adles 12 Report post Posted September 6, 2008 İbnülemin Mahmud Kemal Eski İstanbul vali ve belediye başkanlarından Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay bir hatırasını şöyle anlatıyor: “ Valiliğim sırasında bir gün Celal Bayar, Adnan Menderes ve bazı bakanlar İstanbul’a geldiler. Efendi hazretlerini buraya getir de kendisiyle bir de yüz yüze görüşelim, diye haber gönderdiler. Derhal Mahmud Kemal Bey’e gittim ve durumu arzettim. Sinirli ve öfkeli bir tavırla, “ben o heriflerin ayağına gitmem” dedi. Israr ettim; yalvardım, yakardım. Sonunda ikna ettim. Bin naz ile ve söylene söylene Florya deniz köşküne götürdüm. Yenilip içildikten sonra sohbet faslı başladı. Bir ara Celal Bayar, Mahmut Kemal Bey’e hitaben şöyle dedi: -Efendi hazretleri! Son sadrazamlar adındaki eserinizi okudum. Hakikaten güzel yazmışsınız. Lakin hep Osmanlı döneminin sadrazamlarını, devlet adamlarını anlatıyorsunuz. Bir eser daha kaleme alsanız, orada da cumhuriyet devri başvekillerini, cumhurbaşkanlarını tanıtsanız acaba nasıl olur? İbnülemin Mahmut Kemal Bey, karşısındakinin cumhurbaşkanı olduğunu düşünmeye bile gerek görmeden “kim o herifler?” diye sorar ve konuşmasına şöyle devam eder: -Ben son sadrazamları yazarken öyle rastgele hareket etmedim. Hepsini yakından tanıdım. Kimisinin hizmetinde bizzat bulundum, kimisiyle birlikte görev yaptım. Merhum babam Mehmet Emin paşa sayesinde bir çoğunun aile mahremiyetine kadar sokuldum. Meziyetlerine, kusurlarına, bir aile ocağı samimiyeti içinde şahit oldum. Onlarla düştüm onlarla kalktım. Halbuki yenileri tanımıyorum. Zaten yazılacak yönlerinin bulunduğuna da inanmıyorum. Hem eskiden bir adam sadaret makamının çıkacağı zaman belli bir kademeden geçer, belli bir merhale kat ederdi. Mesela önce vali olur, sonra nâzır (bakan) olur, derken sadrazamlığa kadar yükselirdi. Şimdi öyle mi? Ne idiğü belirsiz bir adam, beklemedik bir anda milletin başına geçiyor. Sonra o nevzuhur (yeni çıkma) şahıs, âlimi, ulemayı ayağına çağırıyor.” (1) Gözünü ve sözünü esirgemeyen Esseyyid İbnülemin Mahmut Kemal İnal, böyle birisiydi. Bulunduğu yerde fiziği ve fikri ile bulunan, söylenmesi gerekenleri söylemekten çekinmeyen, ben bunu söylersem başıma şu gelir veya yerimden olurum kaygısı gütmeyen değerli bir şahsiyetti. Dursun Gürlek, Çınaraltı Kitap Sohbetleri... Share this post Link to post Share on other sites
Rindlerin Doğumu 0 Report post Posted October 6, 2008 İbnülemin Mahmud Kemal Eski İstanbul vali ve belediye başkanlarından Ord. Prof. Fahrettin Kerim Gökay bir hatırasını şöyle anlatıyor: “ Valiliğim sırasında bir gün Celal Bayar, Adnan Menderes ve bazı bakanlar İstanbul’a geldiler. Efendi hazretlerini buraya getir de kendisiyle bir de yüz yüze görüşelim, diye haber gönderdiler. Derhal Mahmud Kemal Bey’e gittim ve durumu arzettim. Sinirli ve öfkeli bir tavırla, “ben o heriflerin ayağına gitmem” dedi. Israr ettim; yalvardım, yakardım. Sonunda ikna ettim. Bin naz ile ve söylene söylene Florya deniz köşküne götürdüm. Yenilip içildikten sonra sohbet faslı başladı. Bir ara Celal Bayar, Mahmut Kemal Bey’e hitaben şöyle dedi: -Efendi hazretleri! Son sadrazamlar adındaki eserinizi okudum. Hakikaten güzel yazmışsınız. Lakin hep Osmanlı döneminin sadrazamlarını, devlet adamlarını anlatıyorsunuz. Bir eser daha kaleme alsanız, orada da cumhuriyet devri başvekillerini, cumhurbaşkanlarını tanıtsanız acaba nasıl olur? İbnülemin Mahmut Kemal Bey, karşısındakinin cumhurbaşkanı olduğunu düşünmeye bile gerek görmeden “kim o herifler?” diye sorar ve konuşmasına şöyle devam eder: -Ben son sadrazamları yazarken öyle rastgele hareket etmedim. Hepsini yakından tanıdım. Kimisinin hizmetinde bizzat bulundum, kimisiyle birlikte görev yaptım. Merhum babam Mehmet Emin paşa sayesinde bir çoğunun aile mahremiyetine kadar sokuldum. Meziyetlerine, kusurlarına, bir aile ocağı samimiyeti içinde şahit oldum. Onlarla düştüm onlarla kalktım. Halbuki yenileri tanımıyorum. Zaten yazılacak yönlerinin bulunduğuna da inanmıyorum. Hem eskiden bir adam sadaret makamının çıkacağı zaman belli bir kademeden geçer, belli bir merhale kat ederdi. Mesela önce vali olur, sonra nâzır (bakan) olur, derken sadrazamlığa kadar yükselirdi. Şimdi öyle mi? Ne idiğü belirsiz bir adam, beklemedik bir anda milletin başına geçiyor. Sonra o nevzuhur (yeni çıkma) şahıs, âlimi, ulemayı ayağına çağırıyor.” (1) Gözünü ve sözünü esirgemeyen Esseyyid İbnülemin Mahmut Kemal İnal, böyle birisiydi. Bulunduğu yerde fiziği ve fikri ile bulunan, söylenmesi gerekenleri söylemekten çekinmeyen, ben bunu söylersem başıma şu gelir veya yerimden olurum kaygısı gütmeyen değerli bir şahsiyetti. Dursun Gürlek, Çınaraltı Kitap Sohbetleri... Arkadaşlar Dursun Hocanın Ayaklı Kütüphaneler adlı kitabını bulabilirseniz okuyu, istifade edebileceğiniz bir eser. Bana da dua edersin.. :) (içinde İbnülemin Mahmud Kemal in hayatı da bulunmaktadır) Share this post Link to post Share on other sites
adles 12 Report post Posted October 7, 2008 Bu kitabı tavsiye eden ikinci kişisiniz :) .İnşallah en kısa sürede okuyup, size duada bulunacağız efendim.Teşekkür ederiz tavsiyeniz için... Share this post Link to post Share on other sites
Rindlerin Doğumu 0 Report post Posted October 8, 2008 Bu kitabı tavsiye eden ikinci kişisiniz :) .İnşallah en kısa sürede okuyup, size duada bulunacağız efendim.Teşekkür ederiz tavsiyeniz için... Sondan başlayayım.. Rica ederim... Duanız için Allah razı olsun Share this post Link to post Share on other sites