mewt 0 Report post Posted June 8, 2007 ............................. Ölürsün kapanır yollar geriye Ben mezarla sırdaş olur beklerim Varılmaz hayale işaret diye Toprağında bir taş olur beklerim................ kimi sadece bir kuru selam bekler kimiyse yalnız güzel bir kelam yaşamayı yaşatmak amacındayken saf ruhlar birtek hatırlanmak beklerler bence sizinde bir bekleyeniniz çünkü sizi bekleyende biri var SİZCE ??????? Share this post Link to post Share on other sites
nevbahar 5 Report post Posted June 8, 2007 bi zamanlar belki evet doğruydu bu kanı fakat artık ne beklemek ne de bekletmek.. yalnızca inandığım yolda ilerlemek.. Share this post Link to post Share on other sites
rembo 2 Report post Posted June 9, 2007 içi boşalmasa mananın ardından gidilirdi. fakat sizin dediğinizde hiçbir zaman bir mana olmadı ki o dediğiniz olsun. manasız bekleyiş olmaz mı tabii olur ama akıbetleride malum. isyankar, alkolik, esrarkeş hatta eroinman. manalı bir tane bekleyiş vardır: o da ölümü beklemek. gerisi hep berheva. Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 1, 2007 beklemek.... nefis işidir aslında.... beklemek gelmeyeceğini bile bile : işte bu ölümü beklemek gibidir... BEKLENEN GELMESE DE BEKLEMEK GÜZELDİR... tıpkı ÖLÜMÜ BEKLEMENİN GÜZELLİĞİ GİBİ... Share this post Link to post Share on other sites
mehmet 15 Report post Posted December 1, 2007 Şiirin asıl ismi "Beklenen" değil "Bekleyen"'dir. Üstad'ın bu iki şiiri, ismen, birbirine çoğu zaman karıştırılmakta. Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra şiirin tam metnini aşağıya alalım. BEKLEYEN Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda, Ben, peşine düşmüş bir canavarım! İstersen dünyayı çağır imdada; Sen varsın dünyada, bir de ben varım! Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran! Göğsümden havaya kattığım zehir, Solduracak bir gül gibi ömrünü, Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir, Bana kalacaksın yine son günü. Ölürsün... Kapanır yollar geriye; Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. Varılmaz hayale işaret diye, Toprağında bir taş olur, beklerim... (1930) "Beklenen" şiirine aşağıdaki link vasıtası ile ulaşabilirsiniz. http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?showtopic=160 Share this post Link to post Share on other sites
sevdayolcusu 6 Report post Posted December 2, 2007 Beklemek sabır işidir…İnsanda inanç olunca ümit olunca gelmeyeceğini bile bile tüm mantıkları devre dışı bırakıp bekleyebiliyor insan.. öyle zor bir şeydir ki gelmeyeceğini bildiğin halde beklemek..birgün olurda gelirse yaşanacak korkuları hesaba katmadan beklemek….gözyaşlarını yanına yoldaş ederek beklemek.. ta ki bir gün vuslat anı olana kadar yada kara toprak bedeni sarana kadar beklemek….. Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 2, 2007 Beklemek sabır işidir…İnsanda inanç olunca ümit olunca gelmeyeceğini bile bile tüm mantıkları devre dışı bırakıp bekleyebiliyor insan.. öyle zor bir şeydir ki gelmeyeceğini bildiğin halde beklemek..birgün olurda gelirse yaşanacak korkuları hesaba katmadan beklemek….gözyaşlarını yanına yoldaş ederek beklemek.. ta ki bir gün vuslat anı olana kadar yada kara toprak bedeni sarana kadar beklemek….. ama bütün sabır gerektiren şeyler gibi güzeldir beklemek... mantık işlemez evet yürek işidir beklemek...korkusuz,anlamsız,sınırsız... gözyaşları yoldaştır,gözyaşlarının yoldaşı da gözlerdir: hep umutludur gözler... vuslattır gözlerin gülmesi ya da kapanması... Share this post Link to post Share on other sites
serdengeçti 10 Report post Posted December 3, 2007 Arkadaşlar ne kadar güzel ifade etmiş beklemek kelimesinin yansımalarını dile getirmiş. Demekli bir yaşanmışlık olunca daha güzel cümleler kurulabiliyor.Gerçekten de bal bal demekle ağız tatlanmıyor.Bizzat yaşayan içinde olan duruma vakıf oluyor. Share this post Link to post Share on other sites
sevdayolcusu 6 Report post Posted December 6, 2007 Arkadaşlar ne kadar güzel ifade etmiş beklemek kelimesinin yansımalarını dile getirmiş. Demekli bir yaşanmışlık olunca daha güzel cümleler kurulabiliyor.Gerçekten de bal bal demekle ağız tatlanmıyor.Bizzat yaşayan içinde olan duruma vakıf oluyor. haklısın ablacım..yaşanmışlık insanın dilni çözüyor....beklemenin ne demek olduğunu yaşamayan anlatamaz... bir meçhulü belki de bir imkanısızı beklemek...beklenenin gelme ihtimali ile mutlu olmak kolay bir şey değildir.... her sabah artan bir ümitle merhaba denir yeni güne hep dalar gözler uzaklara...sanki aniden kapı açılacak ve bütün hayaller gerçeğe dönecek diye kapıya takılır sürekli gözler...beklemek güzeldir, beklenen haketmese de.... Share this post Link to post Share on other sites
serdengeçti 10 Report post Posted December 6, 2007 Demek böyle birşeymiş ha beklemek?Bu kadar halis duygularla beklemekten öte benim zihnimde nedense bir soru oluştu. Bu denli samimiyetle beklenilen çok ne kadar şanslıdır ne kadarmutlu olması gerekir diyerekten :rolleyes: Yani belki de bir yerlerde bizi de böyle bir bekleyinimiz vardır da bizim haberimiz yoktur.Kimbilir? Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 9, 2007 beklemek... aşk gibidir beklemek... sevgili sevse de sevmese de onu yine severiz ya beklemek de böyledir... gelsen de bir gelmesen de der bekler bekleyen... Share this post Link to post Share on other sites
goksal 3 Report post Posted December 9, 2007 Haklısın ziya kardeşim.. Hani vardır ya.. bazen beklenenin gelmemesi bile umut verir insana.. beklenenin gelmiyecek oldugunu bile bile,o ızdırabı çekerek mutlu olabiliyor insan.. bir umut.. daima içinde,yüreginin bi köşesinde vardır insanin.... Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 12, 2007 Haklısın ziya kardeşim..Hani vardır ya.. bazen beklenenin gelmemesi bile umut verir insana.. beklenenin gelmiyecek oldugunu bile bile,o ızdırabı çekerek mutlu olabiliyor insan.. bir umut.. daima içinde,yüreginin bi köşesinde vardır insanin.... sen de haklısın goksal hocam, beklemek büyüklüktür aslında yüreğin büyüklüğüdür ve beklenen daima beklenmeye layık olandır.... Share this post Link to post Share on other sites
serdengeçti 10 Report post Posted December 13, 2007 Bu konuda çok güzel şeyler-daha önce de belirtiğim gibi- dile getirilmiş.Ama şunu da unutmayalım ki değeri arladaşlar!beklemek ne kadar cefalı ve yolu ne kadar yokuş olursa kavuşmanın(vuslatın) güzelliği ve değeri o derece büyük olurmuş. Share this post Link to post Share on other sites
sevdayolcusu 6 Report post Posted December 14, 2007 Bu konuda çok güzel şeyler-daha önce de belirtiğim gibi- dile getirilmiş.Ama şunu da unutmayalım ki değeri arladaşlar!beklemek ne kadar cefalı ve yolu ne kadar yokuş olursa kavuşmanın(vuslatın) güzelliği ve değeri o derece büyük olurmuş. ama şuda var ablacım bazen vuslat olmayacağını bile bile bekler insan..vuslat başka alemlere kalmıştır ama insan içindeki ümidi söndüremez....ve bence her beklenen beklenmeyi haketmez..ama biz hakettiğini düşünürüz... Share this post Link to post Share on other sites
serdengeçti 10 Report post Posted December 14, 2007 Sevda yolcusuna ben de katılıyorum.Beklenen hak ettiği için beklenmez.Biz onu gözümüzde büyüttüğümüz ve her güzel sıfatı ona yakıştırdığımız için öyle sanıyoruzdur.Duygular gerçeğin önüne geçer bazen onu perdeler.Fakat yıllar geçip de herşey normale dönünce geçmişdeki halimize bakıp da belki de güleriz bile.Hatasız kul olmadığını nasıl da unuttuğumuza şaşarız. Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 15, 2007 beklenen gelir be bir gün kardeşlerim yeter ki iyi bir bekleyen olalım eğer beklenen layıksa beklenmeye bu dünyada gelmezse cennetine gelir bekleyenin. ................................................................................ .......................................... Share this post Link to post Share on other sites
SAPACO 0 Report post Posted December 16, 2007 Şiirden kopulmuş, herkes beklemek üzerine birşeyler yazmış. Ben de hadim olmayarak katılmak istiyorum. Şiirin ağzından yazıldığı kişinin beklemesi, beklemek için beklemek olarak nitelenebilir. Niçin? Varılmaz bir hayale işaret olduğundan... Bir kısmı müsbete, bir kısmı menfiye delalet olan aşk için aşk, aramak için aramak, konuşmak için konuşmak, ibadet için ibadet gibi çerçevelerin işaret ettiğine benzer bir tandans mevcut burada. Adam kavuşmanın hayalini taşıyor ve arzusunu duyuyor, fakat onun asıl derdi kavuşmak değil, kavuşmak istediğini göstermek. Kavuşsa belki bitecek her şey onun için. İnsan zihni pisliktir, çalışır çabalar, kavuşunca da küçük görmeye başlar. Hudutsuz bir hırs, bitmek tükenmek bilmez bir mavera arzusu ve yok olmaz bir mükemmeliyetçiliğe sahiptir dünya insanı. Bunu bastırabiliyor musun? Ne ala, o zaman rahat ve huzurlu yaşarsın. Fakat durun orada, iş bu kadarla bitmiyor, bu kez de şöyle bir mesele karşımıza çıkıyor: Rahat ve huzurlu yaşamak insanı tatmin edecek midir? Malum, rahat batıyor adama dediğimiz tipler geziniyor sağda solda. Bir kısım insan rahata kavuşsa bile rahat durmuyor, kaşınıyor, daha iyisini istiyor, çoğu zaman elindekini de kaybediyor. Diğer taraftan da dedik ki tatmin olabilen insan huzura kavuşur. Dolayısıyla azla yetinerek mutlu olabilmeyi başarmış insan için yaşadığı hayatın sınırları bellidir, ileride kafayı bozup yeniden kendini tempolu bir kavuşma arzusuna itmediği sürece bitmiştir iş onun için. Ama bir de bu mertebeye ulaşamayan, belki de ulaşmak istemeyen insanlar var. Adam ne kavuşup kavuştuğundan sonra deli danalar gibi başka hasretlerin peşinden koşmak istiyor, ne de dinamizmi noktalayıp kendini bir daire içerisine hapsetmeyi ve rahat, huzurlu yaşayarak tatmin olmayı kabul edebiliyor. Bu adam bekleyen adamdır işte. Kavuşamayacağını bilir, nihayetinde kavuşmamayı ister ama kavuşmak arzusunun güdümünde yaşar. Kendini çöllere vuran Kays var ya, tam da bu tipi anlatırken misal olarak verebileceğimiz adamdır kendisi. Aşkından kendini dağa bayıra vurur da sonra "Bu kara kuru kız mı yani?" der çıkar işin içinden. Hayır; bu adamın arayışı, aşkı, hasreti bitmiş değildir; malum kara kuru kız 1.5 metre toprağın altında pestil olmaya, çamurlaşmaya, kokmaya, dağılıp ufalanmaya, içi dışına çıkmaya, davul gibi şişmeye, içinde oluşan gazın da baskısıyla ağzından burnundan dışarıya kanlar püskürmeye başladığında, Kays için ermeye basamak olan şahsiyet ulaşılmayan olmaktan ulaşılamaz olmaya geçmiştir. Asıl arzuladığı o kız olmasa bile, bekleyeceği, zihnini taze tutacağı imajın sillinmesi Kays'ın hayat amacını bitirmiştir. Eh, bu yüzden kızın mezarının dibinde Kays'ın pili de bitmiştir. Ahiret aleminde kavuşacaklarını umuyorum ben, ee çünkü Kays buradaki zihnini, nefsini, manevi varlığını tüm özellikleriyle koruyarak oraya taşımayacaktır. İlahi tesirle daha direkt, daha doğrusu daha aşikar bir temas kuracaktır insanlar diğer tarafta. Bu durum da hem sonsuzluk işkencesini tahammül edilebilir kılacak, hem de arzuların bittiği nokta olacaktır. Kays buradaki bekleyişinin visaline ilahi bir armağan olarak orada erecektir belki. Tavrı değişecektir diyorum, çünkü bizim bu tarafta taşımakta olduğumuz zihinlerimizi aynen diğer tarafa da götürmemiz halinde Cennet bile bir zindan halini alabilir. Orada insanın hudutsuzca arzulayan yanı terbiye edilecektir. Yoksa düşünsenize bir, sizi bu sınırsız arzularınızla tutup içinde sonsuza dek yaşayacağınız ve her istediğinizi elde edebileceğiniz, tahayyül dahi edemeyeceğiniz güzelliklerle bezenmiş bir Cennet'e soksalar bir zamandan sonra yeter lan der, bu dünyanın tatmin olmuş zengin sıpalarının becerdiği şeyi, yani müntehir olmayı başarabilmek için elinizden geleni yaparsınız. İyi düşünün, harbiden yaparsınız bunu. Sonsuzluktan bahsediyorum. Sonsuzluk, sonsuzluk... Bir türlü bitmiyor, bitmeyecek. Sonsuzluk insanın en büyük arzusudur belki ama, bu dünyanın insanlarının zihin yapısındaki bir insanın asla kaldıramayacağıdır da aynı zamanda. İşte tüm bu işkenceyi tahammül edilebilir kılan bir şey vardır ki o da Cenab-ı Hak'ı müşahede etmektir. Yaratılmış zihinlerin tatmin olmayan yapısını, aslında bir çeşit Allah arayışı olarak kabul edebiliriz. Allah'a kadar herşey vazgeçilmeyi hak eder ve bu hakiki visale deyin karşımıza çıkan tüm güzellikler bir basamaktır. Bazen insanın arzuları, onu bulunduğu noktadan daha da aşağılara çekebilir, doğrudur fakat bunu da akıl ve hislerin yanılma payı ile nefsin, şeytanın aleyhteki gayretine vermek gerekir. Son nokta Allah'tır, bu dünyada bile onu bulan nasiplilerin arzularının daha ileriye geçememesi ve devamlılığını korurken tek bir noktada çakılı kalması da aslında hududun alemlerin Rabbi olduğunu gösteriyor bize. Hmm, ne diyorduk? Off, çok fena dağıtmışız. Heh tamam, Kays'ın pili diyormuşuz. Kays'ın pili de işte bu mezarın yakınında bitiyor ve üstadın mezarda taş olmak şeklinde bahsettiği hadise gerçekleşiyor bir nevi. Bu mısra bir telmih tesiri oluşturdu bende. Belki üstad da böyle düşünmüştür, bilemeyiz. Paylaşılan kıtayla ilgili acizane fikirlerim bunlardır, umarım sıkmamışımdır. Şiirin bütününü de çok severim bu arada. Arkadaşların yorumları hakkında sahip olduğum fikirleri çok kısa bir şekilde dercedeyim de belki hoş mütalaaların kapısını açmış oluruz böylelikle. Beklenenin bazısı beklenmeyi hak etmez, doğru ama sizin için mühim olan şey kavuşmak ve ulaşmaksa bu durum önemlidir. Yoksa, sizde beklemeyi ateşleyen kişi yanlış tanınmış, abartılmış, şişirilmiş olabilir. Beklemek için beklemekte beklenen önemli değildir. Elde etmek istiyorsanız boşuna yapmışım dersiniz, aşk da dahil olmak üzere platonik hislere sahipseniz hayatınız boyunca yaşarsınız o arzuyu. Nesne değil özne önemlidir ikincisinde. Sitedeki ilk mesajımda kafa şişirdim galiba, kusura bakmayın yarenler. Sürç-i lisanlarımı da lütufkar davranarak affedin. Selametle kalın. Share this post Link to post Share on other sites
pur nese 8 Report post Posted December 16, 2007 Beklemek...Evet sabır işidir,evet yürek işidir ama zor değildir...Zor gelmez bekleyene ya da gelmemelidir...Bekleyen zorlanıyorsa beklemekte,beklemenin ağırlığını kaldıramıyorsa beklemesin zaten,çünkü beklediği beklenmekten çok uzaktır,ona verilen bu büyük değeri haketmiyordur...Öyle biri,öyle bir şey beklenmelidir ki bekleyen yorulmasın,onu beklemek bile büyük bir haz versin ona,her sabah gözlerini daha büyük bir şevkle diksin yollara,her geçen gün heyecanı biraz daha artsın...Hem de sonunu düşünmeden yapsın bunları,sonu hüsran da olsa,vuslat da olsa yapsın...Beklediği her kimse,her neyse onu sadece beklemek bile mutluluk versin bekleyene,yüzünü güldürsün...İşte ancak böyle biri ya da böyle bir şey beklenebilir,işte ancak o zaman beklenen doğru seçilmiştir,işte ancak bu koşullar altında beklemek anlamını bulabilir... Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted December 19, 2007 Beklemek...Evet sabır işidir,evet yürek işidir ama zor değildir...Zor gelmez bekleyene ya da gelmemelidir...Bekleyen zorlanıyorsa beklemekte,beklemenin ağırlığını kaldıramıyorsa beklemesin zaten,çünkü beklediği beklenmekten çok uzaktır,ona verilen bu büyük değeri haketmiyordur...Öyle biri,öyle bir şey beklenmelidir ki bekleyen yorulmasın,onu beklemek bile büyük bir haz versin ona,her sabah gözlerini daha büyük bir şevkle diksin yollara,her geçen gün heyecanı biraz daha artsın...Hem de sonunu düşünmeden yapsın bunları,sonu hüsran da olsa,vuslat da olsa yapsın...Beklediği her kimse,her neyse onu sadece beklemek bile mutluluk versin bekleyene,yüzünü güldürsün...İşte ancak böyle biri ya da böyle bir şey beklenebilir,işte ancak o zaman beklenen doğru seçilmiştir,işte ancak bu koşullar altında beklemek anlamını bulabilir... Yüreğine sağlık. Ne güzel de anlatmışsın.....Allah(c.c) razı olsun..... Share this post Link to post Share on other sites
pur nese 8 Report post Posted December 20, 2007 Hepimizden razı olsun.Sağolun... Share this post Link to post Share on other sites
krsnTR 0 Report post Posted October 16, 2010 Gün aşık olmuş geceye Gece de yakamoz düşürmüş denize Ne gün erişebilmiş geceye, ne de gece kavuşabilmiş gündüze. Birbirlerini hiç görememişler belki de.. Ama engel olmamış bu aralarındaki sevgiye.. Varlıklarını hissetmeleri bile yetmiş kendilerine Bazen, gün isyan edip yakmış ortalığı Gece de özleminden ...tüm ışığını... söndürmüş gökyüzünden İkisi de bulutlara yükleyip hüzünlerini Tüm yeryüzüne yağdırmışlar gözyaşlarını. Yine de vazgeçmemiş sevdasından ikisi de Sonsuza dek birbirlerini göremeyeceklerini bilseler de.... Share this post Link to post Share on other sites
superwomen 0 Report post Posted February 4, 2011 beklenen gelir be bir gün kardeşlerim yeter ki iyi bir bekleyen olalım eğer beklenen layıksa beklenmeye bu dünyada gelmezse cennetine gelir bekleyenin. ................................................................................ .......................................... Share this post Link to post Share on other sites