Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
deniz_mavidir

'mahalle Baskısı'

Recommended Posts

'mahalle baskısı' tabiri hep bir kesimin tekelinde olmuş şimdiye

kadar.. sanki hep muhafazakar insanlar mahalle baskısı yaparmış gibi

konuşulmuş anlatılmış...

bir yakınım devlet okulunda öğretmenlik yapıyor, bayan kendisi... ve

bir yıldır kapalı.. okulda öğretmenlerle arasındaki konuşmaları

anlatıyor.. diyorlarmışki.. amannn canım sen zaten yeni kapanmışsın

açılabilirsin.... ayy saçların da gzüel nası kapatıyosun... vs vs

vs... okul müdür tarafından ikaz almış,denilmişki okul binasının

atrafında dahi kapalı görünmeyeceksin öğrencilere kötü örnek

oluyorsun.. ne yapıcam ki demiş,ben iki vasıtayla geliyorum buraya..

ozamn evinde açıp da gel demiş müdür.. ve daha bir çok şeyler.. şimdi

tüm bu yapılanlar ne peki? mahalle baskısının alası değil mi???

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mahalle meydanında erkekler yoksa haliyle alan itlere kalır. Güya mahalle bende, meydan bende, zabıta bende, muhtar bende, imam desen zati, okul bende kısaca herşey bende, peki o zaman sıkıntı nerde?

 

SIKINTI: ÜÇ BEŞ İTİN SAHİP OLDUĞU AKSİYON VE DURUŞ YOK BİZDE!!! Bu yüzden mahallenin kaldırımlarını da alsak "parya" olmaya mahkumuz.

"Efendim öz mahallemizde bize baskı uygulamayın." sözüne cevap şöyle olacaktır haliyle; "Sus senin böyle söylemen hatta düşünmen bile bize yapılan baskıdır! Yetişin efendiler mahalle baskısı!" Sen ürktükçe de işler iyice kolaylaşacaktır onlar açısından.

 

"Deniz Mavidir" arkadaşım bunların hiçbiri senin ve o bacımızın şahsına değildir. Allah yardımcısı olsun bacımızın ve milyonlarca tesettürlü kardeşimizin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Geçen akşam NTV de izledim bununla ilgili bir tartışma programını..İnsanları kendi inançlarından vazgeçirmek çok zor,bunu bir kez daha gördüm.Islah duası ile..

vesselam

Share this post


Link to post
Share on other sites

M. NEDİM HAZAR

 

Sizi bu anketler mahvetti!

 

 

Hakikaten çok komik ama aynı zamanda içler acısı bir durum. Ve muhataplarımızın bunu fark etmemesi daha da şenlikli yapıyor işi! Hatırlayınız temmuz seçimleri öncesindeki maskaralıkları.

CHP medyası aklı sıra yazarlarına görev vermişti de, şehir şehir gezdirip, sayı sayı milletvekili çıkarmışlardı. "Efendim filanca şehirde AKP kan kaybediyor, 3 milletvekili ya alır ya almaz, CHP 5 kişi kesin, kararsızların içi CHP aşkıyla dolu." türü zırvalar ile günler boyu yayın yapmışlardı. Seçim sonrasında ise o anketler internetin bulunmaz izbelerine gizlendiler birer utanç vesikası olarak.

 

Sanırım Tayyip Erdoğan biraz da bu duruma güveniyor. O nedenle ne kriz konusunda hassas davranıyor, ne seçim konusunda acele ediyor. Güvendiği şey ise CHP medyası ile halk arasındaki ters durum. Zira Erdoğan çok iyi biliyor ki, bu millet Andıç Medyası'nın körüklediği partiye de yüz vermez adaya da. Bakın tarihe hep böyle olmuştur.

 

Ergenekon'u, 28 Şubat'ı, CHP'yi, içkiyi, çıplaklık ve ahlaksızlığı yüceltip, dine ve dindara dair en ufak bir şeye zerreleri adedince karşı çıkmayı marifet, modernlik ve -daha acısı- laiklik zanneden bu zihniyet her seçim sonrası alı al, moru mor oluyor ama bir ders de çıkarmıyor iyi mi?

 

Şimdi ortalıkta bir 'araştırma' komedisidir dönüyor.

 

Bakın Cumhuriyet tarihine hep aynıdır taktik. Bu menü yıllardır servis yapılır. Araştırmalar yapılır, 'memleket elden gitmiş, dinciler baskı yapıyor, şeriat geliyor' seslerini yükseltirler. Sonra birtakım kerameti kendilerinden menkul yetkililer bulunur. Bunlar eğer muvazzaf ise heyet adına açıklama yaparlar. Geçmişte yargı da böyle yaptı, YÖK de bilmem ne de... Sonra tekaüt olanlar girer vizyona. Bakınız 367 komedisi, bakınız kapatma tiyatrosu, bakınız belde-belediye oratoryosu...

 

Şimdi yine anket sezonu açıldı. Hatırlarsınız, CHP medyasının bildik taktiklerini. Bayat anketleri alıp, kırpa kırpa yayınlarlar. Sonra birkaç örnek bulmak için aslan muhabirlerini yurt sathına yayarlar. Birkaç din kültürü öğretmeni bulunur, birkaç okul mescidi, bir tane başörtüsüze taciz haberi, araya bir iki de içki büfesi sıkıştırıldı mı tamamdır süreç. Sonra gelsin ekranların ve sayfaların yüzleri ve sözleri ezberlenmiş otoritelerine. Emeklisi emeksizi girişir topa sağlı sollu.

 

Ama sonuçta yine olanlar olur ve kuyruk kıstırılmış olarak kös kös bir süre oturulur, memleketin unutması beklenir.

 

Araştırma komedisine bu nedenle gülüyorum. Şöyle afili manşet çakmış ağabeyler: 'Al sana baskı!' İnsanın 'yürü be kim seni tutar gözüm' diyesi geliyor. Devir 'anketçi geldi hanım' devri. Nabza göre anket servisi yapılmadığını bilmeyen var sanki. Andıç medyası canının istediği sonuca göre anket yapabiliyor bu memlekette. Mesela mizanpaj, haberin evrensel kriterleri, yorum soytarılıklarıyla nal toplayan Andıç Medyası, bu özelliğiyle dünya medyasında ilk sıradadır.

 

Bu medya isterse -kendi içinde- bir anket yapar ve 'aslında bu ülke Müslüman ve Türk değildir' diye bir sonuç da çıkarabilir. Görmüyor musunuz onlara göre kendilerinin dışında gazete yok, kendi beğendiklerinin dışında parti ve siyasetçi de yok!

 

Misal bir anket yapılsa, 'Türklerin milli içeceği Petrus Şarabı'dır' gibi bir sonuç çıkabilir bunlardan. O nedenle böyle baskı balata araştırmaları yine iyidir bence!

 

Süreç belli olduğu için taktik de bellidir. Andıç Medyası ilk kez Ergenekon ile işbirliği yapmadan bir seçime giriyor. Dolayısıyla saha elemanları açısından bir eksiklik hissedeceklerdir, lakin ekran ve sayfa performansı ile bu açığı kapatmayı düşünüyorlardır nasılsa. Ama onlara şöyle üzücü bir haberim var: Sevgili Ergenekon, şarap, CHP, Andıç meftunu medya, üzgünüm sonuç yine sizi hüsrana uğratacaktır.

 

Danıştay'ı basıp yüksek yargı mensuplarını öldürdüğü, insanları asit kuyularında katlettikleri, kendi gazetelerini bombaladıkları iddia edilenler yargı önünde hesap verirken, bundan tek satır bahsetmeyip, memlekette bilmem ne baskısı var diye ciyaklayanlara gülünmez de ne yapılır biraderim?

 

 

 

Bu yazıyı okuduktan sonra hala içinde endişe olan varsa konuşsun..

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...