Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 21, 2011 Sessizce avuçladım toprağı Halimin fakirliğine mütebessim bir şekilde yağan ibretli kar’ı ve esen fırtanayı Hissettiğim samimi duyguları, latifleşen ruhumda ki firkat anını sukut eden o yarı Yüreğimde dinmeyen narı, alıp götüren hicranı ve sessizce hüzün zerkeden hissiyatı.... Yüreğine sağlık manevi kardeşim.Feyzin hiç tükenmesin.Bu güzel dizeleri bizlerle paylşatığın için ayrıca teşekkür ederim. Çok teşekkürler ediyorum kımetli kardeşim... Amin efendim, sizin için ve kızınız için de dilerim... Esenlik dileklerimle selam eyler, bir tebessümle yadederim manevi kardeşim:) Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 22, 2011 Söyle dualar hangi dilden feyz-i ümittir! Kalbim hicran içindedir Halime geçit vetmeyen azap bilmem ki hangi vadinin dileğidir Ah u figan ettiren günler dinecek midir, ruhum firkatine ne vakit erişecektir Kalbim şikayet etse de, burukluğum hiç dinmese de, ömrüm maşukuna amededir Çektiğim çileler niyedir Nefsim ve aklım bu hal üzre bedelleşen zademidir, kalbim edebindir Ruhumun hüznü, kalbimin solukları halim kale dönüştüğü vakit niye bitecektir Aşk; kalbin nar-ı payesi, nizam ettiren ilham-ı aynası secdenin aşklaşan sancısıdır Ne zaman keder varsa Ar etmek için kalbim niyaza o nispetle uzaksa, bahaneler tuzaksa Esir eden emellere ruhum ramsa, iraden acziyet içince acizliğine soyununca Aklım kıyametime, fikrim arafta ki halime, idrakim düşkünlüğüme acımayacaktır Kamış ne güzel terbiye ediliyor Ahengin kollarına teslim olmuş bir abit misali aşk ile bedelleşiyor Yanıklık derinliğimden neşet ediyor, ahitlerim yaşlı gözlerimin önüne geliyor İhmal etmek nasıl bir hesabın içinde zühtümle kavilleşiyor, miskinlik acı veriyor İmanımda itminan olmalıyım Seyr-i sülukum için aklımı veizanım kullana bilmeyi başarmalıyım Lüzumsuzluklarla lahzaları boğmamalıyım,halin dilinden aşk için yanmalıyım Kınayan ve ayıplayanları dikkate almamalıyım varlığımı hak aşkına adamalıyım Şikayet etmeyen bir kalbin sahibi olmalıyım Hareket ve kuvvetin,tevhiti izhar eden ayetlerin,hanif olanı bulmalıyım Tağutu reddeden,müstekbire itaet ettirmeyen, akla ve rızay-ıaşka kavuşmalıyım Yanan yüreğimi, hicrana gark eden melalimi şehretmeyi öğrenerek yol almalıyım Mustafa CİLASUN Esarete sevk eden ne varsa yakın durma! Olur olmaz herşeye yakınlaşma Vakıf olmadığın bir bedelin macerası için ruhunu bizar bırakma Hayyır ve şer nedir diye tahkik etmeyi unutma, sinsilik en yakınında aldanma Ki kulu olduğun, iman ettiğini sandığın, yakarışlarında andığın aşka yaban kalma Vakit hesabı kalbin içindir Akıl kalp ve ruhunla idrakin içinde anlamlaşan hikayedir,unutma Mizan aklındır, iraden azmin içinde saklanan vuslattır, edep hal içinde nardır İhlas ve inşirah vecdinle ilintili olan bir makamdır,hal ehli olmak itibarlı sanattır Seni senden edene vakit ayırma Tuğyan içinde bedelleşen kim varsa,şayet en yakının olsa da korkma Sabır sultanlığı, kanaat hanedanlığı aşkın ilham şiarıdır, sakın bir alaya alma kapını çalan kim varsa, ihsan nazarı kalbidir, halinde ki insicamına yaban kalma İnsan, ancak aşkıyla sancaktır Vecdiyle ummanları yaşayan,Hak rızası için gönüllerde yaşayan candır Lazanın bir hali vardır, nasibin resmedilen melalidir,yoksa sevda ne için vuslattır Azgın denizlerin dramını anla, efkara kapı aralamış dağın, melalinden uzaklaşma İbrahim’i ve İsmail’i yoldan kaçma Ne derlerin içinde kaobolarak nefsine sakın bir itibar kazandırma Aşk kimi zaman hizmet vecdinin, kimi vakit hal ehlinin tasarrufundadır anla Kim ne söylüyorsa, kalbinin lisanıyla haline nazar ediyorsa yaban kalma, kaçma Ecdadının niyazınıdan uzaklaşma Annenin şefkat hissiyatını sakın yok sayma ve hiç aşındırma Gönül kıramanın ne kadar bedeli vardır, merakını ada, ne me lazımcı olma Suskun yüreklerin, gözü yaşlı melallerin bir tebessümüne ihtiyacı vardır, unuıtma Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 23, 2011 Ateşi suçlama,ona mecbur edeni sorgula! İçini yakan nedir, nasıl bir ateştir Nasıl bir hilkatin bendinden tebarüz eden ferdir ve ibret-i demdir Biyolojik bir bedelmidir, halini hicrana sevk eden söyle nedir,bilmediğin kederdir Niye bedelleşmek aklın ve kalbin tirendidir, ahengi kaybolan can, nasıl bir nefestir Çocuğun o masumiyetini anla Vicdan sana bahşedilmiş bir nimettir ve sadakatin için korunan erktir sorgula Fikir sahibi olmadan düşünmek ne kadar makbüldür an, merak etmekten kaçınma Sırat farktır, mizan aşktır,mahşer ah u zarın için fırsattır, korkularına hiç kapılma Ölüm can içinde ki vakittir Akdettiğin kavlin içinde saklanan ve sadakatini teyit eden nakittir İraden selahiyetin için tercihindir, azmin hak ve hakikat için tercih edilmelidir Keşkelere sığınmak ne kadar derdine kefalet edecektir, akıl nimeti tedbirin içindir Ten ve beden kimindir Hangi vekilliğin tevdiinde tasarrufuna emanet edilen güzelliktir Lekelenmiş bir hali kimler tercih edecektir, masumiyetin bakirliğinle eştir Niçin sual etmek, tahkik ederek tevhidin sulukunda nefeslenmek iman için şevktir Mukallit olan nefes gamdır Hukukundan bihaber olan hayali sultandır, zanlar onun arkadaşıdır Önyargılar tuğyanında anlamlaşan heyecandır, edepten nasipsiz bir bühtandır İcmale erişmek, hanifliğin bendinden nefeslenmek, şirk ve tuğyandan kurtulmaktır Şair, gönlünü aşka adayandır Esin ve ilhamın kaynağında anlamlaşan hissiyattır, yazmak için yazmayandır Yanmadan yazan bir kalemin derdinde ve hüznüyle bedelleşebilen bir ömr-ü cefadır Yüreğe düşen kadreler şekliyetten hazlanmayan, ne derlere nizam olmayan farktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 23, 2011 Bir bir düşüyor yaprak,aşk içimde ki fark! Susmalıyım, hiç korkmamalıyım Derdin latifliğinden, gamın hissiyatımı bizar edeninden kurtulmalıyım Bırakmalıyım aşkın kollarına umutlarımı, kanatlanmaya ramak kalan ahımı Gönlüme trebessüm eden hicranı, ibretin feyzini zerk eden aşkın hüzün yağmurunu Salınmalıyım iklimlerin ötesine Mefkuremde ki ufki derinliğe, şek ve şüpheden arileştiren o hanifliğe Ruhumu yad eden zindeliğe, kalbimi nazargah atfeden gönül sevdasını bahşedene Bilmeden ve henüz vakıf olmadan nasıl itmina olurum, beyhude bir kürek çekmeye İbrahimi tevhitin neresindeyim Sinemde derlediğim hangi putların manasında hayıflanmaktayım Nekadar nefsi anlamda hastayım, akıl, idrakim için niye hazanı yaşamaktayım Neleri hakkıyla anlamamaktayım, neden kaçmak için o bahanelere sığınmaktayım Ki benlik hücresinden çıkmalıyım Hizmetin ve aşkın sahrasında umtlarıma yeniden anlam katmalıyım Emelle savrulmadan, tuğyanlarıniçinde boğulmadan, müddet-i nefesi anlamalıyım Ağlamalıyım, kalbin sahibine iltica ederek yakarmalıyım, ne derleri bırakmalıyım Vakit benin tasarrufuma amadedir İrade ve izan bahtımın sayfalarına kapı aralayan ah u ızdıraptır Hakikat her zaman en yakınımda bulunan yad-ı fermandır,kaçınmakta gamdır İnsan ahseni takvim üzre anlam bulan manadır, aşk ve vecdiyle ihsanlaşmalıdır Mağrufun ve mağdurun harcıdır Hesapsız bir mecra mı vardır, günah işlemek nasıl bir kabahattir Zafiyetler yaratanın rahmet ettiği müddet-i zamandır, tefekkür bunun için vardır Akletmeyen nasıl bir umut içinde yaşayan heyecandır hüsran kimler için bir nardır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 24, 2011 Firkatinle yetindim,hiç şikayet etmedim! Nasibin tecellisi dedim Lahzaların sadrında sabırla beslendim, kanaat etmeyi şiar edindim Kalbimin şikayetlenmesine fırsat vermeyi, ruhumun ahdine hiç tediremedim Tebessüm etmeyi öğrendim, hayır ve şer’in şehnine malik olmak için ehli aşk dedim Alıp götürmesini bekledim Vecdimin inhisarıyla yetinmenin mahçubiyetiyle boynumu büktüm Zafiyetlerime nazar ettim, irademde ki acziyetime nasıl bir anlam verirdim Rab dedim, aşksız terennümlerle müteredditlik içindeydim, neden tahkik etmedim Niyet etmedikçe an durur Haşyet duvarları ruhuma mütemadiyen acı bir tebessümle gam vurur Akıl hangi manada sürur,aşk hakikat ilmiyle mümeyyiz olmazsa nasıl okunur Can suyun ar eder, vakit’i haline dar eyler, aşk hangi vecdin himmetine davet eder Ruhum sema etsin istiyorum Kalbim nazargah olmaktan bitap kalsın diliyorum,sende var olmak istiyorum Kifayetsiz ecrimin, takatsiz bedenimin, fersizleşen gözlerimin ihtiyacını biliyorum Senin lahzanda, hilkatimin bakir toprağında ecelin vuslat olduğu aşkını diliyorum Bilmek neye kifayet ediyor Halim, kale dönüşmedikçe, aşkın lisanımda sudur etmekten haya ediyor Vecdin neden alıp götürmüyor,niyazım ziyadesiyle kalbime aşkını ilga eylemiyor Ömür tükeniyor, an vaktini bekliyor, ölümün latifliği halime mütebissim ettiriyor Temaşa ettiğim ayetlerin Nazar eylediğim ve bahşettiğin, müddet-i nefes diye rahmet ettiğin nefeslerin Vaktini bekleyen ümitlerin, kazasına delalet edecek tercihlerin azmeden iradelerin Aşkına erişiyor, mefkure adına ne varsa adresi yalnızca sensin ki alenen gösteriyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 24, 2011 Kalbim ey aşk der, ruhum boyun büker! Ne vakit iklimleri ansam Hazanın rahlesinde nefe nefese kalmanın hüznüyle dağlansam Saklı umutları günyüzüne çıkartmak için vecdin didarında ki lahzaya adansam Göyaşlarımın bu hicranını, kalbimin sahibine anlatmanın süruruyla anlamlaşsam Niçin korkulara sığınırız Tahkik etmek için azmi ihmale alırız, merakı lüzumsuzluğa bırakırız Henüz vakit var diye bahaneye uzanırız,nakti olmayanın itibarı olmaz anlamayız Sonra keşkelerle avunuruz, tedbirsiz yaşamayı her ne hikmetse bir marifet yaparız Gönül yarsız olu mu Çöl suyun hasretiyle kavrulur, aşkın vecdiyle ağladığı hiç duyulur mu Zerresine tevdi edilen muhabbet ve vazife ehl-i hal olmadıkça söyle anlaşılır mı Vakit niye vardır, ar nefesin sahibine en ülfet edilecek nazardır,sinsilik kime kardır Can içinde can yaşar Ne zaman saz ahenksiz çalar, neyin hicranı niye gönül sahibini dağlar Kar neden suhuletiyle yağar, yağmur hangi firkat ilzamında rahmete aşk ile bakar Ateş niye yakar, ten ve beden maksadına binaen akıl ve idrak için aşka kapı aralar Burukluktan korkma Ram olduğun ne varsa, aşkın sadrından şayet uzaksa zaman ayırma Nefsaniliği aşk sanma, köşe bucak kaçan, salkın saçak olan aşkı anlar mı sorgula Annenin o iç çekişini babanın sessizlik içinde boyun büküşünden an be an kaçınma Nazlanmak hamlıktır Zorlamak haddi aşındırmaktır, hevesin serencamıyla yol olmak buhrandır İstikameti henüz belli olmayan bir canla dost olmak ise korkuya kapı aralamaktır Akıl ve izan niye vardır emniyetsiz yol almaksa teslimiyetten arileşen ahmaklıktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 24, 2011 Divane eyleyen halin ve suskun melalin! Meftun olayım sendeki halin aşkına Neyleyim ki şevk yastadır cihanda Sinemde ki baharlar sanki hazanda Semadaki yıldızlar da artık niyazda Kim bilecek süruru haz ile makûstur Dareyn ne muazzam gayeyi lazımdır Divaneyim ne düşüneyim aşk ahımdır Sevdalar şavkım hal-i hazan ahtımdır Ne saadettir haline sudur eden şevk Kim bilir ki ne canlar istifade edecek Şefkat serilecek rahmet serinletecek Başaklar bitecek muratlar beklenecek Sen, gülizarda açan ne güzel bir aksın Beyazlar şahı rüyaların dergâhındasın Nur-u kalbimde aşka yakın bir nazarsın Sabırda kalansın, himmetle bahtiyarsın Sukut edeeken gözyaşların sökün ediyor Ah u zarın dinmiyor, ukteler ne söylüyor Saklı umutların neyi bekilyor sabır diliyor Ömrüm tükeniyor, hesap önüme seriliyor Usandın mı, yadetmeyi kimlere bıraktım Hasretin şadında suskun kaldım acımadın Yanlış mı yaptım, vefayı kimlere bıraktın Issız sokaklar ki anladı, sen hiç anlamadın Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 24, 2011 Niye susmalıyım,hali anlamalıyım! Bir sabinin, hisleriyle söz edenin Düşünnebilmeyi önemsemeyenin,hesabı öteleyenin, nefsiyle kal eyleyenin Sarf-ı nazar ederken hiç dikkat etmeyenin,kırıp dökerken gönül nedir bilmeyenin Bağnazlığı ve tecessüsü marifet telakki edenin, manasız bir zühtlüğe rağbet edenin Kim kalbiyle konuşur, hallenir Ehliyet sahibi olmak ,akıl için ne kadar yeterlidir, idrak kimin emrindedir Neden hesapsızlık bir hesabın içinde derlenen icmal kıymetinde, vaat edilen nedir Tefekkür izanın ve irfanın için en nadide meşguliyetin ve mizanın için gerekçendir Kamışı kırmak, uçurtma yapmak Kuşun kanatsız uçamayacağını hesaba katmamak,ney’in şiarını anlamamak Sezgi nedir kayırsız kalmak,ihsan ve ihlasın ruha ilga ettiği vecdi neden yadsımak Kara günlerin nefesi olmak, şer işle refiklik kurmak, öteyi umursamadan yaşamak Az bir paha karşılığında uyumak Kitab-ı celilin hakikatinden ilzam eden gayesinden dem almadan solumak Bel’ama rağbet etmek, tağuta boyun eğmek, müstekbir için nafile gayret göstermek Ruhun ve gönlün lisanına muhalefet etmek, nefsi teraneler içinde neden sefilleşmek Aşk; nardır, nurdur,hardır, ardır Sevdasına adanılan furkandır, sultan olan efendinin kölesi olmak için vardır İklimlerin kitabıdır, hissiyatın tercümenıdır, ruhun cenahı ve kalbinin devadıdır Niye müddet-i nefes anlıktır, sacsız kız nasıl farktır, sağır can meraka adanmıştır Her vakit çoçuk misali saf ol Önyargılarından kurtulmak için, aşkın vecdine gir ve hakikat adına ram ol Korkunun eşiğinde kul olma, gönül sultanlığı vakitlidir, tevazuu ile kanaatkar ol Ne derler zehabından kurtul, sadece kendin ve aidiyetin için var ol ve haşrol kurtul Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 25, 2011 Gel vur dedim, birgün karşı mı geldim! Ne kadar hıncın içinde yol aldın Hiçsöz hakkı vermeden zan içinde sorgulamayı bir marifet saydın Mizan sanki sadece senin için mi var addettin, neden huhukunu çok zorladın İnsan olmanın hassasiyetini bıraktın, nisa kimliğini hangi vadiye emanet bıraktın Her ne yaptımsa, azımsadın Hakir görmeyi ne sandın, etrafımda ki emeller peşinde koşanlara adandın Her fırsatta azarladın, ben sustukça ziyadesiyle densizliğe kadar heran uzattın Kadın kimliğini, nefsi telakkilerini, önyargı gerekçeni hiç arlanmadan ruha akıttın Deli mi olmalıydım,yoksa Bir velinin desturuyla sukutumu sinemde tutmalıydım, söyle ne yapmalıydım Oysa kalbi latifliği, ruhi hassasiyeti var olan bir nefestin,hırs ve zannına yenildin Her nasılsa acziyete sevk etmeyi marifet bildin,esareti neden sinemde hidssettirdin İnsan konuşarak halleşir Önyargıların sözcüsü ve savunanı değildir, o gaye ve azzim için erktir Düşünmek niye fikir isteyen fazilettir,bilmeden,anlamadan yaşamak fakirliktir Nefsini öncelemek, heva ve hevesinin istikametinde o sefilleşen halini serdetmektir Her türlü tasarruf elindeydi Evin resisliğine soyunmak demek ki emelin içinde ki ziyadeliğindi Kırmak istemedim, talan etmeyi kendime yediremedim fakat sen, düşünemedin Uysal halimi, suskunlaşan melalimi mizacım zannettin,ben çekildikçe sen geldin Korkar oldum,anmaktan Ruhumda beslediğim nisa kimliğinin suhuletini ve vecdini yeniden tanımaktan Bizar bıraktıran soluktan,kendiyle barışık olmayan sanıktan ve o acımasızlıktan El açıyorum, sahi,bime sığınıyorum, sabrın demiyle dirilişim için aşkı bekliyorum Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 25, 2011 Nasıl yakarıp, halimi anlatayım! Aşkına ram olmayan vecdimle İtminan olmamı engelleyen zafiyetlerimle, sefillik sinemin pencerelerinde Kalbim mahçubiyet içinde, kollarımdan takat çekiliyor, şevk içimde yeşermiyor Umutlarım hazanı resmediyor,ruhum firkatine erişmek için hangi nefesini bekliyor Vesileler neden şehredilemiyor Her lahzada ruhuma seslenen irşadın, kalbimi beslemiyor,figan ettiriyor Yanmak mı ürkütüyor, ölüm mü, nefsime tesir etmiyor, akıl ne için fırsat vermiyor Vakit neyi bekliyor, nasip olması için ruhum vecdine kanmayı diliyor, niye inliyor Ne vakit secde etsem gidiyorum Alıp götüren düşlerin peşinden sürükleniyorum, hülyalarla mı yetiniyorum Hangi hesabı hakkıyla bilemiyorum, edebin rahlesinde nefsi terbiye edemiyorum Bu kadar acizken hangi hakla merhamet diliyorum gözyaşlarını sana bırakıyorum Menfaatim için dilenirken Her bir hesabıniçinden çıkmayı önemserken, keyfiyetim için gayret ederken Heveslerimi bir bir yaşamak için heyecanla beklerken,akıl, izan ve idrakim derken Nerdeydim, nasıl bir halin içindeydim, körkuyular misali zühte soyunan fakirdim Ne zamandır kayboldum Yolun yolcusu olduğumu mu unuttum, nefesi müddetinden mi kurtardım Aşkı nefsim için vesile telakki ettim, ter kokan her meziyetten neden çekinmedim Kendime gelmek için hangi yolu seçtim, bade içip, sakiye seslenmeye mi imrendim Dinlediğim ney içimi acıtıyor Hangi vaktin hesabından söz ediyor, ruhumu kulşatan prangalar inliyor Kalbim sukut etmek için, idrakim fikrettiğim açmalim,sinemde bir gam büyüyor Hıçkırıklarım kifayet etmiyor, saklandığım bahaneler durmadan hali ayan eyliyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 27, 2011 Hatırla...kime söz verdin...unutma! Ne vakit hasret serzenişi duysan Ben dedirten o kafasten kurtulmak için durmadan sancıyla çırpısan Sahraların vicdanıyla çırpınsan, rüzgarın hatırlatmasıyla gözyalarına kansan Hıçkırıklarına hiç engel olamasan, ruhumun figanıyla başbaşa kalmayı yaşarsan Sezginin sessizliğinde uyansan Farsatın farkını aşkın sadrıyla anlasan,lahzanın bahtına sunduğu ne varsa Teslim olmayı, kanaat için sabırla yanmayı,vesilelerin nasip vecdiyle yakarsan Yaptığın secdelerde, kıayma dururken sor kendine aşk hangi iklimin serzenişlerinde Şayet vakit mukadder eden şan ise Bahtın açılan sayfalarında, aklın ve idrakin gönül kapını kapatıyor ise Tahkikin nasıl bir mevkide, azıkların neden halini irfana taşıyacak takatte seğilse Suyun aşkına bak,yaprağın teslimiyetindedir fark,iraden azmin için vuslatan uzak Rehberin kimdir,istikametin nedir Zaman neden senin kalbinde gerekçelerinden uzak bir seyr-i seferdir Fikirden ari isen sual etmek nasıl mümkündür,miskinliğin cazibesi kim içindir Neden malayanilik sinende vucut buluyor, aşk-ı zaman haşyeti hiç hatırlatmıyor Ölüm içinde yaşayan ibret-i haktır Nasıl bir durakta duracağın ancak kalbin ve ruhunun feyzinde ki sevdadır Vicdan nasıl bir inşirahtır, firkat neden seni senden alan en nadide bir hissiyattır Akıl niçin bilgisizliğe gark eden, izanın iradene rağbet ettiren fer değil, ne meraktır Geldin ki gideceksin, bilmeden mi düşüneceksin Nefsini neden mütemadiyen taltif eden bir zadesin, heveslerine kefilmisin Gün niye doğar, rüzgar neden vuslatın hasretiyle melül melül içine aşkı koyar Kar münbit bir feyz misali gönlünde ki umuda yağar, fırtına ise nefsin gibi boğar Mustafa CİLASUN Mütebessim bir eda ile nazar ettim! Bilme ki nasıl anlamalıydım Yaşadığını sanan ve fakat toplumdan kopuk olan hissiyatların ahını Nereye gitsem, karşıma çıkan gariplikleri anlamak için gayret sarfetsem boşuna Gencecik bedenler, macera için şekillenen zihinler,arlanmayı bırakmış bir haldeler Bilinç ve irfandan habersizler Kulaklık takıp kendi heveslerinin içine çekiliyor ve toplumdan arileşiyor Her ne hikmetse fevkalade umursamaz bir eda içinde, menziline doğru ilerliyor Aile terbiyesi, özgürlük abidesi, insanı tarumar eden anlaşılmaz halleri de üzüyor Sapkınlığın izahı hiç olur mu Sırnaşıklığın izahı bahtsız bulunur ve mezarlık haya ya böyle uzak bırakılır mı Bazen muvazenem daralıyor, anne ve babaların bu elim hali de ruhuma acı veriyor Üniversiteli olmak, özgürlüğün beşiği olarak anlamlandırmak adına, izah ediliyor Cumhuriyet meydanındayım Bin bir insanın koşturmasına, elinedürüm alan canın nefes nefese kalmasına Özellikle bayanların ve hatta her kesimden varsıyılan nisaların dumanlanmasıda Enteresan bir farklılık olarak karşıma çıkıyor,düşünmek tekavüt edilmek isteniyor Bürüngüz caminin etrafında bekleyen Birkaç ekmek ve kılık kıyafet için erken vakitlerde pürdikkat bekleşenler Ezan okunurken,dilenciler kapısının önünü parsellerken, düşünmeden geçilmiyor Ekabirler, mimariye görselliğe önem verdikleri kadar, bilinçlenmeyi gözardı ediyor Ortaöğretim adına heyecan dile geliyor Aile neden bu kadar ihmal ediliyor, eğitim ve öğretim sanki asimile ediyor Şehirleşme adına ve modernizm yaftasıyla ruh ve kalpler adeda sünileştiriliyor Farkı fark etmek, kazanmak adına kıymet buluyor, ahde vefa nedense unutuluyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 28, 2011 Can, nefes alan,kalbini hiç tanımayan! Suistimallar günbegün artıyor Ruhumu daraltıyor,müşterekliğimiz adına ne kadar acı veriyor Bir sıfat sahibi olmak ne kadar kifayet ediyor, sesgisiz kalp neden firak ediyor Adeta uzavlar dile geliyor,süret-i hal dedirten çılgınlıklar, ah pişkinlik görülüyor Zabıtalar dilenci kovalıyor Yakalana nisalar avazı çıktığı kadar bağırıyor, halk yazık diyor Kafasını sallayanlardan geçilmiyor, dilençi kadının ettiği küfürler ağır geliyor Yerlere kendini atması, ağzından köpük gelecek kadar bağırması da haline yetiyor Şehrin idarecileri emir veriyor Ve fakat ne kadar çözüm üretiyor, kolluk güçleri de itaat ediyor Zabıtanın çaydırıcı hiçbir kuşanımı yok seyyarlar bunu biliyor,niye itiraz ediyor Olmadık hakaretlerle gönüller de incinitiliyor,makam sahipleri neden gözükmüyor Bir gözlem yaptım,araştırdım İşe ihtiyacı olan nefesler bizar bıraklırken,kimler işe alınmış baktım Makam sahiplerinin efradı temizlik elemenı olarak işe başlamışlar, şaşırdım Ve fakar, ilgili işi yapmıyorlar, elense yatıyorlar,yine bir gam ile içime kapandım Neden şehreminler ilgisizler En yakınından olan bitenlerden habersizler, ne kadar hak içindeler İltimas edilen ve liyakat adına bahenelerle gözardı edilenler hak bir bak kimdeler Bir duruşla ve bir amaçla gelen düşünceler ki, şimdiler de ne kadar harap içindeler Tercihler iltifata tabidir derler Ne kadar nüfüsun varsa ve hatta dalkavukluk içinde bir ummansa Kula kul olmak, esir olmak için ruhundan vazgeçmeyi göze almak haksa, yanında Sual vermek,bin bir prajenin içinde kaybolmayı gaye edinmek ve seçilmek bi daha Mustafa CİLASUN Aranma ve fakat nedenlerden de kaçınma! Kim çıkarsa çıksın karşına Sahipsiz bir lahza yok, sakın unutma, nasip kalbi vakittir anla Bahtın seraplaçmayınca, umutların hazanlaşmayınca, biran olsun korkma Ruhunun firkati, kalbine nazar eden kuvveti, hesap içinde ki iradeni hep sorgula Sünnetullaha engel olamazsın Yaratılan ne varsa onunla birlikte yaşamak için azimle çalışmalısın sabrınj ve kaatin vecdiyle durulmalısın,rehberin olan furkanla yol almalısın Gül niye mütebessimdir, sessizliğin derüniliğinde en anlamlı heves, koklamalısın Yol akılsız, fikirsiz nefesi sevmez Etrafında ki serviler ibrete ramdır, mefkusesiz candan hiç haz etmez Rüzgar ötenin şarkısıdır, ahenksiz bir gönüşe sürur u sor bak nedeb bahşetmez Deli deyip geçme, divanenin yüreği ummandır ve yari için ağlayan fermandır üzme Afat neden vakitlidir ve gizdir Uyuyan gönüller nasıl bir sıratın izlerinde düşlere dalmaktadır Müddet nefes için niye vardır, edep kalbin en tabii ilacıdır ve iman için tactır Hiç devasız bir illet var mıdır, akıl ve izan niçin aşk hakkında naçar kalmaktadır Canın içinde ki cana nazar eden Damarında ki akan kanını beynin için vazgeçilmezi addeten Kalbinin ritmini aşkın ve nefsin gel gitleriyle hesap etmesini tasarruf ettiren Gözyaşlarını kendi için aşk bilen, titreyen yüreğin figanına cevap veren ve verdiren Nereye gidiyorsun bir sual et Derdi ve çileyi, sancılar içinde inleyen her nefesi merak et Ölümde dirilmek nedir, tohumun toprakla buluşması aşk-ı vuslatmıdır yadet Korkunun ecele ne faydası vardır ve mütemadiyen firar etmek yararlı mıdır sual et Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 29, 2011 Seviyorum seni derken...! Ruhumun firkatinden Kalbimie nazar eden maşukun feyzinden ve aşk-ı rikkatinden Halin, kale dönüşmeyen mahallinden, nefsin talime ihtiyac duymayan sesinden Latif kalbini, nazenin hassasiyetini, samimi teslimiyetini hiç fark etmemişimndir Her doğan nefis beşerdir Ancak insan olmak için vaktini bekleyen zadedir, azmi iledir İradey-i maslahat sosyolojik algılarında ikamedir,erdem ve ihsan iman içindedir Aşk, her mefkurenin,toprağa hasret nüvenin,müddet-i arefesidir, nasip gerekçesidir Kamış bir saz olursa, kul.. Mabudu için, sahibinde yekpare olmak muhakkak ki aklı ve izanın için seçim Nur’a tabi olmak, münderacaat içinde hesabı umursamak, takva ile yaran olmak Sevdanın harıyla eşiklerin ilzamında nefes nefes hasretin yumağı gibi umutlanmak Yetimin hamisi olursan Garibin banisi olan mutlakla birliktesin ve en yakınında olan ecirsin Tevazunun sadrını anlamak, ruhuna aşikar olan halinde istikamet bulmak aşktır Farkı fark ettiren izan ve ferasetin bahşedilen fevkiidir,gönül kapısı hakka tabiidir Mağdur olmak istemiyorsan Yalnızlığın sahillerinde ağlamayı kendine yediremiyorsan korkma Korku asla bir takva değildir, vecde getiren teslimiyet şevkin içinde ki berekettir Sevgi dilidir, edebin halinde ki suhulettir, narin olmak elbette ki hassasiyet işidir İman, kalbin ve ruhun refikidir Akıl ve irfan bunun için bahşedilmiş ziyadeliktir, iradesizlik acziyettir Mukallit kimliği ne büyük bir fakirliktir, ilim, merakın şubesinden zuhur edendir Emelin vuslar olmalıdır, neye, kime iltica ediyorsan, haktan uzaklaştırmayacaktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 29, 2011 Sual eden nefesin o an ki halini anla! Gönlü şefkatin salinde olan Ruhunun sessizliğinden tebarüz eden vicdanıyla bir farkı anlaşılan Yaban olmaktan, serap ile uğraşmaktan,kuraklıktan haz almaktan kurtulandır Hesabın içinde anlamlaşan candır, emesuliyetin idrakinde olan zarif bir insandır Bilmeyen,pişkinliğe vurmazsa Ne derleri gaye edinmek için azmeden bir zavallıysa, nedensizdir unutma İnsan müddet-i nefestir, bir vakit içinde ruhi ve kalbi vecdin içinde yürümelidir Zamansızlıkta ne vardır,bahtının kapısı nasıl çalınacaktır,aşkın umut için şiardır Nesiller sanki kayıp haldeler Kendi içine hapsomuş bir biçimde azadeliği an be an neden benimserler Asi olmayı,tepkisinde bir hudut tanımamayı nasıl kalbi manada hiç düşünmezler Taklit etmeyi,erişim adına rekabet adına koşmayı,nefsin hali olarak hiç görmezler Anneler mahzun, baba yorgun Şırnaşıklık sanki hanesine müptela olmuş bir salgın,boyun bükerler Evladımız asla mahrunm olmasın derken, ihmal ettiklerini hakkıyla göremezler Keşkelere müracaat ederler, kafa sallamakla yetinirler,sonra birer sahipsiz gibiler Nefesin nazıyla hemhal olmak Sosyal rekabeti ve kalbi refleksleri anlamamakla zorlanmaya tabiidir İnsan, en mütekamil olmak manasında mana kazanan lahzada bir aşk-ı fermandır Korku sadece tehlikeler içinde mi saklıdır,sevgiyi muhabbeti engelleyen karanlıktır İdrakin kapanması marazdır Kalbin inşirah için palazlanmaması lekeler içinde olan insicamıdır Mizanın farkı ancak aşkla ziyadesiyle anlaşılacak olan ferasette ki ihsanıdır Gerekçesiz gözyaşı kime faydalıdır, nedamet içinde kaybolmak elbette manidardır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 30, 2011 Haline eser mi oldum, vecdimi unuttum! Ne vakit yalnız kalsam Ruhumun insicamından gelen serzenişlere sinemi aralasam Farkı fark ettiren idrakin nazarıyla uyansam,ah u zarımla başbaşa kalsam Gam içindeyim, kederin rengiyle hicranın bendindeyim,keşkeleri kime söyleyeyim Terbiyeye muhtaç bir arla İçinde kaybolduğum zamanlar,irfanıma takat yedirmeyan firkatle ve harla Hangi vaktin bilincindeyin, önümde açılan lahzaları nasıl aşkımla ben yadederim Elhak fakirliğin ikliminde yine acziyet içindeyim,mahcubiyetim var zühtü nideyim Ne zaman aklım tutulsa Kararan sevda yadımda açmayan baharsa, hüzün her vakit yanımdaysa Vuslat için nasıl dertleneyim, tedbirsiz bir izanı, söylermisin kime şikayet edeyim Her nefesin bir hesabı olmalıd, müddet-i nefes için nasıl bir talimin aşkına ereyim Esir eden yare ne diyeyim Kalbimi hicrana sevk eden elemin inhisarında mı öleyim,neyleyim Ne kadar sahipsiz biriyim, neyin farkında olmayan ve anlamayan bir nefesim En yakınımda kim var, kalbim niye içli içli ağlar, sinemi kuşaytan bir gamım var Hevesler neyime kefildir İlimsiz ve irfansız nefes nasıl bir idrakin yadettiği furkandır İbret kim için ardır, edebe olan muhyaçlığım ne kadar derinleşen bir sancıdır Neden aşkın firkati, kalbin ihsan sahifesi aklımı celbeder, ruhuma kim refakat eder Leyla nasıl bir aşkın vecdinde Mecnun neden yakan gönlün zail olan şikayetlerinin sürur fevkiinde Ruhu niçin şevkin kadrinde, hilmin en zarif latifliğinde, sabrın aşk sunan dilinde Kanaatin irfana açılan ecrinde, halinin kaline dönüştğü azminde ve eminlik içinde Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted June 30, 2011 Bilmeden nasıl ram olup,halini anlayayım! Çok gayret ettim, fevkiine yetişemedim Emellerini işittikte ne kadar hayret ettim, kendi fakirliğime verdim Ufkunuzun derinliğine şahit olmak istedim fakat her nedense fırsat vermedim Elbette ki merak ettim, kimi zaman suallerin peşinden sürüklendim ki erişemedim Demek ki böyle dileniyormuş, dedim Gizemler içinde nefeslenmeyi pek seviyor diye üzülerek yadettim Her zaman yolunu bekledim, bir kelam etmek için ne kadar sabırla yetindim Fakat sen biraz olsun dert edinmedin,düşürdüğün hali görmezden gelmek istedin Aklımın tutulmasını hiç istemiyorum Gerekçesiz sevdayı nasıl şahretmeye azmederim, nasibimi beklerim Olur olmaz salınmam, nazarlarımla aranmam, lahzaların müddetine sığınırım Yunus misali aşka yanarım, kuraklığın menbaası olan böyle bir kalbi neyleyeyim Aldatmak, bir gönlü kasten yakmaktır Elhak aldatan illa ki hiç ummadığı bir vakitte aldanır ve acınır Ahmaklığına sığınır, bahaneler içinde çırpınır, izanı ve irfanı zayi olmuş sanır İhsan ve ihlas adına nasıl yakarır, kalbi lekelerinden sıyrılmak için adeta çırpınır Nisa,rahmet ve himmetin nişanesidir Ne kadar latif bieşekilde taltif edilmiş en kutlu olan nefestir Sabrın ve kaaatin pencesinde aşkın ilhamıyla iktifa eden ne güzel mürebbiyedir Neden her hakkı insan kimliğinde ihnal edilir,hatta hoyratça hor ve hakit görülür Gönül umman misali muazzam enginliktir Gül niçin suhuletin nişanesi, vecdin sukut etmiş sesi, sabrun dirliş müjdesidir Ancak fikreden, tefekkür eden gönül, onun firkattete ki sevda figanını farkını bilir Feraseti kapanmış bir kalp nasıl şefkati, rahmeti hakkıyla sahibinden hissedebilir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 1, 2011 Nefesin meramına ve şiarına ram olmak! Akıp gidiyor, vecdini hasrediyor Kim ne söylerse boyun büküyor, mefkuresine cehd-i aşkıyla ilerliyor Müddetin ihsanıyla bedelleşiyor, akıl ve idrak için neden hicran içine giriyor Düşünmek, farkı fark ettiren esine gönül vermek, sevdasının hazzıyla ömür tüketmek Han virane olmuş, kimseler yok Dallar kurumuş, kuşlar konmaz artık sinelerinde yeşeren umut yok Ağaçın gövdesine hasretin ve vaktin, sabrın ahıyla yazılmış notlar ne kadar çok Kimbilir nasıl ümit etmişlerdi, yürekleri titremişlerdi, boyun büktüren an kimindi Diyar diyar gam ile dolaşılır Metanetin azmiyle neden birçok kapılar açılır, umutlar palazlanır An ve vaki olan zaman ruhuna neler anlatır, kalbinin hicranı niçin seni ağlatır Kapanan kapılır kim bilir ne vakit açılır, niyetin aşkı neden vecdinle ihsana ulaşır Bilinir ki nefs ömürlüktür Talim ve terbiyesi irade ve azmin aşka kefil olan rıza reçetesidir Miskinlin ne büyük rezalettir, maksadını aşan züht kimin gamına yetecektir Akıl ve izan evet, hesabın mihengidir, kim hakikatine itibar ederse ermiş demektir Seni korkutan cehaletindir İman üzre olmak, onun vecdiyle ruhun sahibiyle buluşmak, kalbini açmak İçini kemiren ne varsa, kuşku ve zan şayet bir kabahatsa, anlatmaktan korkma Ruhunda yanan ateşin, kalbinin münbit halinde bekleyen ümidin kim içindir anla Şayet yediğin bir tokat olsa bile Sakın Allaha mal etme, sahipsizin sahibi şeytandır deme, mübalada etme İman, taklidi neylesin, hukukunu sana nasıl teslim etsin, tahkikini azmettirsin İraden ve aklın kimin emanetinde, nefsin sahibi sen olunca, hesabını kalbinde yaşa Seni ağlatan her ne varsa Umutların bu vakitten sonra solmaya başlamışsa, aşk ve şevkin nerde Neden uktelerin hale dert sayılan badirelerde, hani furkana olan meylin kederde Sana hitap eden, senin aklına seslenen, bir bir seni muhatap bileni haydi anla Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 1, 2011 Türkçe olimpiyatlarını anarken! Her nasılsa içimin kabarbasına Ruhumun hicranının bir nebze olsun durmasına Hüzün yumağımın şahit olduğum zaman da dağılmasına Ümmet-i muhammet ve vahdet adına hasredilen himmet gözlerimi yaşarttı Bilmem ki şimdi ne söylkesem Harap olan gençliğin geleceklerinin hesabını nefeslensem Mütemadiyen tüketen toplumun, kanaat ve sabırda ki ecirlerine imrensem Sevginin yeryüzünde ne kadar mümbit bir eser meydana getirdiğini aşkla söylesem Üstad hazretlerini yadetsem Onca çektiği çilelerin filizlendiğini ibretini derlesem Aşk ve azmin, sevda ve idrak farkının vecdini, ruhumun derinliklerinde görsem Mahzun halimle, içimi titreten şevkin ve firkatin maşuka uzanan an’a ömür versem Millet ki kendi içinde bir devlet Ruhunun ve kalbinin sahibine teslim olmuş bir hasret Yüzlerce ülkede, bin bir rengin halinde, ayetleri tefsir eden ne büyük hassasiyet Gurbet ellerinde, mahzunluğun her halinde, kanaatin ve sabrın aşk dilinin vaktinde Aşk ve himmetle nizam edilmiş gönüller Farkı fark ettiren vicdani gerekçeler, rahmetin sevdalaştığı kutlu gönüller Mürebiye telakkisinde ki yeniden tasnif edilen ibretli sahneler, maşuk için ahitler Onca sefilliğime rağmen, hoyrat nefsin dilegelen kalinden muhabbet aşkını anladım Kul olmak, ümmet olmayı başarmak Sorgusuz ve suallsiz teslimiyette ki vecdin farkını gönüllerde yaşatmak Azmin ve ecrin bu minval üzre tarifini yertüzü muhataplarına sabırla anlatmak Gönüllerin kalesini kurmak, insan olabilmeyi diriliş sahnesiyle yeniden karşılaşmak Sevgili gönül dostunun hüznünü paylaşmak Yüreğinde ki yaraları anlamak ve sevdasında ki ecriyle bir yol bulmak Aşka ve hakka teslim eden anne ve babaları mütebessim bir şekilde duayla anmak Kapatılan kapıların açıldığına şahit olmak, milletin gönlünde yaşamayı başarmak Mustafra CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 1, 2011 Ne vakit bir aşkla yanacaktır bu ruhum! Ne kadar gözyaşı döksem Hıçkırıklarım hiç dinmeden, burukluğumu dile getirsem Bilmeden ve anlamadan, hiç farkını anlamadan, inandığımı söylesem Kim ne yapıyorsa, mukallit olmak nefsimi ikna ediyorsa, aklım ve iradem kuraksa Her vakit korku yanımdaysa Narın ve aşkın vecde gelen lisanı, halim için anlaşılmaktan uzaksa İçinde nefeslendiğim lahzalar, umudum için kalbimi inşirah farkına açmıyorsa İltica ettiğim haller, vakitsiz taraneler, ihlastan uzak niyetler, avuntu bilinmiyorsa Yaprağım bırakan bir dalın Ehliyet için itminan olmamış ve nazargah olan kalbin ve umutların Vesvese içinde bırakan tedbirsiz hesabın, hissiyatımı kapçılayan aşksız figanım Nasıl aşk ile filizlenecek, vecdin firkatiyle hal’im, kal’ime dönüşecek ve güldürecek Çilenin eşi,ğinde kim himmet edecek Duyulmaya hasret feryadım, hangi umudum için ruhuma serinlik verecek Yüreğimde ki hüzün dinecek, ruhumun bu hicran damlaları bir bir sürura erecek Bahtımın limanı mütebessim içinde zindeleşecek, yalnızlığım artık gam vermeyecek Tenime değen rüzgar üzmeyecek Martıların çığlıkları çok garip gelmeyecek, dalgalar anbean aşkla seslenecek Ömür yumağım, yıllara sari unutkan halim, yüzüme acı veren melalim dirilecek Yar derken, aşkı anarken, edebin zarifliğini yürekte hissederken, hüzün vermeyecek Mazileşen an boynumu büktürmeyecek Öteyi terennüm ederken, mizanı ruhumun derinliklerinde ki anını hissederken Mahşer için şaşkınlığım anbean artarken, kıametin dillenen halinin haşyeti varken Susmak ve boyun bükmek geliyor içimden, teslimiyetinde ki hali acıyla düşünürken Ey gözyaşlarıyla niyaza eyleyen yar Halimin fakirliğinde ki sefilliğim, bin hüzün ile yıllardır sinemi dağlar Hasret neden içimde harı ile var, firkat hangi vecdim için ruhuma kapıyı aralar Gözyaşlarım acziyetime kefildir ey ar, ahdimin ve hakikatimin mecnunluğu var Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 2, 2011 Yarab kime feryaf edip, içimi dökeyim!! Dimiyor sineme gam veren hüzün Düşünmek kar etmiyor, hislerim sarhoş oldu, halsizdir nefesim İçinden çıkmaya kadir olamadığım lahza kimin, ah u zarım şimdi kime söyleyim Boynum büküktür, ümitlerim suya hasret filiz misalidir,sabır kar etmez ah neyleyim Bir safa bahşet gel şu dil-i kalbe Ümit yeniden yeşersin sinemin makus talihinde, hani şevk nerde İbret alayım, ruhumdan neşet eden idrakle yolunun eşiklerinde bir kul olayım Narınla yanayım, ihsanınla vecdine köle olayım, ecir içinde sadık bir nefes olayım İşaret taşlarında soluk alayım Kitab-ı celilinin hasrettiği meşk ve ibreti bu kalbime anlatayım Ruhumun ahdini, nefsimin mukadder halini, idrakimin zafiyet miçinde ki acziyetini Bir bir sabrın ve kanaatin, azmin ve ruhuma neşe bahşeden o aşkının zarif ikliminde Edepten yoksun olan fakirdir İnsan ancak ar sahibiyse şeref ve liyakat hususunda ihsan mertebesindedir İlim, merakın ilk hareket vecdidir, azim ve mefkure vuslat içinde ki sevda demektir Lisan ile nefs terbiye olmaz, esiri olunca vicdanın nefes alamaz, tahkik te unutulmaz Hüsranla gönül hep inler Ve fakat akıl ve irfan sakıt olmuşsa, hissiyat ruhuna acı katar, yakar İnsan hassasiyetle ardır, müffik bir nazardır, yaratılan en müstesna imandır Mazisi ve atisini görmezden gelemez, aşkı nefsi adına telakki eylemez ve yanmaz Hasret, sadece özlem midir Hangi lisanın halinden yüreği yakan bir kederdir, muhabbet aşk işidir Aşk, ruhun ve kalbin didarında ki bir sebep ve kulluk ilişkisidir, firkat ettirir Gönül, neden ummanın suhuletinden, sahranın sabır vecdinden aşk kokan esindir Garip gönül hemen mest olur En küçük bir ihsan karşısından hayli uygulanız, çok utanır ve sıkılır Mahcubiyetiyle yüzü kızarır, eli ayağı titrer, bu vecd sahibini haline hatırlatır Sessizlik içinde şükran şadıyla nefes nefese kalır, umutları şevkiyle fışkırır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 2, 2011 Sukut ettiren hicranlar, hüzün eken acılar! Gecenin bir yarısında sahile indim Oldukça sessiz ve kimsesizdi sokaklar, tek tük yanıyordu lambalar Umutsuz bir çehreyle gezinen hayvanlar, hiç kıpırdamayan yapraklar ve dallar İnsan kalabalığı terketmişti, tercihler nasıl bir hesabın içindeydi dilde sessizleşmişti Alanya ya bir iş takibi için gelmiştim Farklı milletlerin fertlerini her bir tarafta serpilmiş vaziyette görmüştüm Kimi zaman acaba ile yetindim, bazen hayret ederek yüzümü çevirdim ve üzüldüm Sanki yerli halk hiç yoktu, sadece ticaretle iştigal edenler o an evrenseldi,ne güldüm Oteller doluydu, demek ki iş vardı Kesat günler geride kalmıştı, yerli muz satanlar vardı,Kayseriden pahalıydı Muhatabımız bayan olduğu için pazarlık yapabilmek imkanımız yoktu,biraz acıydı Adeta insanlar muhabbet ve merhaba demeyi unutmuşlardı nedensiz bir yolcumuydu Evet, dış ticaretimiz birinci gelmiş Demek ki tüccar olmak ne büyük bir marifetmiş, yıllardır uyutulmakmış işimiz Cihanda sulh ve yurtta sulh derken, herhalde yat uyu manasında dile getirilmemiş Şevk ve vecd ancak aşk istikametinde ki rıza içindir, azmetmekte bir cesaret işidir Ürkek ve azgın nefese ne kadar itibar edilir Kainatın lehçesi bellidir, her bir ecrin şadından sevda çağlayanı belirir Yar derken, canın hissiyatını henüz şehretmeye malik değilsen, hiç heveslenme Ergeç bir maraz çıkacaktır karşına, niyetin şuur ve idrakine ulamayınca meyletme Gece saat sanırım yirmiüç civarıydı Hüzzam bir eser kulağıma ne kadar haz verdi, dikkatim o an kesildi “İçimde yine bir sızı var” diyordu yorumcu, sonra”Dinmiyor hicranım bu akşam, Sonra, “Şu göğsümü yırtıp baksalar” diye devam ediyordu o an duygularım kabardı Her ne hikmetse alıp götürmüştü Ruhumun derinliklerinden çözülmeler, kalbimde ki silinmeyen izler nüksetti İçimin burukluğuna çok iyi geldi, yıldızlar refakat ediyorlardı, sahil bana kalmıştı Yer ve zaman, can ve hesap bir birine kenetlenmiş vicdanlardı, ölüm korkutmadı Mustafa CİLASUN Dimiyor sineme gam veren hüzün Düşünmek kar etmiyor, hislerim sarhoş oldu, halsizdir nefesim İçinden çıkmaya kadir olamadığım lahza kimin, ah u zarım şimdi kime söyleyim Boynum büküktür, ümitlerim suya hasret filiz misalidir,sabır kar etmez ah neyleyim Bir safa bahşet gel şu dil-i kalbe Ümit yeniden yeşersin sinemin makus talihinde, hani şevk nerde İbret alayım, ruhumdan neşet eden idrakle yolunun eşiklerinde bir kul olayım Narınla yanayım, ihsanınla vecdine köle olayım, ecir içinde sadık bir nefes olayım İşaret taşlarında soluk alayım Kitab-ı celilinin hasrettiği meşk ve ibreti bu kalbime anlatayım Ruhumun ahdini, nefsimin mukadder halini, idrakimin zafiyet miçinde ki acziyetini Bir bir sabrın ve kanaatin, azmin ve ruhuma neşe bahşeden o aşkının zarif ikliminde Edepten yoksun olan fakirdir İnsan ancak ar sahibiyse şeref ve liyakat hususunda ihsan mertebesindedir İlim, merakın ilk hareket vecdidir, azim ve mefkure vuslat içinde ki sevda demektir Lisan ile nefs terbiye olmaz, esiri olunca vicdanın nefes alamaz, tahkik te unutulmaz Hüsranla gönül hep inler Ve fakat akıl ve irfan sakıt olmuşsa, hissiyat ruhuna acı katar, yakar İnsan hassasiyetle ardır, müffik bir nazardır, yaratılan en müstesna imandır Mazisi ve atisini görmezden gelemez, aşkı nefsi adına telakki eylemez ve yanmaz Hasret, sadece özlem midir Hangi lisanın halinden yüreği yakan bir kederdir, muhabbet aşk işidir Aşk, ruhun ve kalbin didarında ki bir sebep ve kulluk ilişkisidir, firkat ettirir Gönül, neden ummanın suhuletinden, sahranın sabır vecdinden aşk kokan esindir Garip gönül hemen mest olur En küçük bir ihsan karşısından hayli uygulanız, çok utanır ve sıkılır Mahcubiyetiyle yüzü kızarır, eli ayağı titrer, bu vecd sahibini haline hatırlatır Sessizlik içinde şükran şadıyla nefes nefese kalır, umutları şevkiyle fışkırır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 2, 2011 Derd-i mihnet tende bir hal bırakmıyor! Yıllardır içimin sızısı dinmiyor Ektiğim ümitler felaha erişmiyor, ruhumun hicranı niye dinmiyor Ettiğim sukut, nazar ettiğim ufuk, kalbime ne vakittir bir rahat vermiyor Hangi lahzalar bahtımın sahifeler için bekliyor, acziyetim ki sinemi hırpalıyor Şikayetlenmek, aşka ihanettir Vefa gösterip sabreylemek, kanaatin vecdinde ki sevday-ı fazilettir Nefsim bu hakikati ne kadar bilir, mizacın ondan ilzam olan acı marifettir Edep hangi nefesler için derttir,Hakkı ihmale almak yaratılış adına evet, zillettir Gözlerim uykudan açılmazken Ezanlar ki latif bir seda ile ruhuma seslenizken, nasıl ar ederim Zafiyetler içinde kendi halimin kumaşına lahzalardasn tebarüz edeni işlerim Sual edene şimdi ne söylerim, bahşeden Rabbimin sevgisini nasıl görmezden gelirim Diken hangi gülün bir çilesidir Halinin perdelerini gizleyen aşk sezgisidir, edep halinden ne güzeldir Hassasiyetinde iştiyah vardır, sessizliğinde kal’e dönüşmüş bir hal, niye ardır Sukutun çığlığı hangi sezginin kulak kabarttığı bir inşirahtır, ağlamak pek yakışır Bir kalam etmeden önce düşün Kalbin sahibi, nefesin sedası nasıl bir hal içindedir ve kiminledir Alıp götüren hissiyat nerden esin alarak, ruhunun meyline doğru onu götürür Bigane kalmak nasıl mümkündür, ecir için serkeşlik yapmak evet, bir yabaniliktir Tasarruf ve tasattuk görecelidir Kalp teskin edilmedikçe, inşirah için kurban olmadıkça zükt ne iştir Her zaman nefsinin istekleri halinde depreşen gizli gerekçendir, ne derler niyedir Seni var eden, sana uzak gerlenden ziyasiyle yakınındır, nefsin ki terbiye edilmelidir Ders aldım, mürşidim tanıdım dersen Aklını ve fikrini dert edinmeyi ihmak ederek, bir güvenceye girersen Çewktiğin tesbihatın ne manaya dahigeldiğini, bilmeden dersi bitirdim edersen İdrak sana çok uzaktır, irfan hikayelerin içinde hoş gelen bir masaldır ki, avunma Mustafa cilasun Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 4, 2011 Millete gitmek ve fakat hınca yenilmek! Nihayetinde bir seçim yapıldı Ve ilgili partiler ellrinden geldiği ölçüde projelerini bir bir anlattı Kimi zaman lafazanlık edildi, milletin insiyatifine bir anlamda dikkat edilmedi Kısır propagandalar anlamsız iktibaslar nakarata dönüşen gelmiş lafı güzarlıklar Evet, katılım hayli güzeldi Zaten buasil millet gün evveli tercih konusunda bir kanaat sahibiydi İstikrar ve güven kimin için önemsizdi,huzur ortamı nasıl ihmal edilebilinirdi Gayet demokratik bir zamanın dile gelmiş vaktinde, millet tercihi ile birlikteydi Yüksek seçin kurulu açıkladı Sakıncalı olanlar içim kimi zaman müphem kararlar aldı ama açıklayamadı Yasama ve yargı zan altında bırakıldı, yüretmeye saldırmak için fırsatlar çıktı Zaten sinsice bekleyenler, derinlik içinde ahitleşmiş nefesler, o an taarruza geçti Balkon konuşması yerindeydi Ve fakat asıl muhatap olanlar, hırsın ve yeisin içinde şaşırmış emellerdi Ne kadar vaat ettiyseler, kimi zaman iktidar olacağız deseler,çok kömiklerdi Hatta yüce divana çıkartacağız diyenler, idamlık mahkumu salıverenler kimlerdi Bir seçilmiş ve fakat hükümlü için Yüksek seçim kurulunun verdiği karar, zaten beklenen malum hallerdi Sanki hakları gasbedilmiş bir insan mahzuniyetinde feryad etmeleri niye gülünçtü İşin en garip taarafı, anamuhalefet partisinin sergilediği traji komik olan hallerdi Yemin etmeyeceğiz diyorlardı Yasama içinde çözüm arıyorlardı, oysa bizzat bahaneler içinde kaçanlardı Muhalefet,aklın ve mantığın reddettiğini anlamak dışında itibar edilen hezeyandı Şimdi milletin verdiği görev ve yetki birbir gaspa uğradı,nasıl olsa kar bu zamandı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 4, 2011 Titrer bu yüreğim hangi lahzada gelsen! Ne kadar sukut etsem Her yusumladığım burukluğumu umutların gölgesinde hasadını beklesem Hasretini derinden duyduğum naif firkatin aşk, nefesini yüreğimde hissetsem Düşlerinin şevkiyle yetinsem, sabrın sahrasında, gözyaşlarının arasında göçsem Yüreğimi sağlayan nedir Ruhumu esir eden bir emel-i salihmidir, yoksa nefsim için bahanemidir Neden gönlüm bu tahkikin vecdinde sukut etmektedir, nasibe umut etmektedir Bahyım yılların ah-u zarıyla inlemektedir, hıçkırıklarım nezaman hissedilecektir Emel, umudu kör eylemektedir Takatsiz bırakıp, acziyet içine sevketmektedir, hırs nefs için değildir Aşk; ar için gerekçedir,idrak içinde ki ülfettir, meşke bahis olan ihlas-ı azimdir Hesapsız olmak, düşünmek için fikre ihtiyaç duymak, vuslat içinde ki aht-i akittir Lisanım niye anlaşılmıyor Hangi milletin lehçesinden kal ediyor,kelime sözcükle mi iktifa ediliyor Neden redd-i miras etmek talep ediliyor, mazimde ki her lahza yadımı bekliyor Onun figanını anlamamak, öztürkçe diye nasihatte bulunmak çok ağrıma gidiyor Ne vakit sahile insem Gecenin matemini ruhumda hissetsem,içimin sızısını bir bir dile getirsem Gözlerim doluyor,titreyen yüreğim hissiyatımı sarsıyor,nasıl bu aşktan vazgeçsem Malik olduğum ne varsa, emaenetçi olmam ruhun hakikatiysi niye tuğyan edeyim Söyleyemem derdimi ar ederim Şikayet bilmeyen kalbimi nasıl perişan etmek için nefsime itibar ederim İmanımda itminan olmayı Rabbimden dilerim,acziyetim için mağfiretini beklerim Yine sessiz ve kabaaran hisserimle yalnızlığın rıhtımında,umut içinde secde ederim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted July 4, 2011 teşekkür ederim manevi ahiret kardeşim.İnanın şiirlerinizin her mısraları ayrı bir haz veriyor.yüreğinizdeki feyzin hiç tükenmesin.değerli ailenize selamlar. Share this post Link to post Share on other sites