By_Rock 1 Report post Posted August 25, 2008 Türk-İslam Birliği'nin kurulması tüm İslam ve Türk dünyası tarafından şevkle ve heyecanla beklenmektedir. Bu birliğin ilk ve en önemli adımı, Azerbaycan ve Türkiye'nin iki devlet, tek millet olarak birleşmesidir. Türk-İslam Birliği'nin ilk aşaması olan bu birleşmenin, daha fazla vakit kaybedilmeden ve daha geç kalınmadan bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Yakın geçmişte yaşanan Hocalı Katliamı gibi acıların tekrar etmemesi sağlanmalı, bu topraklara huzurun ve güvenliğin hakim olması için 1992 yılında kapatılıp işgal edilen Laçin Koridoru açılmalı, Dağlık Karabağ bölgesi başta olmak üzere işgal altındaki tüm topraklar işgalden kurtulmalıdır. Laçin Koridoru'nun açılması için her türlü diplomatik girişimde bulunulmalıdır. Gerginliği tırmandırmak, sürekli düşmanlık duygusunu körüklemek kimsenin yararına olan bir davranış değildir. Çağımız öfke ve kin çağı değil, dostluk, sevgi, anlayış, işbirliği ve kardeşlik çağıdır. Öfke, intikam çağları artık geride kalmıştır. Ermenistan da kardeşçe ve dostça bir yaklaşım içinde olmalı, düşmanlıkları körüklemek yerine sevgiyi ve barışı ön plana almalı, "Türk düşmanlığı" düşüncesinden tamamen vazgeçmelidir. Bu düşmanlık duygusu günümüzün sosyal gerçeklerine de aykırıdır. Bu şekilde yaşamanın, Ermenistan'a bugüne kadar ekonomik olarak da kültürel olarak da bir faydası dokunmamıştır. Düşmanlık siyasetine devam edilmesi durumunda, Ermenistan'ın içinde bulunduğu ekonomik şartlar daha da kötüleşecek, fakirlik ve yokluk daha da artacaktır. Müreffeh ve aydınlık bir Ermenistan'ın yolu, kardeşlik ve sevgiden geçmektedir. Ermeniler, Kitap Ehli olan bir topluluktur. Müslümanların Kitap Ehli'ne bakış açısı Kuran'a göre çok açıktır. Peygamber Efendimiz (sav) de Kitap Ehli'ne karşı her zaman hoşgörülü ve merhametli olmuştur. Nitekim gerek Selçuklu gerekse Osmanlı dönemi boyunca Ermeniler, Türk hakimiyeti altında hiçbir yerde bulamadıkları refah ve huzuru bulmuşlar, Osmanlılar da Ermenileri Millet-i Sadıka olarak adlandırmışlardır. Ancak, Ermenilerin geçmişe dayalı öfke ve kin duygularından kurtulmaları, hasmane bir tutum içinde olmamaları son derece önemlidir. Nitekim inançlarının gereği de budur. İncil'in pek çok açıklamasında, komşuya duyulan sevginin önemine özellikle dikkat çekilmiş, hatta inananların komşularının iyiliği için gayret etmeleri gerektiği bildirilmiştir. Ermenistan'ın komşularına karşı izlediği siyasetin temelinde de, İncil'de kendilerine söylendiği şekilde, sevgi ve merhamet olmalıdır. İsa şu karşılığı verdi: Adam öldürme, zina etme, hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, annene babana saygı göster ve komşunu kendin gibi sev. (Matta, 19; 18-19) Sevgi, komşuya kötülük etmez. Bu nedenle sevgi, Kutsal Yasa'nın yerine getirilmesidir. (Pavlus'un Romalılara Mektubu, 13; 10) Her birimiz, komşusunu ruhça geliştirmek amacıyla, komşusunun iyiliğini gözeterek onu hoşnut etsin... (Pavlus'un Romalılara Mektubu, 15;2) Eğer Ermenistan dostluktan ve kardeşlikten yana tavır koyarsa, geçmişte yaşanmış tüm olaylar bir kenara bırakılarak, Ermenistanla ticari ve kültürel ilişkiler kurulabilir. Azerbaycan ve Türkiye'nin birleşmesiyle oluşacak dostluk ortamından Ermenistan'ın da fayda göreceği açıktır. Ekonomik, siyasi ve ticari birliktelik tüm taraflara fayda sağlayacak, bu koşullar altında çok rahat ve müreffeh bir yaşama alanı oluşacaktır. Ermeniler de ticaretlerinde, dinlerinde, dillerinde, yaşamlarında daha özgür, daha güven içinde, daha rahat olacaklardır. Bölgede sürekli tırmanan gerilim yerini barışa bırakacaktır. Bu barıştan tüm tarafların fayda göreceği ortadadır. Bugün yapılması gereken geçmişi bırakıp geleceğe bakmaktır. Sürekli geçmişte neler olduğunu konuşmak yerine gelecekte neler yapılabileceğini, bölgede ekonomik koşulların nasıl geliştirilebileceğini, kültürel bir atılımın nasıl yapılabileceğini, istikrarın nasıl sağlanabileceğini, anlaşmazlıkların nasıl tamamen ortadan kaldırılabileceğini konuşmak gerekir. Üstünde durulması gereken budur. Geçmişi bugüne taşıyarak, gerginlik ortamı meydana getirmenin kimseye faydası yoktur. Şiddet, gerginlik ve aşırılık hiçbir topluma yarar sağlamaz. Her türlü şiddetten kaçınmak, aşırılık yerine ılımlılığı tercih etmek, itidalli davranmak, hoşgörülü ve sabırlı olmak, gündeme gelebilecek tüm sorunları uzlaşıyla çözüme kavuşturmak en akılcı ve mantıklı yoldur. Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted August 26, 2008 Bu asla gerçekleşmeyecek bir durumdur. Yani; iki devlet, tek millet sözü asla hayata pratik anlamda geçmeyecektir. Polemik yapmak istemem ama, gerçekci olmak zorundayız. Türki Cumhuriyet'lerinin kimisinin Türkiye'ye siyasi, ticari ve ekonomik bakışı bellidir. Bugün biz kardeşlik derken, bazı Türki Cumhuriyet'lerin kardeşlerine nasıl baktığını/davrandığını görüyoruz. Çok basit bir örnek vereyim: Kazakistan'da Türk işçilerinin başına gelenler. Bir de; Rusya ile olan bağları, bizle olan bağlarından daha güçlüdür, çünkü birbirlerine bağımlılar bu devletler. Ebulfeyz Elçibey olsaydı şayet Azerbaycan'ın başında, olumlu ve güzel şeyler söyleyebilirdim. Lakin, Aliyev'lerin devam eden saltanatının hem Azeri'lere, hem de Türkiye'ye yansımalarını görmek lazım derim. Aliyev'lerin geçmişi ve siyasi uygulamalarını unutmamak lazım. (Haydar Aliyev iktidara nasıl geldi acaba?) Ticaret gelişebilir, ekonomik işbirliği yapılabilir, gidilir-gelinir ama; merhum Özal'ın zamanındaki şartlar bugün yoktur. Artık herkes kendi ülkesinin, kimle menfaati olacaksa, onunla oturup kalkması için uğraşıyor. Yine bir örnek vereyim: İran'la, Venezuela'nın yakınlaşması/işbirliğine girişmesi gibi. Share this post Link to post Share on other sites
ilcege 36 Report post Posted August 26, 2008 Kulağa hoş gelsede, böyle bir birleşmenin olması en azından şu an itibariyle muhaldir.Haa şöyle denilse 'efendim Türkiye ile Azerbaycan iktisadi, sosyal ve kültürel ilişkilerini daha da kuvvetlendirsin.Her alanda müşterek faaliyetlere girişsin' buna tamam, eyvallah derim.Ki zaten ilişkilerimiz bu minvalde ilerliyor. Birde burada, görünen resimde, sadece Türkiye ile Azerbaycan mı var?İşin Amerika ayağı var (global çapta), Rusya ayağı var ( bölgesel çapta)...Bu tip bir eyleme onlar kayıtsız kalır mı? İlaveten ülkemiz bırakın böyle bir aksiyoner hamle yapmayı, öz sınırlarını bölünmeden koruyabilmenin telaşında.Dolayısiyle böyle bir hadisenin cereyan edeceğini zannetmiyorum. Share this post Link to post Share on other sites
trradomir 206 Report post Posted August 26, 2008 Malesef sığ bir yazı, hariçten gazel okur gibi yazmış kim yazmışsa. Yazı, Adnan hoca ekibinin İlmi Araştırma dergisinden iktibas edilmiş. Harun Yahya'yla ilgili başlıkta yazdıklarıma itiraz yükseltecek gibi olmuştu bazıları ama artık buradaki sığlığı gözden kaçırmalarının imkansız olduğunu düşünüyorum. Keşke istenenler olsa da, bu tarz bir yazı bu konuda ne işe yarar bilemiyorum. Büyükdoğu ve ilcege meseleye bence isabetli bir zaviyeden yaklaşmış. Fakat bence yazıyı basitleştiren asıl nokta, Ermenistan'la ilgili tahlillerin yapıldığı bölümde yer alıyor. Yani hocam iyi diyorsun hoş diyorsun, idealistsin, güzel ama hakikatten bu kadar kopuk bir idealizm olabilir mi, hayatın sillelerinden beyin sarsıntısı geçirmiş küskün filozofa özenip ütopya mı kasıyorsun be abiciğim? Bir de üslup pek bi didaktik olduğu için sığlığı hiç kaldırmıyor. Tamam gereklilik kipini kullanarak yazılır, ama böyle bir konu varsa yazı malesef ilkokul kompozisyonuna benziyor. Bakın size yazıdan bir paragraf göstereyim: ...Çağımız öfke ve kin çağı değil, dostluk, sevgi, anlayış, işbirliği ve kardeşlik çağıdır. Öfke, intikam çağları artık geride kalmıştır. Ermenistan da kardeşçe ve dostça bir yaklaşım içinde olmalı, düşmanlıkları körüklemek yerine sevgiyi ve barışı ön plana almalı, "Türk düşmanlığı" düşüncesinden tamamen vazgeçmelidir. Bu düşmanlık duygusu günümüzün sosyal gerçeklerine de aykırıdır. Bu şekilde yaşamanın, Ermenistan'a bugüne kadar ekonomik olarak da kültürel olarak da bir faydası dokunmamıştır. Düşmanlık siyasetine devam edilmesi durumunda, Ermenistan'ın içinde bulunduğu ekonomik şartlar daha da kötüleşecek, fakirlik ve yokluk daha da artacaktır. Müreffeh ve aydınlık bir Ermenistan'ın yolu, kardeşlik ve sevgiden geçmektedir. Çağımız öfke ve kin çağı değil, dostluk, sevgi, anlayış, işbirliği ve kardeşlik çağıdır. Hehhh, öğrendiniz mi bunu çocuklar? Güzel. Neymiş? Hadi hep bir ağızdan söyleyelim; dostluk, sevgi, anlayış, işbirliği ve kardeşlik çağıymış. Hem de bu çağımızmış. Hadi alkıııış... Yapma be Adnan hoca, etme eyleme! Devletlerarası konjönktür hayallerle değişmiyor ki? Keşke dediğin gibi olsa, keşke gerçekten dostluk, sevgi, anlayış, işbirliği ve kardeşlik çağında yaşasak da yok öyle bi şey. Bi an 'acaba ben başka bir zamanda mı yaşıyorum' diye bilincimi sorgulamadan edemedim. Adnan hoca gidip Gazze'deki kardeşliği şöyle bi görsün, sonra gelip çağımız hakkında konuşsun. Orada da nefis bir kardeşlik hüküm sürüyor, insanlar birbirlerine burcu burcu kokan gaz bombaları, parıl parıl mermiler ve sahip olduğu yegane eşya olan taşları hediye ediyor; masmavi gökyüzünü kuşlarla beraber kanat çırpan füzeler süslüyor, insanlar zevkin ucunu kaçırdığı için savaş toplarıyla piknik voleybolu oynuyor. Ermenistan'a bu tavır hiçbir şey kazandırmamışmış. Bak hele. Ermenistan bu tavrında bir başarılı olsun, Türkiye'yi boyuna posuna bakmadan bacağındaki çamaşıra kadar sömürmüyor mu, o zaman görürsün. Türkiye her an tetikte olmazsa ve dış politikada kartlarını iyi kullanamazsa o zaman ortalık nasıl karışır ve Ermenistan bundan nasıl nemalanır, kestirmek çok mu zor be hocam? Tamam ben de isterim, tamam uzun vadede mantıklı olan barıştır, kardeşliktir, falandır filandır, Ermenistan akıllı olsun da senin derginde yazdığın sığ baş yazıyı okuyan Ermenistan kalkıp da tavır mı değiştirecek, sen kendi vatandaşınla ilgilenerek Ermenistan'ı adam gibi davranmaya itecek tutumları takınmasını salık ver, Ermenistan'a buradan politika nameleri düzmenin manası yok ki. Tamam ben de dostluk çağında yaşamak isterim de yok işte, bu çağda öyle bi şey yok, kim var derse yalan söylüyor. Bu böyle gitmesin, değiştirelim, birşeyler yapalım, ee çok doğru ama bana bu çağın böyle bir çağ olduğunu söyleme hocam ne olur, çağı değiştirmenin yolunu anlat... Ermenistan Türkiye'yle kanki olunca müreffeh mi olacakmış? Boşversenize Allah aşkına.. Derginin başyazısında bile satır doldurmak için kullanılmış paragraflar olması çok acı... Azerbaycan ile bir köprü kurmak gerçekten önemli, yazı amacı ve dikkat çektiği yön açısından aslında iyi bir yazı. Bugünün bu şartlarında bahsedilen durumun gerçekleşmesi imkansız, ama bu umudun bugün dile getirilmesi, gelecekte adımlar atılabilmesi için çok önemli. Böyle noktaları akıllara getirmek, böyle yol haritaları çizmek aslında gelecekte söz sahibi olacak insanların dimağını yoğurmak hususunda gayet mühim. Yalnız eşeğin kulağını çeşmeye dayayıp musluğu köküne kadar çevirmenin de bi alemi yok ki... Azerbaycan KKTC'yi tanıdı mı ya? Share this post Link to post Share on other sites
BaLaBaN 6 Report post Posted August 26, 2008 İmkansız :graduated: Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted August 31, 2008 hayal hayal hayal bomboş bir hayal ötesi yok. geleceği olmayan bir ütopyadır bu arkadaşın söylediği... Share this post Link to post Share on other sites
buyukdogu 529 Report post Posted April 29, 2009 Neyse, görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Share this post Link to post Share on other sites
A.Rahman 11 Report post Posted April 30, 2009 Kazakistan olayı komplo. Azerbaycan Kıbrıs ı neden tanımadı? Türkiye ye gelen bayan vekil konuşmuştu bu konu hakkında A vrupa baskı yapıyor lakin biz yine uçak seferleri düzenliyoruz, konferanslar veriyoruz vs . konuşmalar yaptı.Ben hak verdim Kıbrıs konusunda. Azeriler hakkında bir yerde okumuştum; Azeriler devleti değil İrandaki şii mollaları dinler! Devlette ortada İran da .. Olmayacak dua. Lakin Türk-İslam ülküsü çerçevesinde hemfikiriz. Share this post Link to post Share on other sites