ebrinisan 0 Report post Posted August 29, 2007 atilla ilhanını çok sevdiğim bir şiiri daha... KIMI SEVSEM SENSIN kimi sevsem sensin / hayret sevgi hepsini nasıl değiştiriyor gözleri maviyken yaprak yeşili senin sesinle konuşuyor elbet yarim bakışları o kadar tehlikeli senin sigaranı senin gibi içiyor kimi sevsem sensin / hayret senden nedense vazgeçilemiyor her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet sarışın başladığım esmer bitiyor anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli dudakları keskin kırmızı jilet bir belaya çattık / nasıl bitirmeli gitar kımıldadı mı zaman deliniyor kimi sevsem sensin / hayret kapıların kapalı girilemiyor kimi sevsem sensin / senden ibaret hepsini senin adınla çağırıyorum arkamdan şımarık gülüşüyorlar getirdikleri yağmur / sende unuttuğum hani o sımsıcak iri çekirdekli senin gibi vahşi öpüşüyorlar kimi sevsem sensin / hayret in misin cin misin anlamıyorum Share this post Link to post Share on other sites
yunus_42 0 Report post Posted September 10, 2007 Tarihe Not İlahi Buyruk Böyleydi "İnin Oradan" Adem Ve Havva İle Geldik Buraya Asıl Diyardan Şeytan Dedik, Sınav Dedik, Gurbet Dedik İblis Bile Anladı Da Bir İnsan Anlamadı Bizi Bin Yıl Anlattık Anlar Belki Diye Yeniden Kurduk Dünyayı Bindik Gemiye Sel Dedik, Tufan Dedik, Nuh Dedik Sular Bile Anladı Da Bir İnsan Anlamadı Bizi Dolaştık Durduk Ortadoğunun Çöllerinde Put Kırdık Bayramın Orta Yerinde Hacer Dedik, İsmail Dedik, İbrahim Dedik Ateş Bile Anladı Da Bir İnsan Anlamadı Bizi Share this post Link to post Share on other sites
sevdayolcusu 6 Report post Posted September 10, 2007 Bu, benim başörtüm olamaz! Benim başörtüm geçmişi gibi temiz olmalı Reklam çarkında dişli olmamalı Oluk gibi akan paraların suyu olmamalı... Bu, benim başörtüm olamaz! Irak'taki anaların başörtüsüne kan bulaşmışsa Filistin'de şehit anaların başörtüsüne göz yaşı değmişse Ve dünyanın her bir yerinde rengini siyaha bulamışsa Bu, benim başörtüm olamaz! Kendi ülkemde başörtüme joplar değmişse Okumak için gittiğim Üniversitenin önünde zorla çekilip çıkartılmışsa Nâmehram bir el uzanmışsa ... Okul önlerinde başörtüm için ağlamışsam Bu, benim başörtüm olamaz.! İmam hatipler de yasaklanmışsa Bir suçlu gibi okulumda panzerlerle karşılanmışsam... Okul önünde onun için kendimi hayallerime zincirlemişsem... Okulda müdürüm...evde anam babam aç dediği zaman "açmam Allah'ın emri" demişsem Ve bununla da gurur duymuşsam Gururum için ülkemden manevi sürgün edilmişsem Gözüm yaşlı ecnebi diyarlara gurbete gitmişsem... Bu, benim başörtüm olamaz ! Kirli bedenler üzerinde sergilenmişse ... Şûh bakışlarda şehvete teslim edilmişse... Başörtüm için "türban" diyen zihinlerde sergilenmişse Harama renk vermişse Hîcâp yoksunu insanların eli değmişse ... Sokaklarda caddelerde bilbordların yeni yüzü olmuşsa Defilelerde haram bakışların ağzının suyu akmışsa Bu, benim başörtüm olamaz! Benim başörtüm ... Edep kokulu Hâyâ asili... Hüzün renkli... Gözyaşı işlemeli... Ve sünnet timsâli olmalı... .. Sevdenur İNCİ Share this post Link to post Share on other sites
sevdayolcusu 6 Report post Posted September 21, 2007 GÜLLERİN DE AĞLADIĞI BİR ZAMAN VARDIR Güllerin de ağladığı bir zaman vardır. Ama bir gül var ki onun gözlerinde her zaman gözyaşı vardır. Geceler onun gözyaşlarını kendine saklar. Ama gündüzün aydınlığında nemlenen gözleri onun hüzünlerini fısıldar. Denizler onun gözyaşları gibi ıslak; güneşler hüzünleri kadar sıcaktır. Güllerin de kokmadığı bir zaman vardır. Ama bir gül var ki onun sevgi saçan kokusu her zaman vardır. Kokusu sevgiden, rengi hasretten bir güldür. O, kalbi hasretle yanmış ama sönmemiş,kül olmamış, kor olmuştur ve Allah adini kırmızı gül koymuştur. Güllerin de seviştiği bir zaman vardır. Ama bir gül var ki sustuğu an bile sevgiyi yaşayan bir kalbi vardır. Onun gülerken bile yaprağında gözyaşı vardır.Ama o gözyaşlarında bile sevgiden gelen bir sıcaklık vardır. Onun gözünde vazolara girmenin bir anlamı yoktur. Ama onun hüznünü ve sevincini paylaştığı kır çiçekleriyle arkadaşlığı vardır. Güllerin de uyuduğu bir zaman vardır. Ama bir gül var ki onun geceleri bile kapanmayan gözleri vardır. Sevgisi gece gündüz yoldadır, duası, kokusu anbean sevdiğine varır. Güllerin de solduğu bir zaman vardır. Ama bir gül var ki kokusu sevgilinin yüreğine işlemiştir de bu yüzden ölümsüzlük sırrına kadem basmıştır. Ve onun mezar taşına şu yazılmıştır: SEVMEYEN İNSANLAR ÖLÜR AMA, SEVEN GÜLLER SOLMAZ, ONLARIN KABRİ DE OLMAZ.. İSMAİL ACARKAN Share this post Link to post Share on other sites
tugra 6 Report post Posted October 11, 2007 Nicedir selamın alamaz oldum Anladım unuttun yazma istemem Sensiz de yaşanır bir dünya kurdum Kurduğum düzeni bozma istemem Sebep ne bilmesem, bilsem ne çıkar? Değil mi ki boşa geçti o güzel yıllar Aşkımı aşkına bağlasa yıllar Çevremde dolaşma, gezme istemem Vefasız diyene düşman olurdum Zamanlar içinde artık yoruldum Arayıp derdimi sezme istemem Demek ki ihmali gurur sanmışsın Yılları yerinde durur sanmışsın Aldandım derim de, bana kızma istemem Yaralı gönüle girilir sanma Ölen aşk yeniden dirilir sanma Özürle kabahat silinir sanma Bu yolda bin yalan düzme istemem Kapandı hesaplar artık açılmaz Kırıldı kanatlar tekrar uçulmaz Arasan, sorsan da faydası olmaz Hem beni, hem kendini üzme istemem Dünyamdan uzaksın, gönlümden ayrı İşin yok artık yanımda gelme istemem Acılar küllendi, deşilmez gayrı Geciken dermanı bulma istemem Peşine bir gözü takıp geçersin Kelebek gibisin, konar kaçarsın Gün gelir ektiğini sen de biçersin Bu kadar hercai olma istemem Bu hızlı hayattan yorulacaksın Zamanla elbette durulacaksın O zaman kalbini boş bulacaksın Ömrünü bin bölük bölme istemem Sana da çektirir gün gelir Allah Bıkarsın hayattan, dersin illallah Acılar çok derin olmaz inşallah Sevgisiz kal ama, ölme istemem Gizlice peşinden izlemekteyim Attığın her adımı gözlemekteyim Yürekten severek özlemekteyim Yine de bunları bilme istemem aslında bu şiiri ayrı başlık verip açmıştım ama site görevlileri başka başlık altında toplamışlar. konu açışımda yazmıştım, silinmiş. tekrardan yazmak icab etti: şiirin adı: istemem yazanlar: gölge and güzide gülpınar taranoğlu. Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted October 20, 2007 Seni Bana Kalp Diye Koymuşlar senin en güzel yerin sensizliğin başka birine hazır oluşun aynalarda bir gün başka uyanırsam yanında ya sen gitmişsin ya ben kaldım işte o zaman beni otuz yıl öldür otuz yerimden sürgüne gönder elbet ben nesiyim bu hayatın ben bu aşkın Semud kavmiyim ne zaman sana üşüsem ateşin icadı geri alınır kim kalır içimizdeki saat dursa içimdeki saat başka bir gidişin olsa seni yaşamak beni öldürür beni öldürdü kendi aklım benim aklım kimin aklı sen neyimsin benim hiç bitmeyen seni bana kalp diye koymuşlar beni sana bir gidiş hazırlığı gittin ışıklar yandı içimde ışıklar söndü içimde gittin seni gittim ben aynalara bakarken aynalar seni sürdü ben seni öldüm İdris Özyol Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted October 20, 2007 AĞLARIM Fani dünya can yakmış ağlarım. Yaratılana hor bakmış ağlarım. Adam olup ocak yakmaz ağlarım. Biryere bir çivi çakmaz ağlarım. Gurbetlere giden gence ağlarım. Gününü gün eden(!) gence ağlarım. Mabetsiz şehre,köye ağlarım. Akmayan çeşmeye,suya ağlarım. Cinayet işlenir günlük ağlarım. Çekilmez,pek ağır bu yük ağlarım. Anne kalmalıydı kadın ağlarım. Rezilliği geldi yadın ağlarım. Ayaklar altında iffet ağlarım. Allah'ım sen bizi affet ağlarım. Eski komşuluklar nerde ağlarım. Yüzlerde riyadan perde ağlarım. Kötü tanıtıldı ecdad ağlarım. Nedir yaşamaktan murad ağlarım? Nedir insan kan mı,su mu ağlarım? Saadet dediğin bu mu ağlarım? Yetim çocuklardan yana ağlarım. Ben bana ey dost ben;bana ağlarım Servet Yüksel,Altınoluk Dergisi,Ağustos,2005,s.41 (Vakit Gazetesi) Share this post Link to post Share on other sites
süvari 3 Report post Posted October 21, 2007 teşekkürler paylaşım için... Share this post Link to post Share on other sites
deniz_mavidir 8 Report post Posted October 22, 2007 Sensiz giden trenler, ufuklarda kaybolan birer ümit Nehir gibi akmıyor günler Heraklit Heraklit. Zaman masal kuşlarına benziyor… Abûs, kocaman, sâkit. Ve geceleri Alnında dolaşır biteviye Kirli, soğuk pençeleri. Yıldızları söndürmüş fırtına, Batan gemidesin; Senden ne kalacak yarına! Kıyılardan imdat isteyen sesin. Share this post Link to post Share on other sites
trradomir 206 Report post Posted October 22, 2007 Rahmetli şiir de mi yazarmış yahu? Bilmiyordum, ilginç. Güzel de yazmış hani... Share this post Link to post Share on other sites
rüveyda 0 Report post Posted October 23, 2007 monaroza işte sana duygulardan bir at işte sana deneylerden iki kanat daglar dalgalar gibi,kükreyen öfkeli tanrılar gibi yorul kalbim yorul aşk doyulmaz bir koşudur işte sana gövdemin kızgın ovası işte sana başımın sıcak fırtınası bunalsan,bogulsan,yansan bir panter gibi gögüs kafesine sıgmasanda yorul kalbim yorul aşk yaşamanın öbür adıdır işte yatagından taşan beyaz ırmak işte ölü ruhlara can veren mızragım köpüklerin uçlarından kuş tüylerine evrende sönecek son ışıga kadar yorul kalbim yorul aşk ölüme baş kaldırmadır TEVFİK AKDAG Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted November 5, 2007 Lâle Eylül’de melûl oldu gönül soldu da lâle Lâleyken emel ermedi bahçemde kemâle Gelmez bu elem neyleyelim fazla suâle Bir hâile ömrüm ki alınmaz bir kâle Hülyâ bizi râmeyleyebilmiş ki muhâle Bir kâküle meyletti gönül geldi bu hâle Sevdâ denilir düştüğümüz gizli melâle Bir hâile ömrüm ki alınmaz bile kâle Bülbül edemez belki de şâir gibi nâle Yıllar eriyor ağladığım gülle zevâle Son darbeyi vursaydı ecel bâri mecâle Bir hâile ömrüm ki alınmaz bile kâle Edip Ayel Share this post Link to post Share on other sites
cihat 28 Report post Posted November 7, 2007 GAZEL Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne Urma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne Rîze-i elmâs eker her açtığı zahma o şûh Lutfu var olsun eder ihsân ihsân üstüne Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürûr Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne Yârdan mehcûr iken düşdük diyâr-ı gurbete Dehr gösterdi yine hicrân hicrân üstüne Hem mey içmez hem güzel sevmez demişler hakkına Eylemişler Râsih'e bühtân bühtân üstüne Rasih Share this post Link to post Share on other sites
süvari 3 Report post Posted November 17, 2007 kişiye, adam denmesi için ne kadar yol katetmesi gerek, martının kuma konması için daha kaç deniz aşması gerek, bombaların yasaklanması için daha kaç can almaları gerek yanıtı dostum yel aldı gitti yanıt rüzgarda savruluyor. göğü görebilmemiz için kaç kez yukarı bakmamız gerek, çığlıkları duymak için daha kaç kulak gerek, savaşlar dursun demek için daha kaç ölü gerek, yanıtı dostum yel aldı gitti yanıt rüzgarda savruluyor. deniz dağı delmek için kaç yıl dövmesi gerek, halkın özgür olabilmesi için daha kaç yıl tutsaklık gerek, tüm bunları görmemek için gözleri kaç kez kaçırmak gerek yanıtı dostum yel aldı gitti yanıt rüzgarda savruluyor. Share this post Link to post Share on other sites
yakupicik 0 Report post Posted December 25, 2007 Şafakta Sular Görürüm, şafakta sular dupduru, Söyleşir ömrümü seninle şimdi. Döner ışığında sonsuza doğru, Sînemde gül açar derdinle şimdi. Erişir hayâta ebedî bahâr, Ufkuma bir sefer müjdesi doğar. Rûhumda devreder ve der ki sular: “Ey Yolcu! Yanarak serinle şimdi!” Sular ki; yoğurur özünde aşkı, Sular ki; çağırır izinde aşkı, Ve ben sayıklarım dizinde aşkı, Bir olmak isterim bininle şimdi. Goncalar, bu seher yolculuğunda, Süzülür gözümün tomurcuğunda.. Görüp nasîbini sevdâ burcunda Yazarlar gönlümü bir “sin”le şimdi. Zaman sular gibi sarar yolumu: Karışır ben miyim şu akan.. su mu? Kimseler bilmesin, fakat, arzûmu Ben böyle inleyim.. sen dinle şimdi! A.Yagmur TUNALI Share this post Link to post Share on other sites
yer-gök 1 Report post Posted January 3, 2008 Küffar Sanur Hüccet Almış Küffar sanur hüccet almış eğriye Hali benzer nefes çekmiş bengiye Bire sorun nemçelüyle lehliye Ne de çabuk unuttular muhaç zigetvarı Temişvarı uyvarı Yağız atın dikelince yelesi Başımızdan esti gaza nefesi Bre sorun nerde nemçe kalesi Dayanır mı zülfikare kellesi Share this post Link to post Share on other sites
yer-gök 1 Report post Posted January 5, 2008 HASRET SANA BU GÖZLER, GÖNLÜM YOLUNU GÖZLER, HUZURA ERSEM BİR KEZ, BAHARA DÖNER GÜZLER.. ERSE PAYİNE BAŞIM, HEP ÇAĞLASA GÖZYAŞIM, "SEN SEN" DEYİP AĞLASAM, KALKAR BÜTÜN PÜRÜZLER... KÖYÜNÜN PEMBE RENGİ, BULUNMAZ ASLA DENGİ; TEMİZLENİP GİDERLER, GÜNAHLA GELEN YÜZLER GELENLER ERER NURA, HERBİRİ BİR SÜRURA, RAHMET YAĞAR HER YANA,KALIR MAHRUM GÖZSÜZLER... TOPRAĞINDAN TOZUNDAN, O MÜBAREK İZİNDEN ZULMETLİ DÜNYALARA AKAR GELİR GÜNDÜZLER... ÖLGÜN NE DESEM SANA, MEDHİN DÜŞMEZDİ BANA; BİRŞEY DİYEYİM DEDİM, VEFA ETMEDİ SÖZLER. O DERİN ŞEFKATİNDEN, ÇOK ENGİN HİMMETİNDEN, DÖNÜP BİR TEVECCÜH KIL; RUHUM LÜTFUNU ÖZLER! Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 6, 2008 Cihada Dâvet Gel kardeşim, engelleri birden aşalım, gel, Seller gibi dâvâda beraber taşalım gel, Bayraktaki rüzgar gibi destanlaşalım gel, Allah’a giden yolda beraber koşalım gel, Bin derdini İslâm ilinin paylaşalım gel!... Bin atlı akınlarda cihat önderi kimdi? Ufkunda güneş batmayan üç kıta bizimdi, Kimler o geniş ülkeye hükmetmede şimdi? Yol vermeyen engelleri birden aşalım gel, Bayraktaki rüzgar gibi destanlaşalım gel!... Hız vermeli imanına heybetli Mohaç’lar, Tuğlarla beraber yarışan sırmalı taç’lar, Yâdı ile o devrin dile geldikçe ağaçlar, Seller gibi dâvâda beraber taşalım gel, Bayraktaki rüzgar gibi destanlaşalım gel!... Mâzileri, coştukça, gönülde anacaksın, Mecnun gibi Leyla’yı anarken yanacaksın, Her derdine elbet severek katlanacaksın... Allah’a giden yolda beraber koşalım gel, Bin derdini İslâm ilinin paylaşalım gel!... Sen, gençliğe yol gösterecek tertemiz elsin, Hakk’ın boğulan gür sesi, haykır ki yücelsin Binlerce zafer bestesi birden dile gelsin... Allah’a giden yolda beraber koşalım gel, Yol vermeyen engelleri birden aşalım gel! Tarihlere sen, yepyeni bir devir açacaksın, Afâka, güneş gibi nurlar saçacaksın, Heybetli sesin, ülkede şimşekler gibi çaksın... Bayraktaki rüzgar gibi destanlaşalım gel Yüzyılları Kur’anla beraber aşalım gel! Rabbin bize ihsanı olan mucize varken, İman seli, vecdi ile onun çağlar akarken, Toprakların eb’adı, gönül şevkine darken, Allah’a giden yolda beraber koşalım gel, Hep Nurdan âlemlere dek yaklaşalım gel!... Dâvâda, neden böyle kayıtsız duruşun var? Hissizliğe binlerle özürler buluşun var! Dâvâya adanmış kaç kuruşun var? Seller gibi dâvâda beraber taşalım gel, Bayraktaki rüzgar gibi destanlaşalım gel! Alçaklığın envaına susmak; bu ne zillet!! Kanser gibi, ruhlarda yayıldıkça bu illet, Bir dağ gibi birden çökecek koca bir millet... Yol vermeyen engelleri birden aşalım gel, Seller gibi dâvâda beraber taşalım gel! Ruh aleminin Nur saçan ufkunda melekler, Allah’a giden yollara çıkmış, seni bekler. Hep özlediğin yerlere güller serpecekler... Bayraktaki rüzgar gibi destanlaşalım gel, Yüzyılları Kur’anla beraber aşalım gel!... Dergâhına Rabbin el açıp yalvaralım gel, Hâlâ kanayan mâtemi birden saralım gel, İmanını gençlik kolunun kurtaralım gel!... Ali Ulvi Kurucu Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 8, 2008 Yüreğime misafir ol Efendim... Bir gece yüreğime misafir ol... Yüreğimin kapılarını açacağım sonuna kadar. Yeter ki gel derken sana, utancımdan göz yaşlarımı saklamayayım. Davet edenle edilen arasındaki uçurum, peri kızının değneğiyle dahi kapatılamaz! Ama yine de seni davet ediyorum. Seni Efendim... Ayağının tozunu gözüme sürme diye çekeceğim, geldiğin gün yerdeki tozları toplayarak... Biçareyim, nâçarım ve Senden uzağım Efendim... Gözlerim gözlerine hasret gözleri arıyor sokaktaki gözlerde!.. Yüreğim, Sana sevdalı yüreklerle dost olmak için çırpınıyor!.. Nereye baksam, neye uzansam feryatlar geliyor çevremden. Bütün serzenişleri sineme çekiyorum. Senin şu sözünle Sabır, musibetin ilk şokunu yediğin zamandır. Sevgin için sükut ediyorum. Nurun için, rızan için... Ve bunlara rağmen yüreğime konuk olmanı bekliyorum bir gece... Kararmış bir yüreğin, ölmüş bir ruhun son arzususun Sen. Donmuş ve buğulu gözlerimin umudusun Sen... Sen her şeyimsin& Geçmişim, geleceğim ve istikbale ait hülyalarımın GüLüSüN... Gül koklamaya utanır, Gül lafzını söylemeye çekinir oldum. Her gülü Senin sevginle kokladım... Ey Güllerin Sultanı! Kanayan yüreklerin merhemi. Donuk bakışlarımın rengi. Gönlümün tesellisi... Ve kararmış bir yüreğin son arzusu... SEN! Bir gece yüreğime misafir ol Efendim... Yüreğimin kapılarını açacağım sonuna kadar !!!... alıntı Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 8, 2008 Ey Sevgili Gelir misin rüyama bir kez göreyim cemalini Engelliyor günahlarım gül yüzünü görmeyi Arzum ahirette cennete seninle girmeyi Ne olur biraz gül bana Resul-ü Kibriya Ne olur ümmetinden eyle Muhammed Mustafa Sensiz dünya zilletle boğuluyor Asr-ı saadet günleri hasretle çekiliyor Toplumun ahlakı gitgide çöküyor Ne olur biraz gül bana Habib-i Kibriya Ne olur ümmetinden eyle Muhammed Mustafa Geceler karanlık, yokluğunda her saniye Ay doğmuş, güneş batmış ne çare bu çileme Tutamazsam elini sırat üzerinde Ne olur biraz gül bana Nebi-î Kibriya Ne olur ümmetinden eyle Muhammed Mustafa Bir bilal olamadım ezanın için çıkıpta sahraya, kavrulmadı ayağım elim Sen varken, sensiz olmak bilmem niçin Ne olur biraz gül bana Resul-ü Kibriya Ne olur ümmetinden eyle Muhammed Mustafa Seni anar Ya Muhammed Kubbe-i Hadra Yoktu keder yoktu zulüm asr-ı saadet zamanında Kapılar aralanıyor karanlıklar ortasında Ne olur biraz gül bana Resul-ü Kibriya Ne olur ümmetinden eyle Muhammed Mustafa Sel olur göz yaşlarım, ismini duyunca Tebessümün de ne hoştur ukbada şefaatini eksik eyleme mahşer anında Ne olur biraz gül bana Resul-ü Kibriya Ne olur ümmetinden eyle Muhammed Mustafa Alemlere rahmetsin nurun ile Kalplere düstursun ahlakın ile Salat-u selamlar sanadır Ya muhammed Ne olur biraz gül bana resul-ü Kibriya Ne olur ümmetinden eyle Muhammed Mustafa(S.A.V) Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 8, 2008 Ey Resul! Ey Rahim! ve Ey Kerim!. Ey, gözlerinde cenneti saklayan, ayağını bastığı yerler cennet kokan nebi!. Ey, Yaradan´ın en güzel eseri!. "Sen olmasaydın, sen olmasaydın alemleri yaratmazdım!." dediği!. Var oluşunun şerefine, bütün varlığı hediye ettiği!. Ey, insanoğlunun ufku en güzel insan. ALLAH´ın sevgilisi, kainatın gözbebeği!. Ey, rahmeten li´l-alemin!. Senden şefaat dilenen biçarelerin en sefiliyim, desem. şefaat edermisin? Ey, kupkuru çölleri cennete çeviren gül!. Ey, gönlünden gül dökülen resul!. Küçük kız çocuğunun elinden tutup da giden, kuşu ölen çocuğa başsağlığı dileyen, gözlerinden yaş dökülen devenin gözyaşlarını silen resul!. Benim de gözümün yaşını siler misin?. Küçük kız çocuğunun tuttugu gibi tutsam elinden, yureğimden binlerce kuş uçtu, bin´i de öldü desem. Bana cennet kuşlarından bir kuş bahşeder misin?. Ey, Islam´ın peygamberi!. Sevda ikliminin, en güzel mevsiminin, en güzel çiçeği!. Ama mahzun, ama kederli... Daima düşüncede, daima hüzün içinde ömründe bir defa bile, kahkahayla gülmemiş. Gül yüzlü, güler yüzlü sevgili!. Gözlerimi yumsam ve, hülyana dalsam. o gül kokulu gülüşün ile, benimde gözlerimin içine güler misin?. Bir kerecik olsun seni düşünerek başımı koyduğum olmuşsa yastığıma, tutunduğum olmuşsa sana ve senin sevdana, işte onun işte onun hatrına!. Ey, gözünü sevdiğim özünü sevdiğim, sözünü sevdiğim!. Ey, gönlümün sultanı efendim!. ümidim, muradım, kurtarıcım, müjdecim... Seninle Kevser havuzunun başında buluşabilecek miyim?. desem.. Bulunduğun yerden, yüreğime bir damla su serper misin?. Seni sevsem!. çok, çok sevsem!. öyle çok sevsem ki, sen koksa özüm, yüreğim. Sen koksa nazım, edam. Gönlüm sen dolsa, benim herşeyim sen olsan!. Ali´n, Fatıma´n gibi olsam!. Seni, onlar gibi seviyor olsam. Sende beni, onları sevdiğin gibi sever misin?. Ey, bize bizden daha ziyade merhamet eden!. "Ummetim, ümmetim!." diyerek, üstümüze titreyen!. Ey, en ziyade muhtacımız, en çok isteyenimiz!. Bizi, Hak´tan dileyenimiz!. Sen, umanı umutsuzluğa düşürmezsin! Sen, senden isteyeni geri çevirmezsin!. Senden, senin rahmetini dilesem. Ey, alemlere rahmet olsun diye gönderilen. Bana da rahmet eder misin?. Ey, Rahim! ve Ey, Kerim!. Asr-ı saadet´ten değilim!. Kokladıgın gül, soluduğun hava, yediğin hurma, içtiğin süt, okşadığın kuzu, bindiğin deve, avuçladığın kum dahi değilim!. Bir kez olsun, yüzüne yüz sürmedim!. Lakin ben senin "Kardeşlerim!." dediğindenim! ve sana ve, sünnetine revan olmak isteyenlerdenim!. Ve lakin daha hala sevgili Veysel Karani´nin tırnağının ucu misali bile değilim, desem. Bana da hırkandan gönderir misin?. Doğduğun günün, gecenin hürmetine. Bu gün ve gece yüreğime, bir nur olup düşer misin?. Sevgili Peygamberim!. Rabbim sana ve, senin al ve ashabına. ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları ve yağmurların damlaları sayısınca salat, selam ve bereketler ihsan eylesin. Amin Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 8, 2008 Bu öyle Bir Sevda Ki... öyle bir Sevda ki... öyle bir sevdaya düssem ki dostlar, Ben Sevdama, Sevdam da bana nâr gelse.. Askin atesinde kaynasa yüregim, Ben Gönlüme, Gönlüm de bana kor gelse... Allah sevmis, ben sevdim, ismi dillerde, Sevgisi yüreklerde, hem gönüllerde, Adini unutursam gurbet ellerde, Ben Gurbete, Gurbet de bana zor gelse... Dalsam ve kaybolsam tatli hülyalarda, Baliklar gibi yüzsem ben Deryalarda, ´´ O `` nu (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) anmadan yasanan dünyalarda, Ben Aleme, Alem de bana dar gelse... alıntı Share this post Link to post Share on other sites
eda 6 Report post Posted January 8, 2008 Senin Aşkından..... Ayaklarının altından bir toz düşer mi diye, Arkandan bir ümit yürüyenler var. Sana dokunan rüzgar ne zaman gelir Ey Sevgili? Okyanusun tam ortasında çakılıp kalmış, Nefessiz yelkenler, yorgun kaptanlar var. Azad ettiklerin gidemedi, bir ümit kapının önünde. Sensizliği ebedi esaret sayan kölelerin var. Saraylarının önünde çağrını bekliyor bak, Tacını, tahtını yakıp sana koşacak sultanların var.. Analar, babalar uğruna feda olmadı mı bir bir? Daha feda olunacak canlar, cananlar var. Adım adım gezdiğin topraklar bahtiyar Ey Sevgili, Ayaklarını öpememiş daha nice mekanlar var.. Bir gör başını okşadığın çocukların mutluluğunu. Başları tozlu, avuçlarına hasret nice yetimlerin var. Seni gören gözler ışıltıya gark oldu, sırrına erdi görmenin Gözünün yaşı silinmemiş daha bekleyenlerin var. En güzel şarkısını sana saklıyor bülbül, Güllerin de senin için ayırdığı bir demet gülü var.. şair son noktasını koyamadı şiirinin, ilhamına muhtaç son dörtlüğü var. Bir sürü eksik renk, paletinde ressamların, Fırçalar bir bir boşluğa vurup duruyor... Ab-ı Hayat terin'e banıp tamamlanacak resimler var... Müezzinler'in yetmiyor nefesleri bir duy, La ilahe illaALLAH'ınla tamamlanacak ezanların var. Kucağında binlerce şehid gözlerini yummadı mı? Bak ufuklara, mıh gibi çakılmış kalmış Mübarek ellerini bekleyen açık kalmış gözler var.. Mezarların başında yazısız taşlar, isimsiz ölüler; Gelip kaleminle “ümmetimdir” yazarsın diye, Sabırla bekleyen naaşlar var, ölüler var!.. Ordular dağınık, kumandanlar şaşkın, Eğeri hazırlanmış başıboş duruyor en önde, Seninle şaha kalkacak, bembeyaz küheylanın var.. Cehenneme götürülüyorken günahkarlar saf saf, içlerinde dönüp dönüp ardına bakanlar var. Ne kadar olsalar da günahkar, Son anda yetişecek peygamberi var. Dünya döner, şems döner... Aşkınla feza döner, Daha ellerinden tutup dönecek Mevlana'lar var. Sevgisi tükeniyor Yunus'un tereddüdü bundan, Sevgisini tazeleyeceği sevgilisine ihtiyacı var. Var olanlar senin varlığınla vardı... Her varlığın sana ihtiyacı var Ya Resulallah... Sensiz çıkılan yollar yokluğa vardı, Varlığımızın Sebebi Efendim; ümmetin, ümmetin Sana ihtiyacı var!... Sana ihtiyacım var...... :) :) Reha Yeprem Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted January 19, 2008 NASIL KURTARDIK İstiklâl Harbi'nde biz bu vatanı Başı başa vere vere kurtardık İnanmazsan git konuştur atanı Kara günler göre göre kurtardık Hiç unutma emeğini Ata'nın Deden yok mu senin şehit yatanın Bütün çevresine nurlu vatanın Cesetten ağ öre öre kurtardık Türk kadını koştu kazma kürekle Mermi çekti kucağında bebekle Kara barut ile dolma tüfekle Topa karşı dura dura kurtardık Devletlerle açılmıştı aramız Döğüşmekten başka yoktu çaremiz İlâçsız doktorsuz kendi yaramız Gömlek yırtıp sara sara kurtardık Pes etmedik devletlerin birine Nöbet tuttuk subayından erine Top, tüfek, mermi ve süngü yerine Değneğinen vura vura kurtardık Sırrımızı yad ellere açmadık Candan geçtik yurdumuzdan geçmedik Kurşundan, süngüden dönüp kaçmadık Göğsümüzü gere gere kurtardık Yedi iklim, dört köşede, her yanda Kim duymamış Türk'ü ulu cihanda Kars'ta, Erzurum'da, Bitlis'te, Van'da Yüz bin şehit vere vere kurtardık Mehmetçik çarığı çekti sılada Kaldı düşmanların başı belâda Sakarya, İnönü, Çanakkale'de Nice çember yara yara kurtardık Girmek isteyeni sokmadık yurda Set olduk döğüştük kıyıda kenarda Afyon'da, İzmir'de, Dumlupınar'da Üçer beşer kıra kıra kurtardık Bu Kocaman Türk'ün aslı nereli Fatih, Yavuz, Alparslanlar sıralı Hedefimiz Akdeniz'dir ileri... Domuzları süre süre kurtardık Âşık Abdülvahap Kocaman Share this post Link to post Share on other sites
yusuf ziya karataş 2 Report post Posted January 19, 2008 Türklüğün Destanı Türk çocuğu budur sana hitabım Seni yoktan yaratandan örnek al İkra diyor, oku benim kitabım Oku, öğren,sen Kur’an’dan örnek al O kahraman ecdadından, atandan Tarih boyu kan dökülen vatandan Cephede kefensiz şehit yatandan Vatana can veren candan örnek al Sene bin yetmiş bir, mevsim de yazdı Atı kırdı, elbisesi beyazdı Gün cumaydı, kıldırdığı namazdı Malazgirt’te Alpaslan’dan örnek al Edirne’de büyük toplar döktüren Öküzlerle İstanbul’a çektiren Koca Bizans surlarını yıktıran Fatih Sultan Mehmet Han’dan örnek al Bizim idi Acemistan, Gürcistan Bulgaristan, Yunanistan, Türkistan Türklüğü eyleyen dillere destan Sen Kanunî Sultan Süleyman’dan örnek al Kırım, Kafkas, Varna ile Çaldıran Cephelerden cephelere saldıran Türk’ün şeref bayrağını kaldıran Yavuz benim kahramandan örnek al Altaylar’dan Viyana’yı kuşatan Dünya nizamını kurup yaşatan Plevne’den Gazi Osman Paşa’dan Tarihe bak şu destandan örnek al Aynı ırksın, aynı kanun, aynı soy Aynı dilden, aynı dinden, aynı boy Gel oğlum elini vicdanına koy Ulubatlı er Hasan’dan örnek al Yılmadan döğüşen dört bir cephede İstiklal Harbi’nde Kocatepe’de Türk çocuğu hiç kalmadan şüphede Atam gibi kumandandan örnek al Ben bir Türk’ün benim ecdadım Ülkümün uğrunda ölmektir muradım Ben beni vatana kurban adadım Abdulvahap Kocaman’dan örnek al Âşık Abdülvahap Kocaman Share this post Link to post Share on other sites