MÜNZEVİ 202 Report post Posted October 23, 2011 Bir hükumet, mücahede ettikçe cesareti artar, terk ettiği zaman cesareti azalır ve binnetice cesaret de, hükümet de söner, mahvolur. İşaratül-İcaz Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted October 28, 2011 İnsan kalbi bir sandıktır; dudaklar onun kilidi, dil ise anahtarıdır. İnsana o anahtarı iyi muhafaza etmek düşer. Ömer Bin Abdullaziz Hazretleri Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted October 29, 2011 Öfkeye inancım vardır. İncil; öfkenin de bir vakti olduğunu söyler. Malcom X Öfkesiz iman bir hiçtir. Evet adam aynen bunu söyledi. 1 Share this post Link to post Share on other sites
Naturel 9 Report post Posted October 29, 2011 Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır! Cemil Meriç 2 Share this post Link to post Share on other sites
ferhat_TR 4 Report post Posted October 30, 2011 " Yüreğimi korkak büyütmedim ben... Kaybettiklerim, dağıttığım servetimdir.." Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted November 1, 2011 Bir takım aptallar içine düşsün diye tutup da kasten çukur açmak niyetinde değilim. Malcom X Share this post Link to post Share on other sites
Vefa Rüzgarı 27 Report post Posted November 2, 2011 Sen kendini biliyorsan ,kendini bilmezlerin söyledikleri anlamsızdır. Çünkü gereksiz eleştiri ,sadece gizli hayranlıktır. C. aytmatov Share this post Link to post Share on other sites
Hudavendigâr 11 Report post Posted November 3, 2011 "Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır; Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. " 1 Share this post Link to post Share on other sites
Hudavendigâr 11 Report post Posted November 3, 2011 İnsanoğlu acizdir, muhtaçtır. Fazla artistlik yapmamalıdır. Share this post Link to post Share on other sites
Hudavendigâr 11 Report post Posted November 3, 2011 Sakın ola gülmeyi, gülümsemeyi, tebessümü otuziki dişinizi âleme seyran ettirmekle, sesinizin en nazik tonunu bile bedleştirmekle maruf kahkaha ile karıştırmayın. Tebessümle verdiğiniz sadakanın hayrını, hatta daha fazlasını kahkaha ile heba etmeyin, zararlı çıkarsınız. Tebessüm bir durgunluk ve dinginlik hali iken kahkaha bir çılgınlık halidir. Tebessümde ne kadar kendinizi bilirseniz, kendinizde olursanız, kahkahada bir o kadar kendinizi kaybeder, kendinizden uzaklaşırsınız. Kahkaha, tebessümün ucuz pazarlarda satılmak için parlatılmış, ambalajlanmış, reklam edilmiş halidir. 1 Share this post Link to post Share on other sites
yavru 0 Report post Posted November 3, 2011 BABADAN OĞULA Eve dönmez bir akşam; Ve gün yüzlü çocuğu, Sorar: Nerede babam? Bakarlar, oldu, bitti; Gelir, derler çocuğa, Baban attaya gitti. Uzar gider bu atta; Ve neler neler olmaz Ve kim bilir ve hatta; Bir mahşer gerisinde; Babası döner bir gün, Oğlunun derisinde... NECİP FAZIL KISAKÜREK Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted November 3, 2011 Yaşamak, hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir” Share this post Link to post Share on other sites
Naturel 9 Report post Posted November 4, 2011 De ki: “Herkes kendi şekline (mizaç ve meşrebine) göre amel eder.” Öyleyse kimin daha çok hidayet yolunda olduğunu en iyi Rabbiniz bilir. İsra 84 . 1 Share this post Link to post Share on other sites
mütereddid 254 Report post Posted November 4, 2011 Bilmem siz nasıl düşünürsünüz ama, kanımca ayet-i kerimelerin "düşündürücü sözler" başlığı altında paylaşılması pek hoş olmaz.Ayrı bir başlık açılsa zannediyorum daha hoş olur. * "Yaptığımız iş,ne kadar 'Allah İçin'? Ölçüsü:kimsenin bilmeyeceği ortamda ne kadar yapardık, kişilerin önünde yapmaya ne kadar hırslıyız..." (Nureddin Yıldız) 1 Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted November 4, 2011 Ayetlerin paylaşımına dair başlık kilitli sayın mütereddid. Ayrıca değinmeden geçemeyeceğim şu adını iktibas ettiğiniz zatın üzerinde biraz durursunuz umarım. bknz:şahsiyetler başlığı Share this post Link to post Share on other sites
mütereddid 254 Report post Posted November 4, 2011 Sözüm tenkid makamında bir söz değildi mümin kardeşim. Yanlızca, her türlü şahıstan kelam nakledilebilen bir yerde Allah Kelamının da aynı grupta, aynı başlık altında zikredilmesinin pek uygun bir tablo olmadığı düşüncemi belirtmiş bulundum. Sadece şahsi bir kanaattir, sahibini bağlar diyelim. Mezkur konunun kilitli olduğunu bilmiyordum, kilitlenme sebebini de bilmiyorum. Münasip bir başlıkta yeni bir konu açılmasında ne gibi bir mahzur vardır, onu da bilmiyorum. 1 Share this post Link to post Share on other sites
yavru 0 Report post Posted November 4, 2011 “Can saatini Rahman ezelde kuruvermiş. Bir gün göreceksin ki o saat duruvermiş.” -- Necip Fazıl Kısakürek-- Share this post Link to post Share on other sites
HEZ-EZ 96 Report post Posted November 5, 2011 Ey gönül gidenden ümidini kes kaçan bir hayale benziyor herkes sanki kulağıma gaipten bir ses buluşmalar kaldı mahşere diyor..... 1 Share this post Link to post Share on other sites
-kardelen- 11 Report post Posted November 11, 2011 Kelam Devaya Benzer Az Söylersen Fayda Verir... (ABDULLAH.BİN. ÖMER) Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted November 13, 2011 Asıl yetimler anadan, babadan değil; ilim ve ahlâktan yoksun olanlardır.” Hz. Ali (r.a.) Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted November 13, 2011 Kirli eller daha temiz...Temiz elli Kirli gönüllerden... (Özdemir Asaf) inşallah daha önce yazılmamıştır :rolleyes: Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted November 25, 2011 •Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı. • Daha büyük evlerde ama daha küçük ailelerle yaşıyoruz. • Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı. • Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı. • İlaçlar çoğaldı ama hastalıklar arttı. • Az kitap okuyor ama çok televizyon seyrediyoruz. • Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik. • Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik. • Hayata yıllar ekledik ama yıllara hayat katamadık. • Uzaya ulaştık ama ruhun derinliklerine gitmiyoruz. • Atomu parçaladık fakat önyargılarımızı yıkamadık. • Çok yazıyor ama az gelişiyoruz. • Daha çok plan yapıyor ama daha az sonuç alıyoruz. • Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı öğrenemedik. • Gelirimiz arttı ama karakterimiz zayıfladı. • Tanıdıklarımız çoğaldı ama dostlarımız azaldı. • Çabalarımız arttı ama mutluluklar azaldı. • Dünya Barışı diyor ama silahlanmada yarışıyoruz! • Evlerde çift maaşın birleştiği, ama çiftlerin ayrıldığı, • Güzel evlerin güzel yuva olamadığı, • Vitrinlerin dolu ama gönüllerin boş olduğu günlerde YAŞIYORUZ...! 1 Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted November 25, 2011 Bir gün padişah iki tane köle satın aldı. Kölelerden biri çok temiz yüzlü inci dişli biriydi, nefesi gül gibi kokuyordu. Diğeri oldukça çirkindi, dişleri çürümüş ağzı kokuyordu. Padişah o güzel yüzlü köleye ihsanlarda bulunarak onu hamama gönderdi. Dişleri çürümüş ağzı kokan köleyi yanına çağırdı. Kendini çok beğendiğini fakat arkadaşının kendisi hakkında çok kötü şeyler söylediğini belirterek, onun da arkadaşının kötü huylarını söylemesini istedi. Fakat köle arkadaşına toz kondurmadı hep onu övücü sözler söyledi. Padişah ne yaptıysa bir türlü o köleye arkadaşı hakkında kötü bir söz söyletemedi. Nihayet ikinci köle hamamdan geldi. Padişah onu da sınamak için huzuruna çağırdı. Onu övücü sözler söyledi. “Sıhhatler olsun ne kadar zarif ve latif olmuşsun. Keşke öbür kölenin sayıp döktüğü kötü huyların da olmasa ne . olurdu.” dedi ve onu da diğer köle gibi denemek istedi. Bunun üzerine köle kızdı, köpürdü ve arkadaşı hakkında kötü şeyler sayıp dökmeye başladı. Biraz konuştuktan, arkadaşının kötülüklerinden bahsettikten sonra padişah onu susturdu: - “Yeter artık ikinizin de özünü, aslını anladım, onun ağzı kokuyor, senin ise için kokmuş, bundan sonra sen o doğru sözlü ve güzel huylu kölenin emrindesin haydi git.” dedi. Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted November 25, 2011 Kızlar gizli gerek Gizli olduğu için değerli değil midir hazine? Fuzuli 2 Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted November 25, 2011 Arkadaşım Gayle dört yıldan bu yana kansere karşı yaşam mücadelesi veriyordu. Diğer arkadaşlarımla birlikte onu ziyarete gittiğim bir gün çocukluk düşlerimizden söz ediyorduk. Gayle başını pencereye doğru çevirdi. Gözleri çok uzaklarda, sesi sitem dolu “Ben, kumandalı, kırmızı bir oyuncak arabamın olmasını isterdim hep, ama doğum günümde ne istediğimi söylersem; dileğimin gerçekleşmeyeceği korkusuyla hiç kimseye söyleyememiştim bunu. Bu nedenle de asla radyolu, kırmızı bir oyuncak arabam olmadı.” dedi. Gayle’i ziyaretimden bir kaç gün sonraydı. Çok sevdiğim dondurmayı almak için sırada beklerken birden dondurmacının vitrinindeki kırmızı oyuncak arabayı gördüm. Yanına da bir not iliştirilmişti: "Dondurmanızı alırken vereceğimiz kuponu doldurmayı unutmayın, belki de çekiliş sonunda bu kumandalı araba sizin olabilir." Hemen Gayle’in sözleri geldi aklıma. Bir kaç hafta boyunca sürekli dondurma alıp , verdikleri kuponları doldurdum. Hiç bir çekilişte de kazanamadım. Bu kırmızı arabayı mutlaka Gayle’e almalıydım. Dördüncü haftanın sonunda artık çekilişte kazanmaktan ümidimi yitirmiştim. Dükkan sahibi ile konuşarak bana bu arabalardan bir tanesini satmalarını rica ettim. Dükkan sahibi dört haftadır hergün dondurma alıp, kuponları doldurduktan sonra büyük bir heyecanla çekiliş sonuçlarına baktığımın gözünden kaçmadığını söyledi. Ardından da gözlerimin içine bakarak: "Söyler misiniz, neden bu kadar çok istiyorsunuz bu arabayı? "diye sordu. Gözlerimden süzülen yaşlara aldırmadan ona arkadaşımdan söz ettim. Çok etkilenmişti. "İstediğiniz oyuncak arabayı verdiğiniz adrese göndereceğim" dedi. Yazdığım çeki masanın üstüne bırakarak , büyük bir mutlulukla evime geldim. Ertesi günü Gayle’i ziyarete gittiğimde gözleri ışıl ışıldı. Elindeki kırmızı oyuncak arabayı göstererek küçük bir çocuk heyecanıyla: "Bak" dedi. "Bunca yıl bekledim ama nihayet dileğim gerçekleşti, hem de tam istediğim gibi !" Ertesi günü postacı bir zarf uzattı elime. Açıp okumaya başladım: "Sevgili Bonnie, annem ve babam da kanserdi ve ikisinide, altı ay gibi kısa bir sürede kaybettim. İkisi içinde çok çabaladım ama doğrusu dostlarımın sevgisi ve cömertliği olmasaydı hiç bir şey yapamazdım. Gerçek dostlarım olduğu için kendimi hep şanslı hissettim. Gayle’de senin gibi bir dostu olduğu için çok şanslı. En iyi dileklerimle. Norma" Dondurma dükkanının sahibiydi mektubu yazan. Benim masasına bıraktığım çek de zarfın içindeydi... ________________________________ Share this post Link to post Share on other sites