Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Onu anlatmak ve hakkıyla renginde solmak!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bilirim…

 

Kelam etmek haddim değil!

 

Halin deruniliğinde anlamlaşmak hiç değil!

 

 

 

Fakirliğimin…

 

Ve belagatleşen acizliğimin izi,

 

Kalbimin kireçlenen çeperleri yeterli değil!

 

 

 

Gülü anmak…

 

Onu anlatmak, renginde solmak,

 

Hissiyatın titremelerine maruz kalmak uzak!

 

 

 

Hasır olmak…

 

Kilim misali sabırla dokunmak,

 

Minder olmayı başarmak divanda emin olmak!

 

 

 

Haşyeti anmak…

 

Sürurun saadetine erişmek,

 

Edebin diyarında muvazene bularak koklamak!

 

 

 

Kokusunda,

 

La mekân olmayı başarmak,

 

Kalbi ferahlığa ulaşmak, vicdan sancısını anmak!

 

 

 

Suhuletle yaklaşmak,

 

İşaret taşlarında emaneti solumak,

 

Zarafetinde ülfetle buluşmak zamanı hesaplamak!

 

 

 

Haline nüfus eden,

 

Rüzgârı anmak, toprağı koklamak,

 

Dikenin hamiyetinde yeksan olmak zannı bırakmak!

 

 

 

Kalan nefesleri,

 

Ömrün sahifelerinde eşsizliğini,

 

Ruhun ekseninde ki ebediyete muhabbetle uzanmak!

 

 

 

Hiddet ve kinin,

 

Husumetin içindeki zelilliğin,

 

Sevgiyi kurutan cahilliğin, şefkatsiz alınan her nefesin!

 

 

 

Mihenksiz vaktin,

 

Vuslatı düşlemeyen abdi acizin

 

Sakıt olmayan ecelin ve ölüm için vaat edilen güzelliğin!

 

 

 

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hayretim ne vakit dinecek,sinem gülecek!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aşk, kalbi latifliği bekler

Ruh sessizce refakat eder, verdiği söz üzre edebiyle nazar eyler

Kal, hale dönüşmedikçe, nefes müddetini hesağ etmeyince, hicran ne söyler

Hüzün gönül payesinde, iradem zafiyetler içinde, aklım hakka erişmeyince ah eder

 

 

Yarab, ne söylesem az gelir

Bahşettiğin nimetler, emanet ettiğin tahkikke ki gerçekler hasret çeker

İhlas ve ihsan üzere, zan ve şüphelerden arınmayınca, nevsim ruhumu ihata eder

Gam kabahatsizdir, çile bizzat davet ettiğim kederdir peki söyle istikametim nedir

 

 

Ahvalim niye hazan iledir

Tefekkür etsem, bin hüzün ile aşkın demiyle feyizlensem, yük mü geririr

Aklıma geleni söylemem, düşünmeden nefeslenmeyi öncelemem niye elem verir

Ruhumu firkatine erdirecek hangi ve ehliyetli eşiktir, nefsi lekelerim niye ağır gelir

 

 

Umut etmek ve fakat

Ehliyetten ve mükellifiyetten hadsizce azade olmamı mı gerekiriyor

Bahaneler hiç dinmiyor, avuntular neden irademe geçit veriyor, aklım mı ermiyor

Neden zafiyetlerim hala esaret içinde kalmamı önceliyor, kul olmak zor mu geliyor

 

 

Ruhuma aşkın vedini ver

Kalbimi inşirahın lahzasında manalaşmasını halime an be an göster

Hadsiz ve futursuzluğuma ne olur vesileler kıl ve bedbin ve bizarlığımı kaldır

İdrak, ruhumdan tebarüz ediyor, kalbim neden çilenin rahmet ilgasında zorlanıyor

 

 

Ömür yumağım ah ediyor

Ne vakit el acsam, ruhumun sahibi olarak kapına yüz sürsem yaşlar gelir

Acizliğim ve kanaatsizliğim ve hatta hadsizliğim cefamı tazeler ve de günceller

Sahibimsin, zafiyet içinde olduğumu bilensin,kalbime takat ve irademe azim ver

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vakit ruhuma şahitlik eder, ahım ne söyler!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir karar vermeliyim

Nerden nereye geldiğimi hesap ederek, halimi vuzuha erdirmeliyim

Neden bir seçimin tevdi edilen zorunluluklar olduğuna kanaat etmeliyim

Hangi minval üzre irademi kullanıp, partilerin taleplerine geçit verebilmeliyim

 

 

Terfrikayı önceleyeni elemeliyim

Huzur ve sükünu bozan, hukuk tanımayan, canları yakanları tespit etmeliyim

İktidar olmak için,ruhunun ve kalbinin sesini dinlemeyeni yakinen denetlemeliyim

Milletin sesi ve nefesi olmayanı ve böyle bir meramı bulunmayanı ayırt etmeliyim

 

 

Elhak, hakikat üzre nefeslenen

Milletim ali menfaaatları için canhıraş çalışan,mazlumları hiç unutmayanları

Müstekbirlere baş kaldıran, zülum ve tuğyanı milletine aşkla anlatanı görmeliyim

Bağnazlığa ve tecessüse geçit veren, mütemadiyen talan edenleri saf dışı etmeliyim

 

 

Redd-i miras yapmayanları

Kulluğun farkında olanları, hizmet etmek için gece gündüz çalışanlar demeliyim

Ulufe dağıtanları, aslı astarı olmayan vaad verenin amaçlarını neden sesmeliyim

Aldatan ve yıllardır uyutan hizipleri milleti acizliğe düşüren densize ne demeliyim

 

 

Partiler tefrika nedenleridir

Lakin demokrasi adına vazgeçilmezler guruhundan tercih edilen gerekçelerdir

Bu bakımdan milletin her nasıl olursa olsun ki tercih haklarına saygı duymalıyız

İnsani değerler üzerinden ve musamaha gerekçesinden tahammüllü bulunmalıyız

 

 

Sünetullar rekabeti önceler

Ve fakar hak üzre olmasını işare eder,hukuk kimler içindir diye sual eyler

Akıl sahiplerine seslenerek hiç düşünmez misiniz der, hikayeleri neden hasreder

İnsan, aklı ve izanıyla, ruh ve kalbiyle anlamlı olan nazardır, ihsan için vardır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Halin kal’ine dönüşsün, gamın dinsin!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaç zamandır yazışırız

Gönül dilinden olması için aslında yoktu birbirimizden farkımız

Akıl ve izan üzereydi hesabımız, bir macara peşinde değildi meşkuliyetimiz

An ve vesileleri izah eden zamana, nefesi burkan hicrana,alıp götüren furkana

 

 

Şehrime malik olamadığımız

Ukteleşen hevesleri kader muvazenesinde bir yer bulamadığımız

Firar eden bir can misali içimizi sızlatan feryadımız,anlaşılmayı bekliyordu

Yoksa neden sürüklenelim, ömür yolculuğunda bir gam ile hoyratça seyredelim

 

 

İnsan, aklı ve idrakiyle anlamlıdır

Cehdi ve vecdi için mefkuresi istikametinde ki aşkla yol alır

Zan ve gam kalbin sahifelerinin lekelenmelerine vesile olur,izan bizar kalır

Aşk, ruhun ve kalbin riyaya girmesinden korur,sevda bereketi halinde sadır olur

 

 

Kalbin sahibi ve maliki kimdir

Neden nazargah olarak taltif edilen en latif ve de ülfettir

Aklın ve hesabın vuslatın için vazgeçilmezindir, hesağsızlık nefsi telakkilerdir

Vakit niçin tevdi edilmiştir, yaratan hangi maksada binaen seni tanzim eylemiştir

 

 

Düşünmek fikirle mümkündür

Yefekkür etmek kalbi temayüldür, muhayyilen için müracaat ettiğin sığınaktır

Lahzalar lal olan ikramdır,insan akıl ve azmiyle meraka baş vuran bir vicdandır

Gerekçesiz yanmak, hissiyat harıyla dağlanmak, yeis içinde umuda sarılmak ardır

 

 

Her ne yapıyorsan yap

Ve fakat bir bedeli olacağını unutma, hadsiz özgürüm diyerek kendini avutma

Edep ve adap insan içindir, bedelsiz nefeslenmek mahlukat için asla değildir anla

Kim çıkarsa çıksın karşına, öncelikle ne yaptığını ve amellerini sorgula ve unutma

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Söyle gülşen-i hüssüne kimler varıyor!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zor geliyor

Yadetmek kifayet etmiyor,feryadım niye dinmiyor

Her lahzada gözlerim seğeriyor, acabalar an be an sinemde şekilleniyor

Gözlerim bizar birşekilde hazana tevessül ediyor, zemheriyi içimde yaşıtıyor

 

 

Hasret sinemde

Figan ettiren firkatin ruhumun sessiz derinliğinde

Kalbim umut için şevke gelince,kale dönüşen bu melalim sevinince

Gözlerim boşalıyor, yüreğimde fırtınalar başlıyor, ah u feryadım yetmiyor

 

 

Ne oldu bu kalbime

Alıp göteren feyzin serdettiği kederli deruniliğine

Hüznün dilimi lal ettiren burukluğuna,içimi açıtan solgunluğuma

Nerdesin, hangi umudun eşiğinde yanarsın, yar dedirten sevdanın şiarısın

 

 

Yazamaz oldum artık

Evet, kolum kanadımda bir takat kalmadı sanki kırık

Ümitlenmek,nasibin kadrinde tefekküre çekilmek acziyetime açılan aralık

Yoksa aklım mı tutukluk yaşıyor, sevda karalara davet ediyor, halim sanki sanık

 

 

Güneş çekiliyor

Şevk-i umudum fersiz birşekilde hala nefes nefes kalıyor

Bu içinden çıkılmayan feryadımı kimseler bilmiyor, gözlerim ey Hak diyor

Sessizlik kendi içine çekiyor, kalan nefesim solgun bir yağrak misali sürükleniyor

 

 

Bilmem ki ne ettim

Devasına muhtaç olduğum elemi sinemde filizlendirdim

Hangi vecdin inhisarında bu kadar samimi olarak dirilmek için can çektim

Hevesler için mi bir gama girdim, emellerin girdabında ömrümü hebaya yöneldim

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sus, hiddete bürünüp hırsla nefeslenme!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ey can haddini bilmelisin

Nefesin azizliğine itibar ederek, sevginin diliyle bütünleşmelisin

Mütemadiyen asileşmemelisin, he vakit bahane için ruhunu bizar etmemelisin

Müddet-i nefes nedir, rahmet kimin tasarrufunda bulunan itibar edilen cenahtır

 

 

 

Her an yargıç mı olmalısın

Ne zaman sanığın ah u figanını anlamaya azimle çalışacaksın

Mağdur ve mahzun olmak nedir, halinin derinliğinde yaşamaya başlayacaksın

Sabrın ve irfanın, ihsan ve izanın aşkla zerk olunan manasından haberdar olacaksın

 

 

 

Hüküm sahibi olmak liyakat ister

Ehliyet sahibi olmak söyle hadi, halin için ne kadar kifayet eder

İnsan zafiyetleriyle insandır, hata ve tercihlerle hesaba çekilecek candır, bekler

Her vakit korku ve kaygıyı yaşatacaksan, esaret etmeyi başarman ne büyük keder

 

 

 

Ne vakit seni düşünmüşsem

Eziyet vermeni sinemin her lahzasında derinden hissetmişsem içim acır

Her zaman bir bahane aramaya başlarım, feryadımı bir gün anlayacağını umarım

Göçüp gitmeden, suskun halimin serinliğine gizlediğim figanımı hissetmeni anarım

 

 

 

Bakışlarım niye kaçkındır

Ruhumu firar ettiren çığlığın ne vakit duracaktır, sürur başlayacaktır

Tebessüm etmeyi unutturdun, gam içinde bir ömür tüketmemi sağladın, acıdır

Kırıp dökmeden, hiddeti öncelemeden, gazabı halinde görmeden göçmem sancıdır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hakkıyla vakıf olsam, hiç ağlamasam!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Belki de gülüp geçiyorsun

Gönlümün meskûn mahallinde ki firkati hiç önemsemiyorsun

Şehre dilmeye amade olan sessiz melalimi dinlemek istemiyorsun, sitem ediyorsun

Gönle haz bahşeden, umudu sürura dönüştüren, hicrana refakat ettireni bilmiyorsun

 

 

 

Bilme ki ne söyleyeyim

Yüreğimin figanını ummanın müsamahasına sığınıp dökeyim

Bir ömür sukut edeyim, hıçkırıklarımı kuytu köşelerde dile getirip inleyeyim

Hasretin feryadını, umudun şiarını sabırla derleyeyim ve nasibime kanaat edeyim

 

 

 

Ne sabahın kuşatan ahı

Ne gecenin halimi tarumar eden ilgası, ruhumu sızlatan firakı

Nazarlarım hazana yöneliyor, burukluk sineme acı veriyor, fark ettiren sancı

Boynum bükük, hicran bir ömür refakat etti halime sessiz çığlığım dinmeyen acı

 

 

 

Kalbi ihsana erişmeliyim

Arifin taliminden geçmeyi ve eşiğinde nefeslenmeyi bilmeliyim

Ne kadar gün yüzüne hasret umudum varsa, hikmet-i sebebini sual etmeliyim

Bahtım hangi vaktin lahzasında vuzuha erişecek, ümitle niyaz edip, beklemeliyim

 

 

 

Elbet bir gün dinecek ahım

Ruhuma sancı veren derin sızım, kalbi inşiraha niye açım

Bilmeden ve halin rahlesinde aşkın esiniyle derunileşmeden asla kaçamam

Bekleyen vaktin, tevdi edilen ehliyetin hesabını görmez ve bilmezden vazgeçemem

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gönül aşkın serabında, umut sabrın şadında!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ağlatma artık nefesin maliki yar

Figanım mahzun,ruhum bizar, halim de sanki an be an kabir var

Hangi şafağın eşiğinde ümitleneceğim,yüreğimin feryadını sevinçle dökeceğim

Açılan ellerimi muhabbetle arzu halime refakat ettireceğim, niye içimde gam var

 

 

Lahzalar sünnetullahındır

Rekabet etmek, azimle kalbi inşiraha erişmek ruhuma vaadindir

Akıl nimeti, idrak ülfeti, farkı fark ettiren ihlas letafeti tercih-i cenahımdır

İrademden vazgeçiren, zafiyetleri nefsimden tebarüz ettiren peşirşanlığım, ahımdır

 

 

Gözlerimden yaşlar boşalırken

Sessiz ve kimsesiz bir sabi misali boynum bükülürken ve dertlenirken

Yegane sığınağımsın, gönül tacımsın, melalimin manasısın, nefesimin sahibisin

Neden hicran içindeyim, hüzün ikliminde sanki çaresizim, dinmeyecektir acizliğim

 

 

Ne zaman ansam yanımdasın

Ruhumun hesabında muhakkak ki bir başkasın, Rabbımsın, Halıkımsın

Seni hakkıyla andıkça içim doluyor, bedenim titriyor, nefesim kifayet etmiyor

Kalbimde marazlarım var, hissiyatım bazen galebe çalar, umutlarım hazanı yaşar

 

 

Kulunun ey yar, zafiyetlerim var

Lütfettiğin rahmetin ve mağfiretin, bahşettiğin nimetlerin neden ahımı aralar

Sabır, kanaat iradem için sineme edebin hazzını koyar, hesabın aşkın için ey yar

Ruhumun lisanından, kalbimin niyazından emin ol,elhak yok senden gayri bir yol

 

 

Ömür yumağm sendelendi

Vakit ruhumun serencamda ki lahzasında an be an neler söylesi

Akıl ve izanım neden halime şimdi refakat etmedi, gönül sessizliğine çekildi

Teffekkür etmek, mahcubiyetimle huzurunda umutla yeşermek yüreğime ağır geldi

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

İçine attığın ne varsa, serdetmeyi unutma!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne vakit ümitlenip tebessüm etsem

Hemhal olduğum nazarların meramlarını dinleyim,ibrete yönelsem

Fifanlaşan hissiyatıları, ah çektiren derd-i gamlarını hüzün içinde dinlesem

Sessizce boyun büküm, sebeb-i hikmetin esrar-ı akıbetiyle korkmadan yüzleşsem

 

 

Nedenlerini hulisi kalple hasretsem

İçinden çıkılamayan zamanın vaadinde ki hikmetleri aşkla derlesem

Sabrın ve vecdin, aklın ve iradenin, ihlasa muhtaç olan kalbin meramını zerketsem

Bedelsiz üzülmek, keşkelerle nefeslenmek ve tedbirsizce sürüklenmek cefadır desem

 

 

Lisan-ı halim acziyet içinde

Sine-i ahvalim edebin özleminde, yaban olan hadsizliğim hangi beklenti içinde

Şayet yaşamak, nefes almak ve hesapsızca serilmek mahsadına ulaşırsa ar kimde

Fikir sahibi olmak, nitelik noktay-ı nazarından idrakle vuzuha akmak bir çareyse

 

 

İnsan aklı ve irfanıyla farktır

Hadiseler ve sosyal nedenler mecrasında şekillenen ve anlamlaşan hasattır

Ruhi ve kalbi oldukça, aşk ve sevdayı hakikat sahrasında yaşadıkça ne ferahtır

Arzın misafirleri hesapsızmıdır, eza ve cefa edenler, desilelere meyledenler tuhaftır

 

 

Hayrın ve şerrin ne olduğu

Kader ve kazanın akıl ve ihsan üzre anlaşılmasında ki farklılığı

Azim ve tercihin, iradey -i istikamet için meylin, maksadını aşan hevesin acılığı

Hırçın ve bedbin bir mizac ne kadar caziptir, suhulet ve ülfetin o haz veren taçlığı

 

 

Çiçekler içinde gül farklıdır

Ne kadar latif bir kokusu vardır, insan ruhuyle fevkalade kıvamlıdır

Kalp elhak sahibinin nazargahıdır, vekil idrake eriştikçe hal-i aşkla anlamlıdır

Fikretmek, akıl,izan sahibi olarak tefekküre miskinliğin ötesinde bürünmek farktır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bilmem ne vakit duyacaksın sesimi!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Artık içim sızlıyor

Dinmeyen figanım halime geçit vermiyor, sabrım niye titretiyor

Kanaat etmek neden acı veriyor, gözlerim mecalsiz birşekilde hala bekliyor

Ah etmek, yeis içinde sürüklenmek ağrıma gidiyor, bilmem ki hasret ne söylüyor

 

 

Nerden tutunsam

Dizlerimin bağı çözülüyor, gam sinemde nekadar büyüyor

Hüzün akşam sabah halime refakat ediyor, ruhum sessizce temaşa eyliyor

Yarab sen bilirsin, sahibimsin, tek adresimsin, takat ver, sabır ver, dırayet ver

 

 

Nereye gitsem ahım içimde

Firkatle anılan yar bilmem ki şimdi hangi halin dirliğinde

Alıp götüren merakım hala benimle,aklım ve itminanım gam ile bedelleşmekte

Bilmem ki nerdesin, hasretin izanımıkuşattığı bir şahesermisin, yoksa kedermisin

 

 

Yıllardır fidan dikerim

Her birinin filizlerini toprapa gömerken seni anar ve arzularım

Suya bakarım, sinemin kuraklığını sensiz yadeder ve bu dramınma anlamlaşırım

Sokakta sessiz ve çaresiz bir nefes misali salınır, yaprakları koklarım ve ağlarım

 

 

Hangi çiçeği koklasam

Taş yastığımın üzerinde takatsiz bir şekilde hüzünle uyuya kalsam

Düşlerimde karşıma çıksan,bit tebessüm ederek baksan ve selamını saklamasan

Ruhumun figanını birlikte yaşamayı bari göze alsan, ıstırabımı hakkıyla anlasan

 

 

Halimde sürur yaşatsan

Bir nebze haz bıraksan, hasreti içimden çıkarıp alsan ve ağlasan

Ömrümün kalan sayfalarında hazanın vakarıyla ve şevkiyle şaduman olsan

Ölmeden ölebilmeyi, umut içinde sabırla beklemeyi ve vaktini derlemeyi anlasan

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalp sezgiden, ruh firkatten kal eyler!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne vakit susmuşsam

Sessiz çığluğımı yudumlamak zorunda bırakılmışsam

Bir maslahat adına yeri ve zamanı için sabrın vecdine sığınmışsam

kanaatin sahrasında soluk soluğa kalmak adına gözlerimden yaşları bırakmışsam

 

 

Yeter artık demeden

Ruhumu bizar eden bahaneleri vesileler görmeden

Kalbi lahzaları aşkın şiarına sunup, nefsi tuğyanların içinde belenmeden

Ömür denen ihsanı, can denen heyecanı, aklın cebreden fırsatını, idrake erdirmeden

Ölümün diriliş anını deruhte etmek, aşk iksirini halin bendinde kal’e dönüştürmek

 

 

Uzvun ne günahı var

Bi hakkın ehliyet sahibi olman vaktine kadar emanet edilen sadıklar

Ne vakit mükellefiyetin kalkar, akıl ve idrakin sakıt olup hali terk eylediği anlar

Kalp ağlar, ruh kendi mecrasına akar, gözlerin şaşkın birşekilde habersizce bakar

 

 

Ne kadar korkarsan kork

Ürpertilere idrak ve kalbin ruhunun refakatinde tok, hani bekleyen ok

Narı sen davet edersin, kar’ın latifliğinden ne kadar habersizsin, aşkını göremezsin

Feryadın neye yarar nefesin saikleri şaşkın bir biçimde aczine manidar halde bakar

 

 

Ne haşyet ve ne hayret

Rahmetin ve mağfiretin kadrini, aşkın azizliğini, say’ın naifliğini izah eder

Keder, bihaber olan, halinin bendinde anlamlaşmayan, nefsine tabi olana meyleder

Dert bin hüzün ile ruhunu işşad eder,rahmetin banisi kimdir diye kalbine sual eyler

 

 

Neye iman ediyorsan iyi tanı

İçinde yatan bin bir şüphe uyandıran ve nefsi hergelelik yaptıran nazarı

Sesi senden alan, intizara salan, aklında tutukluk yaşatan, kalbini yoran belaları

Başkalarından sanma, şahit olduğun eşkallerin maksadını hakikat nazarıyla anla

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne vakit hicranı ansam, ruhum sızlar!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sinemi yakan narın firakındatım

Henüz anlamaya vakıf olamadığım bir sevdanın didarında yanığım

Davetlerin, ruhuma tevdi edilen emanetlerin, unutulmaya yüz tutan ahitlerin

Şehrine malik olamadığım yaratılış hilkatinin, aidiyetimde ki üzen belirsizliklerin

 

 

Hangi saiklerin tutsağıyım

içinden çıkmaya kadir olamadığım hücrenin ahıyla umuda bakmaktayım

Yıllara sari akan gözyaşlarımı niçin saklamaktayım ve niye içime akıtmaktayım

Nasıl bir gailinen etrafında tavaf yapmaktayım, derd-i gamımla an be an bezirganım

 

 

Susmak halime kar etmiyor

Sinemden çıkmak isteyem melal, nasıl bir kalin refakatine nazar ediyor

Niçin an zihnimde farklılaşıyor, kalbi umutlarım için sabr-ı kanaatin aşkını diliyor

Sineme iltica eden halleri kim biliyor her lahzası ruhumda firkatin inşirahını bekliyor

 

 

Ey kalbimin sahibi efendim

Rumunun hasrtetiyle bitap olduğu malikim, sen bilirsin, sen Rabbimsin

Kalbime inşirahı nasip eyle, ruhumun insicamında anlamlaşan idraki mi ar eyle

Edebin senasında ki tevazuu zihnime ilhak eyle, azmimi ve irademi aşkına ram eyle

 

 

Sen yarattın, hesabı hatırlattın

Talim ve terbiyem için rahmetin şadından nebilerini heran müjdeci kıldın

Kitab-ı celilini bizzat sen emin kıldın, insanlığın serencamından hikaye anlattın

İbret almamızı, akıl sahibi olduğumuzu her bir vesileyle an be an ruhumda yaşattın

 

 

Niye bu kadar duyarsızım

Ne müthiş bir sancıyım, kalbi ve ruhi telakkilere ne kadar uzağım ve açım

Evet, yarattın ve vesileleri yakın kıldın, merakın şubesi olan ilmi her vakit hatırlattın

İtminan olmayı, sinsilikten kaçınmayı ve ihlas üzre yaşamayı halin didarına anlattın

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

Hangi halin ikliminde nefes nefeseyim!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nazar ettiğim herşeye şahidim

Lakin farkı fark etmeyecek kadar bir acziyet içinde sürüklenmekteyim

İrfan meclislerinin şerabını içmeden nefeslenen bir zadeyim, ah u zar içindeyim

Kimseye bir sözüm yok, her nefesin kendine göre elbette ki gailesi ziyadesiyle çok

 

 

Nefsim hizmet etmeme taraf değil

Aklım, izanıma kefil olmaya muktedir değil, iradem aşkın firkane amade değil

Kalbim inşirah için vecdin insicanımda azimle gayret gösteren bir feceran da değil

Hangi vaktin prangasındayım içinde ki lahzalara taraf olan bizar nefes farkında değil

 

 

Hüzün bağında yine yalnızım

Ne kadar ıssız ve şevkten azede olmuş bir can olarak hazanlaşır umudum

Gönül kapım ne zaman açılacak, ruhumum figanı sürur ile hakikatte şahlanacak

Kalbim işte o vakit bir fark yaşatacak ihsan ve inayetin aşk vecdini tekrar hatırlatacak

 

 

Sukut eden ağaçlara bakıyorum

Yapraklar halleşiyor, kuşlar aşkın lisanıyle muhabbet içinde meşk ediyor

Rüzgar ne kadar zarif esiyor, susuzluğum aklıma şimdi geliyor, yutkunmak istiyor

Göçüp giden nefeslerin lalleşen bedenleri hangi vakti bekliyor, ölüm hüznü öğretiyor

 

 

Yaşlar sessizce akmaya başlıyor

İçim an be an burkuluyor, gözlerim önüme düşüyor, halim takatime elvermiyor

Hangi derdin figanıyla hemhal oldum, nefsi taranelerimi unuttum diye sual ediyor

Demek ki yüzleşmek çok ağır geliyor, hesabın sahneleşen feryadı ruhuma sesleniyor

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nefsinle konuşma, hırsınla yol alma!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Oysa yıllar önce ne kadar masumdun

Nazarlarında ürkek bakışlar, edebin güzelliğini akseden sıkılmalar vardı

Bir dileğini beyan etmek için vaktini beklerdin, nefesin azizliğini çok iyi bilirdin

Kırmadan ve dökmeden kalbi latifliğini etrafına hasreden bir suhuletin ve nefestin

 

 

Yıllardır bu halini çok özlüyorum

Kimi zaman çaresiz sezsizliğime çekiliyorum, neden değiştiğini düşünüyorum

Halinin kale dönüşmesi için umut içinde niyaz ediyorum,bizarlığımı gizliyorum

Her ne hikmetse üzülmeni istemiyorum,belki zamanla düzelir diye ümitleniyorum

 

 

Bir vakitle bir ailenin kızıydın

Kısmetin açılana kadar belkide nazdın, şefkatin inhisarında ki kanaatin

Hamiyeti hasreden babanın endamıydın, masumluğun şiarın olması için ahittin

Sabır ve kanaatin içinde yol almıştın, nice ukterlerin adına burukluğu yaşamıştın

 

 

Nasibin çıktı ve vaktin gelmişti

Vesilerin sahrasında ki merakın kavilleşmişti, heyecan haline tebarüz etmişti

Babanı ziyaret etmek için kapınızda beklerken, siz çıkmıştınız karşıma müthişti

Yüzünüz pempeleşmiş, mahçup bakışınız güzelleşmiş olarak içimi anbean ısıtmıştı

 

 

Sanırım birçok talipliniz vardı

Demek ki vakit henüz kemale erişmemiş sanıktı, yoksa nasip nasıl anlaşılacaktır

Ki ruhuma aşlina gelen melaliniz ve o vakitler henüz ram olmadığım haliniz farktı

Allahın lütfu ve inayeti bakımından ihsan eylediği kalbi latifliğiniz çok manidardı

 

 

Hatayı kendimde bulmalıyım

Hangi zamanlarda ihmal ettiğim hissiyatını hakikatin şiarıyla okumalıyım

Meylin ve vuslata olan talebini, sabır içinde ziyadeleşen hizmetlerini görmeliyim

Yargılamanın ne kadar haddim olmadığını, halimin sahillerinde talim eylemeliyim

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ruhumun figanı artık kar eylemez oldu!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kimi vakit nutkum durdu

Gözlerim yaşla yol alarak, hicranın inhisarında sabra koyuldu

Aklıma ne oldu, idrakim neden kalbime itminan olmam için inşirah sunmuyor

Umutlarım lahzalarda her nedense yeşermiyor, hazan yine sineme sökün ediyor

 

 

Kalbimi şehredebilmeliyim

Ruhumun tevdi edilmesinde ki saiklerinin gerekçelerini öğrenmeliyim

Kime nasıl sual etmeliyim, hal ehli nefesin izlerini muhakkak ziyaret etmeliyim

Neden kifayet etmeyen bilgilerle ve rivayetlerle, amel etmeye iltifat etmemeliyim

 

 

Muhakemem niye miskindir

Bilmem ki bu halime muhtaç eden hangi nefesler ve bahaneler içinde ki erkdir

Kimsesizlik ne çetin bir kederdir,sahibinden habersiz kalmak aşka yetmeyecektir

Ömür değirmeni, vaktin hakikati için aklınla ilintili kılınan gerekçe kılan bedeldir

 

 

Sahipsizlerin hamisi olmalıyım

Sokak aralarında umutla bakan nefeslerin yardımına ihsanla koşmalıyım

Kapısı kapanan, umutları hazanlaşan kim varsa, aşkın şerabından bahsetmeliyim

Gönlümün hicran damlalarını, hüzün içinde yakarışımı yakinen hissettirmeliyim

 

 

Dillenen alışkanlıkları bilmeliyim

İman ettiğim, ruhumla cüretine yeltendiğim, kalbimi sahibine ram eylediğim

Suskun umutların vakti için kanaat eylediğim, bahtımın kazasına elhak dediğim

İrademin ve kıt aklımın aidiyetine olan ihtiyacını an be an iliklerimde hissettiğim

 

 

İnsan kalbi ve aklıyla bir nazardır

Aşkın ve hakikate olan muhtaçlığına amede bulunan ardır, edep içinde hardır

Azim ve ihsanıyla farktır, ecir ve inayetiyle ihsandır, vuslat için sabr-ı hasattır

Aşk için vardır, ceht ile vicdandır, hal içinde manalaşan fermandır furkan-ı şiardır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hicran içinde, kalbim bilmem ki hangi firkatte!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zihnim...

Abluka altında inlerken,

Kalbim dirliğe hasret çekerken...

 

 

Ruhum...

Hicran içine nazar iken,

Uyanmak, kalbi olmak ve ne zor!

 

 

Canın...

Canana tevessülü olunca,

Aşk kendi ikliminde anılmayınca...

 

 

Hilkat...

Yozluğunda solumak varsa,

Hüznü hıçkırıklar, şimdi yanımda!

 

 

Beşer...

Nefesi tedaviye muhtaçken,

Âdemlikten maksat, adamlık iken...

 

 

Âdeme...

Mahkûmiyet konuşulurken,

Kimlik sekülerliğe şimdi aşikârken...

 

 

Sevda...

Tohumlarına ne oldu kurudu,

Hizmet, mazi sahifesinden okunda...

 

 

Nur...

Kayıp mı oldu, feyz kimi sordu,

Ecir hiç aranmaz oldu kalp yoruldu...

 

 

Artık...

Ne âdemden ve ne de demden,

Hiç ayılmayacağım mı ben badireden...

 

 

Bir...

Yorgunluk zuhur ediyor yürekten,

Anlamaz oldum, ne hazin dertlerden...

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hiç bakıp aldanma, ruhumun aç yanma!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Almış başını gidiyorum

Neye şahit olmuşsam, hangi nefesin tesirinde kalmışsam hayıflanıyorum

Kalbi boşluğum için bir yol arıyorum, aşk ve sevda adına anlamsızlaşıyorum

İçimin burukluğunu Hiçbir nefesle paylaşamıyorum sessizliğin kadrinde ağlıyorum

 

 

 

Karıncaya bakıyorum

Kuşun umut içine kanatlandığını nazar ediyorum, sukut edip hıçkırıyorum

Arzın sakinlerini düşünüyorum, kaçan ve göçenin meramını hüzünle anıyorum

Şakınlığın lahzasında kalıyorum,neden bu hal üzerine içimde bir korku yaşıyorum

 

 

 

Neden süruru ararım

Şevki melalime haz vermesinin hasretiyle yalnızlığın sokaklarında yanarım

İnşirah için neden perişanlık yaşarım, ihlasın vecdini kalbi lahzamda bulamam

İtikadım fersiz, taklit ettiğim saikler demek ki mesnetsiz, hissiz aşkına kanamam

 

 

 

Yakarmak kar etmiyor

İdrakim kifayetsiz sinemde ki hüznü, sürurun kadrine hiç dönüştürmüyor

Ruhumun hicran damlaları dinmek bilmiyor, dert edindiğim ne varsa hak etmiyor

Vakit içimde büyüyen haşyete işaret ediyor, yaşadığım panikler de geçit vermiyor

 

 

 

Nefesin feyzini yaşamalıyım

Umudun ruhuma kal eylediği insicamla, halimde ki basireti bulmalıyım

Bir derdin firkatiyle yazmamalıyım, rızay-ı bari için kalbimle barışık olmalıyım

Öncelikle halimi sefilliğinden arındırmak için çarelere başvurmayı sağlamalıyım

 

 

 

Bir gönülü kırmadan

Anlamaya muktedir olmayı başarmak için sabırla yol almalıya alışmalıyım

Yargılamak hiç haddim değil bu gerçeği idrakime ve kalbime aşkla yaşatmalıyım

İnsana yaratılan bir nefes olarak laltif etmeye başlamalıyım ve onu anlamalıyım

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tevhid eden deli olmaz, kalbi zelil olmaz!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir sual eyle kalbine

Şehrine malik olduğun ruhunun deruniliğinde ki aşk-ı ahidine

Vicdan payesinde ki enginliğe, kanaat vecdinde yatan suhulete, sabır denizine

Hiç korkuyla aşk barışık olur mu,inşirahın firkati ruhun didarında mana bulur mu

 

 

Neden aklın saltanatın

İdrakin yol aldığın sahrada ki cenahın ve ne vakit dinecektir bu ahın

Kitab-ı celile niçin uzaktır merakın, bitecek mi hakikat iklimine olan muhtaçlığın

Nefsi tareneler içinde harap olan hissiyatın, kalbi lahsalarda ki vicdanı yanıkların

 

 

Bu hal üzre niye ağlarsın

Tedbir-i talimineden halinden uzak kılarsın, acziyet içinde nefesini yorarsın

Melulleşen bir nazarla etrafını tararsın, edebin marifetinden hiç sürur duymazsın

Sineni dağlayan nedir içinden çıkamadığın gaileler nefsi taraneler niye anlamazsın

 

 

Mahlukatı bir düşün

Arının azminde, karıncanın durmayan vecdinde, okyanusun derinliğinde ki şevke

Niye bir tefekkür nazarıyla yakınlaşmazsın, kainatın o lisanından hiç anlamazsın

Vaktin şahit olduğu hesabı hatırlamazsın, nazargakh olan kalbine ne için uzaksın

 

 

Ruhunu ve kalbini tanı

Seni sen yapan aşkın insicamında ki anlamlaşan sevda hazzını ve farkını

Akıl ruhsatını,akide tacını, taklit etmeye amade kaldığın onca hüsran nazarını

Ne olur merak et, tahkikin için hiç durma sual et, hakikatın o aşk şadına iltica et

 

 

Halini böyle yoran nedir

İçinden çıkmaya muktedir olmadığın dertler bizzat senin davet ettiğin kederdir

Kalbin aşk ve inşirah içindir, ruhun hakikatin mecrasına ilhak eyleyen idrakindir

Haşyet bilinçin kabul etmediği elemdir,şehrine malik olmadığın hikmet feyzindir

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aşk; ardır, edeptir, feyz-i anberdir,kirletme!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şayet ruhundan habersizsen

Kalbinin lisanını şehretmeye muktedir olmak için talim olmaya haiz değilsen

Akıl ve idrak ülfetinden anlamayan bir tutsak isen,prangalarını fark edemiyor isen

Bir sual etmeye tevessül etmemişin, mukallit olmakla iktifa etmişsin,niye kedersin

 

 

İrfan meclislerine nazar eyle

Arifin halinden ilzam olan kalinden ibret al, nefsini nizam etmeye çaba sarfeyle

Vakit sahiplidir, nefesinin sahibi kimdir,hesapsız bir hilkat varmıdır, merak eyle

Masum nefesin, mazlumlaşan milletin,tecavüz edilen bedenlerin dramını dert eyle

 

 

Kendin için istemediğini

Sakın ola ki başka nefeslere reva görerek herhangi bir maceraya sürüklenme

İşte ne olacak deme, benim suç işleme özgürlüğüm var diyerek kalbini inkar etme

İnsan aklı ve edebiyle anlamlaşan nazardır, ihsan ve ihlasıyla var olan bir candır

 

 

Aşk; ruhun en tabi feyzidir

Nara ram olan payedir, edebi manasa eşiktir,hali kale dönüştüren seyr-i serfedir

Akıl ve izan bunun için fevkalade önemlidir, şuur ve vecdin terakkisinde ki ecirdir

Rastgelelik içinde değildir hareket ve kuvvetin malikine itibar ettiren bir ferasettir

 

 

Sen ne kadar kaçarsan kaç

Yine de vaktin şahitliğinde ki bir senasın, niye rahmetin unutmadığı anlamsın

Kimin elinden tuttarsan tut fakat sakın bir aldatan olma, pak vicdanını şaşırtma

Ne olur nedemek istediğimi bir nebze olsun anla, bilimediğim lisan diyerek kaçma

 

 

Birgün ziyadesiyle gül kokla

Dikeni var diye ürkekerek yaklaşma,halinde salındığı o deruniliği iyice anla

Ötelerden bahseder,suhuletiyle ne kadar ibretli ve edpli bir değer, meramını kokla

Ne olur aldırmaz ve gamsız bir nefes olma,aklını, irfanını bahaneler için kullanma

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nefsine esir olmadığın nispette hürsün!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çünkü aklın ve idrakinle yükümlüsün

Ruhunu esir eden ne varsa, bizarlık kapındaysa, acziyet kalbini yormuşsa

İzanın bir mefkure etrafında yoğunlaşmamaışsa,irfanın haline sürur sunmuyorsa

Ne kadar ehliyet ve mükellefiyetinin farkındasın, yoksa ihmal edegelen nazarmısın

 

 

Çirkin hissiyattan sevgi neşet etmez

Akıl ne kadar farkı fark ettirse de, iraden zafiyetler içinde kalbine bırakmaz

Feraset halinde anlamlaşmaz,ihsan meyli sinende oluşmaz,aşk maşuka kandırmaz

Yol asla yolcusuz kalmaz, tahkik eden bir kul hakikat menbaında niye kaybolmaz

 

 

Pasif kul olma,kalbini iyi yokla

Ruhunun ah u zarını, sevdanın serencamını yaşamaktan hiçbir vakit korkma

Halini ilgilendirmeyen, merakını celbetmeyen lafazanlıktan arileş ve hiç hazlanma

Müddet-i nefesin edebini vicdanının didarında kokla, pişkinlik aline ardır unutma

 

 

Çöplük içinde büyüyen gülü koklama

Eşkalinde ki cazibeye asla kapılma, halinde barındırdığı kokuya hiç bulaşma

Mağdur nefesin, hanif bir halin hissiyatında korkma,vecdinin halisliğini iyice anla

Tekebür edip, takiye içine girip, taraneleri seçip kahkaha atmak içinde hiç aranma

 

 

Kalbin hastadır, ruhun perişandır

Nefsi telakkilerin sinene taht kuran sultandır,yoksa o korkukarın niye vardır

Akşam sabah kaçmak hesaptan kurtulmak mıdır, ölüm sana benden daha yakındır

Ağlamak bedelleşmeyi gerektiren fırsattır, tefekkür etmek içinde,aklına hacet ardır

 

 

Nardan ve ardan hiç korkma

Haline südur eden bahanelerden arileşmeyi unutma, iman leke kabul etmez anla

Tefrika için parçalanmış yüreklerin ızdırabına kayıtsız kalma, ecrin ihsandır yaşa

Nasıl ki o an sondurak çıkacaktır karşına, tedbir almadan göçmeyi sakın unutma

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Cahiliye zuhur ediyor,ruhum kederleniyor!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Öncelikle kelimelerle oynadılar

Aynı hissiyatı yaşamaktan ve kaynağından dem almaktan koparttılar

Alalel üsül sözcükler çıkarttılar,manasından ayıkladılar,ızdırabı anlamadılar

Neden insana ve hassaten müslümana zülmetmekten bıkmadılar ve hep ağlattılar

 

 

Yoksa fedretti niye hatırlattılar

Tufanın en müstenasını sinelerde başlattılar, esir kaplarında ezip bunalttılar

Tesim olan, hukukundan feragat eden, korkunun kadresinde inleyen cana kıydılar

Neden hor ve hakitr görmeyi medeniyet sandılar, sinsi iblisleşmeyi niye sakladılar

 

 

Nasıl bir hesabın eşiğinde kaldılar

Yoksa hiç güneş doğmayacak mı sandılar, garbın afakında fazilet mi bıraktılar

İşgal etmeyi, gasp ederek nefeslerin umutlarını kesmeyi,kan dökmeyi ne sandılar

Emperyalizmin her bahanesini sinemelerize zerk etmeyi evet, bir marifet saydılar

 

 

Ruhumun şevkini niye kırdılar

Ufkumu karartmak için binbir bahaneyle şart koştular, kimi zaman zorladılar

Ne olmuştu imanıma, derbeder olan vaadıma, akitleşen ruhum firkat için ağıdına

Neyi ihmal ettim, niçin tahkik etmeyi klabim için önemsemedim,neden aldandım

 

 

Ezan okunurken, sala verilirken

Nerdeydim ve hangi halin çıkmaz saiklarinde viraneliğimle yüzyüzeydim

Ne kadar imanımdan emindip, şek ve şüpheden arileştirmeyi neden beceremedim

Eğlenmeyi, macera için yaşamayı, nefsi meyilimle yol almayı kimseye bırakmadım

 

 

Aziz kitabı neden ihmale aldım

Lisanını bilmiyorum diye yıllarca hiç arlanmadan kaçtım, neyle avundum

Çekiştirmeyi ne şey sandım, aman ha derinlerde gezme diyenlere koşulsuz inandım

Yıllardır sessizlik içinde bizarlığı sinemde yaşattım, yanımda kimseyi bulamadım

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vakti şahit tutmalı, vahdeti anlamalıyım!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ehliyetsiz bir aklın sahibi olmamalıyım

Kalbini ihmal eden, ruhunun ahdini merak etmeyen halimi yaşamalıyım

İdraki neden ziyadesiyle önemini kavramalıyım, fikretmeyen firakı ne yapmalıyım

Hak için cehdettirmeyen, ecire meyletirmeyen furkanı, anlamadan mı okumalıyım

 

 

 

Neden zühtü hep yanlış anlarım

Etkisiz kul olmanın bizarlığını mütemadiyen yaşarım, bu halden nasıl çıkarım

Neden girdabın içinde anlamlaşan bir canım, esaret içimde niye çok farklı anlarım

Manazsızlıktan, aşktan nasiplenmeyen candan, acziyet içinde ki o merak sıkılırım

 

 

 

Dünyayı “ben” sanmamalıyım

Yıllardır içine düştüğüm esaretten silkinip kurtulmak için adanmalıyım

Aşkın senasında uyanmalıyım, sevdalaşan vicdanımı sahibi için anlamalıyım

Hakikatin sadır olmadığı hiçbir mekanda oyalanmadan müddeti iyi tanımalıyım

 

 

 

Vicdan neden masum bir aşktır

Sahibinden nasipsiz kalmayan sultandır, ruhun aidiyle alakalı bir sanattır

Akıl anlamak ve ayırt etmek için farktır, irade hakikate adanmış bir iştiyaktır

Ömür ne muazzam bir fırsattır, hesabın içinde ki tufandır, ölüme adanmış candır

 

 

 

Ruhum hakikatimdir,kimindir

Kalbim sahipsiz olan bir kölemidir, neden nazargah için tertip edilen ülfettir

Hisssiyar aslında pek latiftir, onu kirleten ise nefsi telakkilarde ki gizli esarettir

Feraset ne için çok önemlidir, ihsan üzre olmak idrakin güzeliğinde ki bir payedir

 

 

 

Yanmayı sadece sen murat edersin

Ruhunu ve kalbini ihmal ettikçe savrulan bir nefessin, nefsinin hala esirrisin

Ne kadar onu ezersen bil ki o nispette özgür ve manası içinde anlam bulan nefessin

Yoksa saklı bir zamanın içinde var olmaya gayret eden bir dilencimisin veya nesin

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ruhumda bir neşe var, ar sinemi yakar!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne kadar söylemek istesem

Ruhumu hicrana gark eden nazarlarından çekinmeyi bir yenebilsem

Bakışlarında ki cevaptan kalbi yakarışlarımı azat edip, sürur içinde sevinsem

Hiç kederlenmesem, derd-i gamıma yenilmesem, elemin eşiğinde gözyaşı dökmesem

 

 

 

Şimdi kalbime ne söylerim

Yadeden ahımı hangi nefese anlatırım, neden bir ömür hasretinle ağlarım

Yüreğime taş basarak, sabır sahrasında yalnızlığıma kanarak niye yakarırım

Gönül görmek ister, hal, kalin için nöbet bekler, hicran ruhumdan heran sönn eder

 

 

 

Gel dedim, hiç gelmedin

Sesimi duy dedim,fırsat vermedin,her vakit içimden kara trenleri geçirdin

Firkatine erdirmedin, ram olan kalbi hislerimi bir nebze olsun duymak istemedin

Bu kadar mı lanetliydim, hastalık zerkeden bir nefestim, ahımı sen hiç düşünmedin

 

 

 

Mevsimler suskun ne söylüyor

Sineme sökün eden hazanı kimse şehredemiyor, sessiz çığlığım figan ediyor

Artık beklemek yüreğimi dağlıyor, işittiğim ses bir ürpeti veriyor, umut dinmiyor

Göçüp gitmek kimi vakit çok yakın geliyor, düşen yağrak sanki halimi resmediyor

 

 

 

Toprak şimdi çok çekiyor

Kuşlar kanatlandıkça içim gidiyor, yerde gezine karınca ruhuma sesleniyor

Antik hülyalar, terk edilmiş duygular, kopup giden yakarışlar çok yakın geliyor

Vakit hesaplaşma vaktini önceliyor, saklı umutlar niye edebin suhuletine sığınıyor

 

 

 

Sessizce avuçladım toprağı

Halimin fakirliğine mütebessim bir şekilde yağan ibretli kar’ı ve esen fırtanayı

Hissettiğim samimi duyguları, latifleşen ruhumda ki firkat anını sukut eden o yarı

Yüreğimde dinmeyen narı, alıp götüren hicranı ve sessizce hüzün zerkeden hissiyatı

 

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sessizce avuçladım toprağı

Halimin fakirliğine mütebessim bir şekilde yağan ibretli karı ve esen fırtanayı

Hissettiğim samimi duyguları, latifleşen ruhumda ki firkat anını sukut eden o yarı

Yüreğimde dinmeyen narı, alıp götüren hicranı ve sessizce hüzün zerkeden hissiyatı....

 

 

 

Yüreğine sağlık manevi kardeşim.Feyzin hiç tükenmesin.Bu güzel dizeleri bizlerle paylşatığın için ayrıca teşekkür ederim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yanmaktır efendim, biricik çaresi aşkın!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne olur hal-i perişanlığıma bakma

Ruhumdan tebarüz eden ve dinmek bilmeyen figanımı aşkınla yargıla

Hiç acıma, mahzun olursam aldırma, gönlümün mağdurluğunda ki sevdayı anla

Gözyaşlarımı kurutma, yüreğimde esen fırtınayı dindirme, irademe bir geçit verme

 

 

Yak sinemi, ateşlerden kurtarma

Hiç sönmeyecek aşk-ı imanıma ve ahvalimin bizarlığına pranga vurma

Gönül kapımı kapatma, kalbimi inşirahın hasretiyle yorma ve takatsiz bırakma

Umudum firkattir, ruhum vecdine hasredilen idraktir, eşikte bekleyen aşk kimindir

 

 

Ne vakit kendime saklansam

Kör bıçağın merhametine sığınmayı göze alsam,ufkum kararır bırakma

Kalbimin farkını, yüreğimin vicdanıyla ağlatma,ihsan senin inayetindir korkutma

İçimde gam olsun, gözpınarlarım sel misali ruhumda manalaşsın, rızandan ayırma

 

 

Mahlukatın teslimiyetini yaşat

Hilkatin masumluğunu kalbime anlat, ne kadar acizliğim varsa aşkınla kuşat

Kulunum, bazen anlamını kaybetmiş yoksulum,zafiyetler içinde neden sarhoşum

Hangi meyi içsem, gözlerin aradığı sakiyi umutla beklesem ki sensiz evet berdeşum

 

 

Saklı zamandan geriye ne kaldı

Ömür yumağı hangi sahranın sukutuyla lahzalarda senin vadinle anlamlaştı

Umut niye cehti ruhumun didarında manalaşmadı, kim bu kardar ucuz kandırdı

Nefsime ram eğledikçe muhtaçlığım ziyadesiyle arttı,ihsan sadece dilde olan hardı

 

 

Sen ki meliksin ve sahibimsin

En yakınımda bulunan sadakatimsin, vadinden dönmeyen aşk-ı celalsin

Neden anlamakta ve kul olmakta sıkıntı duyarız, secdene kapanmaktan kaçarız

Nefsin hizmet etmesinden, talim ve terbiye edilmesinden sakınırız,aşkı tanımayız

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nasıl yakarsam ve hakkıyla ansam!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne oldum delisi olmasam

Benliğin içinde kaybolup, esaretle nefesi müddet-i içinde bırakmasam

Aşkın gönül kapısın açan bir nar olduğunu kavrasam ve zandan kurtulsam

Her anımı, ruhumu bizar eden figanımı, kalbimi burkan hicranımdan kurtulsam

 

 

Akılım kifayet etmiyor

İdrakim hakikatim için vecdime şevk vermiyor,bahaneler alıp götürüyor

Yolun selameti neden irademle kesişmiyor, azmim neden bezginliğimi önceliyor

İşaret taşkarı, aşk korkuları, gamsız nazarları bir bir ayan ediyor, neleri söylüyor

 

 

Bir korku var sinemde

Sanki bilinmeyen bir nedenin emrinde, nefsim ne kadarda hiç dert edinmese

Edep neden halimde tebarüz etmiyor,pişkinlik hangi gamıma devayı işaret eyliyor

Neden açmazlar her vakit gönül kapımda bekliyor, zihnim ahval üzere eza çekiyor

 

 

Yar diye kime baktımsa

Hislerimi kirleten marazlardan kurtulmadıkça, aşkı hakikat halini yaşamadıkça

Kitab-ı celili beslendiğim ve istikametin yegane adresini kalbimden çıkartmadıkça

Fakir kalırım, melülleşen bir nazar ile etrafıma balınırım ve gerekçesiz de ağlarım

 

 

Kul olmak ne büyük farktır

Hidayet üzre manalaşan sırattır, azmin ve cehdin ile alakadar olan ihsandır

Nasip senin umut içinde ki intikalindir, bahtını kazaya dönüştüren insicamındır

Eminsen korkma, tağuta,müstekbire, sekülerliğe, paganlığa açıksan hiç durma ağla

 

 

Allahın indirdiği hükümlere mukabil olmak üzre

Akıl vezandan,kaygı ve tasadan, her maslahatın insan kaynaklı olmasından

Şek ve şüpheyi içinde barındırmasından, ruhunu ve kalbini esaret tabi kılmasından

Çekinmeyen, tefrikalar içinde nesilleri perişan eyleyen ve kendinden geçiren hardan

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...