ibrikçi 47 Report post Posted October 25, 2015 - Ama bazı bidatler güzel ve faydalı görünüyor hocam.- Öyle görünse de hiçbir bidatte iyilik ve güzellik yoktur evladım. Ve izah etti:- Çünkü bu din tamamlanmış, kâmil olmuş ve Allahü teâlâ bu dinden razı olduğunu bildirmiştir. Bundan sonra, buna yapılacak eklemeler güzel olamaz. Hak olan, doğru olan bir şeyde yapılacak her değişiklik, dalalet ve sapıklık olur.Sırri-yi Sekati hazretleri ”rahmetullahi aleyh“ Share this post Link to post Share on other sites
genç şair 6 Report post Posted December 9, 2015 Bu konuda farklı düşünüyoryum.Hoca gerçekten çok cesaretliymiş.Cuma namazı iç ezanına ve toplu tesbihe ve hatta cematle teravihe sapıklık diyecek kadar cesaretli yazık... Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 10, 2015 Aziz kardeşim burada kaynak verilmiş ve alim gerekçesiyle bir açıklama yapmış . Dikkate değer olduğunu düşündüğüm için paylaştım. Şuan telefondan emaneten yazıyorum ayrıntılı aşıklama açıklamayı inşaAllah uygun bir zamanda yaparız. Share this post Link to post Share on other sites
genç şair 6 Report post Posted December 11, 2015 Gerçekten merakla bekliyorum. Bütün ehl-i sunnet alimlerinin ve hatta mutezile alimlerinin bile kabul ettiği bidat tanımını yok sayan bu anlayışı nasıl açıklayacaksın? Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 11, 2015 Aziz kardeşim bak ne düşündüm, Allahın dostu vardır ,sevgilisi vardır ama asla ortağı yotur. Ortağı veya ortakları yoktur. Bu konuda imam rabbani hazretlerinin de benzer yorumu vardır zaten onu ararken ulaştım paylaştığım bilgiye. Bidatlerde nur yoktur... Yine kısıtlı imkânlardan dolayı araştıramıyorum imam rabbani hazretlerin izahını bulamıyorum. Yazmak istediklerimin bir çoğunu yazamıyorum. Bak ortak yok deniyor. Bu çok önemli ... dost var sevgili var hatta akraba gibiler bile var ama ortak yok... şimdilik bunu düşün . Allah bizi cehennem ateşinden korusun. Share this post Link to post Share on other sites
genç şair 6 Report post Posted December 12, 2015 Ya kardeşim bidatte nur yoktur derken ortak ne alaka? Benim sana sorduğum şu: Bidatte nur yoktur derken teravihi iç ezanı ve toplu tesbihi bunları da katabilir miyiz? Ama şöyle bir rivayet var hz. Ömer cemaatle teravih namazını kılan bir gruba bu ne güzel bidat diyor. Nur yok ise bunu nasıl açıklayacaksın? Senin bu yorumların selefi zihniyetin getirdikleridir? imam rabbaniyi iyi oku. Yanlış yerden bakma... Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 12, 2015 Aziz kardeşim selefi işlerini bilmiyorum gerçekten. Bak aklıma bişe daha geldi cumada imam efendi demişti, yunus emreden, Sırat kıldan incedir Kılıçtan keskincedir Varıp anın üstüne Evler yapasım gelir Yunus Emre Bu konunun Yunusca açıklaması olduğunu düşündüm. Sırat ,şeriat gibi. Allah dostu ise çok şevkli istekli öyle ki geçmesi gereken sırat köprüsünde evler kurmak istiyor. Hayır hasenat işleri gibi... Şeriat tarikat marifet ... Asıl sormamız gereken şu , nur olmayan şeyler sapıklık mı delalet mi? İslamda bir şeyin değiştirilmesi sapıklıktır. Bu ortaklık gibi. Ama onun üzerine bir güzellik düşünüp yapmak , dostluk. Nur olmasada... Share this post Link to post Share on other sites
genç şair 6 Report post Posted December 12, 2015 Kardeş sana tavsiyem bu konular hakkında fazla yazma.Bilmiyorsan ınsanların kafasınıda karıştırma. Ya iyi öğren konuş yada başka şeyler yaz. Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 13, 2015 Aziz kardeşim , ben selefiyi bilmiyorum. Ben türküm selefi değilim. Aslında forumda islami konular kısmında bu konuyla alakalı çok güzel bir çalışma da paylaşılmış. Orada benim ulaştığım bazı bilgileri de gördüm. Yani alimler bu konuyu zaten etraflıca incelrmiş. Ahh hocam olsaydı ona sotardık şimdi... Akşam marifet nameye baktım.. Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 14, 2015 Marifet namede bidatle alâkalı bişe bulamadım ama aşkla aşıklıkla alakalı bazı yazılar vardı. Aşığı tarif ediyor övünmek gibi olmasın aynı ben. Bu durumu şöyle bağlaya biliriz, aşıklık nur gibi aşık olmayan adamın ne dini var ne imanı... Vesselam... Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 14, 2015 Aziz kardeşlerim çözdük. Bakın şimdi bizim bir mihenk taşımız vardır böyle konularda. Fatih sultan mehmed hazretleri sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin övgüsünü almadı mı? Eee... yukarıda yazılan ve bidat olduğu idda edilen şeyler fatih sultan mehmed hanın zamanında varsa bidat olamaz. Alimler defterleri kitapları bir daha karıştırsınlar bakalım. Bu işte bir yanlışlık var... herkes kafasından bidat uydurmasın kardeşim. Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 15, 2015 Aziz kardeşlerim görüldüğü gibi çile de çözüldü. Neymiş çile? Bak şunun kokusuna mis kokuyor mis... Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 16, 2015 Aziz kardeşlerim seçim vaadi krediyi yaş sınırından dolayı ve dahi evlilik kredisini de yaştan dolayı alamıyorum. Mikailide işten atmışlar krizden dolayı. Hocam zaten dergahından kız isterim diye selamımı bile almaz... T Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 16, 2015 resmen sevdalanmadan aşık olmuşuz vesselam... ölmeden mezara girmişiz ... Bu bidat değil mi... İnsan ölmeden mezara konur mu... Evde ölümü bekleyen suriyeli kardeşlerimden ne farımız var. Bizgitmedik dle mi bize kızmışlar... Share this post Link to post Share on other sites
Hâcegân 226 Report post Posted December 24, 2015 Sırrı Sakati Hz. bir Allah dostu. Büyüklerden... Ama yukarıdaki bilginin kaynağını yazar mısınız? Ayrıca özellikle dini konularda bir ifade üzerine hemen yorum yapılmaz. O ifadenin bağlamı da önemli. Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 27, 2015 Aziz kardeşlerim biz kaynağı yazmasakta sırrı sekati hazretleri kaynağı vemektedir... Şimdi ben cuma çıkışı aldığım mektubata bir bakayım kaynak orada da vardır . Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted December 27, 2015 Bu fakîr, bu bid’atlerin hiçbirinde güzellik ve parlaklık görmüyorum. 186 YÜZSEKSENALTINCI MEKTÛB YAZAN Âriflerin ışığı, Velîlerin önderi, İslâmın bekçisi ve Müslimânların Baştâcı İMÂM-I RABBÂNÎ AHMED-İ FÂRÛKÎ SERHENDÎ Terceme eden HÜSEYN HİLMİ IŞIK “Rahmetullahi aleyh” [1911-2001 Eyyûb-İstanbul] BİRİNCİ CİLD Hakîkat Kitâbevi Darüşşefeka Cad. 53 P.K.: 35 34083 Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93 http://www.mektubat.de/node/1495 Google arama Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted January 2, 2016 186 YÜZSEKSENALTINCI MEKTÛB Bu mektûb, Kâbil müftîsi hâce Abdürrahmâna yazılmışdır. Sünnet-i seniyyeye uymağı, bid’atlerden kaçınmağı istemekdedir: Allahü teâlâya ağlıyarak, sızlıyarak ve Ona sığınarak ve güvenerek yalvarıyorum ki, bu fakîri ve ona bağlı olanları, bid’at olan işleri yapmakdan korusun ve bid’atlerin güzel ve fâideli görünmelerine aldanmakdan muhâfaza buyursun! Seçilmiş olanların, sevilenlerin efendisi, en üstünü hâtırı için bu düâyı kabûl eylesin! (Bid’at) demek, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” zemânında ve Onun dört halîfesi zemânlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydâna çıkan şeylere denir. Bid’atleri ikiye ayırmışlar: (Hasene) [güzel] ve (Seyyie) [kötü]. Resûlullahın ve dört halîfesinin zemânlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydâna çıkan ve bir sünnetin unutulmasına sebeb olmıyan güzel şeylere, (Hasene) demişlerdir. Sünneti ortadan kaldıran bid’ate de, (Seyyie)demişlerdir. Bu fakîr, bu bid’atlerin hiçbirinde güzellik ve parlaklık görmüyorum. Yalnız karanlık ve bulanıklık duyuyorum. Eğer bugün, kalbler kararmış olduğundan, bid’at sâhibinin işleri iyi ve güzel görülürse de, yarın kıyâmet günü, kalbler uyandığı zemân, bunların zarar ve pişmânlıkdan başka bir netîce vermedikleri görülecekdir. Fârisî beyt tercemesi: Ciğeri yakan düşünceden, gözüme uyku girmedi, acabâ o sevgilim, geceyi kiminle geçirdi? Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bizim dînimizde yapılan her yenilik, her reform fenâdır, atılmalıdır). Atılması lâzım olan şeyin neresi güzel olur? Bir hadîs-i şerîfde buyurdu ki: (Sözlerin en iyisi, Allahü teâlânın kitâbıdır. Yolların en iyisi, Muhammed aleyhisselâmın gösterdiği yoldur. İşlerin en kötüsü, bu yolda yapılan değişikliklerdir. Bid’atlerin hepsi dalâletdir, sapıklıkdır). Başka bir hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâdan korkunuz! Sözümü iyi dinleyiniz ve itâ’at ediniz! Ben öldükden sonra gelecekler, çok ayrılıklar göreceklerdir. O zemân, benim ve halîfelerimin yolumuza sarılınız! Dinde yeni ortaya çıkan şeylerden kaçınınız! Çünki, bu yeni şeylerin hepsi bid’atdir. Bid’atlerin hepsi dalâletdir, doğru yoldan ayrılmakdır) buyuruldu. Dinde yapılan her değişiklik bid’at olunca ve her bid’at, dalâlet olunca, bid’atlerin hangisine güzel denilebilir? Bu hadîs-i şerîflerden anlaşılıyor ki, her bid’at sünneti ortadan kaldırmakdadır. Bid’atlerin, bir kısmı kaldırır, bir kısmı kaldırmaz demek, pek yanlışdır. Görülüyor ki, bid’atlerin hepsi seyyiedir, kötüdür. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (İnsanlar, ortaya bir bid’at çıkarırlarsa, Allahü teâlâ, buna karşılık bir sünneti yok eder. Sünnete yapışmak, ortaya bid’at çıkarmakdan iyidir). Hassân bin Sâbitin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Bir millet, dinlerinde bir bid’at yaparsa, Allahü teâlâ, buna benzeyen bir sünneti yok eder. Kıyâmete kadar bir dahâ geri getirmez) buyuruldu. Âlimlerimizin hasene dedikleri bid’atlerden bir kısmına dikkat edilirse, sünneti yok etmekde oldukları görülmekdedir. Meselâ, meyyiti kefenlerken, ölünün başına sarık sarmağa (Bid’at-i hasene) demişler. İyi düşünülürse, bu bid’at, sünneti bozmakdadır. Çünki kefende sünnet, üç parça olmasıdır. Sarık dördüncü oluyor. Sünneti değişdiriyor. Değişdirmek, yok etmek demekdir. Âlimler, sarığın ucunu sol omuz üzerine sarkıtmak güzel olur demiş. Hâlbuki, iki kürek arasına sarkıtmak sünnetdir. Bu bid’at de, sünneti, açıkca yok ediyor. Bunun gibi âlimler, nemâzda, kalb ile niyyet etmekle berâber, ağız ile de söylemek müstehab olur demişdir. Hâlbuki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin, Eshâb-ı kirâmın ve Tâbi’în-i ızâmın “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” söz ile niyyet etdikleri, ne kuvvetli bir haber ile, ne de za’îf bir haber ile bizlere hiç ulaşmamışdır. İkâmet okununca hemen (Allahü ekber) diyerek nemâza dururlardı. Bunun için, ağız ile niyyet etmek bid’at oluyor. Bu bid’ate hasene demişlerdir. Hâlbuki anlıyorum ki, bu bid’at, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünki ağız ile niyyet etmek câiz olunca, çok kimse, yalnız ağızla niyyet ederek kalb ile niyyet etmediklerinden hiç korkmuyorlar. Böylece, nemâzın farzlarından biri olan kalb ile niyyet yapılmıyor. Bu farz yok oluyor. Nemâz kabûl olmuyor. Bunlar gibi dahâ nice bid’atler, reformlar, herhangi bir bakımdan olsa bile, sünnetden fazla oluyorlar. Bu ziyâdelik, sünneti değişdirmek demekdir. Değişiklik ise, yok etmek demekdir. O hâlde, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” sünnetine birşey katmamalı ve Onun Eshâb-ı kirâmına “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” uymalıdır. Çünki, Eshâb-ı kirâmdan herbiri, gökdeki yıldızlar gibidir. Herhangi birine uyan se’âdete kavuşur. [İbni Âbidîn diyor ki, (Nemâza başlarken niyyet etmenin farz olduğu sözbirliği ile bildirildi. Niyyet, yalnız kalb ile olur. Yalnız söz ile niyyet etmek bid’atdir. Kalb ile niyyet edenin, şübheden, vesveseden kurtulmak için, söz ile de niyyet etmesi câizdir.)] Kıyâs ve ictihâd, bid’at değildirler. Çünki bunlar, (Nusûs)un, ya’nî âyetlerin ma’nâlarını meydâna çıkarmakdadırlar. Bu ma’nâlara başka birşey eklemezler.(Ey akl sâhibleri! İyi anlayınız!) meâlindeki âyet-i kerîme, kıyâs ve ictihâdı emr etmekdedir.http://www.mektubat.de/node/1495 Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted January 3, 2016 Aziz kardeşlerim , "Hiçbir bidatte nur yoktur" bunda anlaştık artık. Şimdi Bidatlere bakıyoruz nur göremiyoruz artık. Ama biz nur görmek istiyoruz.İşte o zaman da her sünnette bir nur olduğu fikri doğuyor . Şimdi sünnetlere teker teker bakıyoruz.şuan burada bir sünnet var mı bakalım ...Nuru görmeye çalışalım ki Gözümüz nura aşina olsun. Çok heycan verici bir konuya girdik. Sanırım nuru gören kalp. Bakan göz gören akıldır. Nuru gören de kalp olmalı. Bu fikir şuan teori. Yani nuru kalbin gördüğü fikri şuan dayanağı yok ben şimdi uydurdum. Bir kitap var olsaydı okusaydık belki bişeler çıkardı. Uzun zaman önce kaydetmiştim kapak sayfasını Bu sıradan bir kitap değildir. Şimdi neden kaydettiğimi hatırlamıyorum ama aklımda bişeler canlanıyor.... (biraz araştıralım) Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted January 3, 2016 İnsanın kalbine 4 şey iner1. Allah'ın marifeti (evliyalara gelir)2. ilim gelir 3. gaflet gelir 4.münafıklık dedikoluluk gelir. Medineli Hacı Osman Akfırat (k.s.) Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted January 4, 2016 Gördüm vücûd ilinde Kur’ân okur dilindeTıfl-i ma‘nî dersini bildügüm midür hatâ!. ÜMMİ SİNAN DİVANI Tıfl-i ma‘nî: mânâlar çocuğu Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted January 5, 2016 Aziz kardeşlerim , şimdi sizler iyi niyetli insanlarsınız. Beni yanlış anlamanızı istemem. Evliya olaraktan ,Kesinlikle ne yerde ne gökte bir kürsüm yoktur. Buraya görevli gelmişim gibi bir şeyde bilmiyorum. Biz kendi halimize bakıyoruz dergah gördükmü kapısında kıvrılır yatarız böyle mırıldanırız sadece kovulana dek. Biz günah işlemiyor muyuz ? tabiki de işliyoruz bu günahları gizlemek için belki de evliya takliti yapıyoruz. Ne kadar batmışız anlayınız... Aynı zamanda çok güvenilir bir insanımdır hackerliğim vardır. Bazı şifreleri kırarım Bazı sitelere saldırırım Sanal alemi dar ederim... Mesela ben bilmiyor muyum hocamın hesabının parolasını? İki şık var ya besmeledir ya "s.... s.... ü..... ü.... "dir ama biz bunu biliyoruz diye gidip haşa ortalığı karıştırack değiliz. Allah bizleri razı olduğu yolda sabit kılsın. Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted January 5, 2016 Aziz kardeşlerim problemi buluyor çözümünü vermiyor gibi olmayalım bir nasuh tövbesi buldum Hacı Osman Efendinin sohbetlerinde . Mübarek diyor ki, "Allahım kuvvet sendedir sen beni affedersen niye affettiğini söylemene gerek yok. Kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin. Kuvvet senindir." Dua tam bu kelimeler olmaya bilir ama mantığı böyle Share this post Link to post Share on other sites