Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 8, 2011 Onu anlatmak ve hakkıyla renginde solmak! Bilirim… Kelam etmek haddim değil! Halin deruniliğinde anlamlaşmak hiç değil! Fakirliğimin… Ve belagatleşen acizliğimin izi, Kalbimin kireçlenen çeperleri yeterli değil! Gülü anmak… Onu anlatmak, renginde solmak, Hissiyatın titremelerine maruz kalmak uzak! Hasır olmak… Kilim misali sabırla dokunmak, Minder olmayı başarmak divanda emin olmak! Haşyeti anmak… Sürurun saadetine erişmek, Edebin diyarında muvazene bularak koklamak! Kokusunda, La mekân olmayı başarmak, Kalbi ferahlığa ulaşmak, vicdan sancısını anmak! Suhuletle yaklaşmak, İşaret taşlarında emaneti solumak, Zarafetinde ülfetle buluşmak zamanı hesaplamak! Haline nüfus eden, Rüzgârı anmak, toprağı koklamak, Dikenin hamiyetinde yeksan olmak zannı bırakmak! Kalan nefesleri, Ömrün sahifelerinde eşsizliğini, Ruhun ekseninde ki ebediyete muhabbetle uzanmak! Hiddet ve kinin, Husumetin içindeki zelilliğin, Sevgiyi kurutan cahilliğin, şefkatsiz alınan her nefesin! Mihenksiz vaktin, Vuslatı düşlemeyen abdi acizin Sakıt olmayan ecelin ve ölüm için vaat edilen güzelliğin! Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 9, 2011 Hayretim ne vakit dinecek,sinem gülecek! Aşk, kalbi latifliği bekler Ruh sessizce refakat eder, verdiği söz üzre edebiyle nazar eyler Kal, hale dönüşmedikçe, nefes müddetini hesağ etmeyince, hicran ne söyler Hüzün gönül payesinde, iradem zafiyetler içinde, aklım hakka erişmeyince ah eder Yarab, ne söylesem az gelir Bahşettiğin nimetler, emanet ettiğin tahkikke ki gerçekler hasret çeker İhlas ve ihsan üzere, zan ve şüphelerden arınmayınca, nevsim ruhumu ihata eder Gam kabahatsizdir, çile bizzat davet ettiğim kederdir peki söyle istikametim nedir Ahvalim niye hazan iledir Tefekkür etsem, bin hüzün ile aşkın demiyle feyizlensem, yük mü geririr Aklıma geleni söylemem, düşünmeden nefeslenmeyi öncelemem niye elem verir Ruhumu firkatine erdirecek hangi ve ehliyetli eşiktir, nefsi lekelerim niye ağır gelir Umut etmek ve fakat Ehliyetten ve mükellifiyetten hadsizce azade olmamı mı gerekiriyor Bahaneler hiç dinmiyor, avuntular neden irademe geçit veriyor, aklım mı ermiyor Neden zafiyetlerim hala esaret içinde kalmamı önceliyor, kul olmak zor mu geliyor Ruhuma aşkın vedini ver Kalbimi inşirahın lahzasında manalaşmasını halime an be an göster Hadsiz ve futursuzluğuma ne olur vesileler kıl ve bedbin ve bizarlığımı kaldır İdrak, ruhumdan tebarüz ediyor, kalbim neden çilenin rahmet ilgasında zorlanıyor Ömür yumağım ah ediyor Ne vakit el acsam, ruhumun sahibi olarak kapına yüz sürsem yaşlar gelir Acizliğim ve kanaatsizliğim ve hatta hadsizliğim cefamı tazeler ve de günceller Sahibimsin, zafiyet içinde olduğumu bilensin,kalbime takat ve irademe azim ver Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 9, 2011 Vakit ruhuma şahitlik eder, ahım ne söyler! Bir karar vermeliyim Nerden nereye geldiğimi hesap ederek, halimi vuzuha erdirmeliyim Neden bir seçimin tevdi edilen zorunluluklar olduğuna kanaat etmeliyim Hangi minval üzre irademi kullanıp, partilerin taleplerine geçit verebilmeliyim Terfrikayı önceleyeni elemeliyim Huzur ve sükünu bozan, hukuk tanımayan, canları yakanları tespit etmeliyim İktidar olmak için,ruhunun ve kalbinin sesini dinlemeyeni yakinen denetlemeliyim Milletin sesi ve nefesi olmayanı ve böyle bir meramı bulunmayanı ayırt etmeliyim Elhak, hakikat üzre nefeslenen Milletim ali menfaaatları için canhıraş çalışan,mazlumları hiç unutmayanları Müstekbirlere baş kaldıran, zülum ve tuğyanı milletine aşkla anlatanı görmeliyim Bağnazlığa ve tecessüse geçit veren, mütemadiyen talan edenleri saf dışı etmeliyim Redd-i miras yapmayanları Kulluğun farkında olanları, hizmet etmek için gece gündüz çalışanlar demeliyim Ulufe dağıtanları, aslı astarı olmayan vaad verenin amaçlarını neden sesmeliyim Aldatan ve yıllardır uyutan hizipleri milleti acizliğe düşüren densize ne demeliyim Partiler tefrika nedenleridir Lakin demokrasi adına vazgeçilmezler guruhundan tercih edilen gerekçelerdir Bu bakımdan milletin her nasıl olursa olsun ki tercih haklarına saygı duymalıyız İnsani değerler üzerinden ve musamaha gerekçesinden tahammüllü bulunmalıyız Sünetullar rekabeti önceler Ve fakar hak üzre olmasını işare eder,hukuk kimler içindir diye sual eyler Akıl sahiplerine seslenerek hiç düşünmez misiniz der, hikayeleri neden hasreder İnsan, aklı ve izanıyla, ruh ve kalbiyle anlamlı olan nazardır, ihsan için vardır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 10, 2011 Halin kal’ine dönüşsün, gamın dinsin! Kaç zamandır yazışırız Gönül dilinden olması için aslında yoktu birbirimizden farkımız Akıl ve izan üzereydi hesabımız, bir macara peşinde değildi meşkuliyetimiz An ve vesileleri izah eden zamana, nefesi burkan hicrana,alıp götüren furkana Şehrime malik olamadığımız Ukteleşen hevesleri kader muvazenesinde bir yer bulamadığımız Firar eden bir can misali içimizi sızlatan feryadımız,anlaşılmayı bekliyordu Yoksa neden sürüklenelim, ömür yolculuğunda bir gam ile hoyratça seyredelim İnsan, aklı ve idrakiyle anlamlıdır Cehdi ve vecdi için mefkuresi istikametinde ki aşkla yol alır Zan ve gam kalbin sahifelerinin lekelenmelerine vesile olur,izan bizar kalır Aşk, ruhun ve kalbin riyaya girmesinden korur,sevda bereketi halinde sadır olur Kalbin sahibi ve maliki kimdir Neden nazargah olarak taltif edilen en latif ve de ülfettir Aklın ve hesabın vuslatın için vazgeçilmezindir, hesağsızlık nefsi telakkilerdir Vakit niçin tevdi edilmiştir, yaratan hangi maksada binaen seni tanzim eylemiştir Düşünmek fikirle mümkündür Yefekkür etmek kalbi temayüldür, muhayyilen için müracaat ettiğin sığınaktır Lahzalar lal olan ikramdır,insan akıl ve azmiyle meraka baş vuran bir vicdandır Gerekçesiz yanmak, hissiyat harıyla dağlanmak, yeis içinde umuda sarılmak ardır Her ne yapıyorsan yap Ve fakat bir bedeli olacağını unutma, hadsiz özgürüm diyerek kendini avutma Edep ve adap insan içindir, bedelsiz nefeslenmek mahlukat için asla değildir anla Kim çıkarsa çıksın karşına, öncelikle ne yaptığını ve amellerini sorgula ve unutma Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 10, 2011 Söyle gülşen-i hüssüne kimler varıyor! Zor geliyor Yadetmek kifayet etmiyor,feryadım niye dinmiyor Her lahzada gözlerim seğeriyor, acabalar an be an sinemde şekilleniyor Gözlerim bizar birşekilde hazana tevessül ediyor, zemheriyi içimde yaşıtıyor Hasret sinemde Figan ettiren firkatin ruhumun sessiz derinliğinde Kalbim umut için şevke gelince,kale dönüşen bu melalim sevinince Gözlerim boşalıyor, yüreğimde fırtınalar başlıyor, ah u feryadım yetmiyor Ne oldu bu kalbime Alıp göteren feyzin serdettiği kederli deruniliğine Hüznün dilimi lal ettiren burukluğuna,içimi açıtan solgunluğuma Nerdesin, hangi umudun eşiğinde yanarsın, yar dedirten sevdanın şiarısın Yazamaz oldum artık Evet, kolum kanadımda bir takat kalmadı sanki kırık Ümitlenmek,nasibin kadrinde tefekküre çekilmek acziyetime açılan aralık Yoksa aklım mı tutukluk yaşıyor, sevda karalara davet ediyor, halim sanki sanık Güneş çekiliyor Şevk-i umudum fersiz birşekilde hala nefes nefes kalıyor Bu içinden çıkılmayan feryadımı kimseler bilmiyor, gözlerim ey Hak diyor Sessizlik kendi içine çekiyor, kalan nefesim solgun bir yağrak misali sürükleniyor Bilmem ki ne ettim Devasına muhtaç olduğum elemi sinemde filizlendirdim Hangi vecdin inhisarında bu kadar samimi olarak dirilmek için can çektim Hevesler için mi bir gama girdim, emellerin girdabında ömrümü hebaya yöneldim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 11, 2011 Sus, hiddete bürünüp hırsla nefeslenme! Ey can haddini bilmelisin Nefesin azizliğine itibar ederek, sevginin diliyle bütünleşmelisin Mütemadiyen asileşmemelisin, he vakit bahane için ruhunu bizar etmemelisin Müddet-i nefes nedir, rahmet kimin tasarrufunda bulunan itibar edilen cenahtır Her an yargıç mı olmalısın Ne zaman sanığın ah u figanını anlamaya azimle çalışacaksın Mağdur ve mahzun olmak nedir, halinin derinliğinde yaşamaya başlayacaksın Sabrın ve irfanın, ihsan ve izanın aşkla zerk olunan manasından haberdar olacaksın Hüküm sahibi olmak liyakat ister Ehliyet sahibi olmak söyle hadi, halin için ne kadar kifayet eder İnsan zafiyetleriyle insandır, hata ve tercihlerle hesaba çekilecek candır, bekler Her vakit korku ve kaygıyı yaşatacaksan, esaret etmeyi başarman ne büyük keder Ne vakit seni düşünmüşsem Eziyet vermeni sinemin her lahzasında derinden hissetmişsem içim acır Her zaman bir bahane aramaya başlarım, feryadımı bir gün anlayacağını umarım Göçüp gitmeden, suskun halimin serinliğine gizlediğim figanımı hissetmeni anarım Bakışlarım niye kaçkındır Ruhumu firar ettiren çığlığın ne vakit duracaktır, sürur başlayacaktır Tebessüm etmeyi unutturdun, gam içinde bir ömür tüketmemi sağladın, acıdır Kırıp dökmeden, hiddeti öncelemeden, gazabı halinde görmeden göçmem sancıdır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 11, 2011 Hakkıyla vakıf olsam, hiç ağlamasam! Belki de gülüp geçiyorsun Gönlümün meskûn mahallinde ki firkati hiç önemsemiyorsun Şehre dilmeye amade olan sessiz melalimi dinlemek istemiyorsun, sitem ediyorsun Gönle haz bahşeden, umudu sürura dönüştüren, hicrana refakat ettireni bilmiyorsun Bilme ki ne söyleyeyim Yüreğimin figanını ummanın müsamahasına sığınıp dökeyim Bir ömür sukut edeyim, hıçkırıklarımı kuytu köşelerde dile getirip inleyeyim Hasretin feryadını, umudun şiarını sabırla derleyeyim ve nasibime kanaat edeyim Ne sabahın kuşatan ahı Ne gecenin halimi tarumar eden ilgası, ruhumu sızlatan firakı Nazarlarım hazana yöneliyor, burukluk sineme acı veriyor, fark ettiren sancı Boynum bükük, hicran bir ömür refakat etti halime sessiz çığlığım dinmeyen acı Kalbi ihsana erişmeliyim Arifin taliminden geçmeyi ve eşiğinde nefeslenmeyi bilmeliyim Ne kadar gün yüzüne hasret umudum varsa, hikmet-i sebebini sual etmeliyim Bahtım hangi vaktin lahzasında vuzuha erişecek, ümitle niyaz edip, beklemeliyim Elbet bir gün dinecek ahım Ruhuma sancı veren derin sızım, kalbi inşiraha niye açım Bilmeden ve halin rahlesinde aşkın esiniyle derunileşmeden asla kaçamam Bekleyen vaktin, tevdi edilen ehliyetin hesabını görmez ve bilmezden vazgeçemem Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 13, 2011 Gönül aşkın serabında, umut sabrın şadında! Ağlatma artık nefesin maliki yar Figanım mahzun,ruhum bizar, halim de sanki an be an kabir var Hangi şafağın eşiğinde ümitleneceğim,yüreğimin feryadını sevinçle dökeceğim Açılan ellerimi muhabbetle arzu halime refakat ettireceğim, niye içimde gam var Lahzalar sünnetullahındır Rekabet etmek, azimle kalbi inşiraha erişmek ruhuma vaadindir Akıl nimeti, idrak ülfeti, farkı fark ettiren ihlas letafeti tercih-i cenahımdır İrademden vazgeçiren, zafiyetleri nefsimden tebarüz ettiren peşirşanlığım, ahımdır Gözlerimden yaşlar boşalırken Sessiz ve kimsesiz bir sabi misali boynum bükülürken ve dertlenirken Yegane sığınağımsın, gönül tacımsın, melalimin manasısın, nefesimin sahibisin Neden hicran içindeyim, hüzün ikliminde sanki çaresizim, dinmeyecektir acizliğim Ne zaman ansam yanımdasın Ruhumun hesabında muhakkak ki bir başkasın, Rabbımsın, Halıkımsın Seni hakkıyla andıkça içim doluyor, bedenim titriyor, nefesim kifayet etmiyor Kalbimde marazlarım var, hissiyatım bazen galebe çalar, umutlarım hazanı yaşar Kulunun ey yar, zafiyetlerim var Lütfettiğin rahmetin ve mağfiretin, bahşettiğin nimetlerin neden ahımı aralar Sabır, kanaat iradem için sineme edebin hazzını koyar, hesabın aşkın için ey yar Ruhumun lisanından, kalbimin niyazından emin ol,elhak yok senden gayri bir yol Ömür yumağm sendelendi Vakit ruhumun serencamda ki lahzasında an be an neler söylesi Akıl ve izanım neden halime şimdi refakat etmedi, gönül sessizliğine çekildi Teffekkür etmek, mahcubiyetimle huzurunda umutla yeşermek yüreğime ağır geldi Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 13, 2011 İçine attığın ne varsa, serdetmeyi unutma! Ne vakit ümitlenip tebessüm etsem Hemhal olduğum nazarların meramlarını dinleyim,ibrete yönelsem Fifanlaşan hissiyatıları, ah çektiren derd-i gamlarını hüzün içinde dinlesem Sessizce boyun büküm, sebeb-i hikmetin esrar-ı akıbetiyle korkmadan yüzleşsem Nedenlerini hulisi kalple hasretsem İçinden çıkılamayan zamanın vaadinde ki hikmetleri aşkla derlesem Sabrın ve vecdin, aklın ve iradenin, ihlasa muhtaç olan kalbin meramını zerketsem Bedelsiz üzülmek, keşkelerle nefeslenmek ve tedbirsizce sürüklenmek cefadır desem Lisan-ı halim acziyet içinde Sine-i ahvalim edebin özleminde, yaban olan hadsizliğim hangi beklenti içinde Şayet yaşamak, nefes almak ve hesapsızca serilmek mahsadına ulaşırsa ar kimde Fikir sahibi olmak, nitelik noktay-ı nazarından idrakle vuzuha akmak bir çareyse İnsan aklı ve irfanıyla farktır Hadiseler ve sosyal nedenler mecrasında şekillenen ve anlamlaşan hasattır Ruhi ve kalbi oldukça, aşk ve sevdayı hakikat sahrasında yaşadıkça ne ferahtır Arzın misafirleri hesapsızmıdır, eza ve cefa edenler, desilelere meyledenler tuhaftır Hayrın ve şerrin ne olduğu Kader ve kazanın akıl ve ihsan üzre anlaşılmasında ki farklılığı Azim ve tercihin, iradey -i istikamet için meylin, maksadını aşan hevesin acılığı Hırçın ve bedbin bir mizac ne kadar caziptir, suhulet ve ülfetin o haz veren taçlığı Çiçekler içinde gül farklıdır Ne kadar latif bir kokusu vardır, insan ruhuyle fevkalade kıvamlıdır Kalp elhak sahibinin nazargahıdır, vekil idrake eriştikçe hal-i aşkla anlamlıdır Fikretmek, akıl,izan sahibi olarak tefekküre miskinliğin ötesinde bürünmek farktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 14, 2011 Bilmem ne vakit duyacaksın sesimi! Artık içim sızlıyor Dinmeyen figanım halime geçit vermiyor, sabrım niye titretiyor Kanaat etmek neden acı veriyor, gözlerim mecalsiz birşekilde hala bekliyor Ah etmek, yeis içinde sürüklenmek ağrıma gidiyor, bilmem ki hasret ne söylüyor Nerden tutunsam Dizlerimin bağı çözülüyor, gam sinemde nekadar büyüyor Hüzün akşam sabah halime refakat ediyor, ruhum sessizce temaşa eyliyor Yarab sen bilirsin, sahibimsin, tek adresimsin, takat ver, sabır ver, dırayet ver Nereye gitsem ahım içimde Firkatle anılan yar bilmem ki şimdi hangi halin dirliğinde Alıp götüren merakım hala benimle,aklım ve itminanım gam ile bedelleşmekte Bilmem ki nerdesin, hasretin izanımıkuşattığı bir şahesermisin, yoksa kedermisin Yıllardır fidan dikerim Her birinin filizlerini toprapa gömerken seni anar ve arzularım Suya bakarım, sinemin kuraklığını sensiz yadeder ve bu dramınma anlamlaşırım Sokakta sessiz ve çaresiz bir nefes misali salınır, yaprakları koklarım ve ağlarım Hangi çiçeği koklasam Taş yastığımın üzerinde takatsiz bir şekilde hüzünle uyuya kalsam Düşlerimde karşıma çıksan,bit tebessüm ederek baksan ve selamını saklamasan Ruhumun figanını birlikte yaşamayı bari göze alsan, ıstırabımı hakkıyla anlasan Halimde sürur yaşatsan Bir nebze haz bıraksan, hasreti içimden çıkarıp alsan ve ağlasan Ömrümün kalan sayfalarında hazanın vakarıyla ve şevkiyle şaduman olsan Ölmeden ölebilmeyi, umut içinde sabırla beklemeyi ve vaktini derlemeyi anlasan Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 14, 2011 Kalp sezgiden, ruh firkatten kal eyler! Ne vakit susmuşsam Sessiz çığluğımı yudumlamak zorunda bırakılmışsam Bir maslahat adına yeri ve zamanı için sabrın vecdine sığınmışsam kanaatin sahrasında soluk soluğa kalmak adına gözlerimden yaşları bırakmışsam Yeter artık demeden Ruhumu bizar eden bahaneleri vesileler görmeden Kalbi lahzaları aşkın şiarına sunup, nefsi tuğyanların içinde belenmeden Ömür denen ihsanı, can denen heyecanı, aklın cebreden fırsatını, idrake erdirmeden Ölümün diriliş anını deruhte etmek, aşk iksirini halin bendinde kal’e dönüştürmek Uzvun ne günahı var Bi hakkın ehliyet sahibi olman vaktine kadar emanet edilen sadıklar Ne vakit mükellefiyetin kalkar, akıl ve idrakin sakıt olup hali terk eylediği anlar Kalp ağlar, ruh kendi mecrasına akar, gözlerin şaşkın birşekilde habersizce bakar Ne kadar korkarsan kork Ürpertilere idrak ve kalbin ruhunun refakatinde tok, hani bekleyen ok Narı sen davet edersin, kar’ın latifliğinden ne kadar habersizsin, aşkını göremezsin Feryadın neye yarar nefesin saikleri şaşkın bir biçimde aczine manidar halde bakar Ne haşyet ve ne hayret Rahmetin ve mağfiretin kadrini, aşkın azizliğini, say’ın naifliğini izah eder Keder, bihaber olan, halinin bendinde anlamlaşmayan, nefsine tabi olana meyleder Dert bin hüzün ile ruhunu işşad eder,rahmetin banisi kimdir diye kalbine sual eyler Neye iman ediyorsan iyi tanı İçinde yatan bin bir şüphe uyandıran ve nefsi hergelelik yaptıran nazarı Sesi senden alan, intizara salan, aklında tutukluk yaşatan, kalbini yoran belaları Başkalarından sanma, şahit olduğun eşkallerin maksadını hakikat nazarıyla anla Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 14, 2011 Ne vakit hicranı ansam, ruhum sızlar! Sinemi yakan narın firakındatım Henüz anlamaya vakıf olamadığım bir sevdanın didarında yanığım Davetlerin, ruhuma tevdi edilen emanetlerin, unutulmaya yüz tutan ahitlerin Şehrine malik olamadığım yaratılış hilkatinin, aidiyetimde ki üzen belirsizliklerin Hangi saiklerin tutsağıyım içinden çıkmaya kadir olamadığım hücrenin ahıyla umuda bakmaktayım Yıllara sari akan gözyaşlarımı niçin saklamaktayım ve niye içime akıtmaktayım Nasıl bir gailinen etrafında tavaf yapmaktayım, derd-i gamımla an be an bezirganım Susmak halime kar etmiyor Sinemden çıkmak isteyem melal, nasıl bir kalin refakatine nazar ediyor Niçin an zihnimde farklılaşıyor, kalbi umutlarım için sabr-ı kanaatin aşkını diliyor Sineme iltica eden halleri kim biliyor her lahzası ruhumda firkatin inşirahını bekliyor Ey kalbimin sahibi efendim Rumunun hasrtetiyle bitap olduğu malikim, sen bilirsin, sen Rabbimsin Kalbime inşirahı nasip eyle, ruhumun insicamında anlamlaşan idraki mi ar eyle Edebin senasında ki tevazuu zihnime ilhak eyle, azmimi ve irademi aşkına ram eyle Sen yarattın, hesabı hatırlattın Talim ve terbiyem için rahmetin şadından nebilerini heran müjdeci kıldın Kitab-ı celilini bizzat sen emin kıldın, insanlığın serencamından hikaye anlattın İbret almamızı, akıl sahibi olduğumuzu her bir vesileyle an be an ruhumda yaşattın Niye bu kadar duyarsızım Ne müthiş bir sancıyım, kalbi ve ruhi telakkilere ne kadar uzağım ve açım Evet, yarattın ve vesileleri yakın kıldın, merakın şubesi olan ilmi her vakit hatırlattın İtminan olmayı, sinsilikten kaçınmayı ve ihlas üzre yaşamayı halin didarına anlattın Mustafa CİLASUN Hangi halin ikliminde nefes nefeseyim! Nazar ettiğim herşeye şahidim Lakin farkı fark etmeyecek kadar bir acziyet içinde sürüklenmekteyim İrfan meclislerinin şerabını içmeden nefeslenen bir zadeyim, ah u zar içindeyim Kimseye bir sözüm yok, her nefesin kendine göre elbette ki gailesi ziyadesiyle çok Nefsim hizmet etmeme taraf değil Aklım, izanıma kefil olmaya muktedir değil, iradem aşkın firkane amade değil Kalbim inşirah için vecdin insicanımda azimle gayret gösteren bir feceran da değil Hangi vaktin prangasındayım içinde ki lahzalara taraf olan bizar nefes farkında değil Hüzün bağında yine yalnızım Ne kadar ıssız ve şevkten azede olmuş bir can olarak hazanlaşır umudum Gönül kapım ne zaman açılacak, ruhumum figanı sürur ile hakikatte şahlanacak Kalbim işte o vakit bir fark yaşatacak ihsan ve inayetin aşk vecdini tekrar hatırlatacak Sukut eden ağaçlara bakıyorum Yapraklar halleşiyor, kuşlar aşkın lisanıyle muhabbet içinde meşk ediyor Rüzgar ne kadar zarif esiyor, susuzluğum aklıma şimdi geliyor, yutkunmak istiyor Göçüp giden nefeslerin lalleşen bedenleri hangi vakti bekliyor, ölüm hüznü öğretiyor Yaşlar sessizce akmaya başlıyor İçim an be an burkuluyor, gözlerim önüme düşüyor, halim takatime elvermiyor Hangi derdin figanıyla hemhal oldum, nefsi taranelerimi unuttum diye sual ediyor Demek ki yüzleşmek çok ağır geliyor, hesabın sahneleşen feryadı ruhuma sesleniyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 15, 2011 Nefsinle konuşma, hırsınla yol alma! Oysa yıllar önce ne kadar masumdun Nazarlarında ürkek bakışlar, edebin güzelliğini akseden sıkılmalar vardı Bir dileğini beyan etmek için vaktini beklerdin, nefesin azizliğini çok iyi bilirdin Kırmadan ve dökmeden kalbi latifliğini etrafına hasreden bir suhuletin ve nefestin Yıllardır bu halini çok özlüyorum Kimi zaman çaresiz sezsizliğime çekiliyorum, neden değiştiğini düşünüyorum Halinin kale dönüşmesi için umut içinde niyaz ediyorum,bizarlığımı gizliyorum Her ne hikmetse üzülmeni istemiyorum,belki zamanla düzelir diye ümitleniyorum Bir vakitle bir ailenin kızıydın Kısmetin açılana kadar belkide nazdın, şefkatin inhisarında ki kanaatin Hamiyeti hasreden babanın endamıydın, masumluğun şiarın olması için ahittin Sabır ve kanaatin içinde yol almıştın, nice ukterlerin adına burukluğu yaşamıştın Nasibin çıktı ve vaktin gelmişti Vesilerin sahrasında ki merakın kavilleşmişti, heyecan haline tebarüz etmişti Babanı ziyaret etmek için kapınızda beklerken, siz çıkmıştınız karşıma müthişti Yüzünüz pempeleşmiş, mahçup bakışınız güzelleşmiş olarak içimi anbean ısıtmıştı Sanırım birçok talipliniz vardı Demek ki vakit henüz kemale erişmemiş sanıktı, yoksa nasip nasıl anlaşılacaktır Ki ruhuma aşlina gelen melaliniz ve o vakitler henüz ram olmadığım haliniz farktı Allahın lütfu ve inayeti bakımından ihsan eylediği kalbi latifliğiniz çok manidardı Hatayı kendimde bulmalıyım Hangi zamanlarda ihmal ettiğim hissiyatını hakikatin şiarıyla okumalıyım Meylin ve vuslata olan talebini, sabır içinde ziyadeleşen hizmetlerini görmeliyim Yargılamanın ne kadar haddim olmadığını, halimin sahillerinde talim eylemeliyim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 15, 2011 Ruhumun figanı artık kar eylemez oldu! Kimi vakit nutkum durdu Gözlerim yaşla yol alarak, hicranın inhisarında sabra koyuldu Aklıma ne oldu, idrakim neden kalbime itminan olmam için inşirah sunmuyor Umutlarım lahzalarda her nedense yeşermiyor, hazan yine sineme sökün ediyor Kalbimi şehredebilmeliyim Ruhumun tevdi edilmesinde ki saiklerinin gerekçelerini öğrenmeliyim Kime nasıl sual etmeliyim, hal ehli nefesin izlerini muhakkak ziyaret etmeliyim Neden kifayet etmeyen bilgilerle ve rivayetlerle, amel etmeye iltifat etmemeliyim Muhakemem niye miskindir Bilmem ki bu halime muhtaç eden hangi nefesler ve bahaneler içinde ki erkdir Kimsesizlik ne çetin bir kederdir,sahibinden habersiz kalmak aşka yetmeyecektir Ömür değirmeni, vaktin hakikati için aklınla ilintili kılınan gerekçe kılan bedeldir Sahipsizlerin hamisi olmalıyım Sokak aralarında umutla bakan nefeslerin yardımına ihsanla koşmalıyım Kapısı kapanan, umutları hazanlaşan kim varsa, aşkın şerabından bahsetmeliyim Gönlümün hicran damlalarını, hüzün içinde yakarışımı yakinen hissettirmeliyim Dillenen alışkanlıkları bilmeliyim İman ettiğim, ruhumla cüretine yeltendiğim, kalbimi sahibine ram eylediğim Suskun umutların vakti için kanaat eylediğim, bahtımın kazasına elhak dediğim İrademin ve kıt aklımın aidiyetine olan ihtiyacını an be an iliklerimde hissettiğim İnsan kalbi ve aklıyla bir nazardır Aşkın ve hakikate olan muhtaçlığına amede bulunan ardır, edep içinde hardır Azim ve ihsanıyla farktır, ecir ve inayetiyle ihsandır, vuslat için sabr-ı hasattır Aşk için vardır, ceht ile vicdandır, hal içinde manalaşan fermandır furkan-ı şiardır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 16, 2011 Hicran içinde, kalbim bilmem ki hangi firkatte! Zihnim... Abluka altında inlerken, Kalbim dirliğe hasret çekerken... Ruhum... Hicran içine nazar iken, Uyanmak, kalbi olmak ve ne zor! Canın... Canana tevessülü olunca, Aşk kendi ikliminde anılmayınca... Hilkat... Yozluğunda solumak varsa, Hüznü hıçkırıklar, şimdi yanımda! Beşer... Nefesi tedaviye muhtaçken, Âdemlikten maksat, adamlık iken... Âdeme... Mahkûmiyet konuşulurken, Kimlik sekülerliğe şimdi aşikârken... Sevda... Tohumlarına ne oldu kurudu, Hizmet, mazi sahifesinden okunda... Nur... Kayıp mı oldu, feyz kimi sordu, Ecir hiç aranmaz oldu kalp yoruldu... Artık... Ne âdemden ve ne de demden, Hiç ayılmayacağım mı ben badireden... Bir... Yorgunluk zuhur ediyor yürekten, Anlamaz oldum, ne hazin dertlerden... Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 16, 2011 Hiç bakıp aldanma, ruhumun aç yanma! Almış başını gidiyorum Neye şahit olmuşsam, hangi nefesin tesirinde kalmışsam hayıflanıyorum Kalbi boşluğum için bir yol arıyorum, aşk ve sevda adına anlamsızlaşıyorum İçimin burukluğunu Hiçbir nefesle paylaşamıyorum sessizliğin kadrinde ağlıyorum Karıncaya bakıyorum Kuşun umut içine kanatlandığını nazar ediyorum, sukut edip hıçkırıyorum Arzın sakinlerini düşünüyorum, kaçan ve göçenin meramını hüzünle anıyorum Şakınlığın lahzasında kalıyorum,neden bu hal üzerine içimde bir korku yaşıyorum Neden süruru ararım Şevki melalime haz vermesinin hasretiyle yalnızlığın sokaklarında yanarım İnşirah için neden perişanlık yaşarım, ihlasın vecdini kalbi lahzamda bulamam İtikadım fersiz, taklit ettiğim saikler demek ki mesnetsiz, hissiz aşkına kanamam Yakarmak kar etmiyor İdrakim kifayetsiz sinemde ki hüznü, sürurun kadrine hiç dönüştürmüyor Ruhumun hicran damlaları dinmek bilmiyor, dert edindiğim ne varsa hak etmiyor Vakit içimde büyüyen haşyete işaret ediyor, yaşadığım panikler de geçit vermiyor Nefesin feyzini yaşamalıyım Umudun ruhuma kal eylediği insicamla, halimde ki basireti bulmalıyım Bir derdin firkatiyle yazmamalıyım, rızay-ı bari için kalbimle barışık olmalıyım Öncelikle halimi sefilliğinden arındırmak için çarelere başvurmayı sağlamalıyım Bir gönülü kırmadan Anlamaya muktedir olmayı başarmak için sabırla yol almalıya alışmalıyım Yargılamak hiç haddim değil bu gerçeği idrakime ve kalbime aşkla yaşatmalıyım İnsana yaratılan bir nefes olarak laltif etmeye başlamalıyım ve onu anlamalıyım Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 17, 2011 Tevhid eden deli olmaz, kalbi zelil olmaz! Bir sual eyle kalbine Şehrine malik olduğun ruhunun deruniliğinde ki aşk-ı ahidine Vicdan payesinde ki enginliğe, kanaat vecdinde yatan suhulete, sabır denizine Hiç korkuyla aşk barışık olur mu,inşirahın firkati ruhun didarında mana bulur mu Neden aklın saltanatın İdrakin yol aldığın sahrada ki cenahın ve ne vakit dinecektir bu ahın Kitab-ı celile niçin uzaktır merakın, bitecek mi hakikat iklimine olan muhtaçlığın Nefsi tareneler içinde harap olan hissiyatın, kalbi lahsalarda ki vicdanı yanıkların Bu hal üzre niye ağlarsın Tedbir-i talimineden halinden uzak kılarsın, acziyet içinde nefesini yorarsın Melulleşen bir nazarla etrafını tararsın, edebin marifetinden hiç sürur duymazsın Sineni dağlayan nedir içinden çıkamadığın gaileler nefsi taraneler niye anlamazsın Mahlukatı bir düşün Arının azminde, karıncanın durmayan vecdinde, okyanusun derinliğinde ki şevke Niye bir tefekkür nazarıyla yakınlaşmazsın, kainatın o lisanından hiç anlamazsın Vaktin şahit olduğu hesabı hatırlamazsın, nazargakh olan kalbine ne için uzaksın Ruhunu ve kalbini tanı Seni sen yapan aşkın insicamında ki anlamlaşan sevda hazzını ve farkını Akıl ruhsatını,akide tacını, taklit etmeye amade kaldığın onca hüsran nazarını Ne olur merak et, tahkikin için hiç durma sual et, hakikatın o aşk şadına iltica et Halini böyle yoran nedir İçinden çıkmaya muktedir olmadığın dertler bizzat senin davet ettiğin kederdir Kalbin aşk ve inşirah içindir, ruhun hakikatin mecrasına ilhak eyleyen idrakindir Haşyet bilinçin kabul etmediği elemdir,şehrine malik olmadığın hikmet feyzindir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 17, 2011 Aşk; ardır, edeptir, feyz-i anberdir,kirletme! Şayet ruhundan habersizsen Kalbinin lisanını şehretmeye muktedir olmak için talim olmaya haiz değilsen Akıl ve idrak ülfetinden anlamayan bir tutsak isen,prangalarını fark edemiyor isen Bir sual etmeye tevessül etmemişin, mukallit olmakla iktifa etmişsin,niye kedersin İrfan meclislerine nazar eyle Arifin halinden ilzam olan kalinden ibret al, nefsini nizam etmeye çaba sarfeyle Vakit sahiplidir, nefesinin sahibi kimdir,hesapsız bir hilkat varmıdır, merak eyle Masum nefesin, mazlumlaşan milletin,tecavüz edilen bedenlerin dramını dert eyle Kendin için istemediğini Sakın ola ki başka nefeslere reva görerek herhangi bir maceraya sürüklenme İşte ne olacak deme, benim suç işleme özgürlüğüm var diyerek kalbini inkar etme İnsan aklı ve edebiyle anlamlaşan nazardır, ihsan ve ihlasıyla var olan bir candır Aşk; ruhun en tabi feyzidir Nara ram olan payedir, edebi manasa eşiktir,hali kale dönüştüren seyr-i serfedir Akıl ve izan bunun için fevkalade önemlidir, şuur ve vecdin terakkisinde ki ecirdir Rastgelelik içinde değildir hareket ve kuvvetin malikine itibar ettiren bir ferasettir Sen ne kadar kaçarsan kaç Yine de vaktin şahitliğinde ki bir senasın, niye rahmetin unutmadığı anlamsın Kimin elinden tuttarsan tut fakat sakın bir aldatan olma, pak vicdanını şaşırtma Ne olur nedemek istediğimi bir nebze olsun anla, bilimediğim lisan diyerek kaçma Birgün ziyadesiyle gül kokla Dikeni var diye ürkekerek yaklaşma,halinde salındığı o deruniliği iyice anla Ötelerden bahseder,suhuletiyle ne kadar ibretli ve edpli bir değer, meramını kokla Ne olur aldırmaz ve gamsız bir nefes olma,aklını, irfanını bahaneler için kullanma Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 18, 2011 Nefsine esir olmadığın nispette hürsün! Çünkü aklın ve idrakinle yükümlüsün Ruhunu esir eden ne varsa, bizarlık kapındaysa, acziyet kalbini yormuşsa İzanın bir mefkure etrafında yoğunlaşmamaışsa,irfanın haline sürur sunmuyorsa Ne kadar ehliyet ve mükellefiyetinin farkındasın, yoksa ihmal edegelen nazarmısın Çirkin hissiyattan sevgi neşet etmez Akıl ne kadar farkı fark ettirse de, iraden zafiyetler içinde kalbine bırakmaz Feraset halinde anlamlaşmaz,ihsan meyli sinende oluşmaz,aşk maşuka kandırmaz Yol asla yolcusuz kalmaz, tahkik eden bir kul hakikat menbaında niye kaybolmaz Pasif kul olma,kalbini iyi yokla Ruhunun ah u zarını, sevdanın serencamını yaşamaktan hiçbir vakit korkma Halini ilgilendirmeyen, merakını celbetmeyen lafazanlıktan arileş ve hiç hazlanma Müddet-i nefesin edebini vicdanının didarında kokla, pişkinlik aline ardır unutma Çöplük içinde büyüyen gülü koklama Eşkalinde ki cazibeye asla kapılma, halinde barındırdığı kokuya hiç bulaşma Mağdur nefesin, hanif bir halin hissiyatında korkma,vecdinin halisliğini iyice anla Tekebür edip, takiye içine girip, taraneleri seçip kahkaha atmak içinde hiç aranma Kalbin hastadır, ruhun perişandır Nefsi telakkilerin sinene taht kuran sultandır,yoksa o korkukarın niye vardır Akşam sabah kaçmak hesaptan kurtulmak mıdır, ölüm sana benden daha yakındır Ağlamak bedelleşmeyi gerektiren fırsattır, tefekkür etmek içinde,aklına hacet ardır Nardan ve ardan hiç korkma Haline südur eden bahanelerden arileşmeyi unutma, iman leke kabul etmez anla Tefrika için parçalanmış yüreklerin ızdırabına kayıtsız kalma, ecrin ihsandır yaşa Nasıl ki o an sondurak çıkacaktır karşına, tedbir almadan göçmeyi sakın unutma Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 18, 2011 Cahiliye zuhur ediyor,ruhum kederleniyor! Öncelikle kelimelerle oynadılar Aynı hissiyatı yaşamaktan ve kaynağından dem almaktan koparttılar Alalel üsül sözcükler çıkarttılar,manasından ayıkladılar,ızdırabı anlamadılar Neden insana ve hassaten müslümana zülmetmekten bıkmadılar ve hep ağlattılar Yoksa fedretti niye hatırlattılar Tufanın en müstenasını sinelerde başlattılar, esir kaplarında ezip bunalttılar Tesim olan, hukukundan feragat eden, korkunun kadresinde inleyen cana kıydılar Neden hor ve hakitr görmeyi medeniyet sandılar, sinsi iblisleşmeyi niye sakladılar Nasıl bir hesabın eşiğinde kaldılar Yoksa hiç güneş doğmayacak mı sandılar, garbın afakında fazilet mi bıraktılar İşgal etmeyi, gasp ederek nefeslerin umutlarını kesmeyi,kan dökmeyi ne sandılar Emperyalizmin her bahanesini sinemelerize zerk etmeyi evet, bir marifet saydılar Ruhumun şevkini niye kırdılar Ufkumu karartmak için binbir bahaneyle şart koştular, kimi zaman zorladılar Ne olmuştu imanıma, derbeder olan vaadıma, akitleşen ruhum firkat için ağıdına Neyi ihmal ettim, niçin tahkik etmeyi klabim için önemsemedim,neden aldandım Ezan okunurken, sala verilirken Nerdeydim ve hangi halin çıkmaz saiklarinde viraneliğimle yüzyüzeydim Ne kadar imanımdan emindip, şek ve şüpheden arileştirmeyi neden beceremedim Eğlenmeyi, macera için yaşamayı, nefsi meyilimle yol almayı kimseye bırakmadım Aziz kitabı neden ihmale aldım Lisanını bilmiyorum diye yıllarca hiç arlanmadan kaçtım, neyle avundum Çekiştirmeyi ne şey sandım, aman ha derinlerde gezme diyenlere koşulsuz inandım Yıllardır sessizlik içinde bizarlığı sinemde yaşattım, yanımda kimseyi bulamadım Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 20, 2011 Vakti şahit tutmalı, vahdeti anlamalıyım! Ehliyetsiz bir aklın sahibi olmamalıyım Kalbini ihmal eden, ruhunun ahdini merak etmeyen halimi yaşamalıyım İdraki neden ziyadesiyle önemini kavramalıyım, fikretmeyen firakı ne yapmalıyım Hak için cehdettirmeyen, ecire meyletirmeyen furkanı, anlamadan mı okumalıyım Neden zühtü hep yanlış anlarım Etkisiz kul olmanın bizarlığını mütemadiyen yaşarım, bu halden nasıl çıkarım Neden girdabın içinde anlamlaşan bir canım, esaret içimde niye çok farklı anlarım Manazsızlıktan, aşktan nasiplenmeyen candan, acziyet içinde ki o merak sıkılırım Dünyayı “ben” sanmamalıyım Yıllardır içine düştüğüm esaretten silkinip kurtulmak için adanmalıyım Aşkın senasında uyanmalıyım, sevdalaşan vicdanımı sahibi için anlamalıyım Hakikatin sadır olmadığı hiçbir mekanda oyalanmadan müddeti iyi tanımalıyım Vicdan neden masum bir aşktır Sahibinden nasipsiz kalmayan sultandır, ruhun aidiyle alakalı bir sanattır Akıl anlamak ve ayırt etmek için farktır, irade hakikate adanmış bir iştiyaktır Ömür ne muazzam bir fırsattır, hesabın içinde ki tufandır, ölüme adanmış candır Ruhum hakikatimdir,kimindir Kalbim sahipsiz olan bir kölemidir, neden nazargah için tertip edilen ülfettir Hisssiyar aslında pek latiftir, onu kirleten ise nefsi telakkilarde ki gizli esarettir Feraset ne için çok önemlidir, ihsan üzre olmak idrakin güzeliğinde ki bir payedir Yanmayı sadece sen murat edersin Ruhunu ve kalbini ihmal ettikçe savrulan bir nefessin, nefsinin hala esirrisin Ne kadar onu ezersen bil ki o nispette özgür ve manası içinde anlam bulan nefessin Yoksa saklı bir zamanın içinde var olmaya gayret eden bir dilencimisin veya nesin Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 20, 2011 Ruhumda bir neşe var, ar sinemi yakar! Ne kadar söylemek istesem Ruhumu hicrana gark eden nazarlarından çekinmeyi bir yenebilsem Bakışlarında ki cevaptan kalbi yakarışlarımı azat edip, sürur içinde sevinsem Hiç kederlenmesem, derd-i gamıma yenilmesem, elemin eşiğinde gözyaşı dökmesem Şimdi kalbime ne söylerim Yadeden ahımı hangi nefese anlatırım, neden bir ömür hasretinle ağlarım Yüreğime taş basarak, sabır sahrasında yalnızlığıma kanarak niye yakarırım Gönül görmek ister, hal, kalin için nöbet bekler, hicran ruhumdan heran sönn eder Gel dedim, hiç gelmedin Sesimi duy dedim,fırsat vermedin,her vakit içimden kara trenleri geçirdin Firkatine erdirmedin, ram olan kalbi hislerimi bir nebze olsun duymak istemedin Bu kadar mı lanetliydim, hastalık zerkeden bir nefestim, ahımı sen hiç düşünmedin Mevsimler suskun ne söylüyor Sineme sökün eden hazanı kimse şehredemiyor, sessiz çığlığım figan ediyor Artık beklemek yüreğimi dağlıyor, işittiğim ses bir ürpeti veriyor, umut dinmiyor Göçüp gitmek kimi vakit çok yakın geliyor, düşen yağrak sanki halimi resmediyor Toprak şimdi çok çekiyor Kuşlar kanatlandıkça içim gidiyor, yerde gezine karınca ruhuma sesleniyor Antik hülyalar, terk edilmiş duygular, kopup giden yakarışlar çok yakın geliyor Vakit hesaplaşma vaktini önceliyor, saklı umutlar niye edebin suhuletine sığınıyor Sessizce avuçladım toprağı Halimin fakirliğine mütebessim bir şekilde yağan ibretli kar’ı ve esen fırtanayı Hissettiğim samimi duyguları, latifleşen ruhumda ki firkat anını sukut eden o yarı Yüreğimde dinmeyen narı, alıp götüren hicranı ve sessizce hüzün zerkeden hissiyatı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted June 20, 2011 Sessizce avuçladım toprağı Halimin fakirliğine mütebessim bir şekilde yağan ibretli karı ve esen fırtanayı Hissettiğim samimi duyguları, latifleşen ruhumda ki firkat anını sukut eden o yarı Yüreğimde dinmeyen narı, alıp götüren hicranı ve sessizce hüzün zerkeden hissiyatı.... Yüreğine sağlık manevi kardeşim.Feyzin hiç tükenmesin.Bu güzel dizeleri bizlerle paylşatığın için ayrıca teşekkür ederim. Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 21, 2011 Yanmaktır efendim, biricik çaresi aşkın! Ne olur hal-i perişanlığıma bakma Ruhumdan tebarüz eden ve dinmek bilmeyen figanımı aşkınla yargıla Hiç acıma, mahzun olursam aldırma, gönlümün mağdurluğunda ki sevdayı anla Gözyaşlarımı kurutma, yüreğimde esen fırtınayı dindirme, irademe bir geçit verme Yak sinemi, ateşlerden kurtarma Hiç sönmeyecek aşk-ı imanıma ve ahvalimin bizarlığına pranga vurma Gönül kapımı kapatma, kalbimi inşirahın hasretiyle yorma ve takatsiz bırakma Umudum firkattir, ruhum vecdine hasredilen idraktir, eşikte bekleyen aşk kimindir Ne vakit kendime saklansam Kör bıçağın merhametine sığınmayı göze alsam,ufkum kararır bırakma Kalbimin farkını, yüreğimin vicdanıyla ağlatma,ihsan senin inayetindir korkutma İçimde gam olsun, gözpınarlarım sel misali ruhumda manalaşsın, rızandan ayırma Mahlukatın teslimiyetini yaşat Hilkatin masumluğunu kalbime anlat, ne kadar acizliğim varsa aşkınla kuşat Kulunum, bazen anlamını kaybetmiş yoksulum,zafiyetler içinde neden sarhoşum Hangi meyi içsem, gözlerin aradığı sakiyi umutla beklesem ki sensiz evet berdeşum Saklı zamandan geriye ne kaldı Ömür yumağı hangi sahranın sukutuyla lahzalarda senin vadinle anlamlaştı Umut niye cehti ruhumun didarında manalaşmadı, kim bu kardar ucuz kandırdı Nefsime ram eğledikçe muhtaçlığım ziyadesiyle arttı,ihsan sadece dilde olan hardı Sen ki meliksin ve sahibimsin En yakınımda bulunan sadakatimsin, vadinden dönmeyen aşk-ı celalsin Neden anlamakta ve kul olmakta sıkıntı duyarız, secdene kapanmaktan kaçarız Nefsin hizmet etmesinden, talim ve terbiye edilmesinden sakınırız,aşkı tanımayız Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 21, 2011 Nasıl yakarsam ve hakkıyla ansam! Ne oldum delisi olmasam Benliğin içinde kaybolup, esaretle nefesi müddet-i içinde bırakmasam Aşkın gönül kapısın açan bir nar olduğunu kavrasam ve zandan kurtulsam Her anımı, ruhumu bizar eden figanımı, kalbimi burkan hicranımdan kurtulsam Akılım kifayet etmiyor İdrakim hakikatim için vecdime şevk vermiyor,bahaneler alıp götürüyor Yolun selameti neden irademle kesişmiyor, azmim neden bezginliğimi önceliyor İşaret taşkarı, aşk korkuları, gamsız nazarları bir bir ayan ediyor, neleri söylüyor Bir korku var sinemde Sanki bilinmeyen bir nedenin emrinde, nefsim ne kadarda hiç dert edinmese Edep neden halimde tebarüz etmiyor,pişkinlik hangi gamıma devayı işaret eyliyor Neden açmazlar her vakit gönül kapımda bekliyor, zihnim ahval üzere eza çekiyor Yar diye kime baktımsa Hislerimi kirleten marazlardan kurtulmadıkça, aşkı hakikat halini yaşamadıkça Kitab-ı celili beslendiğim ve istikametin yegane adresini kalbimden çıkartmadıkça Fakir kalırım, melülleşen bir nazar ile etrafıma balınırım ve gerekçesiz de ağlarım Kul olmak ne büyük farktır Hidayet üzre manalaşan sırattır, azmin ve cehdin ile alakadar olan ihsandır Nasip senin umut içinde ki intikalindir, bahtını kazaya dönüştüren insicamındır Eminsen korkma, tağuta,müstekbire, sekülerliğe, paganlığa açıksan hiç durma ağla Allahın indirdiği hükümlere mukabil olmak üzre Akıl vezandan,kaygı ve tasadan, her maslahatın insan kaynaklı olmasından Şek ve şüpheyi içinde barındırmasından, ruhunu ve kalbini esaret tabi kılmasından Çekinmeyen, tefrikalar içinde nesilleri perişan eyleyen ve kendinden geçiren hardan Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites