maisth 0 Report post Posted January 27, 2006 MUHASEBE Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri! Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide! Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide. Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası! Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası? Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık; Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık. Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem; Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem. Üstün çile, dev gibi geldi çattı birden! Tos!!! Sen cüce sanatkârlık, sana büsbütün paydos! Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle; Ve cemiyet, cemiyet, yok edilen güruhiyle... Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç! Genç adam, al silâhı; iman tılsımlı kılınç! İşte bütün meselem, her meselenin başı, Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı! Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden, Daha keskin eliyle, başını ensesinden, Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına; Yerleştirse başını, iki diz kapağına; Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi? Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi! Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen, İçimde homurtular, inanma diye gülen... İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe! Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe? Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem! Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem, Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları, Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları; Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim; Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim! Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş! Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş... Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım! Mukaddes emanetin dönmez dâvacısıyım! Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana. Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde! Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak! Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak; Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal. Mavalları bastırdı devrim isimli masal. Yeni çirkine mahkûm, eskisi güzellerin; Allah kuluna hâkim, kulları heykellerin! Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta; Lafını çok dinledik, şimdi iş inkılâpta! Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni! Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni! Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak! Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak? 1947 Share this post Link to post Share on other sites
maisth 0 Report post Posted January 27, 2006 yeni çirkine mahkum eskisi güzellerin Allah kuluna hakim kulları heykellerin bu dizelerin bi açıklamasına rastlayan varmı? bu şiirin en cok hosuma gıden kısmı ama ne demek istediğini hala anlamıyorum Share this post Link to post Share on other sites
ARIYORUM 1 Report post Posted January 27, 2006 İste bütün meselem, her meselenin başı, Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı! Tırnağı en yırtıcı hayvanin pençesinden, Daha keskin eliyle, başını ensesinden, Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına; Yerleştirse başını, iki diz kapağına; Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi? Hadi her akşam sorun kendinize. Cevabınız ne olur? Siz nesiniz? Share this post Link to post Share on other sites
Arif BALTACI 0 Report post Posted January 28, 2006 Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana. Üstad bugünü anlatmış... Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted January 28, 2006 yeni çirkine mahkum eskisi güzellerin Allah kuluna hakim kulları heykellerin bu dizelerin bi açıklamasına rastlayan varmı? bu şiirin en cok hosuma gıden kısmı ama ne demek istediğini hala anlamıyorum Selamlar, Aslında bu mısralarda anlatılmak istenen açık.. Şiirin o kısmını incelediğimizde, zaten açık olan kastedileni kavramak daha da kolaylaşıyor: "Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? Bazı geriden gelen, yüz bin devir ilerde!" İşte bu iki mısrayla beraber: "Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin" Düşünülürse anlatılmak istenen ortaya çıkacaktır. Tanzimat'la başlayan Batı'ya yönelişle beraber kendimize ait ve Batı'nın değerlerinden kat-be-kat üstün olan, genelde manevî değerlerin de dışlanışı ve halis kültürümüze ait özelliklerin tahrip edilmeye çalışılması üzerinde 2 mısra.. "Nedir bu değerler?" diye sorulacak olursa Üstad'ın tüm eserlerini bir bütün olarak gözden geçirmenizi söylerim ve kısaca "İslam" derim, çünkü derin ve bir o kadar da uzun mevzu... İkinci mısraya gelirsek, fazla konuşmak istemiyorum, sadece 1940'lı yılların despotluk yönetimi göz önünde bulundurulsun. Gerisi zaten akla düşecektir... İşte daha öncesinde başlayıp o tarihlerde iyice belirginleşen ve günümüzde de hâlâ gücünü koruyan bu zihniyet hakkındaki harika tespit: "Allah kuluna hakim, kulları heykellerin..." Saygı ve selamlarımla Share this post Link to post Share on other sites
trradomir 206 Report post Posted August 21, 2007 Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem, Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları, Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları; Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim; Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim! Şiirin bu kısmı, yaklaşık 20 yıl sonra yazılacak olan Ahşap Konak adlı piyese çıkış noktası olmuştur. Share this post Link to post Share on other sites
eko 5 Report post Posted August 21, 2007 ustadla tanıştığım ilk şiir ve hala en çok dinlediğim şiiri Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım! ve şu mısralardaki akıcılık.....bazen diyorki insan bu sisteme rağmen yüzyıla damgasını vurmuş en iyi aydınlardan....Allah rahmet eylesin Share this post Link to post Share on other sites
Abdulhamid 6 Report post Posted August 22, 2007 selam aleykum "Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? DAiRE HiKMETi içinde tam bir sene, etimle ve kemiğimle, beynimle ve iliğimle fukur fukur kaynadığım, kaynatıldığım, kaynanıp da yine kıvamını bulamadığım kaynar su, kaynar demir rejiminden sonra yüzüm gözüm yerine gelmis, huzurlarındayım. Derdin böylesinden de dönülür mü? Dönmüs, döndürülmüs bulunuyorum. Karşımda o nur heykeli... Göz; değdiği yeri kezzap gibi oyabilen, tohumun merkezindeki görünmez noktanın kıvranısını görebilen göz, ne görür kendilerinde?.. Büyükler büyüğü imam-ı Rabbani Hazretlerinin daire misaliyle belirttikleri hikmetin mazhariyetini... Söyle: Veli, dairenin en asağı noktasından yola çıkarken bir hiçtir; çıka çıka en yukarı noktasına erisir. Ondan sonra gerçek kemâli, daireyi tamamlar; ve inis gibi görünen, halbuki çıkısın çıkısı olan noktalardan geçip isi baslangıç noktasında bitirir. Bu noktada, kaba mantık gözü için, olduğu yerde kalanla, daireyi devretmis bulunan arasında fark yoktur. Oysa, asıl fark, farkların farkı o noktada... imam-ı Rabbânî üstüste iki noktanın birine «muhik» ve öbürüne «muptil» diyor. Biri hak, biri bâtıl... Yani, olduğu yerde kalanın hiçliği hakikat; kemâli bir devir sonra aynı yerde bulanın «hep» olarak «hiç» görünmesi de bâtıl... iste o «Muhik»i, o «muptil»den ayırabilen gözdür ki, gözdür. ''O VE BEN'' Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted August 22, 2007 Selamlar "Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin" Bu dizeyi düzyazıya geçirirsek anlam daha belirgin olur; "Güzellerin eskisi, çirkinin yenisine mahkum." Manasını anlamada ise NFK-Fan'ın da bahsettiği gibi Tanzimatla başlayan batıcılık hareketleriyle o muazzam tarihin istismarını tahayyül etmek kafi olacaktır. Share this post Link to post Share on other sites
fatihay 0 Report post Posted November 6, 2007 Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş! Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş... daha güzel bi tasvir bilmiyorum.... Share this post Link to post Share on other sites
Mcht 3 Report post Posted November 6, 2007 muhasebe... nefis muhasebesi... bu muhasebeden zaferle ayrılmak... Share this post Link to post Share on other sites
zynpyst 0 Report post Posted June 26, 2008 Selamunaleykum... Ustadi rahmetle aniyorum...Bir okuyucusu olarak burda olmam gerektigini gecte olsa fark ettim..Ustadin bu guzel siirinin basini bilmiyordum daha once bir derginin kapagindan okyarak ezverlemistim,bir iki kitasi haricinde...unutmadim hala hafizada nasil kaleme almaksa cumleleri nakislanmis beynime... Share this post Link to post Share on other sites
yıldırımturan 0 Report post Posted June 14, 2009 BU SİTEYE YENİ ÜYE OLDUM COK GÜZEL BİR SİTE EMEĞİ GEÇENLERDEN ALLAH RAZI OLSUN... ÜSTADI ŞAİR DİYE NİTELENDİRENLERE İNAT ÜSTADTAN BİR ŞİİR PAYLAŞMAK İSTİYORUM.... ÇÜNKÜ ÜSTADIN HER CÜMLESİ , ÜZERİNE ANSİKLOPEDİLER YAZILACAK HERBİR CÜMLESİ İÇİN BELKİ GÜNLERCE, AYLARCA, YILLARCA ÇEKMİŞ OLDUĞU FİKİR ÇİLESİNİN ÜRÜNÜDÜR... O SADECE ŞAİR DEĞİLDİR... ŞUNU DA BELİRTEYİM ÜSTAD ŞAİRLİĞİ CÜCE SANATI OLARAK TANIMLIYOR... VE AYRICA ÜSTAD SON 400 YILDA GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK FİKİR ADAMIDIR...BUNU DA KİTAPLARINDAN KOLAYCA ANLAYABİLİRİZ... HERKES ŞAİR, YAZAR, OLABİLİR AMA FİKİR ADAMI OLMAK HEM KEMİYETTTE HEM DE KEYFİYETTE ÇOK ZOR İŞTİR...ALLAH HERKESE ÜSTADI ANLAMA VE ANLATABİLME İDRAKİNİ VE GÜCÜNÜ VERSİN..... Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted June 15, 2009 Merhaba, hoşgeldiniz. Yönetim ekibi ve forum adına teşekkür ederim, Allah sizden de razı olsun. Paylaşmış olduğunuz şiir daha önceden foruma eklendiği için başlıklar birleştirilmiştir. Üstadın en önemli noktasına değindiniz. Fikir adamlığı, Üstadın her yönüne sirayet eden bir vasfıdır. Eser verdiği bütün edebiyat dallarında, atıldığı aksiyon sahasında yer alan ana yapı onun fikir adamlığıdır. Üstadın fikir örgüsünü edebi eserlerinden konferanslarına, gazete ve dergicilik alanından hayatının her noktasına, hatta zeka ve akıl mürekkebinden ortaya çıkan nüktelerine kadar görürüz. Share this post Link to post Share on other sites
Miralay 81 Report post Posted June 20, 2009 Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem! Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem, Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları, Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları; Benimde en hoşuma giden dizeleri bunlardır. Bence günümüzde de yaşanan sıkıntıları üstad ne güzel bir şekilde dile getirmiştir. Bakıyorsunuz. Üstadın söylediğiyle paralel bir hayat yaşamıyor muyuz? Baktığımız zaman üstadın tasvirin canlı şahitleri olarak sokaklarda dolaşmaktayız. Ama farkında değiliz. Paylaşım için teşekkür ediyorum. Share this post Link to post Share on other sites
furkan-NFK 4 Report post Posted June 20, 2009 Benimde en hoşuma giden dizeleri bunlardır. Bence günümüzde de yaşanan sıkıntıları üstad ne güzel bir şekilde dile getirmiştir. Bakıyorsunuz. Üstadın söylediğiyle paralel bir hayat yaşamıyor muyuz? Baktığımız zaman üstadın tasvirin canlı şahitleri olarak sokaklarda dolaşmaktayız. Ama farkında değiliz. Paylaşım için teşekkür ediyorum. benimkide bu dize Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin; Allah kuluna hakim, kulları heykellerin! Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted June 21, 2009 Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!Mukaddes emanetin dönmez davacısıyım! işte başkalarının kullanamsıyla suflileşen ama üstadın ağzında yeniden ulvilik derecesine yükselebilen sözcüklerin mana bulduğu dizeler... Share this post Link to post Share on other sites
nurulhak 22 Report post Posted June 21, 2009 Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden, Daha keskin eliyle, başını ensesinden, Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına; Yerleştirse başını, iki diz kapağına; Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi? Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi! Bize düşen ağır bir sorumluluk... Bu dizeleri okuyunca ağırlaşıyorum... Share this post Link to post Share on other sites
dafne 3 Report post Posted July 18, 2009 kulağımda kendi sesiyle okudum ,bu her satırı 'cuk 'diye oturan kelimelerden oluşan şiiri..Rabbim O'na kelimeleri dehasıyla hizaya dizme kabiliyeti vermiş,bizede O'nu tanıma lütfu,hamdolsun... Share this post Link to post Share on other sites
yakupefealperen 0 Report post Posted October 20, 2009 yeni çirkine mahkum eskisi güzellerin Allah kuluna hakim kulları heykellerin bu dizelerin bi açıklamasına rastlayan varmı? bu şiirin en cok hosuma gıden kısmı ama ne demek istediğini hala anlamıyorum bilinen eski tarihten itibaren isanlık putlara direkt veya dolaylı yoldan tapmıştır. günümüzde heykel veya büst diye bilmem ne diye niteleyenler var. ve bu madde parçasının önüne geçip medet umanlar var. Share this post Link to post Share on other sites
kayserisporlu 0 Report post Posted December 19, 2009 yeni çirkine mahkum eskisi güzellerin Allah kuluna hakim kulları heykellerin bu dizelerin bi açıklamasına rastlayan varmı? bu şiirin en cok hosuma gıden kısmı ama ne demek istediğini hala anlamıyorum s.a kardeşim bi yerde açıklamasına rastlamadım ama anladıgımı paylaşabilirim yeni olan çirkinliği istiyo, güzellik eskide kaldı. Allah kulunu yönlendirmektedir ancak kulları ise heykellerin yani para, pul makam mevki yönlendirmesiyle yaşıyor, Allah'ın değil de bu boş makam mevki sevdasının hükümranlığını kabul ediyorlar gibi bir anlam çıkardım. inşallah doğru anlamışımdır. hakkını helal eyle. Share this post Link to post Share on other sites
barani 1 Report post Posted December 19, 2009 Heykellere tapan ( ihtiram gösteren, saygı duyan, -o heykelin nefsani ideolojine inanan-) YÖNETİCİLER , müslümanlara hükmetmekte... Herhalde böyle... : ) Share this post Link to post Share on other sites
KafKartalı 0 Report post Posted December 28, 2009 İşte sana Çile. Bir insan çilesini ancak böyle dışa döker. ÜSTADI ŞAİR DİYE NİTELENDİRENLERE İNAT ÜSTADTAN BİR ŞİİR PAYLAŞMAK İSTİYORUM.... ÇÜNKÜ ÜSTADIN HER CÜMLESİ , ÜZERİNE ANSİKLOPEDİLER YAZILACAK HERBİR CÜMLESİ İÇİN BELKİ GÜNLERCE, AYLARCA, YILLARCA ÇEKMİŞ OLDUĞU FİKİR ÇİLESİNİN ÜRÜNÜDÜR... O SADECE ŞAİR DEĞİLDİR... ŞUNU DA BELİRTEYİM ÜSTAD ŞAİRLİĞİ CÜCE SANATI OLARAK TANIMLIYOR... VE AYRICA ÜSTAD SON 400 YILDA GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK FİKİR ADAMIDIR...BUNU DA KİTAPLARINDAN KOLAYCA ANLAYABİLİRİZ... HERKES ŞAİR, YAZAR, OLABİLİR AMA FİKİR ADAMI OLMAK HEM KEMİYETTTE HEM DE KEYFİYETTE ÇOK ZOR İŞTİR...ALLAH HERKESE ÜSTADI ANLAMA VE ANLATABİLME İDRAKİNİ VE GÜCÜNÜ VERSİN..... Doğru söylemişsin arkadaş. Her cümlesi üzerine ansiklopediler yazılması gerek. Zaten şiirden ziyade fikriyatı önemli. Şuan üstadı severim diyenlerin çoğu şiirlerinden dolayı sever ve çoğunluğu da fikriyatını önemsemez veya karşıdır. Ama belirttiğin gibi o bir Fikir Adamı, hemde nasıl bir fikir adamı. Share this post Link to post Share on other sites
nfk321 7 Report post Posted December 28, 2009 Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak! Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak? Bu sorunun cevabını ne zaman verebileceğiz acaba Share this post Link to post Share on other sites
Berk Mertoglu 0 Report post Posted September 12, 2011 Selamlar, Aslında bu mısralarda anlatılmak istenen açık.. Şiirin o kısmını incelediğimizde, zaten açık olan kastedileni kavramak daha da kolaylaşıyor: "Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde? Bazı geriden gelen, yüz bin devir ilerde!" İşte bu iki mısrayla beraber: "Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin" Düşünülürse anlatılmak istenen ortaya çıkacaktır. Tanzimat'la başlayan Batı'ya yönelişle beraber kendimize ait ve Batı'nın değerlerinden kat-be-kat üstün olan, genelde manevî değerlerin de dışlanışı ve halis kültürümüze ait özelliklerin tahrip edilmeye çalışılması üzerinde 2 mısra.. "Nedir bu değerler?" diye sorulacak olursa Üstad'ın tüm eserlerini bir bütün olarak gözden geçirmenizi söylerim ve kısaca "İslam" derim, çünkü derin ve bir o kadar da uzun mevzu... İkinci mısraya gelirsek, fazla konuşmak istemiyorum, sadece 1940'lı yılların despotluk yönetimi göz önünde bulundurulsun. Gerisi zaten akla düşecektir... İşte daha öncesinde başlayıp o tarihlerde iyice belirginleşen ve günümüzde de hâlâ gücünü koruyan bu zihniyet hakkındaki harika tespit: "Allah kuluna hakim, kulları heykellerin..." Saygı ve selamlarımla Tebrik ederim bu kadar guzel acıklanırdı , Allah yolunuzu aydınlatsın . Share this post Link to post Share on other sites