Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 27, 2011 Ruhun bayram etmeli, kalbin deruhte eylemeli! Nefsimden kal etmiyorum Aklıma geldiği nispette düşüncelerimi hasretmeyi dilemiyorum Akıl ve izanın perdelerini çekiyorum, lal halinde ki ruhuma tevessül ediyorum Yazdıran erkin zatında ki acziyetimi teslim ediyorum, alıp götüren ne bahsediyrum Talim ve terbiye kalp içindir Akıl mutlak olan hakikatin firkatine ram olmak için sebeptir Vicdan sahipsiz değil, ötenin lisanından demlenen bakirdir, düşünmek niyedir Hidayete talip olmak aklın ve idrakin gereğidir, asilik hangi halin bir sefilliğindir Tohumu bir düşün nedir Toprak neden sessizlik içinde sabreden bir naib-i ülfettir Vakit kimin tasarrufunda bulunan aşk-ı emindir, fikretmek bunun için bilinçtir Ruhunu merak et,kalbini sadece yürek mi sual et nedir,aklının bizzat mahal yeridir Seni muhatap kabul eden kimdir Neden hesap ve mühlet bahşedilen zenginliktir,dikkat niyedir Arı bak yaparken, kelebek rengaren uçarken hilkatleriyle niye ahit içindedir Av mı olacsaksın, yoksa avcımı, iraden emniyetin içindir, zafiyet neden hüzünlüdür Nefsine zülmetme, onu ehilleştir Bedevinin hali neden çok garipsenir, nitelik ruhun ahengidir Nizamsız nefs sanki akortsuz bir saz gibidir, asla uyum içinde olmayan delidir İşte akletmek ve idrak ile iradi bukunmak demek, ahir için hesap edilmesi gerektir Özürlü insan acziyetini bilir Özürsüz olan ise onun derdiyle dertlenmeyi gaye edinen nefestir Aç ve susuz olan hangi can olursa, merhamet edilmek için düşünmek niyedir Rahmetin ve mağfiretin sahibi ve maliki aşikar olan bizzat Rabbimiz değilmidir Her ecri zatına mal eyleme Sana bahşedilen nefesi ve takati tefekkür etmek için çok geçikme Kırmak ve dökmek için sakın bir hesaba girme, gönül sadece senin değil gülme Hiçten var olan emanetsin, bir hesabın lahzasında ki kefensin, düşünmeden etme Bayram, varlık adına değil Safahat için hiç değil, bahaneler ile tatile çıkmak nasıl bir hal eğil Ölüm içinde yaşamalı, tenin cezbeden bir eda ile salınmamalı, maharet değil Mahzun ve mağdur nefesleri sevindir, yaşlı ve kimsesizleri ziyaret et, ziyan değil Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 28, 2011 Derde derman olan sensin, sahip ve meliksin! Ne kadar boşvermişliğim varsa Şimdi hiç acımadan çıkıyor karşıma, hicran südur ediyor ruhuma Zahir olan bir hesap bilmem ki neden gelmemişti aklıma, ah nefsim sen varsınya Acınmak bana, yerinmek ahıma, hani keşkelerde hiç olmasa, kalbim yanıyor oysa İnşirahı nerden bilirdim Çünkü bende etrafımda nefeslenenlerin rengindendim, taklit üzereydim Ne derlere göre hesap eden bedendim, hep kalıbımla söz ettim, ruhumu bilmedim Kalbin lisanını hiç öğrenemedim, işime geldiği gibi nefeslendim, aşkı hiç bilmezdim İnayet nedir önemsemezdim İhlasın eşiğinde dahi vakit geçirmeyen bir nedendim,nehiy içindeydim Nefsime ne kadar kıymet verirsem, iltifata ram olmak için hesabına girince şendim Yanımda kim varsa övgüsüne mashar olmak isterdim, kimi zaman eza eden şerdim Hiç kitap okumayan biriydim Zaten bahaneleri serdederdim,varlığım adına ne müşhiş bir kederdim Yalnızlığı hiç sevmezdim, ötelerden bahseden olunca, hikaye telakki eden elemdim Yine israiliyattan bahsediyor diye kimi zaman, yakınlarıma tenbih eden nefestim Bir nisa görsem meylederdim Gaflet ve delalati enaniyetim için zenginlik görürdüm, olsun derdim Nasıl olsa dünya nimeti diye maslahat güderdim, cezbetmenin hesabına girendim Kim yapmıyor ki derdim, demek ki meşrudur diye insanları ikna etmeye girerdim Ne annemin ve ne babamın Rızasını almak için gayret eden bir can değildim, niye mecburler derdim Benim ne suçum var, demek ki iyi yetiştirememişler diye alay etmeyi becerirdim Annemin ağıdına meyletmezdim, babamın susunluğu karşısında edep etmeyendim Ne zaman içim titredi irkildim Sanki ayrı bir dünyanın kapısı açılmıştı, ne kadar şakınlık içindeydim Aklımın olduğunu o vakit farkkettim, ruhumun insicamına meyletmeye namzettim Kalbimin açılan perdelerin seyretmeye kilitlendim, bir başka lisanı öğrenecektim Bir taşın halinde nefeslenirken Enaniyet içinde vakit geçirirken,bahaneler içinde ömrünü heba eden biriyken Sen lütfettin,mağfiret eyledin,hidayetine ermem için vesileleri bana çok yakın ettin Çünkü sen Rahmen ve Rahim olan bir Rabtin, lütfunu sefilliğimden hiç esirgemedin Mustafa CİLASUN (Tüm kıymetli dostların bayramlarını tebrik eder, saklı umutlarının kabulu için niyaz eylerim, kalbiniz için inşirah dilerken, sürur içindenefeslenmenizi arzu ederim, hürmet ve selamlarımla efendim...) Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 28, 2011 Hiç halime şahit olma, boş yere ağlama! Ne kadar dikkatini çeksem Cezbeden bir halin libasıyla gezinsemde, sakın ha kanma Sonra yanarsın anla, o zarif ve naif halin derbeder olur, düşünmeyi unutma İnsan,candır,kandır,heyecandır,riyadır,aldanandır, hatasıyla bir olan imhihandır Bu bakımdan öncelikle tanı Aklın ve izanın, ruhunun ve kalbinin refiği olsun, dahası var mı Hesapsızlık bühtandır, hevesler için saklınmak hicrandır,nefsini tanımamak ar mı Ne kadar sual ederseni tahkik ederek bir kanaate erişirsen hazdır, felaktır yıkar mı Hayatın atar damarları vardır Ancak hilkati ve aidiyeti üzre yol alan canlar için ram olan farktır Zira kainat niye yaratılmıştır, yoksa uyarıcı olan peygamberler boşuna mıdır Kitab-ı celil neden bahseder,hangi süreler mazinden söz eder,ayetler birer nazardır Ruhunu ve kalbini anlamadıkça Yaratan Rabbin neler istediğine ve ne için nizam ettiğine vakıf olmadıkça Aklın farkını, vicdanın iştiyakını, idrakinin sancısını, iradenin azmine kanmadıkça Taatinden haz alamazsın,her ne kadar niyaz eylesende onu vecdiyle yaşayamazsın Fidan susuz büyür mü bilsem Ten libassız ne kaldedir edebin ilzamında nefesimi nasıl şahit eylesem Tefekkür etmedikçe vakıf olmayacağıma kani gelsem, ilimsiz fikir olmaz desem Hangi eşiğin kapısında turab olacağımı merak edip, aşkın firkatiyle hakta dirilsem İnsan, kul olursa furkandır Kulluk adına yaratılmışa kölelik yaparsa ne büyük bir bühtandır Ruhunu esir eden nasıl bir muhataptır, nefsine ram eyleyen şedit bir canavardır Kurtulmak adına kandırır,nefsinin esaretinde yol almayı marifet sanır ve aldanır Aşk, hak ve hakikatın şiarıdır Nefsinin kölesi olan bir nefesin halinde birmem ki nasıl anlaşılır Zevk ve heyecan nasıl olurda aşk lisanıyla bir yol alır, kanan can elbette aldanır Ruhsuz ve kalpsizlik ikliminde nefes ne kadar zorlanır, kurtulmak adına çokaranır Güzelsin, bakir olan bir tensin Nasibini zorlama, acabalar içinde bocalama, ruhunun halinden kaçınma erirsin Sanra yalan ve yanlışlar içince can derdiyle uğraşma, haysiyet ardır, nardır derim Suçladığın can, zaten bu mana üzre gezinen gamdı, anlamak ki muradın olmalıydı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 29, 2011 Ey yolunu gözlediğim,hasretiyle kal eylediğim! Nasıl kelam etsem, hangi lisan ile nefeslensem Ruhumun firkatiyle inleyip, kalbimin hasretiniyle sabredip demlensem Edebin halinde kal etmeye erişsem, ne kadar marazlarım kalsa terk edebilsem Boynumu büküp sevdasıyla dirilsem ve aşkının iştiyakıyla gözyaşlarımı serdetsem Abd iken, nefis oldum, esaretinde bulundum Nasıl bir kuldum, zafiyetlerimle yoruldum, iman ettiğim halde niye buruktum Hangi sesi duymadım, ruhumun ve kalbimin figanını hiç anlamadan kölemi oldum Aklım teslim-i hakikatti, idrakim elhak cenahtı,iraden neden felaha uzaktı, sustum Ben denen kafesin içinde bir mahkumdum Anlamaya değil, yaşamak zuhuratında bulundum,kadılığı kimseye bırakmadım Ne vakit içim sızladı sustum, vicdanım nasıl bir mihenkti ki anlamaya adanmadım Onlarca kitap aldım,yalnız muhafaza etmek için sakladım,ne yazıyordu bakmadım Taklit etmek, akıl nimetinden ariliktir Ham sofuluk misali pişkinliktir, şekliyete tav olmak ruhun için rezilliktir Kalbin için nefsine av olmuş bir cehalettir, hesap etmeyen can acziyet halindedir Bahşedilene erişmezse, akılını, izanını yerinde kullanmak için azmetmetse elemdir Varsa bir derdin, alınganlık yapma Ağlatan yardır, imtihan etmek haktır,sabretmek sana yakışır unutma Anlamak ve haline müdrik olmak için rekabette kaçınma, azimde deva vardır anla Kanaat içinde nefeslenmek, gerekçeleriyle istikamet içinde vaktini hasretmek ardır Dünyayı yalan eyleyen ruhundur O aslıl dünyası için senin halinde bulunur,kalbini şehretmek ise yolundur Zalime ve fasıka kalpsiz derler, nursuz bir beden diye söz ederler, sual et bulunur Ne taş misali katı ol, ne de idadesinden vazgeçen bir kul ol, itidal adına bir yol bul Hiddet kalbinin marazıdır unutma Özellikle sana tabi olan kimler varsa, hükümranlık yapmak adına adanma Her kulun en yakınında olan ve sahibi bulunan yegane olan bir nazarı yok sayma Yok olacak sensin, hesaba çekilecekte nefsin, tevazuu ve merhametide asla bırakma Annen ve baban kime feda olurlar Canları pahasına ciğerim dediklerini korurlar, onlarında sahibi kimdir sorgula Düşünmek nitelik işidir, fikir edinmeden kal etmek lafazanlık hali değilmidir anla Nihayeti olan bir sevdaya bel bağlayıp çırpınma,aşkın mihengi için bir yol bulsana Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 29, 2011 Dilin lal oldu, gözlerin kal etmesi durmadı! İçime işleyen bir ok gibiydi Ne vakit kaçınsam da önünü hiç alamadığım sanki sel misaliydi Çok derindi, keskin bir mızram halinde ki kederdi, sessizlik içinde kelam eyleyendi Yıllar deva bulmam için yetmedi, bedenim takatsizleşti,fakat kal eyleyen yetinmedi Nasıl bir meramın sahibiydi Neden bu kadar derinliğime nüfus eden bir nefesti, hiç bilinmedi Hangi derdin naibiydi,niçin kelam etmek için gönlünü hasretmedi,gerekmezmiydi Yoksa bu kadar kıymet ifade edecek can mı değilmiydim, sual içindemi ölmeliydim Artık korkular beliriyordu Uyku adına bir dirlik kalmıyordu, acabalar sarhoş ediyordu Bir yudum su misali, huzura hasret kalmıştım, bilmem ki nasıl anlatmalıydım Kuşku ve kaygılar pik yapmıştı, sanki panik halinde yaşamak bahtım içinde şarttı Hangi kapıyı çalmalıydım Yoksa bir hekim mi aramalıydım, hangi yanlışın kurbanıydım Kalbime ve ruhuma en yakını bilirken ve fakat ram olmak adına azmetmezsem İçinde boğulduğum bir efkardım, sanki saklı sevdalar adına mı davalı budalaydım Suallarin bizzat muhatabıydım Lakin içinden çıkılmaz bir hal aldı mı, çareler adına yakaran bizardım Tertip ve düzeni hesap eden, nefsimin zafiyetleri için tercihleri derleyen bedeldim Öncelikle ruhuma ve kalbime ihanet ettim, kerih olan neler varsa adeta içindeydim Söz etmeye hakkım olmalıdır Fakat kelem etmek adamlıkla alakalı bir durumdur, kulluktur Vefa adına sorumluluktur, tefekkür farkıyla yakarıştır, aşkın sadrında yanıştır Günahkar olan benim, günahtan ari olan için yanarım, bilmem ki nasıl hıçkırıştır İhlas üzre olan kulun edebi aşktır İçini yakan ferahlıktır, firkatiyle yol aldığı ibrahimi ağıttır Nefsine zor gelenden kaçınmak, çile ve ezayı hiçe saymak aşktan uzaklaştırır Ruhun ve kalbin halinde istikamet bulmak, aklı ve idraki ihsana adamak sevdadır Her nazar edeni dikkate alma Kalbin sana bahşedilen bir lütuftur unutma, nazargah makamıdır korkma Ne kadar anlamazsan, vakıf olmak için merakını hasredip şad olmaktan usanma Akiden adına azimli ol, şek ve şüphe içinde iman eyleme, hesap aşkın farkıdır anla Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 31, 2011 Kal eyledim, sessizliğinin içinde eridim! Söz vermiştim Gitmeliydim, ihmal ettiğim kadar sevinmeliydim Mahcubiyetimi aşikar eylemeliydim, içimin titrediğini belirtmeliydim Ne kadar korkum varsa, artık terk etmeliydim, haşyet zekedene meyletmeliydim Yıllar geçmişti Ayrılık rüzgarları hiç söylemeden birden esmişti Keder yüreğimde sökün etti, gözyaşlarım hiç dinmedi, fakat yetmedi Özlemin, firkatin, sevginin, vefanın, şefkatin mürebbisi olan can ne kadar sessizdi Arefe günüydü Herkezin bir telaşı vardı, kaygılar nasıl bırakmazdı Bayramlık bekleyen çocuklar sanki birer meraktı,hiç sabırları kalmadı Hane kalkı temizlik konusunda cefakardı, soluk soluğa kalacak kadar çabadaydı Neydi bunun farkı Aşk ve ölüm hangi kalp için vuslattı, ruh niye vardı Dünya ve nimetlerine bu kadar düşkünlük niçin gönüllerin terini aldı Düşünmek enson tercih edilen bir fırsattı, akıl danelik neden bu kadar etraftaydı Bayram namazı Nasıl bir heyecan ve de huşu, farzı ayın olan emirler içimizde bir sızı Ne kadar ihmal edersek, nasıl ki tevbe kapısı açıktır diye söz söylesek neden acı Kalp ferasetin mevkii, ruh aidiyetin dirliği, her lahza haberdar eden, müthiş sancı Kabristana gittik Her yer yemyeliş, sanki cennet misali ne kadar berak ve sakin Kuşlar bayaram ediyor, sesleseriyle sevinçlerimize iştirah eyliyor, şen ve şakrak Nazar ettiğim her mezarlar, ne kadar mahzun ve suskun, lal olan hal ile bakıyorlar İçimde derin bir sısı başlıyor Çocuklar gözlerime bakıyor, zevcem boynunu bükmüş okuyor Oğullarım, ayrık otlarını temizliyor, torunlarım sessizce şaşkınlık yaşıyor Sukut etmek bana kalıyor, tilafet edilen ayetler dikkatimi çekiyor ve alıp götürüyor Bir burukluk var içimde Her ne kadar hakkıyla şehretmeye malik olarak aşikar etmesemde Nefesin rikkati azalıyor, kalbin inşiraha muhtaçlığı önüme çıkıyor,söylemesemde Ölüm içimde yaşayan engin bir nida, nefsim anlamasa, aklım tutukluk yaşasa da Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted August 31, 2011 Sana söylemediğimi anlatır suskun bakışlarım! Bilir misin Neler Vardır bakışlarında! Gözlerin Bir başka konuşur Bilir misin? Sana Seni anlatırım, Sana; Kendimi anlatırım. Sana Söylemediğimi Anlatır bakışlarım… Bir şarkı Mırıldanırım.. Dudaklarımda... İstersen Haykırırım Sana duygularımı.. Yalnızca Bizim Dünyamızı istiyorum! Ama Uzak çok uzak! Birde sen Tutman ellerimden Düşerim boşluğa… Sen Ve diğerleri Birliktesiniz! Hep Ellerinden Tutarsın onların, Sözlerin Hep Onlardan yanadır. Bakamam sana… Bakarım; Haykırır bakışlarım Gelmeyin üstüme Bütün Bakışlarım okunacaktır. Okunması Anlaşılması lazımdır. Gözlerim Bambaşka konuşur sana Sana seni Sana; kendimi Sana Söyleyemediğimi Anlatır bakışlarım… Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 1, 2011 Sukut etmek zorundayım, ne yapayım! Nereye gitsem, hiç seslenmesem Dilegelenleri sabır içinde mütala etmeyi bir becere bilsem Hiç kimseye nazar etmeyi dilemesem, kendi halimde ki lekeleri temizlesem Fevkalade tuhaf gelen, günü geçirmek için yarış eden, keyfe keder diyeni işitmesem Adamlara bakıyorum suskun Nisalar niye yarış edercesine, edebi ötelercesine kuzgun Derdine herkez mi vakıf olmalı, sattığın çalım nasıl anlaşılmalı gerekçesini bulsam Akıl ve idrak ne anlatır, adap muaşeret neden ruh ve kalpten uzaklaşır unutmasam Yorulan çocuğun kolunu kıvıran Onun halini hiç anlamadan yarış atı gibi koşturan Feryadını duymayan, adım atamaz duruma geldiği halde sinirlenip kızan Şefkat ve merhametin naibi olduğu halde, hakikatin derinliğinde ki edebi bilmeyen Genç kızlar sanki okul kaçkını Kıyafetleri ne kadar garip, soytarılara meydan okur gibi Telefon eden annesine yanlış adres veriyor, zavallı babası belli ki çok güveniyor Sanki mimarsinen parkı safari misali ayan meyan mahlukatlar gibi herşey ortada Neden kandırmak adına varlar Flört etmek için yarışırlar, heyecan yaşamak adına köleleşen kullar Kimbilir ne kadar sahipsizler, içinde ki ukteler için bahanelere serilen zavallıllar Ekranların kurbanı, anne ve babanın artık ne müthiş dramı, yolundan şaşırmışlar Nedensiz yaşayan kurbanlar Akıl ve izanı öteleyen canlar, ruhunun ve kalbinin dilini bilmeyen anlar Nesil emniyeti niye vardı, tımarlanan bedenler nasıl bakir kalmayı başarırlardı Hayasını kaybeden nazar hiç itibara alınır mıydı, namus ve iffet yoksa hebanıydı Bankta oturana selam verdim Yaşlı bir amcaydı halini ve hatırını sormayı murat eyledim Gözlerime baktı, mütebessim bir eda ile toparlanıp yer açtı ve selamımı aldı Sual ettikçe ne derin bir yaraydı, sanki aç susuz kalan zavallı bir mazinin adıydı Anlattıkça gözleri yaşarıyordu Sahiplenmeyi bekliyor ve şefkat adına muhtaçlığını aşikar eyliyordu Ah etmek adına çekiniyordu ve fakat her yanından, nefesinden açıkça okunuyordu Refikası yıllar önce vefat etmiş, oğlu tüm varlığını kumarda kaybetmiş, titriyordu Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 1, 2011 Günahı sen mi çekeceksin, nasıl ar edeceksin! İlk zamanlar ne kadar masumdun Sanki bir nazenin ve naifliğin en anlamlı sunumuydun Nazarımda ne ahenkli bir kuldun, ürkek bakışlarınla içine alan ummandın O an cezbine kapılmıştım, merakıma yenilmiştim, adeta sürüklenen bir çaresizdim İçim kıpırdıyor, yılgınlığım bitiyordu Yıllara sari içime sökün eden hazan durmuştu, bahar başlıyordu Zemheriden geriye kalan ne varsa, umutlanan saklı melal gün yüzüne çıkıyordu Önünü alamadığım şevk ve heyecan ne kadar da anlamlıydı,sanki gençklik aşısıydı Yeniden demeye sessizce bir adımdı Yıllara sari suskunluğumu bazan ne müthiş bir eda ve sürurdu Her yanım kuşlar uçuyor, kelebekler iştirak ermek için sıralarını bekliyordu Takatsiz nefesim, ritimsiz kalbim, ahensiz melalim azim için fırsatını kolluyordu Artık heba olmayı asla istemiyordu Bir ömür asabiyete gark eden, esiri olmam için çaba gösteren yoktu Mütebessim bir eda ile nazar eden ne kadar suhuletli farktı, alıp götüren hicrandı Hüznümü nihayete erdiren vicdandı,düşünceleri me ahenk getiren bir şevk-i sanattı Asılında çok şey istemiyordum Kıskançlık girdabında boğulan bir candım, korkuların dramıydım Emanetçisi olduğum ne varsa, dünya her ne kadar yalan olsa da huzur için vardım Yorgun ve bitkin bir ruh sahibi olmamalıydım,kalbi mahzunluk içinde yaşayandım Yıllar haline neden anlatamadı Zan içinde bulunmak ne kadar kalbin için ihlastı, kim yargıçtı Senin halinde tutsak olacaksam, bir köşede inleyen abdiacizsem ruhum için ardı Ne zaman nazar etsem karşımda husumetle bakan bir hakim vardı,niye açımasızdı Demek ki kalbi letafetin kalmadı Nefsin her vakit iraden adına kandığın mihraktı, ne karaydı Etrafımda halime acıyanlar,suskunluğu mu kabul edemeyenler neden çoğaldı Ruhumun ve kalbimin sahibi aşikarken, ona kulluğum kabul edilirken neyin kardı Ne kadar tenim olsa, ruhum bizardı Kalbim için anlaşılmayan bühtanlar seni bezirgan yaptı Eza ettiğinin, kölen olamayacağımı bildiğin halde, sığındığım Rabbim sabrımdı Kanaatim sadece onun rızası için var olan ardı, o halin ki hevesim varsa kurutandı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 5, 2011 Beni sev, ruhumu sar,hasaretim ar, ey yar! Çaresiz sessiz kalmalıyım Hiç kimseyi bizar etmemek için firkatinle yanmalıyım Ruhumun figanıyla hıçkırıklara kanmalıyım, feryadımın aczini anlatmalıyım Bir ömür suskun kalmanın ahıyla gözlerimi kapatmalıyım, nar içinde kalmalıyım Sevdanın çilesinedir ahım Hiç yüksünmeden sabredecek bir nefes olmak içindir bahtım Yazan kalemin kölesiyim, kul olmak adıma ne kadar sefgilim,irademe ağlarım Ruhumu cezbeden halin aynasıyım, kararan kalbimle nasıl kelam etmeye adanırım Lahzanın içinde bizardım Sinemin hüznüyle hem hal olan bir candım, nefesinle farktım Hissiyatımı vuran bir borandın, nazarınla durultan bir tavdın, geç anladım Ne kadar merakım varsa içinde saikleşen meramdın, demek ki nasipte ki hicrandın Halim sukutuna kandı Ruhuma el uzatan ne asude bir vicdandı, kalbime açılandı Alıp götüren bir hissayattı,sakin rıhtımlara nazar ettiren edebin halinde ki farktı Bir ömür hicranıma kefil olan aşktı,ne kadar bizarlığım kaldıysa şehr eden cenahtı Artık şevk var halimde Her ne kadar hakkıyla dillendiremesem de, seviç heryerde Umutlar baharın kavlinde, kanatlanmış nefeslerin vecdinden nükseden ahenkte Dilim kal eyliyor kalbimden, ruhum refakat ediyor şevkimden, hicran sustururken Nasıl bir hal ile yazayım Kalıbımı bir kenara bırakıpta, yüreğimle mi haykıratım Hasretin şadında bir ömür mü kalayım, içimi burkan sessizliğini nasıl anlayım Ecelin vakti mi olur, şevk ruha hangi manada dokunur, kul olmak aşksız soldurur Güle nazar et, kokusu ardır Hissetmeyen bir gönül, bilmem ki nasıl bir ummandır Aşk kul için vardır, sevda narın şehredilmesinde ki hakikat-i maslahattır Hak yakmak için yaratmamıştır, ecrin ve ihlasın vecdi ruhunu kurtaran firkattir Şekliyet kalbini karartır Masumiyet ve halis niyet ruhunu umutlarınla buluşturur Kalbin her manada aklındır, ruhundan tebarüz eden idrakin bu manada farktır İraden ehliyet sahibi olduğun için hülasandır, tercihlerin ahirinde ki makamındır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 6, 2011 Gelmiyor bir haber, hasret kalbimi lal eyler! Ey ruhunu şehreden Kalbini inşiraha vakfederek, sessizliğine çekilen Edebin halinde nefeslenen, kalemin dilinden kal eylemeyen Nefesin irşadına gönül veren, nasibin ilgasına bel bağlayıp sabırla eğleşen Duymayacak mısın ahımı, yüreği dağlayan figanımı,hevesleri buğulayan vicdanı Aşk, hakkın zuhuratıdır Ruhun hilkatinde var olan iştiyaktır, hakikatin ilacıdır Azmin futuhatı, idrakin ihlas sancağı, iradenin vazgeçilmez şecaatıdır Nar ı kar eyleyen, aklı inşiraha sevk eden, gönlü ecir sulukuna vakfeden tactır Nefis dilegelir, talim için en makbul bir telebe misali onun emrindedir,niye farktır Derya içinde var olmalı Onsekizbinalemin hali idrakinde yakinen anlaşılmalı Kıtab-ı celil sırat-ı müstakimine kefil olmalı, solmaya yüz tutan gül koklanmalı Umut bir gönülde solarsa,iman için nasıl bir bahane bulunmalı,takiye unutulamalı Kul, ruhunun ve kalbinin aşk-ı lisanı olmalı ve ihlas ve ecirle var olmaya adanmalı Evvel emirde insan birdi Hayıflanan kul olunca, dileği kabul edilen ahse-i takvimdi Tenbih ve öğütler bir vakitten sonra ihmal edildi, ettiren saik zaten belliydi Ziyana uğrayanlar kimdi, uryan birşekilde azarlanan biçarelerdi,irade sahibiydi Akıl ve ehliyet sahibi bulunmanın mesuliyetiydi, zaaflar her vakit kaybettirenlerdi Hor ve hakir gören nefisti İnsanın katlini emreden ne esrarlı bir saikti, asdabiyet ne içindi Hükümran olmak yaratılmış için ne kadar mümkündü, adaletin tesisi eza ile zuldü Güneş hiç pes etmedi, mah her vakit nazar etti, akıl sahibi olanlar neden ziyan etti Ruhundan ve kalbinden uzaklaşanlar,nefsinin emrinde ne kadar sefil hal içindeydi Rahmet ve mağfiret Nefesin sahibi olan ve aşikar bulunan Rabbimin tasarrufudur Nefes müddelidir, teslim olduğun ve vecdin için sana dönecek olan kefaletindir Ne kadar fefasız ve nankörsen, akılsız ve betbah olan bir nefessen ahir derdinmidir Hesap her halin ve mevcudatın ibra edilmesi için fırsat verilen imtihan-ı asliyendir Her iklim halinde yaşanmalı Sevinç ve keder asla manasız kalmamalı, gerekçeleriyle yudumlanmalı Kimi hakir görürsen, kendi nefsinden ziyade olmamalı, şek ve zan seni avutmamalı Nefsi olan her hal, idrak ve irfanın sadrında dem bulmalı, aşk ruhunda yaşanmalı Kalbin nazargah olduğu asla unutulmamalı, sahibinden başkasına mal olmamalı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 6, 2011 Gönül boş, melalim loş,izanım sarhoş! Buruk bir halin lahzasındayım Suskun ve sakin köşeler sessizce cezbediyor Hicranım dinmiyor, hüzün zerkediyor Şehrine malik olmadığım her ne varsa önüme çıkıyor Esrar perdesi hiç çözülmüyor, hangi saiklerse alalanmayı biliyor Bu hazan yine kalbim kırık Sararmış yapraklar nazar ediyor, mahzunluk veriyor Umutlar güne hasret demek ki hala vaktini bekliyor Hasret dinmiyor, heves külleniyor, şevk artık çekip gidiyor Fersiz gözler sessizleşiyor, takatsiz dizler ah u figan ederek direniyor Gönül boş, gözlerim yaşlı Hıçkırıklarım duyulmaz oldu, vicdanlar mı karardı Artık geriye renksiz bir halin libası kaldı, bir ömür hırpaladı Yazacak kalem kalmadı, nutkumun durmasına ramak kaldı Gözyaşları vicdanım için mağfiret sağanağıydı,sahibim başkaydı Yeter artık bu hasret uzamasın Kalan nefesim feryadıma bel bağlamasın, sabrımı taşırmasın Kuytu köşem hiç aydınlanmasın, karanlık kabrim olsun,ağarmasın Lal olan halim yarin kalbinde okunsun, ruhunda ki aşk bahtım olsun Yazdığım figanlar günyüzüne çıksın, ibrete ram olup acılar yaşatmasın Seven, sevdiğine kavuşsun Ruhundan nükseden feryadı umutlarında ki aşk olsun Hak ve hakikatin deryasında kalpleri sürura kavuşup, coşsun Hüzün hiç burkmasın, hicran ded-i gam olup gözlerini yaşartmasın Gülün lahzasında ki tebessüme kavuşsun, gönül kapıları şevkle açılsın Bir lokma ekmek için bakınmasın Kararan gözlerini umutsuzluğun iklimine teslim etmesin İrade ve azmi, akıl ve idraki en faziletli bir ahkam olarak bilsin İmanını taklite teslim ederek göçmesin, tahkik ile aşkın vecdine erişsin İlimsiz amel etmesin, kati emirleri asla heveslerine kurban eyletmesin Bilmek, anlamak değildir Anlamak idrakine malik olmak adına bir sebepte değildir Halin demine erişmek, edebin her halinde tevazuu ile refakat etmek meşktir Aşk, halin demidir,ruhun ve kalbin inşirah halidir, ihlas adına vazgeçilmezidir Nefsin esirliğinden azat halidir, aklın ve idrakin iradey-i vuslat için gerekçesidir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 6, 2011 Bilmeliyim kalbi ağlayan, dili kuruyanı! Haline müdrik olmadan Dağlanan sinesinin ızdırabına bir deva için yorulmadan Boşluğa akan gözlerinin insicamında ki derdi Ruhumun derinliğinde yaşamadan İman ettiğimi sanmam Zan içinde oyalanmak kurtarmayacaktır azmimi Derlenmeliyim, birlik adına bir şevk ile dirilmeye erişmeliyim Ölmeden, ölenin halinde nefeslenmeliyim, gönül nedir i şehretmeliyim Ne kadar acırsam coçuğa Boğulacağım içinden çıkamadığım boşluğun hülyasıyla Can kimin, mal, mülk bilmem ki nasıl kalbin Ruhum çok bedbin, yıkık duvarların ahında inleyen bir sor kim Vakit kim için rehbetdir, hangi davetin haşyetinde bekleyen erktir Akıl niye senindir, vicdan peygamberi bir mihenktir, kim ne kadar bilir Hergün göçen nefes niye lal halindedir, ruhunda ki korku nasıl kederdir Saz, ne güzel dile gelir Dirliğin ve birliğin sessizliğinde ki umut misalidir Sinelerde ki gamı ancak ihlas ve ihsan sahibi olan arif bilir Kalbi inşirak iledir, gönül kapısı açık bir hilimdir, sabrın içindedir Kanaat etmeyi zül addetmeyi beceren salihtir, veren el ne güzel ve zariftir Kalb ancak sahibiyle azizdir Ruh aidiyeti içinde ki bakirlikte mahfuz olan edeptir Aşk, nasibin muvacehesinde ki feydir Ehliyet sabibi ne kadar vefalı ve fedarkarsa, çileyle erişecektir Her nefesin derdiyle hemhal olmadıkça sadece hevestir Hizmet ehli olmak, ziyadesiyle tavsiye edilen inceliktir ve dirliktir Toprağın altında ne var, Hangi nefes—i ar mahzunca bakar hissedilecektir Yüksünmek, kime yakışır, küskünlük asabiyet ile barışıktır dillenecektir Her can, ölüm ile refik olan nefestir Ahiri için dertlenmeyen nasıl bir hesabın içinde gürleyecektir Ne kadar figan etse, feryadıyla dağları inletse, bir hükün verilecektir Merak, ilmin eşiği, idrak ruhun yetisidir, kalbinyle yol alan ihsan edecektir Zihrin ve fikrin muteber olanı, Şekliyetten arileşmiş ve ihlas ile ağlayanı bilecektir Yağan kar yeryüzünün kefenidir, yağmur mukayesesidir, aşk ile rahmettir Akıl ve izan sahibi olan hidayet üzre nefeslenen abittir, taktir Rabbindir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 7, 2011 Ne zormuş, hissedilmeden meğerse hiç bilinmiyormuş! Anladım ki senin yokluğunda Bir yanım hicranın ellerinde çok çaresiz Ne kadar sabrı denesem de olmuyor işte sen gelmeden Her yer ve yanım bom boş Sanki duvarlar üzerime yıkılmak istiyor Bülbülden hiç ses çıkmıyor, kedide ortalıkta görünmüyor Ne dinlediğim şarkıda Ve ne de yudumladığım artanda bir tat var Sineme sökün eden ızdırap har, ne zaman geleceksin yar Hissiyatıma kar yağar Takatim kendi yalnızlığında bir ihtiyar Hiçbir yerde açmıyor bahar, gözyaşlarımda hicranla akar Nisalar her yerde var Halime işlediğin güzellikler hani kimde yar Kalbimde ne bir şevk var ve ne de bir umudun sağanağı ar Bedbin halimle Baş başa kaldım ey edebiyle mücehhez hal Bir daha söz etmem, dilin keyfiyetine itibar etmem ey yar Ne kaldı ömrün anından Nefeslerin kalan sayfalarından zarif gülizar Nazarlarından akseden, tebessümünde gizlenen canı bahar Gel artık yoruldum Ne suyun ve ne de erzakın adını andım Nefeslerimde her zaman sen vardın ve benim için başkaydın Sokaklar mahzun Ağaçlar masum, dallarda ki yaprak mahkûm Senin yokluğunda kalbim daralıyor, halim sürekli solgunlaşıyor Mezar bana yakın duruyor Ölüm peşimde bekliyor heyhat ne korkutuyor Toprak tavında avını bekliyor, hatıralarım yine benimle kalıyor Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 7, 2011 Gelmedin, gelmek istemeyi reddeden kalptin! Artık çıkıp sana gelemem Ruhumun hicranını hasredip, şevkinle sürura erişemem Mütebessim haline nazar edemem, kalbimin hüznüyle göçmeyi hiç istemem Gülmeye hasretim, burukluğu artık terk etmeliyim, vicdanını hali olmaya kefilim Neden senden uzaktayım Sensizliğin sürgününde ki bir şafakta yalnızlığa ağlarım Dağlanan yüreğime çaresiz şifa sunamam,solan yaprağın firkatine ulaşamam Hıçkırıklarımı hiç saklayamam, rıhtımların yalnızlığında nefes alıp ferahlayamam Martılar çığlık atıyor Nasdibine koşan azmin feryadıyla şakıyor, umutla yakarıyor Sensizliğin zindanında hicran ne kadar acımasızca vuruyor, şakaklarım çatlıyor Gözlerim kan çanağına dönüşüyor, dökülen yaşlar artık feryadıma kifayet etmiyor Sensiz olmak ardır Nazarlar sürgün misali korkular yaşamaktadır, nar farkıdır Aşk nasıl bir ilham ki dağlayan, buğulayan, hicrana salan, hüzün katan sağanaktır Ağlamak neye yarayacaktır, hissedilmeyen kalp artık duracaktır,gün kararacaktır Niye sızlar bu yüreğim Kapanan kapıları açmaya takatim yetmeyecek bilirim Ruhunun firkatine ram olmuş bir divanenin vecdindeyim, sukut eder göçerim Derdimin sahibine iltaca etmeyi, solan umutlarım için halleşmeyi hüznüme veririm Gönül yasan affetmeli Mağfiret ve rahmetim sahibi bu hakikat üzre dile gelmeli Bahtın saiki kimdir yakinen bilinmeli, sabır ve kanaat içinde sukut edilmeli Nasibin vakti var dikkat edilmeli,azmin ve niyetin ihlasınla bütünleşip serdedilmeli Zan artık kalbinde dinmeli Kaygıların ruhunu esir etmemeli, sevdanın karası şehredilmeli Haline zerkedilen ne kadar gam varsa, kalbi inşirahınla ihsanına dönüşmeli Gözyaşların ruhununh ve kalbinin vecdi için dillenmeli, nefsin aşkın alinde ölmeli Kalan nefesin müddetli Heba olan vakitlerin, nitelikten uzak halin için istiğfar edilmeli Kalbinin nazargah olduğu gerçeği her amelinde hissedilmeli,nafile an terk edilmeli Vuslatın mukadder olduğu, furkanın inhisarında aşkla bütünleşip tahkik eylenmeli Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 8, 2011 Neyleyim nazı, aşksız nazarı, şevksiz baharı! Gönül bağlanmak ister İşvesinde firkat ruhunu şehreder, zerkedilen kederler o an biter Gamın nefesini keser, acziyeti defeder, melülleşen hicranı sürura gark eder Gülme bu bedbin halime, ne kadar hüzün varsa içimde, bahtım umudun niteliğinde Zaman yarılandı, an durmadı İçime doğan her vakit hicran ile yol aldı, hasret bırakmadı Ne kadar kal etsem, sessizliğin içinde kederlensem demek ki çilem henüz dolmadı Gün karardı, umam gönlümde yaşayan afaktı,şahit olduğum ne varsa deva olmadı Suskun kalmayı diliyorum İçimi sızlatan arımı kimseye anlatamıyorum, ağlıyorum Öten kuşların seyrine dalıyorum, rüzgarın ahengiyle elemden uzaklaşıyorum Ne varlığın, ne yokluğun sevdalısıyım, acziyetle yol alan garipliğe hayıflanıyorum Saçlar ağardı, gözler karardı Artık halimde bir takat kalmadı, hevesler mazide kaldı Yadım yakamı hiç bırakmadı, içimde ki hicran her zaman ruhumda yaşayandı Kalbim ne kadar sabretse, iradem akılımın emrine girse, hüzün ağlatan bir nardı Ne zaman başımı yastığa koysam Müddet-i nefes olan vaktimin tefekkürüyle yoğrulsam Tilafet ettiğim furkanın içimi sızlatan manasında kaybolsam ve kurtulsam Dinmeyen gözyaşlarımla uyumaya vakıf olup, düşlerimde sürurla bir yol bulsam Öylece ayılsam ve aşkıyla yansam Kalan zamanı onun vecdine hasrederek, aşkıyla ruhumu arındırsam Kalbimin hicranını bıraksam, sabrın derinliğinde halimle barışsam ve yakarsam Şehrine malik olmadığım ne varsa hiç üzüntüsünü duymasam, umudu iyi anlasam Her heves umut değil, ayıklasam Nefsimi celbeden , aklımı çelen, irademe zafiyet zerkeden için ayılsam Kerih olan ne varsa hiç bulaşmasam, ruhumun ve kalbimin bakirliğiyle yaşasam Haram ve helal olan için tahkiki hiç bırakmasam, idrakimle yol almaya kavuşsam Canan için hiç yakınmasam Yar edindiğimle vuslatın seyrinde muhabbet için yarışsam Ukbanın kuşatan esrarından korkmasam, cennet ve cehennem, irademe anlatsam Kalbimin hissettiğini, ruhumun firkatini bir lahza olsun hiç unutmasam ve kansam Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 9, 2011 Ömrümde gün bitti, hicrana kanmaktan! Gönül kimselere sevdalı değil Ruhum heveslerin esareti altında işveleşen har-ı can değil Nefsim felaha erişmek için azmeden edep değil, kalbim hüzün içinde kime kefil Aşk, gönlüme inşirah sunan vecdin arefesinde bekleyen bir umut değil, vaatte değil Ne vakit sıkıntıya düşsem Hesapsızlığın akibetinde acziyetime kanıp hayıflansam İçinden çıkamadığım bir hal için Allah kerimdir diye anlamsız tesilli arasam İlla ki kerim olduğunu bildiğim halde nefsime paye çıkarsam,sonra da şakın olsam Acınmak bana düşer bilirim Ne kadar densizliğim varsa iradem için zafiyetlerimdir itiraf ederim Kalbi lekekeri nasıl görmezden gelirim, ruhun firkatine erişmek için niyaz eylerim Kimseye bir sözüm yok,boyun bükerim,aklımı kullanmadığım için mahcup nefesim Her halin bir derdi vardır İçinden geçilen zamanın hicranında ağlayan sessiz bir nazardır İçinde gizlediği gam nasıl bir hardır,hissetmeyen gönüller kurak bir sahradır Ruhumun insicamı bahtım için suskun bir vicdandır, keder nefsim için niye eftaldir Yazdığım nameler kar etmiyor Okunmayan meramlar şevkime refakat eylemiyor,niye üzüyor Bıktırmak kime ne fayda veriyor, suskun kalmak mı gerekiyor, kim ne söylüyor Neden bunca gayret sessizliğin akıbetinde inliyor, çekinceler acaba gayrete geliyor Sus artık ey kalem, sırrınla göç Ruhunun firkatine erişsin artık beklenen vech, gözyaşlarını seç İçine akıt, lal olan halini sakla konuşma artık, nefesler usanıyor kimler üşengeç Neden hasredersin melalini, hangi merakın niyazındadır akıbetin hülyalardan geç Başını yasla ve sakince ağla Ne kadar kalin kalmışsa düşen yaprakların halinde ki hicranda yaşa Hazan her halin vicdanında, umutlar kanatlanıp bahtınla buluşmadıkça usanma Ümitsizlik hüsrandır,yeis içinde nefeslenmek ne kadar vicdanın için manay-ı aşktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 10, 2011 Titreyen bir halin kaliyim, aşkı neyleyim! Ne kadar sukut etsem Ruhumu celbeden ayetlerin icmaline erişsem Hikaye edilen nefeslerin hallerinde sabırla kederlensem Müddet-i nefes olan imtihanda dirilmeyi idrakime ram eylesem Sevmek hiç yasak olur mu Kalbi olan can, muğlak bir insan eşkaline soyunur mu Bahis olan vecdir, sevdalaşan ardır, aşk ne muazzam bir nardır Nefse ram etmenin bahenesi bulunur mu, nursuz haz hiç konuşulur mu Hilkat ruhun alinde ki aktır Farkı fark etmeyen nazar nasıl idrakiyle konuşacaktır Aşk salt nefsin ve zevkin turabımıdır, tahkik edilmeden kim kavuşacaktır Vakit, ömrün nefesi, halin muvacehesidir,aşka erişmeyen niye hicran içindedir Bir etrafına bak, görmeye çalış Bin hüzün içinde koşuşturanların derdi- gamı niye haykırış Mahzun kalan, hukuku çalınan, insan olduğu unutulan her canla barış Nihayete erecektir figanlar, feryad eden hicranlar, neyin arefesinde ecel-i kavrayış Gün ağarıyor, gözlerim kamaşıyor Uykusuzluk ne kadar acı veriyor, sancılar depreşiyor Yazdığım meraklar hangi vakti mekliyor, nasıl bir dert ile hasrediliyor Her nefesin azizliğine meylediliyor, mağgiret ve rahmetin sebebi teyit ediliyor Kız evladı, merakın efkarındadır Erkek olan ise nasıl bir heyecanın vaktine erişmek için çabalamaktadır Oysa her ikiside bir candır, can içinde yaşamış baharlardır Onların haline müdrik olmak nasıl bir sevdadır, hata zaten insan içinde hardır Kul olmak için üşenme Aşkın halinde filizlenmek adına hiç bir zaman direnme Gönül kapının açılması için sakın fedakar olmak adına gücenme Feda olmak aşktır, iradi bulunmak vuslattır, hakkın rızasında nur olan sevdadır Hak ve ecir için yarış Bahaneler içinde kaybolmak nasıl bir hüsrandır, idrakinledir kavrayış Susamak, aç kalmak, uyku için sızlanmak, yorgunluk adına kaçınmak marazdır Her halin lahzasında sabırla anılmak, kanaatle nasibin için yakarmak niye farktır Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 10, 2011 Gülmeliyim ve fakat haddine erişmeliyim! Mahzun nefeslerin Garipleşen hislerin, ağlayan gönüllerin, Feryad eden sinelerin Kadrinde ki edeple yetinmeliyim Nasibin vecdinde Sabrı hakkıyla ruhumda hissetmeliyim Ne kadar vaktim varsa, Umutlarım heveslerime kurban olsa da vazgeçmemeliyim Kanatsız kuşu görsem Aksayan Aslanın haline kederlenip yerinsem Görmeyen nisanın sukutunda bir dem olup serinlesem Aşkın sadrında ki şevkle kalbim için inşirah dilesem Kuzunun postunda Sırtlanın iştiyakında ki sabırsız harında Melülleşen ceylanların samimi kanaatlarına Erişmek için dilensem, gönül kapımın açılması adına ah etsem Sevmek için, gönül hu olmalı Ne kadar umudun varsa onun aşkıyla yıkanıp durulmalı Bedenin lal olurken, kalbinin lisanı konuşmalı Şek ve şüphesiz bir itminanla ruhun yol almalı, vuslata ulaşılmalı Canı, canandan ayıran kim Yar için hasredilen nefes hangi saikin ve esrar-ı bendin Takkik etmeyi niye ertelersin Duygusallığın kurbanı olmakta neden bu kadar kararlısın İraden heveslerinde aşnmamalı Zafiyet zerkeden her ne varsa, kalbinden şeran uzaklaşmalı Hayır ve hasenat adına vaktin bulunmalı Kurban olan ruhun ve kalbin olmadıkça nefsin nar için hazırlanmalı Annen senden vazgeçer Baban zaten hicranıyla dertli ve cefalı bir keder Aile efradın hallerinde ki gaileler adına adeta seferber Ruhun sessizce ne söyler, kalbin hüzün içinde hesaplaşan değer Hangi sazı alsan eline Çalmaya idrakin ve güçün bulunmalı Talim edilmeyen herşey senin haline çok yabancı İman ettiğin ne varsa nasıl anlaşılmalı, samimiyet eken kul olmalı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Eşref Bey 58 Report post Posted September 10, 2011 Hocam şiirlerinizi büyük bir beğeniyle okuyorum. Acaba yakında bir kitap, fasikül yani bütün şiirlerinizin içinde bulunduğu bir eser çıkarmayı planlıyor musunuz? Her ne kadar şiirlerinizde ki çoğu yeri anlamasam da, büyük bir ahenk olduğunu düşünüyorum... Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 10, 2011 Ey can kardeşim, eyvallah diyorum... Sualiniz için henüz vakti hasıl olmadığını teslim eyliyorum... Elbette ki, yalnız lisan-ı halim kemale erişip, umutlar kanatlanmaya yüz tutunca istiyorum... Haklısınız, her kelime kimi zaman anlaşılamıyor, maziden açılan sayfalardan neşet ediyor diyorum... Çok teşekkürler ediyorum, kıymet atfederek vakit ayırdınız, yüreğinizin hamiyetkar olduğu için yadediyor ve selamlıyorum... Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 11, 2011 Gözlerim yaşlı, umutlar dinmeyen bir sancı! Ayaklarım bağlı sanki İçinden çıkılmaz bir ızdırabın derdindeyim İçimi sızlatan müşkili çözmeye kudretim elvermiyor Boğazım kuruyor, dilim lal oluyor, gözler kararmaktan başka işe yaramıyor Dört yanımda hasret Kalbimi titreten nasıl bir keder yarab bu illet Sabır niye kifayet etmiyor, kanaat etmek zor geliyor, nasıl zillet Ey tabip nerdesin, ruhumu teskin etmekten mi kaçarsın, neden haline mihnet Hakim başını kaldırıp baktı Bir el hareketiyle hiç sual sormadan kararına vardı Şaşkınlık en yakınımdaydı, panik yaşamak demek ki böyle bir kaygıydı Kolluk kuvvetleri göz işaretleriyle yol verdi, haydi cezaevine diye yüzüme söyledi Dört duvar arasındayım İçinden çıkamadığım bir muammanın yasındayım Elhak vicdanen haklıyım, saldırıyı def etmek adına hakkımı kullandım Demek ki hale hakkıyla anlaşılmadım, çekeceğim çileler için nasipteymiş farkım Ne kadar çok mahkum var Her birinin derd-i gamı bilmem ki nasıl bir nazar Bahtın kazası nasibin içindeymiş ey yar, firkate erişmek demek ki nar Ey kalbimin sahibi, umutlarımın adresi, düşlerimin hazinesi sen bilirsin, sahibsin Candan sevmeli bir insan Aşkın sadrını kirletmemeli,ruhunu asla lekelememeli Samimiyetten taviz vermemeli, müddet-i nefesi hakkıyla tahkik etmeli İçine düşen korkuları yenmek için hakikatle nefeslenmeli, yadıyla muhabbet etmeli Seven sevdiğine erişmeli Ruhunun ve kalbinin itminan olduğu bir sahrada ilerlemeli Halin lisanıyle nefeslenmeli, aklı ve izanın farkıyle tercihlerinde direnmeli Edebin vechesinde serinlemeli, umutlarını heba etmemeli, vicdanını iyi dinlemeli Nefsi marazlardan temizlenmeli Esiri olmadan, hissiyatına kapılmadan, zafiyetleri artırmadan Sırat-ı müstakim üzre bulunmalı, ruhun ve kalbin sahibi hakkıyla anılmalı Taat ve zikirlerde ihlas için çok yakınmalı, inşiraha erişmek için fedakar olunmalı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 11, 2011 Gün kararınken mahzundur nice umut! Afederseniz diyerek yaklaştı Mütereddit bir eda ile gözlerime bakıyor ve ürküyordu Bir adres sormak için telaşlandı, yüzü çok kızaran bir edepli nisaydı Lütfen sakin olun, telaşlanmayın dedimde de bir başka kaygının nezninde tutsaktı Telefonu çaldı, korkuyla aldı Dinlerken dahi derin bir korkunun izleri simasındaydı Terlemeye başladı, nefesi farklılaştı, bir yere oturmak için arandı Sonra yanımdan uzaklaştı,telefon edenin kim olduğu anlaşılmadı, nedense sakındı İstemeden dikkat kesildim Bir faiden olur mu diye içimden geçirirken de ürktüm Çünki hiç bilmiyordum, hangi nedenlerin muhatabıydı kestiremiyordum Ve fakat içim sızladı, gönlümün hicranı birden arttı, bir nisaya bu yapılmamalıydı İnsan korkuların olmamalı İçinde kahrolup asla yorulmamalı, ruhuyla yol almalı Kalbiyle barışık olup, bir hukuku olduğu asla unutulmamalı, anlatılmalı Toplumsal hastalıkları, töre ve asabiyetleri, kimseyide insanlıktan çıkartmamalı Çekinerek nisaya yaklaştım Yapabileceğim herhangi birşey olup olmadığını soracaktım Usulca seslendim farketmedi, sessizliğin içinde kaybolmuştu sanki anladım Bir müddet sonra yine seslendim ve telaşlı birşekilde yüzüme baktı, korku vardı Tekrar ettim dileğimi Yüzü solmuş, boşlukta kalan bir insan olmaya yüz tutmuştu Güvenemiyordu, yeniledim meramımı, hayır teşekkür ederim dedi, yutkundu Bir düşünce almıştı halimi,insan denen esrarın o tasarruflarından, neden virandı Nisalar özgüvene kavuşmalı Hiç kimse tarafından hor ve hakir olarak asla anılmamalı Her amelin suç ortağı yapılmamalı, aldatan sadece onlar değil unutulmamalı Ruhun ve kalbin sahibi kimdir iyi anlaşılmalı, hak ve hukuk niye vardır, anılmalı İnsan, insana kul olmamalı Ruhun esir eden ve kalbini öteleyen bir nefesin sahibi bulunmamalı Sahibin ve malik olanın ancak Cenabı Hak olduğu hakikati idrakle kavranmalı Kendinden emin olmayan bir canın ne kadar ehliyetine haiz olduğuda araştırılmalı Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 12, 2011 Sessiz ve sakin iklimin izlerinde nefeslenirken! Ah can ne ben yanayım, ne sen ağla Bahtın dar boğazında bir çare arama Umutsuzluğa kapılma, sabırla uyukla Halin dirliğinde sen kalbini soldurma Gülü koklama, dikeniyle bir çare ara Cazibe karşısında heveslerine kapılma Nihayeti idrak edemeden zevke dalma Sen hilkatinle bizar olma, aşksız kalma Düşün hissettiğin ülfetin kadrini düşün Hükmün sahibine hamd olmazsa ne işin Hazan içinde sararan yaprakları süzüşün Toprağın dirliğinde seni bekleyen gidişin Sukut eylesen ne çıkar, dil zaten avare Ten sensizlikte aramaz hâlbuki bir çare Nefsin seninle haşyet içinde olur kepaze Sen bir yargıç olma, zulmünle korkutma Hâkim, zerreler içinde verilir her hüküm Belleğin boşsa sökün eder adavet höykün Kitabı celil sana olur en muteber bir kefil Güle hasret duyma, sen o emanetlere sarıl Darlık yaşanır sinelerde bir mefkûre yoksa Kan boşa mı akacak kalp sahibini anmazsa Mahzun gözler çok yaş akıtır çaresiz kalırsa Şifa için yatan hasta ihsan için kime sarılsa Dertler yalnızlıkta öyle katlanır ki besbeter Takat ne yapsın olmaz ise muhabbeti bedel Can ruhuna bigane kalp onsuz bulur mu çare Ey Hak senin bahşettiğin rahmetin hükmünce Bir kıvılcım yanmalara sebeptir sineler boşsa Halin esenliğinde bir aşk yoksa bulunmuyorsa Varlık Hak yolunda tasarruf için tutulmuyorsa Nefs bir rehavete kapılarak dünyaya kanıyorsa Ne denir kime ne söylenir vakit gelince emirdir Nefs ruh dirliğinde sana verilen bir emanetindir İrade nizam içindir kalbin dergâhında ne gizlidir Aşk bu manada senin için en muteber bir ülfettir Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted September 12, 2011 Akşam olur, yürek burkulur, gönül lal olur! Ne zaman suskun kalsam İçime dert olanların hicranını bir bir aralasam Ne kadar haksızlık varsa hiç susmasam, gönül lisanımla feda olsam Korkunun zerresini menfaatim için asla taşımasam, ruhumun sahibi için ağlasam Hayat deli doludur Kimi hor görürsen bahtında yaşaman ar olur Konuşmak için kim konuşur, emri bil mağruf, nehyi anil münker için an durulur Aşk nasıl gerekçesiz olur,gönül kuraksa rahmet mi okunur,insan ki aşka bahis olur Düşünmek kalbindir Edebiyle nefeslenmek ruhun içinde ki idrakindir Sevda sabrın ve feda olmanın halidir, ilimden yoksun kalp nasıl filizlenir Akıl merakın için gerekçedir, azmin futuhatın rengidir, inşirah kalbinin dileğidir Karanlıktan korkma Cahil olursan, nefsin için koşarsan, umudu anlamazsan Esir olmak için ruhunu bırakırsan, onur ve haysiyeti akidende bulamazsan Nedenlerden uzak kalırsan, nedensiz yaşamayı gaye sayarsan, sefil bir can olursun Aşk, ilham eken serdir Nefesin müddetine tabi olan ferdir, aklın için kefendir Vecdin için rehbetdir, ecrin için feyzindir, imanın için ne müthiş edeptir Rengin ne olursa olsun, aklın istersen bereketli bulunsun, ihlas halinde lal olmasın İraden akıbetin içindir Ne kadar tedarikli isen, hesabın vecdinde nefeslenirsen Tevekkül etmek adına elzem olandan vazgeçmeden gekçesiyle yürürsen Sabrı ve kanaati acizlik bilmezsen, umutların için lahzada aşka ram olan bedelsen Hüzün içini burkar Sessizlik her yanından bakar, lal olan melalin aşkla yanar Kar her vakit içine tevazuu ile yağar, suskun kalan umutların bahar için ağlar Eriyip tükenme, yeis içinde nefeslenip kalbini heder etme, nasibi ise kanaatle bekle Elbette keder olacaktır Lakin kaderin olmaması için vecdin azimle yol alacaktır Hüsran olmak nefsin adına gam yaşanacaktır, ruhun ve kalbin umutla coşacaktır Unutma,gözyaşlarını saklamadan ağla,gönlünün sevdası için hiçbir vakit yakınma Mustafa CİLASUN Share this post Link to post Share on other sites