yapılır iken..

şair öncelikle kendi kişiliğini karekterini gözden geçirmeli.. uygarlık ile kültür arası fark ayrımına varabilecek kapasitesi olup olmadığı idraki şuuruna erişmeli nail olmalı..

uygarlığın çok dil bilip konuşma..

kültürün ise o dili kesmeden saygı ile dinleme..

uygarlığın çocukları için gelecek hazırlayıp para biriktirim.. kültürün ise çoçuklarını o para ile eğitim olduğu bilincesine varmalı..

uygarlığın çok çeşit fikir inanca ile gelişmesi beraberinde kültüründe tüm bu karşı fikr ve inana kendi fikr inanı denli saygı duyum olduğu şuuruna vakıf olmalı..

bunlara ilaveten.. feylezofiya .. esame.. kimya fizik matematik ile dolu bünyesini.. azda kendi ana dili ile harmanlayıp.. şeyh galipden sadiden hayyamdan nasibini almalı.. bostana gülistana mesnevilere göz ucu ile olsada şöyle bir bakınmalı.. dırlar.. dır..

tüm bunlardan başka edebi bilgilerin temelini teşkil eder.. nazım usulleri ezberlenmeli.. redif uyak kafiye vezin.. serbes hece aruz nedir ne değildir irdelenmeli.. mistik bir ortam yaratıp ilham perisi teşrifi içün oda hafif karartılmalı perdelenmelidir..lerdir..

en sona.. bütün bu aşamalardan geçmiş geçirilmiş bünye.. eline oturup adam gibi bir kompozisyon kitabı almalı..

türk dilinin ses yapısı incelenmeli..

j gibi dayatma ses müstesna.. 20 adet konsonun.. hangisi çınlarca hangisi süreli süresiz etki bırakır.. 8 ünlünün kaçı düz yuvarlak kaçı ince kalın ... inceden kalına geçişte hangi vuayel ilen köprü atabilirim bu etüd edilmeli..

sonuca varım için alın teri dökmeli dökülmeli dökülünmelidir..

yoksa herkes resim yapar.. resmi karikatürden kurtarış için gerekir perspektif bilgisi anatomi bilgisi ne ise şiirde de edebiyatın edeb ilkesi içre..

ağır sözün bile şirinleştirilebilinebilirliliğidir ki..

.. biz arzı hamam eder iken ikinci dizede de rahatlasın cismanın demeyi ihmal etmemeliyiz..

ve gibi bunun.. yer yer döğülmüş ceviz ekelemeli.. ağızda kekremsi tat bırakmıyacak denli tarçınlanan yazının.. şiir olabilmesi için.. gerekirse yaşlı adam heykelinde 32 dişten bir kaçını eleştiri üzre kırmakta tereddüt etmemiş usta misali... gerekirse güzel bir kaç dize için sekiz on kıta feda edilmeli.. bence zannımca fikrimce.. sanursam..

gibi gibi sanki.. şairler şiirlerini kendileri için değil toplum halk için yazarlar.. onların anlıyacağı tarz..sınaatlı söz söylemelidirlerdirler .. ve hatta ancak ve ancak..ilk denemeler için türlü müsvedde çöpe atılacağı sebebü.. ay kıyamam ben bu mürekkebe ziyan olmasın doktrini aşılar.. pahalı malzemeden kaçınılınmalı.. ozon suya ıslanmış karbon kağıttan salınan su veya benzinle inceltilmiş soba kurumundan yarar sağlanmalı.. gazetelerin beyaz yeri makasla kırpılım.. sonrası.. boşlukları değerlendirilmeli..dirlerdir..

etkileşişim altına girilmesi doğaldır.. insan sandalyeye otururkende birini örnek alıp.. dizleri kırdığında.. pantolonunun diz kapağı kısmının patlıyacağı hissi ile yukarı doğru iki taraftan paçaları çekiştirir bu onun mukallit olduğu anlamı taşımamakla birlik beraberlik içre.. ve ve hanidir.. kendi ekolü kendi stil tarzını ortaya koyabilişi matah olur bence.. fikrimce sanurun..

Share this post


Link to post
Share on other sites

yanlışlıkla çala kalem.. manzum eser yazmışım.. doğrusu manzum yazı olacaktı..

HER ŞİİR MANZUM YAZIDIR AMA HER MANZUM YAZI ŞİİR DEĞİLDİR..olacaktı..

 

Şairin hüneri süslemek lafı

buğday deyi verir çavdar yulafı

başkaca işi yar peşi koşmaktır

olmasın konuşmak gibi hilafı

 

şiir dediğin ne? feryatla ağıt

ben dahi yazarın bulunca kağıt

ağzı burnunu kır dişleri dağıt

sanatın zirvede şair yetişir

 

ayrı düşünce yar ana bacıyla

sanır onurlandım şair tacıyla

tekmeyi kodummu inlet acıyla

böylesi usta ve mahir yetişir

 

şair yetişiyor ülkemde ender

kolu kırmadan bük dikkatle dönder

kanarsa yıkansın hamama gönder

üzeri temiz pak tahir yetişir

 

öyle döv ki muhtaç olsun şifaya

lakin öldürmeden düşme tufaya

aptal olur birde vurma kafaya

idraki rötarlı tehir yetişir

 

çocuk yetiştirir gibi özenli

dayağı eksiltme günlük düzenli

mümkün ise olsun sopa az enli

sinirler zemberek zehir yetişir

 

yalvarsa dahi sen sözüne kanma

dağlar vur göğsünde başlasın yanma

öyle bir coşar ki şairin sanma

peşinden akarsu nehir yetişir

 

gün boyu okşayıp nazik kibar et

işçi değil başa giydirme baret

yaptığı ağlamak yastan ibaret

köy belde kasaba şehir yetişir

 

çıkar orta yere yonttuğun zaman

şairde adamdan yapılır aman

ne sandın önüne dökülür saman

hârâda ağıl dam ahır yetişir

 

fakirem tatmadım normal çileğim

kanet kırık kalem tutmaz bileğim

şair erbab olsun bütün dileğim

çektiğim dert tasa kahır yetişir..

..................

 

iyi bir şairi buğday misali

dibeğe konulup döğülmelidir

elbet tatsın gurbet vuslat visali

velakin asgari öğülmelidir

 

aksi takdir yağcı yalaka olup

halkını küçümser iç kibir dolup

ânın tükür yüze saç başı yolup

müstehak sinkaflı söğülmelidir

 

bilgedir gediğe koyunca taşı

dindirir milletin gözünde yaşı

ol kişi.. hizmet er.. tevazu başı..

yerlere hürmetle eğilmelidir

 

ilmini bilirde toplar cinleri

sırrını çözemez capon çinleri

sözcüğün sayısı geçmez binleri

vezinli üstüste yığılmalıdır

 

şiir bir yüzüktür taşı var safir

estetik alandır ortak mücavir

okurun gönlüne olup misafir

kapı yok bacadan sığılmalıdır

 

eğer etmez ayak altın yaygısı

ayda bir yazmalı varsa saygısı

taşımaz içinde günlük kaygısı

inek değil ki bu sağılmalıdır

 

bastığın yerlerin çile ızdırap

her adım haykırır ''sonunuz turap''

içmişse ne çıkar bir kadeh şarap

arada efkarı dağılmalıdır

 

kalem hedef alsa ehli salibi

çıkar nice savaş harbin galibi

şimşek gibi çakıp varsa talibi

gökten yağmur olup yağılmalıdır

 

yazında müşterek yararı sağla

vecd ile vatandaş derdine ağla

muine çoşkunca öyle bir çağla

bir karış suyunda boğulmalıdır

 

bu sanat bahçedir bağrı Bâbil'in

sanma ki kesilmez suyu sebilin

sonradan olunmaz böylece bilin!

anadan bir şair doğulmalıdır..

..................

 

Yok ölüden tek bir farkı

gençliği elden kaçınca

ben söyler dururum şarkı

yoncalar.. çiçek açınca..

 

inceden salınır bayrak

arasın da tam dört yaprak

hatıra gelmiyor toprak

yoncalar.. çiçek açınca..

 

kaçar insan keyfi kaçar

gurbet elde kalsa naçar

etrafa pür neşe saçar

yoncalar.. çiçek açınca..

 

berk yere yazılma yancı

belli kim yolcu kim hancı

içinde kalmıyor sancı

yoncalar.. çiçek açınca..

 

şehirden kaçan kurtulur

ne it ürer ne kurt ulur

insan burda hayat bulur

yoncalar.. çiçek açınca..

 

çayını doldur fincana

nasıl kıyarız bir cana

sal koynu inci mercana

yoncalar.. çiçek açınca..

 

altına alınca mercek

ömür yalan ölüm gerçek

dök bağrıma saçın pürçek

yoncalar.. çiçek açınca..

 

ister dinsiz ister nurcu

karışması kimin harcı

koku verir burcu burcu

yoncalar.. çiçek açınca..

 

ağaç dalda bir salıncak

hayallerdir bizim sancak

için ümit dolar ancak

yoncalar.. çiçek açınca..

 

çekinme gölgenle belir

git git bu yol incelir

insan nasıl bir gencelir

yoncalar.. çiçek açınca..

...................

yıldızlar siyah giyer.. geceye renk verirdiler

hüzün avuçlarımda.. kar erirdiler..

ben bu ay gölgesinde ferah ve zinde

başarı kaydettim uyak vezinde

 

iddiasız nâciz yazardım aruz

arada yergiye kalsamda mâruz

sunarım manidar veciz sözleri

alırca bitkinin hâlis özleri

 

bal edip beslerim mâlum okuru

yaşarıp gözleri kalmaz o kuru

yürek burkar benim manzum eserler

frenler rüzgarı mazlum eserler

 

yalnızlık çekilmez öyle zorkide

bu yüzden solgundur beyaz orkide

hâlâ var şu bizim kasaba yanlar

bayılır salebe hele bayanlar

 

yan kara bahtına taş kayan kara

ey bana memleket olmuş ankara

çıngırak sesleri ile kalkardım

sadık köpeklere kaç kez yal kardım

 

ardına düşerdik önde koyunlar

yaparken gölde kaz ördek oyunlar

olurdum pek uzun müddet esiri

bu seyrin yazmamda vardır tesiri

 

onlar lisan-ı hâl serde kederler

bunu tek şairler idrâk ederler

yorgun ayakları dağ taş aşardı

sürünün bu azim insan şaşardı

 

şair ki konuşur kendi kendine

kendini adamak var iken dine

habire yazar o âbid elidir

muvaffak usta pir tersi delidir

 

sorumluluk duygun topluma karşı

şiir donattırır hep sana arşı

toprağı çapayla ben hiç eşmeden

yalnız su verirdim alıp çeşmeden

 

çiçek gibi gördüm ben her dizemi

okurken üst üste koyup diz emi!

bi zahmet esirge şiiri koru

sönmesin ebedi alevi koru

 

kuru dal toplardım söz misal çalı

akşam aş pişirmek için salçalı

içmezdi yemlik ve suluğu piste

yavaşca alçalıp konarca piste

 

insanlar hapiste böyle yanar ya

her gece kafeste sarı kanarya

feryat ve figanla ötmeye başlar

bükülü baş sebeb yiyemem aşlar

 

mâşallah sizdeki ne geniş mide

karşımda sırıtmak sanki işmide

dişlek dişlek gülüp alay etmeler

zamane çocuğu yeni yetmeler

 

ben sizin yaş yatar damı kaşlarda

kışın görürdüm buz karı kaşlarda

fakat yinede ben şükür ederdim

iyi ki bıyığım çıkmadı derdim

 

yoksa âlimallah oda donarsa

erir kenarına soba konarsa

aksi takdir bekle ta yaza kadar

bahara çözülse bir adak adar

 

don bıyık sebebi keserdim kurban

baştan aşağı kan olarak urban

bu sefer çamaşır yuma telaşı

duymazsın dense ol haydi gel aşı

 

aşı deyip geçme bünyede hasar

yapan mikropları her sabah asar

çamaşır ipine değil tabiiki

onun ki bir çeşit savaş tatbiki

 

sıkı sıkı giyin üşütme kardeş

kardan adam yapıp bahçede kar deş

bir kış daha geçer her yer bembeyaz

olsada sen bana ufuk pembe yaz

 

pembe aşkın rengi insanı açar

belli bencileyin kalmışın naçar

aradığın şiir baharı bekle

yazılır hep çiçek ve kelebekle..

..............

Gecenin yarısı yiyerek besin

doyarsın açlıktan karnı kazınsan

üstüne biraz su ölmezsin kesin

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

sanki sudan çıkmış balık misali

çetleşme hasretin bulmaz visali

topalsan gezersin eli asalı

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

yüz altmış karekter girsen tivitır

epey saçmalayıp kişi cıvıtır

ne olur çıkmasan bir kez mavi tur?

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

feysbukta bakayım dersen halama

af buyur galiba oldun yalama

bir süre yaşarsın soluk alama

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

madende kararmış beyaz iken ırk

aldığın maaş ne? en fazla bin kırk

yine geçinirsin istersen it kırk

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

çaydanlık kaynar su hani taşarda

öyle oynaş arar artık kaşarda

bir insan aç susuz bile yaşarda

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

tıpta uzman toktur dahi şaşıyor

beyin ölene dek bir can taşıyor

bitkisel hayatta bile yaşıyor

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

ciğerin tencere burnunsa tava

gerekir oksijen kısaca hava

gitmesen ne olur balığa ava

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

lastiğin kabak ve bozuk frensen

oğlum düşünsene kırılır ensen

ustasın azrail alt edip yensen

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

kabrini ayırttır yatır yanıda

lösemi çıkmışsan teşhis tanıda

bilim araştırır yapay kanıda

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

idrar yolların hep kumlu akarlar

mirim erirmiki? bu yıl bu karlar?

böbreği sökerler yeni takarlar

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

Türkler.. düşkündür.. der.. baksan tevrata

mesela dabanca ile avrata

araba var artık binmezsin ata

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

ülkenin çıkmaz kir sabunla yusan

yandaş dışında tüm medyası susan

fayda sağlar mutlak antidepresan

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

ben bir deli değil veliyim amma

kadrimi bilirmi eller muamma

bu bünye dayanır artışa zamma

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

yanmışım bir farkım yoktur keremden

sahi yaşadığım belli neremden

belki kurtulurum kanser veremden

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

getirir burnundan ana sütünü

zehir değilmidir bunun bütünü

bırakır irade alkol tütünü

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

huriler karşılar âlâyı vâlâ

mutsuzsun be adam sen yine hâlâ

en güzel yer derler cenneti âlâ

fakat internetsiz.. yaşamaz insan..

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

MEHMET AKİF KADAR BÜYÜK

 

Mehmet Akif kadar büyük.. Mehmet Akif kadar yüce

Değil ise şiirlerin.. ya güdüktür yada cüce..

 

Arama asla dengini.. böylesi dili zengini

Hem gönülleri fetheder.. safahatı ile nice..

 

Mecrası nefesi keser.. aruz ile manzum eser

Mesela bir Çanakkale.. üzerine çöker gece..

 

İçerimi hüzün alır.. dalgalansın bu bayrağım

Söylediğim basit kalır.. yetmez anlatmaya hece..

 

Acaip anudu türer.. kendisini şair sanır

Anlaşılmaz söz oyunu.. bilemezsin dili nece..

 

Bencileyin yok istidat.. ve seni anmak istedim

Muktedir olmasa bile.. kalemim öyle bir güce..

..........................

 

kalın olmasın harflerin

şöyle narin pek ince yaz

dışı çıkmasın örflerin

sağ salim ve tekince yaz

 

yaraşır olsun şanına

rast gelince boş anına

girme şiirin kanına

bazı canın çekince yaz

 

az tebessüm etmeli beniz

temizle söz başı geniz

dalgalar titreşir deniz

taş at yalnız sekince yaz

 

yemek yerken dil dolaşık

elinden düşüyor kaşık

zatı alin belki aşık

şüphe kuşku şekince yaz

 

seçenek çok sana nice

serbest aruz yahut hece

gözün görmez ise gece

sabah şafak sökünce yaz

 

o senin köynünde süstü

sevdiğin bu sana küstü

hem ikindi akşam üstü

hem karanlık çökünce yaz

 

yüklenip karşı dağıda

başlama hemen ağıda

bulaştırma kir kağıda

bir ufak su dökünce yaz

 

zulme değilse biadın

kolayca dolmaz miadın

ister gerçek ismi adın

yahut lakap nikinle yaz

 

dinleme dense baş eğin

yoksa yorganın döşeğin

ahırda uyuz eşeğin

nallarını dikince yaz

 

yaz ne yazar isen lakin

sakın tutma okurla kin

alnı açık yüz parlak in

var içerik çikince yaz

 

ustaca batır şişleri

kimse görmesin dişleri

aksatma yine işleri

buğday başak ekince yaz

 

aç hep şiire pencere

ya tavadır ya tencere

öyle yırtarca hançere

bağırmadan sakince yaz

 

sazların bağlama lirden

ruhunu arala kirden

hepsini sırtlanma birden

omuzların yükünce yaz

 

şen neşeli bir oynada

yelkeni yapma maynada

yazın sıcağı aynada

çiçek boynun bükünce yaz

 

içinde rüzgarın es der

azami marifet göster

tümce edat bağlaç ister

mastar fiil kökünce yaz..

.........................

 

nasıl bozmaz bilmem bunlar dengeni

yüksek ökçelerle ürkek adımlar

rüyama olurlar konu mankeni

kimi hayır kimi şerde kadınlar

 

onların sayesi şenlenir hane

bir insan yanında bilmez hastane

muhteşem ahçıdır hep tane tane

pişirir pilavı zerde kadınlar

 

aklına gelirler her yel esimde

anı hatıradır baksan resimde

özellikle köyler kırsal kesimde

çalışır alınlar terde kadınlar

 

bazı açık saçlı bazıda türban

yıkayıp temizler ütüler urban

daima olurlar yoluna kurban

kalmaz gözlerinde ferde kadınlar

 

omlet pişene dek tavuk yemlerler

eyer dizgin vurur atı gemlerler

kocası uyurken çayı demlerler

sabah kalkar hem çok erde kadınlar

 

erkek müsveddesi sebebi hiddet

uygular zavallı şahsına şiddet

artık dayanamaz pek uzun müddet

uzanıp yatarlar yerde kadınlar

 

bilmezmisin ulan ey oğlum bekir

kadınlar olmasın şapka bere kir

sizleri toplumdan silmek gerekir

vurgundur yiğide merde kadınlar

 

adamı satmayı bilmezler asla

erkek milletine filan kıyasla

usulca başını göğsüne yasla

çaredir kedere derde kadınlar

 

hayat arkadaşın sevdiğin canan

bazen kızkardeşin bazı da anan

esirgeyip bir an sakınmaz inan

istersen canını ver de kadınlar

 

sekiz mart sürülür yalnız izleri

sen bizim medya yan kırsan dizleri

arka sayfa basar güzel yüzleri

başka gün sormazlar nerde kadınlar?

 

kendini kutlu gün diyen kandırır

onlara eziyet içi yandırır

hüsnü cemalleri baksan andırır

cennetle arana perde kadınlar..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

VARMIDIR ALEV ALEV..

 

Hava ılık mevsim şahane

yüzüm soluk.. oluk dipleri yabani nane..

 

sinesi susamış.. süslenip nakış nakış..

yığınla kuş başına konarlarından..

 

koynumdan bir bir çıkarıp.. elbet kokladım..

topladım mürdüven erik.. yeşil elma.. vü narlarından..

 

nerde muntazır durdum.. her zerreni yurdum..

terli alnım siler.. çevremi yurdum..

kor ağulu aşıma kattım..

ah ne.. çılgın ve serin..

mütemadi bir iştiha ile tattım

mutena ve köhne pınarlarından..

 

varsın bir tasıda yok..

mutlak ayalarım sımsıkı.. sanki kilitli..

avuçlarım geniş ve derin..

gölgelerin.. meşe pelitli..

ah ne berrak ateşli serin..

çeşmelerin içtim..

şükür bende geçtim..

 

kucağım bir yığın hüzün.. omuzlarım keder..

sanki bir yılan.. misali kıvrılan..

bir yerde birleşip.. sonra ayrılan

yolların kenarlarından..

 

kırların rahiyası nefes kestiğinde..

ve.. rüzgar nazlı ılık müşfik estiğinde..

ne sarp ve yalçın dağları deldim

ne ejder hakları geldim..

 

dirildim dirildim öldüm.. ritim ve ahenk..

bilirmisin ne geceler böldüm..

uykularım sayıklayıp.. gözlerim bir mihenk..

iyi kötü ayıklayıp.. ham idi biraz oldum..

gölgesi kendimi buldum.. soluklanıp..

asırlık çınarlarından..

 

dokunur tezgahı aşk.. süt dişi gibi ak

..giyilmez olsalarda yaz..

kışları yün çorap tutuyor sıcak

işittinmi köylü kızların ördüklerini

harlımı bağrın közlü bir ocak

sende anlat gördüklerini

varmıdır alev alev yanarlarından..

..................................................

 

keşifler ansiklopedisi..

 

 

Arşimet.. suyun

kaldırma kuvvet..

Edison ampülü bulmuş

ben seni buldum..

 

Ümit burnundan

geçmiş Macellan

bir kıta bulmuş Kolomp

ben seni buldum..

 

Çinli kağıdı

kımızı Türkler

kim içer kafa bulmuş

ben seni buldum..

 

çiftcinin biri

tarla sürerken

tam bir küp altın bulmuş

ben seni buldum..

 

Nevtonu toprak

birden çekince

en son belasın bulmuş

ben seni buldum..

 

dinamit keşfi

Nobel ödülü

hak sahibini bulmuş

ben seni buldum..

 

vermedi bana

hiç kimse ödül

alem papazı bulmuş

ben seni buldum..

 

...............................

 

yazmasam delirirdim..

 

İki ihtimal var idi.. ya öldürülüp ölüp..

sessiz sakin ebedi yat..

ya kalem alıp eline..

git parçala edebiyat..

 

ikinciyi tercih ettim.. bana yeni ufuklar açtı..

okurlarım kendinden geçtiler mest olup.. ezber ederek..

şüphe yok.. bazen uykuları kaçtı..

 

yazmasam delirirdim.. kendi kendine konuşurdum..

sonra.. yatırırlar uzun zaman tımarhaneye..

seneye kalmaz buruşurdum..

 

.. şurda.. dışarda.. mevsim baharsa..

asla demem vakit gece.. usulca yayarım önüme kağıt..

döşenirim.. serbest hece..

 

astigmat olsalar bile.. iyi kötü görür gözlerim..

bir ibibik sabahı.. nasıl özlerse.. bende özlerim..

.. diz üstü bilgisayarım yok.. şimdilik hayal..

kalbimde.. kötürüm ve.. meflüçtür fecir..

hüzün ruhumda şimşek.... içimde bir yıldız kayar..

 

ben ızdırabın pençesinde.. enter tuşu bozuk bir kafenin..

garip müdavimi.. herşeyin öncesinde..

yükünü dökerim.. omuzumda küfenin..

 

kafesi açık kalmış.. sözcüklerim yaralı kuş..

çırpınır mısralarım vezin kafiyeli..

imkan nispeti estiririm okur kari bağrı.. ılık.. sahyunun yeli..

 

yani bildiğim yol ağır ağır yürümekteyim..

ömür nazarımda yaprak.. çiğnenir yerde.. çürümekteyim..

 

malum dalgalar kayayı nasıl oyar..

kovuklar civarı balıklar yüzer

dilim bir fırçadır pembe tablolar çizer..

rengarenk.. gökleri boyar..

 

..yar.. hasretin bağrımda kalıcı hasar..

boşver.. mühim değil.. sen yalnız.. sargı bezi..

şu başıma sar.. boynuma dola..

asılın mayan toprakmış.. her zaman.. koynuma dola..

 

ey zalim bilirmisin halim.. yokluğun sinemde bir kor..

..hem soykırım niyet baksa yüzüme..

çalamaz hançeri.. artini kirkor..

 

çarpar isede kalbi.. sık sık teklemekteyim..

yokluğun cehennem.. nerdesin.. beklemekteyim..

Share this post


Link to post
Share on other sites

AKILLI USLU ŞAİREM

 

akıllı uslu şairem.. heceye post sere gelir

sinek gibi vızıldamam.. hamamına tere gelir

nitekim işin ehlidir.. çapımda kim görem onu

ayağına sabun sürem.. alınları yere gelir

 

beli.. yok idi kispeti.. yerine peştemal sarın

kapar isem nalınları.. kafa gözü bere gelir

madem ki yüzme bilmiyor.. kavağa çıkmasın kişi

şiir çiçek nazarımda.. adam gibi dere gelir

 

şu kendine güvenirim.. Kerem gibi bir aşığım

yanarım Aslı görmüyor.. kamaştı göz köre gelir

dinermi bağrımın sızı.. bilemedin gavur kızı

saki verir şurup ilaç.. bu gönlüme çare gelir

 

ararın evcimen eşi.. içimde sevda ateşi

kırar kolu kanedimi omuzlarım yare gelir

yok ise kısmeti nasip.. acaba neylesin Hasip

bir elime klavyesi.. bir elime fare gelir

 

malum aruza bin basar.. foruma asarım şiir

kimi gün üç yetinirim.. kimi gün on kere gelir

vereme çok faideli.. gribe karşı birebir

şiir mideni besliyor.. ve gözlerin fere gelir

 

eserimi kim okumuş.. zatıma hayran oluyor

hediye nane maydanoz.. dereotu tere gelir..

şair görev adamıdır.. ödev sorumluluk taşır

ve halk şiiri soframız.. daha uzun süre gelir..

...........................................

 

Güzel olmuş desin.. karın ve metresin.. şiire baktığında..

zaten kim ne.. diyebilir.. gürül gürül aktığında..

altı üstü yarım okka.. yürek denilen nesnenin

okur kısmı aydınlanır.. lambaları yaktığında..

 

baktın bir önceki kopmuş.. dola biraz bakır teli

sakın ola çarpılmada.. sigortayı taktığında

düşün ki.. köydeki öküz.. inat sebebi yürümez

nasıl hareket edecek.. üvendire kaktığında

 

muktedirsen geri durma.. mızrağın hiciv sanatı

tek dönmesin keser sapı.. çivileri çaktığında

maksadın özgür yaşamak velakin eyki başını

birde inişini düşün.. her merdiven çıktığında

 

sonra zindan olur alem.. yazma öyle çala kalem

canını sıkar okurun.. dar alana tıktığında

aynı şeyler gevelenmez.. deve bile diken arar

evde durma çık dışarı.. kırlara git bıktığında

 

öyle yazılmaz efendim.. vıttırı vızzık hamaset

göz yaşartır biber gazı.. ulu orta sıktığında

asırlık kültürel miras.. biz bunu yolda bulmadık

bir kalemiz edebiyat.. yazık olur yıktığında

 

çözüp düğme aç bağrını.. kor alev narında pişir

bir şiir elbette yenir.. mürül mürül koktuğunda

bana gelme cek cak ile.. ana lisanını kullan

dilini pekmeze batır.. eşek arı soktuğunda..

.................................................

 

 

salma edebiyat sofrası kaşık

sonra sanacaksın kendini aşık

anlamsız ve saçma türde deneme

şiir hadım edip.. lütfen eneme

 

hangi akla hizmet manzum yazıya

boğarsın okur gem alıp azıya

yazık değilmide harcanır kağıt

kaybolan zamana yakmalı ağıt

 

ne biçim adamsın anlamaz lafı

besiye çekip dök arpa yulafı

çifte koş tarla sür işe yarasın

beygir herif yari yine arasın

 

bilgisayar başı kaşı kemanı

ne mümkün görmesi.. sapı samanı

yer iken.. bakınsın.. sağı soluna

belki de tesadüf çıkar yoluna

 

nasıl bir sevdadır rehberin kerem

insafsız bizleri ettiniz verem

hani ince derde şair tutulur

attın iri lokma sanma yutulur

 

uyaksız vezinsiz daya sözleri

duyguyu sömürüp sula gözleri

ulan sizleri ya.. anadan üryan

soyarak yapmalı kebabı büryan

 

hedef yok amaç yok nedir gayeniz

git gide düşüyor şiir sayeniz

kalmadı okurda okuma istek

tek köstek olmayın istemez destek

 

bakma biz aşk ile çınlatır arşı

meşgul görünüp dost düşmana karşı

gereksin kendimiz bile yazarız

biz şiir okumaz isek azarız..

.................................

 

ben bir şiiir yazdım..

 

 

Ben bir şiir yazdım.. mezarını kazdım

edebiyat gömdüm.. yani tam bir kazdım

fakat alkışlandım.. yereni pek azdım

daha kötü yazdım.. dahada çok azdım

 

tek ben gelir akla.. hep şair dendimi

elbet çiğnedikçe.. çiğnerim bendimi

asla eleştirip.. yermedim kendimi

kendimle cenk azdım.. yıkıntı enkazdım

 

meydan boş kalınca.. ben yazdımda yazdım

çünki ben davuldum.. zurna idim sazdım,

sivrisinek yoktu.. gecesi ayazdım

sanki bir uyarı.. sanki bir ikazdım...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Alışılagelmişin dışında bir üslup değişik bir tarz kâh iğneleyici kâh eğlenceli, kâh hüzünlü kâh tuhaf... Uzun zamandır takip ediyorum şiirlerini eski şiirlerin de güzel. Seni ne gün keşfedecekler pantürk abi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

ohş.. muihtişam olmuş.. yürekinize sağlık.. yürek sesiniz hiç susmasın.. kaleminiz daim olsun.. bana şiir zevki yaşattınız..

 

.. işte biz bu şiirler ile muassır medeniyet seviyesi yakalayıp.. bu şiirler ile gümrük birliğine gireceğiz..

 

yok bonomo yedinci olmuşmuş.. efendim.. şairlerimiz birinciliğe oynuyor.. dünya bizim çeviri şiirlerimizi okuyacak.. adımızdan söz edecek.. ülke tanıtımına katkı sağlıyacak.. şair gibi şair.. şairlerimiz yetişiyor siz nelerden bahsediyorsunuz..

.. şükür melmeketin ekonomik.. sağlık.. hukuk.. eğitim meğitim.. ulaşım terör merör.. iletişim gibi sorunları çözüldü.. nirvana noktasındayız.. sayın başefendimiz bile... şiir okuyarak ülke yönetiyor..

 

işte bu çalışma azmini.. bu bu şevki.. bu ruhu veren ana arter.. edebiyat sanat.. ustalarımız müthiş eser çıkarıyor ortaya.. tabak gibi ortada.. emek çaba..

 

..dün akşam bir ayı aşkın süre kentten kopukluk ardı.. şehre ineceğim sevinci.. ne orman içre toplayıp.. sapını kopardığım.. sonra ters çevirip.. köz üstüne oturttuğum meşe mantar.. ne o ocak üstü sulandığında..

.. çakı ile usta bir yarık.. domatesten sıktığım birkaç damla.. şapkası içre kaynayan meşe mantar suyuna sepelediğim tuz.. ne bandığım ekmek..

 

közlenmiş yeşil biber bile beni bu şiir denli bahtiyar kılmadı.. el değmemiş doğa.. yeşilin kırk bin tonu.. her yanda ötüşür envai kuş dahi.. içimde bitevi kopan fırtınayı nebze dindirmedi..

odamda.. hangi çeyiz zamanlarının hangi genç kız eli nakşetti.. beyaz kılıfında rengarenk lebalep bahar.. işlemesi ile.. iki yanından kadife yüz fışkıran başımı gömdüğüm yastık bile acılarım zerre azaltmadı.. ben bu şiir ile bu gün bu saat hayat buldum..

başta seçici kurul olma üzre.. bu şiire layık olduğu methi geçen yorumcuları ve yazan büyük usta şairi kutluyor alkışlıyorum.. işte şiir bu yaa.. duygu seline gark oldum .. gözyaşlarım deniz oldu.. bi şiir beni sarstı kendime getirdi.. teşekkürler bu duyarlı çalışma için..

 

bu ara derede.. kıytırık üç otuz paralık.. sözüm ona şiir adı altı.. naciz karalamamı.. günün şiiri seçen.. seçici kurul başta olma üzre..

 

o her yanından vıcık vıcık.. duygu sömürüsü akan.. okurun gözüne gözüne..

 

-gördünüzmü dizüstü bilgisayarı yokmuş kız ayol garibin.. fikri enjekte eden.. yazmasam delirirdim adlı ucubemi günün şiir varsayıp yorumlayan herkese şükran sunar.. şakşaklarım..

 

şakşakı yağcılık yalaklık ile bir tutmama gerektir.. çünki..

..diğeri menfaat çıkar.. al gülüm ver gülüm ilişkisi içre hayat bulurken..

diğeri beklentisiz.. samimi içten.. türk şiirinin gelişimi.. yeni şair adayının.. şevki.. modivitesi için harekete geçer mekanizmadır..

 

şak şak esnasında..kas harekete geçer.. vücut ısınır..ter yolu ile zararlı organizmalar dışarı atılır.. başta sindirim sistemi olmak üzere bedenin diğer organları faliyetini rahat yürütür.. enzim üretir.. çünki..

 

şiir safra kesesi ile yazılır..

 

daha önce defalarca yazılmaktan.. adeta sakız haline gelmiş.. laçkalaşmış.. sözcükler.. dile geldiğinde.. safra kesesinden gelen salgı...kusma hissine sebebiyet verip.. o şiirin kağıda yazılmasına.. izin vermezler..

 

şiir eskilerin işkembei kübra dediği mide ile yazılır..

 

işkembei kübra ile bulunan her sözcük.. vücudun savunma mekanizması.. safra kesesinin tüm uyarılarına rağmen.. bu cümle kokuşmuş bayat bunu şiire katma demesine rağmen.. siz onu yazmakta israr edin.. adamın midesi olacak bulanacak ki onu yazmıyacak..

 

ben şairi nefes alışından.. adım atışı .. aksırışı öksürüşünden tanırım..

 

şairin gölgesi olmaz.. şair tabureye oturup sağ bacağını sol bacağı altından geçiip.. amiyane tabir bacak bacak üste atıp.. sağ ayakı ileri uzatıp.. sağ ayak serçe parmağı tırnağını.. sol ayak serçe parmağına sürtüştürerek yazar şiiri..

 

ben şiir yazacak adamı bilirim.. en vasat şaiirin bile alnında 135 kırışık olmalı şiir yazma için..

 

şiir kürek kemiği ile yazılır.. kürek kemiği kol kaslarını harekete geçirir baş parmak ile işaret parmağının kalemi kavrıyabilmesini sağlar.. bunun için enerji sarfına dolayısı ile gıda alımına ihtiyaç vardır..

 

.. şiir oniki parmak bağırsağı ile ve ince kalın bağırsak ile yazılır.. yediğimiz gıdalardan şeker yağ su karbon hidrat alan bu iç organlar bunu kana zerk edip.. beyine kan pompalayacak kalbi harekete geçirir...

 

şiir kalp ile yürekle yazılır.. şiir dalak ile yazılır.. şiir şaiir boşu boşuna beygir gibi koştuğunda.. dalak şişer yavaş ol yiğidim sinyali gönderir beyine.. beyin çalışmıyorsa o şiir beyinsiz ise.. o şiir şiir değildir.. ben şaii gözünde çakan şimşekten bilirim ben şairi giydiği şalvardan tanırım..

 

şaiin kuyruğu olur ve her zaman dik duran kuyruğu.. topluma ayıp olmasın diye şalvar içre hapseder.. adap budur edeb budur.. şiir kuyruk ile tüy telek ile yazılır.. vücudu saran tüy olmasın o beden üşür.. organlar çalışmaz.. kıl tüy telek deriyi muhafaza eder.. şiir sağlam kafa sağlam beden sağlam ruh ile yazılır..

 

ben şiir yazacak adamı.. çok afedersiniz su döküşünden bilirim.. kubura ayaktan beygir gibi şor şor şor.. olmaz.. ayıptır.. edeb edebten gelir..

 

çıkarsın.. kuburu çevreleyen hela taşına kırkbeş derecelik açı ile tutturum.. şor şor sesini keser şair adam..

 

şair adam organıun biri çalışmıyor.. diyelim iki kolu yok.. ordan birine rica eder.. ayak parmağı arasına kalemi sokturur.. diyelim kağıdı yok.. kulağı arkasına yazar yine yazar..

 

şiir yazacak adam ister bir kaç organı olmasın ister kör olsun.. ister sağır.. ister.. iki kol iki bacağı olmasın.. ordan geçen birine rica eder.. yeterki dili olsun şunu yazabilirmisiniz der.. kağıdı yok ise bacağı yok ise göbeğine yazdırır yine yazar..

 

ben yazacak adamı bilirim.. ben şairi kokusundan.. ben şairi sesinden beş duyu organımdan tanırım.. beş duyu organı iş yapmaz ise.. şair iç organı iş yapar.. bu deli saçması bu zırva yığını bu manasız sözcükler... laçkalaştı bayatladı desin beyinden gelen sinyal..

 

şair gibi şair.. beyni dinlemedi eli ile dokundu dağılıverdi o söz gözü ile baktı rengi soluk.. burnu ile kokladı.. kötü leş kokusu geliyor.. haala o0 sözleri o cümleleri kullanmakta ısrarlı ise.. safra kesesini dinlemedi mideyi dinlemedi o şiiri yedi yazdı ise.. yeterki bağırsak çalışsın o şiiri atar savunma mekanizması.. şiir.. böbrek ile böbrek üstü bezlerle yazılır.. pankreas ile yazılır şiir.. şiir kulakla yazılır.. şiirin musikisi olur.. akademisyen abi abla işitmez ama kulak sahibi kemancı şair yere düşen bardak do mu dedi lamı dedi bilir.. ben şairi kulağından tanırım.. kulak çanak anten vazifesi görür sesleri çeker.. en alelade merkep kırk günlük yoldan merkebi kulak ile görür.. merkep şiir yazmaz yazamaz.. bizim şairlerimiz.. işte böyle güzel şiir yazar alkışlıyor şakşaklıyorum..

 

sonra yazıceksinde noolucek.. levi lobisi bununda kolayını bulmuş.. o stüdyosunu açtığı tiviğciye önceden şart koşuyo.. bak diyo dünyada dünya kadar filim çevriliyor ama sen sadece.. benim hulivuttaki üstat biraderleriminkini yayınlıyacak.. sadece.. bizim lobinin bireyi filanca şarkıcıyı lanse edicen.. haa sizdende birine pantolon giydirin bi gece koşsun meşhur olsun mirkelam pürkelam şart koşuyor..

 

önce balon gibi şişiriyorlar.. sonra sünger gibi emdir gitsin türk tivi izleyicisi radyo dinleyicisine..

 

nasıl her on film kareleri arasına foka mola resmi koyuyorlar.. biz görmeden bilinç altı serinletici içme fikri enjekte ediliyor.. biz görmeden.. ahanda.. hande yener şarkıcı ahanda.. filanca yapımcı ahanda şoonla şooda şair fikri enjekte ediliyor.. bize göre hülya ile sibel en güzel kadın ötekiler çirkin..

 

beyin yıkama havuzlarında.. ozon suyuna yatırıyor.. dünya medya devi..karteli senin adına lanse ediyor aha bu yazar diğeri yazarda ne yazar.. illa arkan olacak hacı aha şucu aha bhucu aha.. cemaat ferdi ayağına kendini bi süre daha yuttur ne zamana kadar..

bi yerde tıkanır insan.. şükür böyle şair böyle şiir yetişiyor imdada.. hakkını vererek.. enfes ötesi.. bu çalışma mükeerrer kutlarım saygılar ile.. alkışlarım çatlayana dek avuçlar.. yürek sesiniz hiç susmasın.. çok güzel olmuş çok..

 

şiir zincir ile yazılır şiir takoz ile yazılır şiir çekme halatı ile.. daha neler..

yazacak adam çıkar.. erkek gibi.. kalemi yoksa odun kömürü ile.. oda yoksa dudak boyası ile salon aynasına.. traş köpüğü ile banyo aynasına.. şiir okul duvarına.. şiir çöp konteynırına.. şiir apartmanın merdiven boşluğuna yazılır..

 

ben şiir yazacak adamı bilirim yazıcak adam çıkar adam gibi ben şiir yazmk istiyorum ama kalemim yok der.. karlı kış günü kardan adamı yer.. idrarı çoğalsın diye.. yediği kardan adam ile karın üzerine gider sağ ayağını kaldırır yazar yine yazar..

 

yazamayacak oynayamayacak aha yerim dar aha çok yorgunum kıvırmasın çevirmesin ben yazacak adamı amortisöründen tanırım.. yazacak adamın menteşeleri yağlı olur.. gıcırdamaz.. keman gıcırdar.. yazacak adamın süt dişi dökük olur.. sağ alt çenede yirmi yaş ile üst çenede bir kaç köpekdişinden başka dişi olmaz şairin..

 

ben şairi ısırışından.. ben şairi cırmalayışından bilirim.. şairin.. burnu küçük olur.. şairin burnu aya değmez.. yoksa burun baskısından ay pestil olup ezilir..

 

şiiri berbat eder.. şiir beyin ile yazılır.. beyini çevreleyen.. kafatası ile yazılır.. şiir sağlam kafa sağlam beden sağlam ruh ile yazılır.. tuz ruhu nane ruhu lokman ruhu bunlar şiirin aksesuarları kendisi değil..

 

ben şiir yazacak adamı.. yerde kıvranışından karnım ağrıyo deyişinden tanırım.. nasıl ki dilenci beni ikna edemedi.. git çalış kazan utanmıyormusun diyor isem duygu sömürücü şair beni ikna edecek.. hangi aza noksan delikanlı gibi çıksın desin kafam bozuk motorum şanzımanım bozuk sorun bu desin.. segman dağıldı balata sizlere ömür lastik patlak desin.. bu gerekir.. organı ölü şair organsız.. midesiz akciğersiz şiir olmaz.. şiir de ruh olur şairde ruh olur.. bu var ise.. şiir şiir.. yok ise.. zırva.. bu kadar basit. hepsi bu..

yürekininize sağlık bu baş yapıt bu şaheser için şakşaklarım ile.. kalem sesiniz hiç susmasın atardamarınız aortunuz kalp kapakçığınız daim olsun.. adem elmanıza gerdanınıza sağlık..

ekinler başak açtı

ahırda at eşek açtı

eşeği saldım çayıra

at attığım taşa kaçtı..

 

..şiir böyle yazılır.. ardarda makineli gibi car car car gereksiz kuru gürültü olmaz.. insanlar yaşamaktadırlar ve mutsuzdurlar.. mutsuzluğun temel sebebi ilk dizede belirtilir.. dünyada nimetler o denli bol iken.. birileri açtır.. giriş segmesi..

 

fakat üzülmemek gerekir.. dünyada ne kadar kötü var ise iyiler eksik olmaz film mutlu son ile bitecek.. eşek çayıra salınır.. gelişme segmesi..

 

.. fakat kötü niyetli at.. filmin kötü adamıdır.. o ekin başaklarına aşık olmuştur onları yemek ister.. nasibine düşen çayır onu tatmin etmez.. kahramanımız mücadelesini verir ata taş atar.. kötü gider iki, iyi baş başa kalır.. sonuç segmesi..

 

şiir budur.. filim budur.. şimdi ortada bir sevgili var.. bak aktör ve kötü adam var.. aradan iyimi çekilsin yani.. sanat.. doğadaki güzelliği tuale fırça ile yansıtmak.. notadaki güzelliği kulağa mızrap ile.. yay ile.. üfleyip nefes ile vermek ise.. şiir de.. hayatın güzelliklerini okura yansıtma aksettirme hikaye etme olayı.. gözünde canlandırma.. dejavu etme bende buna benzer şey yaşamıştım ah keriman beni terketmiştin dedirtme olayı.. olgusu.. ön koşulu da.. anlaşılır yalın sade.. ve ölçülü.. dil..

 

sevgilim seni görmesem ölecekmiş gibi olmuş oluyorum..

sen bana sürahi ol ey yar. ben sana dökülüp doluyorum..

 

işte ben böyle iki dize istiyorum.. kim nerde ne zaman.. olay ne.. basit anlaşılır sade..

 

ben şiir olduğu iddia edilen nesnenin başlığından bile onun ne olduğunu sezinlerim.. gel gör ki vicdanım beni rahat bırakmaz..

- ön yargı toplumsal hastalık.. mühim olan iç güzelliği.. seninde faça bozuk ama.. karekter nispeten iyi idi vicdan sahibi idin başlıkla yetinmez okurdun gitgide karekterin bozuluyo.. der.. o sebeb tıpkı pazardan aldığım elma çok parlatılmış ise.. lezzetsiz olabileceği gibi.. pek ellenmemiştir ama evde beni şaşırtır ya.. iki dizeye bakarım.. şiir olup olmadığını iki dize ele verir.. ustalarım altı yedi saniye diyor ben onlardan daha kısa süre üç saniyede anlarım neyin ne olduğunu.. bir şişeyi kafaya dik sumu.. çocuk zırzopluk yaptı idrarmı anlamak kaç saniye çeke..r en çok üç saniye.. haa onlar benden usta başlıktan anlıyabilir saygı duyarım.. ama dizede ben onlardan öndeyim..

 

ben sadece iki dize istiyorum şiir gibi iki dize.. altına az dişini sıkıp iki dize daha eklesin.. ama dörtlük tamamlanıp kıta olduğunda.. hah bu bir şiir kıtasıdır diyeyim.. ben doktor isem neren ağrıyor diye sorduğumda.. en basit edebiyat bilgisinden yoksun hasta..

 

- ahanda garnımdan keklik kibin sesler geliyor

yürekte yaralı tohtur bey.. aşk acı.. bağrım deliyor..

 

şeklinde kısa öz derdi sıkıntısını anlatsın.. kalkıp bana..

-dün ireçil yidim yatağa girdim garabasan gibi bi ağrı üstüme çöktü sankı omuzumdamı gumbar bağpursuğumdamı disem garıncalanma gibi yil gibi bişiy saplandı gibi oldu tür ağız oyunları kelime şaklabanlıkları.. sözcük hokkabazlığı ile şiir olduğu iddia edilen nesneyi şişirip sonuçta..

şizofren tanısı için hastane hastane dolaşmasın.. hepsi bu..

 

sen avukatsın beni savunama.. sen hastasın derdi anlatama.. sen doktorsun hastayı bilgilendireme.. sen sunucusun eee sayın izleyiciler.. nası desem sayın vatandaş bi olay oldu ama nasıl anlatsam böyle habercilik olurmu yaa.. kekeme adam maç sunar.. şebekler hava durumu verebilirmi.. şiiir dil ile yazılır.. dilini daldırırsın mürekkep hokkasına.. şiir okurun bağrına bağrına yazılır.. şiir destan şeklinde.. şiir.. segah şiir koşma şiir hiciv şiir güzelleme.. şiir divan şiiri şiir aruz şiir serbes şiir hece.. ön koşul şiiir şiir gibi yazılır..

 

milli hislerime hitap ettiği denli.. duygu yoğunluğumu açığa çıkarıp beni yesie garkeden.. bu.. büyük vatan şairi.. bu büyük halk ozanı.. bu ulvi şair değerimizi.. tebrik ediyor başarı devamı diliyorum.. nerdesin ey sevgili..gözyaşımı paspas ile siliyorum..

 

abacı dağına saldım sığırı

sırtlarım bağladı nasır yağırı

insaf edip ağla akıt gözyaşın

sevgilim ben sana açsam bağırı..

 

işte ben böyle bir şiir istiyorum.. yoksa rahmetli ebemde yazardı..

 

karlarmı yağmış yirmilinin dağına

dostlarım kına yaksın eline

palaskanı.. sıkışş bağla biline

çetindir zabidin.. döver a yavrum..

 

.. yazardı dediğime bakmayın okuması yazması yoktu ebemin.. dil ile söyler aklında tutardı.. biri birine haksızlık yapsın haksızlık yapan.. garip biri hakkında kötü söyleyen horlayan kimse az varlıklı ise.. ineği ölmüş bi fakir için iyi olmuş nalete dedi ise..

 

bir gün olur seninde.. çarkını.. kırarda felek

ya kalbur satarsın yada elek..

 

a gavur köpeeğnin kızı diye iki dizeyi anında uydurur anında söylerdi.. o da şair olamadan ayrıldı bu fani dünyadan rahmetli dedemde.. her araba ile geçene baktı baktı..

 

aaah dedikçe bağrım kütüüür kütür kütüier

merkebin iyisine bindi bizden kötüler.. dedi durdu.. o da şair olamadan göçtü fani dünyadan..

 

şair olma başka.. şair adam.. kırk adım öteden.. iki sineğe bakar..aşk ile birbirlerine sevgi sözcüğümü fısıldıyor.. kavgamı ediyor bilir.. öyle keskin göz olur şair adamda..

 

şair adam.. kırkpınarlarda.. yağlı serbes grekoromen.. kulakları kırık olur.. ben kulağına bakınca bilirim o adamın şairlik yapıp yapamayacağını..

 

ses en basit tanım ile.. akciğere alınan havanın... gırtlak borusundan .. ses telleri ile titretilip.. dilin tezene gibi mızrap gibi kullanılması sureti ile.. nameli hale getirilen.. molekül haldeki oksijen nitrojen 0nbinde bir diğerin.. bir verici gibi boşluğa salınıp..

 

kulakta bir verici gibi toparlanıp..örs çekiç östaki borusu kanalından süzülen bu ince küçük hava zerreciklerinin.. kulak zarında oluşturduğu etki ise.. siz kalkıp adamın kulağı dibinde kese kağıdı patlatabilirmisiniz..

 

adamın kulağı dibinde.. borozan çalıp dinamit atıp el bombası sallayabilir.. ulu orta kişneyebilirmisiniz..

 

işte şiirde.. mürekkep vasıtası ile harf formuna dönüştürülmüş.. ses özlerinin.. kağıt adı verilen.. zara çarpıp.. okur gözü ile temas anından itibaren..

 

sırası ile.. başlık.. düzen şekilce önce gözüne hitap edecek.. girişte kötü koku barındırmayıp bilakis okur iştihası açar.. giriş gelişme sekmeleri arası bol bol gül çiçek esans yayılıp.. sonuçta.. börtü böcük ile sonuç sekmesi şişirilirken.. börtü iken börtü böcük iken böcük bu şiire doluşmuş ben niçin nektarlanmayım ana fikri anfaje edilip.. okuma arzusu kamçılanacak..

 

bu yapılırken.. çatlak sesler.. kakafonik.. kulak tırmalar gürültüden kaçınılıp.. aşk sevgi sözcükleri fısıldanıp okur cezbedilecek.. onu çok az ölçekte gerilime tabi tutup akabinde gevşetecek sözcük masajları çekeceksin.. bir rüya aleminde.. bir hisseli harika kumpanyasında dolaştıracak attaya bindirecek.. deveaynasında.. komik görüntüsüne güldürüp dönen salıncaklarda uçurucaksın.. yoksa ebemde yazar..

 

a nın öldüğünemi yanıyın hay yavrum

b nin iki kolu yandı onamı yanıyım

suriyemin bacaklarını kestiler onamı ağlayım..

 

şair adam çıkar.. adam gibi.. ne söyleyecek sözü ne özetler.. şiir kuralı kaidesi içre.. onları kalıba yatırır.. üzerine ağırlık kor bi gece bekletir düp düzgün.. bu dergahtan içeri yamuk odun sokmuyacaksın kardeşim.. benim aklım ona erer..

 

bu güzel bu güzide bu düzgün.. bu devenin gıpta ile baktığı enfes çalışmayı tebrik eder.. şuraya kırk günün başı tütün almaya geldim akşam dönecektim köye bu enfes şiir yüzünden.. gidemedim.. mesaj çektim hocam yarın gelecem diye.. bu harkulade çalışmayı kutlarım ne desem az.. nasıl yazdınız bu enfes şiiri dokuzuncu harika olmuş bu aday gösterilmeli.. alkışlıyorum..

 

aah pardon... dalmışım.. şimdi güzel yorumlarınız okurken farkettim.. Kemal beyciğim.. berhüdar olun.. bilakis ben sizleri ziyadesi ile özlemişim daha doğrusu hep aklımdasınız.. ah işte şu güzelim şiirin güzellik yokmu beni benden aldı mest oldum.. bi selam sabah hasbihal edemeden dalmışım.. otoban ankara çeltikci yol ayrımı 5 kilometre öte abacı jeositi civarı sığır güdüyorum doğa ile baş başa bi yol düşerse hele şu sıra meşemantar zamanı çayda demlerim.. doğal güzellik kirmir çayı.. enfes.. akşam kendim yerde yatar misafir ağırlarım köy odamda yol düşerse.. bi mukabele herkese çok selam çok teşekkür hüsnü karşılama.. hüsnü niyetiniz çün.. selam arap naci bey selam lara hanım.. osman bey nerdeler.. abdülillah beyler çokca selam ederim.. bugün kaçırdım otoposu bu güzel şiir yüzünden.. soranlar herkese çok cok selam büyükler eli küçüğk gözlerinden öperim.. efendim.. berhüdar olun hepiniz..

 

 

yok sanat bünyede güç takat içinmiş.. yok özürlü sakat içinmiş.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

üç beş bremen mızıkacısımı karar vericek neyin ne olduğuna..

 

'' sanatı ne kadar sanırsan san at.. onu tutabilmesi ve binmek sanat..

akşam arpası çok gelmiş ise.. sabahın yemi az noksan at..'' hee..

 

yok pınar çeşme gibi hayır hasenat.. yok topluma sadaka fitre zekatmışmışda.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

neymiş efendim..

 

'' sanat sanat gel beni yak kül et.. parçala vur cilet.. deş bağrımı kanatmışmış..'' peeeh..

 

onu şurda az eli makas tutar kasaplığa öykünen.. asgari ilköğretim mezunu bir berberde yapar..

az okuma yazmayı sökmüş cerrahta..

 

esasen içini yakmadan.. kavurup dilini kabartmadan.. amele yanığına çevirmeksizin sok solaryuma.. bronz ten yap.. bakır renk ver çek cila parlat.. sanat buu..

 

doğayı olduğu gibi al.. resmet bumu yani.. onu potuğraf makinesi de yapar.. sen sanatkarsan kendinden güzellik katacaksın.. hepsi bu..

 

el değmemiş doğa da.. amorf'a (non figüratif.. no şekil..) biçem vericen.. o fırça o sivilceyi silip.. o fırça gamze konduracak yanakın iki yana..

koyun gibi bel bel bakan göze.. güçlü bir fırça darbesi az zeka pırıltısı.. az ışık vericek..

 

dudakın en matah kıvrımı yakalayıp.. en güzele yakın güzellik katacak.. gözbebeğin atardamarı solda.. toplardamarı sağda olacak..

kılcal damarlar ağ gibi sarıcak her yanı.. sanat buu..

 

yoksa ebemde bilir.. hüsnü mutlaka yakın güzelliğin ilahi güzellik olduğunu.. henüz en güzel şiirin yazılmadığı en güzel resmin yapılmadığını..

orta düzey dini bilgiye vakıf biride bilir.. taşrada rasgele imamda..

 

senin güzelliğe katacağın güzellik.. altın oranı geçmiyecek.. yazı ile bir bölü üç.. en çok.. bir bölü üç buçuk..

 

yoksa.. dedemde yapar.. koy oraya m harflerini.. arkalara ufak ufak.. önlere büyük büyük.. çek koyu maviyi.. al sana deniz..

en yukarı açık mavi gökyüzü.. bir kaç m martı.. tepeye yuvarlak o ohhooo al sana güneş.. bumu yani..

 

sen o denizi öyle bir resmedeceksinki.. gemi bağlantı halkaları hayli yukarda.. deniz aşağıda.. palamar koptu kopacak.. gemi düştü düşecek..

 

insan şapşal olsa.. o denizde bir noksanlık olduğunu anlıyacak.. mantık yürütecek..

 

'' ben şehriye çorbasının taneyi süzer iken.. yahut hoşafa saldığımda kaşık..tanesini yer suyu bırakırsam su azalır.. öyle ise deniz az.. eşittir..

bu denizin balığı yok.. midye karides noksan.. hee balık çıkınca içinden su çekildi.. ise eşittir..bu güzellik içinde ki güzellik bölü mana derinliği eşittir..

doğayı yok etme bilinçsiz avlanmaya dikkat çekme'' diyebilecek..

 

ak deniz ise m koyu ak fon süt beyaz.. karadeniz ise m kara fon kapkara olup.. yalnız köpükler gökkuşağı renkleri barındıracak..

 

sen o heykeli öyle yontacaksin ki.. her iki kesik eli yerde.. kelepçesi ayak dibinde.. özgür kalmış tutsağın kolları sevinç ile havada açılacak..

ağız neşe ile kulaklara varıp.. karşısında cellat şaşkın durucak.. bakan hürriyete bir kez daha aşık olucak..

 

yoksa laf ebeliği yüksek okulunu başarı ile bitirmiş ortalama bir yazarda yazar.. Ulucanlarda amedi memedi astılar diye..

sen yazarsan sanata dönüştüreceksen bu işi..

''urgan için yirmi teneke yağ almıştı cellat.. sabaha kadar kururmu bu yağ'' diye..milli serveti iç eden.. devlet malı deniz yemiyen domuzcuları..

öyle bir yedireceksin ki o metnin içine..

 

tipik bir ev kadını mentalitesine sahip vasat memur bile.. sistemin çarklarındaki gıcırtının sebebinin aşırı yağsızlıktan değil.

.ödeneklerin böyle yağmalandığından kaynaklandığını sezebilecek..

 

şairsen el değmemiş doğada.. glikoz şerbetsiz.. kekik geven kestane çam.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. halis püren.. kağıt gibi beyaz..

kendi peteğin kendi etmiş genç oğulun balı süz tülbentten.. çek dolma kalemine.. yazdınmı.. okur o şiiri okur o kağıdı yalar..

 

dize aralarına az eroin serpiştirki.. okur bağımlı olup.. hep senin şiiri okusun.. tat damakta kalsın heee..

 

ortak paidesi.. müşterek faide imiş..

işte şarkıcı cozefin.. işte fare ulusu.. işte meşgalesi yat kalk meserret.. her günü bayram kelaynak kuşları..

 

adamı şeytmesinler.. aptal yerine koymasınlar.. ben şiir yazılı kağıdı elime alınca.. haşırt huşurt edişinden bilirim..

gerçek şiir yazılı kağıdı 52 lik deste içine ko.. kar.. aç masaya desteyi.. 52 kağıt içinden.. maça papazı kupa kızı içinden..

 

'' yandım anaaaaam.. çıkarın beni burdaaan.. ben bir şiiriiiim'' diye.. bağırıp fırtar..

 

şiir yazıcak adam bir oturuşta.. dört ekmek.. iki kasa sardalya ızgarayı götürür.. balıkta fosfor olur.. fosfor beynin karanlıkta kalmış..

örümcek bağlamış ücra köşelerini aydınlatır.. bilinç üstü olur.. çok güzel olur çok..

 

aşk şiirini çıkaran etmen.. istenen doygunluğa erişememe.. açlık ne denli uzar ise şiir o denli besleyici olur..

yok zigmondmuş.. yok froytmuş.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. benim elma yememe nevtonmu karar vericek..

 

yoksa kamyon şoförüde yazar..

 

'' sollama beni.. severim kayın valideni'' diye.. bumu sanat..

 

batıda aşk şiiri yazıcak adam elli sene manastıra kapanır.. dünyadan el etek çekip.. şiir başarısız olursa '' er çıktım galiba'' der..

sen güveç yeme aşkı yanıp tutuşma.. güveç pişirme sanatı yapabilirmisin..

 

şiir aşkla yazılır.. şiir şevk.. şiir zevkle.. şiir iştahla yazılır..

şiir amuda kalkarken.. şiir havada palente düz takla.. şiir elim sende pişpirik oynayım esnası.. birdirbir yakan top uzun eşşek bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

şiir alafıranga helana kurulmuş.. sabah gazeteni okurken.. sol köşeye lavabo kenarına tabakı.. kahve fincanını kor.. ara ara yudumlarken..

şiir gerdan kırıp bel bükerek.. şiir uyur.. şiir uyanıkken yazılır..

 

şair adamı silkelediğin zaman.. ceplerinden akrep dökülür.. koynundan yılan çıkar.. paçalarda çıyan oynaşır.. şair duya duya.. hissede hissede..

kıvrışa kıvrana yazar.. 3 dakikayı geçmez.. beş on şiiri yazar.. sonra akrebe yılana sokturduğu yerleri emip emip tükürür..

'' bugünde ölmedim anne buba'' der.. ne olacaktı.. bir şiir için 40 yılmı uğraşacak.. 60 senemi kaybedecekti..

 

şairin dış deriyi sarmalayan hugh bozonu.. ilahi parçacık.. ışın hızı ile sözü hızlandırır.. muhteva tankından aldığı cümleleri.. şekil mengenesinde kalıba sokup presler..

ışık hızı.. o üç dakika okuma.. imal hatası varmı ona bakma.. getirisi ne götürüsü ne inkisap kısmı.. okuru bağlamaz..

 

yoksa kahvehanecide yazar kor oraya..

 

'' teklif etme veresiye.. döverim seni bekçi polis gelesiye'' diye

 

yoksa.. marangoz kalfalarıda.. umum hela kapılarına yazarlar..

 

'' yazı yazma buraya..sokarlar seni sıraya.. ekip otosu bindirirler.. kaldırıp kaldırıp indirirler copu'' diye.. bumu sanat..

 

yemişim sanatını.. sen bana kanat ver.. kanatla besle beni..

kanat işi mangalı yak.. at közün üstüne.. arada çevir ki yanmasın kazın kanat değil..

 

kebab işini zenaat edinmiş biri ciğer kebab yapıcaksa.. sinirlerinin alınması gerektiğini bilir.. diğer ciğer kebab zenaatkarından ayrılıp..

ciğer kebabı sanatcısı olarak arzı endam edicekse.. kuşbaşından büyük doğranmıyacağını.. aksi takdir içi aşırı sulu çiğ kalacağını..

tersi çok küçük olursa kıtır kıtır yanıcağını bilir..

 

öyle tavuk mavuk ciğerinden tirit çıkmıyacağını..hakiki dana tosun bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

kanat dediğin öyle kırk günlük civcivi besiye çek şişir piliç diye kökle gitsin değil..anacından iri tavuk ön çıkıntıları.. bir gece evvelinden..

pul biber kara biber domates ve kızıl biber salçası.. kekik döğülmüş sarmısak zeytinyağı bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

terbiye şart.. köz çok harlı iken coplama yapıp çok kısa sürede dağla ki.. su borucukları lifler kapanıp.. kıvam kaçmasın.. sonra al orta har yanar közlü kısma... içli dışlı hepsi bu..

 

oturt köze domatesi.. közle yeşil biberi.. dış zarı soy.. tencerede köpürdete köpürdete tereyağını kızdır.. kabuğu soy kaşıkla domatesi yay köz yeşil biberi maydonozu kıy..

az sirke tuz.. kaynat.. ısıtılmış porselen tabağa çek kanadı.. bir kaşık sos tepesine.. iki kaşık sağ kenara.. bandırsın bandırsın yesin okur..

 

sen berbersen leylek yuvasını andırır o başa makası öyle indir ki..

'' bir gelin başıda benmi yaptırsam'' desin.. genci yaşlısı.. o tırnağa öyle bir pedikür çekiceksin ki..nalbant dediğin o toynağın birini eyfel.. birini pizza.. birini olimpos birini..bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

işte adam dövme sanatı..

'' elinize sağlık azizim.. kulunçlarıma bir iyi geldi ki sormayın.. size zahmet şu menisküslü bacağımı kıvırıp büker.. şu fıtıklı beli kütürdetirmisiniz'' desinler.. sanat bu..

işte dayak yeme sanatı.. inlemeden ağlamadan sindire sindire.. sinsi sinsi içinden kızma.. bozuntuya vermeden ince ince giydirme sanatı..

 

tüm tişört istihsalcileri.. ellese mellese ay em bed may em bed.. yazarken senin..

 

'' akıl akıl come my back takıl'' yazman.. gerçek şiir süt süzme tülbentinden geçtiğinde.. ardında bir tek gübre kıl tüy kalmaz tertemiz olur..

 

bana herifcioğlu gelip çinden capunyadan.. telefon kol saati bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

bana kalkıp kaliforniyadan.. pirinç.. filoridadan ayna tarak.. ıraktan petrol mısırdan mercimek nohur hollandadan peynir..

bana elin oğlu hırvatistan zırvatistan kanada arabistan her bi şey ihraç eder.. satar.. bana şiir satamaz..

 

şiir anadolu bağrından kopacak..bu ülkenin atmosferini soluyacak.. bu ülke gölünde ördek kaz olup dalıcak.. şair dediğin bana annesi portekiz babası tayvan değil..

bu ülkenin tarhanasını tavuksuyuna şehriyesini içecek..

 

'' ey tavuğunun.. kanedi buduna.. suyuna salınır çorbası pilavına kurban olduğum..

doyduğumda.. ve yastığa başı koyduğumda kendimi bulduğum vatan'' diyecek..

 

'' tedbiri bırakma elden.. kıvranırken pençesinde illet..

ilacın ecel imiş.. çekinmeden.. bi tereddüt iç.. ey aziz ve sevgili millet..'' diyecek..

 

'' tuzluğundan billur gibi saf halde tuzlar akar ya.. öyle akardım sana ey dumlupınar sakarya'' diyecek..

 

bu vatanın bağrını demir çarıkla..(kendileri içi yünlü gonçlu deri bot giyip.. bize kauçi ağacından özsuyu negri dediklerri zencilere toplatıp..

lastik yapıp şambiel yapıp satar.. o şambieli bizim ustalar demir çarığa çevirir.. ucu kıvrık kıvrık..) adım adım yarıp.. hasat vakti anadut ile..

kağnıya sap atıp dırmık çekicek tırpan sallayacak..

 

harman yerinde buğday saplarını dövenle sürerken.. kölük yerde afedersiniz.. boglaa denir.. az kasketi gömleği kirli olana

'' öküz boglaası gibi olmuş git yıka şunu'' denir.. öküz kuyruğu kaldırınca bu kısa saplı eski kürek altına tutulup.. mayıs buğdaya karıştırılmaz..

boglaa sayesi.. o kol pazu yapıcak.. o el yaba gibi olacak..

 

kalem öyle kazma sapı tutar gibi.. kalem öyle kürek sapı tutar gibi tutulmaz..

kalem o parmakların arasında.. kendi gidip kendi gelicek.. kendi kendine yazacak..

 

kimi tavuk yumurtasını delip tadına bakar.. yumurta yapar ama kendi arzusu ile değil.. şair adam tavuk gibi şuursuz bilinçsiz..

folluğa oturur gibi masanın başına oturur.. sadece kalem tutar.. kalem ıkınmadan gıdaklamadan cooorruk gok gok gok gudaak demeksizin gider gelir..

kalem durunca.. kimi şair kalemi bırakıp kağıda bakar güzel olmuşmu diye..

 

şiir yatarken şiir kalkışta.. şiir havuzda şiir denizde yağmur yağış kurakta.. şiir kaşınır esner şiir böğürür kişnerken yazılır.. şiir hayal alemi dalışta

şiir rüya düş görürken yazılır.. ön koşul: şiir şiir gibi yazılır..

 

şiir şiir gibi yazılmazsa ne olur.. anasının nikahı olur.. o nikah kağıdına belediye memuru zevcin adını soyadını doğum yeri göbek adını yazar..

şiir okumuyacak düz yazı okuyacaksa.. gitsin o nikah senedini okusun.. öyle değilmi ama..

 

imam nikahı ise.. imam gelir dua okur.. şiir okumayacak dua okuyacak 32 farzı öğrenecekse.. ilmihal alsın namaz hocası alsın amenna..

ama şiir okuyacam diye direten adamında.. şiirin naıl olduğunu bilmesi gerekir..

 

gerçek şiir yazılı kağıdı ateşe tut.. kağıt yanar ama şiire bir şey olmaz.. sadece sahte şiirler yanar..

 

sahte şiir ben öznesinden anlaşılır.. ben öznesi bir tane ise o şiir sehte ve kötü.. ben öznesi iki ise sahte ve çok kötü

üç ve daha fazla ise hem sahte hem berbattır..

 

gerçek şiir yazılı kağıdın öznesi biz siz o onlardır.. gerçek şiir yazılı kağıdı katla gemi yap.. üstüne taş ko.. suya batmaz..

 

ben gerçek şiir yazılı kağıdı ışığa tutup filigranı görmesemde.. hatta gözümü bağlasınlar.. pütür pütür dalgalı kabartmalı yüzeyinden yine bilirim..

şiir adamı şiir yazacak şair adam her harfi yelken yapıp seni edebiyat ummanında gezdirir.. kanatlandırır bu alemden gayrı..

yedi kat arşı ala.. berzah alemine götürür getirir..

 

Türkler şiir yazmıya başladığında.. fransuva kıralı lui henüz sarayının bahçesinde keçi güdüyordu..

övünmek kibin olmasın ben şairi kokusundan tanırım.. gerçek şairin açlıktan nefesi kokar..

 

havlamaya hazır bir köpek gibi papuçların ön tarafının kösele ile irtibatı kesilip..ökçeler aşınıp..çivilerden bir kaçı ayak topuğuna saplanır..

şair dediğin mıh yemiş katır gibi yürür..

 

gerçek şair sağ iken.. hain mürted dinsiz yamyam vampir gomonis gammaz her şey olur.. şair olamaz.. şair olma başka..

 

 

 

o ancak ölümünden sonra verilen paye.. çam sakızı çoban armağanı iadei itibar girişimidir..

sanat yokluk içinde sefalet içinde gelişir..ya anti demokratik yada çok çok ileri demokrasilerde türer sanat..

yok öyle üç kuruşa köfte.. şair ot kökü ile çalı dalları ile beslenir.. yalın ayak baş kabak münzevi hayat şiiri orta yere çıkaran..

 

şair dediğin şurda yazacak bir şey bulamadı.. sokar gübre yığınına kolunu.. işaret parmak yığın içine yazar..

herkes okuyamaz.. yalnız kalp gözü açık olan okur.. burnuna gözlüğü oturtur eşeler okur..

 

'' işte ben böyle gübre yığını içinde yazıyorum

uzak dur ilişme buradır kabrim kendime kazıyorum'' yazar orda.. arif olan anlar.. eşelediği yeri kapatıpii okur okumaz şairi rahat bırakır..

 

öyle evkaf dairesinde mümeyyiz.. öyle yangel yat osman şiir yazamaz.. sabah iş akşam ev.. beeele evde.. komşu kadınları güne çağır..

börek bohça kanepe tıkın ye iç.. şişince.. aaah kalbim çarpıyor aşk acım galiba.. şiirim geldi kız ayol..

 

özüm tözüm mözüm.. yandım kaldı geride közüm.. sevgili geçmez sana sözüm.. ağladım şiştiğ gözüm.. ey kaşı langa salatalık gözü üzüm..

sana kavuşmak ereğim aah kavruluyor yüreğim sen sandal ben küreğim.. vah canım kalmadımı gereğim..

 

zembereği salınıverildiğinde.. sevgili nerdesin pilavda zerdesin.. katarakt oldum gözde perdesin baş kafam serdesin bilmem ne bilmem ne..

 

kokuşmuş bayat.. çiğne çiğne sakız olmuş laçkalaşmış.. bumu sanat..

 

öyle yılbaşında fidanları süsle müsle felan fıstık değil.. onu dedemde yapar.. dört yanda kesip biçip noel baba yakıcaksın ki..

ışıl ışıl çam ormanı olsun her yanda sanat bu.. ben buna şapka çıkarırırım..

 

yoksa pınar inşaası çalışan amelede yazar.. ustası malasını yıkarken çaktırmadan taze betona çivi ile..

 

'' bu çeşmecik efendiler su içme tası yok

attırma kafamın sigortayı takacak ustası yok'' diye nedir yani bu mu sanat..halbuğsem durum başka..

 

sanat sepet içindir..

 

çamaşır sepeti.. çilek sepeti karamürsel alışveriş zeppelin sepeti.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

sanatçıya lazım olan hepi topu iki sepet.. biri çöp sepeti.. biri sanat sepeti..

yaz eserini.. kıvır kıvır buruştur.. çöp sepetini yakına ko sanat sepetini az uzağa.. basket et at..

az ağır oturaklı.. ağır okkalı olanı sanat sepetine at.. gerisini hafif ileri gidecek durumda olmayanı yakınına.. çöp sepetine..

 

ileri tek tük düşen içinde.. işe yarayanı halk karıştırsın.. var ise bir kaç bağıra basılacak.. yaraya tampon edilecek.. o karar versin..

 

onun sanat eseri olup olmadığına.. sanat müziği diye bizim vıttırıvızzıkların.. kaçı kulağına girdi halkın..

doktor ise reçete yazsın.. şiir başka.. şiiri şair yazar.. hekimse beste yapsın güfte onu aşar..

 

şiir çinli için şiir capon için şiir ingiliz alman bilmem ne yazılmaz.. şiir türk halkı için yazılır...

 

Türk halkı neyin ne olduğunu bilir..nice zengin var arabası az çizilince çöpe atıyor..

ne zenginler var yemek döküyor paltosuna çöpe atıyor cüzdanı ile metresine aldığı elmas taşlı yüzük ile ceketi pantolu çöpe atıyor..

 

büyük şeherlerde çöp evlere sınırlama getirilsin..adam panka emeklisi çöp karıştırıyor..

adam valilikten tekaüt olmuş ihtiyacı yok tamah sebeb çöp ev yapıyor.. çöp karıştırmak fakir halkın hakkı.. verilmez alınır.. kota uygulanmalı..

varlıklı kesim yaklaştırılmamalı o mahale..

 

Türk halkı çöp sepetinde para bulur götürür karakola verir gelir.. altın beşi bi yerde karakola teslim eder..

pırlanta elmas yakut zümrüt bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

Türk halkı çöp sepetinde şiir bulsun.. öpüp başı üstüne kor.. bağrına basar.. onu patislere sarar.. asırlar boyu el üstü tutar..

türk halkı kendi karar versin şiirmi değilmi bassın bağrına..

 

bunu gavurda demiş..

 

'' aah o yeşil cüppe ak sarıklılar olmasa biz sizin ülkenizi alırdık'' diye..

 

kıbrısta jetini sürerken pilot subayımız.. ansızın omzuna bi el dokunmuş..

 

'' oğlum rotanı şu yöne çevir.. lövyeni az yukarı kaldır.. hah tamam şimdi dalışa geç.. yavaş hız kes şimdi.. '' diye talimatlar vermiş..

sonra bir yere gelince..

'' haydi tas tamam şimdi at bombayı'' demiş subayımız atmış.. arkasını dönmüş ak sakallı dede kaybolmuş.. biz kıbrısı öyle almışız..

 

özne o.. tasvir uçan jet ve içinde pilot.. ne zaman ansızın.. nerede kıbrısta.. kim yeşil cüppeli

gelişme.. oğlum rotanı değiştir.. sonuç harbi kazandık..

anafikir.. muhtaç olduğun kudret ve kuvvet bazen civarında olabilir..

 

hacı bayramın arksaında gülbaba türbesini yıkacak olmuş dozerci aygıtı sürememiş.. belediye başkanı kızmış in aşağı demiş.. kendi sürecek olmuş..

dozerin bıçağı kırılmış.. dozer devrilmiş başkan son anda ezilmekten kurtulmuş.. sonra bırakmış gülbabayı yolun ortasında..

yol iki yanından geçecek şekilde yapılmış..

 

işte kısa öz giriş gelişme.. sonuç.. al sana realist akım.. destanlaşmış gerçek halk edebiyatını yalın sade duru.. yediden yetmişe sular seller gibi ezbere..

kim nerede nasıl.. domuz bulunmuş üniformalı.. depremden sonra.. israilden dansöz getirilip oynatılmış.. duru sade akıcı.. kısa öz..

 

işte best seller olmuş halk bağrı taht kurmuş gerçek edebiyat gerçek sanat.. bunları destan hali türk okuruna aktarmak.. işte sanat bu..

 

'' yoğurt koydum dolaba dillere vay

bu gün başım galaba dillere vay

seni doğuran ana dillere vay

olsun bana kaynana dillere vay''

 

işte dinlediğinde insan ciğer iç yağını şıpır şıpır eriten.. halk bağrı taht kurmuş gerçek şiir..

yoksa davar keçi gibi böğür.. kar çimentoyu dök betonu kalıbın içine .. güya heykel diye ver.. içine tüküriiim öyle sanatın..

halktan kopuk bir avuç zümreye bir avuç sözüm ona elite.. caz maz elektro saz.. operet moperet.. bunları dinletme bana kerpetenle bünyemden kopart et

 

yoksa adliyeden emekli beli az kambur arzuhalcide yazar..

 

'' davalı alirıza kızı kezban evcimek

davacı vecdi oğlu necmi mercimek '' diye.. bumu sanat..sanat yapacak adam çok afedersiniz sifonun şamandırası bozuk ise.. lüle lüle onu

öyle bir kıvırır ki.. öyle bir çevirir ki.. manastır dö la sümela.. sen basili katedrali.. mısır piramidi haline getirir..

 

kendisinden sonra oraya giren.. saygı ile eğilir..

'' ben buraya ne için gelmiştim hatırlıyamadım ama böyle bir eser ile müşerref olmak başlı başına bahtiyarlık'' diyebilsin..

 

'' bende yandım hatca gızın mor fistanınaaaa'' dizelerini işittiği vakit.. ciğerlerinin yağı cıkır cıkır erisin.. şıpır şıpır aksın..

'' eğer hatca kızın mor fistanına böyle yandı ise.. hatcanın kendine kavruluşunu sen düşün'' diyebilsin.. işte sanat bu..

 

yoksa üç otuz paralık emlak komisyoncusu da yazar kor oraya..

 

'' kiralık daire.. çocuksuz evliye yahut bayan ozan şaire'' diye bumu sanat..

işkembeden salla uydur uydur at.. nur topu gibi evlat adını koydum sanat hee..

 

yoksa telefon operatörü de gönderir..

 

'' Aylık 499 kuruşa canım türkiyem paketini tıkla

tokturunu ara dert yan.. kalma lumbago belde fıtıkla'' diye.. nedir yani..

 

o yumurta o tereyağı unun içinde eriyecek.. yoğura yoğura taş gibi bi hamur.. yağla fırın tepsisini..

kızarıp köpürüp cozurdasın.. pooğça dediğin ağızda dağılacak.. damakta lezzet patlaması yapıcak.. sanat bu..

 

o şiir kornet dondurması gibi olucek.. dışının külahı hamur kalmıyacak.. çok kavrulup yanmıyacakta..

çıtır gevrek olacak.. en başta kapak altı çukulata olduğu gibi en diptede çukulata ile bitecek şölen..

 

okur onu ısırsın bol kaymak yoğun süt.. iri antep küçük küçük pralinler..okur onu yalasın.. okur onu emsin..sanat bu..

soğuk soğuk hararetini alsın..yürek yangınını söndürsün.. hepsi bu..

 

türkler atı sever.. at kişner.. at teper.. ak köpüklü boyunları heykel olur şehir meydanını süsler..

sen.. '' uzun kulaklarını son bir kez salla'' dedimmi başka dostlar başka aşklar hatırlansın sanat bu..

 

kaşmış gözmüş ağız burun oda yüz buda.. sen o yüzü tabloya çeviricen..üst kirpik hafifçe yukarı..

alt kirpik aşağı kıvrık olacak.. rimel çekip tercihen maviye boyamalı..

ikinci kıta buruna hızma.. üçüncü kıta dudağa ruj öyle kasap dükkanında et sergiler gibi olmuyacak..

incecik bir hat..etekler pileli yaka fırfırlı kol ağızları dantelalı olacak..

 

kulaklara küpe ayaklara manikür bacaka epilasyon bilmem ne bilmem ne..

sen oraya kırış kırış bakımsız yüz getirebilirmisin..

 

kulakmış saçmış kılmış.. oda adam buda.. gidip adam gibi banyo.. sinek kaydı bi traş.. surata çektimmi losyonu..

o cilt kendini bi toparlasın.. hatlar çizgiler dizeler orta yere dökülüp saçılsın.. gerekse saçı boya..

kulakta burunda kılmış tüymüş bilmem ne dağla gitsin..

 

şiir musakka değil ki.. şiir karnıyarık..patlıcan kabukların sütun gibi boyuna boyuna soyulduğu görülecek..

saltanat kayığı gibi sofraya kurulduğunda.. üste dilim domates.. sağında yeşil biber..

bir kıymaya daldıracan çatalı.. bi patlıcanı dola gitsin..

 

yımışacık pambık kıvam.. hepsi bu.. senin orda ruhun.. senin orda özverin emeğin çaban tabak gibi çıksın ortaya..

işte sanat desinler.. türk yemek sanatında..yok grammış dirhemmiş yarım kaşıkmış miligrammış olmaz.. göz kararı..

az pul biber az tuz biraz salça haline vaktine göre kıyma.. o maydanoz yaprağının serpilişi göze hitap edecek..

o oklava ince ince açacak pazıyı.. o cevizin dış kabuk alınıp döğe döğe.. senin orda hünerin senin orda sanatın..

senin orda höşmerimin ekmek kadayıfın paklavan bilmem ne..

 

ben şiir ekspertiziyim.. şiiri duman duman nemli.. ığıl ığıl çiğ..yabangülü iğde çiçeği kokusundan bilirim..

şelale sesi.. yağmur ormanı serpintisi.. ara ara özenle serpiştirilecek dize aralarına..

 

lepistesler rengarenk.. tatlı su karidesleri duyargaları ile saçılacak kıtalara.. ateş böceği yakamoz yapıcak..

gerçek şiir üç gün öncesinden okurun rüyasına girer..iki tavus kuşu gagaları arasına aldığı gerçek şiir yazılı kağıt rulosunu..

getirir.. sonra biri sıkı sıkı tutarken.. diğeri süzülüp kağıdın ucunu açar.. rüyada siyah beyaz değil rengarenk yakut

zümrüt harflerle.. incik bonuk bilmem ne..

 

yoksa huysuz vircinde yazar..

'' kız ayol ayak topukun ne gadder güzel

ya bu eteklik ne demeli.. diktirttinmi kendine özel ..'' diye.. nedir yani..

 

herkesin zeka ileri gidecek diye bir şey yok.. şiir zeka geriliği olan okur içinde yazılabilir.. şiir onun en doğal hakkı..

sık sık yinelenen klişeler kullanılıp.. algılama ezberde tutma sağlanır..zeka geriliği olan şiirde..

dikkati dağıtır hece aruz gibi vezinler yerine..o an için zihinden geçen sözcükler gelişi güzel saçılabilinir..

aslolan şiirin kendisinin geri zekalı olmamasıdır.. şairin geri zekalı olmamasıdır..

 

geri zekalı şiir ekolünü başlatan süreç.. şiirin işitsel ve görsel sanatlar karşısında zayıf düşmesi idi..

özellikle yetmişli yıllarda başgösteren.. evde tivi karşısında hapsolmuş bireye.. sinemayı tekrar cazip kılma..

tiyatorayı şirin gösterme amaçlı..

okullardan beher öğrenci başı yirmi lira söğüşlenip.. belediyehotoposlarına tıkıştırılan biçareler.

.ali babanın bir çiftliği var sloganı ile şaklabanlık sergileyenlerin.. tiyatora endüstrisini besledikleri denli..

 

sinemacılar konusu banyoda yatak odası salonda geçen filimlerini yem olarak atarken.. genç delikanlıları keşfettiler..

aynı yıllar plastikler kalıba dökülüp.. naylon biblolar.. naylon hamurundan heykelcikler.. ucuz fiyatlar ile evlere servis edilirken..

kullan at kullan at tihniyeti ile..traş bıçaklarına plastik saplar..ankrajlandı..mıktar çakmağının papuç dama atılıp..

kauçuk meme.. silikon dudak.. plastik sidi kaset naylon çakma çakmak plastik saat bilmem ne.. plastik çocuk plastik adam..

 

20. yüzyılın son çeyreği.. edebiyat sınaine.. geri zekalı kurgu.. gerizekalı fantastik.. ile ayakta kalma realitesini dayatırken..

şiir işletmeleri bu süreçte.. okur için geri zekalı şiir akımı başlatma lüzumu duydular..

 

öyle ya..makineleşmiş.. duyguyu kaybetmiş.. mekanik bir topluma.. kalkıp kerem ile aslı leyla vü mecnunmu verecektiniz..

realist katı gerçekçilikmi enjekte edicektiniz..

 

pencere kenarına tıkaç.. sayfadan yırtılıp külah eylediğinizde kabak çekirdeği leblebi doldurabileceğiniz argüman

3. hamur kağıda basılıp maliyeti düşük tutulurken.. beklenmiyen kontrikasyonu.. kaşıntı deride döküntü..

şairin kendini tatmiğn ihtiyacı denli.. okurunda benzerini yazmıya şairliğe öykünmesi..

taklit.. beraberinde ezeli bir tekrar..sürgit ve akut olma sorunu ortaya çıktı..

 

şükürki.. posta gazetesi gibi ciddi bir müessesenin dört kıtayı geçmeme kotası..

yurdum şairlerini frenler bu dahiyane buluşu takdire şayan iken.. 21. yüzyılın ilk çeyreğindede bu ekolün kitleleri etkisi altına alacağı aşikardır..

 

kaldı ki.. nazımdan sonra en büyük şair diye 2012 de inceyi gösterebilecek denli küstahlaşabilen..

medya devlerinin spekülasyon uğraşısı.... şiir pazarlamanın.. şair pazarlamanın..

rant elde edim getirisinin halen küçümsenmeyecek boyutta olduğu

tabak gibi ortadadır..

 

geri zekalı şiir ekolünün son temsilcilerinden ersöze göre.. şiirin muhtevası anlamsızlık üzerine kurulu iken..

şekilden simetriden söz etmek çok saçmadır.. şiirde şekil dikdörtgenden ibarettir..

 

buda gelişi güzel sallanılan sözcüklerin.. üstüste istifi ile sağlanmalıdır..

karşı görüşcüler ise.. üçgen pentagram yamuk daire küre piramit prizma ısrarcı iken..

hepsinin karışımından.. potpori ekolü yakındır..

 

kitleleri a poltize ettiği denli.. deşarz kanallarından biri olduğu yadsınılamaz bu türde..

küçük sorunlar büyütülerek.. abartılı bir kavrulma yanma acıma üçgeninde..

 

yer yer isyankar.. yer yer sitemkar serzenişler ile aşk sevi çerçevesinde.. gevelenip..sevgilinin dönmesi için temenni dile getirilip..

yokluğunda kendi zavallı pejmürde biçareliğinin artışa geçtiği.. aksi takdir dönmedi..

kendine karşı yada ona karşı eylemle sonuçlanacağı dillendirilmektedir..

 

ya benimsin ya toprağın ana fikri yer yer.. ya herrooo ya merrooo gibi değişik nüanslar versiyonlar türevler ile şekil bulmaktadır..

 

konservatuarlara.. trt bünyesi ve devlet tiyatoraları ile opera ve balesine.. orkestıra şefi..

balet darbukacı oyuncu gibi ad adı altı kimi haybecinin alınıp.. santçı diye lanse edilmesi..

devletin süreğenliği için kaçınılmazdı.. doğru olanda bu idi.. çünki devletin olmadığı bir ortamda sanattan bahsedilemezdi..

 

ancak buda sanat kavramının içinin boşaltılmasına.. izleyicinin dinleyicinin kafasında.. sıvamacılık döşemecilik..

ototamirciliği kalaycılık gibi meslek ve zenaat dallarının.. sanat olarak algılanmasına sebeb oldu..

bilhassa ekonomik darboğazlar müsebbib faktör.. sanat kolda altın bilezik diye eti senin kemiği benim teslim edilen evladı bülentler..

kente göç ve tüketim toplumu olgusunu beraberinde getirdiler..

 

buda ne üretsem yer.. ne dayatsam yutar mentalitesinin ana dinamiğini oluşturdu..

nitelikten ziyade nicelikce artış müteakip.. kitle iletişim aygıtları ile bilinçlenen fert.. kolları sıvayıp..

 

'' kendi filmimi kendim çeker korum yu tuba.. kendi şiirimi yazar asarım foruma..'' bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

 

doğrusu hanedanlık sistemi.. geçmişin kavuklularının yeşilçam figüranlarının torunları dizilere senaryo yazıp..

oynuyor.. bağrışıp çağrışıp duruyor.. ama gerçek yazarın varoş bebesi içinde olduğu.. hayatı içinde yaşıyan ile..

dış dünyayı sezgi yolu tanımıya.. tanımlamıya çalışanların aynı başarıyı gösteremeyeceği tabak gibi ortadadır..

 

kaldı ki peruk takıp erkekken kadın kılığı girmişbiri.. abartılı karadeniz şiveli saf adam figürü..aşiret ağası maraba şarklı

basmakalıbı klişesinden kurtulamama kısır döngüsü.. dış dünyada ulu orta akıp giden hayatı..

paattis soğan yoğurt bozacıdan ibaret gibi algılayım.. sanatı dar çerçevede.. kendi kendine ket vurur hale getirmekte..

 

bir umar bir çıkış kimse ses edemez.. nede olsa ulvi uhrevi kavram..öte yana gitme gelme duman bulutu içre hödük tip tipler..

burada dönüşü olmadık yerdesiniz.. bilmem ne bilmem ne..

yetmedi reklam olur.. alma sigara görüntüsünü kapat.. hedef kitle sıfır altı yaş unutma.. bilmem ne..

 

kendi sanatını kendin yap fikri bile sanat bence..

ki gerçek sanatçının sivrisinek olduğu tabak gibi ortada.. adamı mest eden harika sesi ile.. kendinden geçirtip..

ücreti bir kaç damla kanı alır.. tınmaz.. alkışlama kucaklama istersin.. ama o

 

'' laubalilik istemez '' der sıvışır.. sanat vantilatör kayışı değil ki.. vantilatörün ta kendisi.. püfür püfür..

o kayışta o kemerde o ayna.. incecik beli sarıp sarmalarken.. kem gözün dikkat kemer nakışında..

aynasında toplanıp kişiye nazar değdirmeyecek sanat bu..

 

saçmalamak kişinin en temel hak ve hürriyetlerinden birisidir..

hiç kimse diğer kimseyi saçmaladığı için suçlayıp baskı altına alamaz.. ancak bu tür şiirinde ''zırva'' başlığı altında verilmesi gerekir..

sanat kadar içi boşaltılmış kavram yok.. aslolan içi boşaltılmamış kavramla gel.. sanat bu..

 

yoksa büyükşehirde sıradan bir işportacıda yazar..

'' ayna tarak.. ustura bıçak.. çakı çakmak..kayış kemer.. boya cila ile sünger.. radyo pil bide fener..

tesbib ipi don lastiği.. çek asıl fıstık kibin süner.. mum al belkim gece lamba söner'' nedir yani..

 

saçma sapan absürt bir film.. geri zekalı dizi senaryosu.. vasat bir zeka ile yazılabilir.. çünkü hedef kitle..

tam olgunluğa kavuşması zaman alır.. ancak nüfusca çoğunluk 0 6 yaş gurubu dahil ve küçük bir asil azınlık iken..

şiir öyle değil..en az +18 yaş gurubu.. dolayısı ile vasat üstü şart..

 

sınaatlı bir şiirde.. cümle sonları uyaklanmalı.. yer yer zorda kalındıkça.. ses uyumu daha cılız olan redife yönlenmeli..

sınaatlı söz söyleme sanatında..kulakta hoş intiba bırakır..okyanus dalgası.. ordan oraya koşuşturur sincaplar..cırıldaşan çekirgeler..

beyaz ak köpükler felan fıstık..

yutulabilir milyonla baloncuk..suda erir karbon dioksit glikozlu kabarcıklarla.. mineralize edilip besin değeri artırılmalı..

kakafonik kulak tırmalar sesler nötrolize edilmelidirlerdir.. yoksa dedemde yazar..

 

'' ben arpa ekiyom komşum yulaf ekiyor

yar sana bakmayım canım karpuz çekiyor'' diye nedir yani.. edip dediğin sözcükleri alıp kıvırır kıvırır ip eder.. dilinin altından geçirir..

o çene zig zag zig zag dantel eder o cümleyi.. güpür yapar.. aralıklarından gün ışığı sızar..

gece tabak gibi mehtabı seyret.. martı çığlığı dolsun odana.. o gözeneklerden saten renk.. süt gibi ak..

oku oku doyamazsın.. oralarda kar gibi beyaz kokain zerrecikleri.. okuma bağımlısı eder..

 

içine çeke çeke sindire sindire okur elinden bırakamazsın.. sahte şiirin başlığı görsen kaşıntı başlar..

bir dize okusan kafandan aşağı kaynar su dökülür.. ikinci dize karabasan afakan bilmem ne bilmem ne..

 

 

gerçek şiir okurun eline yapışıp kalır.. ovalarsan ufalanmaz.. kaygan ve yağsız olur.. gerçek şiirde doğal şeker yanı sıra aromatik ve egzotik tatlar olur..

gerçek şiir anutçu basın emekçisi köşe yazarının..

 

'' yeni bir şiir kitabı okudum pek güzel olmuş'' çığırtkanlıklarına ihtiyaç duymaz..

 

gerçek şiir forum köşelerine yerleştirilmiş naylon şakşakcılara.. zembereği boşalınca..

 

'' arkadaş yakınımdır ben beğendim sende beyen '' çığırtkanlıklarına itibar etmez..

bu tür çıkışlara gebe kalma zarureti hasıl olmaz.. sanat sinei millette filizlenir.. halk bağrı yeşerip serpilir.. çok güzel olur çok..

sanatlı bir şiirde harf şekercikleri kristal halde kalmaz... şair ciğeri yağında diş ile tırnak ile sözcüğü eritip yüreği harında cümleyi kavurur..

işlenmiş tel tel dizeler pişmaniye pişmaniye dökülür..

 

şiir helvası kabına tane tane daldır çatalı ııh çatala yapışmaz.. sok altına çatalı üzerinde durur.. döğülmüş fıstıkı ile sanat bu..

yoksa ninemde yapar kavur unu dök pekmezi bumu sanat.. sen ona azmini sen ona sabrını sen ona yüreğini..

bir şey üretme çabanı paylaşma arzunu.. sen ona gündüzü geceni.. ömrünü gözlerinin aynasını bu lazım bu çok güzel çok..

 

sahte şiirde yüklem m harfi ile biter..

yanmıştı(m) kavrulayazdı(m) öleceği(m)

 

gerçek şiirde ise n r z sesleri ile biter..

 

yanmışı(n) kavrulayazıyo®la® öleceği(z)

 

sahte şiir ben merkezli döngüsünde kendi iç dünyasını dar çerçeve yansıtırken..

gerçek şiirde.. geniş perspektif ile ele alınacak şair haricinde bir dış dünya vardır..gerçek şair bu dış dünyada..

ferdin.. tek başına ferdin kararmışlığını saymazsak..sahte şairin gökyüzüne kondurduğu toz pembe fonun aksine..

daha gerçek renklerin hakim olduğu..

 

yer yer sararmış otlar.. yer yer yeşil fonda.. gökyüzü yer yer gri.. bulut yer yer karabuluttur..

 

bu karabulutun menşeinde.. hiroşimada önüne çıkan herşeyi yerle bir eder dev yangınlar olduğu gibi..

küresel ısınmaya götüren sanayi bacaları.. eksoz gazları yanısıra.. dikkatsiz yada bilinçli..

arazi rant amaç çıkmış çıkarılmış yangınlarda dahil.. alev alev bir dünya.. iiçre siyah renk sarı sarı yalım arası..

kızıl tonlar çevresi küçük bir detaydır..

 

sahte şiir karamsarlığına hafif bir optimizm katma arzusu taşıdığında.. geçmiş başarılar ile böbürlenip..

 

'' payidar olsun cihanda şanlı jet uçağı filomuz'' derken.. gerçek şiir..

 

'' söz ola kese savaşı'' der..

 

ve saatte yüzbin dolar yakıt yakan uçağın bir günlük keyfi harcaması önüne geçilse..

kaç garibanın doyasıya mercimek çorbası içeceğinin hesaplarını yapar..

 

sahte şiir.. uber poe gayesinden ırak.. unter poe sıçrayışları.. keçimsi hamleleri ile..

bulut eteği tutmak.. kol daldırıp yakamoz çıkarıp.. boynuna deniz dalgası dolama gayretşinaslığı içre..

gökten yıldız koparma ben merkezine güneşin halesini sağıp gelme hevesi çırpınırken..

 

gerçek şiir.. bunu bilimsel metod mekanik sistemler ile sal bireysel ferdi insan mutluluğu değil.. toplumsal amaç için..

aklın ve ilmin rehberliği araçlar .. makul mantıklı mentaliteyi düstur edinip bu yönde hareket eder..

 

gerçek şiir suda kaynatılıp hamur edilse.. elde yuvarlanıp parmak kalınlığında çubuk yapılsın.. ve iki uctan bükülüp..

yarım daire etmeye çalış.. bükülme yönünün aksi sırtta çatlak oluşmaz..

sahte şiirde bırakın çatlağı ortadan kopuverir..

 

sahte şiir her sahte ürünün pazarlanmasında olduğu gibi.. parlak sarı yaldızlı jelatinlere..

fiyonk kordelalı ambalaj başlıklara.. dize üstü fonda.. gelincik tarlası menekşe.. su taşır genç kız motiflerine yatırılıp servis edilir..

 

yine sahte şiir kıvrım kıvrım kuyruklu yazı stillerine ihtiyaç duyarken gerçek şiir en kolay okunur yazı karekteri ile.. sade ve yalın

anlatımı gaye edinir..

 

şiir ilhamla yazılır şiir esinle yazılır.. emek sarfetmeden.. ilham perisi afedersiniz.. orta malı gibi ordan oraya değil..

çok gezen tavuk paçalarıyla.. eve çok çok bela getirir..

 

peri dediğin.. hanım hanımcık oturur.. gider Allahın emri peygambein kavli.. şair oğlumuza istersin..

çay kahve içilir.. şair oğlumuzun meziyet sayılır dökülür.. maaşallah çok bilgili..

çok kültürlü.. entellektüel düzeyi yüksek.. dile hakim.. elinden her iş gelir..

 

- maaşallah maaşallah.. şair oğlumuz ne iş yaparlar..

 

- valla her iş gelir elindenn de sorun burada.. bu güne dek şair oğlumuz bi paltaya sap olamadı..

işsiz güçsüz aylak takımından..

 

- ha ha ha verdik gitti alın hayrını görün..

 

gerçek şiir hamisi.. kartvizitinde şairlikten başka.. eleştirmen yazar fikir adamı fırdolacı bilmem ne bilmem ne..

sıfatlar taşımaz..şiirinin harflerinden adı d harfleri daha büyük olur.. şiirini mirkoskobla okursun..

 

gerçek şiir.. gerçek şair elinden çıkar.. ben gerçek şairi kamyon sürüşünden bilirim..

gerçek şair yokuş aşağı kamyonu tomruk yüklü iken vites boşta gider.. dönemeçmiş virajmış bilmem ne..

 

yeterki balata sağlam olsun difransiyel segman debriyaj şaft..dingil sağlam olsun..

fren tertibat buji silecek bilmem ne bilmem ne..

 

gerçek şair tahtakuruları ve bitler arasında serpilir.. gerçek şair alt ranzaya terfi edene dek üstlerde koğuş kokusu solur..

ciğer verem eder.. gözü ışık alır.. asgari dört kez hücreye çıkar..

 

gerçek şair büyük diktatoryalar.. ve ultraöte temohgrasilerde.. gerçek şair kan ve barut kokuları..

morarmış ceset yığınları arasında fışkırır..

 

kilometre kareye 800 pisikolok ve bakmakla yükümlü olduğu 2400 ruh hastası pisikopat düşen ameika gibi normal demokrasilerde..

birbirinin aynısı.. best seller diye kakışlanan 3. sınıf aşk hikayeleri..bilim kurgu adı altı zırva.. avantür tür saçma sapan varken..

 

polisiye fantastik öte gitmezken.. tolstoy gogolbüyük acılar maksim gorki kafka henüğz devrim sancısı çeker derebeyliklerde filizlendiler...

 

yoksa sıradan bir akrobat muavinide yazar..

 

'' müdür beyin yeşil kürkü

şu hayat öyle zor ki,müdür beni kovaladı

iş buldum medrano sirki'' diye.. bumudur sanat..

 

şiir turşu değil ki.. ekşili köfte.. eee yersen.. şairin asli görevi şiir yazacak.. angarya işlerde çalıştırılamaz..

git araba sür git temizlik yap git palyançoluk akrobasi bilmem ne..

 

gerçek şair imbiğinde tek feylozofiya muğlak ve bulanık akarken..

esame fizik kimya skolastik.. etnomorfologiya.. sibernetik simya riyaziye cebir terminologi bilmem ne

damıtık ve berrak akar..

 

sahte şairler gelişmekte olan ülkelerde.. bilişim teknolojilerinin hayata geçmesi ile..

edebiyat siteleri sayfasında.. bir gecede mantar gibi türer..

sabahleyin temizlik işçileri bunların kalem kalemtıraş şiir yazılı kağıtlarını silip süpürür..

ancak sahte şairlerin silinmesi süpürülmesi on yılları bulabilir..

 

kendini şair sanma hastalığının tedavisinde ön teşhisin önemi yadsınamaz.. sağlık bakanlığının

yetişkin personel istihdamını sağlaması yanısıra.. ilgili polikliniklerin devreye sokulması techizat eksiğinin giderilmesi hayati önem arzeder..

 

hastanın hasta olduğunu kabullenmemesi tedaviyi aksattığı gerçeği ile.. hasta yakınlarınada büyük sorumluluk düşmektedir..

her türlü manevi desteğin sorunu gidermede olumlu adım olduğu yadsınılamaz..

 

ilk etapta hastanın kağıt ve kalemle ilişiğini kesmenin yaratacağı travma.. ileri aşamalarda..dış dünyaya ilgisizlik aşağılık kompleksi ile nükseder..

paralelinde karamsarlık intihar eğilimi.. agresiflik gibi sorunları beraberinde getirir.. bu sebebledir ki..kademeli olarak yavaş yavaş azaltma yoluna gidilmeli..

başlangıçta haftada beş tomar kağıt.. 20 kutu kalem verilen ferde zamanla haftada 1 tomar kağıt dört kutu kaleme düşürülmeli..

üçüncü ayın sonunda tamamen kesilmeli..hasta çevresine gazete peçete selpak tualet kağıdı sigara kağıdı sokulmamalı.. yanmış odun kömürü..

tuğla kırığı ve tebeşirle olan irtibatı kaldırılmalı..

 

yoksa asabiyenin en kıdemlisi remzi heceveznide yazar..

 

'' hem okudum hemde yazdım

giyindim uzun kol göynk bembeyazdım'' diye bumu sanat..

 

bir çok insan doğuştan mutlu olarak doğar.. onlara her şey mutluluk kaynağıdır.. herkesin çocuğundan farklı olduğunu sandıkları..

herkesin çocuğundan farklı olarak gökten gümüş beşik.. altın zembil ile indiğine inandıkları kendi çocuğunun.. altını temizlemek..

pişpişlemek..bu bile onları mutlu eder.. önemli olan mutsuz insanlkarı mutlu edebilme.. sanat buu..

 

sanatçının kulakları kesik olur.. sanatçı kendi göbek bağını.. kendi göbek kordonunu kendi keser..

 

zarif teyzem alibeylerde.. karadut yerken dut dalından düşünce.. bizim oralarda duttan düşen eşek olur diye rivayet vardır..rahmetli ismail hakkı dayım..

 

- duttan düşen eşek olur.. demiş.. zarif teyzem çocuk aklı ağlamış ağlamış.. gözleri kan çanağı olmuş.. sonra aklına şu gelmiş yine çocuk aklı..

- amaan kulağımı kuyruğumu kestirir gene insan olurum demiş..

 

şiirin kulağı kuyruğu kesilecek.. eşek olmaktan kurtulacak.. o mermeri o taşı yontucan.. taşlıktan çıkacak..

o boya tualde tabloya sanata dönüşecek.. sonra yumuşak bir kadife bez ile parlatacaksın..

 

gerçek sanatçı aday adayları.. at6 çiftlikleri süt besihanelerinde yetiştirilmeli.. bir yıllık staj sonrası..

girdikleri mülakatta.. ekşi ekşi ter ve sidik ile haybvan pisliği kokusundan dem vuranlar elenmeli..

'' ben o tayın gözbebeklerinde.. rüzgar ile yarış etme aşkını gördüm.. ben o süt sağımında paylaşım gibi bir duygunun süte kattığı artı değeri okudum..

o lezzeti tattım'' diyenler ayıklanıp.. pentatlon yarışına alınmalı..

 

yoksa ispanyada sopa yiyen baskı gören kızgın öfkeli dana da dana.. bizde elden karpuz kabuğu yemiye alışkın.. adamın yüzünü adamın saçını elini yalıyan şirin danada dana..

nedir yani.. aşk her şeyin iksiri.. sevgi sanatın başı.. şefkat işle yaklaşmak sanat severe sanat buu..

 

ömrü boyunca bişr kez bile kullanılmamış.. pırıl pırıl nice beyin vardır ki.. hiç bir işlev ve fonksiyonu yerine getiremeden kara toprağa girer..

 

gerçek şiir yıpranmış yorgun düşmüş.. çalışmış ışılamış beyinlerin mahsülüdür..

şiir beyin kalp el kol parmak ağız dil ekip çalışmasının bir ürünüdür.. yüreğin harında kavrulan una.. ciğerin şıpır şıpır akan içyağı ilave edilir..

dilden akan şeker şerbeti katılır helva yapılır.. har olmasın o şiir kavrulmaz.. ciğer yağı yok o şiir yanar.. aslolan yakmadan kavurmak o unu..

aslolan yakıp kömüre çevirmeksizin.. dilden sızan şeker şerbetini kuru kuru ısıtıp.. karamela kıvamı elde etme..

 

erimeden aroması çıkmadığı gibi.. unu şekeri sarıp sarmalamayacak.. çok kızgın harda yakıp kötü kötü kokutmadan..

o ciğer içyağını cozur cozur köpürdüğünde.. un krem rengini alınca.. kat karamela kıvam şekeri.. helva olmadı dimi..

olmaz tabiii ona az çöğen ona az tahan ona gıdım limon tuzu..

 

türk şiirinin ölçüsü olmaz.. az dere otu az maydanoz bi tutam karabiber türk helvası ölçüsü yok..az fındık fıstık estek köstek. bilmem ne..

yakmadan kavurmak yürekin ciğerin iç yağında bu gün ve yarında bak bu lazım çok güzel olur çok..

 

 

gerçek sanatçı.. sanat ayı.. gerçek sanatçı sanat yıldızı.. sanat deresi tepesi bilmem ne..

gerçek sanatçı siyah olan derisini beyaz yapar.. sonra vazgeçer.. kavurmadan yakmadan yine maykıl ceksın olur..

 

gerçek sanatçı kadın olan cinsiyetini değiştirir.. sanat takım yıldız kümesi.. sanat şebeği sanat maymunu olur ama sanatcı olamaz..

insan mebbus olur kral kraliçe olur.. deve olur adam olur ama sanatçı olamaz..

sanatçı olma başkaa..

 

sanat kendinden başka her şey olma türlü kılığa girme.. asabi adamken.. komiklik etme..neşeli olduğun esna sinirli adam karekteri canlandırma..

hiç yaşamadığın ve yaşanması kabil olmadık ve fakat yaşanabilir bir aşkı paketleyip ambalajlayıp okura tattırma çabasına angaje olum..senden başka her şey oluş..

topluma mal olmak.. toplumun malı olum.. amaç insan mutluluğu ise aracı olum.. ve türlü eleştiri okları ile yergi mızrakları arasında kuyruğu dik tutuş çaban..

emin ağır adımlarla yol alım.. kıldan ince kılıçtan keskin ve türlü kuyruk acıları ile birlikte.. işte sanat buu..

 

ben şiir yazıcak adamı.. ben şiir üretecek beni ademi insan evladını.. ben nevi beşeri havva kızını.. gece bile abiye kıyafetinden bilirim..

 

gerçek şair gururlu ve onurludur.. sahteleri..

 

''beni bırakma ölürüm eğerki sen yoksan damarımda kan noksan..

ne olur sevgili beni evli barklı adam sınıfı soksan

terketme gitme gel bekliyorum.. ah ölüyocasınayım kalp tekliyorum''

 

diye salya sümük yakarırken.. gerçek şair..

 

''ölürsem kabrime istemem gelme

yaşarken taktın sen bana çelme..'' şeklinde hata kusurları dışa vurur.. gerçek şair okuru aydınlatıp bilgilendirir..

 

''bu hökümet giderse.. yerine daha kötüsü gelir.. arkadaş ben bunu biliiir bunu gonuşurun..'' der..

 

ona göre.. şiir okumak okuru melankolik yapar.. pesimizme sürükler dış dünyadan soğutur.. depresyona hatta intihara götürür..

 

'' biz okuduk ne oldu ey sevgili okur

git bir sevgili bul kendine.. sana çorap.. halı kilim dokur '' diye.. aşka sevgiye yelken açtırır..

el ele tutuşmayı salık verir.. ıraktan ırağa platonik növrozlardan alıkor.. sanat buu..

 

ben sanatçıyı.. ben sanat icra edicek adamı arkasında duvarı delip.. ayağı dizden kıvırıp büküp o deliğe gelicek biçem kendine topal görüntüsü verişinden..

 

'' ooğluyun kızıııyn başı için bi sadaka acımdan ölüyom..

velevki verme geç harakiri edip kendimi bölüyom'' diye kendini yerden yere atışından bilirim.. amaç insan mutluluğu ise..

bireyin vicdanbını rahatlatma.. diğer duygu sömürüm zenaatkarı içinden sıyrılma.. sanat bu..

 

ben sanatçıyı darbuka çalışından bilirim hiç bir şey bulamadı açar göbeğini parmaklarıyla yine çalar..

şiir yazıcak adam kanıyla yazar diliyle yazar dişi tırnağı ile yazar yine yazar.. ben şiir yazıcak adamı eleştiriye açık..burnunda kıl olmayışından..

kirpikinde çapak yok uykusuz gecesinden bilirim..

 

yazıcak insan çıkar erkek gibi yazar.. yazıcak insan kadın gibi genç kız gibi yazar..

bakın antolocinin yeni yüzünün profiline.. hiç ömründe şiir yazmasın yine olur.. çünkü kendisi şiir..

her kadın şiir yazamaz.. eli erbab olacak.. koca tencereyi şiir ile doldurur.. iki dize yiyemezsin.. az pişirecek öz yazacak..

 

bol bolamaç yapmış kim yer.. hijyen kurallarına mutlak uyacak.. başına şapka bone eşarp bilmem ne bilmem ne..

dünyanın en güzel şiiri de olsa içinde bir tek kıl çıksa bile o şiiri yenmez yapar.. şiir kılsız şiir kılçıksız bilmem ne..

 

tırnak aralarının kirli olduğu düşüncesi bile o okuru şiirden soğutur..ya toplu iğne başı ile tırnak içini tamizleyip ya oje ile kamufle edilmelidirlerdirler..

 

dizeler pembeleşince yakmadan bu sotelenmiş harc ilave edilmeli..aşırıya kaçmadan su eklenmeli.. türk şiirinde soğan pembeleşmez..

yanmadan kavrulmuş soğan rengini kızartılmış yeşil biber rengini alır..

 

'' yenile tükendi cebimin şarzı

ne güzel şey sevgili seninle gezmesi arzı

yine sevdiğim taam spagettidir

hani pişirilse italyan tarzı'' diye az öz leziz sanat bu..

 

yoksa..

''ağladım gözüm şişti cebin şarzı üçten bire düşltü

hasretin sebeb yemekti aştı yiyemiyom

gözün kör olmasın herif sana bi şey diyemiyom'' nedir yani..

 

eli erbab kadın olacak böyle.. tamammı.. o pilava bir sefer kaşığı salar.. yarısını sola yarısını sağa yatırır.. o pirinç tane tane yapışır kaşığa..

o şiirin fasulyası dermasol cinsi olucak iri iri bi gün önceden ıslanacak.. yağlı kuzu kemiğini emicek o dize.. salçası helvelenecek böyle banıcan o suya..

 

erbab kadın sini dibine bi parmak su kor.. güvece apardığı maaallebiyi sürer fırına.. o maallebinin üstünü yakmadan yakar..

o maaallebi damakta infilak eder.. kül etmeden yakmadan yakar..

 

sanat insanı çıkar insan gibi 2 dize.. sanat insanı çıkar şair gibi bir kıta..sanat insanı çıkar şiir gibi şiir iki kıta yazar.. sanatçı el öpmez el öptürür..

sanatçı yağ yakmaz.. sanatçı yalakalık yapmaz..sanatçı sen güçlüsün zenginsin sana yancı yazılmaz..sanat insanı halkın yanında.. hakkın yanında adaletin yanında olur..

 

sanat insanı çeşme akarken küpü doldurayım.. halktan kopuk ihtirasların..depreştirdiği gözü para hırsı bürümez.. gerekirse cebinden harcar..

geleceğe az öz kültürel miras sanat adına bir şey bırakmaya çalışayım der.. baştan başa tüketim çağında küçük çap bi üretimim olsun az olsun öz olsun der.. kimini sanat sepetine kimini çöp sepetine..

100 atıştan birini basket etsin yeter.. 1000 atışltan biri sanat sepetine düşsün yeter.. bir şair bir şiirle anılır..bir mıh bir nal bir nal at at sanat yacak yiğit kurtarır.. hepsi buu..

 

'' başvurmak var iken deh demek gibi sanata

incinir bir meşin kırbacı vurursan ata

in hemen hayvanın gönlünü almaya çalış..

şefaat etmez sonra bak.. boş durursan ata'' bi yerde..

 

literatürümüze '' popülarite sarhoşluğu'' olarak giren rahatsızlık.. başarılı çalışma ardı gelen şöhretin verdiği rehavetle.. kendini koyverme..

sanatı önemsememe.. gibi belirtilerle ortaya çıkıp.. doğuştan şair birsini bile.. sonradan olma.. ancak azimli sebaatkar.. çalışma neticesi..

muvaffak olmuş şairlere dahi postu kaptıracak denli.. popülasyonun büyülü dünyasına kendini kaptırım derinlik sarhoşluğu ile eşdeğer.. yukarı çıkamama..

şiir şah damarını koparmasına kural kaide bilmesine rağmen.. kendini yeterli gelişimden uzak tutuş.. vasatta ısrarlı olma tutumu gibi..

sanat levelinin düşük kalmasına yol açan hayli önemli sorundur.. yer yer eleştiri dirgeni ile dürtüklenmesi gerekirken..

şartlı reflekslerin alkışa adapte olumu.. bu yönde yanlış tutum..saman çöpü gibi asır içinde onu eritecektir..

 

gerçek şair gerekirse çakma isimlerle.. çalışmalarını sık sık yem olarak sarkıtır.. eleştirel yaklaşımlara göre gerçek ad ismine bu eskizleri ilave eder..

popülarite grafikini yüksek tutayım yer yer müstehcenlik yer yer tribünlere oynayım şaklabanlıklarına soyunmaz..

 

ne olmuş sanatçı olmuşta..başı göğemi ermiş..inmişmi göbeğinin şişi..

dünyada milyonla insan aç.. dünyada milyonla insan ev barksız.. işsiz sefil..

milyonla çocuk okuma oyun çağında çalışma zorunda.. parasızlıktan tedavi olamıyor .. aile içi şiddeet ölümle iç içe..

dünya ekonomik krizler pençesi kıvranırken.. amanın ne.. aşık olmuş.. acımış yüreki.. ağlamışmış.. bunun dışında.. üç beş avutucu söz..

 

dünya savaşların.. dünya doğal felaketlerin.. eşiğinde.. bir kaç iyi olur inşallah temennili dize.. bir kaç lay lay lom kıta.. bumu sanat..

 

önce insan olmalı.. sanatçı dediğin alçakgönül tevazu sahibi olur.. ben sanatçıyım demez.. derse büyüsü sihri bozulur..

okur oturabilirsin demedikçe.. başı önde el pençe divana durur..

 

sanatçı gazoz kapaklarının.. açma halkalarının içinden çıkmaz.. 1525e şifreni gönder beleş konser kazan zırtapozluklarına soyunmaz..

sanat gazoz kapaklarına.. sanat komodin gözüne bilmem ne.. rezervuar dolaı sifonlar içre sığınmaz.. sanatın yeri halk bağrıdır..

 

yoksa dedemde karar alçı çimentoyu dök kalıba onlarca ucube.. bumu sanat.. sen onu murçla.. sen onu çekiç sen onu keski ile..

diğer bütün taş oyma mermer işleme zenaatkarı gibi yont.. sonra onların yapamadığını..

 

o dudak çatlaklarını çuvaldız ile çiz.. o göz bebek etrafında çizikler.. o damarlar iğne ile o kirpikler arasına kıl testere ile giricen tek tek..

tüm zenaatkar gelip gıpta ile.. imrenerek şapka çıkarsın işte sanat desin.. arada belirgin çizgi ön pilana çıksın.. sanat bu..

 

çok afedersiniz.. dizeleri üstüste.. şey gibi apartuman gibi kaba inşaat yığmak değil..sen o kolonlaron 16 lık demirleri.. etre aralıklarını..

sen o kirişlerin yük taşırlılık oranına göre yükseklik uzunluk ve genişlkiği.. bilmem ne bilmem ne..

o hasır beton o kıtaları taşıyacak..iki sekiz buçukluk tuğla arasına izocam.. ses yankı yapmıyacak.. iç duvar hitong elbise askısını taşısın .. arkaya profil demir çek..

dübelle vidala..

 

zemine elektrik kablo geçirme borusu ko betondan evvel..ıslak zemine pis su çekeri deve boynu ihmal etme ki şiir kokmasın..kaba sıva ince sıvba..ilkin dolgu sonra saten alçı..

cıcıl cıvıl bi renk boyamı az matmı olsun..o şiir parıl parıl süsleme kartonpiyer avize..o şiir şekille muhtevayı harman etsin..

akustik olarak kubbe ve kemer mimari en ince tını ile versin sesi.. şiirin öz musikisi orta yere çıksın..

havalandırma öyle camı aç kapa değilki.. emiş egzost.. ocak üstü davlumbaz bilmem ne..

 

sanatın diğer blok birleşim yerlerinde çekomastik olur.. ufak tefek depremde sarsıntıda sanat sallanır ama kolay yıkılmaz..

sanat seni beni dede ebeni gönderir ama kendi yerinden kıpırdamaz.. uzun ömürlü olur.. sanat sanat gibi olur..

 

filim gibi filim yapma sanatı.. şiir sanatı söz söyleme sanatı.. müzik bestesi müzik güftesi yapım sanatı.. bestelenmiş güfteyi farklı yorumlama farklı icra etme sanatı..

sinema tiyatora potuğraf resim heykel karikatür bilmem ne bilmem ne..

 

geleceğin bilgisayarları klavyesiz.. geleceğin kompütürleri faresiz olacak.. yeni stiv copslar lazım.. ordan sil dedimmi silecek.. şu adireseye gir dedimmi girecek..

kopyala demenle..

'' hangi kısma kadar'' diye sorduğunda..

'' oğplum sen hele kopyalamaya bi başla ben dur dur dediğmde durursun'' dendiğinde..

'' peki efendim'' diyecek.. yapıuştır demenle yapışacak kalıcak.. in demen imleci aşağı çık demen yukarı götürecek..

işte hayatı kolaylaştırım sanatı.. işte tasarım sanatı..

 

yoksa dedemde yazar..tuşlara basıp basıp.. takkudu tukkudu diye.. bumu sanat.. hedele hödele höt zöt diye şiirmi olur allaaseen..

yok kreyzi idea imiş yok dahilik delilik bilmem ne.. bilmem ne..

 

ben sanat yapıcak adamı.. dirsek hizasına kadar gömlek kolunu sıyırışından.. ben sanat adamını.. diz kapaklarının az üzerinden pantolonu hafifçe çekip..

ondan sonra oturuşundan.. ben sanatçıyı.. papyon gravatının üzerinden geçirdiği normal gravatını.. tam ortadan geçicek şekilde bağlayışından bilirim.. sanat buu..

 

gerçek eleştirmen ben okudum haz almadım ben okudum beğenmedim deme lüksüne sahip değildir.. gerçek eleştirmen okumadan eleştirir..

içi kan ağlasada eleştiri sanatını bir görev bir misyon olarak addeddiği sebeb sepeti.. gerekirse öz baldızı bacanağınıda eleştirir.. haz aldığı şiiride.. işte sanat bu..

 

gerçek eleştiri sanatkarı.. ben buna baktım tipini beğenmedim.. bundan bi şey beklenmez onun için okumadım.. diyen adamdır..

eleştiri yapan adam gözünde siyah meşin bantla gezer..eleştiri yapıcak adam elini bağlatırki.. el yordamı.. şiirini eleştirdiği dayısımı yeğenimi..

amcası teyzesi özge ağyarmı anlıyamasın.. hısıma gelince hım hım.. ele gelince meee.. bumu sanat..

 

ben eleştiri yapıcak adamı ağızının açık oluşundan hiç kapanmayışından..

ben eleştiri yapıcak adamı özeleştiri.. yaani kendi kendini eleştirme yapamayışından..

daha doğrusu kendi diye bir şeyin olmayışından.. kendini yiye yiye bitirip tüketişinden anlarım..

 

yok mtoplumsalmış.. yok bilmem ne.. sanat suskunluğa sanat şekilsizliğe.. sanat durgunluğa inat içindir..

sanat gelecekte.. sanayileşime paralel soyu tükenecek..

'' geçmişte böyle ulaşım aracı vardı'' diye yontulu bırakılacak bin at içindir..

 

o uşak görele kazısı çıkmış.. karun hazinesi en değerli parçası.. o pigasusa.. baktımmı insan..

'' bunu insan değil cinler yapmış'' diyecek.. o pigasus kanatlı at kolyenin boyna geçen kısmı.. o teller tek tek böyle öre öre.. sanat bu..

o pigasusun altından sarkan mercimekten az büyük her parçanın beher parçanın üzerine tek tek ayrı ayrı işli o atlı adam..

o vaktin gravürcüsü.. iğne ile desen çiziktirdi.. sanat bu..

 

gertçek sanatçı hap imiş içki imiş.. az sivri biber yesin sesi açılırmış.. yok ot kafa yapar ilham gelirmiş..fasa fiso..

gerçek sanatçı çıkar.. erkek gibi delikanlı gibi yazar şiirini..

 

gerçek şair gökdelen gibi yığıp okuru altında bırakmaz.. okur şiir sonunda..

okumanın verdiği huzursuzluk baş ağrısı bel sırt ağrısı ile ayrılmamalı.. bilakis iç huzuru ferahlık ile kalkmnalı şiirin başından..

şair onun yaralı yüreğine iki damla gözyaşı akıtmalı..

 

bir uçak 250 kilo boya ister.. 250 kilo boya üç adam demek.. 1000 uçaklık thy dahil 100 ülke 100 bin uçak demek..

250 kilo boya yerine günde 300 bin kişiyi taşıyacak uçak kapasitesine.. saçma sapan bir içgüdü ile boya vuruyorlar..

çıplak alimünyum dururken.. ana harcanan emek ona harcanan para.. tuvale şiire harcanmalı..

dumansız issiz küresel ısınmasız.. illa bu yakıtı narcıyacaksa aptal bir boyayı taşımaya değil eş değer insan..

alnım akı yüzüm karası insan taşınmalı sanat bu..

 

davincinin sahtekar.. mikelanjelikonun düzenbaz olduğunu bilmiyenmi var.. pikasso ayyaşlın teki.. dali ise gerçek bir şizofren..

içlerinde tek van gogh akıllı gibi duruyor.. ama onunda ruhsal sorunları var..

yok bodlermiş yok alen poe imiş yko vörlin sadr bilm em ne bilmem ne..

 

sen bana alaaddin gaybi ver.. alaaddin gaybi ile coştur beni.. kaz dediğin öyle kaynat al getir değilki..

bi kere soğuk ayazları yiyecek.. o tuzu çekecek.. odun çek ateş yak kaynat suyuna pilav..bilmem ne bilmem ne..

 

gerçek şair dibe dalar.. sonra başını kaldırır..

yukarda uçuşan binlerce balık görür.. çıkar yukarı elini kıyıdaki kayaya kor.. amuda kalkar.. gökyüzünde yüzen onlarca kuşun..

niçin karınları yukarda.. sırtları aşağıda olduğunu sorgular.. sanat bu..

 

şair adam okurun kafaya şair kişi okurun beynine murç ile çekiç ile balyozla vura vura.. sarsa sarsa titretir..

hayatın anlamını yaşamın hakiki değerini.. ömrü neye verme gerektiğini sorgulatır.. kırlangıçların köstebeklerin..

küçük bir toprak topağı içinde hayat bulma sanatını irdeler.. bizim gep geniş çoğrafyada..

birbirimizi yeme alışkanlıklarımızı gözden geçirtir..sanat bu..

 

ben neyin ne olduğunu bilirim.. kül yutmam..numara yapma dostum sen de en az ben kadar.. bunun süreç olduğunu..

sanata giden yolda aşılmaz sarp kayalık.. derin koyak vadiler olduğunu..

 

yolları birbirine bağlar asma köprüleri tutan.. yer yer kalas yer yer kereste..düz tahta döşeme.. bilmem ne..

hepsinin basamak olduğunu.. üzerine basarak yol alındığını.. bildiğine kalıbımı basarım..

 

yoksa dedemde yazar..

 

'' basmayım gırılır iğdenin dalı.. yarim bin piskelete ben olam ayak pedalı'' diye bumu sanat..

 

toplumsal miyopsi okyanus dibinde petrol.. toplumsal miyopsi yeraltı zenginlikleri.. demir cevheri..

bakır madeni metrelerce altta taş kömürü mineralleri doğal gazı hortumlarken..

burnunun dibinde gerçek cevheri sanatçıyı görmez..

 

onu kilometrelerce uzakta gtönül gözü hipermetroplar görür.. çünkü mum dip aydınlatmaz..

 

sanat sanatçı itilip kakılmaya horlanmaya hükümlü..gerçek sanatçı yarı deli muamelesi görecek bir kürek mahkumudur..

o küreği çekecek yaba gibi avuç o avuca kan pompalar mangal kibin yürek lazım.. bak işte bu lazım.. çok güzel olur çok..

 

gerçek sanatçı

'' uçak muçak boyası ile ne kast ediyor bu'' fikri aşılar.. gerçek sanatçı makiyaja harcanan para ile yenicek sandviç

ara döner yollu beyine protein pompalanacağının wsinyalini verir..

güzelliğin aynaya baktığın an kaybolan pırıltı.. boyanın ise o pırıltıya ket vurur göz bağı olduğu mesajını okura iletir..

 

gerçek sanatçı.. incikli boncuklu elbiselerin.. göz kamaştırır mücevherlerin arkasına gizlenmez.. gerekirse çul çuval gerekirse.. çıplak sanat bu..

gerçek şair kendisini efbieyin mossadın dinlediğini bilen paranoyaktır.. halkın domates gibi ezildiğini dizelerinde yansıtır..

 

'' aynasız panzeri her kıyı köşe

mecburen salçalı oldu yemekler

aracın egzosa patates döşe

o vakit pek boşa gitmez emekler'' şeklinde.. analitik geometrinin çözüm kümelerini verir..

gerçek şairin içinde kırk mum yanar.. 39 u zamanla söner ama birisi hep yanık kalır..

 

omuza atılsa düzgün.. süzgün güzele süs verir.. yünlü ve ipek şallarının..

utangaç hasta ikızgın insan yüzü basar soluk renk mor ile allarının..

itici sempatik ve şirin türlü beşer hallarının..

resim heykel şiir filim bilumum sanat dallarının.. genetik kodları.. medyen şifreleri dilerim birgün çözülmüş olur..

amaç ebedi saadet ise.. leylada dahil.. dilerim herkes aradığını bulur..

nerden sevgili bir ben bıraktın mehtaplı gece kurt gibi ulur.. aman aman heey..

 

sanat sanatçı olmayınca olmaz.. ama sanatçı sanat olmasada olur.. sanat buu..

her devir her iktidar her çevre.. her zaman her yer.. ayakta dimdik devrilmden hacıyatmaz kalabilme.. hepsi bu..

herkese sanatlı sepetli günler dilerim..

nikah şekeri sepeti.. düğün nişan şekeri.. karamela sepeti.. bilmem ne.. hayatımın çöp tenekesi sepeti.. ehü ehü.. eh eh eh..

Share this post


Link to post
Share on other sites

ŞAİRSİN

 

icerinde henuz soylenmedik soz

dizende bariz fark varsa sairsin

ormanin kuytusu serin yesil oz

kiyisi dere ark varsa sairsin

 

bosuna uydurma sozcuk turemez

siir bir kazaktir herkes oremez

gozlerin kor olmus yonun goremez

onlerin ucurum yarsa sairsin

 

ask ile dolas dur fatsasi unye

kalem kagit elde patliyan funye

bagrini acmaktan usutmus bunye

su dunya sahsina darsa sairsin

 

mehtapli gece kurt adam olursun

bazi siir yazar bazi ulursun

ulkenin her sehir sohret bulursun

hatta edirneden karsa sairsin

 

birakmaz yakani dertler pesinde

gecenin ikisi sabah besinde

uzanmis yatakta uyur esinde

ellerin bir tutun sarsa sairsin

 

cikmak istesede gittikce batar

kadavra halinde bir kalp var atar

bankamatik kenar koprude yatar

meskenin istasyon garsa sairsin

 

ah hayat agizda komuyor diste

dalagin izgara cigerin siste

omur lokum cifte kavrulmus iste

yuregin ateste harsa sairsin

 

siirde sig kalma dagil yuzeye

yuru be adamim daha kuzeye

velevki mumkundur cek git uzaya

saturnden venusu marsa sairsin

 

fakirem hukmudur.. garip bizlerin

unutulur adin kalmaz izlerin

kocalik kotu sey tutmaz dizlerin

gozlerin agliyor zarsa sairsin..

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Panturk abi şiirlerin ciddi bir birikimin ürünü. Düz yazı, nesir ilede uğraşsan senden güzel şeyler çıkağından eminim ama illaki şiir illaki şiir diyorsun...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bezen bir çocuk tebessümü satırlar yazdırıyorsa

Yahud ayakkabı boyayan çocuk içini acıtıyorsa

Mürekkepler denize kafa tutuyorsa

Bir lokma ekmek boğazından geçmiyorsa

Alasından fakirlikten de tat alıyorsan

Zenginliğe hor bakıyorsa gönlün

Saçma sapan gülüp

Ve o haline bakıp deli diyenleri aldırmıyorsan

Simit yiyip susamını dökmemeye gayret ediyorsan

Bir baltaya sap olma derdindense

Mutluluksa şu hayattan emelin

Kafiye derdi gütmeden de yazabiliyorsan

Şekli değil cevheri murad ediyorsa kalbin

Seviyor, seviliyor ama susuyorsan

Acıdan tad almak gibi garip bir durakta

Hele cami cemaatından ve çoraplı namaz kılansan

Sözü büyülü kelamı işliyip duruyorsa kalemin

Hasılı babaysan, anaysan, dostsan

Sen şairsin arkadaş

Share this post


Link to post
Share on other sites

kuskunmu kem talih bahtina dusman 

kader bir orumcek ag leyla leyla 

dunyaya gelmiyen hem gelen pisman 

git gide degisir cag leyla leyla 

 

el surup dokunsam agrir tam bura 

yuk tasimaz belin dondu kambura 

dertli dertli vursam sazin tambura 

ahvalim viran bir bag leyla leyla 

 

sevda hicre kopru gecip agilmaz 

dunya dar han imis kolay sigilmaz 

gitmiyor basimdan efkar dagilmaz 

figanim yigili.. dag leyla leyla 

 

dertliyem aglarim gozum yasarir 

hicranim teselli nasil basarir 

eksilmez icimde umit yeserir 

yagmur olup basa yag leyla leyla 

 

fakirem gezerim gurbetin colde 

ordek olamadik bir yesil golde 

ister isen dogra ikiye bolde 

oldur beni koma.. sag leyla leyla..

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

hayret.. baraka insaa etmisler.. eskiden nerde olsa kivrilip yatiyodum..

boyle daha iyi.. yagmur yagista..

 

ayagi camura bataga sokmaz

arabanda teker iyi siirin

asirlarca durur bozulup kokmaz

pekmezin bal seker iyi siirin

 

iyi siir sanki merhem yarada

aksi hal doktora gorun arada

havada ucar hem yurur karada

keklik gibi seker iyi siirin

 

yagmurda bitince sokakta turun

kendini bir siir yani ko kurun

burnu koku alir garip okurun

dikkatini ceker iyi siirin

 

iyi siir dusse bizim mahale

dogar sanki mehtap ustunde hale

gonul bahcem sumbul menekse lale

cicekleri eker iyi siirin

 

iyi siir okur sirtini kasir

akici dil ile daglari asir

serde alcakgonul.. tevazu tasir

ve boynunu buker iyi siirin

 

hekim tabib doktor duymuyor cagrim

aspirin yutmakla gecmiyor agrim

iki damla yasi akitir bagrim

gozyasini doker iyi siirin

 

yuregim yaniyor yokmudur zulan

zavalli su benle kafayi bulan

iyi olup fayda etmezmi ulan

cigerimi soker iyi siirin

 

icerik ninni tat gozun var suste

sevmemmi bunca yil bahtina kuste

sen uyursun cikar yildizlar uste

gece gibi coker iyi siirin..

Share this post


Link to post
Share on other sites

dusunmesin gecmis mazin

dertli dertli aglar gonul

arada bir hazin hazin

dertli dertli aglar gonul

 

garip isen ah bilader

aglar anan aglar mader

boyle yazi boyle kader

dertli dertli aglar gonul

 

aglar gonul dertli dertli

bizim iller yigit mertli

olamadik yesil kartli

dertli dertli aglar gonul

 

ben aglarim hic gulemem

can cekisir tez olemem

akar goz yasim silemem

dertli dertli aglar gonul

 

yok basimda lenger foter

meskenimdir hanlar otel

gelip tastik etsin noter

dertli dertli aglar gonul

 

ocak subat ile mardi

duserim daglarin ardi

ayrilik sinemi yardi

dertli dertli aglar gonul

 

yar gelse bir usul usul

alsak abdesini gusul

neye yarar kerkuk musul

dertli dertli aglar gonul

 

sen keci ol bende teke

ey sevdigim karameke

daima ic ceke ceke

dertli dertli aglar gonul

 

dertler demir gibi sertler

goz kurbaga misal portler

arabanin yanar dortler

dertli dertli aglar gonul

 

bu dert beni iflah etmez

toplumun icine katmaz

gece olur yatar yatmaz

dertli dertli aglar gonul

 

dost aglamak bizde moda

bogazim istiyor soda

karanlik ve soguk oda

dertli dertli aglar gonul

 

aglamayip ne yapacak

sus kafanin ip kopacak

hergun aksam sabahacak

dertli dertli aglar gonul

 

bugday tenli ak benizli

konusamam sizli bizli

tenhalarda gizli gizli

dertli dertli aglar gonul

 

telkin verip teskin eder

rasladigim papaz peder

beni sarar elem keder

dertli dertli aglar gonul

 

ferhat gibi daglar yarip

bagla hekim yaram sarip

yoksa boyle garip garip

dertli dertli aglar gonul

 

ah ulan ah baban muhtar

olsaydi kim sana deh der

calar izmir marsi mehter

dertli dertli aglar gonul

 

aglamaktir isim gucum

demez kimse canim cicim

dokulur yas sicim sicim

dertli dertli aglar gonul

 

aglar kirpik islak uclu

bu iste ben degil suclu

hickirarak icli icli

dertli dertli aglar gonul

 

ben aglamak kader sayar

dilerim sen aglama yar

kollari bagrina dayar

dertli dertli aglar gonul

 

kredinin dolar limit

bogazima durur simit

soner hayat soner umit

dertli dertli aglar gonul

 

acar cukur eselerde

raki komaz siselerde

iste boyle koselerde

dertli dertli aglar gonul

 

tikali kalp ana arter

bel bukulup ayak surter

beni kara toprak orter

dertli dertli aglar gonul

 

ben gormedim bahar yazlar

vurup mizrap calar sazlar

halime bak icin sizlar

dertli dertli aglar gonul

 

bu dunyada iki zulum

bir ayrilik birde olum

birde sevda varsa gulum

dertli dertli aglar gonul

 

gonul dertli dertli aglar

icerimin erir yaglar

goz pinari yosun baglar

dertli dertli aglar gonul

 

basta bozuk kotu lider

cira gibi adam dider

olurum goz acik gider

dertli dertli aglar gonul

 

dertli dertli aglar gonul

saz calmakla gecti omur

alamadik odun komur

dertli dertli aglar gonul

 

gardas olur isen sair

felsefe yap aska dair

ah garip mahsun vesair

dertli dertli aglar gonul

 

aglarim dokerim yasi

tirnagin var basi kasi

kabrim bilmez mermer tasi

dertli dertli aglar gonul

 

dertler duman olur tuter

beni sevda derde iter

kagidim yok kalem biter

dertli dertli aglar gonul..

Share this post


Link to post
Share on other sites

saat altiyi.. yedi geciyor..

 

saat altiyi yedi geciyor 

sokaktan bir kopek kedi geciyor 

bu aksam ortalik erken karardi 

bereket gozlerim iyi seciyor 

 

acik cukurun yok rogar kapagi 

onune bakmazsan yolun sapagi 

su sira piyasa bir hayli durgun 

uc kurusa tiftik bese yapagi 

 

sag tarafta bakkal onunde market 

gormezden gel kardes sol yana cark et 

sucuk icin yalniz dana gerekmez 

tavuk bile olur arada fark et 

 

arka sokaklarda daracik yollar 

ev yiksin dozerler azicik bollar 

ondan sonra artar gasp turu suclar 

her kose basi bir serseri kollar 

 

ben insan ararim elimde fener 

oksijensiz ortam mum dahi soner 

pazarlik payi var tezgaha yanas 

en son bese olur yuz gram doner 

 

curuk tarafi at yariyor halta 

manav hep ezigi koyuyor alta 

boynunda gravat adam sanirsin 

oduna gidiyor elinde balta 

 

altiyi yedi geciyor saat 

saatciye gotur bozuk diyorsa at 

donuste yayan gel sen sen ol binme 

bindiginde eger seni yorsa at 

 

asalet atlarin kaninda vardir 

baktin yaralandi yarayi sardir 

gardasim bu dunya kimseye kalmaz 

ne diye kavga et kafayi yardir 

 

saat altiyi geciyor yedi 

disarda golgeler tamami kedi 

icinden birinden ates istedim 

ne yazik malesef kalmadi dedi 

 

adamim cakmagin varmi yedekte 

ah ulan bal olmak vardi petekte 

mek danilds turunde beslenmek sakat 

beslenen sort giyer giyer etekte 

 

etek boyun en az elli santimi 

gecmezse boylama sakin kantini 

bu gun ki menude varsa iskembe 

yarin var mutlaka sirdan tantuni 

 

intaniye kismi bizim revirin 

adama diyorlar taksi cevirin 

sapik ihtimali bir hayli yuksek 

kim donsuz geziyor yere devirin.. 

 

kirvem kusan omza fisegi ters at 

kundagin cikarip namluyu kir sat 

yarin su silaha ruhsat almali 

elinde imkan var firsat bu firsat 

 

saat yedi gecti henuz altiyi 

severim yogurtlu sicak mantiyi 

nezdimde kanatli hayvanlar kardes 

hor gormem kargayi yahut martiyi 

 

tayinin cikarsa birak hayati 

kofte olur ancak ekmek bayati 

ote dunya eger cayir cimen yer 

baharda oynasir seyret tay ati 

 

saat altiyi yedi geciyor 

yagmurda kac balik gordum ucuyor 

bazende ustume cakiyor simsek 

korkunc bir gurultu dehset saciyor 

 

bu saat bu dakka kafam dumanli 

ummanda bir gemi olsam limanli 

azimle taslari delermis sican 

bende basaririm yurek imanli 

 

saat altiyi yedi geciyor 

sefalet dizboyu kafa aciyor 

ses gelmez belkide hoparlor bozuk 

radyoyu kurcala uykun kaciyor 

 

yedi oluyor saat altiyi geceli 

bir kiz tanimistim yuzu peceli 

pecen acsan bile opemem dedim 

cunku dudaklarin cilek receli 

 

acaip sogudu havalar birden 

ust basim gorunmez oldular kirden 

ben imparator neron gorsem tanirim 

tac tahtindan degil caldigi lirden 

 

saat altiyi yedi geciyor 

icimde bir badem cicek aciyor 

aci olma riski yuksek meretin 

bu yuzden mutsuzum keyfim kaciyor 

 

elli bin yil once ne idik kimdik 

uyansam kendime atardim cimdik 

su cikmaz sokakta daracik ara 

yurudum gururlu ve basim dimdik 

 

elliuc var simdi saat yediye 

icim biraz buruk bilmem ne diye 

kirkdort kere gecti nice yilbasi 

hic kimse vermedi bana hediye 

 

hayal oldu artik seninle vuslat 

dok ey yar gozyasin yanagim islat 

ben oksuz buyumus kucuk cocugum 

al basim sinene gogsune yaslat..

Share this post


Link to post
Share on other sites

pop idi arabesk idi 

caliniyor yeniyilda 

bir onceki yil eskidi 

saniliyor yeni yilda 

 

bizim idi rodos girit 

ata oynar idi cirit 

yine sade suya tirit 

baniliyor yeni yilda 

 

gezme ustunde tohmetle 

yurunur biraz zahmetle 

eskiler elbet rahmetle 

aniliyor yeni yilda 

 

esek muhtacken palana 

noel cami al halana 

yalan ustune yalana 

kaniliyor yeni yilda 

 

uyandi gobege siyen 

kalmadi yamali giyen 

bu zamlar bitecek diyen 

yaniliyor yeni yilda 

 

yeni yil agarsin safak 

birlik olak bitsin nifak 

garip millet ufak ufak 

yonuluyor yeni yilda 

 

guvenme alin terine 

yokluk mih saplar derine 

bir cogu keriz yerine 

konuluyor yeni yilda 

 

is bulama bu yazlarda 

lekelendi beyazlarda 

kis gunu su ayazlarda 

donuluyor yeni yilda 

 

dalsak tombala oynuna 

hile yap vebal boynuna 

bazi bazi bir maymuna 

donuluyor yeni yilda 

 

enisteni gelip oper 

mahallenin kara sopar 

yakinda kiyamet kopar 

deniliyor yeni yilda 

 

akar suyun sesi dindi 

gecim yuku omza bindi 

tavuk bulamadin hindi 

yeniliyor yeni yilda 

 

dans edilmez hic somyada 

soyle icmesin denyoda 

ayiltmak icin banyoda 

yunuluyor yeni yilda 

 

eski yil cope atilip 

yeni kervana katilip 

parlatilip parlatilip 

sunuluyor yeni yilda 

 

od ver havai fisege 

yoruldun uzan dosege 

attan inilip esege 

biniliyor yeni yilda 

 

fakirem takmam bi seye 

raziyam yarim siseye 

soz soyleyip bir koseye 

siniliyor yeni yilda..

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...