nedmanün 13 Report post Posted February 18, 2006 21.9.75 Necib Bey, Çok uzaklardan, mezarlıklardan, ihtiyarların oturduğu sapa yerlerden bir kırçiçeği safiyetiyle size sesleniyorum. Sizi bundan 41 sene evvel Galatasarayın karşısında Senyuan denilen garip bir pastahane vardı, orada görmüştüm. Başınızda bir bere vardı. Garip ve yabancı olarak yalnız dışını gösteren bir genç olarak orada tesadüfen oturuyordum. Bilmem neden size o zaman için acımıştım... Ve dua etmiştim, duam kabül oldu... Abdülhakim Efendi'yi Eyüp'te ziyarette bu duayı kendisine söylemiştim, "oldu oğlum, bir gün inşaallah olur." demişlerdi. Geçenlerde bir işçide Esselam isimli kitabınızı gördüm. Vasiyet kısmını okudum. Gözlerim doldu. Benim 70 tane 70.000 benim vardır. Size ananızın sütü gibi 7 tanesini bağışladım, şimdiden sizin olsun... Size akıl vermek hayalimden geçmez bile... Yalnız şunu söylemekten kendimi dizginleyemedim. Dışınız ile görünen içinizi kimseye göstermeyin. Namsız nişansız yaşadım, yaşıyorum. ........................................... Bu küçük mektubu Abdülhakim Efendi'yi geçenlerde rüyada gördüm. Size bu sebeple yazmak arzusu duydum... Bizden hakkın selamı üzerinize olsun. Münir Derman Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted March 2, 2006 Selamlar, kendisi, son devrin önemli mutasavvıflarından, önemli alimlerindendir. Pek iyi tanınmamakla beraber İslam'a önemli katkıları olan bir şahıstır. Böyle insanların üstadı sevip ona yakın olmaya çalışması, üstadın büyüklüğünü, davasındaki doğruluğunu, başarısını ve ses getiren aksiyonunu ispatlar. Allah hepsinden razı olsun. Saygı ve selamlarımla Share this post Link to post Share on other sites
tarık026 8 Report post Posted March 4, 2006 Esselamü Aleyküm. Değerli Arkadaşlar. Dr. Münir Derman 1910 yılında Trabzon’da annesi Şehvar Hatun ve babası Ahmed Rasim Efendi'nin ailesine doğdu, Baba tarafından büyük dedesi Kafkasya'dan Şeyh Şamil, ana tarafından büyük dedesi Hâcegân silsilesine mensub Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi'dir.Büyük ninesi yöresinde"evliya kadın"olarak bilinen GülHatun'dur. Trabzon'da 4 yaşından itibaren Buharalı hocası Ömer İnan Efendi'nin manevi eğitiminde ilerlemiş ondan feyz almış, 9 yaşında hafız olmuştur.İlkokulu Özel Fransız Okulu'nda bitirip liseden sonra üniversite öğrenimi için Devlet Bursu ile Fransa'ya gönderilmiş, önce Felsefe-Psikoloji tahsili yapmış ; sonra Tıp Fakültesi'ni de bitirerek doktor olmuştur. Mısır'da El-Ezher'e de kaydolmuş ve ilahiyat tahsil etmiştir. Askerlik yıllarında Kore Savaşı'nda bulunmuş, burada askeri doktor olarak hizmet vermiştir. Bu yıllarda bir süre Japonya'da da bulunmuştur. Fransızca, Almanca, Rusça, Arabça'yı mükemmel bilir, konuşurdu. Bu dillerin kültür ve edebiyatları hakkında derin bilgi sahibi idi. Yabancı dillerin yanı sıra bilhassa Fizik, Kimya Matematik gibi fen bilimlerinde, astronomide şaşılacak derecede bilgiliydi. Daha sonra Eskişehir'de "Genel Cerrahi" uzmanı olarak doktorluğuna devam etti ve buradaki görevinden emekli oldu. Eskişehir'de Akademi'de misafir öğretim üyesi olarak ders vermiş; aynı zamanda çeşitli camilerde kürsüye çıkarak halka vaazlar da yapmıştır.. "velayet ve tasarruf sahibi" "ilm-i ledün sultanı", "arif-i billah" isimli tasavvuf eserlerini yazmıştır,Bir dönem "İslam" dergisinde de yazılar yazmıştır.2 Aralık 1989 Cumartesi günü Hakk'a yürüdü. Allah Rahmet Eylesin. Ruhuna El Fatiha.... Share this post Link to post Share on other sites
babalarkulu 1 Report post Posted April 2, 2008 Çok büyük bi zatmış.Allah Rahmet eylesin.Yazılarını okudukca meczub dervişlerden olduguna inanmaya başladım.Üslubu aynen öyleydi.Erence konuşmasını çok iyi bilirdi.Nurlarda yatsın......... Share this post Link to post Share on other sites