Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 13, 2010 Haklısın anlatamıyorum! Evet, sen melülleştikçe Sessizliğin örtüsüne bürünerek geri çekildikçe Yüzüne mahzunluk tebarüz ettikçe, halime yönelip utanıyorum Ve geçen yılları, akan zamanı hatırladıkça hayıflanıyorum, seni öyle anıyorum Ne yazdığın mektubun Serencamında demlediğin hicranın kar etmiyordu Her ne dense hükümran olmak farklı geliyordu ve sevgi öteleniyordu Ne kadar sancılar çekmiştin, hiç birinden söz etmeden hizmeti esirgememiştin Teslim olmak ve susmak Hakların talan edildiğini edep içinde yudumlamak Metaneti kuşanarak sabrı koklamak ve hakkın huzurunda yaş akıtmak Kalbin hicranını gale almadan, ruhunla hesaplaşmadan ölümle mutabık kalmak Ey yar ne söylerim ben Benliğin girdaplarında irademden zafiyetlerim dem Hani nerde kaldı vicdan, hani şimdilerde anıla gelen mizan aşkla yıkanan Artık sukutunun çığlığı gönülleri dağlıyor, nisa kimliğin mukadderat için akıyor Her ne söylesen haklısın Sen atim için serdedilen zamanın farkında ilk adımsın Zira sen bir anasın, gözyaşlarınla anılansın, hasrettiğin aşkla ülfet tadısın Seni anlamamak ve halinden zuhur eden nefesi haz ile koklamamak bir ihanettir Ne kadar kuşkulansan da Ve hatta burukluğunu haykırarak baksan da haklısın Çünkü sen asırların töhmet altında bıraktığı hüzünlü bir şarkının hazzısın Mütemadiyen sabırla derlenen ve halin ikliminde ibretle örülen nakışın sanatısın Sen ne kadar hamiyet etsen Varlığını koşulsuz teslim ederek fedakârlığı seçsen Yine de hakkıyla anılan ve bu manada anlamlaşan sürur neden olamazsın Kime ne söylerim, sefilliğin kol gezdiği sokaklarda soluyan hicranım seni anarım Nazar edemem çiçeği gülü Resmettiği renklerinden tebarüz eden elemli hüznü Nasıl yâd ederim, hangi yüzle edebin ziyadesini beklerim ötenin nurundan Çıkacağım azıksız yolculuğumdan, şimdilerde tutunmaya çalıştığım korkulardan Artık seni anarken ağlıyor Anıların hüzün sayfalarında hazanı koşulsuz yaşıyorum Sensizlikte kör kuyuların karanlığına ulaşıyorum ve hazin sesi duyuyorum Yeşertemediğim sevgi filizlerini sacıyla sayıklıyorum ve kalbinde hesaplaşıyorum Giden gidiyor bir ses yok Ölüm mukadderken neden kalplerden uzaklarda bir ok Aşk niçin hicran içinde bir kök, hüznü yürekler muvazenesinden kaldır sök Ey yar, kalbin bu denli letafetliyken neden anlatamadım melali halimi artık söyle Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 14, 2010 Artık vakit gelmişti! Oysa neler anlatılıyordu Nefeslerin umudu solgunluğun kadrinde soluyordu Zaman hala muştuyu önceleyerek, kalbi sessizce teskin ediyordu Lakin sistemler ve ona teslim olan nefisler dur durak bilmeden vuruyordu Hınç pik yaparak akıyor Mahzun nefesler imdat nidalarıyla kimleri arıyor Ar ibret sahnesinden kaçıyor, talan kimlikleri topluyor ve şakıyor Ne aç kurdun ve nede kanatsız kuşun meramı anlaşılıyor, aşk başkalaşıyor Kâinat artık küçülüyor Kişilikler evrim geçirerek tuğyan ediyor, siliniyor Mefkûre varlık karşısında eriyerek, muttakiliği belirginsizleştiriyor Hikâyeler ibretin sahnesinde kahkahalarla işgali seslendirerek gaspı eliyor Nedir bunca dramlar Ey yar ne kadar arkamda samimiyetli aşkın var Hani yüreğimden tebarüz eden şiddetli har, yağıyor gönlüme kar Ne yolcunun ve ne de hüzün koklayan hancının efkârı hakkıyla yudumlanıyor Suya düşen bir yaprak Ah aşk, kaldır artık şu gönlü şevkinle hazzı anlat Bak artık işte kime bakarsan bak, insan sadakatten uzaklaşıyor hak Anlatmak kelimelerin bilinmesine ve nitelik edebin fevkinde anlamlı bir ortak Bir cehtim kalmadı anla Halimin solgunluğunda bari sen ol nefesini kokutma Dinlediğin vuslat şarkısını unutma, azimetin gerekçelerinden korkma Ne kadar dirensen de uyanmayacağın bir uykunun yolculuğunda kefilsin sorma Gün doğarken sancı yaşar Gecenin müdavimleri seherlere kadar umutla ağlar Masum nefesler niye hicranla arkadaşlık yapar ve gözyaşları akar Kim ecrin ikliminde ceht ederse ihsanın toprağında kalbi inşirahları hep yaşar Ah kutlu can mağdursun Lakin duyulamayan sesinle ne kadar yorgun savaşçısın Kimlere bel bağlarsın, neyin arkasında bir esin ararsın ve korkarsın Ne kadar anlatsan da dilini bilmiyorum, kaybettiğim merakımla solgun yolcuyum Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 15, 2010 Yalan değil yanlıştır! Sen kızdıkça höykürüyorsun Ve işte o zaman neyi söyleyeceğini hesaplamıyorsun Ve hatta ne sukutu tanıyorsun ve ne de vicdanın sesine kulak veriyorsun Sanıyorsun ki her şey düzelecek ve dilediğin biçimde hissiyatın şekillenecek Hayır, yazık ki yanılıyorsun Ne bir hal bırakıyorsun ve ne de izandan kalan hazzı Muhabbet adına anılanı, kalbin hüzün içinde mağduriyeti yaşamasını Şayet kızmak ve hırçınlık içinde konuşmak, nitelik olsaydı cehalet anılmazdı Bir bak etrafına ve eşkâline Sanki bir gaspiyersin, gönlün sesinden azade bir nefsin Hani kızgınlık şey tadandı, sükûnet tefekkür için bir sanattı ne kaldı Ayrılık tohumları her yanımdaydı o an senden ve nefesinden kurtulmak vardı Şimdi nereye baksam hüzün Heveslerim ve şevkim dalından hoyratça kopartılmış üzüm Ey karagözlüm, edebin yozluğunda nefes alan sözlüm, hani ağlayan göz Hani ahde vefa, hani cefalar üzerine kavilleştiğimiz sabırda tutkun sevdamız Yalan dersen hükmediyorsun Şayet yanlış dersen, tefekkür ve savunma bağışlıyorsun Çünkü sen rahmetin ikliminde nefesinle tevdi edilen müddeti yaşıyorsun Ve ne kadar biliyorsun, şahadeti niçin tehir ediyorsun ve bir yargıç oluyorsun Ne zaman zanlar aşkla anıldı Söyler misin sevgiden hangi nefesler horlanarak dışlandı Düşünmek kime kaldı, işte o an ve unutulan zaman vuslatla anlamlıydı Ölümün tınısı, mezarın sırrı, aşkın harı ve kalbin sevdasında koklanan narı anla Şimdi yaşarken öldüren sensin Gülmeye hasret bırakan densizliğin sanki cehennem azabı Ey sessizliğimde gönderdiğim niyaz, ha ne olur umutlarım için yaşat Hasretin bedeli bu kadar elim olmamalı, bilmem ki şevk neden halden uzaklaşmalı Gelin artık sessiz çığlık duyulsun Ve bir nida olarak muhabbetli kalplere akarak sorgulasın Hamiyetin letafetiyle, suhuletin ebediliğiyle kalbi hicranımı aşkla ansın Ve geriye ne kalmışsa, musalla taşı anlatsın ve iki satırlık sürur Böyle anlamlaşsın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 15, 2010 Belki çekip gitmeliydim! Tükenmişti bir kere işte sabır Ne kadar dirensem de ve hatta nefesi kesemde Olmuyordu, sıktığım yumruklar neden duruyordu, göz alıklaşıyordu Dişler gıcırdıyor, bir hal kalmıyor ve huzur öyle çağırıyordu ki hiç anlatamam Oysa ne münakaşalara girmiştim Sabrın zaferiyle şevki kıvançla nefeslenmiştim Çünkü ben kanaatin dilencisi, hakikatin gözcüsü bir insanı hevestim Ne hınç için vardım ve ne de zevkim için serdardım, ancak sade bir adamdım Varlık adına âdemle savaşmadım Ne kadar takatim varsa edep toprağını kokladım Hak ve hukuk namına ne varsa gasp için vaat edilenleri dışlamıştım Çünkü nihayetinde bir insandım, hatalarla yüzleşen noksandım hiç ayıplamadım Suçlamak mama fiğ kalbi unutmak Hoşgörüyü bir tafra bırakarak hala sevgi ummak Bizzat rahmetin içinde nefeslenirken, yargıçlığa soyunarak haykırmak Halime çok ağır gelirdi, nihayetinde mühletin yegâne sahibi belliydi ve kimindi Yağmur şimdi başlamıştı anlatmaya Ar duvarı sıyrılan ve kepazelik içinde nefes alana Şerrin kıskacında inleyen zadelere, nisa naifliğinden çıkan o çılgınlığa Ölüm dahi ibret için kifayet etmiyordu ve hala sahnenin perdesini bırakmıyordu Zapt etmek ve kalbi es geçmek işi Kalan nefeslerde resmediliyor rengârenk rezilliği Afişe edilen densizliği ve insan kimliğinden azade olan edepsiz halini Gördükçe ellerimi açıyor ve ağlıyorum, kudretin yegâne sahibinden haz diliyorum Gökyüzüne uzanan nefesi tazeliyorum Ve nefes nefese halimin sefilliğini aşkla anıyorum Kalbin sahibinde ne kadar kalıyorum ve onu hakkıyla anlıyor muyum Ne gül kokusu ne de lalenin busesi kesmiyor halimi, yoksa aşktan habersiz miyim Dil şad olsa da artık ben çok acizim Ne haddimi bilirim ve ne de melalin dirliğindeyim Yorgun ve solgun ahvalimle adeta bir yaşayan ölüyüm şimdi neyleyim Gönlün sayfalarında hüzünle güneşlenir ve hicranla baharı sürur içinde nefeslenirim Hazana bir söz söyleyemem resmim Ne kadar sukutu yaşasam da artık diniyor direncim Ben şimdi ölümle içselliği yaşayan fakirim, umut için sadece dua ederim Ne zaman vaki olacağını elbette ki bilemem ve onun için ibret sahnesini söyleyemem Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 16, 2010 Ah kalbim aşkla iç içesin! Hala akan gözler anıyor Bir bir sayfaları aralarken ufukları hüzünle tarıyor Düşen yaprağın melalini anlıyor, feryat eden kuşa öyle bakıyor Şimdi kim, kalbin sesinde buluşuyor ve ruhun serencamında aşkı kokluyor Ne söylesem kim duyacak Kalbi fakirliğimle mütemadiyen yüreğim dağlanacak Eller yine boş kalacak, hasret yumağı artık gönlümde aklanacak Sala okunacak ve teneşir sukutu yaşatacak, yine hicran ruhumda kalacak Ne hakkıyla hazanı anarım Ne de mezarın dirliğinde maverayı hakkıyla yaşarım Hiç sorma ben yaşarken hazandım, kalbi solgunluğumla hicrandım Ne şevki tanıdım ve ne de çocukluğumda dahi sürurla tanıştım, bir faktım Annem yaşarken hüzünlüydü Babam zaten kederinde seyreden bir kul olarak demdi Bahar halimde anlamsızdı, çiçekler renkleriyle duygumda solgundu Ne kokusunu ve ne de çilenin korkusunu unuttum, çünkü hal hazza vurgundu Dinlediğim name anlatıyordu Boş kumsallarda umudun izlerini tarayarak yaş akıyordu Her nedense çığlığım duyulmuyordu, yüreğim umudun tadını unuttu Şimdi gecenin kuşatan meramı, akıl ve izanımın felahı kalbime aşkı hatırlattı Ey kuş sen bari kanatla uç Umutlarım ne kadar kanatlansa da kalbim hala çok mahcup Ey nefes sen olsun niyetin mutlakıyetinde sadakat keyfiyetinde oruç Artık rahmetin ikliminde haşyet yok ve ruhum vicdanla hesaplaştı kalmadı suç Ne cehennemin korkusu Ve nede suç ve cezada belirginleşen yortusu kalbi burkmuyor Bizarlık ancak aşla anlamlaşınca umut sevdalaşıyor ve akıl pik yapıyor Ne kadar korku varsa, azat oluyor ve ruhi hürriyet kalbin ikliminde buluşuyor İşte o zaman Mürvet Ve şahadet içinde harlaşan kuvvet kelimelerde mısralaşıyor Yazmak amaca ulaşmak için tutku yaşatıyor, merak kimde ise aşklaşıyor Korkma ve bir şekli yete bulaşmadan yaz, sen yaz ki fikrin ve zikrin anlaşılsın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 18, 2010 Ey kalbim niçin ağlarsın! Yine sessizlik hüküm sürüyordu Ne gelen bir şey söylüyor ve ne de giden umut veriyordu Etrafımı hüznün tınısı kuşatmıştı, çalmayan suskun şarkı zihnimde meramdı Ne garipliğin hüznünde ki han ve ne de hasretin solgunluğunda nefes alan can aşktı Zihnimde dalgalanma başladı Kim karşıma çıktıysa yüzü fevkalade asıktı, niye umut vardı Hani metanet kul için bir azıktı, sabır hasredilen sanattı, aşk nerede kaldı Eğer her meşakkat hazan için net adımsa, muhabbet ve vahdet bereketi tadımlık mı Niçin sual etmek sakıncalı Cemaat içinde tanzim edilen saltanat, kalbi olmaktan uzak mı Neden nefesleri kuşatıyor anlamsız korku, dışlanmak bir aşksız umut mu Günah işlemek veya yönelmek kul olmaktan uzak mı, yargıçlık şimdi sizinle ne anlamlı Bir ömrü kim verir, yargılar Müddeti nefesin mağfiret kapısını kim aralar ve umuda bağlar Neden hala parçalanmışlık hazin manzaraları aralar ve dışlamak neye yarar Niçin Mevlana asırlardır aşkla bir bahar ve neden gül kalbin sayfalarında aşkla kokar Şimdi derin düşünce aşkla var Her bahar insan ömründe renkleri ve hevesleriyle umuda akar Kim gerekçesiz bir korku yaşar, o vakit söyler misin nitelik niye aşkla yaşar Ey ölüm, ne kahredenin canı ve nede umudu kaybedenin kanı anlamlı, umutlar solmamalı Demek ki koptuk mazimizden Hazanının solgunluğunda resmedilen ve derlenen hazin atiden İbretin hikmetinden, irfanın zenginliğinden ve tefekkürün vaat ettiği şevkten Ah okumak, öylesine okumak, lakin anlamın feyzinden irşat olmadan solumak ne hezeyan Nefesin şahadetinde niyetim Şimdilerde şayet kalmışsa ruhumda keyfiyetim umutlar benim Mahcubiyetimle açtığım ellerim ve nefeslendiğim kalbi lekelerim umudun arzında Her kim hıncıyla ve hırsıyla, nefesleri tahakkümü altına alarak maksatlı uyuyor ne deyim Efradın parçalanmışlığı kermes Bahanelerle açılan panayırlar ve bir hiç uğruna kandırılan canlar Teslimiyet noktasında ve sadakatin bazında nöbet tutan kanlar, tahkik konusunda Niçin duyarsızlar, aklı sadece zevk ve çıkarları için kullanırlar, hakir görmeyi ne sayarlar Biliyorum ki şimdi kızacaksın Ve hatta kalbin sesinden uzaklaşarak maslahatla yarış yapacaksın Ne azimete ve ne de senin söz ettiğin lakin sadece vah dediğin ibrete kanacaksın Nüfus için dur durak bilmeden koştururken, etrafını kuşatandan dersler çıkartmayacaksın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 18, 2010 Ey kalbim niçin ağlarsın! Yine sessizlik hüküm sürüyordu Ne gelen bir şey söylüyor ve ne de giden umut veriyordu Etrafımı hüznün tınısı kuşatmıştı, çalmayan suskun şarkı zihnimde meramdı Ne garipliğin hüznünde ki han ve ne de hasretin solgunluğunda nefes alan can aşktı Zihnimde dalgalanma başladı Kim karşıma çıktıysa yüzü fevkalade asıktı, niye umut vardı Hani metanet kul için bir azıktı, sabır hasredilen sanattı, aşk nerede kaldı Eğer her meşakkat hazan için net adımsa, muhabbet ve vahdet bereketi tadımlık mı Niçin sual etmek sakıncalı Cemaat içinde tanzim edilen saltanat, kalbi olmaktan uzak mı Neden nefesleri kuşatıyor anlamsız korku, dışlanmak bir aşksız umut mu Günah işlemek veya yönelmek kul olmaktan uzak mı, yargıçlık şimdi sizinle ne anlamlı Bir ömrü kim verir, yargılar Müddeti nefesin mağfiret kapısını kim aralar ve umuda bağlar Neden hala parçalanmışlık hazin manzaraları aralar ve dışlamak neye yarar Niçin Mevlana asırlardır aşkla bir bahar ve neden gül kalbin sayfalarında aşkla kokar Şimdi derin düşünce aşkla var Her bahar insan ömründe renkleri ve hevesleriyle umuda akar Kim gerekçesiz bir korku yaşar, o vakit söyler misin nitelik niye aşkla yaşar Ey ölüm, ne kahredenin canı ve nede umudu kaybedenin kanı anlamlı, umutlar solmamalı Demek ki koptuk mazimizden Hazanının solgunluğunda resmedilen ve derlenen hazin atiden İbretin hikmetinden, irfanın zenginliğinden ve tefekkürün vaat ettiği şevkten Ah okumak, öylesine okumak, lakin anlamın feyzinden irşat olmadan solumak ne hezeyan Nefesin şahadetinde niyetim Şimdilerde şayet kalmışsa ruhumda keyfiyetim umutlar benim Mahcubiyetimle açtığım ellerim ve nefeslendiğim kalbi lekelerim umudun arzında Her kim hıncıyla ve hırsıyla, nefesleri tahakkümü altına alarak maksatlı uyuyor ne deyim Efradın parçalanmışlığı kermes Bahanelerle açılan panayırlar ve bir hiç uğruna kandırılan canlar Teslimiyet noktasında ve sadakatin bazında nöbet tutan kanlar, tahkik konusunda Niçin duyarsızlar, aklı sadece zevk ve çıkarları için kullanırlar, hakir görmeyi ne sayarlar Biliyorum ki şimdi kızacaksın Ve hatta kalbin sesinden uzaklaşarak maslahatla yarış yapacaksın Ne azimete ve ne de senin söz ettiğin lakin sadece vah dediğin ibrete kanacaksın Nüfus için dur durak bilmeden koştururken, etrafını kuşatandan dersler çıkartmayacaksın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 18, 2010 Hayat yine yalan söyledi! Nerden bilirdim ki gerçeği Nasıl bilebilirdim, gerçeğin çilede nefes aldığını Gülün dikenle var olduğunu, kalbin hicranla yaşadığını, aşkın uzaklığını Ne okuduğum kitapların, ne temaşa ettiğim ve hüzünlü nefeslerin yanlış yapacağını Vicdanı mı dağlayacağını Ruhumu hicran içinde bırakarak haince şakıyacağını Kalbi ağıtlarımın çare olmayacağını, aklımın duygularımla bedelleşeceğini Sinemin sessizliğe çekilerek şevki terk edeceğini, muhabbet için hasret çekeceğini Artık susmak ağır geliyor Kalplerin yürekleştiğini, insanın sadakatsizliğini görmek Onca dile gelen ve hakikat için resmedilen ibret sahneleri dile gelirken Felsefe düşünmek için ve kelam hukukun tasnifinde ufkum olmuyor diye üzülüyorum Şöyle demek geliyor içimden İnsanlar ikiye ayrılıyor ve hukukunu bilen, bilmeyen diye Ve hatta bilmeyenler için kandırılmak ve hakka tecavüzle barışık olmak İşte o zaman insan olmanın farkında lığından uzaklaşarak bahanelere sığınıp kalmak Ey aklım, kalbimle bir hisset Nefesin azizliğine hükmederek haklı bir aşka tevessül et Halin kutsiyetinden tevdi edileni hasret ve ruhun iklimine avdeti azmet Kalbim nefesin sesisin, sessizliğinle sen yegâne sahibini bilirsin, hakikat için fersin Boş ver aldırma artık sende Her ne kadar ihanet içinde nefeslenenleri yakın bilsen de Sen yine de hakir görme, nefsin şerrinde ikamet edenlere sakın ilişme Nefes candır, ikram edilen akılla sanattır, kalp yürekten farklıdır, insan için vardır Nereye baksam haykıran var Edep ancak insanın kalbinde filizlenen gülbahar, iyi ki var Yoksa yaşamaktan kim hakkıyla anlar, hazan neden anlamında aşk kokar Hasret niye var, kim özlemiyle yanar ve sevda umutların harıyla niyazla hakkını arar Ey yar sende şimdi bizarsın Her ne kadar sabretsen de, talihin türabında kanatsın Sen sessizliğinle yanarsın, ne suyun ve ne de buğuzun hazzında okunansın Sen sadakatinle bir farksın, bunun için adavetten uzaksın ve metanetle aşkı koklarsın Ne yapalım ki talan katlı Ne vicdanı tanıyor ve ne de bir hesabı, o eşkâliyle kanlı Ancak insan, Hakka kul olabilmek için zamanla anlaşmalı ve heyecanla şanlı Sende murat et, ufuklarda seyret, kalbinin sahibinde ikamet et ve aşkınla atsın yürek Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 19, 2010 Melalim ne vakit şevke kanacaksın! Artık çok ağır geliyor susmak Melül nazarlarla kalbi umutlarda baharlaşmak Hiç değilse hasretin aşkında uyumak ve yanmanın serabına dalmak Ve öylece sevdanın harıyla buharlaşmak, ne gama ve ne de cana yaslanmak Ey haz, niçin kayıpların adısın Halimde derlenen sezginin tadısın ve anlamlısın Bak hicran sinemde, elem kalbimin serinliğinde, özlem aşk vehminde Gel artık nerdeysen çık ta gel, ne lalede kal ve ne de gül ile ruhumda har Sürura dalmak istiyorum öyle Şayet yaşamak huzur içinde anlamlaşmak idiyse Hissiyatın niçin hazanın hapsinde, umut tohumu toprakta bereketse Açtım ellerimi kalbimin sahibine, her ne kadar mahcubiyetim var şevkimde Ey hüzün biliyorum ki umutsun Sen sessizliğinde kalbin suhuletinde aşkı sukutsun Bazen nutuksun ve bazen de idrak içinde anlamlaşan esinle kokusun Korkunun değil vuslatın bahtısın, sen namı hesabına mahzunlukta bir şahsın Hani gözyaşlarıyla yazılır name İşte o vakit hüzün kalple bedelleşerek haz verince O yar bilse de ve hatta bilmese de, sürur daima kalbimin köşesinde Dert anlatılmaz, adresi bellidir, lakin meşveret etmek kalbin inşirah feridir Deva vesileler bereketinde gizlidir Ancak ihsan sahibi arifliğiyle ve feragatiyle sevgidir Niçin gönüller aşk ile sevdaya hasredilir, ecir hakkın huzurunda erktir Her kim ezayı ve aşkı manayı terennüm ederek şikayetlenmezse bir takvadır Lakin bir etrafa bak ihlâs uzakta Hani bir zamanlar vahdet umut için mefkûre olunca Yaşamak hazzın toprağında ölümle müşterekliği bulunsa da aşk vakarda Sen hiç korkma, sabırdan usanarak vehimlere kapılma, umut başaklaşmayınca Gitmek, yol emniyetini kestirmektir Şayet bir yol kaldıysa sıratı müstakim nefesindir Kalp sahibini yakinen bilir, ruh derinliğin tefekküründe umut için senindir Kim hikmeti hakkıyla bilir, niçin ölüm diriliş için rehberdir, aşk kim için meşktir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 20, 2010 Ah kalbim aklımla avareyim! Evet, yine sessiz yürüyüş başladı Arkamda kim vardı, hüzün yine bambaşkaydı Hicran ruhumu sardı, işte o an bizarlık halsizlikte zamandı Tutunduğun dal ve kal kalbimde niçin hazandı, gittiğim yol öte için kalandı Ey aklım neden ihsandan azatsın Hani ihlâs içinde sanatlaşan hardın ve anılandın İbret sayfasına not düşülen savdın, şimdi niye izanımda uzaktın Bak resmediliyor zulmün karanlığı ve insan kimliğinde ki farklı nefsin karı Ölüm dirilişle anlaşmalı kim anladı Hani ati için tefekkür şarttı, mefkûreler vuslattı Peki, geriye ne kaldı, hani medeniyet insan için erdemlilik için vardı Gözlerim boşalıyor, ruhum sızlıyor ve kalbim kan ağlayarak idrake sığınıyor Ah ölüm sen iyi ki varsın ve aşksın Senin için derlenen şarkıda ve anılarda yaşayansın Aklanmak için, görülmemiş davalara bakmak için kalplerde bir umutsun Hakikatin adeta nutuksun, aşk konusunda her dem sunuşun ve hatta nursun Sen vaktin mübelliği olan sancaksın Nice ağıtların yanıklığında hicransın, hüzne yakışansın Aşk sensiz olur mu, diriliş bir anlam bulur mu, umut seninle tohumdu Hak niyetin, ak kalbi cenahın, fark ise yaşamak için sevgi ve fedayı bekler Eza ve zulüm kıtaları kuşatırken ben Ekranların kepazeliğinde vah çeken ölümü seyreden dem Hani kalp inayet için ihsandı, insan fedakârlığı nispetinde anlamlaşandı Senden geriye ne kaldı, deliksiz bir uyku ve günün telaşında varlığın yalandı Şimdi susmak geliyor epeydir içimden Lakin özüm tezat yaşıyor nefsi kepazeliğimden, hevesten Yaşadığım kafesin hapsinden ve temaşa eğlediğim fakir halimde ölümden Ne çıkacak ve neye yarayacak ruhi azap korkularla halime refakat ederken Ne ağlayan bir çocuğu ve ne korkuyu Anlamak ve kalbin yarenliğinde vicdanla aklamak kalmıştı Koşturmacalar sadece varlık için anlaşmalı zamandı, peki, hak nerde kaldı Ve insanlık utanmayı unutan perişandı, talan her bir yanı kuşattı, kim anladı Onun için ağlamak kifayet etmez bil Hissiyat nağmelerin nezdinde okunmamalı, kalbi olmalı Ruhun yitikliğin izlerinde işaret taşlarını bulmalı, maksat hakikati koklamalı Şayet aşk haline yabancıysa, bedevilik kalbinden uzaklaşarak sevgiyle yanmalı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 22, 2010 Sessiz bekleyiş! Nice gönlün umutları tohumken Nefesin müddetinde tevdi edilenle bizzat sorumluyken Hak ve hakikat adına gerekçeli ve vadeli mühletken aldırmazlık niye Şayet utanmak edepse, ar aşkın ikliminde umutları yıkayan sadelikse ölüm bize Vakıadır sabırla direniş letafeti Kul ruhi serencamında bunun suhuletiyle aşkı dilemeli Bir hedefin mükellefiyeti yıldırmamalı ve asla hali solgunlaştırmamalı Bahtın toprağına ekilen niyetler muhabbetle aşkın umudu olmalı vuslatı anlamalı Şayet o ezalar bir lanet içinse Derdi halk eden bilinmedikçe ve hatta akıl ötelendikçe Kalp insanın sıratı müstakimi bulmasına kifayet etmez bile, ecir nafile Hesap akıl içindedir, vuslat idrakin güzelliğinde erktir, lakin edep ihsanla güzeldir Beklemek ve aşkı nefeslenmek Vaktin insicamında gerekçedir, kudret sahibiyle ahenktir Her muvazenesiz nefes şirrettir zira hesabi olmak azamet içinde şevktir Nitelik niye zevkle örtüşendir, kültür bir örfü ananedir ve etiktir insan için haslettir La derken neyi reddediyorsun İlla’yı nefeslenirken kalbin sahibini aşkla tasdik ediyorsun Ve illaki gülü anıyorsun ve ötelerin serinliğinde umutlarla buluşuyorsun Dirilmek için ruhun tevdi edildiğini biliyorsun, bizzat nefsinle bedelleşip gidiyorsun Peki, neyi bekliyorsun vakitte Edebin rengârenk güzelliğinde ve resmedilen urba bedende Ölüm vuslat için neyin tınısında anlamlaşan hakikatse sen imtina etme Yaşa ki hayatı hakkıyla anla, mavera hedefinden asla sapma, korkuyu da hiç anma Nice aşklar zevkin idrakindedir Bu anlamda kalbi soluklar sessizliğin meşkinde bir umuttur Sevdalanmak yanmanın ilk tadımı ve hasret muhabbetin yegâne tanımıdır Hani “haydan geldi, huya gitti” tabiri vardır ve fakat ne kadar anlaşıldığı muğlâktır Oysa o idrak adına bir şahittir Geldiğin yer belliyse, göçeceğin erdemde illaki bir keyfiyettir Neden göçmeler bir hicranı demdir ve hüzünle iç içedir muhabbet nerdedir Ve teslimiyet bu zaman lâfzîdir, ruh zaten kendi âleminde bir hazinedir, öyle bilinir Beklemek hırstan arî sabırdır Kalbin sesiyle nefeslenmek, hikmetin baharında illa umuttur Nedamet aklı durdurur, asabiyet arızilik olur işte bu vakit aşk nefsi tanımlanır Ölüm o zaman gerçek anlamından soyutlanır ve bir kahır olarak ruha azabı hatırlatır Peki, öyleyse kim kimi kandırır Hani hesabi olmak ve aklı vicdanın sultasında aklamak sanattı Marifet niye vardı, vasıf insan için kul olabilmekte ancak hakiki aşkla bir farktı Ve vuslatı bu anlamda anmak, mukadderat için sadakati kuşanmak fazilete sığınaktı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 23, 2010 Aşk, ruhun esini kalbinde şevkidir! Yine sessiz bir ağıt geliyor yüreğimden Ve derinliğin kuşattığı hüznün dilinden Kar eylemiyor keder ve gam yar elinden Sinemin meşkinden, düşünmek aşk iken Neyleyim, hangi iklimin hazan resmiyim Boynumu büker nefesi müddeti beklerim Kime ne derim, derdimle yarenim bilirim Aşk için şükrederim, öteyle ne serinlerim Ey ney deşme sen yaramı fakirliği bilirim Ne yar için yanarım ve ne de ikbal tanırım Şimdi bahtın halatından tutanım, ağlarım Ne derde yanarım ne şevki aşkla tadanım Bir ses duyarım ve nidasında ibret ararım Ruhumun serencamında kalbimi yoklarım Kim ne söylerse zihnimde tararım yanarım Nefesin azizliğinde aşkı sorgularım ağlarım Yâd eller hasretin bağıdır ve özlemle tanınır Şayet aşk olmasaydı, insan olmak bühtandır Sevda niye vardır, muhabbet aşkın sanatıdır Evet, yaşamak ve ömrü nurlandırmak farktır Arzın efsunu aşkla yudumlanır ve haz yaşanır Her kim hakka kul olmayı kuşanırsa, şahlanır Hayat niye süruru nazdır, elemle insan duadır Selam kalbin anahtarı, sevda aşkın yumağıdır Ne kadar kalbinle barışıksan, ruhuna tanıksın Sen şahitliğin kefaretiyle anlamlaşan insansın Çileyle sabrı kuşanırsın, inayet içinde yanıksın Ve sen yazılanlar içinde kazaya dönüşen aşksın Üzüm asmayla, gül dikeniyle, söz kalbinle aşkta Başkalaşmak ise insan kimliğinde ağır bir hasta Yas ne ağıtın ve ne kaybolan canın halinde başka Meşk erdemin yangınlığında ve kalbi adımlar arda Korkma ölümden ve acizliğin kederindeki demden Mukadderat vasfın birliğinde senin için azimetken Mavera dirliğinden, hesabın netliğinde aşk ver iken Gül kokusu benliğinde, sevda kalbin ikliminde serde Ey edip durma sen yaz, yaz ki suskunluk kalbi niyaz Gönüller ebet içinde sabrı kuşanan ayaz, durma yaz Aşk için her söz maslahatın derinliğinde edebiyle naz Sen yaz ki sukutumun çığlığı ve aşk farklılığı yaşansın Mustafa CİLSUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 25, 2010 Şayet aşk yaşanmazsa umudun kurur! Başlamıştı yine yüreğime karlar yağmaya Umutlarım ki sırılsıklam olarak hastalansa Sessizliğin hüznü halimi burksa da aldırma Bakalım ne çıkacaktı, durağın yalnızlığında Hani bazen, unutulan bir hicran kuşatır ya Nereye baksan hazan sinende azap olunca Hal efkârın salıncağında ağlayarak bakınca Yinede aldırma nasıl olsa umut aşk tadında Dinlediğim hüzzam eser nedense bir başka Saz ağlıyor, şair içimi okuyor, şevkte sızıysa Şayet sancılar ruhumda anlamlaşan umutsa Sen hiç korkma, o aşk kalbimin sağanağında Şöyle geriye yaslanınca işte atim bambaşka Hani mazinin sayfaları aşkla taranınca aşkla Mavera heyecanı vuslat olarak aşk bahtında İnsan ihsanla anlam bulunca, aşkı anlayınca Nedense canlar koşturuyor bir avcı hazında Aşk insan kimliğinde hakkıyla anlaşılmazsa Kalp bizzat sahibine yabancılaşınca unutma Zevk başka, idrak aklın pervazında solunca Hani bir “ölü ölmüş” derler duyarsın ya anla Lakin o insan ki, tefekkür ülfetinden uzaksa Sen yinede halin fakirliğinde uyuklama yaşa Vakit şahittir, aşk letafettir, ölüm aşka eriştir Artık hiç üzülme, umutlar berekete vesileyse Azimet hikmetin sevdasındaki aşkın etkisiyse Sabrın dirliğinde asla üşüme filiz aşk şevkinde Toprak o gün refakat ederek aşkı kabul edince Yinede ağlamayı ihmal etme zira aşk seyrinde Vahdet ihlâsın fevkinde ruhunla bütünleşince Kalbin inayet için illaki nöbette ve sürur içinde Muhabbet selamın güzelliğinde aşk ateşi sende Ne kadar feda olursan ecirle sabrı yudumlarsan Umudunu aşk yolunda harmanlayıp nur olursan Arifin ihsanında yarensin ve veli ilminde nefessin Arızı sancılar korkutmaz, kalbine hicranı koymaz Nefesinde mahzunluk bulunmaz aşk hali yormaz Kim ne derse desin sadece akılla sırat bulunmaz Aşk vicdanı kuşatır aklı olgunlaştırır nefsi anlatır Kim yaren olmak isterse, aşkın sızısıyla manalaşır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted January 30, 2010 Asa kalbi ufkumdan katreyle örtüşüyor! Sanki anlatacağım bir esrarlı masalın izlerinden İşte kalbi fakirliğim aşikârken sinem aşk elinden Dilim suskunluğun kadrinde serinlenirken birden Ruhum ahirinde, aşkın esininse süruru beklerken Şimdi nasıl başlayayım, edebi sinemde haşlayayım Tefekkür ikliminde yol alırken neleri hatırlayayım Sevdanın bağrına nefesimi sunayım, aşka kanayım Hicran güftesinde, hayata bir başka hazla bakayım Nefesim kifayetsiz, kalbim şevksiz, gözlerim fersiz Hasretin toprağında manaya ulaşmak n zahmetsiz İnsan özlemsiz, ihsandan nasipsiz olunca vah deriz Halin çilelerini kime şikâyet ederiz, dertler sahipsiz Nefsim gemsiz, iradem aklımdan habersiz ve sessiz Dünyam efsun içinde kalbim lekeleriyle işte şevksiz Ne kadar vakit varsa, açılan davalarda kalp edepsiz Ruhum haşyetin elinde, ürperttiler idrakte ahenksiz Ey dermanın payesi, mananın ziyadesi asa gel susma Şimdilerde çok uzaklarda mazi insanlardan kopunca Ati suskunlukta, ağlamak gönlün dermanı olmadıkça Evvel farkı şimdinin saklanmacı insanı kuşatmayınca Nihayetinde sular içinde ve kendi halinde bir kamıştı İnsan, ancak evveli ve ahiri için anlaşırsa sır inşirahtı Kul olmak, ihlâsı yudumlamak, şirkten uzaklaşmaktı Cehdin bir gayesi olmalıydı ve azimet ecir içinde aşktı Dinlediğim nağmeler yüreğimden kopmaları yaşatıyor Neyin tınısı aşkla buluşturuyor o an hüzün sesi şakıyor Ölüm fevkalade anlamlaşıyor, dirilişin gayesine akıyor Düşünmek hazlaşıyor, ruhum nazarında aşkı heceliyor Halimin sayfasında karakalem çizdiğim resimler neydi Sabır, vaktin değirmeninde ve kanaat meşkiyle kederdi Aklım henüz yeni yetmeydi irfanın adımlarını ne bilirdi İradem ahenksiz, izanım belirsiz, nefesim o an şevksizdi Ne vakit bir naaşı görsem ellerim asasız kalbim hazsızdı Ömürden geriye ne kaldı suali nedense ruhuma sancıydı İşte o an kalbim fevkalade bizardı, aşk muhabbete vardı Yar ufkumun serinliğinde sanki bir seraptı aşkım onaydı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 4, 2010 Üzmek bu kadar kolay! Sessizliğimde seyrediyorum Zihnimin sokaklarında ilerleyerek ibretle bakıyorum Bazen hayıflanıyorum, bazen çok şaşırıyorum ve nedense utanıyorum Vekil olduğu için milleti düşünüyorum, hekimliğini ekliyorum lakin içinden çıkamıyorum Nihayetinde bir gensoruydu Hakkını kullanmak için söz aldı, edepsizliğiyle şaşırttı Ve bir kural tanıdı ve ne de halinde adaptan izler vardı, nefsi hardı Kime sataşıyordu, hınç içinde nefesleniyordu velâkin söz aldığı konu hiç ortada yoktu Rivayetten hareket ediyordu Delilleri cebinden çıkartarak hiddetle çalım satıyordu Peki, ne diyordu ve kime sesleniyordu, neyin acısıyla hıncını kusuyordu Ve hakkı gasp edilen, nezaketi önceleyen, hasta ziyaretini vefa bilen insan susuyordu Nidasını gözyaşları anlatıyordu Uğradığı haksızlığı kime anlatmalıydı, hak azap mıydı Rabbine kul olmak, emrinden kaçınmamak, maslahatlara sığınmamak ardı Nihayetinde hesabı önceleyen bir insandı, kul olabilmenin sancıları hiç eksik olmamıştı Üç yıl aradan sonra bir oturumda Sualler karşısında ve bir de başbakan olunca sabırla Hissiyatı dile geliyor, hikâye acıyla işleniyor, mahkûmiyetini itiraf ediyor Dile getirdiği vakti bekliyor, nefer kimliğinde kurmayın ekâbirliğini afişe ediyor üzüyor İşte o vakitte sinem sendeliyor Kalbi hicranım depreşiyor, ruhum hüzne gark oluyor Bin bir çeşit bahaneleri ve önüne gerilen setleri azimle çözüyor, seçiliyor Seçimlerde milletinden vekâlet bekliyor, hitabetiyle serinlik veriyor, hakkıyla seçiliyor Ve bir başbakan olarak ekliyor Hizmet için varız ve istikrar için buradayız diyor Ve zaman geçiyor yeniden güven tazeliyor ülkenin insanlarını haz kuşatıyor Dünyanın sayılı devletleri arasına giriyor, bahanelere sığınmıyor ve umudunu da koruyor Meclis oturumunda vekil çıkıyor Nezaketi, edebi bırakıyor anlamsız naralar atıyor Ve hatta tahrik ederek milletvekillerini kaosa sürüklüyor, herkesi de üzüyor Genel başkanı bir seyirci misali istifini hiç bozmuyor, mukaddesatı hiçlemeyerek bakıyor Başbakan ve millet çok ayıplıyor Bir oy uğruna düşülen kepazeliği her yerde konuşuyor Güya bir doktor ve hatta evvel zamanda bakanlık yapmıştı geriye neler kaldı Rekabetin acımasızlığı, kulluğun unutulduğu, insan azmanlığını sahnelerde bir bir yaşandı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 5, 2010 Sinem hicrana gark oluyor! Ne kadar sabretsem sızısı dinmiyor Kalbim hüzün içinde, ruhumun hazzını kelepçeliyor eza veriyor Aklım hürriyet bu olmasa gerek diyerek hayıflanıyor, etrafım nahoşlaşıyor Atim ne kadar mücerretse, mazi hazin içinde meramını efkârıyla şimdi bana anlatıyor Hani bir zamanlar edep hazla anılırdı Bilemiyorum neden sessizliğiyle sinelerden uzaklaştı, oysa aşktı Edip ancak onun letafetiyle yazardı, zira o muhterem bir sevda vuslatıydı Gönül onunla muhabbet sürurunun aşkını koklarlardı ruhum için bulunmaz izzeti ikramdı Şimdilerde geriye ne kaldı, aşk nazdı Zariflik onun ikliminde müstesna bir zanaattı, hattat onu yazdı Ebru toprağı suya düşen bir aşktı, melal ancak bu kadar sessizliğine aktı Gözlerim temaşadan çok uzaklaştı, nazarım ise halimde bir başka sağanaktı öyle baktı Ne salaca ve ne de musalla farkı ardı Zevki sefa insanı hiddetle kuşattı, ruhum garipliğe elemle uzandı Yaşamak bu kadar bağnazlığı barındırmamalıydı, tefekkür kalbimde yastı Ne muhabbetin tadı kaldı ve ne de insan kimliğinde aşkın, hakikati yazılan bir romandı Ey zaman sen göçüp giderken hali an Şöyle bir bak aşksız geçmiyor zaman, hicran sinemde vakitsiz gam Heveslerim kelepçeli, hülyam netameli, rüyam bozulan saat misali engelli Hesap kalbi sayfamda hiddetli, zihnim aklım için çok dertli, vicdanım kiminle bedelleşti Ey aziz dost sen ol nefesinle hale dol Artık fakirliğime bir şevki koy, muhakemeyi sor, nerde meşkûk yol Ne hamiyet kaldı ve nede melal umudu bıraktı, gönlüm huzurun sağanağını andı Ruhum rahmetin iklimine uzandı, yeisler bir bir azaldı, aşk azimle kalbin sahibine vardı Neyleyim, gücüm nispetinde avareyim Kime ne söylerim, sefilliğime kefilim, aklım kıt bilirim, sukuta erdim Hakkıyla ne edebi bilirim ve ne de nitelikli bir gönül eriyim nefsinde serserisiyim İrademle takatsiz bedelleşirim, aklımı nasıl teslim ederim, tahkik kalbin harıdır bilirim Sabilere imrenirim, saflığında eririm Sadakati takva babında öncelerim, ön yargılarda neden nefret ederim Aşk halin demidir der fakirlik ilminde kanaat ederim, tevazuu niteliğini hissederim Hukukun gerekçelerinde nefeslenirim, akaidim için meşveret zaruretini ariften öğrenirim Ziyaretin hülasasında şuan kabirdeyim Duyduğum seda salanın mücerretliğinde ruhumu kuşatıp davet ediyor Kalbim nidasını sessizliğinde gönderiyor, umutlarım atime için sesleniyor Ömür göçüp giderken kimden ne bekliyor ve ekilen tohumların sancıları aşka gebe kalıyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 8, 2010 Vurgunum ey yar! Feryadımı duyuyor musun Hasretin bağrında halimin sefilliğine erişiyor musun Sensizlik eleminin çilesini biliyor musun, gecelerin sürgünlüğünde üşüyor musun Zulmün abat olduğu, ruhun hicrana gark olduğunu, kalbimin ise solgunluğunu görüyor musun Ne dağların efkârındayım Ve çalınan kapılar ardında umudun uykusunda harım Kalbimin vurgunluğunda sancıları kime sormalıyım, sine¬i süruru artık bırakmalıyım Umman için yol bulmalıyım, aşk acısını kuşanmalıyım, acizliğimi derdin banisine anlatmalıyım Ah yar geçtiğin yollar naz Ruhun feryadı sahibine eğliyor niyaz, yok artık haz Ey suskun şair, çilenin, elemli nefesin, hüzünlü bekleyişin mısralarını durma yaz Mezarcı sende durma kaz, toprağın kahirinde saklanıyor niyaz, ruhum hasret eşiğinde ayaz Duymazsın sesimi yar bilirim Nefesim takatsizleşti artık acıyla kime ne söylerim Kuytu köşelere çekilirim, ıssız sokaklarda gezerim, düşen yapraktan ne beklerim Çilemi nefeslenirim, kalbi sevdama esirim, muhakkak ki bahtıma boyun büker çeker giderim Ey yar sana ne söyleyebilirim Kalbi umutların için niyazı hak bilirim, sürur dilerim Artık hicranı anlatır hevesim, anılar durağında çektiğim resimlerin, uzaktan esin Ah ömür defterim, sadık edebim, çilenin bağrında fersizleşir nefesim, hali anlatmak şevkim Olur ya bir gün duyulur yeisim İbreti âlem olsun kederim, suskun çığlığım kaderim Ah kalbim şimdi kime hissiyatımın sancısını ayan ederim, dinmez ki gönül defterim Sabrın vadisinde kanata yönelelim, kalbin sahibini bilelim ve ruhumuzu da öyle teslim edelim Ah ben şimdi neyin derdindeyim Aşk bendinde biçareyim, sevdayı ne bilir söylenirim Bahtımın zamanında nöbetçiyim, gönül hapishanesinde esirim, ey hak sen bilirsin derim Yazmakta olduğum melallerim, ruhumun hicran damlalarında sancıları heceleyerek serinlerim Artık göçüp gidiyor ömür zevkim Hem dağlara dargınım ve hem de yollarda solgunum Ah kalbi yorgunluğum, umut içinde neden durgunum, şimdi sürgünlüğümde esir yolcuyum Şimdi aşk nağmelerin şevkinde, sazların telinde, hasretin beldesinde, umudun güzelliklerinde Ne kadar hasretsem dem içindeyim Ve gönlümü yâre ne kadar hasretsem fedada şevkim Yar duymasa da ve hatta gelmese de şerefim, işte ne kaldıysa halsiz nefesim seninleyim Yeter ki sen bizar olma, bir yeis içinde soluma, aşk sancılarıyla solma, bahtın hazzıyla yaşa Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 9, 2010 İçime hep hüzün doluyor! Sende git sende unut Şu perişan kalbimde neden soluyor tüm umut Ruhumun sızısını sen hiç duyma ve artık ağlatma haydi unut Ne sevginle korkut ve ne de aşkınla şaşkınlığıma somurt, haydi gel yahut Mekânsızım sızımla Gecelerin ıssız kollarında, prangalar ruhumda Solgun nefesim ne kadar bizar umut korkuluklarında sokakta Düştüğüm bu hali asla unutma ve bir ibreti âlem için anılarından çıkartma Artık ne söylesem boş Haydi, gel sancılar girdabındayım nazar için koş Bak heveslerim sarhoş, ufuklarım nahoş, yaşamak buysa loş Kalbim sanki avare, aklım kimlere havale, ruhum ise seyyare halinde coş Bak ne haldeyim acıma Terki mekân edersem de kimseleri hiç suçlama Lakin meramımı bir an olsun anla ve ön yargılarında boğulma Evet, bu halinle çıkma karşıma, aşk bir hülyadır diye hayıflanma onu yaşa Ne kadar umudum varsa Şayet sanat hakka kul olabilmek için vuslatsa Sen asla hissiyatınla yakarma, öncelikle aşka kalpten baksana Muhabbet ve merhamet insan içindir unutma, şehvet, hiddet hayvani anla Seni ne vakitte ansam Ve hatta anılarla mütemadi yende yaşasam Sakın şaşırma, sevda ancak hal ikliminde sürurdur yabana atma Bir nisa olarak yeise kapılma, hissiyatına asla sarılma, idrakinle aşkı yaşa Kim çıkarsa çıksın karşına Her hangi bir korkuya abanma, öncelikle anla Ziyadesiyle zanlara uzanma, aklını yokla, tahkiki unutma sorgula Nihayetinde bir insan olduğunu unutma, şayet bahtında kaza varsa kaçma Sen zarifliğinle suhuletsin Sanki bizatihi taltif edilen hazlardan bir demsin İllaki ruhumda eşitsin, gücümde nispetsin, sen nefesinle şevksin Aşk letafetinde izzetsin, kul olabilmem de eşiksin, sen işvenle kalbimdesin Ah gönlüm yine durmazsın Sanki resmettiğin denizler ikliminden dalgasın Niye sabrı yudumlamazsın, kanaati kuşanmazsın, aşkla farklısın Sen ziyadesiyle meşki anlatan su misalisin, nereye baksan rabbini anarsın Nihayetinde aşkı zamansın Müddeti nefeste merakı melalsin, sen bir hazzın Ne aşka kanarsın ve ne de hali ondan yoksun bırakırsın, nazsın Gönüller kuşağında fevkalade bahtsın, sancılarla hicranı hakkıyla anlatırsın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 10, 2010 Ne bir ses var ve nede heves yar! Bir ehli dil olmaktır muradım Lakin senin naifliğinden fevkalade uzaklardayım Kalbi arzu halim, aşkadır figanım, sevdanla yanan sancıyım Ruhumun serencamındandır niyazım, şimdi sensiz ne kadar bizarım Artık şafaklar bir kar etmiyor Seherin buğusunda içim gidiyor, hissiyatım titriyor Mavera mefkûresi kalbime neler söylüyor, ah hasret acı veriyor Göçen gönüller halime çörekleniyor, şimdi düşünmek çok zor geliyor Ah hicran yine mi sızı hicran Hüzün kalbi sayfalarımda şimdi ne müşkül bir nizam Aşk halime derman, ruhumda sürurlu zaman, muvazenem elan Ve ne kalmışsa nefesimde zaman, hicranım nidamla anlaşılır sussam Anlatma artık vakit çok geç Sen durma artık kalan anılarından neyi diliyorsan seç Halimde bıraktığın sancıları hissetmeden sessizliğin acısıyla geç Aklım aşk için iradeden vazgeç ve kalbim dalgalar halinde hercümerç Sessizliğimde hasretin aşktır Ne kadar muradım varsa, bahtım için sancılarda acıdır Kalbim sürurun için duacıdır, ama aşk acısı ruhuma davacıdır Neyi söylesem veya efkârımla meyletsem, içim sızılar kadrinde aşktır Ey yar yeter ki sancı yaşama Halini merakın harıyla buğulama, aşkı kalbinde yaşa Sevdanın türabında bizarlaşma, yeter ki sen aşkı hakkıyla anla Ve ardımdan hiç ağlama, kalbinde elemi bulundurma, kaderdir yaşa Bilirim ki sözüm kifayetsizdir Lakin kalbinin sesi senin için hüccettir, ölüm diriliştir Hevesler hakikat için şevktir, vicdan vuslata amade aşk iledir Pişmanlık ibret için eşiktir, irfan hakka kul olabilmek için aklı şerhtir İnsan bizatihi taltif edilmiştir Gül niçin kulluk dirliğinde fevkalade naif bir ahenktir Latif kokusu farktır, çiçekler su misali aktır, renkleri kalbidir İşte aşk, letaifler babından zamandır, tefekkür ruhunda aşkı ahlaktır Ne kadar hayıflansan kayıptır Baht insan için kaydedilmiş cereyandır, iraden farktır Aklın selamet için cenahtır, istişare farkı fark ettiren maslahattır Kâinatta ne kadar nedamet varsa ve keşkeler kalbin sefilliğinde kimle İşte vakit insan için fevkaladeyse Ve kul olabilmek idrakinle seninse, aşk esrarıyla kalpte Zahirde resmettiğin meşkûk halinle, hani hukuk kimlerin derdinde Gasplar sergileniyor kepazelikle ve bizzat yargıçların şevki marifetiyle Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 11, 2010 Ruhumu mest eden ayetler! İşittikçe irkiliyordum Dinledikçe varlığımdan vazgeçiyordum Aşinalığımı biliyordum, velâkin uzaklaştığımı bilmiyordum Meğer nelerden vazgeçiyordum, neden hissetmeden göçüyor eriyordum Niçin bu hale dönüştüm Oysa fevkalade bakir bir nefesin eriydim Kime ne ettim, kalbi şikâyetim desiseler içinde feda ettiklerim İşte aldatılmaktır edepsizliğim tak iyeler derdindeydi halim fark ettim Ah tevdi edilen vaktim Kalbin derinliğinden gelen nidayı bilirim Şimdi ruhuma ne derim, vaktiyle teslim edilen emanetti derdim Göçüp giden ömrüm, hissiyatımda renklenen hevesim, aklım nerdeydin Evet, irade zafiyetim Kimseye seslenmem halime boyun bükerim Lakin sinemi dağlayan sancıları neylerim, secdede yaş dökerim Basirettir hasretim, inşirahtır keyfiyetim, ah sefilliğimle aşkı neyleyim Arifin zikrinde elemim Şimdi keş keleri kime havale ederim kalbim Farkı fark edemeden onca geçirdiğim vaktim, hesabidir ahvalim Ne cana vekilim ve ne de canana kefaletim, ben kalbin sesine yönelirim Okunan ayetler haberdir Kim ne kadar ibreti hisse alırsa bir servettir Gönlüm onun kutsiyetine hasredilen kilimdir, aşk derviş zikridir Onun uğrunda feda olmak ruha illettir, şahadet özlemi kalbimde erktir Ne Arapça bilirim ne Farsça Neden bu sefil halim, kalbimde paramparça Ne vakit okursam yalnızlığımda mesneviden gözyaşları vurdukça İzanım durdukça, ayetler deşifreleriyle ruhumda adımlamaksa aşk orda Evet, unuttuğum ne varsa Ve hatta umursamadıklarım kaşıma çıkınca Utancım her anımda sancıyla varlığımda, yaşamak kulluğumda aşksa Halimi arz etmek maksadım olunca, kalbi niyaz beklentim kimden hakça Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 12, 2010 Ey sevgili! Kaç zaman oldu kim bilir Sinemin yaşadığı elim sancılara ne derim Kalbimi hasretin sızısıyla demlediğim kederim ah çekerim Kime ne söylerim, sukutumla seyirdeyim, evet hala nefesinle beklemekteyim Ha ne olur bir ses ver hale Mütemadiyen hicran için derlediğim melale Halime garipçe bakan kimselere, özlemim yar ellerde avare Ne yazsam ve her ne yapsam boynum büküktür her hale aşk ruhuma pervane Ah yar, gelmesen neyleyim Kalbi fakirliğimle Rabbime yönelir arz ederim İtminanlık dilerim, sabrın süruruyla eririm, boyun bükerim Hazanı nefeslenirim, şevksiz idraki neyleyim, şimdiki kıt aklımla ne sefilim Kime gitsem hal elvermiyor Ah rabbin neden bu yangınlığım sukuta ermiyor Kalbi sancılar peşimi bırakmıyor, ömrümde tükenip gidiyor Ne hazzım var ve ne de halimde açan baharlara sessizce yağıyor tipiyle kar Şimdi arkamda kim var yar Sensiz terennüm ettiğim nefesler hüzünle akar Zihnimde ne harman var ve ne de hasattan arta kalan har Ey yar denizlerde dalga var, gönlümde ki hasretin ziyadesiyle dirliğime kar Şimdi ufuklara hasretle nazar Derlediğim anılar, mısralar hüzün veriyor ey yar Dinlediğim nağmelerde, içtiğim özleminle ruhumda yara var Çık gel artık yar, vaktin müddeti har, vuslat ikram edilen bahar, aşkla var Ne gün ve ne de göçen ömrüm Gecelerin mateminde sürgünüm, hicranlaştı özüm Kalmışsa bir çift sözüm, umutlar solmasın, aşk kalple anlaşsın Mavera bu anlamda manalaşsın, hasret dağlasın, haz edebi varlığa adansın Yar halimin bedbinliğini duymasın Ne ağlasın ve ne de keş kelere bulansın, aşkı unutmasın Rabbine niyazla ulaşsın, kulluğun farkıyla masumlaşıp yaşasın Yazdığım nameler bana kalsın, mısralar hisseden yüreklerle selamlaşıp aksın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 16, 2010 Farkı anlayamıyordum! Gün henüz yeni başlıyor Ruhum sessizliğini koruyor, sukutu kuşanıyor Kalbim hicranı anıyor, şevk halimi bırakıyor, bekleyen yol ne arıyor Hasret sinemde başkalaşıyor, umutlarım ne vakit sürurlaşacağını bekliyor Sanki her anım bir hazan Ey meşkûk bir şekilde sefilliğimi merakla anan Ey damarlarımda dolaşan anlamlı kan, ey hayatı muştu için saklanan Nerdesin, hangi iklimin neşesisin, ah o sürurlu nefesin yok, ben kimsesizim Vefayı ben kime sorayım Kaybolan sadakati nerde bulayım, edebi sızıyım Kalbi dirliğimde bizarım, ruhumun nazarlarında kaybolan bir insanım Evet, niyaz için yastayım, hasretin elemiyle sancıları kuşanan bir hastayım Belki demin ayazındayım Kuşların çırptığı kanatlarda umudu anmaktayım Lakin niçin yaşamaktayım, aklın tarumarlığında farktayım ne hicranım Takatsizliğimle kimin yüzüne bakarım, beklentileri nasıl anlatırım, acıyım Unutulmak ne kadar zormuş Sanki sinemi kor halinde dağlayan ne umutmuş Hüzün nefesimi solduran korkulukmuş, zaman bu katrede anılan olmuş Yaşarken dahi ölmek halime mal olmuş, yeis içinde ki heveslerimde solmuş Ne yar var ve ne de harı var Ah bedbinliğimde dinmeyen bir hicran var yar Ne yapalım açmadı bir türlü halimde bahar, bahtımda hüzün başka yar Artık ne sinemin efkârını an ve ne de hasretin bağrında benim gibi yan yar Sen bari şevkin banisinde kal Ah sukutum, çığlığım kime erişecektir oldu lal Bak temaşa ediyor halimi sürurlu hilal, ölüm yaklaştı düşünme sen yar Ne kadar umudun varsa ve ne kadar gayretin harsa, yaşamak senindir yar Aşk halimde şimdi bir demdir Tefekkür idrakimde bütündür, sevda ardır yar Ne varlığım kardır ve ne ufuklarım halimde istiklali hakkıyla yaşatır Farkı fark etmek sanattır ey yar, aşk tahayyülümde bir başka açar ey yar Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
pembegül 5 Report post Posted February 16, 2010 Çok içten yazıyorsun mustafa abi. Beni benden aldın diyebilirim. Sinei sürurundan kopan yaprakları sunmaktan asla vaz geçme, bizi mahrum etme. Sana 62 değil 162 sayfa bile az gelir. Saygılar... :D Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 17, 2010 Çok içten yazıyorsun mustafa abi. Beni benden aldın diyebilirim. Sinei sürurundan kopan yaprakları sunmaktan asla vaz geçme, bizi mahrum etme. Sana 62 değil 162 sayfa bile az gelir. Saygılar... :D Ey can kardeşim... Halimin toprağına şevk bahşettiniz... Sinemin sancılarını bir nebze de olsa dindirdiniz... Hamiyetinizle fevkalade naifsiniz ve kalbi kardeşimsiniz... Sağlık ve afiyettir dileğimiz, kalbi ihsanınız tükenmesin isteğimiz... Müteşekkirim efendim... Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted February 17, 2010 Kalbim aşka adanınca! Ne kadar sancılarım varsa Ruhum hicran içinde sayfalarını aralayınca Aklım ayazda, niyazım sinemden hüccet bekliyor umutla ve farkla Her ne kadar vaktim kalmışsa, aşk sızısının hasretini yudumlamaya sevdamla Ey rabbim sen bilirsin Sen muhakkak ki kalbimin sahibisin, yücesin Sen vadedensin, hesabı halk edensin, ruhumun ikliminde tek vecdesin Halimi ziyadesiyle bilensin, niyetime kefilsin, sadakatimden emin olan Rabsin Niye hüzün içindeyim Hicranın deminde hazzı nazar eden bir fakirim Sancılarımı kime deşifre ederim, nefeslerden ne bekler, oysa ne sefilim Yalnızca senin rızana meylederim, tefekkürde mülteciyim zikrimde aciz biriyim Nice vesileler halk ediyorsun Sabırla bekliyor ve mühleti aşk için veriyorsun Sevdayı öğütlüyorsun, vecdi önceliyorsun, maksadı netleştiriyorsun Ayetlerin serencamında kalbimi sürura erdiriyorsun ibretin vaktini söylüyorsun Lakin farkı fark edemiyorum Ne kadar nazar etsem de, temaşadan yoksunum Dilim bizar, kelimeler mazi sayfalarından kalan hatıralar, kim anlar Ah yazılan niyazlar, aşkın feyziyle bekleyen umutlar, ah dalı bırakan yapraklar Kim bilir neler anlatıyorsunuz İklimlerin sergisini hüzünle içime akıtıyorsunuz Hicranla ağlıyorsunuz, yüreğimi dağlayan aşkı hep hatırlatıyorsunuz Neden halimi başkalaştırıyorsunuz, hüzün içinde gözlerimden yaş akıtıyorsunuz Ömrüm nihayete ersede aşksın Çünkü sen kalbim için ziyadesiyle hazzı farksın Sinemde dem, ruhumda sen, kalbimde edep içinde harsın, niyazsın, arsın Ne kadar zikretsem de manaya meftun olan aşksın, insan içinde biçilen kaftansın Sen ruhumda sancı ve sevdasın Her halinden fark edilen mutlaksın, sen yarsın Eşiklerde sabrın, beşiklerde kanatın, umutlarda ihsanın tadısın, sen aşksın Sen vaktin serabı, mananın adağı, halin mutlağı ve ömrün her adımında sevdasın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites