Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
mitajanı

Hanzala

Recommended Posts

HANZALA

 

Hanzala kendini şöyle tanımlar: "Ben Hanzala. Babamın adı: Önemli değil. Annemin adı: Nakba (Filistinliler işgalin ardından Filistin topraklarında İsrail Devleti'nin ilan edildiği 15 Mayıs 1948'i Nakba yani büyük felaket günü olarak tanımlar. S.T.) Kız kardeşimin adı. Fatıma. Ayakkabı numaram: Bilinmiyor. Çünkü ben hep yalın ayakla dolaşırım.

 

Naci el Ali filistin davasında meşhur isimlerden. Vatanından koparıldıktan sonra ingiltere'de yaşıyordu. Karikatürleri siyonistleri çok rahatsız ediyordu. Bu sebeple mossad tarafından katledildi...

 

En az sapan taşı kadar tehlikeli çizgiler çizen Naci Ali'yi MOSSAD katletti. Ama başlattığı savaş sürüyor. Çizgi savaşını bir kadın çizer sürdürüyor.(ümeyye)

Filistin dramının en kanlı günlerinde dünya Hanzala ile İsrail katliamlarının şiddetini idrak edebiliyordu.

 

Filistinli çizer Naci el-Ali'nin Hanzala'sı İsrail'in vahşet ve yıkım politikasından doğmuş bir çocuktur ve dış görünümünün, onu mülteci kamplarının diğer çocuklarından -Zeyneplerden, Muhammedlerden, Fatmalardan ayıran- belirgin hiçbir özelliği yoktur. Besili, şımartılmış ya da rahat bir çocuk değildir Hanzala. Tıpkı kamp arkadaşları gibi yalınayak, çirkin, bakımsız ve kirpi saçlı bir çocuktur.

 

10 yaşındaki bu çocuğu diğerlerinden ayıran, onun 'negatif' ve küskün biri olmasıdır. Bağladığı elleri arkasında bu çocuk Amerika ve İsrail'in bölgedeki politikalarını ve önerdikleri 'çözümü' protesto etmektedir. Hanzala ellerini bağlamaktadır, buna Henry Kissinger'ın Filistin politikasını öğrendiğinde karar vermiştir.

 

Hanzala'yı mülteci kamplarındaki çocuklardan ayıran, onun bize sırtını dönmesidir. Negatif bir kişiliktir o; reddeden biri ve reddettiği sadece Amerika ve İsrail'in politikaları değildir. Hanzala nadiren yorum yapan ve eyleme geçen bir tanıktır; bazen onu bir taşa uzanırken ya da taş fırlatırken de görürüz, ama esas olarak Filistin'de olup bitenleri izlemektedir. Filistin mücadelesinin direnişçi unsurlarını ve Arapların acısını temsil etmektedir, ama bir yandan da Arapların bölünmüşlüğünü ve Filistin halkının acılarına kayıtsızlığını eleştirmektedir. Arapların sessizliğine, İsrail'in işlediği savaş suçlarına, dünyanın ikiyüzlülüğüne ve Arap yönetimleri ile FKÖ içindeki yozlaşmaya da sırtını dönmüştür.

 

Doğanın kanunları Hanzala üzerinde etkili değildir, çünkü o 10 yaşında doğmuştur ve her zaman o yaşta kalacaktır.

 

Hanzala'nın büyümesinin, 10 yaşını geçebilmesinin tek koşulu onun Filistin'e dönebilmesidir. Hanzala bu bakımdan, diğer kamp çocukları gibi, çizeri Naci el-Ali'nin acısını da temsil etmektedir. Naci el-Ali, 1948'de, on yaşındayken ayrılmak zorunda kaldığı Celile'deki köyüne bir daha dönememiştir. Tıpkı büyümesi gibi, Hanzala'nın yüzünü görebilmemizin de bir koşulu vardır: Okur, onun yüzünü ancak Arap halkı özgürlüğünü ve tehdit altındaki haysiyetini yeniden kazandığında görebilecektir.

 

Hanzala'yı kendi küçük gövdesine hapseden ve içini acıyla dolduran Naci el-Ali'nin acımasızlığı değil, bizzat yaşadıklarıdır. Hanzala'nın elleri arkasında sessizlik içinde tanıklık ettiği göç, yoksulluk ve kamp hayatı, büyük ölçüde Naci el-Ali'nin de kişisel gerçeğidir."

 

Karikatür çizmeyi cezaevinde öğrenen Ali, ilk çizimlerini mülteci kampının duvarlarına yapar. 1960'ların başında Filistin mücadelesinin önderlerinden Gassan Kanafani onun yeteneğini farkeder ve bu alanda profesyonel olarak çalışmasını sağlar. Filistin mücadelesinin Nasırcı Arap milliyetçiliğinden devrimci bir çizgiye kaymasında önderlik edenlerden biri olan Kanafani onun ilk çalışmasını El-Hürriyet dergisinde yayımlar.

 

Artık çizmeyi ciddiye alan Naci el-Ali, daha sonra Kuveyt'teki Tali'a dergisinde çizer olarak çalışmaya başlar. 1968'den 1975'e kadar Es-Siyase gazetesindedir. Bu tarihte Lübnan gazetesi Es-Sefir'e geçer. Artık çizimleri yayılmaya ve çizgisinin karakteristik özellikleri belirginleşmeye başlamıştır. Çok keskin ve detaycı bir çizgisinin olduğu söylenemez ve fikrin daha ön planda olduğunu kabul etmek gerekir. Yine de hareketin fazla olmadığı bu çizimlerin donuk olduğunu söylemek haksızlık olacaktır. Naci el-Ali'ninki açık sözlü, cesur, mitlere ve hiziplere teslim olmamış bir çizgidir. Ama kabul etmeli ki, onun çizgisi yenilgilerin ortasına düşmüştür; 1967 ve 1982 yenilgilerinin ortasında biçimlenmiştir.

 

O kadar öyle ki, hayatının son on yılında (1977-1987) hep kendi kuşağının yenilgisinin sonuçlarıyla boğuşmuştur. Yenilenler mücadelede 'düşenler' ve 'göbekliler'dir, o ise Filistin'in direnişçi unsurlarını temsil etmeye devam etmektedir. Bu o kadar da kolay bir şey değildir ve en büyük dayanağı kendi kahramanı Hanzala'dır. Naci el-Ali Hanzala'yı yaratmıştır, ama Ali'yi korkudan, geri adım atmaktan koruyan da Hanzala olmuştur. Hanzala Filistin'e sadıktır ve yenilginin dev dalgalarının Ali'yi alıp götürmesini engellemiştir. Yine de Naci el-Ali bir korkuyu her zaman taşıdı: 'Sınırlamalardan korkmuyorum ve hiç hesabını yapmıyorum. Tek korktuğum yeisin kalbime ulaşması.'

 

Naci el-Ali 1987'de Londra'da öldürüldüğünde İngiltere, İsrail ve Filistin yönetimlerinin hepsi olayın örtbas edilmesinde pek istekli davrandılar. 'Maskeliler' ve 'göbekliler', yirmi yıl boyunca kendileriyle mücadele eden 'negatif' bir çocuktan kurtulmuşlardı. Naci el-Ali kederin kalbini sarmasına izin vermeden öldü, ama Hanzala bizi korkaklıktan, geri adım atmaktan ve 'göbeklilere' teslim olmaktan koruyabilir.

 

Naci-el Ali'nin Hanzala'sı bize galiba bir şey daha söylüyor: Hepimiz çok daha ağır yenilgiler yaşadığımıza inanmış olabiliriz, ama bir çocuğun suratımıza bakmayı reddetmesi de yabana atılacak bir yenilgi sayılamaz.

 

ALİ ÇAKMAK

 

hanzala2hs6.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

HANZALA

 

O, ihanetin, mürailiğin kol attığı iklimde yamalı elbisesi, çıplak ayakları, diken diken olmuş saçları.

O, bütün bunlar karşısında ellerini arkasına umarsızca bağlamış özgürlüğün öksüz çocuğu

O, intifadanın, saflığın masumca-çocukça bir sembolü

O, iki yüz yıldır coğrafyası her türlü işgale uğramış devamlı kaybetmiş adı sanı bilinmez ama hepimiz den bir parça taşıyan...

O, karşısındakilerin gücünü umursamayan ve bunu es geçmemizi bize hatırlatan

O, annesini, babasını, kardeşlerini, her şeyini kaybetmiş ve hala kaybetmekte olan bir çocuk

O, ceset tarlalarının ortasında oyunlar oynayan... ama her oyunda Azraille arkadaşlık eden

O, hayatın bir kurşundan daha ucuz olduğu, sokaklarında ölümün kol gezdiği bir coğrafyanın asi veledi

O, ölüm kokan topraklarda sessizce dolaşan ve o küçüklüğüne rağmen her şeyi bir büyüğün büyüklüğünden daha fazla akıl edebilen

O, artık gördüğü duyduğu yaşadığı acıların çetelesini tutmayan bunları bir sıradanlıkla geçen ama asla pes etmeyen

O, küçük (10)yaşına rağmen yeri geldiğinde göndere bayrak değiştirmek için tırmanabilen

O, zoru kolaylığa, lüksü fakirliğe, yokluğu varlığa tercih eden

O, sürgünleri hapishaneleri bir umut olarak seçen

O, yola düşülmesi gerektiğinde durmanın anlamsızlığını anlatan

O, elindeki basitliği, fakirliği ve yokluğu ile güç sahiplerinin uykularını kaçıran..

Zaferle değil seferle mükellef olan

Hepimizin bir parçası, bizim mahallemizin sıra dışı evladı

O, Hanzala

 

O biz, biz O.

"Hepimiz Hanzalayız''

 

Naci El Ali

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hanzala..

 

Bir gün şöyle fısıldadığını duydular.. yüzümü göstermem kafirlere, çünkü onlar beni yüzümden vurdular..

 

Yüzümü göstermem Müslümanlara.. çünkü bakmaktan utanırlar.

 

Ben Müslüman bir coğrafyanın tam orta yerinde, zillete düşürülmüş, unutulmuş, rakı bardakları ile iftar açan, bir orduyu doyuracak kadar yemek israfı yapanların, bir gece önce dansöz oynatılan salonlarda iftar açanların, kocaman göbekleri ile hamd edenlerin kardeşiyim.. O abilerime ve kardeşlerime karşı mahçubum ben.. mahzunum.. Koca tankın karşısına çıkmaktan korkmam da..

 

Yüzü kızaracak diye bir müminin karşısına çıkamam..

Share this post


Link to post
Share on other sites

42421187fp7.jpg

 

Yüzünü gizleyen çocuk HANZALA.. Kanı ile Filistin'i çizen çocuk..

 

''maskeliler'' ve ''göbekliler'' yirmi yıl boyunca kendileriyle mücadele eden ''negatif'' (!) bir çocuktan kurtulmuşlardı.

 

Ama hesabını yapamadıkları bir gerçek vardı:

 

İsrail bayrağını taşlayan her Filistinli çocuk HANZALA'dır..

 

Çünkü ancak HANZALA olmak korkaklıktan geri adım atmaktan ve göbekli yahudilere teslim olmaktan koruyabilir..

 

HANZALA.. Filistinli yüzünü göstermeyen çocuk..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Buda şehit oğludur

Sevgiyle dop doludur

Yaradanın kuludur

Dili Allah demekte

 

Dik dursun hele başın

Kesilmez senin aşın

Gözünden akan yaşın

Yeli Allah demekte

 

Yaşın yüzünde oya

Gel sarım doya doya

Varsın dönsün bu dünya

Yeli Allah demekte

 

Nasuh derki her kulun

Yardımcısı doğrunun

Hele bakın yavrunun

Eli Allah demekte

Aşık Nasuhi

Share this post


Link to post
Share on other sites
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...