Mustafa Cilasun 27 Report post Posted April 29, 2008 Çiçekle anlaşılır sabrın güzelliği! Ne kadarda sabretmekten yorulsam Koşar adımla sen geliyorsun aklıma O vakit melalimi bir umut kuşatıyor Ufkum açılıyor kalbim çok ferahlıyor Senin halinde esrarını koruyan zarafet Ülfet içinde en bariz sunulandır buket Tevazu içinde nefeslenilen, her külfet İhsan için en güzel çağlayandır bereket Ne çok sayfalar yazılır kitaplarda basılır İnsandır, bilgiye ulaşmak için okumalıdır Tahkik için merak şarttır o gayret haktır Nasip nerede saklıdır tecelli çok farklıdır Her can heveslerin dirliğinde anlamlaşır Lakin idrak için insan olana idrak şarttır Ne kaş caziptir, ne göz kiptir bilgi asıldır İnsan hakikati anlayan en şerefli varlıktır Bizler müşahede ettiklerimizle değerliyiz Vakıf olmak için sabırla terennüm ederiz Açziyet içindeyken neler hissederiz biliriz Rahatlayınca da rehavetten ödün vermeyiz Kimiz, ne için hoşgörüden cimrilik ederiz O vakit kime ne ederiz husumet içindeyiz Takiyyeler içinde o sevgileri servis ederiz Özel ihtimam bekleriz, hederiz, heceleriz Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted April 29, 2008 Yürek içinde gizlenir suhulet! Artık ne sen, nede sensiz bir dem Halin hıçkırıklarına deva olmuyor Sine mahzunlaşıyor takat kalmıyor Gözyaşı dur durak bilmeden akıyor Bilirdim ki sakinin elinden içilir acı Kime keder olacak yârin kalan sacı Yürek sancısı, yan ağrısının kalması Ayazlarda yeme hasret kuş sıkıntısı Her kim olursa olsun ne fark edecek Çöp atıklarından beslenen ne edecek Halini kime arz edipte şikayetlenecek Rehavet içindeki insanlar fark edecek Nisalar kararmışlar, azimle aranmışlar Atıklar içinde bir hayat hakkı aramışlar Seherin serinliğinde merakla solumuşlar Birkaç kâğıtla mutlu olmayı başarmışlar Varlık içinde alınmaz haz, çilelerle niyaz Sevda bendinde hissedilir, en deruni yaş Kal sende bir kalk seherlerle yaşa bir haz Kalmasın gönül baharında mahzun bir yaz Dil kurur, gönülde gurur, hani sende onur Aidiyetin hükmüyle söyle kimden korkulur Ardı sıra her can bir maslahata konuk olur Azimet unutulur ar kaybolur can öyle solur Artık fark et, sineden sökün ediyor edep et Ruhun ahenk içinde olmasıyla yapılır davet İnsani halde aranır her türlü yakınlık hisset Ona göre hükmet, sevgi varlığın için şükret Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted April 30, 2008 Hayatın esrarında bir nefes alırken! Güzel bir gün görmedim, avaredir gönlüm Sarf eylediğim sözüm hali anlatsın dilerim Şimdi kime ne söyleyim kimden ne dileyim Sabrın güzelliğinde kopan yaprağı dinleyim Uçan kelebeklerin rengiyle hemhal ederim Martıların o nakaratlarında azimeti izlerim Balıkların derinlerde rızk için sabrını bilirim Ben hederim, kulluk konusunda derbederim An, zaman içinde Ummanlaşan candı aranan Bir dirlik olmazsa ne işe yarayacak akan kan İnsan, kulluğu konusunda noksanlığı yaşayan Cihan içinde nizamın hasretiyle sancı yaşayan Dünya, insan için yalan olmayan, birçok hülya Uykularda gizlenir esrarı teslim olmuş vuzuhla Zamanın akışında nasibin bulacağı her baharda Yapraklar arasında anlam bulan renkler arsında Toprak, ne kadar berrak olan bir hakikati hesap Nefis ile verilecek anılar girdabında yoktur rahat Kalk birde kendi haline bak heveslerin kat be kat Mizan ile bir vuzuh bulacaktır her hakikati azamet Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted April 30, 2008 Açılan sayfalar baharla anlamlılar! Baharlar, sineler için açılmış sayfalar Ruh itminanlığında yudumlanır hazlar Niyazlar kul için tükenmeyen arayışlar Hükmün sahibiyle muhabbetli sevdalar Ne aşklar, nede anlamsız olan kaygılar Bilinmez ne zaman bitecek ön yargılar İdrak edilmeyen hilkatle bir soluyanlar Kalbin nizamından habersiz olan canlar Beyan edilen aşklar insanlar niçin ağlar Hissiyat kim için yakarışlar içinde sızlar Uzuvlar, bitecek anın şahitliğinde ağlar Lakin ruh, ten ekseninden olacak bizar Salkımlarda sunulan kirazlar kimi anar Kuşlar, melekût âleminden birer nazar İnsan için bahşedilen hazlar, nasıl yaşar Çatılan kaşlar serencamında aşk ne arar Gönlün aç iken, lisanın beyanı anlamsız Hal ikliminde edep yok ise örtü manasız Kalbi aşklar zarafet içinde olamaz yarsız Yar arsız kan kaygısız, ruhlar ki vicdansız Hissetmek halin dirliğinde nefeslenmektir Himmet etmek bahşedilen için verilmelidir Şefkat göstermek, o sevginin banine sevktir Sabretmek, nasip içinde gizlenen hikmettir Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted April 30, 2008 Nefeslerin ikliminde giderken! Ah can ne ben yanayım ne sen ağla Batın dar boğazında bir çare arama Umutsuzluğa kapılma sabırla uyukla Halin dirliğinde sen kalbini soldurma Gülü koklama, dikeniyle bir çare ara Cazibe karşısında heveslerine kapılma Nihayeti idrak edemeden zevke dalma Sen hilkatinle bizar olma, aşksız kalma Düşün hissettiğin ülfetin kadrini düşün Hükmün sahibine hamd olmazsa ne işin Hazan içinde sararan yaprakları süzüşün Toprağın dirliğinde seni bekleyen gidişin Sukut eylesen ne çıkar, dil zaten avare Ten sensizlikte aramaz hâlbuki bir çare Nefsin seninle haşyet içinde olur kepaze Sen bir yargıç olma, zulmünle korkutma Hâkim, zerreler içinde verilir her hüküm Belleğin boşsa sökün eder adavet höykün Kitabı celil sana olur en muteber bir kefil Güle hasret duyma, sen o emanetlere sarıl Darlık yaşanır sinelerde bir mefkûre yoksa Kan boşa mı akacak kalp sahibini anmazsa Mahzun gözler çok yaş akıtır çaresiz kalırsa Şifa için yatan hasta ihsan için kime sarılsa Dertler yalnızlıkta öyle katlanır ki besbeter Takat ne yapsın olmaz ise muhabbeti bedel Can ruhuna bigane kalp onsuz bulur mu çare Ey Hak senin bahşettiğin rahmetin hükmünce Bir kıvılcım yanmalara sebeptir sineler boşsa Halin esenliğinde bir aşk yoksa bulunmuyorsa Varlık Hak yolunda tasarruf için tutulmuyorsa Nefs bir rehavete kapılarak dünyaya kanıyorsa Ne denir kime ne söylenir vakit gelince emirdir Nefs ruh dirliğinde sana verilen bir emanetindir İrade nizam içindir kalbin dergâhında ne gizlidir Aşk bu manada senin için en muteber bir ülfettir Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted April 30, 2008 Senin halinde şevke kavuşmak! Uzandım o ellerinde tuttuğun çiçeklere Ne kadar hak ettiğim benliğin derdinde Seni halk eden Halikın hükmüyle nefese Bir aşk ikliminde çekilen hasret şevkiyle Ne anam ve nede babam, o aşka susayan Günlük öğün için nefes alan her türlü can Damarlarda dolaşan kan kalple anlamlaşan İnsan suretinde olarak ruhuna bigane kalan Çileler sabrın alyanslarıdır rızayı bari olursa Nefesler çok anlamlaşır hakkaniyet aranırsa Ne derler kaygısı, muvahhit kişiliği bırakırsa Her halin şahitliğine bir idrak içinde bakılırsa Ne geceler, nede hileler insandan arî değildir İnsan, kalbiyle müsavi olursa o zaman kanidir Canilik nefsin tasarrufunda olan iradi tercihtir İmtihan, yaşla ilintili olmayan aşikâr gerçektir İnsan, bu manada iradesiyle hesabını bilecektir Ruh safidir vicdan hükmün sahibini bekleyendir Kalp insanın en değerli olan yegâne hazinesidir Duygular nizam edilmedikçe su mesabesindedir Nisalar yaprak misali çok narindir çiçekle şevktir Gülün emanetiyle arzı cihanın şefkat pınarlarıdır Himmet için rahmet için kaçınılmaz olan varlıktır İnsanlığın anası aşkların harikası bulunan sevdadır Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 1, 2008 Anlaşılmak kelimelerin vecdiyle bakmak! Değerli dostlar öncelikle zatımı irşat etmek maksadıyla Katkı sağladığınız için elbette ki çok teşekkürler ediyorum. Edep, edebiyatçı kimliğinde muhakkak ki çok ehemmiyetlidir. Çünkü dili hakkıyla onlar bilir, bu bakımdan onun gereklerini önceleyendir. Ne kadar çok bilirse bir o kadar da mütevazıdır. Zira bir manada edep hal cihetiyle yüzleşmedir. İnsan dikkati oranıyla, hissiyatın itminanlığıyla değerlidir. Lakin yaşanılan hali hazır hayatta sosyolojik şartlar ve mekânlar Günlük kullanılan dilin çok kitabı olmasının önüne geçmiştir zaman zaman. Oysaki çok zengin bir dilimiz mevcut iken, Eve beyinlerden nesillere tebarüz eden aile ortamlarında, iş dallarında, Mekânsal farklılıklarda, huzur evi dağarcığınca kendilerine özgü normlar vardır. Şahsen ben edebiyat dünyasında bir alaylı olarak bulunmamın tek gayesi, yıllara sâri olarak sinemde hapsettiğim düşüncelerimi ve silinmeyenlerimi iddiasız olarak günlük kullandığın dilin akışıyla okurlarıma ulaştırmak, bu manada paylaşmak ve bir kayıt altına almaktır. İlgili olduğum birçok siteden de bazen benzer kelimeleri anlaşılma zorluğundan bahseden değerli okurlarım olmuyor değil. Ancak ben her okuduğum edebi bir çalışmanın anlaşılması için nasıl tahkik etmeye ihtiyaç duyuyorsam, bu hakkın diğer merak eden kıymetli dostlar içinde önemli olduğunu inanıyorum. Kısacası demem odur ki; “"...Kadrelerinde nefeslenirken hilkatimin muvacehesince ...Nizamlara vaziyete eden ...Tevdi edilen canın nihayetini beklerken ...taltif edilen bu şefkatin emanetçisi" Diye merak edilen cümlenin zatımca muhtevası şudur. “Anların içinde nefes alırken… Yaratılma sebebimle yüzleşirken… Bir nizam dâhilinde tanzim edilen insan… Kendinden sadır olan düzenleri ihdas ederken… Kendisine emanet olarak verilen ruhun… O anı ve bitecek zamanı gözlerken… İnsan olarak ihsan edilen şefkatin korucusu bulunmasıdır.” İhtiva ettiği anlam karşısında bu açıklama dahi sanki yetersiz! Hissederim ki bu açıklama dahi tarafınızca kıfayetsiz bulunacaktır. Dedemden, babamdan ve katıldığım cemiyet ortamlarından öğrendiğim kelimeler ritmik ölçülerle tam karşılığı olmaya bilirler. Zaten öyle bir iddiamda yok. Fakat müsaade ederseniz çalışmalarımda kullandığım bütün kelimelerin illaki öz Türkçe olacağı yönünde bir gayretim bulunmadığı kesin olarak bilinmelidir. Kitap… Defter… Kalem… Kelimeleri nasıl bir zenginlik sunuyorsa ben şahsen böyle değerlendiriyorum. Anlamayı dilemek bu manada sabretmek elzem olan değil midir sizlerce de? Sizin edebi bir vasfınız olabilir, elbette ki saygı duyulmalıdır. Fakat zatımın bu yönde bir uzmanlığı olmadığından karakalem olarak bazı çalışmalar yapmaktayım. Bu site size ve sizin gibi uzmanlar için şayet varsa ve bu manada çalışmalar yağıyorsa ben huzurunuzdan derhal çekilirim bir rahatsızlık vermemek için… Bu manada çok değerli Tayyibe Atay hanımefendiye daha önceleri olduğu gibi müşfik, oldukça kalender, fevkalade seviyeli katkıları olduğu için bir kez daha kendilerine teşekkürler ediyorum, sizlere de bu vesileyle sağlık ve afiyetler diliyorum. Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 21, 2008 Aşk can içinde hazanı resmediyor! Hayatı Anlayarak yaşamak İçin yaratılmıştır her bir nefes Sır perdesi Aşkın sebep sonuç ilişkisi Ve onun enginliğe yaşanan merhalelerini Bir sevdanın Coşkusuyla solan gülleri Alıp götüren yel misali can içindeki kederi Hilkatin Sebebiyken serdedilen Sevginin katlarını yudumlarız haz alırken O zaman Yaklaşırken kuşatır hissiyatı Sessizce hiç bir paniğe geçit vermeden Vefayı Görmezden gelmeden Seni beni öncelemeden aşka giderken Kuşkuları Hiçleyip dikkate almadan Duyguları bir kudretin kuşattığı zaman Merak içinde İçselliğe salınırken o an Seni senden alan kendine katan zaman Katrenin Düşlerinde haşyeti salan Kalmıyor hükmü anlık hazlarda yaşanan En mücehhez Kıldığımız savrulduğumuz Ne derlerle avunduğumuz zahir algılarımız Kuşatan esrar Perdesinde ki meçhul adımımız Hiç tahkiki öncelemeden herkes misali giderken Aşkın izlerinde Nefeslenir sevdaları itiraf ederken Bir aşkı ilahi kuşatmasında her bir şey yenilenirken Yepyeni anlamaları İçerirken o beni bir hanif yaparken En sevgiliyle nazarın hazzıyla bakarken onu anarken Hiçliğin figanında Sefilliğin ahında zahiri aşka bakarken Anlamlar içinde ki manayı terennüm ederek yaşarken Aşkı Hazzı sevdayı bu mihenk Üzerinden yeniden siz değerlere anlatırken Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 22, 2008 Sen sabrı terennüm eden değersin! İnsan bu Tutulmak ister mi derde Kederler salıverilir nasibin kavlince Sabır ki Hak getire var kim ne diye Çekiliyor çiller Hakk şükür dirliğinde Mücerret bir İman hasleti mi ne zaman O hanlar ki mazide kalan göçenle anılan Kandı cihana Meydan okuyan ve bağışlayan Canlardan boşalan anılar ki anlam bulan Nasıl sevda ki Uğrunda ne can-ı hazan Canan için can hıraş olan hasreti yaşayan Nameler yazdıran Tefekküre daldıran bir can Halin içinde dem alan hasretiyle yoğrulan Senden arta Kalan ahenk şevkiyle anılan Murat için muştu salan haşyetiyle yanılan Can içinde bir Canı yaşayan ne kutlu insan Toprağın kokusuyla anılan hazzı yaşatan Sen ki bir Cihanın öznesi göz bebeği ferisin Dirlik içinde şevk kaynağı derdin devasısın Sen rahmetin damlası, dalın yaprağı anasın Sen ki himmetin membaı hanımların zatısın Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 23, 2008 Sizi uzaklarda anarken! Meğer Biliyormuşsun Sana olan deruni hislerimi Tükenmek Bilmeyen sevgimi Yüreğinden neşet eden şevki Yine Sen bir kez olsun Söylemeden kaybolup gitmiştin Sorduğun Soruda dikkate mucip Ne kadar güzel bir zarafetlik vardı Senin Hakkındı istediğin, Netliği söyleyemeden çekip gittin İlginçsiniz Derken haklıydınız Hali benden alan sizdiniz biliyordunuz Görmediğim Bir gerçek asudesiniz Siz herkesten farklısınız manalısınız Tanıdığım Hiç bir kemani yok Tuvali olan çok, ama senin gibisi yok Yazan çok Lakin hezeyan bir kok Hasreti çekilen manalar şimdilerde yok Güzelliği İlla tende arayan Bir can kimliğinden azadeyim, değilim Manaya Hep hasret kalmış Böyle yaşamış çok aciz olan bir sefilim Sizde ki Mevcut mana ahengine En kalbi hislerimle muhakkak ki kefilim Çok İlginç bulsan da Ben kendi halinde garip bir fakirim Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 23, 2008 Kendinden habersiz bir densiz! Aniden Bir hiddetin içinde Kendini bulan nedenini bilmeden soluyan Reddi mirası Sanki bir marifet sayan Hala izanı kapalı olan anlamsız konuşan Hakk nedir Niye söylenir çileler çekilir Onun yolunda bir engel kimlerin zevkidir Paganlaşmak Ki nasıl beşerin tercihidir Dünyevileşmek uğruna akıbetler ötelenir Tamam, Mademki tercihin buna meyil Kaldır kollarını al başını ne ibretlik seyir Nakarat Halinde durmayan sefil Salyalarınla seril hakaretinle çamura gömül Ne mukallit ki Öyle bir tahkiye edendir Rejimler ancak bu kadar delil içinde şekil Şekliyette Heves saldı devasa bir nesil Bir emniyet mi kaldı yasama budandı vekil İki mücadele Başladı sıfatlar şartlandı kaldı Bir ılımlı İslam lakabı kalıcı olarak mı takıldı Layt laiklik Sınıfta kaldı ezberciler şaşırdı Bir despotluk gösterisi şimdilerde başını aldı Senin tercihin Elbette senin en değerli şevkin O vakit ki niye gücenirsin hiddet için elverirsin Bilmez misin Sen kimin derdisin nereye gidersin Aklı başında kelam etmek için hiç düşünmez misin Seni sana Bıraktım artık çünkü korkaksın Arı umursamayan ne betbah arsız bir bühtansın İnsanlık tanımazsın, Hakkaniyeti hiç bilmezsin zansın Sen kendi kendine mücadele eden sefih yaratıksın Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 23, 2008 Bir devran içinde yaşanken! Meğer Ne kadar zormuş ayrılık Sinede bırakmıyor hiç bir aydınlık Zihnim Karma karışık ahval bulanık Nereye baksam göz kayık dil sanık Halin İflası demek böyle bitermiş Nefesler şevksiz, hisler derbedermiş Hayat Manasını yitirir terler gelir Her şey sessizleşirken canı iksir çekilir İşte bir Ulviyetten yoksunsa bu can Ne kadar anlamlı ki aksa her daim kan Can içinde Can aşk ile bir sevdalan Zira kalmaz manası ne kadar oyalansan Aşk acıyı Öteler, sine bir sürura erer Sevda maksadı içinde vehmi barındırmaz Elit takılan Halden serinliğini anlamaz Kalbi yürek zannedenler asla aşka kanamaz Ancak Ne emelin arzusuyla salınır Esrarın perdelerinde bak gör sen neler aranır Canı nefesler Kiminle anlamlıdır oyalanır Bir hayatın zikredilen sayfaları böyle kapanır Share this post Link to post Share on other sites
Ü.Y. 46 Report post Posted May 23, 2008 Mustafa abi gerçekten "Maşallah". Allah kaleminize daha da kuvvet versin. Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 26, 2008 Sabır nereye kadar! Yetti artık Sumaktan usandık Bilendir sandık, sarıldık, çok kandık Sıkıntıyı Hep bizler omuzladık Şimdi takatsiz kaldık, sarardık, solduk Millete Her vakit hükmederler İrfanın ne olduğunu gizlerler söylemezler Makam İçin sünen ve süzülenler Haysiyet ve onuru, öteleyen hederler Kalmadı Duru vicdan saf kanınız Rızayıbariyi ne vahit anlayacaksınız Ana Sütünüz, helal lokmanız Çalışanlara hiç saygı duymayan cehliniz O hırsın Seni pek çok oyalar İzzet ve onur söyleyin şimdi nerede var Vatandaşın Hali, muhalefetin rezaleti Seçimle düzelecek mi, nerede izan keyfiyeti Allah için Bırakın, çalışanlar çalışsınlar Milletin efendi olduğunu takiyye yapanlar anlasınlar Sadece Bir beyanla yetinmesinler, Ülfeti bilsinler darpla değil, gönülleri fethetsinler Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 27, 2008 Sen dilemeyince! Ey naz Aşkı gönlün sahibi Çaresizim haklısın ki gönül senin Ben Şimdi divaneyim Bilsem neyim sen kendi halindesin Seni Nereden bilirdim Göstermeseydin gayretinle hislerini Tenine Hasretin hadsizliğini Terennüm ettikçe yanarım soluklanırın Yüreğinin Güzelliğine dilinde Şakıyan güfteye hasretim sen dilemesen de Hüznün İnce sızısını bilirsin Gizlenirsin, sen metaneti seçen değersin Ne var Sende bir kelam et Sabır sende, nedamet bende sen şükret Vicdanın Selameti kanaatinle Aheste gidersin, sen kendi mefkûreyi kavlince Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 27, 2008 Halin sessizliğinde yürürken! Kendi Halimde sessizliğimin Hırçın dalgalarıyla başa çıkmak adına Adımlıyorum Halin ikliminde ahenk için Vuzuh arıyor ve havsalamı yokluyorum Temaşa Ettiğim mekânlar Soyut bir kavram niteliğinde Manasını Kaybetmiş biçimde Ve karşımda bir hüzünle duruyorlardı Nefesler Tükendikçe zaman Ve içinden çıkılması hayli zor olan bu an Yozlaşmışlık Artarak çoğalıyordu Yaşamak muhakkak bahşedilmiş manaydı Lakin Samimiyet, liyakat Sadakat çok uzaklaşmıştı sinelerden Etrafımda Aşina olduğum birçok insan Hasletlerini oluşturan zan zihinleri kuşatmıştı Tabi Olunan, sandıklar marifetiyle Oy toplanan, hamasi nutuklarla ekranlarda çaka satan Zihnin Her yanına demokrasi Olgusunu anlatan ama içselliğinde yaşamayan Olunca İşler kesata el uzatıyor Ekonomi daralıyor, akıl zadeler boy gösteriyor Bir Tebessüm dahi Masrafsız olduğu halde candan esirgeniyor Yılar Geçiyor, asra yaklaşıyor Can çıkmayınca meziyetler hala devam ediyor Demokrasi Havarileri, darbelere geçit veriyor Kolluk kuvvetiyle birlikte hareket etmeyi örüyor Elbette ki Siyaset sadece dil için Ezber tekrarı haline ve çaresizliğe dönüşüyor Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 27, 2008 Teveccühünüz sebebiyle! Efendim, Ne şairim ve ne de yazarım Ben fakirane hislerini yazan bir adamın... Adamlıktan Maksadım, sinesinde Hinliği barındırmayan, hilkatindeki Gayeyi anlayan Mizanın hesabıyla halinde Feveran eden, aşk için zevkle oyalanmayan Azimeti Samimiyet bilen Sadakati ilke edinen, tefekkür ederek Sevgiyi Hoş görüyü gaye edinen Ve bu manada sinesinde yargıçlığa soyunmayan, Evrensel Bir mesajın müntesibi Olarak düşünceleri art niyetli olmadığı Müddetçe Nezaketle dinlemeyi bilen Hidayetin hangi vakitte tecelli edeceğinden, Yoksun bulunan Kalbin sahibinin nezaretine İnanan ve halini onunla paylaşan manasınadır Dolayısıyla Sizlerle müşterekliğim olduğu için Hamdü senalar ediyor ve selam eğliyorum... Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 27, 2008 Kelam hak tefekkür muhakkak! Nedense Bazı yaşlara hasredilir aşklar Zevki kuşanan bakışlar merak için yakarışlar Sevmek Bahşedileni idrak etmek Hilkatin rengiyle aklıselimle yürüyebilmek Erdemli Olmak ve bunu başarmak Nedamet solumadan sabır ile kanaati anmak Cazip Cezbeden değil hevestir Bilmeden yürümek nefesler için yetersizdir Kalbin Vuzuhu elzemdir Hakikat için merak etmeyen zekâ fakiridir Akıl İnsan için bahşedilmiştir Bilgiye ulaşmayan aşkı nasıl anlayacaktır Veren Bellidir, halk edendir Kâinatın yegâne sahibi, nizamın hâkimidir Zaman Ömür için biçilen kaftandır Kullanmayı bilmek adamlıkla müsavi olandır Âdem Kuldur, aşk uğruna iblis Hüsrana uğrayan bühtandır ve aşkla anılır Kıskançlık Kul için haktır arî olan zandır Cemal için nedamet duyulması hırsın katıdır Azimet Kulluk noktasında ihsanda Fevri davranışlar ihlasla hiç bağdaşmamakta Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 27, 2008 O ne muazzam bir sanattır! Aşk Bir hazdır Aşk ne sabırdır Aşk Hal ile başkadır Aşk halde sürurudur! Müminleri Anlamlı kılanda budur Çileyi yudumlayarak solumaktır Onunla Barışık olmayı başarmaktır Bir nedamet duymadan yaşamaktır Hareket Ve kuvvetin sahibine koşmaktır Keşke lerden sürekli olarak sıyrılmaktır Umut için Cehtte bulunarak kucaklaşmaktır Rahmetin kadrinde serinleyerek barışmaktır Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 28, 2008 İnsan kul olgusundan uzaklaşınca! Bazen İnsanlar gaflet ve delaleti Bir kaftan olarak giyenler Hayatı Keyfiyet zindeliğinde Ve burun delikleriyle temaşa ederler Fanilik Kaygısı asla bunları kesmez Adavet ve hakaret bir üslup halini alır Şekliyet Bunların ana omurgaları oluşturur Keyfiyet asla bir tatmin sırını dinlemez Aidiyet Artık bu nefisler için Hiçbir önemlilik Arz etmez Belam Kimliğinin müntesipleri Serinletmeye azami gayret gösterirler Din olgusu Tekebbürle yerini değiştirmiştir Tebaa, kronik şaşkınlığın demindedir İnsani Değerler enaniyet harmanında Manayı ararlar Hiddet ve şiddet Bu zevatın hasletleri olurlar Emanetler Mütecavizin Vicdanına mahkûm edilmişlerdir Akıl, İzan, idrak Sürekli ötelenerek dumura uğramıştır Meşveret Naralara tercih edilmiştir Şura ancak vicdanlarda hayat bulmuştur Ülkede Şirret gizemlerin Karargâhı olmuştur Yönettiğini zanneden Tağuti güçler korkak olduklarından Tehditler karşısında yılgınlık yaşarlar Bu zamanlarda Ne yapacaklarını kestiremedikleri için Yeni mecra ve maceralar kaçınılmazları olurlar Arza, Hükmettikleri zannına kaptırırlar kendilerini Aveneleriyle bulunmak zorundalar yalnızlıktan korkarlar En vahşi Hayvan bile bunların yanında Çok masum kalacağı muhakkaktır Aşkın Derinliğinde kaybolarak Kendini Bir şey sanan Lanetlenmiş iblis Emre İtaatte Âdemi beşeri dikkate dahi almamıştı Aşk Maksuda olmayınca Cefanın Cehennemi yer alır Emre itaat Evrensel mesaja ait olmayınca cahiliyettir Perde olan, set kuran, karartan esfele safilin dedir Vuslat Yolcuları sabrederler bulunca yemezler İnfak ederek gönül iklimimde hazzı yeşertirler Zerreyi Miktar bir korkuyu sinelerinde barındıramazlar Bedenlerinin dünya için verildiğini İdrak ederek bilirler Kurt Parçalamış top mermisi delmiş zahiriyeti Hissiyat itminan olarak Sancağın Altındadır mahiyeti Ebedin ayan olan ve zamana bırakan deruni mühleti Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 28, 2008 Yüreği dağlayan hisler! Bizler Hicran sızıyla insanız işte Tutulmuşluğun bir perişanlığın da Akan Kanayan gönül acısında Gönlümüz hiç elvermez hazırız işte Yüreğim Zaten yaralı kuş misali Kanat çırpar mana kokan esintilere Haşyetle Bakan hoş kalbi gözlere Anlam yüklü sözlere hal güzellerine İstemem Billahi sendeki emanet teni Neyleyim sevdasız nefeslerin ellerini Gönülden Anlamayan sinedeki edebi Arzularım o vakit teni bekleyen kefeni Ey canı Canandan bizar bırakan insan Sende bir gün bunu yaşayacaksın inan Vallahide Aşksız bir can manasızdır kan Aşk içinde dem alan ne güzel bir insan Hani Uçan kuş acımasızca vurulur ya Aşk ile uçarken o kanatlarını çırparken Çakılır Aniden, her şeyden habersizken Tıpkı benim gibi cansız düşer teninden Share this post Link to post Share on other sites
Cile54 23 Report post Posted May 28, 2008 Selamün Aleyküm, Maşallah kardeşim, ellerine sağlık. Hepsini okuyamadım amma okuduklarım hoş şiirlerdi. Yanlız, çok şansı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Neden mi? Zamanında biz de böyle dizeleri sıralardık forumun bu köşesinde göğsümüzü gere gere. Tabi, biz şiirleri yayınladıkça Panturk ve Trradomir denilen katiller dizelerimi kurşunlarına dizerlerdi hem de benim gözlerim önünde. :) Bu yüzden şanslısın, Trradomir ve Panturk denilen dize katilleri pek gözükmüyor buralarda.. Eline sağlık.. Devam et yazmaya. Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 28, 2008 Selamün Aleyküm, Maşallah kardeşim, ellerine sağlık. Hepsini okuyamadım amma okuduklarım hoş şiirlerdi. Yanlız, çok şansı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Neden mi? Zamanında biz de böyle dizeleri sıralardık forumun bu köşesinde göğsümüzü gere gere. Tabi, biz şiirleri yayınladıkça Panturk ve Trradomir denilen katiller dizelerimi kurşunlarına dizerlerdi hem de benim gözlerim önünde. :) Bu yüzden şanslısın, Trradomir ve Panturk denilen dize katilleri pek gözükmüyor buralarda.. Eline sağlık.. Devam et yazmaya. Ve aleyküm selam değerli kardeşim, çok teşekkürler ediyorum, yarımasrı geçkinbir ömürden sonra derlediğim düşüncelerimi yazmak bu zamanmış meğer, siz haklı olabilirsiniz, zira sabrıda bilensiniz, bu manada size ve aylinize sağlık ve afiyetler niyaz ediyor selam eğliyorum... Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 28, 2008 Anlaşılır olmak zamanla mümkün! Her anlatılan Veya okunan her kez Tarafından gereği kadar anlaşılmayabilir Ben neyi Düşüneceğimi bilmiyorsam Bir mihengim yoksa bilgileri nasıl tasnif edeceğim Kelime Haznemin sınırı her neyse Ancak duyduklarımı bu bilgiyle deşifre edebilirim Anlayamadığım Yerlere de, işime geldiği gibi Yorumlar ekleyerek, bir üçüncü şahsa naklederim Elimden Gelen budur, diye Söylenmeyi de asla ihmal edeceğimi sanmıyorum Bu mantıkla Hakkı ve hakikati anlamak için Öncelikle fert kendi kişiliğiyle barışık olmalıdır Hakikati Beyan etmek çoğu Zaman haz urun tarafından hemen anlaşılmaz Hakikatin Beyanı için kullanacağımız lisan Edep ve nezaketle fevkalade uyumlu olmalıdır Edep Ve nezaket İnsanlık dirliğinde bir medenilik ölçüsüdür Su İçmenin, yemek Yemenin adabı nasıl bulunuyorsa olduğu misali Konuşmanın Ve yazmanın da bir adabı Kamuya hitap edildiği için daha bir önem arz eder Kamuyu Hiç dikkate almadan Aklına geldiği gibi yazan ve konuşanın, Ahenge Ve muvazeneye Açlığı aciliyet kesbe der ve onun için bir elzem Toplumun Sosyal ve psikolojik tahlillerinin Yapılması, ahaliye vaziyet ettikleri gafletinde bulunanları, Elbette Rahatsız edecektir, hakikati boğazı Tahrik etmeden, ahenksizliğe ödün vermeden haykırmayı, İlmi siyasetin Öne çıkması olarak görebilmeliyiz. Hesap gündemimizden çıkmamalıdır, zira Ne zaman vereceğimizi bizler asla bilemiyoruz… Share this post Link to post Share on other sites
Mustafa Cilasun 27 Report post Posted May 28, 2008 Hasretiyle Onu anarken! Öksüz Bir yüreğin sahibiydi Elbette yetmezdi birde yetimdi Masumluğunun Her bir zerresi onun Gönül ikliminde kaimdi sessizdi Sakinliği Vakarındaydı unutulmaya Yüz tutan tebessüm onun asla Vazgeçilmez Kanaatiydi biliyordu ki Masrafsız bir ikramdı en şedit Kalpleri Açacak anahtardı Niye esirgenir ki verilen rahmetti Rahmetten Habersiz gönüller şerdi Şerrin içinde kilitlenmiş cahillerdi Ne kadar Gayret gösterdiyse yetmedi Dışlandı, horlandı, hakir görülendi Sabır Dilemeli, metaneti seçmeliydi Nitekim şeksiz şüphesizde öyle yaptı Hak adına, Hakikat namına ne varsa Uykusuz gecelerinde donanıyordu İnsan Kimliğinde hiç bir insanın Asla ve kata tahammül edemeyeceği Cefayı bir Aşkın sevdalısı olarak yaşıyor Her sıkıntıyı, reva görülen her ezayı Hareket Ve kuvvetin gerçek sahibinin Yakinen bildiğini biliyordu şükrediyordu Öyle bir Vakit geldi ki takat tükenirdi En sevdiği hayatını vakfettiği asudesi Gönlünün Ehli sahavet timsali insan İlk işvereni ilk gönlüne giren kişiydi Kadınların Namütenahi temsilcisiydi O hep verendi hiç esirgemeyen biriydi İlk inanan Bir kadın Ahsen’i takvimdi Mühlet bitmişti en sevdiğini bırakmıştı Hakka Teslim olmuştu o yalnız kalmıştı O kadar çok mahzunluğu yaşıyordu ki Aynı zaman Diliminde birde hamisi olan Amcası vefat edince efkâr perdelemişti Şerrin, Cehaletin, zilletin her adavetin Mümessilleri saldırıyı çok artırmışlardı O rahmet Vesilesi insan hayli daralmıştı Niyetlenmişti hısımlarının bulunduğu Taife Gitmeliydi belki orada ferahladı Ama olmadı hadsizce kandırılan küçük Zavallı Çocukların taş yağmuru altındaydı Yaralanmıştı kan akıyordu yorulmuştu Yol arkadaşı Çaresizdi elinden sadece gelen Kedini siper ederek o acıyı azaltmaktı Bu o kadar Vahim ve acı bir durumdu ki Cebrail bile dayanamadı anında yanındaydı Kâinatın Hâkiminin neler yapacağını anlattı Rahmet vesilesi kutlu insan dayanamazdı Aman Yarabbi Onlar bilmiyorlar ne olur affet Onların neslinden nice insanlar inanacaklar Ben razıyım Onlardan sende razı ol dedi Azabın şiddetiyle gelmesini engellemişti İşte böyle Bir peygamberdi efendimiz Mürşidi kâmilin vurana elsiz sövene dilsiz Derken rahmet peygamberini aksediyordu… Share this post Link to post Share on other sites