Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 31, 2011 Sessiz ve derinden ağlar, ettiğin sükuta yanarım! Bilir misin ağlamayı Gözyaşlarının refakatiyle bin bin dert yaşamayı Hasretin sancısıyla dağlanmayı ve hicran içinde nefes almayı Belki sana çok yakışıyor Pencerenin kenarında sabrederek kanaate ermeyi Bahtın dalgalarında ve baharın insicamında hazını koklamayı Billahi dilemem kimseye Dilim dirliğinden feragat ederek inim inim inlese de Gözlerden boşalan yaşlar hissiyatımı dirilişe davet edecekse Keşkeler şayet bereketse Tesadüf hezeyanları manasız serzenişler için dertse Aşk kalp için en deruni hikmetin bendinde alınacak nefesse Dağlar bağrımda ağlasın Dalgalar gönül ummanımda feryatlara neler anlatsın Sema haykırışıyla rahmete bel bağlasın ve hakkıyla ulaşsın Çocuk neye muhtaçtır Analar hissiyatın bağrından kopan en mümbit cenahtır Aşk rahmetin farkıdır, dirlik içinde sabırla yoğrulan hardır Geceyle göçebelik Kalbim teslimiyette bilemem ne kadar uykuyla ilişik Zahirim dimdik, batınım lekeleriyle fevkalade bariz çürük Olur ya buket sunsam Cazibe için zahirimi katbekat donatsam ve alalasam Ne olur aldırma kalbimin hicranıyla tanışık olma ve korkma Unutma niyetinle hürsün Edebinle zarafetin en müstesna şakıyan bülbülüsün Kalbinde vuslatı hasretiyle anlamlandıran asudeyi payesin İnanmak kanmak içindir Kandıran bizatihi kendini prangaya vuran bir acizdir Kalbi hissedişleri ne bilir, hevesleriyle bütünleşen fakirdir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 31, 2011 Ruhum figan içinde, kalbim hasretin nezaretinde! Tarih alıp başını gidiyor Vecdin kara sayfaları neden içtinap ediyor Ruhum fevkalade sızlıyor ve arzın serencamı neler bekliyor Neden bu kadar bedbinim Sayfalar cenahında dertli bir nefesi sefilim Heveslerimle rezilim, tercihlerimle kefillik içinde çok acizim Ecdadım nelerden vazgeçmiş Hedefine azmedip mefkûre için nefes tüketmiş Nesiller boyu edebi öncelemiş ve hüzün içinde çileler çekmiş Kalbime tebarüz eden illet nedir Ruhumu prangaya mahkûm eden zillet ne cebir Ömrümün hikâyesinde sermayem artık bilmem ki neye kefil Ah nefesine ram olduğum dilber Gönül ummanından ha ne olur biraz erdem ver Lalezardan akseden renkler, gül ikliminde kime şikâyet eder Dilim mahzun, kelamım masum Bu kalbim hazan sağanağında hicrana mahkûm Umutlarım solgun, vicdanım an be an badireler içinde korkum Hayalim kıt kanat salkımlaşır Kanaatim genç nesil için fevkalade heyecan taşır İllegal ite için hafızam hazanlaşır, umut iklimim neleri anlatır Artık bir korkum kalmayacak Rüyalar zülüm abat olarak vicdanı karatmayacak Kutlu nefesler hakkı haykıracak hakkaniyet için aşk koklayacak Gel be gülüm naz etme katıl Ön yargılardan sıyrılarak ne olur vecde sarık Durmak yok artık sevda için susma vuslat hazzıyla aşkını yokla Neler anlatmaz âlem ayetle Kitabı celile yönelip kalbinle muhakkak serinle Asla taaccüp etme rahmet sebebiyle sevgini kimseden esirgeme Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 31, 2011 Yalnızlığın sokaklarında, hazan yüreğimle başbaşa! Sessizliğimle derinliğe doğru uzanıyorum Korkularımın sağanağında umutları yoklayarak soluyorum Kalbimin sayfalarını okuyarak, ruhumun lekelerinden korkuyorum Bir an hasretin sancısı çıkıyor karşıma Her ne kadar sevgiden anlamadan egomla barışık olsam da Vicdanım nefsime acıyarak baksa da, o vakit uyanıyorum sabaha Kalbimde filizlenmiş sevdanın hazzı olsa Aşk fakirliğim cihanın sedasından duyularak halimi utandırsa Vuslat edep indinde, edebiyat için yapılan fütuhat olarak anılırsa Hüzünlü yutkunmalarım eşlik ediyor bana Kitabı celilin hakikatlerinden sadır olan nasihatler karşımda Lakin hicranım acizliğimle kalbime bir şeyler anlatmaya çalışsa da O sevgilinin güzelliği zarifliğiyle kuşatınca Yârin süruru ruhumda filizlenerek hakikatle irfanlaşmayınca İnsan kimliğime şuur, aklım ve vicdanıma aşkın sancısını salmayınca Göz pınarlarım sağanağını hüzünle boşalınca Halimi soran, meramımla dostluk kurmaya çalışan olmayınca Sukutumun çığlıkları sol yanımdan sancılarla takatsizliğimi artırınca El açıyorum fakirliğimin acizlik hüviyetinde Ademiyetim nesiller boyu genlerimle yüzleşerek kükrese de Umutlarım gülün güzelliğinde ki berekette ve rahmetin yegânesinde Her ne kadar nefsim vicdanıma hükmetse Kalbim inşirah için vakti saati an için derleyerek kanat etse Ruhum, ölüm dirliğinde asude haberleri halime hikâye etmesi öğütse Ey sevgili böyle işte yalnızlığımın nefesiyle Sen her ne kadar sessizliğinde tefekkür halini benimsesen de Hasretim dinmiyor ne hikmetse, sevgiaşk için tezahür eden değerse Vicdan safiyetinde ve gönlüm edep dileyince Sesim çıkmıyor dil acılar içinde meramını hıfzetmek isteyince Hissiyat sığlığında acizliğime hükmederek sefilliği halime teslim edince Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 1, 2011 Ruhum nazar ediyor, o an ve zaman kalbime sesleniyor! Bırak ne olur Sarılayım ayaklarına ve solgun umutlarına Yıllara sâri olan suskunluğumun feveran eden hissiyat çığlığına Acımsızlaşan ahına Serzenişlerini demlediğin bakir torağına Gönül pervazlarında tazelenen umutlarının sevdasında ağıtlarına Biliyorum ki çok sefilim Densizliğin nedenlerinde kaybolmuş biçareyim Şimdi kime ne derim, boynumu büker sessizliğimle eceli beklerim Baharı hasretle beklerken Hazanın sahifelerini def ederek nefeslenirken Bedbinliğin ahında senin halinin naifliğini terennüm etmeyi dilerken Karşıma yalnızlığım çıkıyor Ummanlara uzanıyorum, bulutlara bakınıyorum Lakin bizar halim geçit vermiyor ve nefeslerim kalbime sesleniyor Neleri öğrendiysem Sevgisiz ve muhabbetsiz takatimi tüketiyor Aşk kendi ikliminde gayrete galebe çalarak muhataplarını bekliyor Serkeşliğim arkadaşlık ediyor Hicran hınçla yüreğimde meşaleleri tetikliyor Gözlerim ufuklara nazar ederken hükmeden yaşlar kime sesleniyor Anlamak için feraset gerekiyor İdrak iltica edenler için kalbi muhayyele diliyor Akıl basiret için meşvereti davet ederek hikâyeleri hazla derliyor Sessizliğime kim ne diyor Mısralar meramın irtihali için neden hüzünleşiyor Hamiyet kalbim ikmalinde ve ruhun bakire mertliğinde aşk diliyor Yazmak yanmadan kaçmak mı? Düşünceleri hissiyat ikliminde derlemek ağlamak mı? Dost kimliğinde hem hal olmak ve varlığa şahit tutmak tuhaf mı? Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 1, 2011 Yerinme, aşkın sessizliğinle bir kez kalbimi dinle! Ne olur düşünmek için vakit ayır Hilkatin sağanağında ve ömrün sayfalarında iradene sarıl Ruhun imbiklerinden hicran güzelliğinden hüznü kalbin ile ayır ve ayıl Gidenler serzenişleriyle anılıyor Gelenler çığlık çığlığa feryada sarılarak hamiyet aranıyor Himmet mahzunluğunda kime bakıyor ve rahmet vicdanda ne arıyor Biliyorum senin ulvi güzelliğini Kalbine hasredilen mümbit bereketli sevgi ve muhabbetini Ecrin senin kudretinle anlamlaşan deruniliğini ve sessizliğin renklerini Sen fedakârlığa namzet nefersin Nefesin katresinde ve edebin enginliğinde nazar edensin Ötelerin zarifliğinde sabrın nakışlarında kanaati işleyen muhteremsin Senin ruhundan nükseden hicran Sessizliğin serinliğinde seyreden buhran sana zor gelmez Umudun anlamlaşan hayallerinde ve mefkûrenin karelerinde azim var Vakıalar ve yazılan ulvi anılar Sabırla ve tahammülle sevginin hasredildiği aşkla anlamlı Aşk iklimlerin değil, zamanının tüm safhalarında seni anan bahtiyardır İnsan iradesiyle anlamlıdır Kul ihsan ve ihlâs terazisinde değer bulacak bir adaydır Hakikat gün gibi aşikârdır, vicdan ve murakabede bunun için mutlaktır Sev lakin yerinmeden sev Ver fakat ecrin mülahazandaki kadri bilerek gizlice ver Sabrın ağında ve taş yastıkta toprağı en mukaddes yatak olarak bil Mahzun nefeslerin derinliğine eğil Mağdur gönüllerin limanında kanaatle muhabbetle meyil Kalan an ve anlamlaşacak o zaman dirliğin ve birliğin nişanesi olacak Nice aşklar yeksan olurken Ruhun insicamında kederler nağmeleri hicranla davet ederken İyilik ve ihsan an ve zamanının sahifelerinde halini ülfetle yad edecektir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 1, 2011 Bilmem ki birgün anlarmısın, ah edip yanarmısın! Diliyorum ki çok geç olmasın Kalbinin asudeliği ruhunla anlamlaşarak aksın Aşk için sorgulanmasın, mananın hakikatinde elbette anlamsın Lakin gönlün yalnızlık yaşamasın, hasretin hazanında yorgunluğa kanmasın Ne korkunç gecelerin elindesin Hissiyatın prangalarındaki sancıların kederisin Dikilen gözlerin umudunda, tavan arasında, yastığın taş olunca Niçin yaratıldığını, aynalardan aksayan burukluğunu ve umudun huzurunu Bir gün anlarsın hayal ufkunu Çare adına ötelediğin yutkunduğun bağnazlığını Sabrın baharını, zihnin hazanını, kelamın kanaatle anlamlaşanı Sevginin nasıl hasredildiğini, gözlerin perdelerinden boşlan katrelerin sesini Her ne kadar içim elvermese de Kalbimde demlediğim elemin sergisini açacağım İbret adına ne varsa ruhuma anlatacağım, nefsimin tuğyanını Benliğimde ihsanla, dilimde ikramla, zihnimde anlamlaşan varlığımda haksın Yar adına neyi zikretsem varsın Aşk yoksunuyum, sevmenin şerefindedir umudum Zamanın yolcusuyum, hamiyetin vurgunuyum hasreti yaşarım Salanın sesinde ürpertilere kanarım ne yastığımla ve ne de yatağımda kalırım Sende bir gün meramımı anlarsın İçimin burukluğunu hissederek mısralarda yaşarsın Uzanan ellerim, fakirliğimde kalbim, fersizleşen gözlerim anar Lanet adına her ne varsa derinliğinde suskunluğunu yaşar ve hikmetiyle bakar Seyir kalbimde perdeleri açıyor Temaşa ettiğim hazan vaktin felahından bahsediyor İşte o zaman sinemdeki hicran anlamıyla tuval üzerine yansıyor Hüzzam eserler hissiyatımda renkleniyor ve ruhum hilkatinden ibret sunuyor An ve senin kalbinle anlamlaşan Aşkın hakikatindeki ikramı anlayarak ecirle yaşayan Korkma artık, vaat edilen ikramdan azade olma, sevdanı korla Vurgun zamana kalma, hissiyatın dalgalarında boğulma kalbinle aşkı unutma Giden derdin tezgâhında acemi Arz edilen sanat adına her ne sergileniyorsa vehim mi Ölçüler değişti, kuvvetin dengesi sekilerleşti, hakikat ötelendi Mert ve haliyle namert varlık zehabında belirsizleşti, masumluk aşkla yüzleşti Sen ancak kalbimle bir demsin Tevdi edilen nefesin eşiğinde zadesin ve böyle hürsün Ancak sevgiyle bir bütünsün ve feragatinle ihsanda sürursun Ati adına ülfetsin, naiflik babında fevkalade mertsin ve edebin dilinde sevgizin Mustafa CİLASUN Firkatin içimde gamdır, ah u figan ettiren zamandır! Ey selvi boylum üzülme Hüznün güzergâhında çaresiz büzülüpte üşüme Sırların hengâmesinde ha ne olursun hicran içinde bugün inleme Nice gönüller hapiste İşte umutlar kalbinde sürur içinde filizlenmeyince Keder sinemin sahifesinde ve hüzün yüreğimde hasretin derdinde Gölgem korkuluğum oldu Gece sinemde kimsesiz bir konuk olarak bakındı Bilmem ki şevk nerelerde hissiyatın salkımı oldu ve halimi unuttu Nereye yönelsem sancı ar Ey hamiyet nerdesin hasretin yumağında kim var Mukadderat mı ruhum hayli bizar, nefesimin kimlere ne zararı var Ey gönül ha sen ol aldırma Ruhumda hal fakirliğinin manzaralarını bırakma Nazarların hakkında yese kapılma ve umudun rahlesinden korkma Yangın yüreğin hasretidir Yazmak hal ehlinin edep içinde nefeslenmesidir Aşk kimin zadesidir, çile neden sinenin derinliğine işlenen nefestir Yangınım nice nefesin arına Ha ne olur birazda bulunsa kalbimin toprağında Ruhumun hilkatinde gizlenen sanatta ve umutlarımın tutamlarında Ey anne seslenme rüyalarımda Babam ötelerin sessizliğinde bilemiyorum anla Evlat olmak, bağrımda sefilliği solumak ve hakkın rızasını unutmak Adımlarım nereye götürüyor Sesin uzandığı sezgiyi hakkıyla kimler çözüyor Her nefes kalbin ikliminden neler söylüyor ruhum ona refakat ediyor Ne deyim hakkınızı teslim ederim Seçtiğim kelimeler yüzünden anlaşılmıyor melalim Şikâyetleri nefeslenirim ve kelimelerin unutulmasından hayâ ederim Neyleyim ki edebin biçaresiyim Neden anlaşılamayacağını nasıl fakirliğimle akıl ederim Muhakkak ki bağışlamanızı dilerim zira halimde demlenenle giderim İşte efendim nedense böyleyim Elbette anlaşıldığın kadar değerlisin itiraz etme bilirim Tutkunu olduğum kelimeleri kime teslim ederim ve sessizliğe veririm Her ne kadar tuhaflığım varsa da Lakin yazmak için tefekkür dirliğinde nefeslenmek muratsa Okuyan, okumayan farkı nefeslerle anlaşılsa da dua umudum yanımda Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 2, 2011 Gözler niye yaş döker, kalbi hissedişi ayan eder! Henüz idrak edene kadar Zihnim ne anlar ve sadece merak içinde bakar Kalbim ruhun ummanından misaller sunar ve gözlerim çaresiz bakar Gün bitmek üzere şimdi Yeşeren umutlar iklimler misali dipdiri Edebine bürünmüş, sabrı bilenmiş, kanaat ehli bir nisanın süruru gibi Ey ağalar ve paşalar Varlık namına anlamsızlığa çanak tutanlar Mazlumun ahından anlamayan, biçareyi adam saymayan korkusuzlar Nereye baksam solgun Mideler fevkalade doygun ve hırslarla soygun Zihinler bilgiye aç, kalpler idrake muhtaç ve ruhum nedendir kapkaç Ey ehli aşk nerdesin Hani yaşayan insanlarda fazilet için o fark Bire gafil ha ne olur ki artık uykudan bir nebze hoşnutluk içinde kalk Canlar zevki seferdeler Açlığın dergahında sabır neden ahu figan eder Aşk kimin gönlünde fevkalade feyiz için nöbet bekler ve çileyle iç içeler Ey aşk kim sana muhtaç İradeyi bağışlayanlar ve nefsini kollayan sakiler aç Edep, halin derinliğine ufki sedalara ve ihsanı saltanata neden duyuyor ihtiyaç Artık sessizliğime çekileyim Gecenin dirilişine şahitliğimi secdelerle göğüsleyeyim Seher için umutla bekleyim ve hayırlar içinde nefesimi sahibine teslim edeyim Ey hak halimi arz edeyim Senden başka kime kalbimin lekelerinden söz edeyim Ruhumu prangalarından kurtarmak için nasıl bir niyaz edeyim ve sana geleyim Yazıyor işte melali halden Hangi kimliğin sığ dirliğinden ve edebe muhtaç dilden Kurtar artık kalbimi acizliğin kirliliğinden ve bahşet bereketin faziletli derdinden Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 2, 2011 Ruhum aşka yabancı mıdır, kalbime ne anlatır! Ne yüreğimin beynime uzanan eli Ve ne de dilimin amansız kederi kalbimde diner Halimde zuhur eden heceyi ve açılan pencereyi kim seyreder Ki gitmeden, âlemden göçmeden muhabbetin şevkinde bekliyor güfteler Neden senden uzakta sensizliğe sürgünüm Kalbimi burkan hasretin deminde ne fakir hürüm İbretin aynasında, bilinççin sofrasında küskün bir elemim Artık kederimle bütünüm ve hüznün toprağında, sürgün kalan nefesim Ne arş kifayet eder ve ne de marş bir keder Derdin serabında kim bir bade içer, halinden geçer Tuğyan eden kalbi kim neyler ve muhabbet aşktan da geçer Hicran hakikatten söz eder, aşk azimet için vazgeçilmeyen kutsi değer Alnım ne kadar ak, ruhumda dinmez şafak İnsan hayatında fark, kul kimliğindeki ittifak ve ilhak Şayet zafiyetler hala vazgeçilmeyen duraksa nerede kaldı fark Umutlarda son durak, kalbi manada sevgiye ram olmak şahtır mutlak Neden yabancıyım ve kimliğimde hancıyım Kime nedenleriyle davacıyım ve feragat ta sancılıyım Kalan zamanımda, hicranın uhde bırakan sayfalarında acıyım Ufkumdaki umman ve artık önemsenmeyen zamana neden davacıyım Sevda satır aralarında temaşa ediyor aşka Ecir koridorlarında ve çileli solumalarda kim yabancı İnayet bekleyen, niyazı hak eden gönüller sevdaya çok sancılı Gel artık bir durak kalmadı, kalbi manada haz hazanı kuşanıp karıştı Gönül yasam mağdurdan yana çok hicranda Gasp edilen nice haklar, hakikatin sağanağında umutta Vuslat nitelikle barışık aklın vicdanla ihsanı yaşatan vakıaysa Ne olur aska korkma, samimiyet ihlâstan noksan duygusallıksa anla Edep hasreti yaşatan bir ahlakın ummanıysa Lafazanlık edenler kimin umurunda, kalp aşka açıksa Sevda bu manada tensellikten uzaklaşan haki katsa unutma An ve seni bekleyen zaman tefekkürün ikliminde ve merakın sahnesinde Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 2, 2011 Nereye gitmeliyim, hangi eşikte müddat-i nefesteyim! Ardım sıra baktığımda Her ne kadar yüreğim dağlanarak acıyı yaşatsa da Aşk kalbime sancıların serencamını anlatıp ruhumu hazla kuşatınca Neyleyim selam vermesinler Zanlarla gülümseyip halimle alay etsinler nefesler Hiç hamiyet göstermesinler ve nefesin azizliğine aldırmayıp gitsinler Ben kendi kendimle davalıyım Ruhumda feveran eden hırçın dalgalarla gamlıyım Ve nefsimle belalıyım, hakikat bendine ihtiyacı bulunan bir insanım Kime ne derim, sefilliği bilirim Kalbi fakirliğimle nefeslenirim, ruhumda halsizim Solgun umutlarımla toprağı özlerim ve anılarımla yüzleşip üzülürüm Ne kaldı geriye baksam hasret Amma lakin bu mümbit ülfet kimler için bir dert İhsan kalbim için zaruret ve ihlâs ruhum için edep içinde bir nimet Aşk sevilene seslenmez, üzemez Sevilen için her hangi bir basireti gerekli görmez Seven kalp için inşirah dileyerek umuda küsmez ve hazzı terk etmez Hicran yetiyor işte her nedense Ruhum prangaların eşiğinde özgürlüğe meyletse de Kalbim kendi ikliminde ve aşkının müstesna güzelliğinde asudeleşince İşte o vakit beşerlik azat oluyor Kul olmak letafeti yetiyor ruhu iştiyakla kuşatıyor İnsan olmak kemali yeti arzuluyor ve edep dirliğinde hilmi salıyor Aşk seni kalbinle nazar ettiriyor Zanlardan kurtarıyor ve inayet için azmettiriyor Feragati önceliyor ve takvayı gözler önüne sererek seni yetiştiriyor O vakit hakikat seni anıyor Kalbin aşk ile hakkı zikrediyor suhuleti diliyor Vuslat erişilmez olmaktan çıkıyor ve seni muhabbetle davet ediyor Mustafa CİLASUN Çok diledim ve fakat her nedense öyleyemedim! An zamanın katresiydi İnsan kimliğinde kime ne söylenebilinirdi nedenler belirsizdi Gönlümün sessiz iklimi hazanın solgunluğuna gebeydi zira hicran kaderdi Aldırmadan yol aldığım yılar Sabahlara denk çektiğim sessiz sancılar neler anlatıyordu Lakin kime ne anlatabilirdim, edebi fakirliğim ve kifayetsiz halim vardı Suskunluğumla arkama bakamazdım Hasretimi kimselere anlatamadan ahımla sayfalar açamazdım Ömür solgunluğunu sabır dirliğinde ve aşkın uhdesiyle hale anlatamazdım Feraset bu kadar zor mu? Ruhumun ikliminden nazarlar takatsizliğimle ne kadar anlamlı Umut kimlerin müstesna süruru bahtı ve bereketin anahtarı çok anlamlı Ne deyim yorgunluğuma solgunum Ne derler kaygısıyla ve zan toprağında kaygılıdır umutlarım Teslimiyette ve kalbi saflığımla tercihi irademle lekelenmişti tohumlarım Açtığım sayfalarda hüzün var Toprağın kokusunda mazur mahzunluğum beni korkulara salar Bilirim ötelerin iklimindedir solmayan bahtı bahar ve rengârenk sayfalar Aşk kendi dirliğinde umuttur Hilkatin bağrından ve ahseni husustan mükerrem konuktur Evveliyatında ve bahşedildiği olgusuyla kudretten nükseden nuru soluktur Heveslerim hali bağlamıyor Umutlarım gerekçesiz bilinçsizliğimle bereketi sorguluyor Semadan nükseden o sağanak ve her bir damlasında anlam bulan hakikat Gölgem ne kadar yalancı Ellerim avuçlarımla sanki hayallerimin en bariz tortusu Ömür sermayenden ve akıl haznemden iradeyi infaz korkularım arkamda Sessizliğimle yol alıyorum Nazarlarımla suskun kalarak halime sayfalar açıyorum Kimseye asla kırılmıyorum katiyen ayıplamıyorum zira kendime bakıyorum Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 3, 2011 Kalbim hasretin firakında, ruhum suskunlaştıkça! Bilmeliydin ki senin Hissiyatınla nefeslenmek Cihanın rengârenk gülleriyle Bezenerek hem hal olmak demektir Baharlarda aşkı anmak Ve onu doyasıya yudumlamak Ne kadar mukaddestir bir bilseydin Her gün duvar başlarına Bırakılan o bayat ekmekleri Suya bandırarak yemek bir lütuftur Suya hasret bir selvi misali. Korkuya taş çıkartan lav gibi Gecelerin sessizliğinden ürpermek ne ki Bilmeyen için aşk ne ki Bilinen her melalde ki seyri İdrak için hakikat tercih edilmeli Durmadan akan suların hikmeti! Susuzluğun sinedeki açtığı külfeti! Akletme yenler için olan merak ne ki Sen ki sahilde şakıyan suların Hıçkırığında kendini buluyorsun. Halini bekleyen geceye anlatıyorsun Sızını cihana haykırıyorsun Anlaşılır olmak için yazıyorsun Paylaşım için edeple soluyorsun Lakin gözyaşların kurumadıkça Toprak suya hasret kalmadıkça Çileler sabır ile yudumlanmadıkça Aşk asla bulunmaz değil mi? Aşk sizce fedakârlık öyle değil mi? Melali tevazu ile vakfetmenin emri Hizmette zaruret keyfiyeti Seni cezp eder değil mi senin için Talebe olmak keyfi diplomalı olmak azmi Sözün kuvveti mesabesinde Öyle değil mi adam olmakta fevki Akidede ki mevcut bulunan her şevki Aşk ile kelime-i tevhidi İkrar etmek için vakit vaki sevgiler Senin için saklı, akıl idrak edenler için katkı Tefekkür edilmedikçe ruh, insan içinde evet,saklı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 3, 2011 Umut içinde nefeslenmek, aşkın esiniyle feyizlenmek! Hayat her nedense... Anlaşılır olmayı dileyince aniden Kendini koy verdi, halin ikliminde ve sessizliğinde Zihnimde... Yaşadıklarım sıralandı yakinen Fevkalade acı olan nahoş hissin hicran rengi misali Her yaşadığım... Geçmiş gözlerimin önünden Bir şerit misali geçiyordu aniden ve selam vermeden Yıllarca... Aradığım ve özlemiyle Kavrulduğum sevda artık bir kenara çekilmişti nedense Şayet hiç... Anlamadığımı söylersem Sadece melalimi avutacağımı teslim etmeliyim usulünce Bu manada... Hiçliğimin fakirliğine sığınırım Muhakkak ki onun şefkatini anarım, lakin çok uzaktayım Bir meltemin... Esintisinde yine bu halimde Hasretim yeşerirdi kendi sessizliğinde ve o suhuletiyle Masum... Gülmeleri ve bir tebessümü Açılan penceresinin önünde nazarıma denk gelir isterken Heyhat... Artık çok geç bir zamanların Nezaket ikliminde nefes alanların fedakârlık için dirliğini Yok sayanların... Sevdaları aşkları yok artık mazide Bir umudun hazzı kuşatan ışığı kalmadı bırakma kendini Yâr Kendi haline... Ve günahkârlığın kalan vebaline Sakın acımasın halime kimse bizar kalmasın yaşattığı ahvalime Nereden ... Bilinirdi ki böyle bir divanelik Yaşanmadan çileyi çekebilmek aşk umuduyla hazla serinlemek Bir an bile olsa... Bu yozlaşan hicranı ilkimde Sine-i can ile letafeti teneffüs etmek ve meşkiyle esinlenmek Ne kadar... Zor şeymiş meğer anlaşılır olamamak Hali anlatamamak meramı hali hissedecek cana sunamamak İşte... Böyle bir hayatı yaşamak zorunda kalmak Daha da evlası bedenin ilk hanesi olan teni sürekli unutmak Bedeni ... Aşk yolunda kullanmamak Ruhi iklimi haz ile yudumlamak asliyetteki manaya kanmak Sen yinede... Diliyorsan melalimi anlamıyorsan Aşk sadece tenle yaşanır diyorsan sen kal kimi diliyorsan Ve şaşarım... Nasıl bir mizan önceliyorsan Hale iksir bahşeden sevdan diliyorum sarmaşık gibi sarsın Halini kuşatarak... Cemali anlatsın ve seni ona yakınlaştırsın Canın önemini ibretle haykırsın nazarın kadrini hatırlatsın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 3, 2011 Nerden bilirdim çünkü hala küçüktüm! Çok iyi hatırlıyorum Henüz altı yaşlarındaydım ve sadece nazdım Sabahın ilk ışıklarıyla sokağa çıkmıştım ve yalnız geziniyordum Sokakta sessizlik hâkimdi Hiçbir yerden ne ses ve ne de seda duyulmuyor Kuşatan yalnızlık ve merak için gizlediğim haylazlık yaklaşıyordu Birkaç ev ötede bulunan Ve nihayet iki katlı olan arkadaşların evleri vardı Demir kapısı ilk karşılayan olunca ve sessizlik halimi de kuşatınca Şevksiz yutkunmalar Ve nazarıma takılan yırtık bir meşin topun içiydi Bir müddet durdum ve kapıyı açarak beton zemindeki topu almıştım Gizli bir haz duyuyordum Fakat sevincimi gizleyerek, merakı kuşanıyordum Nihayet koşarak evimize geldim ve anneme sevinçle hikâye ettim Annem dikkatlice yüzüme baktı Ve yüreği burkularak çaresiz anlatmaya başlamıştı Oğlum senin olmayan ve emanetinde bulunmayanlardan mesafeli dur Başkasına ait olana heveslenme Bir yolunu bularak ta elde etmeye asla cüret etme Çünkü sen sahipsiz değilsin ve hepimizi yoktan var eden Allah bilir Her ne yaparsan ve niyetlenirsen Neticesi muhakkak seni bularak vadi yerine getirir Haram lokma ve habersiz alınan her vasıta senin başına bir beladır Unutma ve heveslerinle avunma Bulduğun her şeyi kendinin sanma ve hazla aktarma Öncelikle bir düşün ve daha sonra neticesiyle baş başa kalacak işin Haydi, aldığın gibi geri götür Bu yapmış olduğun hareket kulağına küpe olsun demişti Ve ben suskunluğumu muhafaza edip hiç olmayan topu geri vermiştim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 3, 2011 Ruhumun figanı kalbimi burkuyor, içim sızlıyor! Vaat edilen umut niye aman vermiyor Salıverdiğim nefesler hicranımla hesapla bedelleşiyor Ruhumun azadeliği yüreğimi burkarak, sineme hasreti yağdırıyor Dilim susuyor, kalbim konuşuyor, gözlerim mecalsiz bir şekilde ufka bakıyor Her attığım adımda gözüm kararıyor Göçtüğüm mekânlar artık nefesimi bırakarak ağlıyor Bilmem ki geriye ne kalıyor, ne bir ses ve ne de bir eser bağlıyor Ruhumun bizarlığı niye halimi korkutuyor, hesap kalbimde bir başkalaşıyor Yalnızlığıma avdet eden yârin sesi Ruhuma şevk bahşeden busesi, edebiyle o aziz nefesi Sanki kalbime vuslatın payesiydi, fakirliğime hamiyeti eğledi İşte sineme sudur eden süruru ve nefesin ilzamında ki kutlu nuru anlamıştım Çekildiğim sessizliğimle onu andım Bağrımın yangınlığında ve hıçkıran umutlarımla ağladım O an ve geçmeyen aşkı zamanda bilmem ki ne kadar dağlandım Çok dalgındım, görmediğim dalgaların serencamında hicranımı yudumladım Hüznün feyziyle ellerimi öyle açtım Ağladım, durmadan yüreğimi açarak yangında adımladım Acizliğimle ve dilimin sefilliğinde halimin fakirliğini Rabbime anlattım Gönlümü aç, çilede inkişafı ruhuma kat nefesimi sürurla ve edeple halime tat Dinmiyor elemin furyası kalbimde Bilmem ki daha ne kadar refakat edecek bu sefil halime Hani o iştiyakla bıraktığım kutlu umutlarım hala nasibi hak seferinde Ömür sahifemde, nefesin göçü haşyetiyle elemle demde, mizan hazin halimde Bir nazar eğleme artık nefes bitti Sürur kalmayınca kalbimde şevk tükendi ve sessiz gitti Beyan edemediğim meramım ve mısralara yazdığım yangınlığım hissedildi Gönül ummana yöneldi, derdi gamını hicranıyla ve nefesin kalanıyla ona döktü Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 4, 2011 Hasret sinemi yaktı, solgun gönül virane kaldı! Beklemek kar etmez, aşktan vazgeçilmez Çareisz hal sükuta çekilsede, sevda yadellerden hicranı yürekte bitirmez Söz yetmez, anlam şehredilmez Aşk, halin deminden asla vazgeçmez Ne olur sormayın aşkı bana Yılların kaybolmuşluğu, yüreğimi burkarak hasreti anlatsa da Gözler aransa, sözler gönüllerde aşkın ülfetini koklatsa sabır bir mecak bırakmasa, hıçkırıklar hali sulasa da hiç korkma Ey yar, yadınla teselli ile umuda sarılırım Sabahlara dek halini anar, ruhundan esinle aşkla çoşarım Dile gelen eşiklerden vesileleri koklarım Yanarım, bahtım için suskun çığlığımı bilmem nasıl anlatırım Ne kaldı ömürden, gönülde akan efkarın sesinden Dile gelen hicranın busesinden, hüznün nağmesinden ve ferinden Bir ah çektiren kederinden, esir alan hasretin kadrinden Ruhumun sedasından zerkedilen göçmelerden ve elemden Sormayın artık aşkı bana, gayrı söz edemem Gönül dilini aşikar eyleyip, çaresizliğimi yüreğinize hasredemem Edebin sahifelerinde nefeslenmeden bir huzura eremem Bir aşktan ve birde ölümden feragat edemem Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 4, 2011 Gönlümün yalnız ve suskun yakarışları! Şimdi düşünmek için bir akıl gerek Niye hissiyatım perişan ve gevrek, çetrefillik içinde kaimdir avare bellek Ah sürgün yıllar, ne söylesem kar etmeyecek Ruhumu titreten hırçın fırtınalar bilmem ki artık ne vakit hali dinecek Ey badı sabah, ne zaman duyacaksın çığlıklarımı Kalbimin ilmik ilmik dağlanan yanıklarını, nefesin şevksiz bizarlığını Ömrün son durağına ramak kalmış naçarlığımı Durma artık bir ses ver, umudun kalanıyla gönlümde aşkla yeşer Kimlere sormadım, sinemde hazan hiç tükenmedi ki Gönlümün ayaz duvarları hiç ısınmadı ki Gözyaşlarım hakikatin sevdasıyla bir pişmanlık yaşamadı ki Ne kaldı geriye müddeti nefesten arîleşen hiçliğimle, döndüm bir deliye Ne hilalleşen karakaşların meftununda acizliğimi anarım Ne tenselliğin dirliğinden ilzam olan heveslere dalar bir aşk yaşarım Diyarların suskunluğunda gönlün makûs gözyaşlarını ararım Sazımı çalarım, mızrabı hüzünle yüreklere hazin bir esin bırakırım Ey hak, duy sesimi, gönlümün meşalesinden ayan olan hislerimi Kalbimin inşiraha muhtaç olan hallerini ve dilimin edebi çaresizliğini Şimdi divanındayım Naçarlığın eşiğinde kalbi fakirliğimle bizarım aşkla yalnız seni anarım Maksuda nail olmak için bilmem ki ne yaparım, gönlümü kime yaslarım Bu manada ne düşlerin serencamında yaşarım Ne hülya vahalarında sayıklarım, ne aşkın mahzunluğunda yüreğimi zevke adarım Bir faniliğin meşkiyle ve ecrin ferahlığında umudun feyzine dalarım Durmadan aşk için ağlarım, sevdanın rahlesinde sabahlara kadar sancılar yaşarım Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 4, 2011 Sussam gönül razı değil, serdetsem ruhuma ar gelir!! Ne yapsam, hiç şaşırmadan kalbimin sesini anlasam Ne kadar mahzunluğum varsa, içime atsam, Rabbime aşkla ellerimi açsam Kimseye aldanmadan, nefsimin hoyratlığına kanmadan sevdanın meşkini anlasam İçimin yaıklığını, sinemin bizarlığını, hakikatın rahlesinde arındırsam Ey Rabbim... Sen bilirsin, sen her hareket ve kuvvetin yegane sahibisin, bizzat melikimsin Acziyetimin, zafiyetler içinde tükettiğim her bir nefesin hesabına kefilsin Ne yaptımsa, sığınmalar yumağında mizanı bekliyor, andıkça yüreğim titriyor Nereye baksam, hangi nazarı okusam, bir garipliğin lahzasında içim gidiyor Niye böyleyim... Akan zamanda ve bir avuntu içinde, telakkiler nefsimi okşadıça elan bencileyim Ezan okunuyor, camiler hazin içinde bakıyor, ruhum bizar olup hazan yaşıyor İmanın mı mukallit, ihsanım mızan içinde hezeyan, kalbim yine içler acısı ağlıyor Ne vakit bir mevta görsem... Bizzat yüzsüslüğümün perdelerini çekerek, ruhumun sedasını dinlesem inliyor Feryatlar niye duyulmuyor, beşer olmak bu kadar sefillik mi yüreğime işliyor İnsan olmak yetmiyor, muhakeme etmek, idrakin lehçesinde aşkı koklamak istiyor Gülen sabinin yüreğinde masumluk ne ise... Dönen zaman içinde imanın telakkilerin lahzasında bir dirhem keder nefesse Hakikatin şehrine amade olan gönlüm niye böyle meşakkat içinde, elemiyle söyle Kalmadı hevesim, nefsimin aymazlığına tek çare biliyorum iksiri aşkın nasip eyle Dil kuruyor, gönül ağlıyor, gözler hüzün boşaltıyor... Hicranın her sahnesi bir bir sinemin tuvalinde açılıyor, durmuyor hıçkırık başlıyor Nefesim kesik kesik, sessizliğin kadrinde kalan ruhumun lisanını mahzun bakıyor Kalbim seni anıyor,rahmetine sığınıp umutlarım kanatlanıyor ve için sızlıyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 4, 2011 Ne mızrap sustu, ne gönül mahzunluğu gama bıraktı! Yıllara anlatamadım... Ne kadar an gelip yüreğimi titreterek geçmişse Ruhum idrakin mukaşefetinde, sinem umman derinliğinde,kal kime ne söyler dinle Bir ömür geçti, ne mızrap sustu, ne gönül mahzunluğu bıraktı, evet an ve an arandı Ne bekliyordum çaresizlikten... Dilin sabrın merdanesinde soluk soluğa kalışından, yüreğimin aczi burukluğundan Niye söz dinlemez, melalim sükutu istemez, gözlerim şimdi kimseyi gözmez İçimin yanıklığı dinmez, nefesim ney üflemeye yetmez,titremelerim söyle geçmez Çevherdir özün, halime nakşeden sözün... Edebin rahlesinde, ülfetin payesinde nefeslenmen sinemi dağlayan sükutu közün Aklım ermez, iradem azimet için ruhumun sesini dinlemez, kalbim niye erişmez Kalan nefesim feyzin için sineme serinlik vermez, dilim edebe hakkıyla bürünmez Gün açıyor her an hasretin bağrında... Sımsıkı birşekilde sarıldığım umudum olmasa,çilenin rahmeti kalbimde yaşamasa Hazan ibretim için şakısa, zemheri idrakim için hakikatin aşkını sürurla anlatsa Müddeti nefesim ne kaldıysa, kanaat ruhum için en zarif mübadele feyzi olacaksa Kitabı celil ve hasretin dili gül anlaşılınca... Çekiliyorum sükutun sayfalarına, sessiz çığlığım hiç duyulmadan ruh çıkacak sa Başlıyor yine hıçkırıklarım durmuyor umudun cenahında, nidam vicdan lahzasına Diriliş senfonisi vuslatın tınısında bir hesabı mizansa, korkma aşkı hakça anla Kim çıkarsa çıksın karşına, bel bağlama... Önce kalbin sesini, ruhunun yetisini, aklın ve irfanın irşadı çehresini halinde yaşa Dile gelen tutkuyu bir sevda sanma, heves aşkı öldürür, keyfiyet nefse tabidir anla Hakikat sedası etrafında ve iradeyi akıl muhakemende koşulsuz başlıyor umursa Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 6, 2011 Vaktin müddetini bekleyen umutlar aşk-ı sürur iksiridir! ! Sarf ettiğin nefesin nedametinde Hissiyatın sağanağında boynun bükülmüşse Hasret sineni hicran deminde dağlayan kederse yinede üzülme Henüz zaman geçmiş değil ömür sayfaları bitmiş değil gönül sönmüş değil Halimde kalmışsa bir heyecan ram olacaktır ona sevdalı can aşk şevkine inan Ey süzülen hüzün halimde fevksin Ne kadar nida etsem de sükûtumla bütünsün Neden içimde feyizsin tefekkürümde ülfetsin muvazenemdesin Aşk suhuletinde iffetsin edebin senasında serinsin bahtın bahsinde badesin Terennüm ettiğim yudumlar gözlerden boşalan yaşlar henüz geçmediğini söyler Nasıl bir sevdadır bu ey yarabbi Her deminde sen varsın ilkbahar misali nazsın Aşk ferahlığında davamsın ruhun adımlarında var olan aşksın Umman için serapsın umudun kavlinde farksın sen biçare gönlün sağanısın Kim dönerse kalbin derinliğinden eğlediğim mukabelemle hüzünle anılan ramsın Ruhum göçebeliğinde mahzun Kalbim aşkın letafetiyle şimdilerde hazza doygun Attığım adımlar ve sarf ettiğim soluklar mefkûrem için solgun Aklım kifayet etmiyor iradem zafiyet içinde çöküyor idrak kalbime aşk diyor Lakin gözlerim fersiz dizlerim takatsiz sözlerim edep için kifayetsiz vakit istiyor Ah ederek halini her anışımda Bir âşık misali her yanışımda gözyaşlarım dinmiyor Yıllar unutturamadı edebin kalbime sürur kattı hasretim kat be kat arttı Hali kuşatan sevdan neleri hatırlattı aşk kalbin sağanağında ölümle arkadaştı Issız sokaklar ufkumda seninle arkadaştı sakin köşeler düşüncelerime seni anlattı Ömrün kalanında bahar şevktir Vaktin müddetinde umutlar sürur ilkiyle letafettir Bahtım senin sessizliğinde fevkalade gariptir aşk kutsiyeti kalbime şereftir Kime ne anlatsam elbette ki sancı çekilecektir lakin aşkı ancak yaşayan bilecektir Ömür bitse de kalbim inlese de şayet aşk ruhuma refakat etmeyince kabrim fakirdir Yıllara borçluluğum aşk acısıdır Hasretin sılasına yolculuğum hep kalbimde sancıdır Nihayetinde ne bir kış ve ne de bir naaş kalacaktır insanaşkla bir başkadır Kim darda koyuyorsa kulun halini anlamadan nara atıyorsa aşka muhtaçtır Aşk kulluk letafetinde fevkalade farktır ve tensellik bakımından hayli bir uzaktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 6, 2011 Hiç bilmese ve hissetmeseler de yazıyorum işte kalbimle! Ne söyledimse Ve işittiklerim hissiyatımla muvazenemde Maksat muhabbete ram olmak için kadrin bereketinde Dert insan içinse elbette ki bir kulum bende acizliğin sefilliğinde Bazen yâre seslensem de ve bazen kalbi hüznümü teslim etsem de demiyle Hicran halimde Ruhum her ne kadar sukut etse de kederde Dilim kelimelerde sinem yâd ellerde hasrette içimde Kime ne söyledimse kem sözler halime övgülerde aziz nefeslere Nerdeyim ve hangi hal içindeyim hiç bilmeseler de yazıyorum işte kalbimle Dinlediğim tambur Öyle elemli feryat ediyor ki hicran ahengiyle Bestelediğim çileler güftelerimde yazılan şiirler âlemde Sarf ettiğim gayretim hamiyetin ellerinde hissiyatım hüzün içinde İşte mezar halimi meftun edince ruhum kalbimi titretiyor aşkın nefesleriyle Belki susmam gerekiyor Ne kadar yazsam da yanmak içimden geliyor Melalim devran ediyor ruhum sema halinde meşk ediyor Derdim halime sürur bahşediyor sabır aşkta dur durak bilmiyor Baht sendeleniyor zihnim feveran ediyor lakin aşk ziyadesiyle esin veriyor Aşinayım hilali yâre Ey çilem artık ne bekliyorsun aşk feri ile halde Sevda harıyla haz veriyor kalbime aşk nidasıyla sancılar içinde Ne kadar çektiğim elem varsa yalnızlığımda hasret kilim oldu nazıyla Ey şark beklide garp sakinleri anlayın artık aşkı sahibinin izniyle kalbimde Ne badı sabahlar Ve kalbimden fırlayan umutlar halime acı veriyor Gözlerim boşaldıkça ruhum kadre eriyor dil coşku içinde dönüyor Ruhumun sancakları atiden neler bekliyor mazi mütemadiyen derliyor Kim ne söylerse elbet hesabı biliyor ölüm vaat edilen dirilişle ahenkleşiyor Yağmur nur olarak iniyor Kar letafetiyle sukutun ziyadesini aşk ile müjdeliyor Kalbim sürurun mefkûresinden hamiyet bekliyor gülün şevkine eriyor Melalim bu vakit durmuyor hissiyat ahenge bürünüyor kalbim zikrediyor Dil şad olunca kalp aşkın lisanına erişiyor ve huzur ruhuma refakat ediyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 6, 2011 Sensiz terennüm ettiğim nefesler hüzünle akar! Kaç zaman oldu kim bilir Sinemin yaşadığı elim sancılara ne derim Kalbimi hasretin sızısıyla demlediğim kederim ah çekerim Kime ne söylerim sukutumla seyirdeyim evet hala nefesinle beklemekteyim Ha ne olur bir ses ver hale Mütemadiyen hicran için derlediğim melale Halime garipçe bakan kimselere özlemim yar ellerde avare Ne yazsam ve her ne yapsam boynum büküktür her hale aşk ruhuma pervane Ah yar gelmesen neyleyim Kalbi fakirliğimle Rabbime yönelir arz ederim İtminanlık dilerim sabrın süruruyla eririm boyun bükerim Hazanı nefeslenirim şevksiz idraki neyleyim şimdiki kıt aklımla ne sefilim Kime gitsem hal elvermiyor Ah rabbim neden bu yangınlığım sukuta ermiyor Kalbi sancılar peşimi bırakmıyor ömrümde tükenip gidiyor Ne hazzım var ve ne de halimde açan baharlara sessizce yağıyor tipiyle kar Şimdi arkamda kim var yar Sensiz terennüm ettiğim nefesler hüzünle akar Zihnimde ne harman var ve ne de hasattan arta kalan har Ey yar denizlerde dalga var gönlümde ki hasretin ziyadesiyle dirliğime kar Şimdi ufuklara hasretle nazar Derlediğim anılar mısralar hüzün veriyor ey yar Dinlediğim nağmelerde içtiğim özleminle ruhumda yara var Çık gel artık yar vaktin müddeti har vuslat ikram edilen bahar aşkla var Ne gün ve ne de göçen ömrüm Gecelerin mateminde sürgünüm hicranlaştı özüm Kalmışsa bir çift sözüm umutlar solmasın aşk kalple anlaşsın Mavera bu anlamda manalaşsın hasret dağlasın haz edebi varlığa adansın Yar halimin bedbinliğini duymasın Ne ağlasın ve ne de keş kelere bulansın aşkı unutmasın Rabbine niyazla ulaşsın kulluğun farkıyla masumlaşıp yaşasın Yazdığım nameler bana kalsın mısralar hisseden yüreklerle selamlaşıp aksın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 6, 2011 Aşkın vecdiyle hasrete kansam, kendimi unutsam! Bülbülün sesin ülfetiyle feryat diyor Mahzun kuşlar kanatlarını çırparak umuda yöneliyor Nasip bahtı felah için çiyli serdediyor, içim gidiyor, gönlüm ağlıyor Göçüp giden şu virane gönlüm sessizliğe gömülüyor, uzletin aşkıyla nefesleniyor Ne vakit bir musalla taşını görsem Çıktığım ve ram olduğum efkârın süruruyla ağlasam Yüreğimin yangınlığını hiçbir gönle aktarmadan çığlığımı yudumlasam Hiç uyumadan seherin ahengini ruhuma taşısam ve aşkın vecdiyle hasrete kansam Nereye yaslansam sinem bir avare Sevda dilim için sanki edebi bir bahane, aşktan azade Başlıyor yine serabın ülfetine yakışan ve yağarak anlamlaşan her kadre Ruhum bigane, halim divan, zihnim merdane, nefesin hicranı duyulmuyor ah paye Bin hüzün çökse de bu fakir gönlüme Haykırdığım melalim çaresiz çekiliyor acı sessizliğine Hani takat ve şevk nerede, sürur kalbimden arî derinliğinde ve kederiyle Ruhumdan sadır olan ve sinemi daraltan yalnızlığımla abat olarak göçer giderim Sine-i sürurumdan kopan yaprakları Ruhumun baki olan hicran damlalarını terennüm ederim Bir yudum suya hasret nefes gibi kuytu derinliğe meylederim, çile benim Ne kaldıysa ve bıraktığım çaresiz nefesimle, hali fakirliğimde uçuk bir sazendeyim Kim hangi cüretle nazar edebilirim Kalbi çöküntüleri ayan olan ve fevkalade biçare sefilim Kalmayan gücüm, fersizleşen ve boşluğu anan iki gözüm ve edepten arî dilim Bu viraneliğimde aşkın namütenahi dirliğini ve birliğini nasıl deruhte ederek giderim Ben hali fakirliğimde ikamet edenim Adamlığın adımlarında metanetini koruyanlara gıpta ederim Ah biganeleşen hüzünlü nefesim, ömür sahifesini tüketen hicrani defterim Sessizliğime çekilerek, aziz nefesler için niyaz ederim, selamı önceleyip sürur dilerim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 7, 2011 Ruhum ah u zar eder, kalbim sessizce dinler! Dinmiyor yılların hicranı Sinemi kuşatan firkat sancılar, yalnızlığımın sessiz çığlıkları Umut beslediğim şafakları, nazar ettiğim sabır lahzaları, kanaat dileyen acıları Hangi eşikte nefeslenmeliyim ve kapanan o kapıların yeniden açılmasını beklemeliyim Yüreğim sessizce ağlıyor Hazanlaşan soluklarım takatsizce kanatlarını çırpıyor Gözler umutla yakarıyor, fersizliği şevkine geçit vermiyor, boyun büktürüyor Ruhum suskun, kalbim kırgın, onca kalabalıklar için de yalnızlığım içimi sızlatıyor Neden bu halin içindeyim Sanki ummalar özlemindeyim, sahraların nazarında ne kadar biçareyim Ellerimi açıyorum, kalbimi yokluyorum, zihnim,i vermeye çalışıyorum, ağlıyorum Sanki yolunu kaybetmiş bir nefesim,haşyetin eşiklerinde büyümüşüm, dayanamıyorum Heveslerim yorgun,argın Umüt beslediğim lahzalar sanki en büyük korkum, zemheriyi anıyorum Nereye baksam, kalabalıkların meramını hakkıyla anlasam ve bizarlık yaşamasam Hüzün halinden ümitle çıksam, hicranın vahasından sürurla nurlu aydınlığıma ulaşsam Her nefesin bir derdi var Peki, sahipsiz olan hangi nefes felahı arzular, yeis içinde bulunmak ar mıdır yar Hasretin ruhuma bahşettiği bir asudelik var, içinden çıkılnmayan zamanın şadı ne har Nar, korkutmuyor, biçare olmak yıldırmıyor, gönül maşukuna umut besliyor , yakarıyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 7, 2011 Arif'in o sezgisi olmazsa söyle bahaneler ne yapacaktır! Ne yol biter, ne umut yeter Sinemde dirlik olmayınca söyle hüzün mü diner Yüreğim vurdukça, bu dil sustukça, gözler kanatlanmış umutta Ne söylerim, vaktini beklerim, efkârımı terennüm ederek yokuşlarda adımlarım Yalnızım, bak yine yalnızım Etrafımı kuşatan nefeslerin varlığından uzakta sızım Çaldığım sazım, dile geliyor hicranım, ıssız köşelerde ne bizarım Ne beste bilirim ve ne de nefesten sudur olan acıyı güftelerim, ben çileyle yarenim Her solukta maksat kokar Hasret yüreğimde zuhur etmeseydi, niye sancılar akar Yar ülfetin bağrında açar, ar kalbim için ne iffetli kar, aşk kokar Sine titremeyince, harlaşıp kükremeyince, sel olup ummana yönelmeyince naz kar Ne annemden kalan anılar Ve ne de babamdan başlayan ve mahzunlaşan farklar Hatta dost ve tanıdıklar, onlardan arta kalan, hicrana boğanlar Nazar ettiğim resimden halime yansıyanlar, yüreğimi sızlatan o hüzünlü soluklar Ne vakit bir şeye niyetlensem Önüm ve arkamdan sudur olacakları düşünsem sabır Çünkü ne kahrın itibarı var ve ne de vah çekmenin bir yararı kar Tefekkürün elzemliğinde inkişaf har, akıl etmek kul için ne büyük yar, esas kalp ar İlmi siyaset hal ikliminde aktır Arifin sezgisi olmazsa bahaneler politik sebeptir, hiçtir Her zafiyetin türlü bahaneleri, kalp bakımından silinmeyecek izdir Ruh şahittir, nefes müddeti vakittir, beşer kalmak tercih işidir, kalbi inşirah yücedir Aşk; kalbin en naif bir hasretidir İnsan, niyetine tabiidir, vuslat niye iradidir, onu kul bilir Lafazanlık rüsvadır, kadere asilik bühtandır, hınç öte için hasımdır İlim idrak ile akıl iradeyle, izan rahlede sine-i melalinde ve vicdan bakir sahifesinde Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 8, 2011 Özründe büyük kabahat etme! Hemen savunmaya geçme Anlamadan ve farkına nail olmasdan asabiyeti seçme Bağnazlık ve tecessüs kalbin için marızdır, ruhuna yabancıdır önemse İnsandır muhatabın, önyargıların neden sığınağın evet,korkun var yüksünme İnsan yaratılan candır Kainat üzerinde en muhterem kandır, Rabbi için vardır Kalbinin farkında olmayan, ruhunun figanını önemsemeyen nasıl bir insandır Her lahzanın ahında arbede içinde bulunmak ne büyük vebaldir ve ezay-ı cafadır Kime kulsun bilmelisin Bahanelerin bir önemi kalmadığını artık sende öğrenmelisin Kime biat ediyorsun ve hangi istikamet üzre yol alıyorsun tahkik etmelisin Kalbinin ve ruhunun sahibi kimse, onun Rahmetine iltica ederek nefeslenmelisin Nefes elhak kimindir Hangi umdeler için ruhuna tevdi edilen latif güzelliktir Yürek ve kalp müsavimidir, beynine kan pompalayan ise yüreğindir Kalbin sahibinin nazar ettiği aşk-ı vecdir, akıl nimetinin adresidir, irfan saikidir Nerde garip görsen Ve hatta mahzun nefesinin refiki isen, ülfet et, haline ram ol, yüz çevirme Sıhhatin zamanidir, nasip umulan gibi değildir, imtihan söyle hangi vakittir Emel ömürlüktür, umut aynel yakınlıktır, niyatin halisliği duanın vazgeçilmezidir Evhamı bırak, uğraşma Haline en yakın olan Rabbinin kelamı kadirini ne olur hakkıyla anla Sakın bir kaygıya kapılma, derinliğinde kaybolursun diyen yaftalara sığınma Seni var eden ve halk eden rabbindir, en yakının olan aşkındır korkuyla sığınma Mustafa CİLASUN Gün ağarmadan! Nefes nefese kalmıştım Mecalimin iflas edeceğinin farkındaydım Kalbim daralıyor,ter sanki halin suskunluğunu fırsat biliyordu Lahza sessizce ima ediyordu, nedenlere ne vakit ineceksin diye sual eyliyordu Ruhumun farkındamıyım O hal üzere ne kadar anlamlıyım, sanki yitik saikim Kalbimin sahifelerinden neden habersizim, nazargah der geçerim Bin hüzün içinde yaptığım secdelerim, kıyama dururken bırakmayan kederim Sevginin lisanını öğrenmeliyim Ne derlere göre şekillenmeyi muhakkak ki ötelemeliyim Aidiyetimin ve hilkatimin ne olduğunu iliklerime kadar talim etmeliyim Hangi sözü verdimse, sadakat göstermeyi ve bu anlam üzre gözmeyi bilmeliyim Hoyrat bir hal nefsin tabiatıdır Neme lazımcılığın lahzasında ki ne acı bir gam-ı bühtandır Hizmet ehli olmak, sakinin gönül sahrasında ki hilmini anlamak haktır Edep kalbi ve ruhi manada firkattir, gönül ehli olmak insanlığın kulluk nişanıdır Ehliyetimi elhak bilmeliyim Mükellefliğime tebarüz eden ilimlerle iştigal etmeyi telakki etmeliyim Hal bilgisinden, emri mağruf için seberlikten ictinap etmemeyi öğrenmeliyim Her türlü asabiyeti terbiye etmeyi becermek için meşk ehlinin vecdine girmeliyim Aşk ve ölümün ihsan şadını Halimin derinliğinde kuşanmalı ve süruruyla yaşamalıyım Korkunun bir bedeli var, hangi surkun duvarların ızrırbı var öğrenmeliyim Nefesin azizliğinde, gönlün hakikate açılan sahnelerinde ihlasa bürünmeliyim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 8, 2011 Hal ikliminden nazar niye sinemi yakar! ! Uzak diyarlar Sineme hasret kokusunu katar Özlem bunun için var, hissiyat solgun bakar Gözler yakar Hal ikliminde görmek için yanar Kalp buruk kalır ruh sancılarla sürekli uğraşır Sessizce akar Sağanak, sukuta merak salar Umut nasibin tecellisine akar, sabır ise yakar Sevmeye uzanmak Onun hasretiyle yanmayı anmak Aşk için nelere katlanabilineceğini sorgulamak Kelamda muvazene bulmak Anlaşılmak için gayrete sarılmak Sebebini unutmadan, kalbin sahibinde kalmak Gülü tanımak Kokusuna yaslanarak okumak Umudun filizlerini kurutmadan nesle devretmek Zalimin zulmünü Kitabı celil içindeki hükmünü Mazlum için serdedilen o mukaddes değeri anmak Nefesi niteliğe ulaştırmak Nefsin nizamında mihengi bulmak Ve cehtin ikliminde, vefanın seyrinde aşka ulaşmak Halini tanımıyorsan Kalbin sahibinden uzaklaşıyorsan Ruhunla barışık olmuyorsan, beşer olarak kalıyorsun Aklın hakkını vermiyorsun İdrake gerekçelerle bağlanmıyorsun Bilgi hamallığı yapıyorsun, zamanı sorgulamıyorsun Hesabı bilmeden Nefesin kadrine erişmeden Tefekkürü öncelemeden sevmek ne kadar bilinçlidir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites