Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
adıdeğmez

Adıdeğmez Şiirleri

Recommended Posts

SAYGILARIMLA

 

Yaşamak isterdim yaşam deneni

Yaşadım diyene saygılarımla.

Beni benden eden bendeki beni

Boşadım diyene saygılarımla.

 

Bir hiçe ömründen ömür satanı,

Kalbimiz ağlarken kalbi yatanı,

Kör şeytana esir nice şeytanı

Taşladım diyene saygılarımla.

 

Aklanmaz akları kire çalarak,

Sayı dehlizini Bir’e çalarak,

Zalimin zulmünü yere çalarak

Tuşladım diyene saygılarımla.

 

Bu ne dünyadır ki hasret günaha,

Yürek mi dayanır eyvaha, aha?

Geceleri nurla boğup, sabaha

Başladım diyene saygılarımla.

 

Sultan var soysuzun büyük şanında,

Sultansa soysuzun alçak zanında;

Sancılı beynimi aşk kazanında

Haşladım diyene saygılarımla.

 

Yolumda bulut mu tanırım sis mi?

Yakarım önüme çıkan her cismi.

Kalbimde ölene değin O ismi

Taşıdım diyene saygılarımla.

 

 

Adıdeğmez

28.01.2003

 

 

Gökhan Öztürk Ustamın isteği üzerine, artık şiirlerimi bu başlığın altında yazacağım...

Share this post


Link to post
Share on other sites

adıdeğmez : işte böyle çok daha güzel oldu yiğidim

 

bu şiirinde çok hoş yiğidim...

 

Allah (c.c) nazarlardan saklasın, Birilerinin seni elinden tutması lazım...

 

Hem şairlik, hemde ozanlık var sende, forumdan takip ediyorum seni, bana ustam demişsin estağfurullah yiğidim asıl usta olan sensin bunu görüyorum ve mutluyum...

 

Ne güzel böylesi gençlerin bu kültüre gencecik yaşta başlaması ve sevmesi...

 

İrtibatı koparmayalım yiğidim, seninle msn de uzun uzun konuşalım inşallah...

 

şiirlerinin devamını bekliyorum ve bekliyoruz üstad sevenleri olarak

 

dua dua dua

 

ALLAH YAR... ALLAH VAR...

Share this post


Link to post
Share on other sites

adıdeğmez yiğidimin sitemizdeki şiirlerini yazıyorum sizlere, kendi yazdıklarınız bölümünde de var da epey arka sayfalarda kalmış çok önceleri yazılmış şiirler kimsede bakmıyor gibi üzücü, böyle güzellikler böyle yiğitler her zaman ön planda olmalı. şiirlerinin hepsi burda kalması daha iyi olacak inşallah okuyucular için bizler için...

 

adıdeğmez kardeşimi yiğidimi canı gönülden tebrik ediyorum

 

ALLAH (C.C) YÜREĞİNE DERT VERMEYE

 

 

ADIDEĞMEZ ŞİİRLERİ

 

 

 

 

ALLAH DİYEREK

 

Secdeye kapansam bir ömür boyu

Ağlasam ağlasam Allah diyerek.

Fışkırmaya hazır bu dipsiz kuyu

Çağlasam çağlasam Allah diyerek.

 

Varlığın sebebi eşsiz varıyla,

Yıksa nefs dağımı gül nazarıyla;

Elimi, kolumu aşkın nârıyla

Bağlasam bağlasam Allah diyerek.

 

Savurup da aşktan aşka közümü,

Sonsuz hakikatte bulsam özümü;

İşte o aşkla ben iki gözümü

Dağlasam dağlasam Allah diyerek.

 

 

 

Adıdeğmez / 2002

 

 

UYAN

 

Yüz,

Öküz!

Bakıyor,

Ne okuyor?

Treni kaçmış,

Çenesini açmış.

Sûkuta dır-dır eder

Ve rükûda hır-hır eder!

Fareli köyün kavalcısı,

Sonsuzluk erlerinin nalcısı.

O nefes nefese, dili bir karış

Aynı öykü, yanlış noktaya varış.

Ey biçare kul, biçare insan

Yağmurlar dök, kıskansın Nisan.

Bu yolda öküz olmak yok

Ve trene dalmak yok.

Uyan artık uyan,

Geçiyor zaman.

Şeytanı dür

Ve öldür.

Uyan,

Yan…

 

 

Adıdeğmez

 

 

BANA BENİ ANLAT

Bana beni anlat, katında kimim?

Kara gecelerin sarhoş hali mi?

Bana beni anlat, zatında kimim?

Umutsuz günlerin boş hayali mi?

 

Yırtılır vücudum, kartal nazarı!

Pençesine geldim kanlı kansızın!

Nihayet kazıldı ömrün mezarı,

Yüreğime çığlar düştü ansızın!

 

Yıllar yılı böyle avunur durur

Kapılır da ruhum bir loş ışığa.

Sabahlar kaldırır, geceler vurur,

Kolaysa korkmadan sen koş ışığa!

 

İşte ben anlattım bendeki beni,

Celsesine kurban gitmiş hakimim!

Bu dertle giymeden birgün kefeni,

Bana beni anlat, katında kimim?..

 

 

Adıdeğmez

08 Eylül 2003 / Pazartesi

 

 

 

 

YOK - VAR

 

Eksilen ne yok ki varda,

Varda eksilmezlik O’nun.

Yokta, Var’ın adı var da

Varda eksilmezlik O’nun.

 

Yok, yokken, vara vebaldı;

Yok, Var’dan varını aldı;

Var, yok oldu, tek Var kaldı,

Varda eksilmezlik O’nun…

 

 

 

Adıdeğmez / 2005

 

 

 

 

Üstadımın 103. doğum ve 24. vefat yıldönümü hatırasını, Üstadıma, kadim dostu Osman Yüksel Serdengeçti'ye ve bütün dava gönüllülerine ithaf ediyorum...

 

(*) AÇIN KAPILARI OSMAN GELİYOR

Müjde ey Müslüman, Osman geliyor!

Zalime, zulüme düşman geliyor!

Bilirim, senin de koşman geliyor,

Koş ona, ardından cihan geliyor;

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Sen, yurduna hasret; yurdunda esir!

Sen, günaha batmış; günaha vezir!

Sen, güneşten mahzur, geceye nezir!

Geliniz… Kahraman sultan geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Saç-sakal karışık; tarak mı işler?

Biçare tarakta kırılır dişler!

İlk ve son değil ki onda gelişler;

Pençesi imanlı aslan geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Yaradan’a kulluk en güzel sanat,

O, Allah’a dua, Resul’e naat;

Şeytanın dilinde tek beyanat:

“Beni çıldırtan o yaman geliyor!”

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Yanında çilenin kahramanıyla,

Kırdı zincirleri tüm imanıyla;

Vuslat gemisiyle, aşk limanıyla

Hergün yazılacak destan geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Ey genç, ismin Mehmed Âkif yazılsın,

Sen, şiir sultanı Necip Fazıl’sın!

Yüreğine Serdengeçti kazılsın;

Sana Yaradan’dan derman geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Bırak nöbet tutsun pusuda karga,

Onunda ateşi çıkacak kırka!

Resul’den emanet bu kutsal hırka;

Kaab’den, Üveys’den aman geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Sökülsün nâmeler, şarkımız çalsın,

Şanımızı rüzgâr, dünyaya salsın;

Ağlayıp, dövünmek şeytana kalsın;

Dertlerine deva Lokman geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Ey Rabbim, Resul’üm, aşkım, Kur’an’ım,

Enbiyam, evliyam, mürşidim, canım,

Yavuz’um, Fatih’im, Ulu Hakan’ım,

Yolunuza bin kez kurban geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!

 

Bilmem buna küfrü kovuş mu dersin?

Soysuzun fikrini boğuş mu dersin?

Batmayan güneşle doğuş mu dersin?

Ne dersen de, büyük zaman geliyor!

Açın kapıları, Osman geliyor!..

 

(*) Osman Yüksel Serdengeçti’lere

Adıdeğmez / 31 Aralık 2002 - 01 Ocak 2003

 

 

"Dokuz köyden kovdukları, dokuz köyün sahibi olan ruhumuzun intikamını sana havale ediyoruz Ya Müntakım Allah..."

 

 

 

FARK VAR

Arama dünü yarında,

Zamandan zamana fark var.

Yanar da insan, nârında;

Samandan samana fark var.

 

Kurulur, içinde pazar,

Seyreyler seni her nazar…

Bir deniz olsan ne yazar?

Limandan limana fark var.

 

Yaşamı ebedi sanma,

Ölüm zamanda muamma;

Medet diler insan amma,

Amandan amana fark var.

 

Birleşirken his ile söz,

Aşikâre görünür öz…

Dünyanın her kahrına göz

Yumandan yumana fark var.

 

Bir sevda kalır şuurda,

Can verilir bu uğurda;

Her ocakta kül olur da,

Dumandan dumana fark var.

 

Ölüm bir çıkılmaz kafes,

Boşlukta yankılanan ses;

“Allah” dese de son nefes,

İmandan imana fark var!..

 

 

Adıdeğmez / 2006

 

 

 

ESİŞ

 

Çanakkale boğazı gibi koca bir boğaz,

Yedikçe, beni daha doyur diyen gözleri.

Yaz evladım, bu zulmü bütün kitaplara yaz,

Hakk’tan bahseder Hakk’tan, Hakk’ı bilmez sözleri!..

 

 

Adıdeğmez / 2005

 

 

SEKERAT

 

Nemrut’un sulu beynine

Ağır ağır yağarken kar.

Gökyüzü senin neyine

Diye haykırdı buutlar.

 

İrkildi kibirli Nemrut,

Söndü nâme-i yıldızı.

Beyninde patlayan barut,

Sivrisinek vızıltısı.

 

Davullar çalındı… Savaş…

Her tokmak, acıya davet.

Lağım kuyusunda bir baş

Ve sebil sebil nedâmet.

 

Sarayında son nefeste

Sahibinden korkan çığlık.

Körpe ehramlar kafeste,

Yüzüstü oldu Tanrılık…

 

 

Adıdeğmez / Nisan 2007 / 21 Temmuz 2007

 

 

AŞK

 

Gördüm ki gönlümde aşkın

Tane tane incisi var.

Dertleri boyumdan aşkın

Çekilmeyen acısı var.

 

Ölümsüzlük, kölesinde;

Her ilmihal, gölgesinde;

Hasretlerin ülkesinde

Yolcusu var, hancısı var.

 

Bir Goncagül’dür nesebi,

Bu yüzden bende edebî…

Ateşlerde yanmak gibi

Daha nice sancısı var.

 

Her sonsuzluk, dermanında;

Vuslat yazar fermanında;

Sabır yüklü kervanında

Yunus gibi öncüsü var!..

 

 

Adıdeğmez / 7 Eylül 2005

 

 

 

OLMAZ

 

Küfür, bayrağını yaksa da hilâl,

Zulümlerden zulüm beğenmek olmaz!

Varsın darağacı kursun ihtilal,

Ölümlerden ölüm beğenmek olmaz!

 

Tarih yaprağından salya silerim,

Rabbim’den şanlı bir nesil dilerim;

Yavuz gibi sultan gelmez bilirim,

Selimlerden Selim beğenmek olmaz!..

 

 

Adıdeğmez / 2005

 

 

KIYAMET

 

Bir hakikatti yaşanan,

Hayale mi sapıyor ne?

Bir ucubeydi taşınan,

Saraylar mı yapıyor ne?

 

Böyle değil idi bu yurt,

Gel de özleneni buyurt;

Koyunlara musallat kurt,

Sürüler mi kapıyor ne?

 

Geveleme, söyle sözü,

Şairsen eğer, bul özü;

Yağmur sağanak; gökyüzü

Çamaşır mı çırpıyor ne?

 

Bu nasıl yakarış, niyaz?

Utanma, ahvalini yaz;

Dünya bir siyah, bir beyaz,

Güneş göz mü kırpıyor ne?

 

Oynanmaz geçmişle bahis,

Var ise iman, var ise his;

Maymuna gücenen nefis,

Maymuna mı tapıyor ne?

 

Bir nokta, yarılmaz oldu,

Virgülü kırılmaz oldu,

Başlığa varılmaz oldu,

Kıyamet mi kopuyor ne?..

 

Adıdeğmez / 2004

 

 

 

CÜCE TUFANI

 

Şaircik, şiirde şöhret;

Şiir, şaircik elinde!

Gel ki, gelenlere kahret;

Ebedinde, ezelinde!

 

Sen ki bir devsin ey sultan,

Cüceye versen de sözü.

Büyük sanatkârlık sılan,

Gurbette yaktılar özü!

 

Bu ne zaman, ne zaman ,

Söyle, Şairler Sultanı?..

“Aman efendim, elaman!”

Nuh değil, cüce tufanı!..

 

 

Adıdeğmez / 31 Mayıs 2004

 

 

PERDESİZ EVLER

 

Perdesiz evlerden geldim,

Güneşe gözüm küs değil.

Duvarımı aşkla deldim,

Çerçevelerim süs değil.

 

Köyü haramiler basmış,

Köysüzleri bir bir asmış;

Ağıt yakmak bana hasmış,

Yüreciğim öküz değil.

 

Nam salınca iğrenç domuz

İltica etti kılavuz!..

Gelir yine Fatih, Yavuz;

Benim yurdum öksüz değil!..

 

Adıdeğmez / 2004

 

 

ÖLÜMSÜZLER MANZARASI

 

Kırıldı, bin parça oldu

Gözlerimin matarası.

Şimdi yağmurlarla doldu

Varlığımın maverası.

 

Hayat kapkara pelerin

Ve dünya sarhoş balerin!..

Çarkı koptu hayallerin,

Bende kaldı makarası.

 

Madem zamandır sevgilim,

Bir lahza kadar sefilim;

Gel bir gör ki, ben değilim

Yeryüzünün madarası.

 

İçimde çürük fezalar

Sönmüş bir yıldız hizalar;

Nihayetimi imzalar

Sonsuzluğun macerası.

 

Kim demiş, sûkutta tövbe,

Söylesin Medine, Kâbe…

Penceremde türbe türbe

Ölümsüzler manzarası…

 

 

Adıdeğmez / Haziran-2005

 

 

YAZIKLAR OLSUN

 

Beyim laf eder, kıvırır;

Sözlerinin manasına!..

Boynuzlarını savurur;

Öküzüne, danasına!..

 

Yokluğun sultan hiçidir,

Küfrün en derin içidir,

Bin erkeğin tek piçidir;

Avradına, anasına!..

 

 

Adıdeğmez / 2004

 

 

 

HİÇ

 

Ben ki mevsimsiz bir güneş,

Ben ki takvimsiz bir gündüm.

Yakmazdı özümü ateş,

Nasılsa ondan üstündüm!

 

Her zerrem bir nura yârken,

Bir düş bile bana arken…

Bu kadar karanlık varken,

Dehlizlere yanıp söndüm!

 

Gittim zamanın ucuna,

Çıktım yıkılmaz burcuna;

Bir hiç verip avucuna,

Sonunda kendime döndüm!..

 

 

 

Adıdeğmez / 2006

 

 

 

TESELLİ

Senelerin aynayla oynaştığı zamanlar,

Ne, mazi kucak açar; ne, zaman halden anlar!

Tebessüm etmek, aslan pençesinde bir nimet,

Ağlamak… Yaradan’dan, gözlerine ganimet!..

Yüreğinde, gençliğe ağıt yakan ihtiyar

Ve gençlik gezedursun albümde, diyar diyar!

Hayatı roman olmuş sürü sürü hikâye,

Tamamlanınca, büyük visale ermek, gaye!

Visal ölüm demekse, can, hasretin tutsağı;

Yol, doğrudan da doğru; ne solu bil, ne sağı!

Şefkate muhtaç gönül aşkla teselli bulur

Ve nihayet, bir veda dehlizinde kaybolur!

Hasretin çöllerinde yüreği kanar iken,

Mecnun, Mevlâ’yı buldu, Leylâ’ya yanar iken!

Bırak oynaşsın ayna, zamanın kucağında;

Aşk denilen o visal, sonsuzluk bucağında!

Ne ağla gençliğine, ne yan ihtiyarlığa,

Perde kalkar, yol gider; O’na doğru yârlığa!

Baktığın her ufukta göreceksin ki O Nur;

Yeter ki yolu iste, kılavuzun bulunur!

Sûkutla bağrışırken yalnızlığının sesi,

Kalbindedir, gerçeğin nâme nâme bestesi!

Sen sevin, sevinirdi ölümsüz kahramanlar;

Senelerin aynayla oynaştığı zamanlar!..

 

 

Adıdeğmez / 2003

 

 

 

DİYET

Kim dinler

“Durun”u?

Ve kim bilir

“Durum”u?

 

Sırıtır

Kavim-i Ad.

Ne aheste

Şu miad.

 

Kopan koptu

Hani kıyamet?

Ayaklar başta,

Kolaysa kıyam et.

 

Korkaklar

Beyannamesi:

Emr-i inşaa

Tarık’ın gemisi

 

Şehir duman,

Şaşkın Nazi!

Biricik reçete:

Ötenazi!

 

Kızıl kahraman

Kana bid’at.

İade-i itibar

İstimdat!

 

Ve tekerleme

Hürriyet!

Bedavadan

Diyet!..

 

Adıdeğmez / 2007

 

 

hepsi birbirinden güzel şiirler birgün duvarları süsleyecek inşallah

 

devam et yiğidim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

UÇKURSUZ EFENDİ

 

Uçkuru başına buyruk efendi

Gece gündüz hayal eder kadını.

Yalaka olana kuyruk efendi

Allah’a kulluğun bilmez tadını.

 

Gönlü zifir zifir, yüreği kömür,

Bir cünüp hayalin peşinde ömür,

İstersen aklını uçkurla sömür

Göreceksin elbet bir gün yâdını.

 

Gözleri fal taşı, azgınlıktandır,

Ondaki ateşi kıskanır tandır!

Sen yüce ceddini böyle utandır

Kolaysa mahşerde yaşa şâdını.

 

Tarif ettim seni hep sözlerimde,

Kin taşıdım sana bu gözlerimde.

Uçkursuz efendi derim derim de

Koyamadım bundan başka adını.

 

 

Adıdeğmez / 2003

Share this post


Link to post
Share on other sites

yiğidim msjını aldım, olmazsa ben numaramı vereyim sana msj atarım şimdi buradan...

 

şiire yakışıyorsun şiirde sana yiğidim, ha bu arada bana bır daha ustam deme olur mu yiğidim ....

 

Allaha emanetsin...

Share this post


Link to post
Share on other sites

BEKLEYENE

 

Mezarımda bekleme boşuna,

Boynuna sarılacak değilim!..

Dünyayı zindan etme başına,

Cefana darılacak değilim!..

 

İki gözüne yaşlar dolsa ne?

Pişmanlık boynunda dağ olsa ne?

Ellerin saçlarını yolsa ne?

Yeniden dirilecek değilim!..

 

 

adıdeğmez / 2005

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

yiğidim benim dün gece seninle uzun uzun konuştuk biliyorsun, dediklerimi sakın ama sakın unutma...

 

bir an önce şiir e dönmelisin, yazmalısın yiğidim yazmak zorundasın ...

 

 

muhabbet selam ile...

Share this post


Link to post
Share on other sites

AŞK

 

Gönlüme kurup da mahşer yerini,

Beni hayatıma sırat eyledi.

Köroğlu’ndan çaldı tüm hünerini,

Behram’ı çıldırtan kır at eyledi.

 

Savurup külümü bir nefesiyle,

Çınlatıp ruhumu çığlık sesiyle,

Sonunda verdiği kor hevesiyle,

Beni vedalara vuslat eyledi.

 

Sustu, yıllar yılı nedensiz oldu,

Kâh çırılçıplak, kâh bedensiz oldu;

Ne avuttu beni, ne bensiz oldu,

Beni öz yurduna serhat eyledi.

 

Hoyrat hazanında kayboldum, yittim,

Her dem, ayrı ayrı, eriyip bittim;

Sırrını ararken sır olup gittim,

Beni hasretine berat eyledi.

 

Duymadı öteden gelen çağrımı,

Görmedi içimde yanan nârımı;

Bir Şirin uğruna deldi bağrımı,

Dağları deviren Ferhat eyledi.

 

Yıkıp viran etti gönül kalemi,

Dar etti gözüme bütün âlemi;

Yazdı fermanımı, kırdı kalemi,

Körpe gençliğime heyhat eyledi…

Share this post


Link to post
Share on other sites

KAZ EVLADIM KAZ

 

Boş kalmasın sitem denen bu defter,

Al eline bir kalem, yaz evladım yaz.

Halim dünden iyi, bugünden beter,

Dertten bana kalan haz evladım haz.

 

Zamana pisletti uçkursuz deli,

Saçlar tren yolu, kulak küpeli;

Hayvan mı insan mı daha şüpheli?

Onlara bu onur az evladım az.

 

Bu zamana hangi asırda düştük,

Bir tutam ot için nasıl da düştük,

Bu hale en güzel fasılda düştük,

Bizim tek derdimiz saz evladım saz.

 

Kurtuluş Batı’da der de bücümen,

Her taşın altında çevirir dümen;

Onlar bu ülkede hep tümen tümen,

Bütün yaptıkları naz evladım naz.

 

Bir velî tanırım, Yunus’tur adı,

Yaradan’ın dostu, yalanın yâdı;

Allah’tır, Resûl’dür, aşktır feryadı,

Bu feryat her kula farz evladım farz.

 

Dedim ya bu defter boş kalmayacak,

Hoş kalmaz sitemim hoş kalmayacak,

Elbet güneş böyle loş kalmayacak,

Karanlığı nurla kaz evladım kaz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

ben bu iki usta kalemin arasına girmek istemem ama çok güzel şiirleriniz Allah yar ve yardımcınız olsun

Share this post


Link to post
Share on other sites

BOZULUR

 

Gün gelir iki gözde fer

Ufukta desen bozulur.

Mutlakiyet büyük zafer

Bozulmaz desen bozulur.

 

Bozuluşa at bir nâra,

Sana gelir vara vara.

Pinti ellerinde para,

Cebinde kesen bozulur.

 

Var mıdır kaderi kıran?

Yendim deyip de haykıran?

Varlığa diller çıkaran,

Yokluğa küsen bozulur.

 

Eşyanı gözünle yersin,

Bu benim, benimdir dersin,

Öyle üstüne titrersin,

Nafile, özen bozulur.

 

Kaybedersin de çapını,

Bulamazsın hiç kabını.

İçince nefs şarabını

Kalbinde mezen bozulur.

 

Ara, bozulmazı ara,

Gelmeden büyük nazara.

Girince bir gün mezara

Kurduğun düzen bozulur.

 

 

 

 

Bu arada Allah razı olsun sezefinu kardeşim güzel dileklerin için...

Share this post


Link to post
Share on other sites

DİNLE

 

Dinle Hakk'a varan bu yolculuğu

Ferhat olup dağlar deliyorum der.

Sağcılığa bakıp gör solculuğu

Bin devir geriden geliyorum der.

 

Sanmaki çıkmaza varır sokaklar,

Bizi aşk, gündüzün koynunda saklar.

Bir güneş doğar ki geceyi paklar,

Karanlığı kalpten eliyorum der.

 

Hakikat padişah, tahtı kurulur,

Ölüm her fermanda yiğitler bulur.

Kuzular kurtlarla karındaş olur,

Bir hoş muhabbetle meliyorum der.

 

Sandalcı, denize doğru kürekle,

Kahraman müjdeyi ufukta bekle.

Yavuz'dan emanet dev bir yürekle,

Hakikat, yalanı çeliyorum der?

Share this post


Link to post
Share on other sites

arkadaslar şiirlerinizi begenerek takip ediyorum..

Mevlam yar ve yardımcınız olsun yüreginize saglık..

Share this post


Link to post
Share on other sites

İSTANBUL

 

Bugün yüreğimde vuslatın kaldı,

Ağlıyorum yana yana İstanbul.

Beni hasretine hatıran saldı,

Yüreğim muhtaçtır sana İstanbul.

 

Resminle avunmak istemez gözüm,

Ruhunda gizlenmek istiyor özüm;

Sanadır hitabım, sanadır sözüm,

Cananın gelmiyor cana İstanbul!

 

Eyyûp Sultandadır aşkın nefesi,

Kalamış’ta tatlı huzur hevesi;

Üsküdar’dan gelen kâtibin sesi

Bir mûsîki çalsın bana İstanbul.

 

Resul’den müjdedir İslâm bayrağın,

Fatih’ten yadigâr kutsal toprağın,

Tarihlerde anlı-şanlı yaprağın,

Her gözde bir başka râna İstanbul.

 

Ufkun bana senden bir seyir versin,

Gözlerimi yedi tepene sersin;

Bir zaman değmiştin, yine değersin

Uğrunda dökülen kana İstanbul.

 

Kimmiş o, neymiş o sana haykıran,

Aynaya bakmadan kalbini kıran!

Beşyüz küsur yıldır iman fışkıran

Ezanın hükmeder çana İstanbul!

 

Öyle müjde oldun, öyle âr oldun,

Öyle canan oldun, öyle yâr oldun,

Ruhunda mukaddes bir diyar oldun,

Fatih Sultan Mehmed Han’a İstanbul.

 

Nice zalim, nice umut çalanı,

Bugüne pisletip, dünde kalanı,

Sultan kahramanı, kahbe yalanı,

Seninle kavuştu şana İstanbul!

 

Kahretme kendini böylesi derde,

Elbet kalmayacak bedduan yerde!

Uğramış yüreğin, yüreksizlerde,

Bin iftira, binbir zân’a İstanbul!

 

Şair seni yaşar, seni anlatır,

Seninle güzellik bulur her satır;

Varsın çocukların bilmesin hatır,

Şefkati sımsıcak ana İstanbul!

 

Bugün yüreğimde vuslatın kaldı,

Beni hasretine hatıran saldı,

Yine iki gözüm ufkuna daldı,

Zamanda silinmez mâna İstanbul!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

HAMİLE

 

Zamanın her deminde kalleşçe saldırdırlar,

Çıkar için ezdiler, sustular, kaldırdılar.

Hep böyle devam etti, böyle devam etti hep;

İnsanlık kimliğini hayvana çaldırdılar.

Göbekleri işkembe kazanı, kusana dek,

Nasırlı ellerini kenefe daldırdılar.

Hamile gezmektense böyle, karınlarından

Batı’ya yol gösteren Doğu’yu aldırdılar!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

AŞILIR

 

Yollar… Önü, ardı

Dağ olsa aşılır!

Yıllar… Bütün derdi

Çağ olsa aşılır!

 

Şeytanın sunduğu,

Kör nefsin kandığı,

Bülbülün yandığı

Bağ olsa aşılır!

 

Ateş, sağı-solu,

Yolları tutulu;

Bin örümcek dolu

Ağ olsa aşılır!

 

Hasretin cemresi,

Yalanın zümresi,

Dertlerin cümlesi

Sağ olsa aşılır!

 

Aşılır, aşılır

Ne olsa aşılır!

Aşılır, aşılır;

O’na ulaşılır!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yaz gardaşım yaz, iman dolu gözlerinin, vecd dolu gönlünün, secdeden ayrılmak istemeyen başına malik uzuvlarının ruhuyla pak kağıda yaz. Yaz gardaşım, Allah diyen dillerinle yaz. Yaz gardaşım, pençesi imanlı ''Aslan'ı'' tasviriyle yaz. Yaz gardaşım, kapansam secdeye Allah diyerek yaz.Yaz adıdeğmez, kendi şanlı gardaşım. Yaz gardaşım, Allah sana zeval vermesin yaz. Yaz ki gardaşım, pörsümüz ruhumuz billurlaşsın. Yaz ki gardaşım, beyhude geçen zamanlar kafamızda zonklasın. Yaz ki gardaşım, alçak Vakıf paralansın. Yaz ki gardaşım, tenkit ettiklerinin aksi sana takdirlerle yaraşsın. Yaz ki gardaşım, samimiyetsiz selamlar onansın. Yaz ki gardaşım, Allah diyen şiirlere hasretimiz dinsin. Yaz ki gardaşım, yaz, yaz, yaz...

 

Kardeşim dedim, yaşın benden büyüktür, yalnız tüm safiyetimle yazdım, zira kusurum varsa affola, az da olsa vecde gelmiş ruh haletiyle yazdım. Hem abi kardeş değil midir? Serdengeçti'ye yazdığın şiirin, bence bestelenip marş olacak mahiyette şiir. ''Hamile'' şiirin aklıma, Yunanlıların İzmir'i işgalinde, ırzlarını Yunanlılardan korumak için kendilerini uçurumdan atan kadınlar geldi. Yarın ellerine fırsat geçse yapmayacakları ne malum, böyle bilgisayar başında oturmak bana giryan geliyor, herşey için çalışıp çabayıp sebat etmek lazım. Diğer şiirlerinde çoğu duyguyu remzlendiriyor ve harikalar. Allah'a emanet ol.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Aşılır, aşılır

Ne olsa aşılır!

Aşılır, aşılır;

O’na ulaşılır!.."

 

Yüreğinize sağlık efendim,kaleminizden bizi mahrum etmediğiniz için Allah razı olsun...

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...