panturk 15 Report post Posted November 5, 2010 akraba öpme tür gelenek vardı elleri dudakla sular bayramlar şimdilerde grip korkusu sardı bakarsın mikroba bular bayramlar bayramlar sağlardı maddi dengeni öp harçlık al ihmal etme yengeni üst başım gıcırdı giyerdim yeni beni hülyalara salar bayramlar geçmişte kaldılar çoğu meziyet bir yere ulaşıp gitme eziyet güngüne ararım eski vaziyet gözlerim maziye dalar bayramlar nerde eski bayram eski ayranlar köylük yer yapardık türlü seyranlar şişkince cüzdana olsan hayranlar dillerin dondurma yalar bayramlar ne oldu bilmemki bizim ülkeye kendine gelirse hafif silkeye ne eben kalaylı bakır helkeye bol kaymak bir yoğurt çalar bayramlar gösteri yapmayıp sihirbaz hilmin yoksul giydirmeye yetmiyor ilmin ağlayıp sonuna bakmadım filmin bilmem kimi mutlu kılar bayramlar en çok şekeri al sağlar kariyer dikkat kilitlidir şimdi bariyer koymayıp ev sahip lokum orta yer kapıyı açmaya yılar bayramlar ulu tanrım bana dayanma güç ver kabak alabilsek yapardık mücver hadi gel nistersen bunları boşver içlerin sevinçle dolar bayramlar ağlama.. bırakıp burun çekmeyi hüzüne vurmayı bilin tekmeyi ümit yine fakir aşı ekmeği taşıma.. gül yüzün solar bayramlar.. elek fiyatı sat karşı nalbura pantolon dönmüşse bile kalbura bulup buluşturur adam malbora cigara uc uca ular bayramda sıksada hayatın bazı pensesi berberden çıkmalı başı ensesi içinde gençliğin o çoşkun sesi koparır zinciri yular bayramlar kimse kolay yapmaz öyle jubile adam aşkı ile gezer el ele aşırı karamsar şairi bile yine mutluluklar diler bayramlar.. .................... her tarafın şair olsa ne yazar sözü dil ucundan çekemedinse komodin gözünden al azar azar beyaz bir kağıda dökemedinse bütün gün seyretsen evinde tivi malesef tatmak zor portakal kivi ilham dediğin ne küçük bir çivi yazıklar olsun tek sökemedinse niçin yıkılsın bu şiir binası bir şair bilmeli mutlak cinası tilkiler yer seni işin fenası en az karga kadar sekemedinse sahip çıkma birgün suyu ısınır şiirin yar ağzı geldiği sınır kafaya okurun etmeden sinir mutlak yaşar fikri sokamadınsa nasıl şair derim şakıyan bülbül olma köfte dudak bir meltem cumbul gönül bahçen ekip mesela sümbül menekşe lale gül kokamadınsa bilmek zorundamı zavallı millet senin böğürtünle olarak illet özel hayatını paylaşma zillet kısır döngüsünden çıkamadınsa ben şaire şair demem her zaman gözyaşı dökerek der ise aman şu mazlum okura içi boş saman verme geleneğin yıkamadınsa seni terketmişi eyleme fişfik vatandaşa karşı ol daim müşfik yerli mal tüketim ederek teşvik boşa akar musluk tıkamadınsa nadir yiyor garip iftar sahur et toparla etrafı temiz tahir et ne fayda sağladın dünya ahiret durlayıp çamaşır sıkamadınsa şair düşünür hal yoksulun açın ve halkın sevgisi başında tacın alkışlarım adam ağarmış saçın yinede yazmadan bıkamadınsa muzdarip ve nalan bir kalbi taşı kimsenin silmedin gözünün yaşı insanlar ne halde kaldırıp başı şöyle bir çevreye bakamadınsa bir fikrin varmıdır hayata dair cehalet karanlık türü vesair feriştahı olsan ne yazar şair meşale ve ışık yakamadınsa bana deme yaktın nerenden belli? yaklaşık sayısı binbeşyüz elli koşulmaz yağız at ebed ezelli nalını mıhını çakamadınsa anladım bakmıyor üçü beşine en ilkin gitmeli kendi hoşuna hata bende şair hepsi boşuna kitleler peşine takamadınsa sende böyle kendi kendin eleştir korkma düşük fiyat hatta beleştir şairmisin sanki boş boş dolaş dur berrak su misali akamadınsa kalite sayesi dağları aşam uzun yıl dilerim sağlıklı yaşam kolaymı hiç şair olması paşam gerçekleri başa kakamadınsa.. ....................... aşkın sebeb olur mahve çıkmaz üstten süpür süpür dudağımda acı kahve höpür höpür höpür höpür rastlasam asfalt şeridim seni sevmiştim der idim bir sabun gibi eridim köpür köpür köpür köpür böyle imiş kader yazı avazeyi seyret bazı dertli dertli vursam sazı tıpır tıpır tıpır tıpır öksürsem ciğer sökülür ağlarım boynum bükülür gözümden yaşlar dökülür sapır supur sapır supur sen bir balsın bense arı sızlar yüreğin kenarı yaşlar andırır pınarı şıpır şıpır şıpır şıpır iyi tür esrar seçerim çeker kendimden geçerim seni düşünsem içerim kıpır kıpır kıpır kıpır demem bugün ayın kaçı zatın ile gütsem keçi çimen dolu ağız içi hapır hupur hapır hupur papucumu eder çamur ıslatır dört başı mamür başım üstü yağar yağmur şapır şupur şapır şupur merak edip listeleri benim gibi hasteleri okuyorum gasteleri küpür küpür küpür küpür yollarım sarpa sarpıyor sen olma kim göz kırpıyor kalbim dehşetli çarpıyor güpür güpür güpür güpür düşe gir uykuyu bölde uyu deme bana öl de yüzmek senin ile gölde çapur çupur çapur çupur sevgilim unutma emi gözümden gitmeyen nemi seni arar gemi gemi vapur vapur vapur vapur.. .................. güneş sararken gurubu yine sensiz yaşıyorum bilmem nasıl olur ki bu inan bende şaşıyorum böyle ziynet-i aliyle elde çoban kavaliyle kavuşurum hayaliyle dağı taşı aşıyorum ekseri dikenle süslü yürürüm yol bol kaktüslü aşkın ile enfarktüslü hasta kalbi taşıyorum ne fayda bağrın yırtımı toplarım pılı pırtımı pirelenen şu sırtımı yine kendim kaşıyorum kolaymı azık teminin kabul olmaz her aminin korkusu var haraminin erden yola düşüyorum etrafım çevreler tüm it az ucundan verir ümit ısıtmıyor sıcak simit tut elimi üşüyorum bir menzilim yok varacak yar seni kimler saracak kalp sanki şimdi duracak başı boş hal koşuyorum aday olmam bu seçime çünkü ak düştü saçıma sığmaz bu dertler içime sel misali coşuyorum izleyemez oldum lostu gönlüm arar yalnız dostu mecbur giysem bile postu öğle üstü pişiyorum özler yaptığın kekleri seyrederim ben gökleri tek nasibim ot kökleri çok yeyince şişiyorum gezer iken izlerinde derman kalmaz dizlerimde parlıyorsun gözlerimde ayna gibi ışıyorum yar senin ile gülmüşüm kaç gece uyku bölmüşüm ben yaşar iken ölmüşüm mezarımı eşiyorum.. ..................... gen ile değil ilgili zekası geliyor haktan bak başa belli bilgili genç yaş saç geçilmez aktan ilme vakfeyle zatını cahilce sürme atını tanı şiir sanatını men eder göz ucu baktan onaş yaz su gibi aksın okuyan içini yaksın hicivde sözcüğü çaksın farkı yok saplanan oktan yazar yüklenir entere şair benzer bir pantere bazı bürünür kan tere kurtulman zor ani şoktan koca adamsın yaş reşit sen herkese davran eşit bazı kulak verip işit çekiç sesi gelir doktan sanat toplum için bence bir şey ver yaşlısı gence acaba işmidir sence kürkün al yararlan foktan menşei olsun Türk malı şair derine dalmalı hatta enerji almalı sobada yanan her koktan orman ağaç cinsi sedir yaz ne hoş işliyor dedir yine deri çeşididir iyi papuç çıkar roktan araştır ustası nerde okura ver pilav zerde daim uzak olun birde kuru lafa karnı toktan düşün ki olmasın biran şiirden kurulu binan sevgilim unutur inan belkide ben seni çoktan sonra okurla tanışma ilerde sanır danışma haddi bil fazla konuşma cümle son konunca noktan.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted November 8, 2010 Balarıları.. çiçeği sarı kondular dala kırk kadar arı durdular bala böyle fukara bir böcek ara ceketi kara şalvarı ala haber saldılar toplu daldılar işi aldılar sanki kabala kızı karısı başa darısı gece yarısı çalış çabala nektara bakıp su misal akıp poleni kakıp yığdılar sala bu canım hep al boynuma vebal kasa kasa bal yağdı kumsala ilahi çağrı açtılar bağrı kovana doğru uçtu dört nala erbabı ve tek tuğlalı etek örecek petek bulmasın mala ne sırt abalı ne ev sobalı akardı balı konsa çuvala tahtı hilafet yaşlı bir afet dedi.. - tez def et yabanı kovala! mevla yaptırır hakka taptırır sonra kaptırır kurda çakala dağıtım sever çevresi civar haydi sende var kovan yakala iç sevinç dolsun kaşığı bolsun afiyet olsun ye çala çala.. ................ Şairlikten bize ekmek çıkmıycak gidip adam gibi işe bakmalı muzdarip okurun canı sıkmıycak kumkapı halinden balık yıkmalı yıkayıp tuzla yap hamsi buğlama soğanı soy doğra yine ağlama eski alışkanlık sakın yağlama tepsiyi.. yağcılık.. gayrı bıkmalı.. ayrıca sıkmalı bolca limonu salya sümük ağla yer ki kim onu kudüs civarında merhum Simon'u derdi.. '' aşırıyı hapse tıkmalı'' mantığın dışı iş etsen temaşa bilmeyen şah sanır tövbeler haşa şairler genelde olmazlar maşa öyleyse ne diye burnu sokmalı bildiğin meslekten şaşma azizim bize ne çok ekol yok realizim tek doğru sen isen yürü gel izim mecran olmalı ki bendin akmalı dünyanın en bilmiş adamı Hızlan tut onu.. kızgınsa.. giderdi buzlan.. hem yeni yetişmez şeklinde sızlan nadiren çıkana çivi kakmalı koy balık tezgaha kokmuş değilse müşteri bit pazar taraf meyilse buğlanmış hamsiye başı eğilse kişi başı yüklü hesap takmalı aptallık etmişiz bizi aşıyor abdal sorumluluk duygu taşıyor belaya nazır vur felek şaşıyor karşılık şamarı nasıl çakmalı palyaço soytarı demir alırsa binmiyor her gemi esiri forsa arada yazarız fırsat olursa kursaklar olmalı helal lokmalı balık ekmek gider hemde kazanır sesinde kısılmaz biraz az taaaanır olsada.. pişmesin.. millet uzanır altına odun at.. meret kokmalı.. ..................... birgün bitiririz bütün sözleri tekrar aynı yere başa döneriz senaryoya uyar gülen gözleri ağlarız biz yine yaşa döneriz bari üç beş sözcük dursun sepette çünkü işim olmaz kem ile bette şiir de olmasın sevgi elbette şüphe yok şu kalbi taşa döneriz kaybolan zamanı kendine ayır böyle bir yerli film nolamaz nayır günboyu gezeriz dağ ile bayır akşama ekmeğe aşa döneriz esas bu kırların bolmuş sineği bize ne ot yemiş elin ineği fakir bir şairin olmaz tüneği gece metres yahut eşe döneriz şu ülke açmadan çiçeği solmuş kimisi ayakta içinde dolmuş gayrı ihtiyar el alışkın olmuş yazmasak kokuşur leşe döneriz yaşarken başarmaz ödül bab iri madalya alma der rüya tabiri mutlaka karanfil görür kabiri bazı cepheden pür neşe döneriz paran yok kahvede söylenen çaylan beklenti lay lay lom saran bir aylan kalemi satmayız defolup yaylan elinde sopayla meşe döneriz şiir kenarı vur altın varakı mutlak azaltmalı şarap arakı dikkat götürür bu hiciv merakı sayısı düşerek beşe döneriz maddi bağlam düşün neki ederin? dert içi yüzersin bitmez kederin zarların yek geliş imiş kaderin bazı şans uz gider şeşe döneriz iki evlek yerin huzurun anı çok belini büker emlak beyanı her vakit sarkılmaz meyhane yanı adı ayyaşlara keşe döneriz dost başına düşman ayağa bakar han hamam gelir yok su gibi akar mecburen çalışır maişet yakar ocakta kebaba şişe döneriz eş dost ile çoktan açtık arayı sebebi yoksulluk deşme yarayı bakarsın ilerde görür parayı kazanır nadiren köşe döneriz millet hayat yaşar sen burda delir aşık adamın kim halini bilir amele çavuşla göz göze gelir başları eğerek işe döneriz vezir şah ol hanım kaldırmaz buyruk aslımız oğuz boy bellidir uyruk ayrıca hassasız basılmaz kuyruk pençesi tırnağa dişe döneriz fakirem yaz yine sen ilden ile şiirimiz kalır bir dilden dile hatırdan çıkarız o yarin bile unutur hayale düşe döneriz.. 1 Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted November 13, 2010 Hakiki Bir Bayram Olur.. Köftenin pişim evresi.. tabi ki bir bayram olur çatalın ağız çevresi.. mekiki bir bayram olur.. soldu üstte urbamızda.. azık ara torbamızda şu tahrana çorbamızda.. kekiki bir bayram olur Cüneyt Arkın misal hopla.. polislere girsek copla bolca şeker filan topla.. hakiki bir bayram olur tutulmaz söz vaatinde.. mazi bugün ve atinde yetişse tam saatinde.. dakiki bir bayram olur tutar olsa şu dizlerin.. sürsem güzel kız izlerin capona benzer gözlerin.. çekiki bir bayram olur biz kış ay siz bahar güzde.. hakkımızmı düşen yüzde birgün kurban kessek bizde.. hukuki bir bayram olur gör hayrı kurban koçların.. saçlarında ak uçların yırtık halde papuçların.. dikiki bir bayram olur yılda bir zengin hayranın.. arzu ediyor seyranın sofranda tas tas ayranın.. dökükü bir bayram olur sıksık kontrol et azığın.. yokmu içten bir yazığın sayeniz ipin kazığın.. sökükü bir bayram olur istihsal noksan sahi be.. yalnız yardım ile hibe alt katta tortunun dibe.. çökükü bir bayram olur.. sen makamın rahat uyu.. halk içinde gayye kuyu acep varmı ekmek suyu.. tetkiki bir bayram olur.. ..................... başla etin hasadına kapa taş devri çağını sarıl eğe masadına keskin eyle bıçağını üç gün olsa bile sine beleş otobüse bine kesim yeri getir yine kabı ile kacağını hanım aldı sene doksan hakmı ben aç iken toksan çevrede pek etme noksan mangalını ocağını açlığı dışarı vurma hayvana satır savurma olunacak sac kavurma belki sevmez sıcağını icabında abdest alıp kısmen mesafeli kalıp birde başka yere çalıp kesme kolu bacağını hor görme dana fendini kükreyip çiğner bendini matador sanıp kendini açık etme kucağını küçük detay nerde tırak et belayı senden ırak yada kendi hali bırak teslim olmaz kaçağını tırmalar adamı hurma lazım acile uçurma zamanı yetiş kaçırma akşam sekiz uçağını başın gözün hayrı sayıp sayma sakadatı kayıp bize yollamasan ayıp kıyı köşe bucağını sesin bülbülüm dercemi aslen sakamı serçemi kurban olam dök perçemi salkımını saçağını saçlarında sırma örgün vur kapına demir sürgün babayın başına birgün geçirecem nacağını.. görecek kurbanı.. .................... kurban bayramında kesin kesip yiyeceksin besin kan olur tüm mersedesi atma et kim derse desin dedesi ve ebesini ziyaret etmeli kişi deme grip kes sesini el öpme olmalı işi toplaması bayram şeker insaf edin gereği din erkekseniz teker teker ev sahib üstüne gidin eğitim noksan ülkede deme daha yokmu lokum saygı duy özel mülkede de davette dahi tokum iki dilim baklavaya sakın atma taklasını arada bakıp havaya yeyip geçin baklasını yaklaşır insan bayramda biri birine kaynaşır haşlama eti sofranda hoşafı pilav oynaşır oyna sende çık meydana dana gibi kesmediler deli derdik kürd aydana böyle çabuk esmediler kesme akrabalar ile ilişki yoksa silerim defterimden ati bile sanma mutluluk dilerim dilerim eti ince ince doğrama kaba kıyarsan el ayağı çekilince bizide görüp sayarsan hoş sayma ne çıkar yine mutlu bayramlar dilerim dikkat ederek sayine siz değerli karilerim.. 2 Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted November 16, 2010 Bayram Şekeri üstüne basmadın kambur feleğin belleri bükecek çarkı tekeri duvara asmadın kalbur eleği canların çekecek bayram şekeri yengeyin elini yavrum dilruba öperken dikkat et virüs mikroba çok daha sıkı bağ hısım akraba tohumlar ekecek bayram şekeri kimsesin en mutlu buna inan ki ağzına iştahla attığın an ki sevinç bir ağaçtır meyvası sanki yapraktan kökecek bayram şekeri sen yerken görmesin şişer bir yeri doyur misafiri kavur ciğeri biri etle gelir oruç diğeri bayrağı dikecek bayram şekeri veresiye yazdır doldur eteki köşeye bırakıp senedi çeki gelecek yılların binbir çiçeki çocuklar çökecek bayram şekeri kahvaltı bulmazken evde kaşarı bu devir elde et büyük başarı yine sen tüketim gitme aşırı dişleri sökecek bayram şekeri ikramda yarıştır tercihin zoru çeşit var nane tür yakıcı koru usta el saracak al yeşil moru ambalaj bükecek bayram şekeri tatlıya boğacak köşe bucağı yürekte ateşli yanar ocağı şairlerin şiir dolar kucağı yoksada dökecek bayram şekeri.. ............. şu hayat gözünde hiçti siroz olana dek içti sanki fani dünya çivi rakı mey o bir çekiçti Çek içtimi tabibe Türk içtimi habibe gider ol sebeb ile damadı tabib albay Habibe der ''muhterem pederin derdin kederin elinde esir ey oğul yokmu ilacın eyler iyi etki tesir?'' tetkik etti o '' bey baba en çok üç ay yaşarsınız aşarsınız tepe üstü düşer felek şaşarsınız ızdırabı bunun ile bertaraf edilmez alem haline güler en iyi çare şu fitili al em alkol aklına gelince aha şoo bağrı delince iğne var vurul bırakma biri aklını çelince'' türü tavsiye vererek ayrılır gögüs gererek damadı ve çevre yağcı yalağı postu sererek bilinmez niçin vermedi telkin bırakması için bilakis dediler '' için efendim mutlaka için için mikrobu temizler ayna gibi karaciğer ve tıkır tıkır çalışır eder iç organı diğer'' kanatır yine yarayı bunlar alarak parayı ''izninizle getireyim kapayın açık arayı'' deyip ayıoğlu ayı parayı ne kadar ayıp kaptı kaçtı eyleyip git iki ay var herif kayıp bu yalaklar bu yağcılar büyü sihir göz bağcılar üzümleri sattırırlar zengin kılar tüm bağcılar acı ama hakikaten adam siroz aolup zaten gitti gider üstelik sen niçin çevir bronza ten borozancı başı bunlar kişi göze bakıp anlar kanlar saçar gözlerinden hınç ile dolduğu anlar muannit elinde susta görüşmüş son belarusta bela benden uzak ola demiş adam olmuş usta eskiden demek çırakmış içmeyi şimdi bırakmış geziyormuş arabistan suriye iran ırakmış ırak ol bizdende aman ye bol cevizini kaman boğazına harca para elinde bıçağı kaman noksan etme böyle yine rastlar isen bir hayine sen vurup sapla beyine kilise baksın ayine nene gerek senin paşa sen ecik kekik koy aşa yemene bak içme yoksa adın çıkacak ayyaşa yaşa bol terk edip anı daim temiz giy urbanı dediler yarın bayram dilerim iyi kurbanı.. ................. ben giderün çiçekçiye dek gelürün bıçakçiye uşak yakam bırakmıyor salıverir üç akçiye ocağı bata bele ki beleş vermesin ele ki mubarek aslı kazmısın yolunursun tüy teleki şöyle ahım şahım bıçak verilse gam yemem uçak metali daha berk olur ha bunu çivi deyü çak milimde gitmez ileri malül savaş gazileri yazık o tahta ahşaba tufan günü mazileri su sabunu kabil keser hani olursa yel eser sakın sokulma yanına ne kurbanın boyun ne ser hain adam satar madem yazılsın üstüne kadem iki satır de '' elmasın bölerdi Hazreti Adem'' satır ilemi kesmeli yahut bu bahta küsmeli ko danayı işine bak ne kaksın ne süsmeli hasislik etme kasabın yolunu tut ve hesabın unut sen üç beş köftenin bayram gün bozma asabın nasibi olmalı kişi muhallebi yesin dişi kırılır atasözü var kasabı bilmeli işi alır isen bıçağı kör akar kanın denen likör sana ne el dana keser heceni sen sekizlik ör.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted November 22, 2010 Kalkana Gel Ey Vatandaş.. içine sinmiyor zulüm isterse yüzek alkanı her zaman inmiyor Gül'üm tokadın yüze kalkanı ülkenin güneşi şemsi buğulu gözlerin nemsi davetli herkese hamsi malesef bize kalkanı sakalın var deyü hafız batıya göre tuhafız istersen devrim muhafız garibe füze kalkanı viva la ripuplika açlıkla boğuş afrika öykü pehlivan tefrika görülmez düze kalkanı muzır araya gireli mazi sebeb iç pireli muhalif olurmu eli? elifin cüze kalkanı izaha izan yetmiyor hüzünü derdi bitmiyor sergile kabul etmiyor götürsen müze kalkanı biz bunu almıyak mersi siz dışlan arabı persi van minut elinin tersi yiğidim rize kalkanı bir başa nası yaşarız el etse yine coşarız hayalin peşi koşarız boşamı vize kalkanı kazası sıklık dayakta kırılır bacak kayakta bakarsın yarın ayakta şimdilik dize kalkanı kalkana gel ey vatandaş yurdumun medyası yandaş bir ayar çekilse gardaş eksilmez ize kalkanı fakirem sakın sözünü okura verme hüzünü kimisi saklar yüzünü makbulmü?.. gize kalkanı.. * viva: yaşasın * la republica: ulus millet.. (bknz: nation.. neyşın..) abd başkanı obamanın röportaj verip.. natonun.. yüz milyarlık dolarlık.. aç yoksul ülkelere yönelik füze kalkanı tür porojeyi ballandırdığı italyan millet gazetesi.. ....................... şu suşiden ne anlanır bir an gözümde canlanır diri diri balıkları diler salatalıkları yıka da halka haline getir ve halk ahaline alın size suşi desen çeşitli tür figür desen emek verip alın tere bulama basıp intere tarif alıp ko tabaka döşe tabaka tabaka bakar tabi ki tadına denir rezalet adına alet edip emeline al et diye ver eline ne bilsin o cahil kişi suşi yemektir ilk işi yazık gider boşa para bozar mideyi şap ara arada Türk döneri ye sıcak bakıp öneriye sen önüne gelene de '' suşi yenir Belene' de'' neden özenti peşine düşelim al hep eşine peşin para kelle paça ilaç gibi gelir aça açar zihin beyin açar hayatta kalmayıp naçar ayıp değil ya çalışır zamanla mutlak alışır O yerli mal tüketmeye teşebbüs et yok etmeye bu kendi kültürünü ret edeni yeniden üret! medet umup anasına de baksın o danasına kesip kaburga süslesin pişirsin etle beslesin.. ...................... kurbanda bozulmuş asap dalarak denizi yüzmüş izin sürüp tutmuş kasap keserek deriyi yüzmüş iyi yüzmüş kasapta ki utanmadan.. hesapta ki yevmiyesi iki yüzmüş yetmez deyip epey üzmüş garip dana sahibini tehdit edip zorla bini alıp gitmiş.. dudak büzmüş uzun süre vitrin süzmüş müşteri olup içeri kıyafeti yeniçeri satın alıp faça düzmüş duble değil paça düzmüş aldat resmen bu saf dana sahibin ve yün kaftana bürün henüz mevsim güzmüş bunalmazmı? ne öküzmüş.. .................... kadın akşam evde terör estirir berbere sebebsiz sarkmaz kılıbık hatun istemez saç dipten kestirir kendi iradesi kırkmaz kılıbık kulak kenarın al üstleri kalsın ücret yarın gelir çocuğu salsın ah ulan harçlığı dolgunca olsun üçüne beşine bakmaz kılıbık hatun hamur işi iyi semizler yenen oklavayı gözde nem izler bir iki kıl kalsın titiz temizler üstünü içeri silkmez kılıbık acaba parayı nasıl gönderir veresiye tıraş ocak sönderir anahtarı tırsa tırsa dönderir sorsan ölümden de korkmaz kılıbık aşırı kızdırma bu kadın deli belki de yeterli göz yaşı seli mecbur istenecek mahkumdur eli kumbarada para irkmez kılıbık '' canım tıraş olmam sen istemiştin'' - geçen para verdim niçin yemiştin? utanmaz herif sen nasıl çemiştin iki adım öte sekmez kılıbık bir ses et çağırır kayın pederde tütünde içirmez böyle kederde bakarsın el atar insaf ederde yıkıldımı yerden kalkmaz kılıbık saat gece yarı çoktan geçmiştir yine erkeğinin yanı seçmiştir artık yumuşamış hırsı geçmiştir şimdi eski gibi ürkmez kılıbık yazıklar olsun be dersini aldım biraz standardın üstü bi haldım sizin yüzünüzden ben evde kaldım hiçmi içerini burkmaz kılıbık? .. .............. saçmalamak bir ihtiyaç.. saçmala tez içeri kaç hiç erik çiçek açarmı? .. eğer açmaz ise sen aç ses en açık ifadesi.. duygu ve his abidesi buna kabiliyet ekle.. sür yarana yoksa ilaç ekseri bir şair yele.. karşı yürür der ki kele '' çare bul bu akan sele''.. denmesin yurt kısır kıraç asla basma tuzak faka..her yanın bu gibi vaka mesela televizyon aç.. envai tür nalbur saraç şair ile alay etme.. ister ise yeni yetme muktedirse iyi ötme.. de '' bu piliç olmuş anaç'' derdi hüzünü elemi.. alıp şen eder alemi kağıda değer kalemi.. sanki pamuk atar hallaç herkes ona hayran kalır.. ilahi bir ilham alır dile hakim olup bilir.. yüklemi edatı bağlaç dolamasa dahi dile.. her günü dert ile çile gıkını çıkarmaz bile.. bu uğur düşerde bilaç şekeri ve un kovası.. yoktur hamur oklavası ne bayram yer baklavası.. ne ramazan görür güllaç önümüzde madem önder.. sermayeyi sende dönder saçmala ve çabuk gönder.. mesafemiz iki kulaç kendin bir kıta ulama.. bitki kökünü sulama gugıla girip bulama.. hakmıdır adamı sal aç.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted November 25, 2010 Kemal Sunalım Kim varki yüzümüz güldürür oldu açınca kanalı Kemal Sunalım gidişin yerini doldurur(!) oldu adisi banalı Kemal Sunalım beceriksiz şahı vezir vüzera sokarlar adamı erden mezara başta eşoğleşek olmak üzere her sözü manalı Kemal Sunalım sır tutarmı saçın ağarmış teli biz alışmışız el sopalı deli belki de toplumu ihyaya veli bir sevda masalı Kemal Sunalım senaryo dert tasa sende ton ile çıkardın kısa şort yahut don ile genelde biterdi mutlu son ile filimin finalı Kemal Sunalım tiviğnin başları bu en mühim an yegane lüksümüz etmişiz iman gözlerin arıyor sığınak liman gülümser simalı Kemal Sunalım köyünde sürerdin çorak kıracı her filim çekerdin ne büyük acı bir evkaf memuru evde kiracı virane binalı Kemal Sunalım tılsımın ne idi ince espiri? içten doğaçlama komikce biri? bu işin zatına mahsus baş piri güldürme çabalı Kemal Sunalım ölümde vız gelir özledik gayrı gül cemalin göster sevabı hayrı ahrette düşersek bu senden ayrı boynuna vebali Kemal Sunalım.. ......................... başında şairlik denen illeti fazilet içinde yanan bir kordur sen sen ol pek illet etme milleti ağlatması kolay güldürme zordur sür menzile kalem binme tay ata başvurma laf sözün kokmuş bayata velhasıl insanı böyle hayata bağlatması kolay öldürme zordur zorbalar ister tek dehşet saçmayı isteme gerçekten fazla kaçmayı göğüse ciletle faça açmayı yeğletmesi kolay dildirme zordur mahsur yok margarin filan çalınır ikisi aynı an tüm aç kalınır aslanın ağzından ekmek alınır yağlatması kolay böldürme zordur kulağın acır un sermektir ipe iğne batırt morfin dolu bir tüpe bit pazarından üç kuruşa küpe sağlatması kolay deldirme zordur durmadan kaybına uğrarsın değer işsiz güçsüz aylak gezersen eğer psiko sorun var bununla ciğer dağlatması kolay bildirme zordur aniden çıldırdın ara acili elbisen olacak cici bicili kabartma sabıka ile sicili çağlatması kolay sildirme zordur.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted November 27, 2010 Kelebekler.. yağar mütemadi yine sucuk gibi ıslanmışım hesapsız paslı bir ceryan direği ereği yok kuru kalmak yalnız omuz ve sırtın küreği küflü siperine yaslanmışım.. asla saymadım son.. ben bu baharı.. havada çimene has koku korkarım yakındır yer gök keser ıtıra aradım sen yoksun.. üstünde pembe süveter binip gittin kimbilir.. meyve yüklü bir eski tıra.. her anım.. gözlerim çevreler.. yağmur bulutu sancıtır sol yanım acı hatıra oysa ne umutlarla bakındım şifresin unuttuğum hatmeyil tivitıra.. avutmaz oldular.. dört duvar sebebim.. bu rıhtımlar taraf giderim.. efkarı içimde sanki engerek teşekkür borcum var.. birgün öderim.. ne fena.. mutena ve pür itina.. felaket komuyor belinde gamet içine düştüğün.. şartların.. en namüsaiti herkese vermez hem.. muhtar ikamet belki de mukimsin.. zengin muhiti.. itirazım var benim bu.. makus kadere acaba ne derim.. gider olsam.. ruhbanı.. papaz pedere merakım celbetmiyor değil.. eğilsem kadehe.. bir ümit dağılır hüzünüm yoksa.. büsbütün boğar kedere.. medarı iftiharım.. gurur ile taşıyorum saat gibi kalbim var.. güp güp vurur.. şükür yaşıyorum.. aşiyanım kuş yuvam.. bodrum katları çünkü bana yasak sokak boyu.. haydi durma kalgı.. hep fink atları.. inkar etmem seversemde tuzlanmış.. taze süt mısır her vakit yüz çevirmişim.. üstün körü '' gel ucunu ısır '' münasıp zamanlar.. ertelenmiş.. pür iştiha.. taam tadımlar kaldırımlar.. örselenmiş.. yorgun ve bezmiş ezgin adımlar.. ben bu adımlarla öğrendim.. hükümsüz aşklara çelme takmalar bu adımlar öğrettiler bana eskimiş tabana.. pençe çakmalar.. alameti farikası mokasenin sürünüş sitilmiş anladım geçte olsa.. hülasa.. falsosuz basan kişi.. harika tersi.. dışlanıp.. yalnız itilmiş.. muşamba kaplı zemin.. gecekondu evler en büyük lüküsün pilavın zerde sandöviç tüketen sadece devler gençliğin ateşi var ise serde harcanıp bitiyor ömür dediğin haylazlık maarifle arana perde.. bulguru geçmiyor senin yediğin feryadın figanın dalgalar alıp götürür kıvranır martılar çığlık çığlığa yakamoz komadım kıyı köşede kuşku yok bol iyot katkı sağlar sağlığa hem verir insana sevinç neşede.. inceden yağıyor yağmur.. ardarda damlalar ekler ne yazık dinmedi yine çisilti yalnız bir seven aşık hep böyle bekler henüz ümidim sanma kesildi ellerim çiçekli üstümde bütün kelebekler.. ....................... gözlerimi kaplar hüzün.. mendillere tutunurum meyva nadir yenir güzün.. üzüm ile yetinirim imkanlarım dar kısıtlı.. kirada bir ev bark niçin yangın çıkarır kasıtlı.. mafyası otopark için millete belki kolaylı.. aylık yetmiş lira kira kapı önüm hep olaylı.. serserisi içer bira çok olmuş koca öleli..ev sahibem kağıt satar çöpten yan avlu çileli.. fare dolu katar katar bu dağların maralıyam.. kaldığım tek oda ara olsun yine kıralıyam.. cebimde var ise para alışveriş güzel olay.. bazı bir dolanma hali bakışların oynar halay.. seyrederken yağı balı ismetpaşa ulus yolu.. en çok beş on dakka çeker bir gün kaptırmasak kolu.. altında kalmasak teker tahrana bulguru pirinç.. genelde yerim erişte cümertesi pazar hariç.. haftada beş sefer işte tezgaha vardır daldığım.. mandalin olursa sarı benim pazardan aldığım.. geçmez yarım kilo narı her şey kısmet ile nasip.. demeye yetmiyor gücüm poşetci çocuk yol kesip.. üstüme ederken hücum sürücüsü çekmiş bali.. sakın araba önünden ankaranın sebze hali.. zengin hamal yönünden dek geldiğini tepiyor.. çabuk çağırın hekimi dümen değilse yapıyor.. gizli kamera çekimi kimi muş kimi mardinden..civar hayli kalabalık kimi palamut derdinden.. kimi sazan alabalık inanmasamda gördüğüme.. hakikat gerçek değişmez pişman oldum girdiğime.. iğne atsan yere düşmez kovanmı salmış arıyı.. yoksa mahşer yerimidir adam kaybetmiş karıyı.. bilmem hala dirimidir belediye hoparlörü.. haykırıyor ne canhıraş sessiz ol ey pazar yeri.. bağırarak yapma tıraş şöyle etsen gözlem rasat.. halk açmış kazaksız koynu demekki işleri kesat.. aldıkları tavuk boynu tandırdan çıkarmış kalan.. camekana koymuş kelle sıcak durmaktalar halen.. inanmazsan gelde elle çoktandır yediğim yoktur.. vazife etmeli ifa bunu yiyen bilmez doktur.. her derde oluyor şifa biri varki hayli iri.. vitrin önü kırıtıyor orda pişmiş kelle gibi.. sanki bana sırıtıyor gör sen sırıtmayı şimdi.. ulan koyun oğlu koyun hani yazın güden kimdi.. kuzunla oynarken oyun yanak etlerin ilk etap.. beyindense çorba çıkar dil damağa eder hitap.. olsan birde limon sıkar tahminim denli çıkmadın.. altı üstü tek bir öğün içimde ses dert ortağım.. dedi sarmısağı döğün olsun günü kurtardık ya.. yarına mevla kerimdir haddinden büyükmüş dünya..yuvarlak koca silindir dert saymam gelse feriştah.. yok mücadelesi kımıl şiir yaz açıldı iştah.. şimdi kılavyeye yumul.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted July 7, 2011 Kara Bir Duman Gibi.. Dağılır.. Hatıram Rüzgarda.. İnim inim inliyorum.. can kulağı dinliyorum.. şapşal radyosunda fon şimdi çalan.. '' Platonik aşk imiş derdimin adı.. bir avuç gözyaşı son elde kalan'' ben bu şarkılarda buluyorum kendimi.. sen geliyorsun aklıma ey yar.. reklam araları tuzlanmış fıstık dendimi kendimi alamıyorum seni düşünmekten meşin bir gocuk korur beni kışın üşünmekten çünkü sokakta mukimim.. kıvranır duramam evde vur kafayı yat uyu.. mümkünmü.. yan tutuş.. sen hep böyle sevde.. hünkarın vekil listesinde ismi ilk ben gelirmişim akıllımı dünyaya baki tek tutki delirmişim.. içimde öksüz bir çocuk var yat zıbar desem üzülür dışarım iki damla yaş.. yukarım aşağı şimdi süzülür.. sevdan aldı beni benden.. usanmışım tatlı candan.. yarım kilo patlıcandan üstün tuttuğum.. en temiz hisler ile bağlanıp.. uğrunda vermidon hapı yuttuğum.. nerdesin şimdi?.. içimden yükselince ses.. kaybolup kendini arat.. ayrıldık iki insan gibi medeni.. arada amuda kalk ve taklalar at olmasın isterse.. hiç bir nedeni.. hasretin bağrıma saplanmış kazma.. şair ol.. hali ahvalini.. sen gelde yazma.. sensizlik burkar içimi yürek yanar fecide.. seni düşünürüm sensiz geceler.. uğradığım.. her işkembecide.. hayalin gözümde atıyor cirit.. sensiz hayat sade suya tirit.. itiraf edeyim karnını deşmek isterdim.. sana yan.. bakar ise.. bir it.. ben sevmeyim kamyon kamyon severim bir kadını sittin sene geçse unutamam adını hani kıymalı kurufasulyanın tadını.. sevdiğim kadar seviyorum seni.. sen şerbeti bol kaçkın sevdiğim tatlı gibisin.. ve hatta.. sütlacım muhallebi kazandibisin.. insafın yokmu idi kaçmadın bana tercihin etkin kılan hangi mendebur dana sevdalım.. vebalimsin.. günahı boynuna.. nazarmı değdi bize geliverdik kaderin oynuna.. ilk mahallemiz marketinde görmüştüm seni.. bakınca geriden.. güzelliğin nefes kesiyordu.. para üstü yerine ciklet almıştım kasiyerden.. ve havada dalak yaran.. bir rüzgar esiyordu.. üzerimde merhum dedemden kalma bir aba.. sana merhaba demiştim.. maalesef tersledin.. belli ki sanmıştın amele yahut maraba.. yağmur başladı bir an.. hem gözlerim hem gökte.. teklifimi reddin gıcırtıya dönmüştü dişlerin kökte.. lakin yılmadım.. utanıp sıkılmadım.. tane tane saydım.. eviniz tam yirmi adım.. istedim.. vermediler.. al hayrını gör demediler.. ''sonra evde kalır'' dedim ama.. yemediler.. dolanırım yeryüzünde deli divane her an suratımı sarar bu bendeki hüzün.. ey vefasız ardında oldum pervane.. hani döner ya.. dünya boynuzunda öküzün.. sünneti hatalı çocuk kadar mahsunum.. şahsımda özgüven duygusu yengen.. aşkınla gezerim dağ ova bayır.. ayrıca istemez vizesi şengen.. kaderi kuyrukta akrep gibiyim.. ay ay.. kıyamam sana.. yelkovan gibisin uyamam sana.. endamın gitmiyor gözüm önünden ayağın çarık var hakiki manda gönünden.. yinede gezdiğim yol.. inan dayanmıyor.. arada takunya giyiyorum.. kimse uyanmıyor.. sanma ki yaşıyorum.. dolup dolup taşıyorum.. seyir hal araçlar.. bakıp bakıp ense köküm kaşıyorum.. öyle koftiden sevilmez sevgili.. eline verme yetmez bir gülü.. gül desen hal.. ebelerin basma fistanında da var.. deden nerde peki?.. bir buket gülü detayı aşkın.. ayrıntısı.. noktası değil virgülü.. ben sevdimmi tam severim.. mutlak karşılıksız kalmaz.. birgün alırım yüksek verim.. her zaman sana kul köleyim.. bıçağımsan.. ver kendini.. kendimi ikiye böleyim.. tabutumsun?.. kebab etten ne çıkar?.. ister isen öleyim.. henüz dönmeye yoksa bile niyetin.. belki sende bensiz.. öksüz ve yetim.. sen cibilliyetini sorguladığım hasretim.. ve dünya ahretimsin.. hani tesbit eder polise ispiyonlar ya radar.. bazı hız yapar kimi kimseni.. yarım ekmek arası köfte yemek kadar.. sevmişim seni.. ben şiirlerimi içten ciğerden yazarım.. el avuç sığacak bi yerden yazarım.. bir yanım belagat.. bir yanım derviş sabırı.. bir yanım tükensin.. diğerden yazarım.. kalbimde sızının müsebbib faktörü.. vü aktörü kızım.. sakın ha bırakma elden cımbızı.. hüzünle göz kırptığında.. çapkın.. deniz yıldızı.. diz çöküp.. sevincim.. derin maviden sen bana yakamoz topla.. az bir serpiver.. kırışmış alnım.. düzelmez ne rötuş.. ne fotoşopla.. o vakit hafif birferahlık duygusu sarsın.. alev alev yanan etimi.. en hassas meteoroloji aleti ölçemez.. aşkınla çarpan kalbimin hararetini.. bağrımda saatimin markası şaşmaz.. boşalmış zemberek misali kalp.. atıyor tap tap.. kırklı yaşı yorgun yürek geçerim.. hüsnü aynıma vurur parlıyan mehtap.. şavkından süzülen.. zehri içerim.. sevdan eyledi beni.. bir yaylı tambur.. beli fıtık ettin sırtımı kambur.. ben bu dertten ölürüm çekip cartayı bakarsın şubata yahut mart ayı.. ilaç hap türü tedbir kar etmiyor pek.. her adım diyor ki.. '' sonun turab.. ey fani köpek'' şafağın karanlık.. ufkunda.. karabulutlar.. muğlak.. solar içte.. yeşermez.. körpe umutlar.. körük benzeri inip kalkar burnun dokusu.. genzine dolmasın.. kesif bir toprak kokusu.. her akşam görürsün merhum Elvis'i yukarın mermerse.. ayucun.. dağın selvisi.. ay sarıydı.. madeni bir lira büyüklüğünde.. humayın aynalardan yansır aksim.. kağşamış.. yeşil yılan göklüğünde.. bir rüya ise bu yakamı bırak.. göğsüme hançeri çökmüş zebani.. ölüm korkusu tek olsunda ırak.. var çek al.. sehpamı.. altımdan ani.. manidar olurdu bu.. kurmalı satimin durduğu zaman.. '' bu zat.. tik taktan dahi rahatsız.. gerekir derhal uzaman'' mesajı verirdi civar çevreye.. arifler anlardı.. irfanı.. izanı.. girmesin.. velev devreye.. ey kalbimdeki yeri.. yüksek makam.. yüksek mevkili.. ve sarmısak kokan dudağında aşkı aradığım sevgili.. teslim edip beden olmadım kese.. hamamlarda sırtımı kendim ovaladım.. emek sarfetmeden hakmıdır yese.. bakla tarlaları karga kovaladım.. sefalet içinde geçti yıllarım.. bu yüzden azdılar göğüs kıllarım.. sakalı der isen kar etmez cilet.. hasretim berberdir.. gördüğün her merci ilet.. harcanan bir ömür maziye şöyle bakınca.. bedeli makarna bazıda kömür.. mürür zaman oldu hayaller.. vuslat başka bahara.. ölmez sağ kalırsak eğer.. nevi şahsımda padişah ara.. işaret parmağında türlü hünerler.. kaldırıp tavuk bekle belki tünerler.. elastik olur kimi insan organı.. mesela kulaklar çeksen sünerler.. sündürdü hayat beni.. iki seksen uzattı.. ne kimse yarem pansuman etti.. nede tuz attı.. ben göçüp giderim bu diyardan vadem yettiğinde.. beni düşün ve ağla.. yıldızları seyrettiğinde.. ayağım çorapsız ve başım fessiz.. zavallı ruhum.. yükselir arşa.. heykeller olur ya.. öylesi sessiz.. kara bir duman gibi.. dağılır.. hatıram rüzgarda.. seni bekler iken (belki) kesemez tren hız garda.. rayların üzerinden spartula sayesi kazınır ceset.. bozulan insan hayatı.. ( ne yazık ) olmuyor reset.. musakkayı andırır yerde.. hali pür perişan naaşım.. taşır canı gönül mevtim her kim görür.. demez.. verilmez.. bu iş maaşım.. sarıp sarmalar her zerremi.. bir bir korlar kefene.. bana yalnız imam lazım.. (fikren) ihtiyaç yok.. ne fizik ne fene.. tek arzum.. enkazım.. konduğunda üstü musalla.. ne olur.. hüzünle iç çekip.. uzaktan olsada.. bana el salla.. felaketim olur unutursan.. ansızın.. birgün dönerim.. hortlak sanma yalvarırım.. bu yıkar beni.. kahrolurum.. mum gibi sönerim.. ızdırabım diner bir nebze.. karatoprak alır derdim kederim.. gökte değil yerde imiş.. gerçek saadet.. ( sanırım) geç olsada idrak ederim.. enkazım orta yer kalmasın yeter.. mümkünse mermerden.. sevmişim beter.. levhimde yazılmasın.. olmasın var.. ismimi anan.. yalnız senin lebi deryan döküleyim.. ey sevgili canan.. güzel bir poz versin deyip.. giydirip üstüm.. şehrin merkezine dikmediler büstüm.. dikerler henüz ümidi kesmedim.. pek çok kimseye küstüm yar.. bir sana küsmedim.. şair geçinecek isen bu alemde.. işin sırrı kalemde.. tükenmez tür.. en fazla elli kuruşluk al.. pahalı mürekkep erbabın çoğu.. taklitçi çakal çukal.. ben şiirlerimi.. oya gibi işlerim.. mazlum bir halka yazdım ezeni ısırırım dişlerim.. fakir bir şairdim hayret.. hayat böyle iğretimi.. a canım.. öldüğümde bilirler ancak kadrü kıymetimi.. ey şiir adı altı her dem herze yazanlar.. muslukmusunuz ulan ağız ishali.. cırcır borozanlar.. la siz ne müptezel aymaz adammışsınız.. yeniye muhalif.. terennüm aynı şey.. adanmış.. dadanmışsınız.. helakım uygun yer.. mesela el ayak.. yakınız kına.. hasım kalmaz huzurunuz.. sokarsınız.. bıçakınız kına.. münasıp bir zaman aradan çekip giderim yegane serveti bi kemik bi derim.. ve fakat yaşıyorum.. henüz çiğnenmedi bendim.. a benim fırambuazlı pastam.. cevizli kek.. kaymaklı.. lokum efendim.. uğrunda hazırım heran ölmeye.. bir bilsen kimlere tasa kedersin.. dudağın benziyor şaraba meye.. şöyle bir içmeye söyle ne dersin.. seninginen bir akşam yemeği yesek.. üstü örtmeden toprak hem kesek kesek.. bende bacak narin.. hemi bel ince.. omuzumdan bir yük iner sana gelince ben cacığına yağ dökerim hoşafına şeker.. sen servisi karışma işin.. yeterki kase tabak ver teker teker.. akabi koyayım yar.. sağa kaşık çatal sola peçete.. ela gözlerin müzmin derde sanki reçete.. tecrübe ile sabit.. iştah açıyor sirke.. içinde şeytan var.. bürünmüş.. üzümün kürke.. hazan.. bakır kazan..kaynar.. al kızıl pekmez.. caiz helal kılınmış tek..şu bizim Türk'e.. merkep dahi yer bitirmez.. daim beslendiği dalı.. dinine yandığım oncalıklar şimdi..sıklık karaçalı.. arada balık tutarım foseptik akan çayda.. kimseye diyemezsin ki.. çişini tut.. yap bir kez ayda.. saydam ve berrak olur suyun.. koli basilsiz bahçende kuyun.. ama dinlermi mecnun aşık kurusun huyun.. ördek gibi gezer.. leyla peşi.. ıssız çöllerde.. gözü görmez kendi vatanını.. işi olmaz bizim.. ırmak göllerde. urun habisi.. yalçın abisi.. müge anlın ile saba tümer.. varolsun futbolun ve kravat kemer.. gömlekte ütün aslan sütü ve kırmızı tütün.. desti izdivacı.. pek çok derde ilaç oldular bütün.. mutabakat uzlaşı daha nelere alışmadık.. bu çağda uyuşmayı öğrendik boşa çalışmadık.. müştemilat yatakta anadan üryan.. nadiren bir vaha.. bazan nanaysa çölde.. yükselir kokusu büryan.. veryansın et hatırlat.. meramın iki satır.. dökülsün sarksın kağıda.. alev alır inatçı katır.. derler ki.. '' bunun gibiler alemi kokuşturuyor.. kırk yılın başı bir aşk şiiri yazar..araya laf sokuşturuyor'' iyisi daniskasından aşk şiirimi.. kısa kesip bitireyim..sen bana tımarhane ol ey yar.. tek ben aklı yitireyim.. müşerrefinle ne güzel şey katılması.. yarışması.. pop sıtar.. sana serenat yapmak isterdim.. güftesi mezbul.. noksanım gitar.. ..aaah amaaan aman yaaar... .. fakir..6 temmuz 2011.. tuzçullu süzbeyli arası.. bari sen uzan bu taraf katina.. yaktı beni gözlerinin karası.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted February 9, 2012 SUNAY AKIN Yakar acı biber sosuna yakın yani şair imiş o Sunay Akın üstelik şu benden deli mizaçmış İstanbul oyuncak müzemiz açmış şehrin göbeğine kurmuş binayı bin kadar zürafa bulmuş bin ayı kiminin heykeli kiminin büstü aman deyin kapat kokmasın üstü muhtelif ebatta türlü oyuncak on para etse yan yana koyuncak adama derce.. hem iyi.. hem şerim başka işinmi yok.. ula hemşerim aslı Trabzondan laz bir aile arası yok alkol az bira ile içki içme yeme elbet birikir birde bize bak.. üst baş bâb.. iri kir diyor.. yararlanır gelecek nesil nesil ki.. ne defter karala.. ne sil.. klavye önünde tuşa dokunsa ekran açılip ad soyad okunsa sakin bir ses tonu burdayım deyip yoklama sonrası başını eyip yine çaktırmadan dalacak çete hani birden nasıl dalar aç ete açar vebkem gerçek oyuncak arar gönül eğlemeye verince karar girer forumun en seçkin elite ne abaküs bilir ne cetveli te o velet gün boyu atari oynar karnı acıkınca soy elma soy nar tamamen soyutlar sosyal yaşamdan google ışığı bu ne mum ne şamdan mazi oldu misket fırıldak topaç en ücra köşede çıkart laptop aç oğluna kızına bırakır arsan hesaba aktarıp şifre kırarsan insanlığa miras adı altında bırakma geride çil çil altında bu şair milleti birbiri aynı istifade etmez damadı kaynı devlet hazinesi bir sent arama bu yüzden yapılmaz sağlık tarama müze yerine aç okul hastane bahçesi buğday ek verir has tane sonra saman basıp doldur içine oyuncak ihraç et Tibeti Çine sinekten yağ çıkar rafine edip damıtır ise bir şairi edip varlığı ne katar şu ömrümüze akıllı işimi kardeşim müze müstakil bir yapı eylesek ahır daha yeğ çekmeden çocuğun kahır her sabah sağarak inek sütünü götür sat mintanın görsün ütünü büsbütün şaşırtmış bu bende dahil en akıllın bile körkütük cahil geçer ya leyleğin ömrü laklakla şairlik saçımda bir yığın akla aklığı kalmamış bir tomar kağıt sarf olan kaleme gelip yak ağıt ya o mürekkebe harcanan para açmıştır bütçemde kocaman ara o para apartman alır birader her akşam barmene ver bir bira der demlenir hafiften çekersin kafa böylece başvurmaz ağır sinkafa gider adam gibi yatar uyurdum sabah kalkar yüz göz elimi yurdum yurdumun her birey ferdi misali evlenir hasretim bulur visali Ali kordum oğlum olsa adını isterdim bilsin o iktisadını derse ki olsun ya kamyon ya tırım nakliyat tabii ki kârlı yatırım lakin sen teslim et koca aracı elbette olacak sonuçlar acı iyisi şimdilik yalnız modeli ile oynasın hep bizim o deli ilerde büyürse gerçekte sürer kervan yürür kimi bir heves ürer azimle yürümek asıl mesele yürü git harcı kar kumu tez ele neme lazım abi sübyanı sabi oynasın sevinir kalmaz asabi dosdoğru gidersin olmaz aksaman yarını düşünüp saklarsak saman çünkü az uzansam boylu boyuncak noksanım sevgidir vede oyuncak özenle boya dur benzesin kara ferda.. gecemde hiç.. kalmasın kara.. sen yine beyazlık sun ay akına saygılar sunarak Sunay Akına.. .................. Cebi çaldırarak gece arayan uykumu bölmesin eğer mümkünse toplayım ne varsa işe yarayan rüyalarım benim.. alamaz kimse.. bazı pastaneye filan dalarım bir külah dondurma bulup yalarım üretirim dağa koyun salarım rüyalarım benim.. alamaz kimse.. çevremde barınmaz zalimle zorba kimsesiz yavrular al size çorba oyuncak veririm elimde torba rüyalarım benim.. alamaz kimse.. dünya bir cennettir farkları siler olsan tüm herkesin yüzleri güler insanlar tanrıdan başka ne diler rüyalarım benim.. alamaz kimse.. üst başım hayli şık ve karnım tokca bahçeden gülleri toplarım çokca tükenmiş dünyada bir hırsız yokca rüyalarım benim.. alamaz kimse.. düşünüp ağlarım inan arımdan tavuk beslenmiyor kendi darımdan bir bütün çıkmazmı iki yarımdan rüyalarım benim.. alamaz kimse.. cehalet yakışmaz küçük hanıma o nasıl bir baba getir yanıma hele rastlamasın kızgın anıma rüyalarım benim.. alamaz kimse.. hakim erke taraf ise asalar sebebi hep adil olsun yasalar içine komam hiç çelik kasalar rüyalarım benim.. alamaz kimse.. kaf dağı ardında binmişim tanka en iyi askerim zümrüdü anka yasak kılıp faiz kapattim banka rüyalarım benim.. alamaz kimse.. hain emellere olmayıp alet yanyana yaşıyan yüzbin eyalet dostca ve kardeşce dünya hayal et rüyalarım benim.. alamaz kimse.. rüyalarım benim alamaz kimse şu saat yanımda yok bir hekimse ümidi bırakma daim gülümse rüyalarım benim.. alamaz kimse.. yazgılar düşümde ne küçük alan cehennem ekseri telkinle kalan kalkmış tedavülden geçmiyor yalan rüyalarım benim.. alamaz kimse.. vicdan duygusunu koysan beriye acaba ne kalır benden geriye kıyamam milyonla kızıl deriye rüyalarım benim.. alamaz kimse.. rüyamda horozum eşiniyorum bir tavuk düşürmüş şişiniyorum serbestce konuşup düşünüyorum rüyalarım benim.. alamaz kimse.. kardeşin türünde ederek cart curt ayıptır üstüme salmasınlar kurt esasen bütünü kendinden bir yurt rüyalarım benim.. alamaz kimse.. gönlümü vereyim istersen alma arzun nedir kızım bir kızıl elma gün olur bulursak yanımda kalma rüyalarım benim.. alamaz kimse.. bataklık kurutur bilmez sıtmayı unutsa sadaka lokma yutmayı ona öğretmeli balık tutmayı rüyalarım benim.. alamaz kimse.. korkarım getirir birgün sonumu idari ve mülki amir konumu istesin bacaktan alır donumu rüyalarım benim.. alamaz kimse.. neyim var en fazla canımı alır saplanır hançeri kanım boşalır rüyama gelince eli boş kalır rüyalarım benim.. alamaz kimse.. fakirlik okutmaz gazete dergi parasız mümkünmü gezmesi sergi alsanda çeşitli adlarla vergi rüyalarım benim.. alamaz kimse.. ben bu rüyalarla yatıp kalkarım lakin karanlıktan yine korkarım ışığım kesmeyin çırpıp silkerim rüyalarım benim.. alamaz kimse.. ............................ Öpmedim ilham perisini ben bu şiir serisini ezberinden yazarında bilir bunu cümle alem ucuz yollu kağıt kalem bulunca halk pazarında aslım oğuz özlerinden başlarım kem gözlerinden dokunacak nazarında tirit isen banılmalı rahmet ile anılmalı insan olan mezarında sadeyim yok gözüm süste zeytinyağı gibi üste gelip gelip sızarında az ve öz olsun eserin uzun cümleyi keserin söz testere hızarında o inlerken bin ah ile vatandaşa türlü hile oyunları bozarında anadil olsun besinin zorla gelecek esinin kesdaneyi cızarında sus pusun sevmez huyunu dökerin meyyit suyunu hem kabrini kazarında kalem versen kimi sazan kafayı eyliyor kazan boş boş lafa kızarında şen yazarın hafif içsek işin hiciv kısmı geçsek çiçek kibin tozarında ben öznesiz bir okurun yoluna halı dokurun ilmek ilmek uzarında fakirem içten his demem alkış ve şak şak istemem kibirlenip azarında.. 1 Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted February 29, 2012 öncelikle dil.. kara üzüm pekmezine batırılmalı.. halis manda sütünden taze kremanın gezdirilmiş oluyor olmuş olduğu beyaz kağıt üzerinde.. en üst paragrafa. parmak kalınlığında harfler ile görünecek biçem.. ''HER ŞİİR MANZUM ESER AMA HER MANZUM ESER ŞİİR DEĞİLDİR'' yazılmalı.. yazarken bunalıp az nefes alayım dediğimizde o yazı ile göz göze gelmeliyiz... bir kimse şairliğe öykündüğünde.. çıraklık evresi için otuz fırın.. kalfalık evresi için on fırın ekmeği ayırmalı.. artık hazırdaki tükenmiş.. kaleminin hakkı ile kazanıp alabiliyorsa.. usta şair olmuş demektir.. o vakte dek.. önceden konusu... suje eşel tretman.. gibi ana başlıklar altı yayılan.. şiir dokusu.. tema.. ana fikri ile ön pilana çıkarılmalı.. şiir boş söz cenderesinden kurtarılınıla..bilinile..bilirlenmelidir.. diyelim ki.. konu müşterinin yemeği beğenmemesi ile ortaya çıktı.. ahçıbaşının kafa ağrıtmayacak küçük bir tasviri ile beraber.. - boy bir elli kilo doksan.. ..usulca.. yaklaşıp arkadan.. ..soksam o ahçıyı.. mutfağa.. hakmıdır ben aç iken o toksa niye noksan ulan bu fasulyanın salçası niye noksan.. türünde bir girizgaha paralel.. demokrasi gereği ahçıya söz hakkı verilmeli -gençliğimde idim hep güçlü dermanlı namıma derlerdi deli ormanlı bir tek kabahat hata bendemi lan şimdinin domates bile hormonlu.. gibi gelişme segmesi.. ile konu kirişlenmeli kolonlanmalı.. bu iskelet içre beden örtüsü için.. her tür süsleme yapılır iken.. şair öncelikle kendi kişiliğini karekterini gözden geçirmeli.. uygarlık ile kültür arası fark ayrımına varabilecek kapasitesi olup olmadığı idraki şuuruna erişmeli nail olmalı.. uygarlığın çok dil bilip konuşma.. kültürün ise o dili kesmeden saygı ile dinleme.. uygarlığın çocukları için gelecek hazırlayıp para biriktirim.. kültürün ise çoçuklarını o para ile eğitim olduğu bilincesine varmalı.. uygarlığın çok çeşit fikir inanca ile gelişmesi beraberinde kültüründe tüm bu karşı fikr ve inana kendi fikr inanı denli saygı duyum olduğu şuuruna vakıf olmalı.. bunlara ilaveten.. feylezofiya .. esame.. kimya fizik matematik ile dolu bünyesini.. azda kendi ana dili ile harmanlayıp.. şeyh galipden sadiden hayyamdan nasibini almalı.. bostana gülistana mesnevilere göz ucu ile olsada şöyle bir bakınmalı.. dırlar.. dır.. tüm bunlardan başka edebi bilgilerin temelini teşkil eder.. nazım usulleri ezberlenmeli.. redif uyak kafiye vezin.. serbes hece aruz nedir ne değildir irdelenmeli.. mistik bir ortam yaratıp ilham perisi teşrifi içün oda hafif karartılmalı perdelenmelidir..lerdir.. en sona.. bütün bu aşamalardan geçmiş geçirilmiş bünye.. eline oturup adam gibi bir kompozisyon kitabı almalı.. türk dilinin ses yapısı incelenmeli.. j gibi dayatma ses müstesna.. 20 adet konsonun.. hangisi çınlarca hangisi süreli süresiz etki bırakır.. 8 ünlünün kaçı düz yuvarlak kaçı ince kalın ... inceden kalına geçişte hangi vuayel ilen köprü atabilirim bu etüd edilmeli.. sonuca varım için alın teri dökmeli dökülmeli dökülünmelidir.. yoksa herkes resim yapar.. resmi karikatürden kurtarış için gerekir perspektif bilgisi anatomi bilgisi ne ise şiirde de edebiyatın edeb ilkesi içre.. ağır sözün bile şirinleştirilebilinebilirliliğidir ki.. .. biz arzı hamam eder iken ikinci dizede de rahatlasın cismanın demeyi ihmal etmemeliyiz.. ve gibi bunun.. yer yer döğülmüş ceviz ekelemeli.. ağızda kekremsi tat bırakmıyacak denli tarçınlanan yazının.. şiir olabilmesi için.. gerekirse yaşlı adam heykelinde 32 dişten bir kaçını eleştiri üzre kırmakta tereddüt etmemiş usta misali... gerekirse güzel bir kaç dize için sekiz on kıta feda edilmeli.. bence zannımca fikrimce.. sanursam.. gibi gibi sanki.. şairler şiirlerini kendileri için değil toplum halk için yazarlar.. onların anlıyacağı tarz..sınaatlı söz söylemelidirlerdirler .. ve hatta ancak ve ancak..ilk denemeler için türlü müsvedde çöpe atılacağı sebebü.. ay kıyamam ben bu mürekkebe ziyan olmasın doktrini aşılar.. pahalı malzemeden kaçınılınmalı.. ozon suya ıslanmış karbon kağıttan salınan su veya benzinle inceltilmiş soba kurumundan yarar sağlanmalı.. gazetelerin beyaz yeri makasla kırpılım.. sonrası.. boşlukları değerlendirilmeli..dirlerdir.. etkileşişim altına girilmesi doğaldır.. insan sandalyeye otururkende birini örnek alıp.. dizleri kırdığında.. pantolonunun diz kapağı kısmının patlıyacağı hissi ile yukarı doğru iki taraftan paçaları çekiştirir bu onun mukallit olduğu anlamı taşımamakla birlik beraberlik içre.. ve ve hanidir.. kendi ekolü kendi stil tarzını ortaya koyabilişi matah olur bence.. fikrimce sanurun.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted March 1, 2012 yanlışlıkla çala kalem.. manzum eser yazmışım.. doğrusu manzum yazı olacaktı.. HER ŞİİR MANZUM YAZIDIR AMA HER MANZUM YAZI ŞİİR DEĞİLDİR..olacaktı.. Şairin hüneri süslemek lafı buğday deyi verir çavdar yulafı başkaca işi yar peşi koşmaktır olmasın konuşmak gibi hilafı şiir dediğin ne? feryatla ağıt ben dahi yazarın bulunca kağıt ağzı burnunu kır dişleri dağıt sanatın zirvede şair yetişir ayrı düşünce yar ana bacıyla sanır onurlandım şair tacıyla tekmeyi kodummu inlet acıyla böylesi usta ve mahir yetişir şair yetişiyor ülkemde ender kolu kırmadan bük dikkatle dönder kanarsa yıkansın hamama gönder üzeri temiz pak tahir yetişir öyle döv ki muhtaç olsun şifaya lakin öldürmeden düşme tufaya aptal olur birde vurma kafaya idraki rötarlı tehir yetişir çocuk yetiştirir gibi özenli dayağı eksiltme günlük düzenli mümkün ise olsun sopa az enli sinirler zemberek zehir yetişir yalvarsa dahi sen sözüne kanma dağlar vur göğsünde başlasın yanma öyle bir coşar ki şairin sanma peşinden akarsu nehir yetişir gün boyu okşayıp nazik kibar et işçi değil başa giydirme baret yaptığı ağlamak yastan ibaret köy belde kasaba şehir yetişir çıkar orta yere yonttuğun zaman şairde adamdan yapılır aman ne sandın önüne dökülür saman hârâda ağıl dam ahır yetişir fakirem tatmadım normal çileğim kanet kırık kalem tutmaz bileğim şair erbab olsun bütün dileğim çektiğim dert tasa kahır yetişir.. .................. iyi bir şairi buğday misali dibeğe konulup döğülmelidir elbet tatsın gurbet vuslat visali velakin asgari öğülmelidir aksi takdir yağcı yalaka olup halkını küçümser iç kibir dolup ânın tükür yüze saç başı yolup müstehak sinkaflı söğülmelidir bilgedir gediğe koyunca taşı dindirir milletin gözünde yaşı ol kişi.. hizmet er.. tevazu başı.. yerlere hürmetle eğilmelidir ilmini bilirde toplar cinleri sırrını çözemez capon çinleri sözcüğün sayısı geçmez binleri vezinli üstüste yığılmalıdır şiir bir yüzüktür taşı var safir estetik alandır ortak mücavir okurun gönlüne olup misafir kapı yok bacadan sığılmalıdır eğer etmez ayak altın yaygısı ayda bir yazmalı varsa saygısı taşımaz içinde günlük kaygısı inek değil ki bu sağılmalıdır bastığın yerlerin çile ızdırap her adım haykırır ''sonunuz turap'' içmişse ne çıkar bir kadeh şarap arada efkarı dağılmalıdır kalem hedef alsa ehli salibi çıkar nice savaş harbin galibi şimşek gibi çakıp varsa talibi gökten yağmur olup yağılmalıdır yazında müşterek yararı sağla vecd ile vatandaş derdine ağla muine çoşkunca öyle bir çağla bir karış suyunda boğulmalıdır bu sanat bahçedir bağrı Bâbil'in sanma ki kesilmez suyu sebilin sonradan olunmaz böylece bilin! anadan bir şair doğulmalıdır.. .................. Yok ölüden tek bir farkı gençliği elden kaçınca ben söyler dururum şarkı yoncalar.. çiçek açınca.. inceden salınır bayrak arasın da tam dört yaprak hatıra gelmiyor toprak yoncalar.. çiçek açınca.. kaçar insan keyfi kaçar gurbet elde kalsa naçar etrafa pür neşe saçar yoncalar.. çiçek açınca.. berk yere yazılma yancı belli kim yolcu kim hancı içinde kalmıyor sancı yoncalar.. çiçek açınca.. şehirden kaçan kurtulur ne it ürer ne kurt ulur insan burda hayat bulur yoncalar.. çiçek açınca.. çayını doldur fincana nasıl kıyarız bir cana sal koynu inci mercana yoncalar.. çiçek açınca.. altına alınca mercek ömür yalan ölüm gerçek dök bağrıma saçın pürçek yoncalar.. çiçek açınca.. ister dinsiz ister nurcu karışması kimin harcı koku verir burcu burcu yoncalar.. çiçek açınca.. ağaç dalda bir salıncak hayallerdir bizim sancak için ümit dolar ancak yoncalar.. çiçek açınca.. çekinme gölgenle belir git git bu yol incelir insan nasıl bir gencelir yoncalar.. çiçek açınca.. ................... yıldızlar siyah giyer.. geceye renk verirdiler hüzün avuçlarımda.. kar erirdiler.. ben bu ay gölgesinde ferah ve zinde başarı kaydettim uyak vezinde iddiasız nâciz yazardım aruz arada yergiye kalsamda mâruz sunarım manidar veciz sözleri alırca bitkinin hâlis özleri bal edip beslerim mâlum okuru yaşarıp gözleri kalmaz o kuru yürek burkar benim manzum eserler frenler rüzgarı mazlum eserler yalnızlık çekilmez öyle zorkide bu yüzden solgundur beyaz orkide hâlâ var şu bizim kasaba yanlar bayılır salebe hele bayanlar yan kara bahtına taş kayan kara ey bana memleket olmuş ankara çıngırak sesleri ile kalkardım sadık köpeklere kaç kez yal kardım ardına düşerdik önde koyunlar yaparken gölde kaz ördek oyunlar olurdum pek uzun müddet esiri bu seyrin yazmamda vardır tesiri onlar lisan-ı hâl serde kederler bunu tek şairler idrâk ederler yorgun ayakları dağ taş aşardı sürünün bu azim insan şaşardı şair ki konuşur kendi kendine kendini adamak var iken dine habire yazar o âbid elidir muvaffak usta pir tersi delidir sorumluluk duygun topluma karşı şiir donattırır hep sana arşı toprağı çapayla ben hiç eşmeden yalnız su verirdim alıp çeşmeden çiçek gibi gördüm ben her dizemi okurken üst üste koyup diz emi! bi zahmet esirge şiiri koru sönmesin ebedi alevi koru kuru dal toplardım söz misal çalı akşam aş pişirmek için salçalı içmezdi yemlik ve suluğu piste yavaşca alçalıp konarca piste insanlar hapiste böyle yanar ya her gece kafeste sarı kanarya feryat ve figanla ötmeye başlar bükülü baş sebeb yiyemem aşlar mâşallah sizdeki ne geniş mide karşımda sırıtmak sanki işmide dişlek dişlek gülüp alay etmeler zamane çocuğu yeni yetmeler ben sizin yaş yatar damı kaşlarda kışın görürdüm buz karı kaşlarda fakat yinede ben şükür ederdim iyi ki bıyığım çıkmadı derdim yoksa âlimallah oda donarsa erir kenarına soba konarsa aksi takdir bekle ta yaza kadar bahara çözülse bir adak adar don bıyık sebebi keserdim kurban baştan aşağı kan olarak urban bu sefer çamaşır yuma telaşı duymazsın dense ol haydi gel aşı aşı deyip geçme bünyede hasar yapan mikropları her sabah asar çamaşır ipine değil tabiiki onun ki bir çeşit savaş tatbiki sıkı sıkı giyin üşütme kardeş kardan adam yapıp bahçede kar deş bir kış daha geçer her yer bembeyaz olsada sen bana ufuk pembe yaz pembe aşkın rengi insanı açar belli bencileyin kalmışın naçar aradığın şiir baharı bekle yazılır hep çiçek ve kelebekle.. .............. Gecenin yarısı yiyerek besin doyarsın açlıktan karnı kazınsan üstüne biraz su ölmezsin kesin fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. sanki sudan çıkmış balık misali çetleşme hasretin bulmaz visali topalsan gezersin eli asalı fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. yüz altmış karekter girsen tivitır epey saçmalayıp kişi cıvıtır ne olur çıkmasan bir kez mavi tur? fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. feysbukta bakayım dersen halama af buyur galiba oldun yalama bir süre yaşarsın soluk alama fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. madende kararmış beyaz iken ırk aldığın maaş ne? en fazla bin kırk yine geçinirsin istersen it kırk fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. çaydanlık kaynar su hani taşarda öyle oynaş arar artık kaşarda bir insan aç susuz bile yaşarda fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. tıpta uzman toktur dahi şaşıyor beyin ölene dek bir can taşıyor bitkisel hayatta bile yaşıyor fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. ciğerin tencere burnunsa tava gerekir oksijen kısaca hava gitmesen ne olur balığa ava fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. lastiğin kabak ve bozuk frensen oğlum düşünsene kırılır ensen ustasın azrail alt edip yensen fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. kabrini ayırttır yatır yanıda lösemi çıkmışsan teşhis tanıda bilim araştırır yapay kanıda fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. idrar yolların hep kumlu akarlar mirim erirmiki? bu yıl bu karlar? böbreği sökerler yeni takarlar fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. Türkler.. düşkündür.. der.. baksan tevrata mesela dabanca ile avrata araba var artık binmezsin ata fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. ülkenin çıkmaz kir sabunla yusan yandaş dışında tüm medyası susan fayda sağlar mutlak antidepresan fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. ben bir deli değil veliyim amma kadrimi bilirmi eller muamma bu bünye dayanır artışa zamma fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. yanmışım bir farkım yoktur keremden sahi yaşadığım belli neremden belki kurtulurum kanser veremden fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. getirir burnundan ana sütünü zehir değilmidir bunun bütünü bırakır irade alkol tütünü fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. huriler karşılar âlâyı vâlâ mutsuzsun be adam sen yine hâlâ en güzel yer derler cenneti âlâ fakat internetsiz.. yaşamaz insan.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted March 12, 2012 MEHMET AKİF KADAR BÜYÜK Mehmet Akif kadar büyük.. Mehmet Akif kadar yüce Değil ise şiirlerin.. ya güdüktür yada cüce.. Arama asla dengini.. böylesi dili zengini Hem gönülleri fetheder.. safahatı ile nice.. Mecrası nefesi keser.. aruz ile manzum eser Mesela bir Çanakkale.. üzerine çöker gece.. İçerimi hüzün alır.. dalgalansın bu bayrağım Söylediğim basit kalır.. yetmez anlatmaya hece.. Acaip anudu türer.. kendisini şair sanır Anlaşılmaz söz oyunu.. bilemezsin dili nece.. Bencileyin yok istidat.. ve seni anmak istedim Muktedir olmasa bile.. kalemim öyle bir güce.. .......................... kalın olmasın harflerin şöyle narin pek ince yaz dışı çıkmasın örflerin sağ salim ve tekince yaz yaraşır olsun şanına rast gelince boş anına girme şiirin kanına bazı canın çekince yaz az tebessüm etmeli beniz temizle söz başı geniz dalgalar titreşir deniz taş at yalnız sekince yaz yemek yerken dil dolaşık elinden düşüyor kaşık zatı alin belki aşık şüphe kuşku şekince yaz seçenek çok sana nice serbest aruz yahut hece gözün görmez ise gece sabah şafak sökünce yaz o senin köynünde süstü sevdiğin bu sana küstü hem ikindi akşam üstü hem karanlık çökünce yaz yüklenip karşı dağıda başlama hemen ağıda bulaştırma kir kağıda bir ufak su dökünce yaz zulme değilse biadın kolayca dolmaz miadın ister gerçek ismi adın yahut lakap nikinle yaz dinleme dense baş eğin yoksa yorganın döşeğin ahırda uyuz eşeğin nallarını dikince yaz yaz ne yazar isen lakin sakın tutma okurla kin alnı açık yüz parlak in var içerik çikince yaz ustaca batır şişleri kimse görmesin dişleri aksatma yine işleri buğday başak ekince yaz aç hep şiire pencere ya tavadır ya tencere öyle yırtarca hançere bağırmadan sakince yaz sazların bağlama lirden ruhunu arala kirden hepsini sırtlanma birden omuzların yükünce yaz şen neşeli bir oynada yelkeni yapma maynada yazın sıcağı aynada çiçek boynun bükünce yaz içinde rüzgarın es der azami marifet göster tümce edat bağlaç ister mastar fiil kökünce yaz.. ......................... nasıl bozmaz bilmem bunlar dengeni yüksek ökçelerle ürkek adımlar rüyama olurlar konu mankeni kimi hayır kimi şerde kadınlar onların sayesi şenlenir hane bir insan yanında bilmez hastane muhteşem ahçıdır hep tane tane pişirir pilavı zerde kadınlar aklına gelirler her yel esimde anı hatıradır baksan resimde özellikle köyler kırsal kesimde çalışır alınlar terde kadınlar bazı açık saçlı bazıda türban yıkayıp temizler ütüler urban daima olurlar yoluna kurban kalmaz gözlerinde ferde kadınlar omlet pişene dek tavuk yemlerler eyer dizgin vurur atı gemlerler kocası uyurken çayı demlerler sabah kalkar hem çok erde kadınlar erkek müsveddesi sebebi hiddet uygular zavallı şahsına şiddet artık dayanamaz pek uzun müddet uzanıp yatarlar yerde kadınlar bilmezmisin ulan ey oğlum bekir kadınlar olmasın şapka bere kir sizleri toplumdan silmek gerekir vurgundur yiğide merde kadınlar adamı satmayı bilmezler asla erkek milletine filan kıyasla usulca başını göğsüne yasla çaredir kedere derde kadınlar hayat arkadaşın sevdiğin canan bazen kızkardeşin bazı da anan esirgeyip bir an sakınmaz inan istersen canını ver de kadınlar sekiz mart sürülür yalnız izleri sen bizim medya yan kırsan dizleri arka sayfa basar güzel yüzleri başka gün sormazlar nerde kadınlar? kendini kutlu gün diyen kandırır onlara eziyet içi yandırır hüsnü cemalleri baksan andırır cennetle arana perde kadınlar.. 1 Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted April 3, 2012 VARMIDIR ALEV ALEV.. Hava ılık mevsim şahane yüzüm soluk.. oluk dipleri yabani nane.. sinesi susamış.. süslenip nakış nakış.. yığınla kuş başına konarlarından.. koynumdan bir bir çıkarıp.. elbet kokladım.. topladım mürdüven erik.. yeşil elma.. vü narlarından.. nerde muntazır durdum.. her zerreni yurdum.. terli alnım siler.. çevremi yurdum.. kor ağulu aşıma kattım.. ah ne.. çılgın ve serin.. mütemadi bir iştiha ile tattım mutena ve köhne pınarlarından.. varsın bir tasıda yok.. mutlak ayalarım sımsıkı.. sanki kilitli.. avuçlarım geniş ve derin.. gölgelerin.. meşe pelitli.. ah ne berrak ateşli serin.. çeşmelerin içtim.. şükür bende geçtim.. kucağım bir yığın hüzün.. omuzlarım keder.. sanki bir yılan.. misali kıvrılan.. bir yerde birleşip.. sonra ayrılan yolların kenarlarından.. kırların rahiyası nefes kestiğinde.. ve.. rüzgar nazlı ılık müşfik estiğinde.. ne sarp ve yalçın dağları deldim ne ejder hakları geldim.. dirildim dirildim öldüm.. ritim ve ahenk.. bilirmisin ne geceler böldüm.. uykularım sayıklayıp.. gözlerim bir mihenk.. iyi kötü ayıklayıp.. ham idi biraz oldum.. gölgesi kendimi buldum.. soluklanıp.. asırlık çınarlarından.. dokunur tezgahı aşk.. süt dişi gibi ak ..giyilmez olsalarda yaz.. kışları yün çorap tutuyor sıcak işittinmi köylü kızların ördüklerini harlımı bağrın közlü bir ocak sende anlat gördüklerini varmıdır alev alev yanarlarından.. .................................................. keşifler ansiklopedisi.. Arşimet.. suyun kaldırma kuvvet.. Edison ampülü bulmuş ben seni buldum.. Ümit burnundan geçmiş Macellan bir kıta bulmuş Kolomp ben seni buldum.. Çinli kağıdı kımızı Türkler kim içer kafa bulmuş ben seni buldum.. çiftcinin biri tarla sürerken tam bir küp altın bulmuş ben seni buldum.. Nevtonu toprak birden çekince en son belasın bulmuş ben seni buldum.. dinamit keşfi Nobel ödülü hak sahibini bulmuş ben seni buldum.. vermedi bana hiç kimse ödül alem papazı bulmuş ben seni buldum.. ............................... yazmasam delirirdim.. İki ihtimal var idi.. ya öldürülüp ölüp.. sessiz sakin ebedi yat.. ya kalem alıp eline.. git parçala edebiyat.. ikinciyi tercih ettim.. bana yeni ufuklar açtı.. okurlarım kendinden geçtiler mest olup.. ezber ederek.. şüphe yok.. bazen uykuları kaçtı.. yazmasam delirirdim.. kendi kendine konuşurdum.. sonra.. yatırırlar uzun zaman tımarhaneye.. seneye kalmaz buruşurdum.. .. şurda.. dışarda.. mevsim baharsa.. asla demem vakit gece.. usulca yayarım önüme kağıt.. döşenirim.. serbest hece.. astigmat olsalar bile.. iyi kötü görür gözlerim.. bir ibibik sabahı.. nasıl özlerse.. bende özlerim.. .. diz üstü bilgisayarım yok.. şimdilik hayal.. kalbimde.. kötürüm ve.. meflüçtür fecir.. hüzün ruhumda şimşek.... içimde bir yıldız kayar.. ben ızdırabın pençesinde.. enter tuşu bozuk bir kafenin.. garip müdavimi.. herşeyin öncesinde.. yükünü dökerim.. omuzumda küfenin.. kafesi açık kalmış.. sözcüklerim yaralı kuş.. çırpınır mısralarım vezin kafiyeli.. imkan nispeti estiririm okur kari bağrı.. ılık.. sahyunun yeli.. yani bildiğim yol ağır ağır yürümekteyim.. ömür nazarımda yaprak.. çiğnenir yerde.. çürümekteyim.. malum dalgalar kayayı nasıl oyar.. kovuklar civarı balıklar yüzer dilim bir fırçadır pembe tablolar çizer.. rengarenk.. gökleri boyar.. ..yar.. hasretin bağrımda kalıcı hasar.. boşver.. mühim değil.. sen yalnız.. sargı bezi.. şu başıma sar.. boynuma dola.. asılın mayan toprakmış.. her zaman.. koynuma dola.. ey zalim bilirmisin halim.. yokluğun sinemde bir kor.. ..hem soykırım niyet baksa yüzüme.. çalamaz hançeri.. artini kirkor.. çarpar isede kalbi.. sık sık teklemekteyim.. yokluğun cehennem.. nerdesin.. beklemekteyim.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted April 18, 2012 AKILLI USLU ŞAİREM akıllı uslu şairem.. heceye post sere gelir sinek gibi vızıldamam.. hamamına tere gelir nitekim işin ehlidir.. çapımda kim görem onu ayağına sabun sürem.. alınları yere gelir beli.. yok idi kispeti.. yerine peştemal sarın kapar isem nalınları.. kafa gözü bere gelir madem ki yüzme bilmiyor.. kavağa çıkmasın kişi şiir çiçek nazarımda.. adam gibi dere gelir şu kendine güvenirim.. Kerem gibi bir aşığım yanarım Aslı görmüyor.. kamaştı göz köre gelir dinermi bağrımın sızı.. bilemedin gavur kızı saki verir şurup ilaç.. bu gönlüme çare gelir ararın evcimen eşi.. içimde sevda ateşi kırar kolu kanedimi omuzlarım yare gelir yok ise kısmeti nasip.. acaba neylesin Hasip bir elime klavyesi.. bir elime fare gelir malum aruza bin basar.. foruma asarım şiir kimi gün üç yetinirim.. kimi gün on kere gelir vereme çok faideli.. gribe karşı birebir şiir mideni besliyor.. ve gözlerin fere gelir eserimi kim okumuş.. zatıma hayran oluyor hediye nane maydanoz.. dereotu tere gelir.. şair görev adamıdır.. ödev sorumluluk taşır ve halk şiiri soframız.. daha uzun süre gelir.. ........................................... Güzel olmuş desin.. karın ve metresin.. şiire baktığında.. zaten kim ne.. diyebilir.. gürül gürül aktığında.. altı üstü yarım okka.. yürek denilen nesnenin okur kısmı aydınlanır.. lambaları yaktığında.. baktın bir önceki kopmuş.. dola biraz bakır teli sakın ola çarpılmada.. sigortayı taktığında düşün ki.. köydeki öküz.. inat sebebi yürümez nasıl hareket edecek.. üvendire kaktığında muktedirsen geri durma.. mızrağın hiciv sanatı tek dönmesin keser sapı.. çivileri çaktığında maksadın özgür yaşamak velakin eyki başını birde inişini düşün.. her merdiven çıktığında sonra zindan olur alem.. yazma öyle çala kalem canını sıkar okurun.. dar alana tıktığında aynı şeyler gevelenmez.. deve bile diken arar evde durma çık dışarı.. kırlara git bıktığında öyle yazılmaz efendim.. vıttırı vızzık hamaset göz yaşartır biber gazı.. ulu orta sıktığında asırlık kültürel miras.. biz bunu yolda bulmadık bir kalemiz edebiyat.. yazık olur yıktığında çözüp düğme aç bağrını.. kor alev narında pişir bir şiir elbette yenir.. mürül mürül koktuğunda bana gelme cek cak ile.. ana lisanını kullan dilini pekmeze batır.. eşek arı soktuğunda.. ................................................. salma edebiyat sofrası kaşık sonra sanacaksın kendini aşık anlamsız ve saçma türde deneme şiir hadım edip.. lütfen eneme hangi akla hizmet manzum yazıya boğarsın okur gem alıp azıya yazık değilmide harcanır kağıt kaybolan zamana yakmalı ağıt ne biçim adamsın anlamaz lafı besiye çekip dök arpa yulafı çifte koş tarla sür işe yarasın beygir herif yari yine arasın bilgisayar başı kaşı kemanı ne mümkün görmesi.. sapı samanı yer iken.. bakınsın.. sağı soluna belki de tesadüf çıkar yoluna nasıl bir sevdadır rehberin kerem insafsız bizleri ettiniz verem hani ince derde şair tutulur attın iri lokma sanma yutulur uyaksız vezinsiz daya sözleri duyguyu sömürüp sula gözleri ulan sizleri ya.. anadan üryan soyarak yapmalı kebabı büryan hedef yok amaç yok nedir gayeniz git gide düşüyor şiir sayeniz kalmadı okurda okuma istek tek köstek olmayın istemez destek bakma biz aşk ile çınlatır arşı meşgul görünüp dost düşmana karşı gereksin kendimiz bile yazarız biz şiir okumaz isek azarız.. ................................. ben bir şiiir yazdım.. Ben bir şiir yazdım.. mezarını kazdım edebiyat gömdüm.. yani tam bir kazdım fakat alkışlandım.. yereni pek azdım daha kötü yazdım.. dahada çok azdım tek ben gelir akla.. hep şair dendimi elbet çiğnedikçe.. çiğnerim bendimi asla eleştirip.. yermedim kendimi kendimle cenk azdım.. yıkıntı enkazdım meydan boş kalınca.. ben yazdımda yazdım çünki ben davuldum.. zurna idim sazdım, sivrisinek yoktu.. gecesi ayazdım sanki bir uyarı.. sanki bir ikazdım... Share this post Link to post Share on other sites
By_X 46 Report post Posted April 18, 2012 Alışılagelmişin dışında bir üslup değişik bir tarz kâh iğneleyici kâh eğlenceli, kâh hüzünlü kâh tuhaf... Uzun zamandır takip ediyorum şiirlerini eski şiirlerin de güzel. Seni ne gün keşfedecekler pantürk abi? Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted July 24, 2012 ohş.. muihtişam olmuş.. yürekinize sağlık.. yürek sesiniz hiç susmasın.. kaleminiz daim olsun.. bana şiir zevki yaşattınız.. .. işte biz bu şiirler ile muassır medeniyet seviyesi yakalayıp.. bu şiirler ile gümrük birliğine gireceğiz.. yok bonomo yedinci olmuşmuş.. efendim.. şairlerimiz birinciliğe oynuyor.. dünya bizim çeviri şiirlerimizi okuyacak.. adımızdan söz edecek.. ülke tanıtımına katkı sağlıyacak.. şair gibi şair.. şairlerimiz yetişiyor siz nelerden bahsediyorsunuz.. .. şükür melmeketin ekonomik.. sağlık.. hukuk.. eğitim meğitim.. ulaşım terör merör.. iletişim gibi sorunları çözüldü.. nirvana noktasındayız.. sayın başefendimiz bile... şiir okuyarak ülke yönetiyor.. işte bu çalışma azmini.. bu bu şevki.. bu ruhu veren ana arter.. edebiyat sanat.. ustalarımız müthiş eser çıkarıyor ortaya.. tabak gibi ortada.. emek çaba.. ..dün akşam bir ayı aşkın süre kentten kopukluk ardı.. şehre ineceğim sevinci.. ne orman içre toplayıp.. sapını kopardığım.. sonra ters çevirip.. köz üstüne oturttuğum meşe mantar.. ne o ocak üstü sulandığında.. .. çakı ile usta bir yarık.. domatesten sıktığım birkaç damla.. şapkası içre kaynayan meşe mantar suyuna sepelediğim tuz.. ne bandığım ekmek.. közlenmiş yeşil biber bile beni bu şiir denli bahtiyar kılmadı.. el değmemiş doğa.. yeşilin kırk bin tonu.. her yanda ötüşür envai kuş dahi.. içimde bitevi kopan fırtınayı nebze dindirmedi.. odamda.. hangi çeyiz zamanlarının hangi genç kız eli nakşetti.. beyaz kılıfında rengarenk lebalep bahar.. işlemesi ile.. iki yanından kadife yüz fışkıran başımı gömdüğüm yastık bile acılarım zerre azaltmadı.. ben bu şiir ile bu gün bu saat hayat buldum.. başta seçici kurul olma üzre.. bu şiire layık olduğu methi geçen yorumcuları ve yazan büyük usta şairi kutluyor alkışlıyorum.. işte şiir bu yaa.. duygu seline gark oldum .. gözyaşlarım deniz oldu.. bi şiir beni sarstı kendime getirdi.. teşekkürler bu duyarlı çalışma için.. bu ara derede.. kıytırık üç otuz paralık.. sözüm ona şiir adı altı.. naciz karalamamı.. günün şiiri seçen.. seçici kurul başta olma üzre.. o her yanından vıcık vıcık.. duygu sömürüsü akan.. okurun gözüne gözüne.. -gördünüzmü dizüstü bilgisayarı yokmuş kız ayol garibin.. fikri enjekte eden.. yazmasam delirirdim adlı ucubemi günün şiir varsayıp yorumlayan herkese şükran sunar.. şakşaklarım.. şakşakı yağcılık yalaklık ile bir tutmama gerektir.. çünki.. ..diğeri menfaat çıkar.. al gülüm ver gülüm ilişkisi içre hayat bulurken.. diğeri beklentisiz.. samimi içten.. türk şiirinin gelişimi.. yeni şair adayının.. şevki.. modivitesi için harekete geçer mekanizmadır.. şak şak esnasında..kas harekete geçer.. vücut ısınır..ter yolu ile zararlı organizmalar dışarı atılır.. başta sindirim sistemi olmak üzere bedenin diğer organları faliyetini rahat yürütür.. enzim üretir.. çünki.. şiir safra kesesi ile yazılır.. daha önce defalarca yazılmaktan.. adeta sakız haline gelmiş.. laçkalaşmış.. sözcükler.. dile geldiğinde.. safra kesesinden gelen salgı...kusma hissine sebebiyet verip.. o şiirin kağıda yazılmasına.. izin vermezler.. şiir eskilerin işkembei kübra dediği mide ile yazılır.. işkembei kübra ile bulunan her sözcük.. vücudun savunma mekanizması.. safra kesesinin tüm uyarılarına rağmen.. bu cümle kokuşmuş bayat bunu şiire katma demesine rağmen.. siz onu yazmakta israr edin.. adamın midesi olacak bulanacak ki onu yazmıyacak.. ben şairi nefes alışından.. adım atışı .. aksırışı öksürüşünden tanırım.. şairin gölgesi olmaz.. şair tabureye oturup sağ bacağını sol bacağı altından geçiip.. amiyane tabir bacak bacak üste atıp.. sağ ayakı ileri uzatıp.. sağ ayak serçe parmağı tırnağını.. sol ayak serçe parmağına sürtüştürerek yazar şiiri.. ben şiir yazacak adamı bilirim.. en vasat şaiirin bile alnında 135 kırışık olmalı şiir yazma için.. şiir kürek kemiği ile yazılır.. kürek kemiği kol kaslarını harekete geçirir baş parmak ile işaret parmağının kalemi kavrıyabilmesini sağlar.. bunun için enerji sarfına dolayısı ile gıda alımına ihtiyaç vardır.. .. şiir oniki parmak bağırsağı ile ve ince kalın bağırsak ile yazılır.. yediğimiz gıdalardan şeker yağ su karbon hidrat alan bu iç organlar bunu kana zerk edip.. beyine kan pompalayacak kalbi harekete geçirir... şiir kalp ile yürekle yazılır.. şiir dalak ile yazılır.. şiir şaiir boşu boşuna beygir gibi koştuğunda.. dalak şişer yavaş ol yiğidim sinyali gönderir beyine.. beyin çalışmıyorsa o şiir beyinsiz ise.. o şiir şiir değildir.. ben şaii gözünde çakan şimşekten bilirim ben şairi giydiği şalvardan tanırım.. şaiin kuyruğu olur ve her zaman dik duran kuyruğu.. topluma ayıp olmasın diye şalvar içre hapseder.. adap budur edeb budur.. şiir kuyruk ile tüy telek ile yazılır.. vücudu saran tüy olmasın o beden üşür.. organlar çalışmaz.. kıl tüy telek deriyi muhafaza eder.. şiir sağlam kafa sağlam beden sağlam ruh ile yazılır.. ben şiir yazacak adamı.. çok afedersiniz su döküşünden bilirim.. kubura ayaktan beygir gibi şor şor şor.. olmaz.. ayıptır.. edeb edebten gelir.. çıkarsın.. kuburu çevreleyen hela taşına kırkbeş derecelik açı ile tutturum.. şor şor sesini keser şair adam.. şair adam organıun biri çalışmıyor.. diyelim iki kolu yok.. ordan birine rica eder.. ayak parmağı arasına kalemi sokturur.. diyelim kağıdı yok.. kulağı arkasına yazar yine yazar.. şiir yazacak adam ister bir kaç organı olmasın ister kör olsun.. ister sağır.. ister.. iki kol iki bacağı olmasın.. ordan geçen birine rica eder.. yeterki dili olsun şunu yazabilirmisiniz der.. kağıdı yok ise bacağı yok ise göbeğine yazdırır yine yazar.. ben yazacak adamı bilirim.. ben şairi kokusundan.. ben şairi sesinden beş duyu organımdan tanırım.. beş duyu organı iş yapmaz ise.. şair iç organı iş yapar.. bu deli saçması bu zırva yığını bu manasız sözcükler... laçkalaştı bayatladı desin beyinden gelen sinyal.. şair gibi şair.. beyni dinlemedi eli ile dokundu dağılıverdi o söz gözü ile baktı rengi soluk.. burnu ile kokladı.. kötü leş kokusu geliyor.. haala o0 sözleri o cümleleri kullanmakta ısrarlı ise.. safra kesesini dinlemedi mideyi dinlemedi o şiiri yedi yazdı ise.. yeterki bağırsak çalışsın o şiiri atar savunma mekanizması.. şiir.. böbrek ile böbrek üstü bezlerle yazılır.. pankreas ile yazılır şiir.. şiir kulakla yazılır.. şiirin musikisi olur.. akademisyen abi abla işitmez ama kulak sahibi kemancı şair yere düşen bardak do mu dedi lamı dedi bilir.. ben şairi kulağından tanırım.. kulak çanak anten vazifesi görür sesleri çeker.. en alelade merkep kırk günlük yoldan merkebi kulak ile görür.. merkep şiir yazmaz yazamaz.. bizim şairlerimiz.. işte böyle güzel şiir yazar alkışlıyor şakşaklıyorum.. sonra yazıceksinde noolucek.. levi lobisi bununda kolayını bulmuş.. o stüdyosunu açtığı tiviğciye önceden şart koşuyo.. bak diyo dünyada dünya kadar filim çevriliyor ama sen sadece.. benim hulivuttaki üstat biraderleriminkini yayınlıyacak.. sadece.. bizim lobinin bireyi filanca şarkıcıyı lanse edicen.. haa sizdende birine pantolon giydirin bi gece koşsun meşhur olsun mirkelam pürkelam şart koşuyor.. önce balon gibi şişiriyorlar.. sonra sünger gibi emdir gitsin türk tivi izleyicisi radyo dinleyicisine.. nasıl her on film kareleri arasına foka mola resmi koyuyorlar.. biz görmeden bilinç altı serinletici içme fikri enjekte ediliyor.. biz görmeden.. ahanda.. hande yener şarkıcı ahanda.. filanca yapımcı ahanda şoonla şooda şair fikri enjekte ediliyor.. bize göre hülya ile sibel en güzel kadın ötekiler çirkin.. beyin yıkama havuzlarında.. ozon suyuna yatırıyor.. dünya medya devi..karteli senin adına lanse ediyor aha bu yazar diğeri yazarda ne yazar.. illa arkan olacak hacı aha şucu aha bhucu aha.. cemaat ferdi ayağına kendini bi süre daha yuttur ne zamana kadar.. bi yerde tıkanır insan.. şükür böyle şair böyle şiir yetişiyor imdada.. hakkını vererek.. enfes ötesi.. bu çalışma mükeerrer kutlarım saygılar ile.. alkışlarım çatlayana dek avuçlar.. yürek sesiniz hiç susmasın.. çok güzel olmuş çok.. şiir zincir ile yazılır şiir takoz ile yazılır şiir çekme halatı ile.. daha neler.. yazacak adam çıkar.. erkek gibi.. kalemi yoksa odun kömürü ile.. oda yoksa dudak boyası ile salon aynasına.. traş köpüğü ile banyo aynasına.. şiir okul duvarına.. şiir çöp konteynırına.. şiir apartmanın merdiven boşluğuna yazılır.. ben şiir yazacak adamı bilirim yazıcak adam çıkar adam gibi ben şiir yazmk istiyorum ama kalemim yok der.. karlı kış günü kardan adamı yer.. idrarı çoğalsın diye.. yediği kardan adam ile karın üzerine gider sağ ayağını kaldırır yazar yine yazar.. yazamayacak oynayamayacak aha yerim dar aha çok yorgunum kıvırmasın çevirmesin ben yazacak adamı amortisöründen tanırım.. yazacak adamın menteşeleri yağlı olur.. gıcırdamaz.. keman gıcırdar.. yazacak adamın süt dişi dökük olur.. sağ alt çenede yirmi yaş ile üst çenede bir kaç köpekdişinden başka dişi olmaz şairin.. ben şairi ısırışından.. ben şairi cırmalayışından bilirim.. şairin.. burnu küçük olur.. şairin burnu aya değmez.. yoksa burun baskısından ay pestil olup ezilir.. şiiri berbat eder.. şiir beyin ile yazılır.. beyini çevreleyen.. kafatası ile yazılır.. şiir sağlam kafa sağlam beden sağlam ruh ile yazılır.. tuz ruhu nane ruhu lokman ruhu bunlar şiirin aksesuarları kendisi değil.. ben şiir yazacak adamı.. yerde kıvranışından karnım ağrıyo deyişinden tanırım.. nasıl ki dilenci beni ikna edemedi.. git çalış kazan utanmıyormusun diyor isem duygu sömürücü şair beni ikna edecek.. hangi aza noksan delikanlı gibi çıksın desin kafam bozuk motorum şanzımanım bozuk sorun bu desin.. segman dağıldı balata sizlere ömür lastik patlak desin.. bu gerekir.. organı ölü şair organsız.. midesiz akciğersiz şiir olmaz.. şiir de ruh olur şairde ruh olur.. bu var ise.. şiir şiir.. yok ise.. zırva.. bu kadar basit. hepsi bu.. yürekininize sağlık bu baş yapıt bu şaheser için şakşaklarım ile.. kalem sesiniz hiç susmasın atardamarınız aortunuz kalp kapakçığınız daim olsun.. adem elmanıza gerdanınıza sağlık.. ekinler başak açtı ahırda at eşek açtı eşeği saldım çayıra at attığım taşa kaçtı.. ..şiir böyle yazılır.. ardarda makineli gibi car car car gereksiz kuru gürültü olmaz.. insanlar yaşamaktadırlar ve mutsuzdurlar.. mutsuzluğun temel sebebi ilk dizede belirtilir.. dünyada nimetler o denli bol iken.. birileri açtır.. giriş segmesi.. fakat üzülmemek gerekir.. dünyada ne kadar kötü var ise iyiler eksik olmaz film mutlu son ile bitecek.. eşek çayıra salınır.. gelişme segmesi.. .. fakat kötü niyetli at.. filmin kötü adamıdır.. o ekin başaklarına aşık olmuştur onları yemek ister.. nasibine düşen çayır onu tatmin etmez.. kahramanımız mücadelesini verir ata taş atar.. kötü gider iki, iyi baş başa kalır.. sonuç segmesi.. şiir budur.. filim budur.. şimdi ortada bir sevgili var.. bak aktör ve kötü adam var.. aradan iyimi çekilsin yani.. sanat.. doğadaki güzelliği tuale fırça ile yansıtmak.. notadaki güzelliği kulağa mızrap ile.. yay ile.. üfleyip nefes ile vermek ise.. şiir de.. hayatın güzelliklerini okura yansıtma aksettirme hikaye etme olayı.. gözünde canlandırma.. dejavu etme bende buna benzer şey yaşamıştım ah keriman beni terketmiştin dedirtme olayı.. olgusu.. ön koşulu da.. anlaşılır yalın sade.. ve ölçülü.. dil.. sevgilim seni görmesem ölecekmiş gibi olmuş oluyorum.. sen bana sürahi ol ey yar. ben sana dökülüp doluyorum.. işte ben böyle iki dize istiyorum.. kim nerde ne zaman.. olay ne.. basit anlaşılır sade.. ben şiir olduğu iddia edilen nesnenin başlığından bile onun ne olduğunu sezinlerim.. gel gör ki vicdanım beni rahat bırakmaz.. - ön yargı toplumsal hastalık.. mühim olan iç güzelliği.. seninde faça bozuk ama.. karekter nispeten iyi idi vicdan sahibi idin başlıkla yetinmez okurdun gitgide karekterin bozuluyo.. der.. o sebeb tıpkı pazardan aldığım elma çok parlatılmış ise.. lezzetsiz olabileceği gibi.. pek ellenmemiştir ama evde beni şaşırtır ya.. iki dizeye bakarım.. şiir olup olmadığını iki dize ele verir.. ustalarım altı yedi saniye diyor ben onlardan daha kısa süre üç saniyede anlarım neyin ne olduğunu.. bir şişeyi kafaya dik sumu.. çocuk zırzopluk yaptı idrarmı anlamak kaç saniye çeke..r en çok üç saniye.. haa onlar benden usta başlıktan anlıyabilir saygı duyarım.. ama dizede ben onlardan öndeyim.. ben sadece iki dize istiyorum şiir gibi iki dize.. altına az dişini sıkıp iki dize daha eklesin.. ama dörtlük tamamlanıp kıta olduğunda.. hah bu bir şiir kıtasıdır diyeyim.. ben doktor isem neren ağrıyor diye sorduğumda.. en basit edebiyat bilgisinden yoksun hasta.. - ahanda garnımdan keklik kibin sesler geliyor yürekte yaralı tohtur bey.. aşk acı.. bağrım deliyor.. şeklinde kısa öz derdi sıkıntısını anlatsın.. kalkıp bana.. -dün ireçil yidim yatağa girdim garabasan gibi bi ağrı üstüme çöktü sankı omuzumdamı gumbar bağpursuğumdamı disem garıncalanma gibi yil gibi bişiy saplandı gibi oldu tür ağız oyunları kelime şaklabanlıkları.. sözcük hokkabazlığı ile şiir olduğu iddia edilen nesneyi şişirip sonuçta.. şizofren tanısı için hastane hastane dolaşmasın.. hepsi bu.. sen avukatsın beni savunama.. sen hastasın derdi anlatama.. sen doktorsun hastayı bilgilendireme.. sen sunucusun eee sayın izleyiciler.. nası desem sayın vatandaş bi olay oldu ama nasıl anlatsam böyle habercilik olurmu yaa.. kekeme adam maç sunar.. şebekler hava durumu verebilirmi.. şiiir dil ile yazılır.. dilini daldırırsın mürekkep hokkasına.. şiir okurun bağrına bağrına yazılır.. şiir destan şeklinde.. şiir.. segah şiir koşma şiir hiciv şiir güzelleme.. şiir divan şiiri şiir aruz şiir serbes şiir hece.. ön koşul şiiir şiir gibi yazılır.. milli hislerime hitap ettiği denli.. duygu yoğunluğumu açığa çıkarıp beni yesie garkeden.. bu.. büyük vatan şairi.. bu büyük halk ozanı.. bu ulvi şair değerimizi.. tebrik ediyor başarı devamı diliyorum.. nerdesin ey sevgili..gözyaşımı paspas ile siliyorum.. abacı dağına saldım sığırı sırtlarım bağladı nasır yağırı insaf edip ağla akıt gözyaşın sevgilim ben sana açsam bağırı.. işte ben böyle bir şiir istiyorum.. yoksa rahmetli ebemde yazardı.. karlarmı yağmış yirmilinin dağına dostlarım kına yaksın eline palaskanı.. sıkışş bağla biline çetindir zabidin.. döver a yavrum.. .. yazardı dediğime bakmayın okuması yazması yoktu ebemin.. dil ile söyler aklında tutardı.. biri birine haksızlık yapsın haksızlık yapan.. garip biri hakkında kötü söyleyen horlayan kimse az varlıklı ise.. ineği ölmüş bi fakir için iyi olmuş nalete dedi ise.. bir gün olur seninde.. çarkını.. kırarda felek ya kalbur satarsın yada elek.. a gavur köpeeğnin kızı diye iki dizeyi anında uydurur anında söylerdi.. o da şair olamadan ayrıldı bu fani dünyadan rahmetli dedemde.. her araba ile geçene baktı baktı.. aaah dedikçe bağrım kütüüür kütür kütüier merkebin iyisine bindi bizden kötüler.. dedi durdu.. o da şair olamadan göçtü fani dünyadan.. şair olma başka.. şair adam.. kırk adım öteden.. iki sineğe bakar..aşk ile birbirlerine sevgi sözcüğümü fısıldıyor.. kavgamı ediyor bilir.. öyle keskin göz olur şair adamda.. şair adam.. kırkpınarlarda.. yağlı serbes grekoromen.. kulakları kırık olur.. ben kulağına bakınca bilirim o adamın şairlik yapıp yapamayacağını.. ses en basit tanım ile.. akciğere alınan havanın... gırtlak borusundan .. ses telleri ile titretilip.. dilin tezene gibi mızrap gibi kullanılması sureti ile.. nameli hale getirilen.. molekül haldeki oksijen nitrojen 0nbinde bir diğerin.. bir verici gibi boşluğa salınıp.. kulakta bir verici gibi toparlanıp..örs çekiç östaki borusu kanalından süzülen bu ince küçük hava zerreciklerinin.. kulak zarında oluşturduğu etki ise.. siz kalkıp adamın kulağı dibinde kese kağıdı patlatabilirmisiniz.. adamın kulağı dibinde.. borozan çalıp dinamit atıp el bombası sallayabilir.. ulu orta kişneyebilirmisiniz.. işte şiirde.. mürekkep vasıtası ile harf formuna dönüştürülmüş.. ses özlerinin.. kağıt adı verilen.. zara çarpıp.. okur gözü ile temas anından itibaren.. sırası ile.. başlık.. düzen şekilce önce gözüne hitap edecek.. girişte kötü koku barındırmayıp bilakis okur iştihası açar.. giriş gelişme sekmeleri arası bol bol gül çiçek esans yayılıp.. sonuçta.. börtü böcük ile sonuç sekmesi şişirilirken.. börtü iken börtü böcük iken böcük bu şiire doluşmuş ben niçin nektarlanmayım ana fikri anfaje edilip.. okuma arzusu kamçılanacak.. bu yapılırken.. çatlak sesler.. kakafonik.. kulak tırmalar gürültüden kaçınılıp.. aşk sevgi sözcükleri fısıldanıp okur cezbedilecek.. onu çok az ölçekte gerilime tabi tutup akabinde gevşetecek sözcük masajları çekeceksin.. bir rüya aleminde.. bir hisseli harika kumpanyasında dolaştıracak attaya bindirecek.. deveaynasında.. komik görüntüsüne güldürüp dönen salıncaklarda uçurucaksın.. yoksa ebemde yazar.. a nın öldüğünemi yanıyın hay yavrum b nin iki kolu yandı onamı yanıyım suriyemin bacaklarını kestiler onamı ağlayım.. şair adam çıkar.. adam gibi.. ne söyleyecek sözü ne özetler.. şiir kuralı kaidesi içre.. onları kalıba yatırır.. üzerine ağırlık kor bi gece bekletir düp düzgün.. bu dergahtan içeri yamuk odun sokmuyacaksın kardeşim.. benim aklım ona erer.. bu güzel bu güzide bu düzgün.. bu devenin gıpta ile baktığı enfes çalışmayı tebrik eder.. şuraya kırk günün başı tütün almaya geldim akşam dönecektim köye bu enfes şiir yüzünden.. gidemedim.. mesaj çektim hocam yarın gelecem diye.. bu harkulade çalışmayı kutlarım ne desem az.. nasıl yazdınız bu enfes şiiri dokuzuncu harika olmuş bu aday gösterilmeli.. alkışlıyorum.. aah pardon... dalmışım.. şimdi güzel yorumlarınız okurken farkettim.. Kemal beyciğim.. berhüdar olun.. bilakis ben sizleri ziyadesi ile özlemişim daha doğrusu hep aklımdasınız.. ah işte şu güzelim şiirin güzellik yokmu beni benden aldı mest oldum.. bi selam sabah hasbihal edemeden dalmışım.. otoban ankara çeltikci yol ayrımı 5 kilometre öte abacı jeositi civarı sığır güdüyorum doğa ile baş başa bi yol düşerse hele şu sıra meşemantar zamanı çayda demlerim.. doğal güzellik kirmir çayı.. enfes.. akşam kendim yerde yatar misafir ağırlarım köy odamda yol düşerse.. bi mukabele herkese çok selam çok teşekkür hüsnü karşılama.. hüsnü niyetiniz çün.. selam arap naci bey selam lara hanım.. osman bey nerdeler.. abdülillah beyler çokca selam ederim.. bugün kaçırdım otoposu bu güzel şiir yüzünden.. soranlar herkese çok cok selam büyükler eli küçüğk gözlerinden öperim.. efendim.. berhüdar olun hepiniz.. yok sanat bünyede güç takat içinmiş.. yok özürlü sakat içinmiş.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. üç beş bremen mızıkacısımı karar vericek neyin ne olduğuna.. '' sanatı ne kadar sanırsan san at.. onu tutabilmesi ve binmek sanat.. akşam arpası çok gelmiş ise.. sabahın yemi az noksan at..'' hee.. yok pınar çeşme gibi hayır hasenat.. yok topluma sadaka fitre zekatmışmışda.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. neymiş efendim.. '' sanat sanat gel beni yak kül et.. parçala vur cilet.. deş bağrımı kanatmışmış..'' peeeh.. onu şurda az eli makas tutar kasaplığa öykünen.. asgari ilköğretim mezunu bir berberde yapar.. az okuma yazmayı sökmüş cerrahta.. esasen içini yakmadan.. kavurup dilini kabartmadan.. amele yanığına çevirmeksizin sok solaryuma.. bronz ten yap.. bakır renk ver çek cila parlat.. sanat buu.. doğayı olduğu gibi al.. resmet bumu yani.. onu potuğraf makinesi de yapar.. sen sanatkarsan kendinden güzellik katacaksın.. hepsi bu.. el değmemiş doğa da.. amorf'a (non figüratif.. no şekil..) biçem vericen.. o fırça o sivilceyi silip.. o fırça gamze konduracak yanakın iki yana.. koyun gibi bel bel bakan göze.. güçlü bir fırça darbesi az zeka pırıltısı.. az ışık vericek.. dudakın en matah kıvrımı yakalayıp.. en güzele yakın güzellik katacak.. gözbebeğin atardamarı solda.. toplardamarı sağda olacak.. kılcal damarlar ağ gibi sarıcak her yanı.. sanat buu.. yoksa ebemde bilir.. hüsnü mutlaka yakın güzelliğin ilahi güzellik olduğunu.. henüz en güzel şiirin yazılmadığı en güzel resmin yapılmadığını.. orta düzey dini bilgiye vakıf biride bilir.. taşrada rasgele imamda.. senin güzelliğe katacağın güzellik.. altın oranı geçmiyecek.. yazı ile bir bölü üç.. en çok.. bir bölü üç buçuk.. yoksa.. dedemde yapar.. koy oraya m harflerini.. arkalara ufak ufak.. önlere büyük büyük.. çek koyu maviyi.. al sana deniz.. en yukarı açık mavi gökyüzü.. bir kaç m martı.. tepeye yuvarlak o ohhooo al sana güneş.. bumu yani.. sen o denizi öyle bir resmedeceksinki.. gemi bağlantı halkaları hayli yukarda.. deniz aşağıda.. palamar koptu kopacak.. gemi düştü düşecek.. insan şapşal olsa.. o denizde bir noksanlık olduğunu anlıyacak.. mantık yürütecek.. '' ben şehriye çorbasının taneyi süzer iken.. yahut hoşafa saldığımda kaşık..tanesini yer suyu bırakırsam su azalır.. öyle ise deniz az.. eşittir.. bu denizin balığı yok.. midye karides noksan.. hee balık çıkınca içinden su çekildi.. ise eşittir..bu güzellik içinde ki güzellik bölü mana derinliği eşittir.. doğayı yok etme bilinçsiz avlanmaya dikkat çekme'' diyebilecek.. ak deniz ise m koyu ak fon süt beyaz.. karadeniz ise m kara fon kapkara olup.. yalnız köpükler gökkuşağı renkleri barındıracak.. sen o heykeli öyle yontacaksin ki.. her iki kesik eli yerde.. kelepçesi ayak dibinde.. özgür kalmış tutsağın kolları sevinç ile havada açılacak.. ağız neşe ile kulaklara varıp.. karşısında cellat şaşkın durucak.. bakan hürriyete bir kez daha aşık olucak.. yoksa laf ebeliği yüksek okulunu başarı ile bitirmiş ortalama bir yazarda yazar.. Ulucanlarda amedi memedi astılar diye.. sen yazarsan sanata dönüştüreceksen bu işi.. ''urgan için yirmi teneke yağ almıştı cellat.. sabaha kadar kururmu bu yağ'' diye..milli serveti iç eden.. devlet malı deniz yemiyen domuzcuları.. öyle bir yedireceksin ki o metnin içine.. tipik bir ev kadını mentalitesine sahip vasat memur bile.. sistemin çarklarındaki gıcırtının sebebinin aşırı yağsızlıktan değil. .ödeneklerin böyle yağmalandığından kaynaklandığını sezebilecek.. şairsen el değmemiş doğada.. glikoz şerbetsiz.. kekik geven kestane çam.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. halis püren.. kağıt gibi beyaz.. kendi peteğin kendi etmiş genç oğulun balı süz tülbentten.. çek dolma kalemine.. yazdınmı.. okur o şiiri okur o kağıdı yalar.. dize aralarına az eroin serpiştirki.. okur bağımlı olup.. hep senin şiiri okusun.. tat damakta kalsın heee.. ortak paidesi.. müşterek faide imiş.. işte şarkıcı cozefin.. işte fare ulusu.. işte meşgalesi yat kalk meserret.. her günü bayram kelaynak kuşları.. adamı şeytmesinler.. aptal yerine koymasınlar.. ben şiir yazılı kağıdı elime alınca.. haşırt huşurt edişinden bilirim.. gerçek şiir yazılı kağıdı 52 lik deste içine ko.. kar.. aç masaya desteyi.. 52 kağıt içinden.. maça papazı kupa kızı içinden.. '' yandım anaaaaam.. çıkarın beni burdaaan.. ben bir şiiriiiim'' diye.. bağırıp fırtar.. şiir yazıcak adam bir oturuşta.. dört ekmek.. iki kasa sardalya ızgarayı götürür.. balıkta fosfor olur.. fosfor beynin karanlıkta kalmış.. örümcek bağlamış ücra köşelerini aydınlatır.. bilinç üstü olur.. çok güzel olur çok.. aşk şiirini çıkaran etmen.. istenen doygunluğa erişememe.. açlık ne denli uzar ise şiir o denli besleyici olur.. yok zigmondmuş.. yok froytmuş.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. benim elma yememe nevtonmu karar vericek.. yoksa kamyon şoförüde yazar.. '' sollama beni.. severim kayın valideni'' diye.. bumu sanat.. batıda aşk şiiri yazıcak adam elli sene manastıra kapanır.. dünyadan el etek çekip.. şiir başarısız olursa '' er çıktım galiba'' der.. sen güveç yeme aşkı yanıp tutuşma.. güveç pişirme sanatı yapabilirmisin.. şiir aşkla yazılır.. şiir şevk.. şiir zevkle.. şiir iştahla yazılır.. şiir amuda kalkarken.. şiir havada palente düz takla.. şiir elim sende pişpirik oynayım esnası.. birdirbir yakan top uzun eşşek bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. şiir alafıranga helana kurulmuş.. sabah gazeteni okurken.. sol köşeye lavabo kenarına tabakı.. kahve fincanını kor.. ara ara yudumlarken.. şiir gerdan kırıp bel bükerek.. şiir uyur.. şiir uyanıkken yazılır.. şair adamı silkelediğin zaman.. ceplerinden akrep dökülür.. koynundan yılan çıkar.. paçalarda çıyan oynaşır.. şair duya duya.. hissede hissede.. kıvrışa kıvrana yazar.. 3 dakikayı geçmez.. beş on şiiri yazar.. sonra akrebe yılana sokturduğu yerleri emip emip tükürür.. '' bugünde ölmedim anne buba'' der.. ne olacaktı.. bir şiir için 40 yılmı uğraşacak.. 60 senemi kaybedecekti.. şairin dış deriyi sarmalayan hugh bozonu.. ilahi parçacık.. ışın hızı ile sözü hızlandırır.. muhteva tankından aldığı cümleleri.. şekil mengenesinde kalıba sokup presler.. ışık hızı.. o üç dakika okuma.. imal hatası varmı ona bakma.. getirisi ne götürüsü ne inkisap kısmı.. okuru bağlamaz.. yoksa kahvehanecide yazar kor oraya.. '' teklif etme veresiye.. döverim seni bekçi polis gelesiye'' diye yoksa.. marangoz kalfalarıda.. umum hela kapılarına yazarlar.. '' yazı yazma buraya..sokarlar seni sıraya.. ekip otosu bindirirler.. kaldırıp kaldırıp indirirler copu'' diye.. bumu sanat.. yemişim sanatını.. sen bana kanat ver.. kanatla besle beni.. kanat işi mangalı yak.. at közün üstüne.. arada çevir ki yanmasın kazın kanat değil.. kebab işini zenaat edinmiş biri ciğer kebab yapıcaksa.. sinirlerinin alınması gerektiğini bilir.. diğer ciğer kebab zenaatkarından ayrılıp.. ciğer kebabı sanatcısı olarak arzı endam edicekse.. kuşbaşından büyük doğranmıyacağını.. aksi takdir içi aşırı sulu çiğ kalacağını.. tersi çok küçük olursa kıtır kıtır yanıcağını bilir.. öyle tavuk mavuk ciğerinden tirit çıkmıyacağını..hakiki dana tosun bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. kanat dediğin öyle kırk günlük civcivi besiye çek şişir piliç diye kökle gitsin değil..anacından iri tavuk ön çıkıntıları.. bir gece evvelinden.. pul biber kara biber domates ve kızıl biber salçası.. kekik döğülmüş sarmısak zeytinyağı bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. terbiye şart.. köz çok harlı iken coplama yapıp çok kısa sürede dağla ki.. su borucukları lifler kapanıp.. kıvam kaçmasın.. sonra al orta har yanar közlü kısma... içli dışlı hepsi bu.. oturt köze domatesi.. közle yeşil biberi.. dış zarı soy.. tencerede köpürdete köpürdete tereyağını kızdır.. kabuğu soy kaşıkla domatesi yay köz yeşil biberi maydonozu kıy.. az sirke tuz.. kaynat.. ısıtılmış porselen tabağa çek kanadı.. bir kaşık sos tepesine.. iki kaşık sağ kenara.. bandırsın bandırsın yesin okur.. sen berbersen leylek yuvasını andırır o başa makası öyle indir ki.. '' bir gelin başıda benmi yaptırsam'' desin.. genci yaşlısı.. o tırnağa öyle bir pedikür çekiceksin ki..nalbant dediğin o toynağın birini eyfel.. birini pizza.. birini olimpos birini..bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. işte adam dövme sanatı.. '' elinize sağlık azizim.. kulunçlarıma bir iyi geldi ki sormayın.. size zahmet şu menisküslü bacağımı kıvırıp büker.. şu fıtıklı beli kütürdetirmisiniz'' desinler.. sanat bu.. işte dayak yeme sanatı.. inlemeden ağlamadan sindire sindire.. sinsi sinsi içinden kızma.. bozuntuya vermeden ince ince giydirme sanatı.. tüm tişört istihsalcileri.. ellese mellese ay em bed may em bed.. yazarken senin.. '' akıl akıl come my back takıl'' yazman.. gerçek şiir süt süzme tülbentinden geçtiğinde.. ardında bir tek gübre kıl tüy kalmaz tertemiz olur.. bana herifcioğlu gelip çinden capunyadan.. telefon kol saati bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. bana kalkıp kaliforniyadan.. pirinç.. filoridadan ayna tarak.. ıraktan petrol mısırdan mercimek nohur hollandadan peynir.. bana elin oğlu hırvatistan zırvatistan kanada arabistan her bi şey ihraç eder.. satar.. bana şiir satamaz.. şiir anadolu bağrından kopacak..bu ülkenin atmosferini soluyacak.. bu ülke gölünde ördek kaz olup dalıcak.. şair dediğin bana annesi portekiz babası tayvan değil.. bu ülkenin tarhanasını tavuksuyuna şehriyesini içecek.. '' ey tavuğunun.. kanedi buduna.. suyuna salınır çorbası pilavına kurban olduğum.. doyduğumda.. ve yastığa başı koyduğumda kendimi bulduğum vatan'' diyecek.. '' tedbiri bırakma elden.. kıvranırken pençesinde illet.. ilacın ecel imiş.. çekinmeden.. bi tereddüt iç.. ey aziz ve sevgili millet..'' diyecek.. '' tuzluğundan billur gibi saf halde tuzlar akar ya.. öyle akardım sana ey dumlupınar sakarya'' diyecek.. bu vatanın bağrını demir çarıkla..(kendileri içi yünlü gonçlu deri bot giyip.. bize kauçi ağacından özsuyu negri dediklerri zencilere toplatıp.. lastik yapıp şambiel yapıp satar.. o şambieli bizim ustalar demir çarığa çevirir.. ucu kıvrık kıvrık..) adım adım yarıp.. hasat vakti anadut ile.. kağnıya sap atıp dırmık çekicek tırpan sallayacak.. harman yerinde buğday saplarını dövenle sürerken.. kölük yerde afedersiniz.. boglaa denir.. az kasketi gömleği kirli olana '' öküz boglaası gibi olmuş git yıka şunu'' denir.. öküz kuyruğu kaldırınca bu kısa saplı eski kürek altına tutulup.. mayıs buğdaya karıştırılmaz.. boglaa sayesi.. o kol pazu yapıcak.. o el yaba gibi olacak.. kalem öyle kazma sapı tutar gibi.. kalem öyle kürek sapı tutar gibi tutulmaz.. kalem o parmakların arasında.. kendi gidip kendi gelicek.. kendi kendine yazacak.. kimi tavuk yumurtasını delip tadına bakar.. yumurta yapar ama kendi arzusu ile değil.. şair adam tavuk gibi şuursuz bilinçsiz.. folluğa oturur gibi masanın başına oturur.. sadece kalem tutar.. kalem ıkınmadan gıdaklamadan cooorruk gok gok gok gudaak demeksizin gider gelir.. kalem durunca.. kimi şair kalemi bırakıp kağıda bakar güzel olmuşmu diye.. şiir yatarken şiir kalkışta.. şiir havuzda şiir denizde yağmur yağış kurakta.. şiir kaşınır esner şiir böğürür kişnerken yazılır.. şiir hayal alemi dalışta şiir rüya düş görürken yazılır.. ön koşul: şiir şiir gibi yazılır.. şiir şiir gibi yazılmazsa ne olur.. anasının nikahı olur.. o nikah kağıdına belediye memuru zevcin adını soyadını doğum yeri göbek adını yazar.. şiir okumuyacak düz yazı okuyacaksa.. gitsin o nikah senedini okusun.. öyle değilmi ama.. imam nikahı ise.. imam gelir dua okur.. şiir okumayacak dua okuyacak 32 farzı öğrenecekse.. ilmihal alsın namaz hocası alsın amenna.. ama şiir okuyacam diye direten adamında.. şiirin naıl olduğunu bilmesi gerekir.. gerçek şiir yazılı kağıdı ateşe tut.. kağıt yanar ama şiire bir şey olmaz.. sadece sahte şiirler yanar.. sahte şiir ben öznesinden anlaşılır.. ben öznesi bir tane ise o şiir sehte ve kötü.. ben öznesi iki ise sahte ve çok kötü üç ve daha fazla ise hem sahte hem berbattır.. gerçek şiir yazılı kağıdın öznesi biz siz o onlardır.. gerçek şiir yazılı kağıdı katla gemi yap.. üstüne taş ko.. suya batmaz.. ben gerçek şiir yazılı kağıdı ışığa tutup filigranı görmesemde.. hatta gözümü bağlasınlar.. pütür pütür dalgalı kabartmalı yüzeyinden yine bilirim.. şiir adamı şiir yazacak şair adam her harfi yelken yapıp seni edebiyat ummanında gezdirir.. kanatlandırır bu alemden gayrı.. yedi kat arşı ala.. berzah alemine götürür getirir.. Türkler şiir yazmıya başladığında.. fransuva kıralı lui henüz sarayının bahçesinde keçi güdüyordu.. övünmek kibin olmasın ben şairi kokusundan tanırım.. gerçek şairin açlıktan nefesi kokar.. havlamaya hazır bir köpek gibi papuçların ön tarafının kösele ile irtibatı kesilip..ökçeler aşınıp..çivilerden bir kaçı ayak topuğuna saplanır.. şair dediğin mıh yemiş katır gibi yürür.. gerçek şair sağ iken.. hain mürted dinsiz yamyam vampir gomonis gammaz her şey olur.. şair olamaz.. şair olma başka.. o ancak ölümünden sonra verilen paye.. çam sakızı çoban armağanı iadei itibar girişimidir.. sanat yokluk içinde sefalet içinde gelişir..ya anti demokratik yada çok çok ileri demokrasilerde türer sanat.. yok öyle üç kuruşa köfte.. şair ot kökü ile çalı dalları ile beslenir.. yalın ayak baş kabak münzevi hayat şiiri orta yere çıkaran.. şair dediğin şurda yazacak bir şey bulamadı.. sokar gübre yığınına kolunu.. işaret parmak yığın içine yazar.. herkes okuyamaz.. yalnız kalp gözü açık olan okur.. burnuna gözlüğü oturtur eşeler okur.. '' işte ben böyle gübre yığını içinde yazıyorum uzak dur ilişme buradır kabrim kendime kazıyorum'' yazar orda.. arif olan anlar.. eşelediği yeri kapatıpii okur okumaz şairi rahat bırakır.. öyle evkaf dairesinde mümeyyiz.. öyle yangel yat osman şiir yazamaz.. sabah iş akşam ev.. beeele evde.. komşu kadınları güne çağır.. börek bohça kanepe tıkın ye iç.. şişince.. aaah kalbim çarpıyor aşk acım galiba.. şiirim geldi kız ayol.. özüm tözüm mözüm.. yandım kaldı geride közüm.. sevgili geçmez sana sözüm.. ağladım şiştiğ gözüm.. ey kaşı langa salatalık gözü üzüm.. sana kavuşmak ereğim aah kavruluyor yüreğim sen sandal ben küreğim.. vah canım kalmadımı gereğim.. zembereği salınıverildiğinde.. sevgili nerdesin pilavda zerdesin.. katarakt oldum gözde perdesin baş kafam serdesin bilmem ne bilmem ne.. kokuşmuş bayat.. çiğne çiğne sakız olmuş laçkalaşmış.. bumu sanat.. öyle yılbaşında fidanları süsle müsle felan fıstık değil.. onu dedemde yapar.. dört yanda kesip biçip noel baba yakıcaksın ki.. ışıl ışıl çam ormanı olsun her yanda sanat bu.. ben buna şapka çıkarırırım.. yoksa pınar inşaası çalışan amelede yazar.. ustası malasını yıkarken çaktırmadan taze betona çivi ile.. '' bu çeşmecik efendiler su içme tası yok attırma kafamın sigortayı takacak ustası yok'' diye nedir yani bu mu sanat..halbuğsem durum başka.. sanat sepet içindir.. çamaşır sepeti.. çilek sepeti karamürsel alışveriş zeppelin sepeti.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. sanatçıya lazım olan hepi topu iki sepet.. biri çöp sepeti.. biri sanat sepeti.. yaz eserini.. kıvır kıvır buruştur.. çöp sepetini yakına ko sanat sepetini az uzağa.. basket et at.. az ağır oturaklı.. ağır okkalı olanı sanat sepetine at.. gerisini hafif ileri gidecek durumda olmayanı yakınına.. çöp sepetine.. ileri tek tük düşen içinde.. işe yarayanı halk karıştırsın.. var ise bir kaç bağıra basılacak.. yaraya tampon edilecek.. o karar versin.. onun sanat eseri olup olmadığına.. sanat müziği diye bizim vıttırıvızzıkların.. kaçı kulağına girdi halkın.. doktor ise reçete yazsın.. şiir başka.. şiiri şair yazar.. hekimse beste yapsın güfte onu aşar.. şiir çinli için şiir capon için şiir ingiliz alman bilmem ne yazılmaz.. şiir türk halkı için yazılır... Türk halkı neyin ne olduğunu bilir..nice zengin var arabası az çizilince çöpe atıyor.. ne zenginler var yemek döküyor paltosuna çöpe atıyor cüzdanı ile metresine aldığı elmas taşlı yüzük ile ceketi pantolu çöpe atıyor.. büyük şeherlerde çöp evlere sınırlama getirilsin..adam panka emeklisi çöp karıştırıyor.. adam valilikten tekaüt olmuş ihtiyacı yok tamah sebeb çöp ev yapıyor.. çöp karıştırmak fakir halkın hakkı.. verilmez alınır.. kota uygulanmalı.. varlıklı kesim yaklaştırılmamalı o mahale.. Türk halkı çöp sepetinde para bulur götürür karakola verir gelir.. altın beşi bi yerde karakola teslim eder.. pırlanta elmas yakut zümrüt bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. Türk halkı çöp sepetinde şiir bulsun.. öpüp başı üstüne kor.. bağrına basar.. onu patislere sarar.. asırlar boyu el üstü tutar.. türk halkı kendi karar versin şiirmi değilmi bassın bağrına.. bunu gavurda demiş.. '' aah o yeşil cüppe ak sarıklılar olmasa biz sizin ülkenizi alırdık'' diye.. kıbrısta jetini sürerken pilot subayımız.. ansızın omzuna bi el dokunmuş.. '' oğlum rotanı şu yöne çevir.. lövyeni az yukarı kaldır.. hah tamam şimdi dalışa geç.. yavaş hız kes şimdi.. '' diye talimatlar vermiş.. sonra bir yere gelince.. '' haydi tas tamam şimdi at bombayı'' demiş subayımız atmış.. arkasını dönmüş ak sakallı dede kaybolmuş.. biz kıbrısı öyle almışız.. özne o.. tasvir uçan jet ve içinde pilot.. ne zaman ansızın.. nerede kıbrısta.. kim yeşil cüppeli gelişme.. oğlum rotanı değiştir.. sonuç harbi kazandık.. anafikir.. muhtaç olduğun kudret ve kuvvet bazen civarında olabilir.. hacı bayramın arksaında gülbaba türbesini yıkacak olmuş dozerci aygıtı sürememiş.. belediye başkanı kızmış in aşağı demiş.. kendi sürecek olmuş.. dozerin bıçağı kırılmış.. dozer devrilmiş başkan son anda ezilmekten kurtulmuş.. sonra bırakmış gülbabayı yolun ortasında.. yol iki yanından geçecek şekilde yapılmış.. işte kısa öz giriş gelişme.. sonuç.. al sana realist akım.. destanlaşmış gerçek halk edebiyatını yalın sade duru.. yediden yetmişe sular seller gibi ezbere.. kim nerede nasıl.. domuz bulunmuş üniformalı.. depremden sonra.. israilden dansöz getirilip oynatılmış.. duru sade akıcı.. kısa öz.. işte best seller olmuş halk bağrı taht kurmuş gerçek edebiyat gerçek sanat.. bunları destan hali türk okuruna aktarmak.. işte sanat bu.. '' yoğurt koydum dolaba dillere vay bu gün başım galaba dillere vay seni doğuran ana dillere vay olsun bana kaynana dillere vay'' işte dinlediğinde insan ciğer iç yağını şıpır şıpır eriten.. halk bağrı taht kurmuş gerçek şiir.. yoksa davar keçi gibi böğür.. kar çimentoyu dök betonu kalıbın içine .. güya heykel diye ver.. içine tüküriiim öyle sanatın.. halktan kopuk bir avuç zümreye bir avuç sözüm ona elite.. caz maz elektro saz.. operet moperet.. bunları dinletme bana kerpetenle bünyemden kopart et yoksa adliyeden emekli beli az kambur arzuhalcide yazar.. '' davalı alirıza kızı kezban evcimek davacı vecdi oğlu necmi mercimek '' diye.. bumu sanat..sanat yapacak adam çok afedersiniz sifonun şamandırası bozuk ise.. lüle lüle onu öyle bir kıvırır ki.. öyle bir çevirir ki.. manastır dö la sümela.. sen basili katedrali.. mısır piramidi haline getirir.. kendisinden sonra oraya giren.. saygı ile eğilir.. '' ben buraya ne için gelmiştim hatırlıyamadım ama böyle bir eser ile müşerref olmak başlı başına bahtiyarlık'' diyebilsin.. '' bende yandım hatca gızın mor fistanınaaaa'' dizelerini işittiği vakit.. ciğerlerinin yağı cıkır cıkır erisin.. şıpır şıpır aksın.. '' eğer hatca kızın mor fistanına böyle yandı ise.. hatcanın kendine kavruluşunu sen düşün'' diyebilsin.. işte sanat bu.. yoksa üç otuz paralık emlak komisyoncusu da yazar kor oraya.. '' kiralık daire.. çocuksuz evliye yahut bayan ozan şaire'' diye bumu sanat.. işkembeden salla uydur uydur at.. nur topu gibi evlat adını koydum sanat hee.. yoksa telefon operatörü de gönderir.. '' Aylık 499 kuruşa canım türkiyem paketini tıkla tokturunu ara dert yan.. kalma lumbago belde fıtıkla'' diye.. nedir yani.. o yumurta o tereyağı unun içinde eriyecek.. yoğura yoğura taş gibi bi hamur.. yağla fırın tepsisini.. kızarıp köpürüp cozurdasın.. pooğça dediğin ağızda dağılacak.. damakta lezzet patlaması yapıcak.. sanat bu.. o şiir kornet dondurması gibi olucek.. dışının külahı hamur kalmıyacak.. çok kavrulup yanmıyacakta.. çıtır gevrek olacak.. en başta kapak altı çukulata olduğu gibi en diptede çukulata ile bitecek şölen.. okur onu ısırsın bol kaymak yoğun süt.. iri antep küçük küçük pralinler..okur onu yalasın.. okur onu emsin..sanat bu.. soğuk soğuk hararetini alsın..yürek yangınını söndürsün.. hepsi bu.. türkler atı sever.. at kişner.. at teper.. ak köpüklü boyunları heykel olur şehir meydanını süsler.. sen.. '' uzun kulaklarını son bir kez salla'' dedimmi başka dostlar başka aşklar hatırlansın sanat bu.. kaşmış gözmüş ağız burun oda yüz buda.. sen o yüzü tabloya çeviricen..üst kirpik hafifçe yukarı.. alt kirpik aşağı kıvrık olacak.. rimel çekip tercihen maviye boyamalı.. ikinci kıta buruna hızma.. üçüncü kıta dudağa ruj öyle kasap dükkanında et sergiler gibi olmuyacak.. incecik bir hat..etekler pileli yaka fırfırlı kol ağızları dantelalı olacak.. kulaklara küpe ayaklara manikür bacaka epilasyon bilmem ne bilmem ne.. sen oraya kırış kırış bakımsız yüz getirebilirmisin.. kulakmış saçmış kılmış.. oda adam buda.. gidip adam gibi banyo.. sinek kaydı bi traş.. surata çektimmi losyonu.. o cilt kendini bi toparlasın.. hatlar çizgiler dizeler orta yere dökülüp saçılsın.. gerekse saçı boya.. kulakta burunda kılmış tüymüş bilmem ne dağla gitsin.. şiir musakka değil ki.. şiir karnıyarık..patlıcan kabukların sütun gibi boyuna boyuna soyulduğu görülecek.. saltanat kayığı gibi sofraya kurulduğunda.. üste dilim domates.. sağında yeşil biber.. bir kıymaya daldıracan çatalı.. bi patlıcanı dola gitsin.. yımışacık pambık kıvam.. hepsi bu.. senin orda ruhun.. senin orda özverin emeğin çaban tabak gibi çıksın ortaya.. işte sanat desinler.. türk yemek sanatında..yok grammış dirhemmiş yarım kaşıkmış miligrammış olmaz.. göz kararı.. az pul biber az tuz biraz salça haline vaktine göre kıyma.. o maydanoz yaprağının serpilişi göze hitap edecek.. o oklava ince ince açacak pazıyı.. o cevizin dış kabuk alınıp döğe döğe.. senin orda hünerin senin orda sanatın.. senin orda höşmerimin ekmek kadayıfın paklavan bilmem ne.. ben şiir ekspertiziyim.. şiiri duman duman nemli.. ığıl ığıl çiğ..yabangülü iğde çiçeği kokusundan bilirim.. şelale sesi.. yağmur ormanı serpintisi.. ara ara özenle serpiştirilecek dize aralarına.. lepistesler rengarenk.. tatlı su karidesleri duyargaları ile saçılacak kıtalara.. ateş böceği yakamoz yapıcak.. gerçek şiir üç gün öncesinden okurun rüyasına girer..iki tavus kuşu gagaları arasına aldığı gerçek şiir yazılı kağıt rulosunu.. getirir.. sonra biri sıkı sıkı tutarken.. diğeri süzülüp kağıdın ucunu açar.. rüyada siyah beyaz değil rengarenk yakut zümrüt harflerle.. incik bonuk bilmem ne.. yoksa huysuz vircinde yazar.. '' kız ayol ayak topukun ne gadder güzel ya bu eteklik ne demeli.. diktirttinmi kendine özel ..'' diye.. nedir yani.. herkesin zeka ileri gidecek diye bir şey yok.. şiir zeka geriliği olan okur içinde yazılabilir.. şiir onun en doğal hakkı.. sık sık yinelenen klişeler kullanılıp.. algılama ezberde tutma sağlanır..zeka geriliği olan şiirde.. dikkati dağıtır hece aruz gibi vezinler yerine..o an için zihinden geçen sözcükler gelişi güzel saçılabilinir.. aslolan şiirin kendisinin geri zekalı olmamasıdır.. şairin geri zekalı olmamasıdır.. geri zekalı şiir ekolünü başlatan süreç.. şiirin işitsel ve görsel sanatlar karşısında zayıf düşmesi idi.. özellikle yetmişli yıllarda başgösteren.. evde tivi karşısında hapsolmuş bireye.. sinemayı tekrar cazip kılma.. tiyatorayı şirin gösterme amaçlı.. okullardan beher öğrenci başı yirmi lira söğüşlenip.. belediyehotoposlarına tıkıştırılan biçareler. .ali babanın bir çiftliği var sloganı ile şaklabanlık sergileyenlerin.. tiyatora endüstrisini besledikleri denli.. sinemacılar konusu banyoda yatak odası salonda geçen filimlerini yem olarak atarken.. genç delikanlıları keşfettiler.. aynı yıllar plastikler kalıba dökülüp.. naylon biblolar.. naylon hamurundan heykelcikler.. ucuz fiyatlar ile evlere servis edilirken.. kullan at kullan at tihniyeti ile..traş bıçaklarına plastik saplar..ankrajlandı..mıktar çakmağının papuç dama atılıp.. kauçuk meme.. silikon dudak.. plastik sidi kaset naylon çakma çakmak plastik saat bilmem ne.. plastik çocuk plastik adam.. 20. yüzyılın son çeyreği.. edebiyat sınaine.. geri zekalı kurgu.. gerizekalı fantastik.. ile ayakta kalma realitesini dayatırken.. şiir işletmeleri bu süreçte.. okur için geri zekalı şiir akımı başlatma lüzumu duydular.. öyle ya..makineleşmiş.. duyguyu kaybetmiş.. mekanik bir topluma.. kalkıp kerem ile aslı leyla vü mecnunmu verecektiniz.. realist katı gerçekçilikmi enjekte edicektiniz.. pencere kenarına tıkaç.. sayfadan yırtılıp külah eylediğinizde kabak çekirdeği leblebi doldurabileceğiniz argüman 3. hamur kağıda basılıp maliyeti düşük tutulurken.. beklenmiyen kontrikasyonu.. kaşıntı deride döküntü.. şairin kendini tatmiğn ihtiyacı denli.. okurunda benzerini yazmıya şairliğe öykünmesi.. taklit.. beraberinde ezeli bir tekrar..sürgit ve akut olma sorunu ortaya çıktı.. şükürki.. posta gazetesi gibi ciddi bir müessesenin dört kıtayı geçmeme kotası.. yurdum şairlerini frenler bu dahiyane buluşu takdire şayan iken.. 21. yüzyılın ilk çeyreğindede bu ekolün kitleleri etkisi altına alacağı aşikardır.. kaldı ki.. nazımdan sonra en büyük şair diye 2012 de inceyi gösterebilecek denli küstahlaşabilen.. medya devlerinin spekülasyon uğraşısı.... şiir pazarlamanın.. şair pazarlamanın.. rant elde edim getirisinin halen küçümsenmeyecek boyutta olduğu tabak gibi ortadadır.. geri zekalı şiir ekolünün son temsilcilerinden ersöze göre.. şiirin muhtevası anlamsızlık üzerine kurulu iken.. şekilden simetriden söz etmek çok saçmadır.. şiirde şekil dikdörtgenden ibarettir.. buda gelişi güzel sallanılan sözcüklerin.. üstüste istifi ile sağlanmalıdır.. karşı görüşcüler ise.. üçgen pentagram yamuk daire küre piramit prizma ısrarcı iken.. hepsinin karışımından.. potpori ekolü yakındır.. kitleleri a poltize ettiği denli.. deşarz kanallarından biri olduğu yadsınılamaz bu türde.. küçük sorunlar büyütülerek.. abartılı bir kavrulma yanma acıma üçgeninde.. yer yer isyankar.. yer yer sitemkar serzenişler ile aşk sevi çerçevesinde.. gevelenip..sevgilinin dönmesi için temenni dile getirilip.. yokluğunda kendi zavallı pejmürde biçareliğinin artışa geçtiği.. aksi takdir dönmedi.. kendine karşı yada ona karşı eylemle sonuçlanacağı dillendirilmektedir.. ya benimsin ya toprağın ana fikri yer yer.. ya herrooo ya merrooo gibi değişik nüanslar versiyonlar türevler ile şekil bulmaktadır.. konservatuarlara.. trt bünyesi ve devlet tiyatoraları ile opera ve balesine.. orkestıra şefi.. balet darbukacı oyuncu gibi ad adı altı kimi haybecinin alınıp.. santçı diye lanse edilmesi.. devletin süreğenliği için kaçınılmazdı.. doğru olanda bu idi.. çünki devletin olmadığı bir ortamda sanattan bahsedilemezdi.. ancak buda sanat kavramının içinin boşaltılmasına.. izleyicinin dinleyicinin kafasında.. sıvamacılık döşemecilik.. ototamirciliği kalaycılık gibi meslek ve zenaat dallarının.. sanat olarak algılanmasına sebeb oldu.. bilhassa ekonomik darboğazlar müsebbib faktör.. sanat kolda altın bilezik diye eti senin kemiği benim teslim edilen evladı bülentler.. kente göç ve tüketim toplumu olgusunu beraberinde getirdiler.. buda ne üretsem yer.. ne dayatsam yutar mentalitesinin ana dinamiğini oluşturdu.. nitelikten ziyade nicelikce artış müteakip.. kitle iletişim aygıtları ile bilinçlenen fert.. kolları sıvayıp.. '' kendi filmimi kendim çeker korum yu tuba.. kendi şiirimi yazar asarım foruma..'' bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. doğrusu hanedanlık sistemi.. geçmişin kavuklularının yeşilçam figüranlarının torunları dizilere senaryo yazıp.. oynuyor.. bağrışıp çağrışıp duruyor.. ama gerçek yazarın varoş bebesi içinde olduğu.. hayatı içinde yaşıyan ile.. dış dünyayı sezgi yolu tanımıya.. tanımlamıya çalışanların aynı başarıyı gösteremeyeceği tabak gibi ortadadır.. kaldı ki peruk takıp erkekken kadın kılığı girmişbiri.. abartılı karadeniz şiveli saf adam figürü..aşiret ağası maraba şarklı basmakalıbı klişesinden kurtulamama kısır döngüsü.. dış dünyada ulu orta akıp giden hayatı.. paattis soğan yoğurt bozacıdan ibaret gibi algılayım.. sanatı dar çerçevede.. kendi kendine ket vurur hale getirmekte.. bir umar bir çıkış kimse ses edemez.. nede olsa ulvi uhrevi kavram..öte yana gitme gelme duman bulutu içre hödük tip tipler.. burada dönüşü olmadık yerdesiniz.. bilmem ne bilmem ne.. yetmedi reklam olur.. alma sigara görüntüsünü kapat.. hedef kitle sıfır altı yaş unutma.. bilmem ne.. kendi sanatını kendin yap fikri bile sanat bence.. ki gerçek sanatçının sivrisinek olduğu tabak gibi ortada.. adamı mest eden harika sesi ile.. kendinden geçirtip.. ücreti bir kaç damla kanı alır.. tınmaz.. alkışlama kucaklama istersin.. ama o '' laubalilik istemez '' der sıvışır.. sanat vantilatör kayışı değil ki.. vantilatörün ta kendisi.. püfür püfür.. o kayışta o kemerde o ayna.. incecik beli sarıp sarmalarken.. kem gözün dikkat kemer nakışında.. aynasında toplanıp kişiye nazar değdirmeyecek sanat bu.. saçmalamak kişinin en temel hak ve hürriyetlerinden birisidir.. hiç kimse diğer kimseyi saçmaladığı için suçlayıp baskı altına alamaz.. ancak bu tür şiirinde ''zırva'' başlığı altında verilmesi gerekir.. sanat kadar içi boşaltılmış kavram yok.. aslolan içi boşaltılmamış kavramla gel.. sanat bu.. yoksa büyükşehirde sıradan bir işportacıda yazar.. '' ayna tarak.. ustura bıçak.. çakı çakmak..kayış kemer.. boya cila ile sünger.. radyo pil bide fener.. tesbib ipi don lastiği.. çek asıl fıstık kibin süner.. mum al belkim gece lamba söner'' nedir yani.. saçma sapan absürt bir film.. geri zekalı dizi senaryosu.. vasat bir zeka ile yazılabilir.. çünkü hedef kitle.. tam olgunluğa kavuşması zaman alır.. ancak nüfusca çoğunluk 0 6 yaş gurubu dahil ve küçük bir asil azınlık iken.. şiir öyle değil..en az +18 yaş gurubu.. dolayısı ile vasat üstü şart.. sınaatlı bir şiirde.. cümle sonları uyaklanmalı.. yer yer zorda kalındıkça.. ses uyumu daha cılız olan redife yönlenmeli.. sınaatlı söz söyleme sanatında..kulakta hoş intiba bırakır..okyanus dalgası.. ordan oraya koşuşturur sincaplar..cırıldaşan çekirgeler.. beyaz ak köpükler felan fıstık.. yutulabilir milyonla baloncuk..suda erir karbon dioksit glikozlu kabarcıklarla.. mineralize edilip besin değeri artırılmalı.. kakafonik kulak tırmalar sesler nötrolize edilmelidirlerdir.. yoksa dedemde yazar.. '' ben arpa ekiyom komşum yulaf ekiyor yar sana bakmayım canım karpuz çekiyor'' diye nedir yani.. edip dediğin sözcükleri alıp kıvırır kıvırır ip eder.. dilinin altından geçirir.. o çene zig zag zig zag dantel eder o cümleyi.. güpür yapar.. aralıklarından gün ışığı sızar.. gece tabak gibi mehtabı seyret.. martı çığlığı dolsun odana.. o gözeneklerden saten renk.. süt gibi ak.. oku oku doyamazsın.. oralarda kar gibi beyaz kokain zerrecikleri.. okuma bağımlısı eder.. içine çeke çeke sindire sindire okur elinden bırakamazsın.. sahte şiirin başlığı görsen kaşıntı başlar.. bir dize okusan kafandan aşağı kaynar su dökülür.. ikinci dize karabasan afakan bilmem ne bilmem ne.. gerçek şiir okurun eline yapışıp kalır.. ovalarsan ufalanmaz.. kaygan ve yağsız olur.. gerçek şiirde doğal şeker yanı sıra aromatik ve egzotik tatlar olur.. gerçek şiir anutçu basın emekçisi köşe yazarının.. '' yeni bir şiir kitabı okudum pek güzel olmuş'' çığırtkanlıklarına ihtiyaç duymaz.. gerçek şiir forum köşelerine yerleştirilmiş naylon şakşakcılara.. zembereği boşalınca.. '' arkadaş yakınımdır ben beğendim sende beyen '' çığırtkanlıklarına itibar etmez.. bu tür çıkışlara gebe kalma zarureti hasıl olmaz.. sanat sinei millette filizlenir.. halk bağrı yeşerip serpilir.. çok güzel olur çok.. sanatlı bir şiirde harf şekercikleri kristal halde kalmaz... şair ciğeri yağında diş ile tırnak ile sözcüğü eritip yüreği harında cümleyi kavurur.. işlenmiş tel tel dizeler pişmaniye pişmaniye dökülür.. şiir helvası kabına tane tane daldır çatalı ııh çatala yapışmaz.. sok altına çatalı üzerinde durur.. döğülmüş fıstıkı ile sanat bu.. yoksa ninemde yapar kavur unu dök pekmezi bumu sanat.. sen ona azmini sen ona sabrını sen ona yüreğini.. bir şey üretme çabanı paylaşma arzunu.. sen ona gündüzü geceni.. ömrünü gözlerinin aynasını bu lazım bu çok güzel çok.. sahte şiirde yüklem m harfi ile biter.. yanmıştı(m) kavrulayazdı(m) öleceği(m) gerçek şiirde ise n r z sesleri ile biter.. yanmışı(n) kavrulayazıyo®la® öleceği(z) sahte şiir ben merkezli döngüsünde kendi iç dünyasını dar çerçeve yansıtırken.. gerçek şiirde.. geniş perspektif ile ele alınacak şair haricinde bir dış dünya vardır..gerçek şair bu dış dünyada.. ferdin.. tek başına ferdin kararmışlığını saymazsak..sahte şairin gökyüzüne kondurduğu toz pembe fonun aksine.. daha gerçek renklerin hakim olduğu.. yer yer sararmış otlar.. yer yer yeşil fonda.. gökyüzü yer yer gri.. bulut yer yer karabuluttur.. bu karabulutun menşeinde.. hiroşimada önüne çıkan herşeyi yerle bir eder dev yangınlar olduğu gibi.. küresel ısınmaya götüren sanayi bacaları.. eksoz gazları yanısıra.. dikkatsiz yada bilinçli.. arazi rant amaç çıkmış çıkarılmış yangınlarda dahil.. alev alev bir dünya.. iiçre siyah renk sarı sarı yalım arası.. kızıl tonlar çevresi küçük bir detaydır.. sahte şiir karamsarlığına hafif bir optimizm katma arzusu taşıdığında.. geçmiş başarılar ile böbürlenip.. '' payidar olsun cihanda şanlı jet uçağı filomuz'' derken.. gerçek şiir.. '' söz ola kese savaşı'' der.. ve saatte yüzbin dolar yakıt yakan uçağın bir günlük keyfi harcaması önüne geçilse.. kaç garibanın doyasıya mercimek çorbası içeceğinin hesaplarını yapar.. sahte şiir.. uber poe gayesinden ırak.. unter poe sıçrayışları.. keçimsi hamleleri ile.. bulut eteği tutmak.. kol daldırıp yakamoz çıkarıp.. boynuna deniz dalgası dolama gayretşinaslığı içre.. gökten yıldız koparma ben merkezine güneşin halesini sağıp gelme hevesi çırpınırken.. gerçek şiir.. bunu bilimsel metod mekanik sistemler ile sal bireysel ferdi insan mutluluğu değil.. toplumsal amaç için.. aklın ve ilmin rehberliği araçlar .. makul mantıklı mentaliteyi düstur edinip bu yönde hareket eder.. gerçek şiir suda kaynatılıp hamur edilse.. elde yuvarlanıp parmak kalınlığında çubuk yapılsın.. ve iki uctan bükülüp.. yarım daire etmeye çalış.. bükülme yönünün aksi sırtta çatlak oluşmaz.. sahte şiirde bırakın çatlağı ortadan kopuverir.. sahte şiir her sahte ürünün pazarlanmasında olduğu gibi.. parlak sarı yaldızlı jelatinlere.. fiyonk kordelalı ambalaj başlıklara.. dize üstü fonda.. gelincik tarlası menekşe.. su taşır genç kız motiflerine yatırılıp servis edilir.. yine sahte şiir kıvrım kıvrım kuyruklu yazı stillerine ihtiyaç duyarken gerçek şiir en kolay okunur yazı karekteri ile.. sade ve yalın anlatımı gaye edinir.. şiir ilhamla yazılır şiir esinle yazılır.. emek sarfetmeden.. ilham perisi afedersiniz.. orta malı gibi ordan oraya değil.. çok gezen tavuk paçalarıyla.. eve çok çok bela getirir.. peri dediğin.. hanım hanımcık oturur.. gider Allahın emri peygambein kavli.. şair oğlumuza istersin.. çay kahve içilir.. şair oğlumuzun meziyet sayılır dökülür.. maaşallah çok bilgili.. çok kültürlü.. entellektüel düzeyi yüksek.. dile hakim.. elinden her iş gelir.. - maaşallah maaşallah.. şair oğlumuz ne iş yaparlar.. - valla her iş gelir elindenn de sorun burada.. bu güne dek şair oğlumuz bi paltaya sap olamadı.. işsiz güçsüz aylak takımından.. - ha ha ha verdik gitti alın hayrını görün.. gerçek şiir hamisi.. kartvizitinde şairlikten başka.. eleştirmen yazar fikir adamı fırdolacı bilmem ne bilmem ne.. sıfatlar taşımaz..şiirinin harflerinden adı d harfleri daha büyük olur.. şiirini mirkoskobla okursun.. gerçek şiir.. gerçek şair elinden çıkar.. ben gerçek şairi kamyon sürüşünden bilirim.. gerçek şair yokuş aşağı kamyonu tomruk yüklü iken vites boşta gider.. dönemeçmiş virajmış bilmem ne.. yeterki balata sağlam olsun difransiyel segman debriyaj şaft..dingil sağlam olsun.. fren tertibat buji silecek bilmem ne bilmem ne.. gerçek şair tahtakuruları ve bitler arasında serpilir.. gerçek şair alt ranzaya terfi edene dek üstlerde koğuş kokusu solur.. ciğer verem eder.. gözü ışık alır.. asgari dört kez hücreye çıkar.. gerçek şair büyük diktatoryalar.. ve ultraöte temohgrasilerde.. gerçek şair kan ve barut kokuları.. morarmış ceset yığınları arasında fışkırır.. kilometre kareye 800 pisikolok ve bakmakla yükümlü olduğu 2400 ruh hastası pisikopat düşen ameika gibi normal demokrasilerde.. birbirinin aynısı.. best seller diye kakışlanan 3. sınıf aşk hikayeleri..bilim kurgu adı altı zırva.. avantür tür saçma sapan varken.. polisiye fantastik öte gitmezken.. tolstoy gogolbüyük acılar maksim gorki kafka henüğz devrim sancısı çeker derebeyliklerde filizlendiler... yoksa sıradan bir akrobat muavinide yazar.. '' müdür beyin yeşil kürkü şu hayat öyle zor ki,müdür beni kovaladı iş buldum medrano sirki'' diye.. bumudur sanat.. şiir turşu değil ki.. ekşili köfte.. eee yersen.. şairin asli görevi şiir yazacak.. angarya işlerde çalıştırılamaz.. git araba sür git temizlik yap git palyançoluk akrobasi bilmem ne.. gerçek şair imbiğinde tek feylozofiya muğlak ve bulanık akarken.. esame fizik kimya skolastik.. etnomorfologiya.. sibernetik simya riyaziye cebir terminologi bilmem ne damıtık ve berrak akar.. sahte şairler gelişmekte olan ülkelerde.. bilişim teknolojilerinin hayata geçmesi ile.. edebiyat siteleri sayfasında.. bir gecede mantar gibi türer.. sabahleyin temizlik işçileri bunların kalem kalemtıraş şiir yazılı kağıtlarını silip süpürür.. ancak sahte şairlerin silinmesi süpürülmesi on yılları bulabilir.. kendini şair sanma hastalığının tedavisinde ön teşhisin önemi yadsınamaz.. sağlık bakanlığının yetişkin personel istihdamını sağlaması yanısıra.. ilgili polikliniklerin devreye sokulması techizat eksiğinin giderilmesi hayati önem arzeder.. hastanın hasta olduğunu kabullenmemesi tedaviyi aksattığı gerçeği ile.. hasta yakınlarınada büyük sorumluluk düşmektedir.. her türlü manevi desteğin sorunu gidermede olumlu adım olduğu yadsınılamaz.. ilk etapta hastanın kağıt ve kalemle ilişiğini kesmenin yaratacağı travma.. ileri aşamalarda..dış dünyaya ilgisizlik aşağılık kompleksi ile nükseder.. paralelinde karamsarlık intihar eğilimi.. agresiflik gibi sorunları beraberinde getirir.. bu sebebledir ki..kademeli olarak yavaş yavaş azaltma yoluna gidilmeli.. başlangıçta haftada beş tomar kağıt.. 20 kutu kalem verilen ferde zamanla haftada 1 tomar kağıt dört kutu kaleme düşürülmeli.. üçüncü ayın sonunda tamamen kesilmeli..hasta çevresine gazete peçete selpak tualet kağıdı sigara kağıdı sokulmamalı.. yanmış odun kömürü.. tuğla kırığı ve tebeşirle olan irtibatı kaldırılmalı.. yoksa asabiyenin en kıdemlisi remzi heceveznide yazar.. '' hem okudum hemde yazdım giyindim uzun kol göynk bembeyazdım'' diye bumu sanat.. bir çok insan doğuştan mutlu olarak doğar.. onlara her şey mutluluk kaynağıdır.. herkesin çocuğundan farklı olduğunu sandıkları.. herkesin çocuğundan farklı olarak gökten gümüş beşik.. altın zembil ile indiğine inandıkları kendi çocuğunun.. altını temizlemek.. pişpişlemek..bu bile onları mutlu eder.. önemli olan mutsuz insanlkarı mutlu edebilme.. sanat buu.. sanatçının kulakları kesik olur.. sanatçı kendi göbek bağını.. kendi göbek kordonunu kendi keser.. zarif teyzem alibeylerde.. karadut yerken dut dalından düşünce.. bizim oralarda duttan düşen eşek olur diye rivayet vardır..rahmetli ismail hakkı dayım.. - duttan düşen eşek olur.. demiş.. zarif teyzem çocuk aklı ağlamış ağlamış.. gözleri kan çanağı olmuş.. sonra aklına şu gelmiş yine çocuk aklı.. - amaan kulağımı kuyruğumu kestirir gene insan olurum demiş.. şiirin kulağı kuyruğu kesilecek.. eşek olmaktan kurtulacak.. o mermeri o taşı yontucan.. taşlıktan çıkacak.. o boya tualde tabloya sanata dönüşecek.. sonra yumuşak bir kadife bez ile parlatacaksın.. gerçek sanatçı aday adayları.. at6 çiftlikleri süt besihanelerinde yetiştirilmeli.. bir yıllık staj sonrası.. girdikleri mülakatta.. ekşi ekşi ter ve sidik ile haybvan pisliği kokusundan dem vuranlar elenmeli.. '' ben o tayın gözbebeklerinde.. rüzgar ile yarış etme aşkını gördüm.. ben o süt sağımında paylaşım gibi bir duygunun süte kattığı artı değeri okudum.. o lezzeti tattım'' diyenler ayıklanıp.. pentatlon yarışına alınmalı.. yoksa ispanyada sopa yiyen baskı gören kızgın öfkeli dana da dana.. bizde elden karpuz kabuğu yemiye alışkın.. adamın yüzünü adamın saçını elini yalıyan şirin danada dana.. nedir yani.. aşk her şeyin iksiri.. sevgi sanatın başı.. şefkat işle yaklaşmak sanat severe sanat buu.. ömrü boyunca bişr kez bile kullanılmamış.. pırıl pırıl nice beyin vardır ki.. hiç bir işlev ve fonksiyonu yerine getiremeden kara toprağa girer.. gerçek şiir yıpranmış yorgun düşmüş.. çalışmış ışılamış beyinlerin mahsülüdür.. şiir beyin kalp el kol parmak ağız dil ekip çalışmasının bir ürünüdür.. yüreğin harında kavrulan una.. ciğerin şıpır şıpır akan içyağı ilave edilir.. dilden akan şeker şerbeti katılır helva yapılır.. har olmasın o şiir kavrulmaz.. ciğer yağı yok o şiir yanar.. aslolan yakmadan kavurmak o unu.. aslolan yakıp kömüre çevirmeksizin.. dilden sızan şeker şerbetini kuru kuru ısıtıp.. karamela kıvamı elde etme.. erimeden aroması çıkmadığı gibi.. unu şekeri sarıp sarmalamayacak.. çok kızgın harda yakıp kötü kötü kokutmadan.. o ciğer içyağını cozur cozur köpürdüğünde.. un krem rengini alınca.. kat karamela kıvam şekeri.. helva olmadı dimi.. olmaz tabiii ona az çöğen ona az tahan ona gıdım limon tuzu.. türk şiirinin ölçüsü olmaz.. az dere otu az maydanoz bi tutam karabiber türk helvası ölçüsü yok..az fındık fıstık estek köstek. bilmem ne.. yakmadan kavurmak yürekin ciğerin iç yağında bu gün ve yarında bak bu lazım çok güzel olur çok.. gerçek sanatçı.. sanat ayı.. gerçek sanatçı sanat yıldızı.. sanat deresi tepesi bilmem ne.. gerçek sanatçı siyah olan derisini beyaz yapar.. sonra vazgeçer.. kavurmadan yakmadan yine maykıl ceksın olur.. gerçek sanatçı kadın olan cinsiyetini değiştirir.. sanat takım yıldız kümesi.. sanat şebeği sanat maymunu olur ama sanatcı olamaz.. insan mebbus olur kral kraliçe olur.. deve olur adam olur ama sanatçı olamaz.. sanatçı olma başkaa.. sanat kendinden başka her şey olma türlü kılığa girme.. asabi adamken.. komiklik etme..neşeli olduğun esna sinirli adam karekteri canlandırma.. hiç yaşamadığın ve yaşanması kabil olmadık ve fakat yaşanabilir bir aşkı paketleyip ambalajlayıp okura tattırma çabasına angaje olum..senden başka her şey oluş.. topluma mal olmak.. toplumun malı olum.. amaç insan mutluluğu ise aracı olum.. ve türlü eleştiri okları ile yergi mızrakları arasında kuyruğu dik tutuş çaban.. emin ağır adımlarla yol alım.. kıldan ince kılıçtan keskin ve türlü kuyruk acıları ile birlikte.. işte sanat buu.. ben şiir yazıcak adamı.. ben şiir üretecek beni ademi insan evladını.. ben nevi beşeri havva kızını.. gece bile abiye kıyafetinden bilirim.. gerçek şair gururlu ve onurludur.. sahteleri.. ''beni bırakma ölürüm eğerki sen yoksan damarımda kan noksan.. ne olur sevgili beni evli barklı adam sınıfı soksan terketme gitme gel bekliyorum.. ah ölüyocasınayım kalp tekliyorum'' diye salya sümük yakarırken.. gerçek şair.. ''ölürsem kabrime istemem gelme yaşarken taktın sen bana çelme..'' şeklinde hata kusurları dışa vurur.. gerçek şair okuru aydınlatıp bilgilendirir.. ''bu hökümet giderse.. yerine daha kötüsü gelir.. arkadaş ben bunu biliiir bunu gonuşurun..'' der.. ona göre.. şiir okumak okuru melankolik yapar.. pesimizme sürükler dış dünyadan soğutur.. depresyona hatta intihara götürür.. '' biz okuduk ne oldu ey sevgili okur git bir sevgili bul kendine.. sana çorap.. halı kilim dokur '' diye.. aşka sevgiye yelken açtırır.. el ele tutuşmayı salık verir.. ıraktan ırağa platonik növrozlardan alıkor.. sanat buu.. ben sanatçıyı.. ben sanat icra edicek adamı arkasında duvarı delip.. ayağı dizden kıvırıp büküp o deliğe gelicek biçem kendine topal görüntüsü verişinden.. '' ooğluyun kızıııyn başı için bi sadaka acımdan ölüyom.. velevki verme geç harakiri edip kendimi bölüyom'' diye kendini yerden yere atışından bilirim.. amaç insan mutluluğu ise.. bireyin vicdanbını rahatlatma.. diğer duygu sömürüm zenaatkarı içinden sıyrılma.. sanat bu.. ben sanatçıyı darbuka çalışından bilirim hiç bir şey bulamadı açar göbeğini parmaklarıyla yine çalar.. şiir yazıcak adam kanıyla yazar diliyle yazar dişi tırnağı ile yazar yine yazar.. ben şiir yazıcak adamı eleştiriye açık..burnunda kıl olmayışından.. kirpikinde çapak yok uykusuz gecesinden bilirim.. yazıcak insan çıkar erkek gibi yazar.. yazıcak insan kadın gibi genç kız gibi yazar.. bakın antolocinin yeni yüzünün profiline.. hiç ömründe şiir yazmasın yine olur.. çünkü kendisi şiir.. her kadın şiir yazamaz.. eli erbab olacak.. koca tencereyi şiir ile doldurur.. iki dize yiyemezsin.. az pişirecek öz yazacak.. bol bolamaç yapmış kim yer.. hijyen kurallarına mutlak uyacak.. başına şapka bone eşarp bilmem ne bilmem ne.. dünyanın en güzel şiiri de olsa içinde bir tek kıl çıksa bile o şiiri yenmez yapar.. şiir kılsız şiir kılçıksız bilmem ne.. tırnak aralarının kirli olduğu düşüncesi bile o okuru şiirden soğutur..ya toplu iğne başı ile tırnak içini tamizleyip ya oje ile kamufle edilmelidirlerdirler.. dizeler pembeleşince yakmadan bu sotelenmiş harc ilave edilmeli..aşırıya kaçmadan su eklenmeli.. türk şiirinde soğan pembeleşmez.. yanmadan kavrulmuş soğan rengini kızartılmış yeşil biber rengini alır.. '' yenile tükendi cebimin şarzı ne güzel şey sevgili seninle gezmesi arzı yine sevdiğim taam spagettidir hani pişirilse italyan tarzı'' diye az öz leziz sanat bu.. yoksa.. ''ağladım gözüm şişti cebin şarzı üçten bire düşltü hasretin sebeb yemekti aştı yiyemiyom gözün kör olmasın herif sana bi şey diyemiyom'' nedir yani.. eli erbab kadın olacak böyle.. tamammı.. o pilava bir sefer kaşığı salar.. yarısını sola yarısını sağa yatırır.. o pirinç tane tane yapışır kaşığa.. o şiirin fasulyası dermasol cinsi olucak iri iri bi gün önceden ıslanacak.. yağlı kuzu kemiğini emicek o dize.. salçası helvelenecek böyle banıcan o suya.. erbab kadın sini dibine bi parmak su kor.. güvece apardığı maaallebiyi sürer fırına.. o maallebinin üstünü yakmadan yakar.. o maaallebi damakta infilak eder.. kül etmeden yakmadan yakar.. sanat insanı çıkar insan gibi 2 dize.. sanat insanı çıkar şair gibi bir kıta..sanat insanı çıkar şiir gibi şiir iki kıta yazar.. sanatçı el öpmez el öptürür.. sanatçı yağ yakmaz.. sanatçı yalakalık yapmaz..sanatçı sen güçlüsün zenginsin sana yancı yazılmaz..sanat insanı halkın yanında.. hakkın yanında adaletin yanında olur.. sanat insanı çeşme akarken küpü doldurayım.. halktan kopuk ihtirasların..depreştirdiği gözü para hırsı bürümez.. gerekirse cebinden harcar.. geleceğe az öz kültürel miras sanat adına bir şey bırakmaya çalışayım der.. baştan başa tüketim çağında küçük çap bi üretimim olsun az olsun öz olsun der.. kimini sanat sepetine kimini çöp sepetine.. 100 atıştan birini basket etsin yeter.. 1000 atışltan biri sanat sepetine düşsün yeter.. bir şair bir şiirle anılır..bir mıh bir nal bir nal at at sanat yacak yiğit kurtarır.. hepsi buu.. '' başvurmak var iken deh demek gibi sanata incinir bir meşin kırbacı vurursan ata in hemen hayvanın gönlünü almaya çalış.. şefaat etmez sonra bak.. boş durursan ata'' bi yerde.. literatürümüze '' popülarite sarhoşluğu'' olarak giren rahatsızlık.. başarılı çalışma ardı gelen şöhretin verdiği rehavetle.. kendini koyverme.. sanatı önemsememe.. gibi belirtilerle ortaya çıkıp.. doğuştan şair birsini bile.. sonradan olma.. ancak azimli sebaatkar.. çalışma neticesi.. muvaffak olmuş şairlere dahi postu kaptıracak denli.. popülasyonun büyülü dünyasına kendini kaptırım derinlik sarhoşluğu ile eşdeğer.. yukarı çıkamama.. şiir şah damarını koparmasına kural kaide bilmesine rağmen.. kendini yeterli gelişimden uzak tutuş.. vasatta ısrarlı olma tutumu gibi.. sanat levelinin düşük kalmasına yol açan hayli önemli sorundur.. yer yer eleştiri dirgeni ile dürtüklenmesi gerekirken.. şartlı reflekslerin alkışa adapte olumu.. bu yönde yanlış tutum..saman çöpü gibi asır içinde onu eritecektir.. gerçek şair gerekirse çakma isimlerle.. çalışmalarını sık sık yem olarak sarkıtır.. eleştirel yaklaşımlara göre gerçek ad ismine bu eskizleri ilave eder.. popülarite grafikini yüksek tutayım yer yer müstehcenlik yer yer tribünlere oynayım şaklabanlıklarına soyunmaz.. ne olmuş sanatçı olmuşta..başı göğemi ermiş..inmişmi göbeğinin şişi.. dünyada milyonla insan aç.. dünyada milyonla insan ev barksız.. işsiz sefil.. milyonla çocuk okuma oyun çağında çalışma zorunda.. parasızlıktan tedavi olamıyor .. aile içi şiddeet ölümle iç içe.. dünya ekonomik krizler pençesi kıvranırken.. amanın ne.. aşık olmuş.. acımış yüreki.. ağlamışmış.. bunun dışında.. üç beş avutucu söz.. dünya savaşların.. dünya doğal felaketlerin.. eşiğinde.. bir kaç iyi olur inşallah temennili dize.. bir kaç lay lay lom kıta.. bumu sanat.. önce insan olmalı.. sanatçı dediğin alçakgönül tevazu sahibi olur.. ben sanatçıyım demez.. derse büyüsü sihri bozulur.. okur oturabilirsin demedikçe.. başı önde el pençe divana durur.. sanatçı gazoz kapaklarının.. açma halkalarının içinden çıkmaz.. 1525e şifreni gönder beleş konser kazan zırtapozluklarına soyunmaz.. sanat gazoz kapaklarına.. sanat komodin gözüne bilmem ne.. rezervuar dolaı sifonlar içre sığınmaz.. sanatın yeri halk bağrıdır.. yoksa dedemde karar alçı çimentoyu dök kalıba onlarca ucube.. bumu sanat.. sen onu murçla.. sen onu çekiç sen onu keski ile.. diğer bütün taş oyma mermer işleme zenaatkarı gibi yont.. sonra onların yapamadığını.. o dudak çatlaklarını çuvaldız ile çiz.. o göz bebek etrafında çizikler.. o damarlar iğne ile o kirpikler arasına kıl testere ile giricen tek tek.. tüm zenaatkar gelip gıpta ile.. imrenerek şapka çıkarsın işte sanat desin.. arada belirgin çizgi ön pilana çıksın.. sanat bu.. çok afedersiniz.. dizeleri üstüste.. şey gibi apartuman gibi kaba inşaat yığmak değil..sen o kolonlaron 16 lık demirleri.. etre aralıklarını.. sen o kirişlerin yük taşırlılık oranına göre yükseklik uzunluk ve genişlkiği.. bilmem ne bilmem ne.. o hasır beton o kıtaları taşıyacak..iki sekiz buçukluk tuğla arasına izocam.. ses yankı yapmıyacak.. iç duvar hitong elbise askısını taşısın .. arkaya profil demir çek.. dübelle vidala.. zemine elektrik kablo geçirme borusu ko betondan evvel..ıslak zemine pis su çekeri deve boynu ihmal etme ki şiir kokmasın..kaba sıva ince sıvba..ilkin dolgu sonra saten alçı.. cıcıl cıvıl bi renk boyamı az matmı olsun..o şiir parıl parıl süsleme kartonpiyer avize..o şiir şekille muhtevayı harman etsin.. akustik olarak kubbe ve kemer mimari en ince tını ile versin sesi.. şiirin öz musikisi orta yere çıksın.. havalandırma öyle camı aç kapa değilki.. emiş egzost.. ocak üstü davlumbaz bilmem ne.. sanatın diğer blok birleşim yerlerinde çekomastik olur.. ufak tefek depremde sarsıntıda sanat sallanır ama kolay yıkılmaz.. sanat seni beni dede ebeni gönderir ama kendi yerinden kıpırdamaz.. uzun ömürlü olur.. sanat sanat gibi olur.. filim gibi filim yapma sanatı.. şiir sanatı söz söyleme sanatı.. müzik bestesi müzik güftesi yapım sanatı.. bestelenmiş güfteyi farklı yorumlama farklı icra etme sanatı.. sinema tiyatora potuğraf resim heykel karikatür bilmem ne bilmem ne.. geleceğin bilgisayarları klavyesiz.. geleceğin kompütürleri faresiz olacak.. yeni stiv copslar lazım.. ordan sil dedimmi silecek.. şu adireseye gir dedimmi girecek.. kopyala demenle.. '' hangi kısma kadar'' diye sorduğunda.. '' oğplum sen hele kopyalamaya bi başla ben dur dur dediğmde durursun'' dendiğinde.. '' peki efendim'' diyecek.. yapıuştır demenle yapışacak kalıcak.. in demen imleci aşağı çık demen yukarı götürecek.. işte hayatı kolaylaştırım sanatı.. işte tasarım sanatı.. yoksa dedemde yazar..tuşlara basıp basıp.. takkudu tukkudu diye.. bumu sanat.. hedele hödele höt zöt diye şiirmi olur allaaseen.. yok kreyzi idea imiş yok dahilik delilik bilmem ne.. bilmem ne.. ben sanat yapıcak adamı.. dirsek hizasına kadar gömlek kolunu sıyırışından.. ben sanat adamını.. diz kapaklarının az üzerinden pantolonu hafifçe çekip.. ondan sonra oturuşundan.. ben sanatçıyı.. papyon gravatının üzerinden geçirdiği normal gravatını.. tam ortadan geçicek şekilde bağlayışından bilirim.. sanat buu.. gerçek eleştirmen ben okudum haz almadım ben okudum beğenmedim deme lüksüne sahip değildir.. gerçek eleştirmen okumadan eleştirir.. içi kan ağlasada eleştiri sanatını bir görev bir misyon olarak addeddiği sebeb sepeti.. gerekirse öz baldızı bacanağınıda eleştirir.. haz aldığı şiiride.. işte sanat bu.. gerçek eleştiri sanatkarı.. ben buna baktım tipini beğenmedim.. bundan bi şey beklenmez onun için okumadım.. diyen adamdır.. eleştiri yapan adam gözünde siyah meşin bantla gezer..eleştiri yapıcak adam elini bağlatırki.. el yordamı.. şiirini eleştirdiği dayısımı yeğenimi.. amcası teyzesi özge ağyarmı anlıyamasın.. hısıma gelince hım hım.. ele gelince meee.. bumu sanat.. ben eleştiri yapıcak adamı ağızının açık oluşundan hiç kapanmayışından.. ben eleştiri yapıcak adamı özeleştiri.. yaani kendi kendini eleştirme yapamayışından.. daha doğrusu kendi diye bir şeyin olmayışından.. kendini yiye yiye bitirip tüketişinden anlarım.. yok mtoplumsalmış.. yok bilmem ne.. sanat suskunluğa sanat şekilsizliğe.. sanat durgunluğa inat içindir.. sanat gelecekte.. sanayileşime paralel soyu tükenecek.. '' geçmişte böyle ulaşım aracı vardı'' diye yontulu bırakılacak bin at içindir.. o uşak görele kazısı çıkmış.. karun hazinesi en değerli parçası.. o pigasusa.. baktımmı insan.. '' bunu insan değil cinler yapmış'' diyecek.. o pigasus kanatlı at kolyenin boyna geçen kısmı.. o teller tek tek böyle öre öre.. sanat bu.. o pigasusun altından sarkan mercimekten az büyük her parçanın beher parçanın üzerine tek tek ayrı ayrı işli o atlı adam.. o vaktin gravürcüsü.. iğne ile desen çiziktirdi.. sanat bu.. gertçek sanatçı hap imiş içki imiş.. az sivri biber yesin sesi açılırmış.. yok ot kafa yapar ilham gelirmiş..fasa fiso.. gerçek sanatçı çıkar.. erkek gibi delikanlı gibi yazar şiirini.. gerçek şair gökdelen gibi yığıp okuru altında bırakmaz.. okur şiir sonunda.. okumanın verdiği huzursuzluk baş ağrısı bel sırt ağrısı ile ayrılmamalı.. bilakis iç huzuru ferahlık ile kalkmnalı şiirin başından.. şair onun yaralı yüreğine iki damla gözyaşı akıtmalı.. bir uçak 250 kilo boya ister.. 250 kilo boya üç adam demek.. 1000 uçaklık thy dahil 100 ülke 100 bin uçak demek.. 250 kilo boya yerine günde 300 bin kişiyi taşıyacak uçak kapasitesine.. saçma sapan bir içgüdü ile boya vuruyorlar.. çıplak alimünyum dururken.. ana harcanan emek ona harcanan para.. tuvale şiire harcanmalı.. dumansız issiz küresel ısınmasız.. illa bu yakıtı narcıyacaksa aptal bir boyayı taşımaya değil eş değer insan.. alnım akı yüzüm karası insan taşınmalı sanat bu.. davincinin sahtekar.. mikelanjelikonun düzenbaz olduğunu bilmiyenmi var.. pikasso ayyaşlın teki.. dali ise gerçek bir şizofren.. içlerinde tek van gogh akıllı gibi duruyor.. ama onunda ruhsal sorunları var.. yok bodlermiş yok alen poe imiş yko vörlin sadr bilm em ne bilmem ne.. sen bana alaaddin gaybi ver.. alaaddin gaybi ile coştur beni.. kaz dediğin öyle kaynat al getir değilki.. bi kere soğuk ayazları yiyecek.. o tuzu çekecek.. odun çek ateş yak kaynat suyuna pilav..bilmem ne bilmem ne.. gerçek şair dibe dalar.. sonra başını kaldırır.. yukarda uçuşan binlerce balık görür.. çıkar yukarı elini kıyıdaki kayaya kor.. amuda kalkar.. gökyüzünde yüzen onlarca kuşun.. niçin karınları yukarda.. sırtları aşağıda olduğunu sorgular.. sanat bu.. şair adam okurun kafaya şair kişi okurun beynine murç ile çekiç ile balyozla vura vura.. sarsa sarsa titretir.. hayatın anlamını yaşamın hakiki değerini.. ömrü neye verme gerektiğini sorgulatır.. kırlangıçların köstebeklerin.. küçük bir toprak topağı içinde hayat bulma sanatını irdeler.. bizim gep geniş çoğrafyada.. birbirimizi yeme alışkanlıklarımızı gözden geçirtir..sanat bu.. ben neyin ne olduğunu bilirim.. kül yutmam..numara yapma dostum sen de en az ben kadar.. bunun süreç olduğunu.. sanata giden yolda aşılmaz sarp kayalık.. derin koyak vadiler olduğunu.. yolları birbirine bağlar asma köprüleri tutan.. yer yer kalas yer yer kereste..düz tahta döşeme.. bilmem ne.. hepsinin basamak olduğunu.. üzerine basarak yol alındığını.. bildiğine kalıbımı basarım.. yoksa dedemde yazar.. '' basmayım gırılır iğdenin dalı.. yarim bin piskelete ben olam ayak pedalı'' diye bumu sanat.. toplumsal miyopsi okyanus dibinde petrol.. toplumsal miyopsi yeraltı zenginlikleri.. demir cevheri.. bakır madeni metrelerce altta taş kömürü mineralleri doğal gazı hortumlarken.. burnunun dibinde gerçek cevheri sanatçıyı görmez.. onu kilometrelerce uzakta gtönül gözü hipermetroplar görür.. çünkü mum dip aydınlatmaz.. sanat sanatçı itilip kakılmaya horlanmaya hükümlü..gerçek sanatçı yarı deli muamelesi görecek bir kürek mahkumudur.. o küreği çekecek yaba gibi avuç o avuca kan pompalar mangal kibin yürek lazım.. bak işte bu lazım.. çok güzel olur çok.. gerçek sanatçı '' uçak muçak boyası ile ne kast ediyor bu'' fikri aşılar.. gerçek sanatçı makiyaja harcanan para ile yenicek sandviç ara döner yollu beyine protein pompalanacağının wsinyalini verir.. güzelliğin aynaya baktığın an kaybolan pırıltı.. boyanın ise o pırıltıya ket vurur göz bağı olduğu mesajını okura iletir.. gerçek sanatçı.. incikli boncuklu elbiselerin.. göz kamaştırır mücevherlerin arkasına gizlenmez.. gerekirse çul çuval gerekirse.. çıplak sanat bu.. gerçek şair kendisini efbieyin mossadın dinlediğini bilen paranoyaktır.. halkın domates gibi ezildiğini dizelerinde yansıtır.. '' aynasız panzeri her kıyı köşe mecburen salçalı oldu yemekler aracın egzosa patates döşe o vakit pek boşa gitmez emekler'' şeklinde.. analitik geometrinin çözüm kümelerini verir.. gerçek şairin içinde kırk mum yanar.. 39 u zamanla söner ama birisi hep yanık kalır.. omuza atılsa düzgün.. süzgün güzele süs verir.. yünlü ve ipek şallarının.. utangaç hasta ikızgın insan yüzü basar soluk renk mor ile allarının.. itici sempatik ve şirin türlü beşer hallarının.. resim heykel şiir filim bilumum sanat dallarının.. genetik kodları.. medyen şifreleri dilerim birgün çözülmüş olur.. amaç ebedi saadet ise.. leylada dahil.. dilerim herkes aradığını bulur.. nerden sevgili bir ben bıraktın mehtaplı gece kurt gibi ulur.. aman aman heey.. sanat sanatçı olmayınca olmaz.. ama sanatçı sanat olmasada olur.. sanat buu.. her devir her iktidar her çevre.. her zaman her yer.. ayakta dimdik devrilmden hacıyatmaz kalabilme.. hepsi bu.. herkese sanatlı sepetli günler dilerim.. nikah şekeri sepeti.. düğün nişan şekeri.. karamela sepeti.. bilmem ne.. hayatımın çöp tenekesi sepeti.. ehü ehü.. eh eh eh.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted September 18, 2012 ŞAİRSİN icerinde henuz soylenmedik soz dizende bariz fark varsa sairsin ormanin kuytusu serin yesil oz kiyisi dere ark varsa sairsin bosuna uydurma sozcuk turemez siir bir kazaktir herkes oremez gozlerin kor olmus yonun goremez onlerin ucurum yarsa sairsin ask ile dolas dur fatsasi unye kalem kagit elde patliyan funye bagrini acmaktan usutmus bunye su dunya sahsina darsa sairsin mehtapli gece kurt adam olursun bazi siir yazar bazi ulursun ulkenin her sehir sohret bulursun hatta edirneden karsa sairsin birakmaz yakani dertler pesinde gecenin ikisi sabah besinde uzanmis yatakta uyur esinde ellerin bir tutun sarsa sairsin cikmak istesede gittikce batar kadavra halinde bir kalp var atar bankamatik kenar koprude yatar meskenin istasyon garsa sairsin ah hayat agizda komuyor diste dalagin izgara cigerin siste omur lokum cifte kavrulmus iste yuregin ateste harsa sairsin siirde sig kalma dagil yuzeye yuru be adamim daha kuzeye velevki mumkundur cek git uzaya saturnden venusu marsa sairsin fakirem hukmudur.. garip bizlerin unutulur adin kalmaz izlerin kocalik kotu sey tutmaz dizlerin gozlerin agliyor zarsa sairsin.. 2 Share this post Link to post Share on other sites
By_X 46 Report post Posted September 18, 2012 Panturk abi şiirlerin ciddi bir birikimin ürünü. Düz yazı, nesir ilede uğraşsan senden güzel şeyler çıkağından eminim ama illaki şiir illaki şiir diyorsun... Share this post Link to post Share on other sites
adıgüzel 49 Report post Posted September 18, 2012 Maşallah, Allah kaleminize kuvvet versin, ilham versin.. Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted September 18, 2012 Bezen bir çocuk tebessümü satırlar yazdırıyorsa Yahud ayakkabı boyayan çocuk içini acıtıyorsa Mürekkepler denize kafa tutuyorsa Bir lokma ekmek boğazından geçmiyorsa Alasından fakirlikten de tat alıyorsan Zenginliğe hor bakıyorsa gönlün Saçma sapan gülüp Ve o haline bakıp deli diyenleri aldırmıyorsan Simit yiyip susamını dökmemeye gayret ediyorsan Bir baltaya sap olma derdindense Mutluluksa şu hayattan emelin Kafiye derdi gütmeden de yazabiliyorsan Şekli değil cevheri murad ediyorsa kalbin Seviyor, seviliyor ama susuyorsan Acıdan tad almak gibi garip bir durakta Hele cami cemaatından ve çoraplı namaz kılansan Sözü büyülü kelamı işliyip duruyorsa kalemin Hasılı babaysan, anaysan, dostsan Sen şairsin arkadaş Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted October 9, 2012 kuskunmu kem talih bahtina dusman kader bir orumcek ag leyla leyla dunyaya gelmiyen hem gelen pisman git gide degisir cag leyla leyla el surup dokunsam agrir tam bura yuk tasimaz belin dondu kambura dertli dertli vursam sazin tambura ahvalim viran bir bag leyla leyla sevda hicre kopru gecip agilmaz dunya dar han imis kolay sigilmaz gitmiyor basimdan efkar dagilmaz figanim yigili.. dag leyla leyla dertliyem aglarim gozum yasarir hicranim teselli nasil basarir eksilmez icimde umit yeserir yagmur olup basa yag leyla leyla fakirem gezerim gurbetin colde ordek olamadik bir yesil golde ister isen dogra ikiye bolde oldur beni koma.. sag leyla leyla.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted October 9, 2012 hayret.. baraka insaa etmisler.. eskiden nerde olsa kivrilip yatiyodum.. boyle daha iyi.. yagmur yagista.. ayagi camura bataga sokmaz arabanda teker iyi siirin asirlarca durur bozulup kokmaz pekmezin bal seker iyi siirin iyi siir sanki merhem yarada aksi hal doktora gorun arada havada ucar hem yurur karada keklik gibi seker iyi siirin yagmurda bitince sokakta turun kendini bir siir yani ko kurun burnu koku alir garip okurun dikkatini ceker iyi siirin iyi siir dusse bizim mahale dogar sanki mehtap ustunde hale gonul bahcem sumbul menekse lale cicekleri eker iyi siirin iyi siir okur sirtini kasir akici dil ile daglari asir serde alcakgonul.. tevazu tasir ve boynunu buker iyi siirin hekim tabib doktor duymuyor cagrim aspirin yutmakla gecmiyor agrim iki damla yasi akitir bagrim gozyasini doker iyi siirin yuregim yaniyor yokmudur zulan zavalli su benle kafayi bulan iyi olup fayda etmezmi ulan cigerimi soker iyi siirin icerik ninni tat gozun var suste sevmemmi bunca yil bahtina kuste sen uyursun cikar yildizlar uste gece gibi coker iyi siirin.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted December 8, 2012 dusunmesin gecmis mazin dertli dertli aglar gonul arada bir hazin hazin dertli dertli aglar gonul garip isen ah bilader aglar anan aglar mader boyle yazi boyle kader dertli dertli aglar gonul aglar gonul dertli dertli bizim iller yigit mertli olamadik yesil kartli dertli dertli aglar gonul ben aglarim hic gulemem can cekisir tez olemem akar goz yasim silemem dertli dertli aglar gonul yok basimda lenger foter meskenimdir hanlar otel gelip tastik etsin noter dertli dertli aglar gonul ocak subat ile mardi duserim daglarin ardi ayrilik sinemi yardi dertli dertli aglar gonul yar gelse bir usul usul alsak abdesini gusul neye yarar kerkuk musul dertli dertli aglar gonul sen keci ol bende teke ey sevdigim karameke daima ic ceke ceke dertli dertli aglar gonul dertler demir gibi sertler goz kurbaga misal portler arabanin yanar dortler dertli dertli aglar gonul bu dert beni iflah etmez toplumun icine katmaz gece olur yatar yatmaz dertli dertli aglar gonul dost aglamak bizde moda bogazim istiyor soda karanlik ve soguk oda dertli dertli aglar gonul aglamayip ne yapacak sus kafanin ip kopacak hergun aksam sabahacak dertli dertli aglar gonul bugday tenli ak benizli konusamam sizli bizli tenhalarda gizli gizli dertli dertli aglar gonul telkin verip teskin eder rasladigim papaz peder beni sarar elem keder dertli dertli aglar gonul ferhat gibi daglar yarip bagla hekim yaram sarip yoksa boyle garip garip dertli dertli aglar gonul ah ulan ah baban muhtar olsaydi kim sana deh der calar izmir marsi mehter dertli dertli aglar gonul aglamaktir isim gucum demez kimse canim cicim dokulur yas sicim sicim dertli dertli aglar gonul aglar kirpik islak uclu bu iste ben degil suclu hickirarak icli icli dertli dertli aglar gonul ben aglamak kader sayar dilerim sen aglama yar kollari bagrina dayar dertli dertli aglar gonul kredinin dolar limit bogazima durur simit soner hayat soner umit dertli dertli aglar gonul acar cukur eselerde raki komaz siselerde iste boyle koselerde dertli dertli aglar gonul tikali kalp ana arter bel bukulup ayak surter beni kara toprak orter dertli dertli aglar gonul ben gormedim bahar yazlar vurup mizrap calar sazlar halime bak icin sizlar dertli dertli aglar gonul bu dunyada iki zulum bir ayrilik birde olum birde sevda varsa gulum dertli dertli aglar gonul gonul dertli dertli aglar icerimin erir yaglar goz pinari yosun baglar dertli dertli aglar gonul basta bozuk kotu lider cira gibi adam dider olurum goz acik gider dertli dertli aglar gonul dertli dertli aglar gonul saz calmakla gecti omur alamadik odun komur dertli dertli aglar gonul gardas olur isen sair felsefe yap aska dair ah garip mahsun vesair dertli dertli aglar gonul aglarim dokerim yasi tirnagin var basi kasi kabrim bilmez mermer tasi dertli dertli aglar gonul dertler duman olur tuter beni sevda derde iter kagidim yok kalem biter dertli dertli aglar gonul.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted December 30, 2012 saat altiyi.. yedi geciyor.. saat altiyi yedi geciyor sokaktan bir kopek kedi geciyor bu aksam ortalik erken karardi bereket gozlerim iyi seciyor acik cukurun yok rogar kapagi onune bakmazsan yolun sapagi su sira piyasa bir hayli durgun uc kurusa tiftik bese yapagi sag tarafta bakkal onunde market gormezden gel kardes sol yana cark et sucuk icin yalniz dana gerekmez tavuk bile olur arada fark et arka sokaklarda daracik yollar ev yiksin dozerler azicik bollar ondan sonra artar gasp turu suclar her kose basi bir serseri kollar ben insan ararim elimde fener oksijensiz ortam mum dahi soner pazarlik payi var tezgaha yanas en son bese olur yuz gram doner curuk tarafi at yariyor halta manav hep ezigi koyuyor alta boynunda gravat adam sanirsin oduna gidiyor elinde balta altiyi yedi geciyor saat saatciye gotur bozuk diyorsa at donuste yayan gel sen sen ol binme bindiginde eger seni yorsa at asalet atlarin kaninda vardir baktin yaralandi yarayi sardir gardasim bu dunya kimseye kalmaz ne diye kavga et kafayi yardir saat altiyi geciyor yedi disarda golgeler tamami kedi icinden birinden ates istedim ne yazik malesef kalmadi dedi adamim cakmagin varmi yedekte ah ulan bal olmak vardi petekte mek danilds turunde beslenmek sakat beslenen sort giyer giyer etekte etek boyun en az elli santimi gecmezse boylama sakin kantini bu gun ki menude varsa iskembe yarin var mutlaka sirdan tantuni intaniye kismi bizim revirin adama diyorlar taksi cevirin sapik ihtimali bir hayli yuksek kim donsuz geziyor yere devirin.. kirvem kusan omza fisegi ters at kundagin cikarip namluyu kir sat yarin su silaha ruhsat almali elinde imkan var firsat bu firsat saat yedi gecti henuz altiyi severim yogurtlu sicak mantiyi nezdimde kanatli hayvanlar kardes hor gormem kargayi yahut martiyi tayinin cikarsa birak hayati kofte olur ancak ekmek bayati ote dunya eger cayir cimen yer baharda oynasir seyret tay ati saat altiyi yedi geciyor yagmurda kac balik gordum ucuyor bazende ustume cakiyor simsek korkunc bir gurultu dehset saciyor bu saat bu dakka kafam dumanli ummanda bir gemi olsam limanli azimle taslari delermis sican bende basaririm yurek imanli saat altiyi yedi geciyor sefalet dizboyu kafa aciyor ses gelmez belkide hoparlor bozuk radyoyu kurcala uykun kaciyor yedi oluyor saat altiyi geceli bir kiz tanimistim yuzu peceli pecen acsan bile opemem dedim cunku dudaklarin cilek receli acaip sogudu havalar birden ust basim gorunmez oldular kirden ben imparator neron gorsem tanirim tac tahtindan degil caldigi lirden saat altiyi yedi geciyor icimde bir badem cicek aciyor aci olma riski yuksek meretin bu yuzden mutsuzum keyfim kaciyor elli bin yil once ne idik kimdik uyansam kendime atardim cimdik su cikmaz sokakta daracik ara yurudum gururlu ve basim dimdik elliuc var simdi saat yediye icim biraz buruk bilmem ne diye kirkdort kere gecti nice yilbasi hic kimse vermedi bana hediye hayal oldu artik seninle vuslat dok ey yar gozyasin yanagim islat ben oksuz buyumus kucuk cocugum al basim sinene gogsune yaslat.. Share this post Link to post Share on other sites
panturk 15 Report post Posted December 30, 2012 pop idi arabesk idi caliniyor yeniyilda bir onceki yil eskidi saniliyor yeni yilda bizim idi rodos girit ata oynar idi cirit yine sade suya tirit baniliyor yeni yilda gezme ustunde tohmetle yurunur biraz zahmetle eskiler elbet rahmetle aniliyor yeni yilda esek muhtacken palana noel cami al halana yalan ustune yalana kaniliyor yeni yilda uyandi gobege siyen kalmadi yamali giyen bu zamlar bitecek diyen yaniliyor yeni yilda yeni yil agarsin safak birlik olak bitsin nifak garip millet ufak ufak yonuluyor yeni yilda guvenme alin terine yokluk mih saplar derine bir cogu keriz yerine konuluyor yeni yilda is bulama bu yazlarda lekelendi beyazlarda kis gunu su ayazlarda donuluyor yeni yilda dalsak tombala oynuna hile yap vebal boynuna bazi bazi bir maymuna donuluyor yeni yilda enisteni gelip oper mahallenin kara sopar yakinda kiyamet kopar deniliyor yeni yilda akar suyun sesi dindi gecim yuku omza bindi tavuk bulamadin hindi yeniliyor yeni yilda dans edilmez hic somyada soyle icmesin denyoda ayiltmak icin banyoda yunuluyor yeni yilda eski yil cope atilip yeni kervana katilip parlatilip parlatilip sunuluyor yeni yilda od ver havai fisege yoruldun uzan dosege attan inilip esege biniliyor yeni yilda fakirem takmam bi seye raziyam yarim siseye soz soyleyip bir koseye siniliyor yeni yilda.. Share this post Link to post Share on other sites