Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 15, 2008 Ah kalbim yine hazandasın! Ne kadar hazin ki Sende vefasız bir yolcusun, Solgun kalbim feryat ederken, nefesim tükenirken. Bir evlada demeden, Gitmelerin seyrinde demlenirken, Tükenmeyen hıçkırıkların sağanağında geçip gidersin. Ne halin muvazenesinden, Ver nede vefanın kadrinden nasiplenmeden, Heveslerinin renklerinde sırnaşık halinle ve giderken! Her ne dense, ne söylense, Senin için kifayet etmeyecektir bilirim, Hüznün anlamsızlığında sefilim, kalbim yılgın böyleyim. Sevmek adına her ne varsa, Dalgaların hicranı mütemadiyen anlatsa, Gök kubbeden yıldırımlar sarksa, mahzun kalbim uğraşta. Sormak adına her ne varsa, Şayet maksat ram olmak için şartsa, Muhabbet karşılıklı olmayınca neyleyim sen var git yoluna. Nihayetinde kalan ömrüm Hazanlaşacaksa ve şevk kalamayacaksa da, Sürur bulunmayacaksa ve heyecan çok uzaklardan bakınca! Şarkılar ne kadar anlatsa da, Kemani yüreğimi dağlayıp bayıltsa da, Aşk, kalbin inşirahında anlamlaşacaksa, maksut için olunca! Feveranlar çıkıyor karşıma, Sinem her ne kadar darlığa mahkûm kalsa da, Gözyaşlarım nedameti ansa da ruhum hicranını yaşıyor işte! Solgun çiçekleri andım, Kanatsız kuşlarla yaşamaya alıştım, Yapraksız dallara ve hırçın kayalıklara nedense seni anlattım! Orada hüznü yudumladım, Sancılarımla baş başa sukutu hali yaşadım, Uzaktan da olsa sana yılmadan sevdamı hicran içinde anlattım! Ve takatsiz ağladım, Aşk için çileyi derleyip teneffüs ettim, Ve niyaz ettim mağdur olmamanı diledim nasip böyleymiş dedim! Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 15, 2008 Vasıl olamadığım sevdasıyla! Yıllar geçip giderken, Ne idrakle yoğruldum ve nede kalbi soludum, Halimde ki yegâne korkum, gül kokusundan uzaklığımdır. Olmuyor işte onsuz, Hiçbir letafetin ne tadı ve nede tuzu, Vuzuha ermeyince, hal gülün bendinde demlenmeyince. Aşk ikliminde nefeslenmeyince, Sevda kendi hilkatinden yol vermeyince, Ömür şevksizleşince ve anlamakta fevkalade güçleşince! Özlemeyi nefeslenmek, Lakin bilmeden enginliği dilemek kolay mı? Halini hasretmeden, bir niteliğe erişmeden aşk kokar mı? Onu andığım yalnızlığımda, Düşlerimde dahi vasıl olamadığım sevdasıyla, O an çıkıyor acımasızca karşıma ve ömür anlamlı olacaksa! Kalbim şayet süruru bulacaksa, Ruhum hilkatiyle nazarın vakarını yaşayacaksa, Umut şahlanacaksa, hal fütuhatı anacaksa, şayet aşk varsa! Kelamı serdetmeden, Halin insicamında demlenmeden nefeslenmek, Her canın müsaviliğinde yaşamak ne acı, kalbimde bir sancı! Tahkik bu kadar mı yabancı, Hanif olmak mazide mi kaldı sen söyle ey hancı, Acıyı ve sancıyı hakkiyle idrak etmeden nefeslenmek ne acı! Vakifiyet bana mı kaldı, Kemaliyet sandalına binen kim ey yolcu, Selamı sabah etmeden, himmetini hasretmeden hüzün kaldı! Neyleyim terk eden anı, Ve yüreğimden sudur eden hıçkırıkları, Hamiyetsiz ham halimi, suhuletsiz kederimi al götür yabancı! Ne olacaksa olsun artık, Kalbim solgunluğuyla baş başa kalsın, Kimde halimde anlam bulmasın ve bir boşluğun kadrini yaşasın! Bırak kızan kızsın, Ve arkamdan hiç ağlamasın an’ı yaşasın, Neslimden kalan nefesler ibreti hakikatin ne olduğunu anlasın! Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 15, 2008 Seninle enginliğe uzanmak! Varlığın her zerresinde, İklimlerin ötesinde ki o suhuletli güzelliğe, Emin adımlarla gidebilmek bir mefkûreyse o zaman niye? Gerekçeler gözler önünde, Düşünmek insan için ilelebet bir hedefte, Nefeslenmek, bahşedilen müstesna bir güzellikse, aşk ile! Hilkatte donmak, Hevesler için coşkunlukta boğulmak, Dareyn saadetini unutarak an’ı yudumlamak ne kadar acı! Sancılardan da sancı, Ey akşamcı, nafakası uğruna koşturan sabahçı, Uyanmak için gün bugün işte, akşamdan sabaha olmayacak! Yıllarca derlediğin gerekçe, Nefes şayet müddetin sancısıyla verilense, Kalk git yoluna, tercihlerinin umuduyla ve solgun soluğunla! Anlaşılmaz bir hal nasıl olsa, Kim kimden ne soracak, idrakinde yoksa! Ruhun yalnızsa, kalbin boşluk içinde adımlıyorsa hüzün orda! Yollar, yıllara çok direndi, Bir düşün zaman içinde kimler vardı, Göçüp gidenlerden geriye ne kaldı, yaşamak bir zamanı andı! Hesap niye vardı, Ömür içindeki sahifeler seninle anlamlıydı, Arzı cihanda anılan nefesler, seni kul yapacak latif devrandı! An çekip gittikçe, Keşkeler ne kadar anlam bulan bir kelamdı, Kalbin sahibi için atandı, ruhun bahşedilen sevdanın aşkıydı! Sen anlamayınca, Kelam her ne kadar durmadan yazılsa da, Bir yaprak dökümü, bağ bozumu iklimi sudur ediyor melalime! Her ne kadar niyaz etsem de, Sen bizzat talep etmeyince sabırda nafile, İraden seninle hesabın dürülünce kabrin serinliğinde nefsinle! O vakit hicran kuşatıyor işte, Sevgi, hak adına serdedilen bir hakikatse, Muhabbet, bunun için nefeslenilecek bir meşk ise haydi söyle! Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 16, 2008 Ayılmak! Zihnim abluka altında inlerken, Kalbim dirliğe hasret çekerken, Ruhum hicran içine nazar iken, Uyanmak, kalbi olmak ve ne zor! Canın, canana tevessülü olunca, Aşk kendi ikliminde anılmayınca, Hilkat yozluğunda solumak varsa, Hüznü hıçkırıklar, şimdi yanımda! Beşer nefesi tedaviye muhtaçken, Âdemlikten maksat, adamlık iken, Âdeme mahkûmiyet konuşulurken, Kimlik sekülerliğe şimdi aşikârken! Sevda tohumlarına ne oldu kurudu, Hizmet, mazi sahifesinden okunda, Nur kayıp mı oldu, feyz kimi sordu, Ecir hiç aranmaz oldu kalp yoruldu! Artık ne âdemden ve ne de demden, Hiç ayılmayacağım mı ben badireden, Bir yorgunluk zuhur ediyor yürekten, Anlamaz oldum, ne hazin dertlerden! Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 16, 2008 Ruhun seninle yoğrulacaktır! Sen sen ol, sıcaktan gocunma Serinlik için, hiçbir yer arama Kalbi itminanlığın şayet yoksa O vakit dayan, başın ağrıyınca Sancılar, senin için hakkı afaktır Bilinmez ki o an vakti sunacaktır Kara aktandır kan senin namındır Haysiyet niye vardır, onur haktır Cihan, insan için müddeti hazdır Nefesin idrakinle anlamlaşacaktır Hesap, kime vuslatı hak olacaktır Mizan kurulacak ruh yoğrulacaktır Vakit senin için şahlanacak kırattır Nal, arpa olmazsa, nasıl anılacaktır Seyis mahir olmalıdır aklı hakikattir Nazar bir vaktin zuhur eden halidir Kul, hali dem ile aşkını soluyacaktır Nazarlarından kınamayı unutacaktır Suç sahibinindir, kalp kimin eseridir Hakkı tespit batılı ret insan elzemdir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 16, 2008 Bir ömrün baharı anılınca! Ne gecelerin çığlığında Ve ne de sabahın kuşatan ayazında Şayet hürriyet bir ömrün baharında en anlamlı olansa Ufuklar kararsa da Tüm yıldızlar semadan hor baksa da Şayet nazar haksa nasibin mutlak hakikati solunacaksa Kuşlar kanadını çırpacaksa Çocuklar mütemadiyen çığlık atacaksa Nisa kimliği asırlarca horlanacaksa bakmam kim çıkarsa Hayatın her safhasına Mazlum gönüller sürekli mağdur olacaksa Hamiyet sahipleri sukutu hayali soluyacaksa hiç aldırma Kanayan yaraları sarma Akan gözyaşlarının serencamında kalma Kulağınla duyduğun, gözlerinle gördüğün haksızlığı anma Ne geçip giden yıllara Ne dur durak bilmeyen boş boğaz olanlara Hissetmek adına kalbi olmayanlara ve hakk tanımayanlara Umudun Ummanlara uzansa Düşlerinde sürekli baharlar seni kuşatsa Şayet ortalıkta ulu orta bir haksızlık yaşanıyorsa horlanma Haşyetin adımları uzak sanma Aynada ki haline mütemadiyen bakıp aldanma Bir anda olsa nefesin sahibinde yorulma, kalbi de soldurma Ruhunun hakikatine uzansana Mazlum nefeslerin dertleriyle kavrulsan aşkla İşaret taşlarının zindeliğinde saadet yakınsa ve asla usanma Halini kuşatan tüm anların Kendi seyrinde durmadan akacak o kanın Şahadet sağanağında sabahın, ebette vuslatı koklayacak aşkın Buğurda çekilecek sancının Sevdasıyla yaşanacaktır muhabbet hazzında arın Gelmiş geçmiş o sevdaların suhuletinde gizlenen her muradın Yaşamakta anlam bulan kelamın Sanat bendinde zikredilen her harika cefanın Aşkla semadan inen sağanağın bereketiyle anlamlaşan toprağın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 16, 2008 Ne garipti! Bir hayli uzaktan Ve balkon serinliğini anarken Üç beş heybetli soluyan ve durmadan vuranlardı Zorda kalanı Ve avazı çıktığı kadar bağıranı Kimseler duymuyor baktıkları halde görmüyorlardı Nefes alanlardı Lakin kalbi hissedişten uzaklardı Altta kalan, hastane aciline yığılan ve takatsiz kalan Ortalıkta perişandı Ne arayan ve ne de soran vardı Adeta bir leş misali ortada kalan talihsiz bir ızdırapdı Dayanamadım Apar topar merdivenleri atladım Zavallının yanına yaklaşırken, bir uyarıyla karşılaştım Sakın ha yaklaşma Tehdidini duyunca afalladım karşısında Galiz bir kelimeyle layıktı o hergele diyerek hayıflandı Zoraki hayırdır dedim Bu pislik günlerce ev ahalisini kandırıyor Hanım ve kızıma ağza alınmadık küfürler ediyor deyince Doğrusu biraz durakladım Ve yeniden zanlıya dönerek cüssesine baktım Çok bakımsızdı, bazı yerlerinden kan lekeleri beliriyordu Nazar edenlere seslenerek Suçluysa bile siz yargılamayın canlanın dedim Benim kati sözlerim karşısında ne de olsa birkaç kişi geldi Hastane yakını da olması bile Ne polisinin ve ne de sağlık görevlilerinin Dikkatini çekmemişti, her zaman olduğun veçhile doluydu Zor gücün bir sedye bulduk Zavallı soluyanı bir çırpıda kaldırdık, Hastane doktorlarına durumu anlattık ama polis nezaretinde Görgü şahidi var mı deyince Elbette ki faillerde kapı önünde bekliyorlar dedim Fakat çıktığımızda hiç kimseyi göremedim, bildiğimi zikrettim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 17, 2008 Beklerken dile gelen! Kaç zaman geçti Zorlayan anlar kalbimi çok titretti Ruhum hicranla sendelendi umudum hiç tükenmedi Demek ki yaşanacaktı Duygularım ancak seninle anlamlaşacaktı Belki ömrüm hiç dayanmayacak, aşk hep kokacaktı Nice canlar görürüm Yıllardır hasretim hazzı nereden bilirim Demek ki çileli bir nefesim sabır ile şevk hissederim Bir gün olsa da dileğim Seherde perişanlığıma andığım yenilgim Gecenin serencamında ve anı yalnızlığımla demlerim Artık ne yar bilirim Ve ne de sevda harını neyleyim Ben ayazların nöbetinde bir nefesim aşkı neyle işitirim Hicran içinde her an Karanfilin kokusunda saklanan Umut sağanağında mütemadiyen hıçkırıklar kuşanan can Anladım ki aşk acı Lakin umutlar içinde baş tacı Kalbin sürekli ilacı, müstesna bir sancı ve şevkinde harı Solgun koridorlar Hastanede ne kadar var perişanlar Neme lazımcı soluyanlar, dert ve ızdırabı anlamayanlar Buna rağmen doktorlar Hastadan daha ziyade tedaviye ihtiyaçlılar Aziz olan nefsleri bir çırpıda azarlarlar sonrada bakarlar Ne acı ve ne de çekilen sancı Sıkıntı vermiyor bu kadar kalbe ey yabancı Hemşire kimliğinde dolaşan, doktordan da beter olan bacı Kaldım yine takatsiz Varlık içinde hissiz ve kalbi nefessiz Her yanımı kuştan densiz ve ahenksiz kulağı çınlatır fersiz Ağzında sakız edepten nakız Cadde ortasında, sokak arasında salınan arsız Hayâdan muratsız, edepten maksatsız, kanı ile de ahlaksız Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 17, 2008 Yaşamak bir hak olacaksa! Hiç bilmediğim Ve şahit olmadığım hıçkırık sesleri Beni alıp uzaklara, hazanın solgunluğuna davet diyordu Öyle bir sağanak ki Gök kubbeden sudur eden aşkın Sinelerde mahzun kalan hissiyatın, haksız soluk almanın Meramı anlatamamanın Hakkı tespit, yanlışı ret hakkının tanınmadığı Hilkatin gereği olan edebin hiçlendiği bir yozluğa doğru Adım adım yaklaşırken Ulu orta kan gölü her yanda görülürken İnsan, manasından soyutlanan can, adamlıktan anlamayan İhata ettiği savlarıyla Mütemadiyen kustuğu salyasıyla Şayet yaşamak bir hak olarak anlam bulacaksa ama anlaşılsa Varlığım hak adına solsa Hissiyatım hakkı teslim nefesiyle donsa da Ayazlar kaftanım, geceler çarığım, halim toprağımla koksa da Nur zifiri karanlığa yıllarca Sorgusuz ve sualsiz mahkûm kalacaksa Tahakküm adına, soysuz nefesler ne kadar yasalar çıkartsa da Çile bu uğurda Aşkla koklanacaksa hayırlar ola Ne kadar safahat göz önünde iştahı kabartsa da, nur olmayınca Ecir maksadı haksa Rıza için aranmak vuslat olacaksa Rahatlık kimin umurunda, geceler hasret uykusuz nazarlarına Kitabı celil bu uğurda Hissedilerek okunan evrensel beyansa Ayetler mütemadiyen hakkı aydınlatınca, kalp sancısı karşımda Kuşatan itminanlık yanımda Nefesim, her zerresinde titreyen hissim Başucumda, nöbet tutuyor ayakta, seher anlamlı bir an olunca Ezanlar kulağa gelince Ruhum kendi ikliminde şevklenince İşte o vakit kalbim sahibiyle, emin olmak benimle aşk dilenince Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 17, 2008 Ne dert ve ne de Nefeslerden sâri olan kasvet Umuma tebelleş olan zillet, en hazin olan bir dert Ne gariplik Ve ne de yetim olan keyifsizlik İnsan kalbinde en büyük eksiklik zail olan sevgisizlik Ne hoca ne hacı Ve ne de bacalardan tütmeyen sancı Ey sokakların sakini olan garip akşamcı ne büyük acı Hey mahzun olan bacı Haklısın lakin kim şimdi her kez yabancı Ne erdemli can kaldı, ne vuslat için yaşanan kan vardı Oysaki Hakikat tüm çıplaklığıyla aşikârdı Kim kime yabancı, yaralar niye kaşındı hancı dahi kaçtı Millet evet ulus devlet Bir düşün kim kiminle husumeti illet Mana nerede kaldı, ey idrak ile sabrı yudumlayan şükret Medeniyet adına ar dışlandı Etrafıma soruyorum edep kiminle barışıktı Alınmadık ne kaldı, delinmedik kulak sanki tatsız şakaydı Anam karşımda zandı Babam uykusunda perişan olan candı Şimdi onlardan arta kalan ne vardı, hasletler hep dışlandı Milli eğerler Örfü olan adabı muaşeretler Mazi sayfalarında, tozlu raflarda ve ekranın tuzağında şaştı Kız anasına değil Ana kızından medet uman ardı Vefa nerde kaldı, zaman niçin hakkıyla okunmadı ne vardı Er adamdan sayılmadı Komutan protokol için konuşandı İhdas edilen eğitim kimden alındı ve neden erat zayiattaydı Anaların gözünde yaş mı kaldı Yetim çocuklar kim bilir ne kadar perişandı Ekâbirler toplantı üzerine toplantı yaptı lâin acı kime kaldı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
nurulhak 22 Report post Posted October 17, 2008 masallah gercekten bunları yazabilmek icin. yanmıs bir gönül gerek bir de kabiliyet :) masallah hayrn kaldm gercektn.bu konuda yeteneğim hiç yok ta.... Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 20, 2008 Çok teşekkürler ediyorum kardeşim, o güzel haliniz için huzur ve sürur diliyorum... Eyvallah...:) Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 20, 2008 Yıllarda anlatamaz oldu! Neydi uzayıp giden Kalbi dirliğe hiç geçit vermeyen Kendi serencamında bir irade iken lakin sefilleşen İnsan kimliğinde nefes Zaman içinde an’a gebe olan heves Kalbi muvazene için murakabede mümbit olan ses Gel git ve medceziri Ummanlara uzanan hazin tefekkürü Sancılar içinde nefes alan beşeri kimliği ve hederliği Boynumun hicran zadeliği Başımın dik olmaktan hicap ettiği elemi Kan revan içinde yetim kalan çaresizliği ve öksüzlüğü Gelirler parsellenmiş Üçte ikisi azınlık için taksim edilmiş Kalan bir ise insanlık için kifayet eder diye emredilmiş Tahakküm çok renklenmiş Medeniyet! Asrında gönüllü kölelik türemiş Mazlum için hak reva görülürken, hain için hadsizleşmiş Yıllarda anlatamaz oldu Takiyyeler içinde fazilet hazindir kayboldu İnsan hilkatinde bahşedilen sevgi horlandı acı pompalandı Izdırap her yanı sardı Analar şimdi gözyaşlarıyla baş başa kaldı Emin olmak adına ne kaldı, nefesler suçlular için harcandı Aşk hakkıyla anlaşılmayınca Nefisler zevkleri için zilleti tercih edince Mukallit kimliği sökün edince, mefkûreyi saadet ötelenince Liyakat erbabı bilinmeyince Vasviyetler hatır içinde kazanılan sönükse Nesiller işsizlikten şikâyet ederek inleyince keyifleri halinde Emekli zavallı sıra bekleyince Hakiyetsiz olan nefesler hatırla çöreklenince Gelin kaynana mütemadiyen çekiştikçe dirlik için hak getire Nizam için hakikat nerede Yolsuzluklar ihaleler içinde haysiyete amade Hani adamlık nerede, hakkaniyet kimin ekseninde erdemliyse Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 20, 2008 Gülerken ağlayan! Bilmiyor ki Gül koklamanın ne kadar zor olduğunu O suhuletli aşk sancısının ancak edeple saklandığını Hasreti hazla anmayı Manayı kuşanmak için kalbi devranı Ruhi serencamın ikliminde ve kanaatle nefes almayı Anlatmak için yanmayı Hazanın güzelliğini halde yaşamayı Vakifiyet için sabırla kök salmayı mısralarda kokmayı Gelen ve göçüp gidenden Gereksiz merakla nefesi tüketmeyenden An için aşkı, hal için sabrı yol içinde kanaati azık bilen Gülerken ağlayan İçindeki korların serinliğinde coşan Konuşmak için hiç zorlanmayan ve vakti saati ayarlayan Zihni kaybolma yaşamayan Kalbi vesayette hiç daralmadan soluyan Sevda ile kuşanan, tevazuda anlamlaşan, yâri için solan Varlığın hengâmesinde Yokluğun katresinde fakirliği makam bilen Nefesin sahibinde filizlenen, aşk ile kelam etmeyi seçen Haysiyet ve onur için Kul olmakla iktifa eden hüsnü aşk kemaliyeti Fedakârlıkta hassasiyet taşıyan cevvaliyeti ve muhabbeti Her türlü dikenin zarafeti İçinde saklanan hikmetin asudeliğini görmek Nedametin kurutan ikliminde ve nefeslenmeden yücelmek Secdede dirilmek Kalbin ritminde hakikate ermek Meşk içinde, salik nefeslerin sohbetlerinden istifade etmek Adam olmak için sabretmek Gayeye muttasıl olmak içinde Hakkı öğrenmek Kul hakkına meyletmeden, şirkin içinde gezinmeden girmek Birlik için dirliği davet ederek Hamasi kaygıları azade ederek huzurla nefeslenmek İnsan için zaruretken, bu gerçeği fark etmeden kelam etmek Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 20, 2008 Ne Annem rahat, Ve nede Dirliğimde bulunur Şevki hayat… Birlik için Düşünmek, Lüzumu halinde Feragati seçmek şart! Lakin Anlatmak, Anlamak için Hisleri okşamak… Duyarlılığa Kapı aralamak Ve hayatı Zindan Etmeden yaşamak! Hak Nerede Ona vasıl olmak… Nefesin Sahibinde hazzı Muhabbetle ayılmak… Ruhun Gideceği ikimi Kurutmadan, Muvazeneyle buluşmak! Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 22, 2008 Sahilin Hülasalı sessizliğinde, Ve yalnız halimde mehtabı yaşarken; İçtenliğin Ve zarafetin şevkiyle Dalgaların hüznünü kuşatmış görüyorum Fakat Öyle bir duruşun var ki, Adeta cazibe yumağı olmuşun bilmesen de Ve o an Aldığım nefeste kokluyor, Verdiğim solukta sana sessizce konuyorum O zaman Gördüğüm her yerde, Seni görüyor ve öylece aşkı yudumluyorum Uyanık iken Rüyaya, aç iken suya kanıyorum Issızlığın serinliğinde terennümle anıyorum Hasretinle Halimi bitap ettin, sinemi dağladın Kalbimi takatsiz bıraktın ve hicranla yaşattın Hislerimin en Zirvesinde, anıların gölgesinde, Bir sürur yaşattın ki, müteşekkir kalıyorum Biliyorum Dalgalar yüzeyde kasvetli, Derinler sakin sinemdeki hislerim seninle kaim Kışın güneşi arar Yazın serinliğine dalarcasına, Seni hissetmezsem, çok hayıflanıyor kalıyorum Ritmin vurguladığı, Meşkin sorgulandığı ahenk derinliğinde, Sinemdeki bakire mertliğimde sana kucak açıyorum… Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 22, 2008 Her ne Yapsam da, hicran arkamdaydı Kalbin derinliğine nüfus eden sancıydı Anlatılmaz Bir acıydı, her yanımı sardı Halimi takatsiz bırakıp hüzünle yaşattı Kime baksam, Meramı halimi anlatsam Çare bulamayacağımı hazin biliyordum Nefesin Anına vasıl olmayı bekliyordum Aşk nerede, kimin halinde ki güzellikte Mütemadiyen Hep kendime soruyordum Ne lazımsa diyordum öylece ağlıyordum Gafletin bendine, Nefeslendiğimi bilerek Gailelerin nedenlerinde eriyip tükenerek Kimlik Yozluğunda kişilik sorumluluğunda Eğer düşünmek ve niteliğe erişmek haksa Vurdumduymazlık, Şeref acısından acıysa Onur, kul için lazımsa mukallitlik sancıysa Şayet Haniflik azimet için aranan sevdaysa Vuslat bu uğurda nasip olacak süruru aşksa Ölüm Ne kadarda müddeti nefesle olacaksa Hakikat kitabın kelamında sarih olan Haksa An zamana, Can sancıya, kalbin sevdalısıyla Ruhun insicamında korkuların hoş umuduyla Felah için Sevdaların hicranı kimin sorusuyla Ötelerin güzelliğinden akseden aşkın hazzıyla Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 23, 2008 Aksın Bu gözyaşların yorulana denk Kalbi kireçlenmem dirliğe erecek bir gün elbet Tasa Kimin için zillet, an için davet Mukadderat sudur edecekse elden ne gelir evet Nedamet Kurak iklime açılan bir hardır Ar bulunmayan nazarın serencamında solumaktır Hakikat Kimler için edebi sayfadır Hayâda iman vardır kalp sahibiyle ancak vuslattır Bir bak Nice nefesler tükendi âlemde Şayet yaşamak an için muvazeneyse düşün öyleyse Hesap Kimin için hassaten gerekçe Hani idrak nerede ve nesiller fevkalade kepazelikte Tüketim Belası başını almış gidiyor işte Kim kimin derdiyle ihsan için varlığını hasrediyor hiçte Eğer mühlet Affı mağfiret için bir vesileyse İhsan ve ihlâs nerede, hangi sahilin silikliğinde beyhude Ömür an içinde Neticeler mizanın dirliğindeyse Ruh sessizliğinde hicrana müptela bir zavallı hakikatse Düşünmek Erdemli olmak için zaruretse Kalbim kendi ritminde, solgunluk zuhur ediyor şu halime Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 23, 2008 Milletin ferdi Mahkûm ediliyor darboğaz nafakaya, Hani ölüm herkesin elinde olsa parlayacak yangına, Neme lazımcı Sırnaşığa, aşk kolsun aşkı anlayan ana, Kalmadı şevki bahar canın hasret kaldığı akşamlara… Zaman aynı, Mekânlar farklı, insan anlamda kalmalı, Mütemadiyen o heveslerinin zindanında yaşamamalı, Ruhunu anlamalı, Kalbin letafetinde uzlete ulaşmalı, Hakkın sofrasında, halin muhabbetini aşkla solumalı… Ne derviş Ve nede ermiş telakkilerinden vazgeçilmeli, İnsan iklimine öncelikle azimet mükellefiyeti dikilmeli, Toprağın Bereketinde idrak gayretinle çok filizlenmeli, Ölümün serinliğinde tefekkür rüknü hiç ihmal edilmemeli… İnsan bu bazen Yanılacak ve şaşacak ancak hali anlayacak, Dost ikliminde yargıçlık bireyin tekelinde asla olmayacak, Müşavere yapacak, Ürkütmeden şefkatini kalbe akıtacak, Rızayı bari için külfetin güzelliğinde o aşkla kucaklaşacak… Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 23, 2008 Hepimiz Gelmiştik bir şekliyle Nasip olunacak dirliğin alınacak nefesleriyle Hilkatin Takip edilecek izlerinden giderken özlemi çekilen, yüreği ısıtan, sevgiye kavuşmak Bu sayede Aşılmayacak bir engel çıkar mı Katlanılmayacak çile ve çıkarılmayacak bir varlık Mefkûreleşen, Umutlar yumağı olarak sineleri coşturan Aşk ve sevdayla vakfedilen canla inzivayla gidilir Yoksa Asırlarca onca çileler niye çekilir Yaratan eza etmek için mi bizleri halk etmiştir Niçin Tebliğ eden mübelliği göndermiştir, Neden kızgın çöller ikliminde gülü işaret etmiştir Kalpleri Neden iman hakikatine erdirmiştir, Hiç esirgemediği tebessümü hoşgörüyü öğretmiştir Onu yaratan, Aynı anda tuğyana sabırla bakandır Mühleti anlamlandıran ve hikâyelerle uyaran haktır Sadece Ve yalnızca mürebbiyelerle, Vesilelerle aklı, izanı gerçeğe davet eden zarafetti İnsan Fıtratına uygun olmayan, Edebi ve zihni tarumar eden zilleti haberdar ederek… Azabın Nihayetinde temizlenecek Ona duçar olmayanlar, sabrı bir erdem sayan canlar Efendiler Efendisinin sancağı altında nefeslenerek Dirilişin, ölümde süzülüşün itminanlığıyla göçüp gitmek O an ve Zaman kavramının anlamının manalaştığı Batın içinde zahire kapı aralayan ummanın denkliğinde Vuslatın işaretleri, Faziletin hikmeti ve çilenin keyfiyeti Aşkla işliği anlaşılacak ve bahar gün gibi açığa çıkacak Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 23, 2008 Gecenin Matemiyle seni anıyorum Yokluğunda sokakları arşınlıyorum Kuşlara Soruyor medetle anlıyorum Onlara bakıyor, halimi anlatıyorum Aşk bu mu? Diye soruyor çileyi anıyorum Yârin serencamında aciz kalıyorum Halin Devranıyla, öteleri yaşıyorum Aşkla kalb dirliğinde sürur arıyorum Yapraklar Bir bir dalları bırakıyorlar Kelebekler bir vakte kadar uçuyorlar Güneş Çekiliyor mahın hali yaşanıyor Zaman durmak bilmiyor aşkla yaşıyor Ne sen, Ne de senin halinde olan ben Bahşedenin hükmüyle, nefesleri bilen Nihayetin Dirliğinde olacak aşkı seven Tenlerden geçen, teriyle bezenmeyen Bin bir Eza ile geçiyor, şu çileli ömrüm Nasibin kadriyle nefeslenip şükrederim Ben aşkı Ne bilirim, kalpten habersizim Muhabbet hasretiyle gönlümü demlerim Mustafa CİALSUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 23, 2008 Ruhuma Nakşeden bir arsın Kalbime korlaşan tükenmez harsın Aşk Tadında hoş bir kıvamsın Sen iyi ki varsın, olmasan sancıydın Hasretin Tahtında bulunan cansın Sevda adına namsın, sen bir başkasın Düşlerimde Sürurla yastığım olacaksın Günümde neşem, gecemde hazzımsın Geçte olsa Seninle güldü şu bahtım Şimdilerde sürurumla haz ile yolcuyum Tasadan Çok uzaklarda baharım Rengârenk çiçekler arasında şakıyanım Bülbülün Figanında mı çağlarım Kelebeğin kanatlarında suhuletle uçanım Bahtın Kıvamında anlamlaşanım Hazanlaşanlara olsun, tüm bu niyazlarım Severek Yaşamak aşkı koklamak Vesilelerde tefekkürle barışarak yaşamak Neticeye Bakmak sabırda kalmak Muradın hüviyetinde vuslat için yarışmak Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 24, 2008 Bazen Can çıkmadan huy çıkmaz derler ya Ruhun daralmalarında ayazlar kuşatır anla Kalp Sahibinden azade olunca nahoş umutla, Sevda kuraklığında aşk derin acılar tadında Senin Huyuna, umut için solgunluğuna aşığım Halinde taşıdığın o mefkûrenin sancısındayım Teninin Naifliğinde ben soluksuz devrancıyım Ben tenimde kiracıyım, ancak seninle hancıyım Bizi Muhabbete gark eden ziyadesiyle manadır Aşk, nur ikliminde taliplisini arayan kervancıdır Gülün Kokusunda, ötenin sultasında aranacaktır Şayet murattan bahsedilecekse şaşılmayacaktır Renklerin Envai çeşitleriyle heveslerini destele Zevklerin azamisinde düşün nefeslerini tüketme Nihayet Ömrün takip edileceği zaman hanesinde Ruhun ilk adresin kayıplarında gidiyor adımlarla Ben Seninle bahtiyarım ancak sol yanım ağrısa da Hicran şarkıları beyhudeliğime bir selam salsa da Hasret Damarlarımda kuruyan kanın tek ahı olsa da Ruhum kendi sarhoşluğunda, kalbim Hakkın yolunda… Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 24, 2008 Bırakın İç sızım bir an durmasın O yârin yoluna yürek kanasın Sinede Bahar açmasın, solsun Aşk demini alsın heder olmasın Lisan, Sukutun erdemiyle ansın Hal tefekkürün içinde kuşansın Mana Buharlaşmasın ruh kansın Kalbim muhabbetle aşkı yaşasın Ne sel Ne de esen yelden korkma Korkuların girdabına, sen soluma Kalbini Bir yokla ruhunla barışık yaşa Aşkın naifliğini zevkine hasretme Aşk, Asıl olan korkunun dergâhıdır Ruhuyla nefeslenmeyeni kim anlar Geçip Giden zamanlar ne anlatırlar Aşk gök kubbeden insana bakarlar Her Geçen gün o arz darlık yaşıyor İnsan denen varlık zevkine koşuyor O mahşer Adına kıyamda duruluyor Hâkimi mutlak hazin ki anlaşılmıyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted October 31, 2008 Nefes an içinse idrak kim için! Neyi Seversek kimleri öncelersek sanki Her hareketin kuvvetini idrak eden saki Hedefsiz Bir merakın için zekâ elzem mi? Halin sebebi niyetin bedeli çok mu afakî Bilmelisin Zorunda olan badiresin nefessin Sen güzelliğin içinde tercih edilen zarifsin Nerdesin Nelerin demindesin sarf edilensin Ne bilmecesin ne hecesin nasıl gideceksin Derlerin Vehmiyle hedefsizliğinde fevkinde Sarih olamayan bir kaderin muhayyilesiyle İradenin Zafiyet kifayet edecek denkliğinde Bilincin yetersizliğinde aktiflerin esenliğinde Hissiyat Muamelat maksat ayrışan denktir Terbiye sebebi en elzem olan bir hakikattir Lüzumsuz Sarfiyat kime ne yarardır zarardır Edep bunun için idraki mutlak olan sanattır Kimde Ne kadar vardır hal esenliğe doyacaktır Tefekkür mesnetsizlik girdabında nasıl olacaktır Mana Kaybolacak anlamsızlık galebe çalacaktır Asliyet unutulacak mukallitlik paye kazanacaktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites