Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 30, 2011 Haksızlığa sabretmek,vaktini beklemektir! Külli iradenin sahibi bellidir Nasiptir,vakitlidir,nefese ait gerekçedir,kader çizgisinde ki erktir Ruh,hilkatin muvacehesinde bu bahislere yaban değildir,zuhurunu beklemektedir Kalp inşirahına kavuşunca, firkatiyle gönlünü yıkayınca her lahzası için amadedir O an ve akan zaman içinde Keder her ne kadar halden arileşse de, hissiyata mani değildir İnsan, ruh ve bedeniyle, kalbinin açılan sayfalarında ki kazaların gerekçesidir Umut etmek, malik olan maşuka yönelmek, teslimiyet içinde vucut bulmak vecttir İlmi talim etmek nazdır İnsan umut ve niyazıyla var olan yaşayandır,hesaba adaydır Nitelik ve nicelik bakımından takva cihetiyle furkandır, aşk adına bir farktır Bilmeden ve anlamadan yol almak, mukallit adına ihlastır,ikame edilen sanıktır Can, düşündükçe insandır Kan, bir nutfeden meydana gelmiş olan mükellef olan irfandır Vaktin eşiğinde,kitab-ı celilin rehberliğinde,habib-i kibriyanın sünnetiyle farzdır Maksat nail olmak adına kul olabilmeyi başarmaktır, nar ise zaten haşyet tacıdır Talebe imtihanda bilirse geçer Kul, ruhi ve kalbi dirliğinde ihsan ve ihlası aşk edinirse hulusa erer Erdem kalbi olmaktır, şekliyetten kaçınmak adına şarttır, ruhun şevk ilacıdır Ecir,feda olabilmeyi göze alacak kadar aşka adaydır, arifin kısmetinde inşirahtır Gönül kapısı vecdinle açılacaktır Azmin, ilme yabancı ise bereketsizdir,tülek bir güvercin misalidir Miskinlik içinde çöküntiye kapı aralamak iman adına züğürtlük beyanatıdır Oysa insan aklı ve ruhuyle muhakeme ederse ve istişareyi öncelerse mükafaattır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted July 30, 2011 Rahmet eden,kalbi görendin,sahiptin! Dinmez efkarın seni andıkça Bir ömür ruhumun figanını anlamadan yaşadığım karşıma çıkınca Kalbimle dertli olduğumu hatırladıkça,her umuda hesapsız kanıp yol da kalınca Nefes yetmiyor söz söylemeye, gönlüm elvermiyor mahcubiyetin anbean artmasına Nasıl bir mükellefiyet içindeydim Aklını bilen, fikreden, keyfiyet süren, enanetiyle nefeslenendim Zafiyetlerin birliğinde,heveslerin dirliğinde merak eder,nefsimi öncelerdim Her işimi bu minval üzre nizama koyar, güç ve nüfus için yarışırdım, bilemedim Kimi gördümse merakına girerdim Her haline vakıf olmak için vakit geçiridim,usül ve adap bilmezdim Suç işleme özgürlüğüm var diye geçinirdim, her suçun vebalinden habersizdim Eza vermenin bazen emele uğraşmak için gerekli der,bu istikamette fetva verirdim Akait ve muamelattan nasipsizdim Ne derleri önceleyerek, utanmamak adına güya gayret ederdim Nasıl bir nefestim, neden bu kadar hakikatimden uzak bir haldeydim,hederdim Neyi ne kadar hakkıyla bildim, ruhumun lisanıyla bütünleştim, niye önemsemedim Günün mübarekleşmesi derdim İnananların bir telaş içinde gayret etmelerine nazar ederdim Cemaatin dikkatsizliğini, bin bir türlü kokuların iticiliğini öne sürerdim Bir de yardım toplamak için palazlanmalarınına çok kızardım, fırsatçılar derdim Kul olduğumu hiç düşünmezdim Sanki taahhüt edilen bir lahzanın içindeydim,ne kadar sefildim Hor ve hakir görmeyi mahir birşekilde yerine getirirdim,yargılamayı severdim Mahkum olmayı kendime hiç yediremezdim, bin bir bahaneyle sıyrılmak isterdim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 1, 2011 İçimde bir dert var, sukut edip an’a bakar! Vakti olmalı umutların Her lahzaya şahitlik edecek burukluk ihsan eden solukların Şehredilmesine takat yetmeyen ağıtların, mahzunluk ilzam eden çığlıkların Bir yudum suya haset olan canların, bir haral tanesine muhtaç kalan nice canların Ruhum, kalbimi irşat eder Aklım, idrakim için acele et der, nefsim nene lazım demeye başlar Kalbim, vicdanımın sedasıyla sızlar,meramım irademe aman vermek için bakar Kim kimden korkar,gönül ehli olan neden hakka kul olmak için halada çareler arar Ramazan durulmayı önceler Hilkatim üzre, ruhuma teslim edilen nazarı an be an bekler Kalbim nazargah olduğunu ancak ruhunun yetisi olan idrakle o an şehreder Yüreğim, o an medet bekler, uzv-u perişanlığım ne kadar sendeler ve hayrete değer Ruh,kaybolmaya mahkum değil Kalp zaten bahşedilmiş en muteber bir eser, sahipsiz mi merak et eğil Niye akıl sahibi mükelleftir, ehliyet için muteberdir, hesabi manada kayıtsız değil Arasat kimi bekler, mizan niçin sabır içinde ki vaktini diler, aşk kul içinmiş meğer Şekiliyet için vakit harcama Ne derlere sığınarak nazar edip bakınma, ruhunun sahibini anla İhsan ve ihlas üzre kalbini ve ruhunu feda etmeye hazır olsana,nafile yere avunma Cennet, cehennnem tercihin içinde ki makamın anlasana,niye uzaksın sorgulasana Taklit üzre iman için ısrar etme Takkik ederek ruhunun ve kalbinin lisanını öğrensene,çekinme Sana senden yakın olan sahibindir, esaretin nefsi sığınaklarındır,heder olup gitme An,içinde bulunduğun zamandır,nefesin adına şadındır,acabalarla vaktini öldürme Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 2, 2011 Yağmur ıslatmalı yüreği,hissettirmeli firkati! Birgün nefes bitecek, an sessizleşecek Ne kadar uzvum varsa sakin ve suskun birşekilde çürüyecek Ruhuma kim refakat edecek, kalbimin feryadı toprağın nefesinde mi filizlenecek Gülen güldüğü nispette içini çekecek, ağlayan gönüller inkilabı sahibince işitilecek Hangi aydan söz etsem,derlesem İçimde biten hicranın hikayesini hangi mahcubiyetimle hastersem İnleyen nefeslerin,yıkılan ümitlerin, dağlanan bedenlerin,halinden mi bahsetsem Açlık içinde tükenen tenlerin,mahzunluk içinde bakan canın vicdanıyla hissetsem Recep,Şaban ve Ramazanı ansam İçimde burukluk yaşatan duyarsızlığı hangi adrese anlatsam Neden mağfiret ve rahmet hakkıyla anlaşılmıyor ve kalp ile yaşanmıyoru sorsam Nefsin her halinde esir eden,ruha bizarlık zerkeden iştahından mı hiç sızlanmasam Her sofra iftihara vesile oluyor Aç olan nefesler belediyelerin çadırlarında bir soluk alıyor Evler misafir etmekten niye sakınıyor, fakir ve mahzuna neden sahip çıkılmıyor Yurtlarda kalan talebeler umudun hasretiyle bekleşiyor, ama kimse sahiplenmiyor Oruç, ruhun ve kalbin olmalıdır Aç ve susuzluğa sabretmek sadece bu mana için anlaşılmamalıdır Vecdin armıyorsa, kalbin ferahlamıyorsa, ruhunun firkati ağlatmıyorsa sormalıdır Furkanın lisanından,efendimizin o tertemiz sünnetinden dem almayı anlamalıyız Hak ve hakikat için çırpınmalıyız Belirlenen vakit gelince çıngınca iftar nimetlerini tüketmemeliyiz Düşünmeti becermeli ve tefekkür ederek ruhun halinden nasiplenmeye ermeliyiz Yoksa ziyadesiyle iştahlı, masraflı ramazanlar adına oruca kapı aralamamalıyız Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 3, 2011 Hüzün içimdeydi ne hazin bir gidişti! Ne yılar yetti Ve ne de bahşedilen ömür Dertleri anlatmak için kifayet edecek bir faziletti Nihayetinde Kendi halinde masum bir nefesti Çok gayret etti, mısralarıyla gönülleri ne fethetti Nesillerin dağarcığında Fevkalade kök salan bir çınarı ebetti Yalnızlık onun için ne büyük bir kederdi ve yetindi Kime şikâyet edecekti Ve kimin hakkından gelebilecekti Kendi halinde bir nefesti, şiirleriyle çok âlemlerindi Sabiler için bir şevkti Aşk adına hasreti anan hicranı dertti Anlatmak adına mısralarıyla ummana uzanan bir erkti Liyakatli yapısı Azimetle şiire olan tutkulu sevdası Aşiyan için tek yarası ve yalnızlık adına dinlediği şarkısı Ne çare olacaktı Yalnızlık can için ne kadar murattı Muhabbet için nefesler ikliminin bereketi şart ve farktı Lakin ne kadar anlaşıldı Güzü battaniyeler içinde geçirtmek mi haktı Kim ne kadar anlamak için uğraştı, kitaplar çok mu sattı Dostlar ne için vardı Kadirşinaslık mazi sayfalarında mı kaldı Hak adına hakikat, kimin umurunda olan anlaşılmayandı An her geçen gün Sessizliğin serencamında yaklaşıyordu Hal, bizzat hakikati biliyordu, lakin dil çaresiz kalıyordu Ölüm mukadderattı Şiir yazmak sevda adına maslahattı İradeyi kanaat tercihler için şart olan hakikatli bir hesaptı Dünya sevenlerine kaldı Ukba serinliği ve haşyeti kime yardı Nefesleri anlamlaştırmaksanat adına şart olan bir sevdaydı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 3, 2011 Kalbin nazargahtır, niye vesayet altındadır! Hiç zannetmiyorum, Ben sadece hissettiğimi söylüyorum, Elbette ki kalbimi dinliyorum ve düşünüyorum. Mütemadiyen söylenmek, Düşünmeyi öteleyerek fevrilik etmek, Kanaati hiçleyerek sabrı bir kenara atıp dürmek, Feveran ederek nefeslenmek, Katiyen bir çözüme ulaştırmaz, kalbide olmaz, Ruhi iklimde anlaşılmaz, sevgi izleri de bulunmaz, İnsan kimliğinde, Anlaşılır olmak için niyet asıldır, Hürriyet bu manada vardır, erdem insan için vardır. Hamaset kim için, Bir kurtuluşun anahtarı olmuştur, Gönül için zinhar karanlıktır, kalb vesayet altındadır, Aldanma anlık nefeslere, Hissiz teranelere, şevksiz yüzsüzlüklere, Hamiyetsiz olan, suhuleti bulunmayan nar-ı rehbere, Akıl her insanda var, Farkı anlaşılacaksa kul olmaktadır iftihar, Takva şartı kimler için ar, neme lazımcılık nefsi har, İlkbahar, neyi anlatır yar, Aşk için taze tomurcuklar nasibine akar, Tefekkür bilgiyle var, idrak kalp için kar, iraden var, Heveslerin zenginliği, Zevklerin rengârenk olan güzelliği, İnsan kimliğinde ki hususiyeti, vasviyet içinde azameti, Edebin letafeti, Tevazuunun en nadide özelliği, Hoş görü ikliminin bereketi gecenin suhuleti anlaşılırsa, Hak kelam kalple barışıksa, Şimdi bir düşün nedamet kimin umurunda, Zaman aktıkça, kalp ritminde attıkça, ruh halden olunca, Aşk, nur için olunca, Gayretler, hizmete ram olacaksa, Kim durabilir senin karşında, ihsan ve ihlâs yanı başında… Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 3, 2011 Yadınla sürura eriştim, sessizliği nefeslendim! Sahilin Hülasalı sessizliğinde, Ve yalnız halimde mehtabı yaşarken İçtenliğin Ve zarafetin şevkiyle Dalgaların hüznünü kuşatmış görüyorum Fakat Öyle bir duruşun var ki, Adeta cazibe yumağı olmuşun bilmesen de Ve o an Aldığım nefeste kokluyor, Verdiğim solukta sana sessizce konuyorum O zaman Gördüğüm her yerde, Seni görüyor ve öylece aşkı yudumluyorum Uyanık iken Rüyaya, aç iken suya kanıyorum Issızlığın serinliğinde terennümle anıyorum Hasretinle Halimi bitap ettin, sinemi dağladın Kalbimi takatsiz bıraktın ve hicranla yaşattın Hislerimin en Zirvesinde, anıların gölgesinde, Bir sürur yaşattın ki, müteşekkir kalıyorum Biliyorum Dalgalar yüzeyde kasvetli, Derinler sakin sinemdeki hislerim seninle kaim Kışın güneşi arar Yazın serinliğine dalarcasına, Seni hissetmezsem, çok hayıflanıyor kalıyorum Ritmin vurguladığı, Meşkin sorgulandığı ahenk derinliğinde, Sinemdeki bakire mertliğimde sana kucak açıyorum… Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 3, 2011 Eğer düşünmek ve niteliğe erişmek haksa! Her ne Yapsam da, hicran arkamdaydı Kalbin derinliğine nüfus eden sancıydı Anlatılmaz Bir acıydı, her yanımı sardı Halimi takatsiz bırakıp hüzünle yaşattı Kime baksam, Meramı halimi anlatsam Çare bulamayacağımı hazin biliyordum Nefesin Anına vasıl olmayı bekliyordum Aşk nerede, kimin halinde ki güzellikte Mütemadiyen Hep kendime soruyordum Ne lazımsa diyordum öylece ağlıyordum Gafletin bendine, Nefeslendiğimi bilerek Gailelerin nedenlerinde eriyip tükenerek Kimlik Yozluğunda kişilik sorumluluğunda Eğer düşünmek ve niteliğe erişmek haksa Vurdumduymazlık, Şeref acısından acıysa Onur, kul için lazımsa mukallitlik sancıysa Şayet Haniflik azimet için aranan sevdaysa Vuslat bu uğurda nasip olacak süruru aşksa Ölüm Ne kadarda müddeti nefesle olacaksa Hakikat kitabın kelamında sarih olan Haksa An zamana, Can sancıya, kalbin sevdalısıyla Ruhun insicamında korkuların hoş umuduyla Felah için Sevdaların hicranı kimin sorusuyla Ötelerin güzelliğinden akseden aşkın hazzıyla Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 4, 2011 Ruhumda neşe hayale daldım,sessizce andım! Söyleniyordum kendimce Her kelimenin hakkını teslim edercesine ve bir şevk ile Dalıyordum derinlere, en bakir hiselerin hilkati mucibince,götürdüğü melale Ne kadar yadetsem, edebin rahlesinde bir ömür inlesem, firkati haz ile nefeslensem Bir sözüm yok feleğe Beni benden alan nefesin asudeliğine ve ar melikesine Bahtın açılan penceresine, kazasına müdrik umutların dillenen hasretine Gel desen duymayacaksın, gül desem belki garip birşekilde anacaksın,suhuletinle Ne vakit bir çiçeğe yakın olsam Koklamak adına korkularımı o lahzanın ahına bıraksam Ellerimi uzatsam, kalbimi her anın inşirahında gelen yaşı gözlerimden akıtsam Anbean kansam,gördüğüm hülyanın feryadıyla yakarsam ve o haline yakınlaşsam Kaç zaman oldu, uzaklardasın Dinmeyen bir sevdanın ruhuma firkati yaşatan harısın Kimi vakit narsın, bazen kalbimi ihya eden sultansın, hasretin kitabında şahsın Melalimin dinmeyen figanısın, gözyaşlarımın bahtısın,vicdanın yarası olan arsın Aksın, sel olsun bu boşalan yaşlar Ruhuma gam zerkeden niyazlar, melül birşekilde tilafet ettiğim ayet-i lahzalar Burukluk yaşatıyor artık bu yalnızlaşan soluklar,solmaya yüz tutan nice umutlar Günyüzüne çıkan korkular, ruhumu bizar eden, hiç ses vermeyen kalan o hatıralar An, içinde yaşadığım zamandır Nasibin lehçesinde ki furkandır,aşk yalnızca sahibi için vuslatı ardır Hissiyat, ancak akıl ve idrak ile muteber olan inhisardır, umut bu manada aşktır Her heves sadece anılan hardır,bedelsiz olan ve gerekçeye muhtaç bulunan insandır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 4, 2011 Sessizlik ruhuma melalini zerkederken! Kuşatan Ürpertinin sessizliği Her tarafımı birden sarmıştı Var olan Bu sessizlik, inanın Heyecanın ve merakın değildir Verildiğince Soluduğum her nefeste Berraklığı yaşamak arzumdur Nedense Yapmacık tavırlardan Menfaat tellallığından hoşlanmam Hırs için Bir fırsatı elde etmek adına Erdemi unutanlara çok yabancıyım Zevki adına Kepazeliği seçenlerle Ve böyle anılanla birliktelik kuramam Saygı Ve nezaketi, edebi ve Muaşereti bitmeyen’e hayli acırım Hiddetini Ve şiddetini mazluma Karşı gösterenlere hasmım tanırım Güveni Zedeleyeni, emaneti Bilmeyene karşı asla yakın durmam Yalanı Riyayı bir gösteriş için Refah adına kullanana hiç katlanmam Kanaati Metaneti, himmeti hizmeti Hor görenlere her zaman için acırım Aşkı Sevdayı hiç anlamayan Yalnızca bir zevk aracı sanan ne betbahtır Teslimiyeti Ve gösterilen hürmeti Enaniyetine yorumlayan hayli gafildir Suyu Çocuğu, gülü, bülbülü Hiç anlamayan bir gönül sadece çöldür Gözyaşları Vicdanların yağmurudur Onu hor gören zillet içinde kavrulur Nisayı Nazı, haz’ı, anlamayan Bir gönül, yalnızca metal hurdalığı olur Zalim Aşikâr zulmeden değildir Katlini gizleyerek takiyyelere bezenendir Cani Sadece öldüren değildir Aynı zamanda zürriyetleri kesen illettir Eğer Bir kadın karnında Taşıdığı cenine yabancıysa o ana olamaz Bir Baba, yalnızca nesebin Banisi değildir, hep veren bir erdemdir Beşer olarak Mukallitlikte kalan bir insan Mükellef olmaktan uzaklaşan beşeri varlıktır İhmal edilir Oysaki aidiyet, kime Ve nereye ait olduğunun bilinmesidir Seninle Kaim olan hilkatin, yaratılma Gerekçelerine ne vakıf olmayı bilmektir Haşyet, Ürperti ve korkunun Ötesinde bir şiddette titremektir Yaşanan Arzı mekân, yeryüzünün Her katresinde gezinmek için size verilendir Hep dilenen Cenabı Allahın rızasını Cennet beklentisinden çok öte anlamalıyız Beklenen Cennet nimeti için yapılan Her bir amel, o rızayı merak ettiren değil midir Bir vakte Kadar çekip giden gün Ve gecezamanındır tutsağıdır o ise Hak Cemalindir Senin kalbin Emanetindeki tek varlığın Seni var eden ve özlemle bekleyen Cemalullahındır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
tutak 0 Report post Posted August 4, 2011 Ne Dağlar Ki Halin Dilinden Söz Ederler! burdan bir iki cümle bir çok üstad sayfası oldu. bir çoğu bunları inanarak yaptı. ama bir çoğuda denetimsiz kendibaşına siteler le üstadlık payesi giydi. bu sitelerin olacağı bu üstadtan usanırsın sonra başka bir adamı tanıtırsın. tanıtmak güzel ama üstad sayfasında üstadı tanıtırken "Büyük Doğu Pazarı" oluşturmak hiç te güzel değil.... Biliyor musun senden arta kalan anlar Her nedense geçmez oldu şu zamanlar Değişir oldu meraklar halde saklananlar Yavaşladı birden o çok hızlı akan kanlar Öyleydin sanki sen hoş bir mefkûreydin Hülyalar içinde yaşanan en güzel haldin Ahengin sembolü nağmelerinde sesiydin Biryanımın dinmeyen sancısı sevdasıydın Artık ne bağlarda ne dağlardaki yamaçta Kalmadı heves bakmam kanat çırpanlara Semada uçurtmalara o kelebeklerin ahına Yılanların kahrına dağlarda duyulan figana Bir sevda muştusuydu gönlümü dağlayan Durmadan hicranı yaşatan hali koymayan Kaderin nakşedeninde nedametle soluyan Beni hale koyan aşkların öznesine anlatan Mızrapların nefesinde ki hüzzam nağmede Sazendenin sinesinde anlam bulan güftede Yaprakların bir züht ile şakıyan esintilerinde O aşklar ki hal dilinde kuvveti kudret elinde Güzellik senindir, o ten ki aşklardan beridir Aşk mana meşkiyle yaşanacak ne güzelliktir O özveridir ayaklar altına haz ile serilmektir Kudretin dilidir, hayatın sebilidir o bilmecedir Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 5, 2011 Ne bahar, ne güz bitti, umut niye tükendi! Bırakma kendini sereserpe Lahzaya nazar edip, ruhunun bekleyen vecdine iltica etsene Kalbini şehredip, lütfeden, mağfiret eyleyen sahibini zikredip, aşkına erişsene Akılın ve idrakin iraden içindir, tercihlerin akıbetini tayin edecektir,bir düşünsene Ne kadar ah’a tevessül etsen Kederinle nefesini tüketsen, cezbeden can için kendinden geçsen Mütemadiyen inlesen, figanını durmadan aşikar etsen,acziyet içindesin göçmesen Kabrin sukutu derindir,içinde bekleyen haşyet alin içindir, eğer tefekkürü ötelersen Ne kadar görmek istemezsen Hülyalar içinde şekillenip ah u zar eylesen, çare elinde değildir Nasip, vaktini beklemektedir, umut yeşermek için niyetin halisliğinde neferdir Vecdin kadar, ecrin haşrine kefalet etmelidir ey ar,nafile ümit hazan ve kefenindir Senden ziyade nazar edeni hisset Kalbinin nazargah olduğuna hiç tereddüt etmeden meylet Sana senden yakın olana avdet et, halinin solgunlaşan sayfalarından vazgeç Aşk,hissiyatın dili,ruhunun renğinden serdeten meşktir,nefsanilik adına bir edeptir Halini şehreden bir nefes bul korkma İnsan akıl ve idrakiyle fark edilen nazardır,ihmale alma Tedbir ve taktidri birbirine karıştırma, kader diye avuntulara saplanıp uyuma İraden, vuslatın içindir, sana tevdi edilen en mühim mevkidir,malayaniliğe dalma Korkmak,halden ve aşktan uzaklaşmaktır Saymak ve sevmek edebin dilinde erdemdir, nezaket en ulvi payedir Ne kadar kırıp dökersen, insanın fikrine tahammül etmeyip telin edersen cehlindir Rahmet be mağfiret edeni düşün, ruhun ve kalbin sahibi kimdir,müddette sualindir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 5, 2011 Ey can, lahzanın alinde ki ruhuyla yol alan! Bazen Bir nedenle kan şekeri yükselir Kalbin mutat ritmi bir canı çaresiz bırakır Yutkunmak Kaçınılmazdır o hızını artırırken Nabız artar çare adına merak yavaşça sarar Her vakit Hazır olduğumuzu beyan ederiz Ve hatta ulu orta ölümle pervasızca alay ederiz Nasıl olsa Bizde o gün elbet öletceğizi söyleriz Lakin emanet olan bu can çıkarken hani çare deriz O an ve Tükenen zamanda en sevgili tenin Fevkalade önem vererek farklılık aradığın bedenin Onu Anlamlaştıran değer katan en derin Ruh içinde ki halin çaresizdir an sessizce tükenirken İşte o an Öyle keyfiyet kazanır ki bu zaman Senin için bazen geçmeyen merak içinde bekleyen can Haz Muhayyilesiyle koşuşturduğun zaman Arasat içinde duracak senin için geçmez olan bu an Sen hala Oyalan heyhat avuntuyla aşkı anan Karanlıklarda korkuyla bakan, seheri düşlerle unutan Amansız Sabrın içinde durmadan nefes alan Sen ki sevdalarını ahirine saklayan güzel ve güzide can Saklandığın Zaman, zerresinde nefeslendiğin an Aşk ikliminde solmayan, ülfetle soluyan sevdana kan Mücerrettir Geçen her an, esrarında bulunan Mizanla dirliğin ahengiyle nefs alacaktır aşkı anlayan Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 7, 2011 Asabiyet fevriliktir,ruhtan ari bir iştir! Kendine güvendiğin nispette hürsün Bildiğin ve idrakiyle nefeslendiğin müddetçe gerekçeli vakitsin İnsan, hissiyatı anlamlaşan,edebin ve nezaketin zaruretine inanan ihsandır Neyi reddederse, düşünmeden serdetmek için vaktini beklemezse nefsi tarumardır Farklılık mukakkak ki olacaktır Ve fakat, dert edinmeyi, kırıp dökmeden düşünmeyi amaçlıyacaktır Gönül kıran, hükmetmek için nefes alan, kuvvetin banisini kendisi sanan ahmaktır Kul, anlaşabildiği nispette, hoşgörü ve nezaketi öncelediği vakit içinde anılacaktır İnsanın sosyal ortamı bilinmeli Yetiştiği artamın etnik unsurları dikkate alınarak arz olunmalı Yıkmak ve yakmak için değil, bizzat kazanmak adına bir yol bulum arındırılmalı Asabiyet içinde dilegelen ne varsa heva,zan,bühtandır ve ihsandan yoksun olandır Kadı olmak, talebin cenahıdır Hak üzre karar kılmak aşk ve sevdanın takva vucubunda şartıtır Hükümran olmak, bu minval üzre saldırmak, insanı tahrik etmek adına şecaaattır Gam tedbirsiz ve niteliksiz gönüller için intizardır, ar, kazanın hesabında ki aşktır Her nefes ne yaptığın bilmeli Nedenleriyle birlikte yol alacağını unutmamalı, zira hesap vakitli Rızayı amaç edinmek, efendimizin sünneti iliklerimize kadar sindirmek vecdir Her kim,asabiyet içinde çığıtrkanlık yaparsa ve yargılamak adına cansa,kederdir İnsan insan içinde muteber olandır Saygı ve naifliği dikkaete alan insicamdır, eza etmek için zavallıdır Mağfiret eden, rahmetine müddet biçen Rabbimdir, yargılamak onun halindendir Her kim düşünmeyi öncelemez ve hezeyan içinde kanaatini serdederse biçaredir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 7, 2011 Sukut etmeli, düşünmeyi becermeliydim! Her nefesin feryadına yetişemezdim Ne kadar gam zerketse de ruhuma, neden bu kadar acizlik içindeydim Niçin benliğimiden vazgeçmek için hiç gayret etmeden sefilliği seçmekteyim Her sofraya oturuşumda, nefsimin talepleri söz konusu olunca refakat etmekteyim İnsan ki bir can, kul olan revan İnsanlığın tarumar ettiği mekanlarda susuz ve aclık içinde bırakılan Medeniyet adına bin bir bahane ile salkım saçak olarak masumları hiç duymayan Şer için müttefik olan, kan için yol alan, desiselerin girdabında mahzunları boğan Her can kendi derdinde güya Dert diye dilegelenler nedir acaba, ev, araba, safahat olduktan sonra Bankalardan çekilen krediler sıkıştırıyormuş güya, arlanmak ne vakit olacaksa Çocuğuna aldığı bin bir kıyafet, hanıma kat kat libasa ne hacet, kalp ağlayacaksa Müstekbirler zaten duymaz Ruhun ve kalbinin feryadını duymayan, yitik bir halin içinde olan anlamaz Kalp zaten aklın ve idrakin cenahıdır, bu bakımdan sadece yaratanın nazargahıdır Vecdin ve ecrin içinde aşktır,ruhunun sedasında furkandır,inşirah neden umulandır Her haneden başlanmalıdır Kişi başına bir günlük nafaka muhakkak ki muhtaçlara bırakılmalıdır Nasıl duyarsız kalınır, akmayan gözyaşları sancılar içinde bahtını bulacaktır Hissetmeyen kalp, farkı göremeyen nazar, bilmem ki hangi işte şahit kılınacaktır Tuz, hurma, ekmek ne çok Kızı Zeynebi iftar vaktinde ihtar eden ilmin kapısını unutmayalım Ne kadar vaktimiz kalmışsa, ecel henüz kapımızı çalmadan acele davranalım Aşk ve vecd içinde gönlümüzün sultanını analım ve yaraşır birşekilde feda olalıum Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 7, 2011 Her mevsim kalbine seslenir,akıl ve idrak halidir! Baharlar, sineler için açılmış sayfalar Ruh itminanlığında yudumlanır hazlar Dualar kul için tükenmeyen arayışlar Hükmün sahibiyle muhabbetli sevdalar Ne aşklar, nede anlamsız olan kaygılar Bilinmez ne zaman bitecek ön yargılar İdrak edilmeyen hilkatle bir soluyanlar Kalbin nizamından habersiz olan canlar Beyan edilen aşklar insanlar niçin ağlar Hissiyat kim için yakarışlar niçin sızlar Uzuvlar, bitecek anın şahitliğinde ağlar Lakin ruh, ten ekseninden olacak bizar Dallarda salınan kirazlar nasiplerini anar Kuşlar ki, melekût âleminden birer nazar İnsan için bahşedilen hazlar, nasıl yaşar Çatılan kaşlar serencamında aşk ne arar Gönlün aç iken, lisanın beyanı anlamsızdır Hal ikliminde edep yok ise örtü manasızdır Kalbi aşklar fanilik içinde olamaz yarsızdır Yar arsız kan kaygısız, ruhlar ki vicdansız Hissetmekse halin dirliğinde nefeslenmektir Himmet etmek bahşedilene gitmeyi bilmektir Şefkat göstermek, o sevginin banine sevktir Sabretmekse nasip içinde gizlenen hikmettir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 7, 2011 Gönül nazargahtır, ruhunun firkati ardır! Niyaz, aklın ve idrakin figanıdır Umutlar, rahmete hasret kalan tohum misalidir, lal halindedir Hal, iz’anın ve lahzanın aşkına tavdır, mesnetsiz harlar nefsi bahanelerdir Heves için esir olmadan,cehdini nefsin için kurutmadan kul olman sevda halidir Kibir ne melün bir gerekçedir Nefsin her lahzasında nöbettedir, zafiyetine bekleyen keş gibidir Leş niçin cazip gelen ten değildir, ruhunu bilmeyene aşk nasıl refakatedecektir Düşünmek, ilim ve irfansız kal etmek bühtandır,aşk deminden azat olmuş melaldir Her kimi ve neyi seversen sev Feda olmayı ruhun mukadderatında görmezsen aşka yakın gel Ecrin bir hali ve bir de ali vardır,niyetin asliyesinde edeple korunandır ruh söyler Aşk, ne kadar kendini verirsen, iradenden vazgeçip hakka köleysen o vecdini bekler Furkanı oku ve yakinen tanı İçinde var olan hakikatleri, hikaye edilen nesilleri ve gerekçeleri Kendine ne kadar yabancıysan, Kur’anada o kadar yabancısın demektir, bilinmeli Reddi miras eden, hilkatini düşünmek istemeyen, aidiyetini inkar edene ne demeli Vakit senin için bir saiktir Nedensiz yaşayan can nasıl bir varlıktır, heva ve heves kurtaracakmıdır İman etmek bu kadar basitmidir,hukukunu bilmeyen bir insana kim kefil olacaktır Ömür yumağı erirken,hergün göçmeler içini kemirirken bu pişkinliğin kimin içindir Seven, bilmeden sevmemelidir Aşkı dillendiren içinden geçmediği müddetçe nefsi için kal etmemelidir Ruhun mutlak itaat içindedir, irade sana olan güvenin teslim edilen gerekçesidir Hesapsız olmak hangi aklın ve mantığın işidir, nura ram olmayan hal bir vebaldir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 8, 2011 Hissederek yürümek ve gereğini düşünmek! Bilir misin sen Acılardan tutunarak Esrarını koruyan işaretler için yürümeyi Nefesleri Bahşedenin hükmünce Dirilmeyi, ötenin nefeslerini hissetmeyi Korkunun Sineden sökülüp atıldığını Kalbin, aklın, bilginin, vicdanın aydınlığını Yaratan Seni sana hikâye eden an Dikkatinle anlam bulacak, tükenen zaman Can Vaktin için seni yaşatan Ruhun inhisarında, tahkikin icbarında olan Korkma Ölümden, gafleti anma Aşkın güzelliğinde ki sevdadan sen soğuma Geldin Ki gideceğini hissetmelisin Vaktin lahzasında, kalbin sezgisini içmelisin Hürriyeti Kulluğunun gerekçesiyle Özleştirerek cihanın sevgisini talep etmelisin Fıtratın Sırat için gayretli dikkatin Hakka kul olmazsan, neye kulsun düşünmelisin Sevgini Sende gizlenen hazineyi Neden esirgersin, kuraklıkta ömrünü tüketirsin Baban Sana kefaletiyle bakan Can içinde canı külfetiyle yaşayandır has anan Makam Adamlıkta sıkıntı yaşamayan Hakkın rızasında azimeti, çileyi sabırla kuşanan Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 8, 2011 Şayet istikametin sarih değilse,iltica eyle! Her ne kadar sedası duyulmasa Hissiyatını alıp götüren hal, ruhundan mücerret olan har sa An senin için bir zamansa, umut vecdin içindir unutma,gözyaşları ardır yaşa İnsan ahseni tahvim üzeredir, bahşedilen en müstesna müjdedir,tahkikten korkma Ruhun aşk üzre taltif edilen sırdır Kalbin inşiraha erişince, gönül kapın hiç korkma açılacaktır Samimiyet sevdanın narıdır, edebten arileşen can, hangi hal üzre yakınlaşacaktır Rabbim derken, şirk ve tuğyanı reddederken, gülün halinde filizlenen nur olacaktır Belamlardan uzak dur ve tanı Esir eden saikleri ruhundan arileştir, solduran vakit nüshasını Kitabı celinin sana bakan sayfalarını,anlamak adına esirgeme sakın merakını An içinda yaşadığın zamandır,müddet-i nefes aşikardır,korkuyla yaşamak gamdır Bilidiğin nispette yakınsın Tanımadıkça uzak bir halin sahrasındasın,ruhunu bizar bırakırsın Kalbini neden tanımaktan kaçarsın, akıl ve irfan nazargahtadır, hiç anlamazsın Nefsin tellallığını yapma aldanırsın, avunmak adına niçin hala kayıplar yaşarsın Mürşit ilmin kapısında ardır Hilmin ve vecdin senasında ecirdir,kul kimliğinde imtihan halindedir Aklını ve iradeni teslim ettim diye seninme, mükellef olan değersin, sanra üzülme Zahir olan takvasından, öğüt ve nasihatlarından istifade et,ihmale alıpta süzülme Ceddin, velinimetindir bilesin Ne kadar kuvvetin ve nüfsun olursa asla hor ve hakir de görmeyeceksin Çouuğuna ve arına sağladığın ikram ve izzetten karta mahrum eylemeyeceksin Gül misali zarif bir eda ile sesleneceksin,hiddet ve çaka satıp refakat etmeyeceksin Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 9, 2011 Din ihdas eden,hesabın ahını öteleyenler! Nasıl bir halin derinliğindeler Kul, köle olmak için mi ömür tüketen zadeler, bilmem ki ne isterler Zişanı efendimizin tevdi ettikleri asudeliği harap ederler,sonra ahkam keserler İnsanın ruhu aç, kalbi muhtaç, aklı acziyet içinde zarurat için çileyle feryat ederler Canlar, muhtaç bırakılıyor Hasseten ruhları bizar edilerek,kalbi manada kuraklık zerkediliyor Taklit eden bir nesil ihdas ediliyor, tüketen ve fakat tahkik etmeyen isteniyor Kölelik sosyolajik manada niye kabullenilen birer zaaf olarak, karşımıza çıkıyor İş veren şartlarım böyle diyor işşislik almış başını gidiyor,hayat memat ilişkisi ne vakit diniyor Talep edenler hiç bitmiyor, evlad-ı iyal mahsun bir şekilde gözlerini dikiyor Ne kadar tüketirsen, hesapsız birşekilde serilirsen, arlanmayı bilmezsen de üzüyor İnsan, aklı ve izanıyla farktır Hesabını önceleyen bir an olarak, müddet-i nefes ile orantılıdır Tahkik ettiği nispette farktır,mükellefiyetini idrak ederse bir kalbi nazardır Bundan vuslata adaydır, narı ar bilen candır,Rabbinden başkasına kul olmayandır En kutsi devlet halin içindedir Nazargah olan kalbin elkah bu nispette serdir, şevktir, azizdir İraden senin için makam tayin edilen erktir, tercihlerin geleceğini aşikar edecektir Cennet ve cehennem ne kadar dillense de basit bir mekan değildir, haşyetide edeptir Bit’at niçin taltif ediliyordur Din adına kepazelikler sinsice yüreklere zerkedilerek ne isteniyor Kitab-ı celili anlamazsan ve Resulu Ekrem efendimizi aşkla tanımazsan hal eriyor Aklına ve izanına mesnetsiz güvenme,ruhunun ve kalbiniz sahibi var tahkik etsene Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 9, 2011 Efkârın sağanağında buğulanan hicranım! Neyleyim şimdi baharı Sinemde açmaya korkan hevesimle hicranı Umut beslediğim meramı, halime geçit vermeyen zamanı Suskunluğun katresinde manalaşan ahımı, sezgisiz ve inayetsiz bu aklı Sesinde ve aziz nefesinde hasretini yudumladığım felahı vaktin sürurunda saklı Ziyan olan bu halim Efkârın sağanağında buğulanan hicranım Kalbi inşirah diliyor, bahtına boyun büküyor, sabır istiyor Bırakılan nefesin elemiyle, kederin kuşatan serinliğinde sessiz adımlıyor Neylesin şevki, hissiyatın vuzuhunda ki sabahı, kul ölmez, hayvan aman istiyor Ne av olmak, nede avcı Kaderin gazasına olamam, şimdi yabancı Ey gönlümde manalaşan kanaatin serveri hancı, aşkın sancı Sevda hazanla akıyor yüreğime, kar beyazlığı sökün ediyor ahu melalime Nereye nazar etsem, hasretin temaşasıyla seyredip ruhumla yüzleşsem hüzün ar Neden halimde edep nar Yanan yürekler için vuslat ne vakit açan bir bahar Ram olduğum, hesabın haşyetiyle yorgunluğum dinecek mi Kalbim deryalar misali dalgalarıyla yüzleşerek, ummana dökülecek mi Yelkenin bakirliğinde sunduğum umutlar rüzgârın esiniyle abat olarak akacak mı Ruhumun hicran damlası Kelimelerin anlam zenginliğinde âleme yazılıyor Solgun nefesim, takatsiz dizlerim ve fersiz gözlerim göçüyor Şimdiki âlemden, baki olan muştunun vecdiyle merakım ah alıp gidiyor Dilim söylüyor, zihnim çöküyor, mukadderatım her geçen gün sessizce dürülüyor Vicdanım bakirliğini biliyor Tevdi edilen her ne varsa, izzetiyle onur biliyor Nağmelerin tınısı halimi vurdukça, ıssız sokaklar misali kalbim boşlukta Hissettiğim ne kadar hicran varsa, nidamın vuzuhu için mısraların çığlığında Kim ne kadar anlar, halimin fakirliğine hamiyetin feyziyle akarsa felaha ereceğim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 10, 2011 Yapamam, seni yargılamak adına yaşayamam! Ne rahmetim sahibiyim Ne mağfiretin banisiyim, el hak acz içinde muhtaç bir nefesim Nefesin müddetine kefil edilmedim, kendi mükelliyefimin içinde vakitim Ruhumu bahşedene iltica ederim, yargılamak hiç haddim değildir bilirim Ne kabahati işlersen senin Kederi ve gamı sana muhabbet hasreden masum gönüllerin Bir gün sukut edecektir kalbin, mütemadiyen konuşan dilin ve gözlerin Elbette ki düşünmek ve tefekkürüyle nefeslenmekte benimde ihtiyacım Ne derler halini yormasın Korkuların lahzasında boğmasın, aklın ve izanın yol alsın İraden ruhsatın, emanet edilen ehliyet maksadın olsun, aşk unutulmasın Vecdin ve hakikatin kadar edepsin, sahipsiz keder değilsin, korkutmasın Yar, aşkın nihayet ardır Yalnızca ruhunun ve kalbinin efendisi için haline ihtiyaçtır Leyla ve mecnun niçin meftun olan kutsaldır, yar için ne yapsan azdır İnsan ruhu ve kalbiyle yol alan furkandır, aklı ve iradesi hesabi olandır Gönlün sultanı vardır Senin ahvalini senden daha ziyade bilen nazardır, sevdadır Nefsin aynasında kaybolma, terbiye ve tezkiyesini ihmale alma ardır Nefesin vakti lahzaya muhtaçtır, hangi amelin varsa ahirde makamdır Hakir olan nefsindir Seni senden geçirmek için zafiyetlerini bekleyen saiktir Kalbin aklının ve vicdanının sülukunda anlamlaşan makamdır An içinde bulunduğun ve yaşadığın imtihandır, ancak aşk için nazardır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 10, 2011 Güzellik mi kalacak, aşk nasıl anlaşılacak! Birgün kalbine hicran dolacak Ruhun bizar kalacak, dilin lal olacak, gözlerinde kararacak An haline bakacak, aklın şaşkınlık içinde sukuta kanacak, idrakin boşalacak İraden artık tınmaz bir halde vaktini umut içinde kuşanacak ve figanın ağlatacak Ruhuna sesleneni duymadın Aşikar olan ayetleri hiç ibretle okumadın, hatta uzaklaştın Şahit olmadığın ne varsa inandın,ne derlerin derinliğine abandın kaldın Niçin yaşadığını hiç sorgulamadın,el gün misali olsun dedin ve nefsine dadandın Furkan olan kitap yasandır Senin evvelinden bahseden irfandır, ahirin için kutsalındır İçinde neler anlatılır, neden sana tevdi elilen bir kitaptır, muhakemen var mıdır Niçin mukallit olmakta kararlısın, salacada bekleyen o naşın akıbetini sormazsın Edepsiz salınan eda ar mıdır İnsan hesapsız olmayan bir candır,aile nizamı adaptır Yalanla yol alan, avuntyular için fırsat kollayan söyle nasıl bir nazardır Kimlerin yanında bir itibarı vardır, nefsini palazlamak için boğulan bezirgandır Varlığın sahibi aşikardır Her canı ve varlığı yaratmış olan sultan ve bir aşktır Sevda onun yolunda vuslattır,nardan arileştiren fırsattır,kadr-i mutlaktır Nasıl hevesin ve keyfin için varsan ve hala yaşıyorsan,akiden içinde yol almalısın İnanmak samimiyettir Ruhun ve kalbin dirliğinde teslim olmak demektir Akıl ve merak tefrik eden fırsattır, idrak irfansız yoğrulmayan didarındır Ne kadar ilmin var ise bu nispette tedbirin icbar edilen sebatın deliliyse bahtındır Her anın hesabidir,şahitsiz bir kabahat kimin hükmünü beklemektedir o sıratındır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 11, 2011 Nereye nazar etsem hicran sinemde yar! Ruhumun alcığından Kalbimin darlık içinde sancılarla çırpınışlarından Halime tebarüz eden ön yargılardan ve zanlardan kime sığınayım Kimin huzurunda anayım Ruhumu ve kalbimi sahibinden emin olarak varayım Nefsin labirentlerinden ve irademde ki acizlikten nasıl kurtulayım Bilincin var iken tercihim Maslahatlar içinde ki sefilliğim nereye kadar yetecek Nefesim müddeti içinde hangi vakit tenimden vazgeçerek gidecek Ruhumun iltica kimliği Kalbimin bağnazlığında ki kararan kimlikle dirliği Kime arz edilecek ve affı mağfiret talep edilerek umutla yeşerecek Ey rabbim sen bilirsin Ve sen bizzat ruhumun kefilisin ve kalbe erişensin Yıllara sari talan kimliği refakatinde anlamak ve idrake ulaşmak Muhabbetsiz melalin Lafazanlık içinde can çekiştiren zevatın ibret hali Ayyuka çıkan niteliksiz nefeslerin girdaplı yolları sana açılandır Deryanın uysallığında Gecelerin mağrur tevazuu sağanağında sen varsın Zaman senin adına aşka kapı aralayarak hakikatleri haykırırlar Masum nefesler senin Ve mahzun çehreler elleriyle sana doğru yol alırlar Halimin sefilliğinde ve farkı fark etmeyen dirliğiyle sana ağlarım Efendimin kimliğinde Onun cihanı kuşatan serin nefesleriyle ve gül ile Sana yakarırım ve yalnızca senden yardım dilerim ve seni anarım Kalan takatsiz nefesimle Dostlar için niyazı vecibe bilerek hayırlar dilerim Vesileler içinde bir gün olan kadir gecesi için niyazın kebiri derim Küskün ve dargınlar için Kalbi ferahlık ve inşirah dileyerek affını isterim Kalbimin sahibi olarak sana kulluğumla hürriyetin hazzına erişirim Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 11, 2011 Lisan kalbinin arı, iradenin de aynasıdır! Düşünmek fikrin ve aklın hülalasıdır Halinin akseden yüzü, ruhunun hicran senasında ki halidir Kalbine ne kadar dikkat edersen,aşkın ilhamından arileştirmezsen firkattir Hakikat üzre olan ruhun ve iraden için biçilen lahza kararındır,ahirine gerekçendir İnsan her zaman an içinde ki ardır Tefekkür eden ve etmek mecburiyetinde bulunan bir nazardır Vakit bahtın anaktarıdır, nasip kazaya dönüşen cenahıdır,azmin içindeki farktır Emel halini boğmamalı, umudun ihsanın halinden beri kalmamalı,ecrinde senandır Aç olan, açıkta kalandır anla Serdedilen bir hesabın esrarından uzaklaşma, ibret-i nazarınla halinde yaşa Vakti gelen ruh teslim olur, lakin hızlandıran gerekçe nasıl unutulur sakın unutma Sünnetullahı ruhunun lisanıyla oku ve şehret korkma,azmin kadar yakındır o anla Sanki kaybolmuşun halindesin Niçin akıl nimetinden istifade etmeyi hor görür ve kolayı tercih edersin Neden hakir olmaya aday bir bedensin, asabiyet içinde nefeslenen hangi zadesin Köle olmak için mi bahşedilensin,sahibine kul olmadıkça mahçup yüzle göçeceksin Kefenin ne kadar berrak olsa da Taprak kabul etmek için figandaysa,cesedin çürüyecek yakınmasanda Hergün eriyen bir kedersin, kuvvetin banisini akletmeyecek kadar müşkil elemsin Neden ah edersin, derdin ve mağfiretin sahibinden uzak bir halde vaktini beklersin Etrafına bir bak,niçin figan var İnsan sadece kendi nefsi için değil,insanlığın derd-i gamıyla yol alır Niçin mesuliyet ihtarı kulaklarımızı çınlatır,pişkinlik imandan uzak bir kahırdır Ne kadar fedakar olursan, kulun rızasından ziyade Rabbin için yaşarsan sevdadır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites