Kureyşi 61 Report post Posted July 18, 2009 AHİR ZAMANDA İSTANBUL Ya Resul Allah yine Medine’desin Mescidi Nebevi de sohbettesin Ashabının gönülleri sende, gözleri dudaklarında Ama başları hep yerde İçeri giren Zeyd Bin Harise Mescit kapısında izin beklemekte İzin çıkıyor mübarek dudaklarından Zeyd Bin Harise de bir mektup, uzaklardan Mektubu açıyorsun ‘ Beklenen şey’ diyorsun Sonra ‘Ya Ali, oku’ buyuruyorsun Ve Hz. Ali okuyor ahir zaman mektubunu Günahkar bir beden Allah’a karşı emare bir nefs Ve bunlara rağmen sana aşık bir kalp var Ya Resul Allah Cehenneme layık ellerimden dizilen satırlar Ve gönlümde biriken hatıralar Ey Ashabı Güzin dinleyin Ahir zamanda İstanbul’da doğdum Allah’ın kitabında ‘belde i tayibe’ buyurduğu Efendimiz’ in hadisinde tayyibleşen bu şehirde Artık tayyibliği kalmadı bu beldenin Ne de fethe mahzar bir yanı Aşkla inkarın, sevapla günahın tek kapta yoğrulup Yollara serpiştirildiği bu şehir, İstanbul Bir yanda Eyüp sırtlarında yatan mübarek sahabe Diğer yanda Beyoğlu’ nda semaya çıkan eğlence Bunların hepsi bir şehirde iç içe Sultan Ahmet te maşuka açılan eller Aya Sofya da Fatih’ in küfre karşı isyanı ama neyler Ashap soruyor ‘ Ya Resul Allah Aya Sofya da ne’ Gözlerin doluyor bir an duruyorsun ve bir cümle İstanbulluyu kahreden bir cümle ‘Ahirette Fatih’ in İstanbullu dan alacaklısı’ diyorsun Ashap bir anlam veremiyor ama biz şimdi anlıyoruz Allah’tan senden ve Fatih ten aflar diliyoruz Mahzarına layık Fatih’in emaneti Elimizde sızlatıyor Fatih ‘in kemiklerini Sen iki damla yaş döküyorsun ‘ Ya Ali devam et’ diyorsun Sonra Ya Resul Allah En tepede Süleymaniye Kanuni den emanet bir tepe Rüyasında emrettin ona bu camiyi Mimar Sinan ardınızda dinledi sizi Sonra Yavuz vardı hilafetine sahip çıkan Hicaz’ a hadim olan Abdulhamidler vardı küfre karşı dimdik duran Ama çember daralıyor Küfrün İslam’ın boğazına taktığı çelik çember Yardımlarınla kırdık o çemberi Ama ne çıkar buhranlar geçiriyor Ruh u İslam Ashap soruyor’ Ya Resul Allah bu mektup ne diyor’ Sen hala buruk ; Hakkı söylüyor, hakkı söylüyor Devam et Ya Ali devam etki ümmetim ne halde seyredin Seyredin ki onlara şefaat eyleyin Sonra Ya Resul Allah Alimler geçti bu beldeden Varislerini üzmedik ama dinleyemedik O varisler ki hakkı söylüyor Biz günahkarlar kulak tıkıyor… Eyüp sırtlarında meftun şanlı sahabe Beyoğlu’nda semaya varan eğlence Ey Ashap İstanbul bundan ibaret değil Dinleyin dinleyin ki bizlere şefaat eyleyin Kandiller buruk geçer kuytularda Akıtılan göz yaşları toprak olmakta Minareler semadan haber almakta Müezzinler tutkun. Ezan okumakta Ezan mı okunuyor ne kim bilir Anlamını bilenlerden hürmet edilir Sonra camiler bomboş Saflar düzensiz imamlar kendinden habersiz Özlem var sadece özlem Günaha ara veren alimlerin sana özlemi İstanbul hilale hasret Resule aç İstanbul şahadete susuz günah kusmakta Ve İstanbul ahir zaman şehri Mektuplar yazmakta Asrı saadete Ey Ashap ahir zaman İstanbul da Böyle işte. Günaha doymuş küfür kusmuş Ve imana aç İstanbul İstanbul da İslam böyle işte Günahkar aşığın Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted July 21, 2009 Ey kulum! Sana benden daha yakın olabilecek kim? Şah damarınla aranda ramak sayan ilmim.. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted August 3, 2009 Hayata dair her şey kısa Kısa, bazen en uzun kıssa. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted August 19, 2009 Uçurum etrafında dolaşan oraya düşebilir, Günahtan daha büyük uçurum hangisidir? Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted August 19, 2009 ALLAH razı olsun kardeşim...yolun açık olsun inş...kitaplarınıda okuruz...İSTİKAMETİN BÜYÜKLERİMİZİN YOLU OLSUN...MÜREKKEBİN TÜKENMESİN... Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted August 19, 2009 Temenniniz için minnettarım.. allah razı olsun Share this post Link to post Share on other sites
furkan-NFK 4 Report post Posted September 10, 2009 istanbulda ahir zaman şiiri pek bi hoşuma gitti yüreğine sağlık Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 10, 2009 Son gün manasında, oluşun ilki o; Ahiret Et bakalım, o güne varmayı hele tehir et Bir nida, ardı sükut iş tamam; İsrafil(a.s.) sur’da Mevt seni bulucu, ister kal’ada ol ister surda Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 10, 2009 Her bakışımda bir günah kapımı çalardı “tık tık tık” Milyon sıklet yükledim gözlerime, harama bakamaz artık. Share this post Link to post Share on other sites
***ß!r!c!k*** 1 Report post Posted September 11, 2009 Uçurum etrafında dolaşan oraya düşebilir, Günahtan daha büyük uçurum hangisidir? E Vallahi hepside güzelll... Gerçekten yürekten bir "eyvallah" cümlesi döküldü dudaklarımdan.Ben bu "eyvallah" sözünü çok severim.Ama öyle sokak tarzı ile değil.Yürekten gelenini seviyorum.Özünde teslimiyetin ötesi,sevilenden gelen her şeyin kabulü olduğunu düşünüyorum.(Bu düşünceyi bana kazandıran sevdiğim bir hocamdır.Allah rağzı olsun ondan.) Bu yüzden yüreğinizden süzülüp satırlara dökülen bu güzel satırları paylaştığınız için içten bir ''Eyvallah'' diyorum vesselam... Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 11, 2009 Eyvallah'ınıza bende aynı şekile mukavele etmek isterim.. sağ olunuz Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 11, 2009 Varlık sebebimiz, biricik önderimiz, ulaşılması gereken tek nokta olan Allah Resulü’nün birkaç tane hadis i şeriflerini haddimiz olmayarak ve üstadımız Necip Fazıl Kısakürek’in bir eserinde görerek şiirselleştirme çalışmamı da sizlere sunmak isteğimi mazur görünüz… Dağ arkasından gelecek felaket habercisiyim Teslim ol Ey Kureyş! Allah’ın elçisiyim. Allah Resulü’ne ilk vahiy gelişinden tam 3 yıl sonra… artık açıktan İslam’ın tebliğ emri…. Allah Resulü Mekke’ye hakim bir tepede.. ve sadece yangın, sel, düşman akını gibi olağan dışı hâllerde çalınan gongun başında.. Gongu kim çalarsa çalsın tüm Mekke gongun başına toplanmak zorunda.. bu bir kanun… Sıradan bir günken, Mekke çarşılarını gong sesi inletti. Kim elinde ne varsa, hangi işle meşgul ise bırakıp tepeye hücum etti. O da ne.. Ebu Talip’in yeğeni M…..d orada… Allah Resulü, topluluğa seslendi: ‘Ey Kureyş! Sizlere şu tepe arkasında size saldırmak üzere toplanmış bir düşman ordusu var desem ne dersiniz..’ ‘Sana inanırız Ya M….d .. çünkü sen yalan söylemezsin.. sen eminsin.’ ‘O hâlde iman ediniz ki ben Allah’ın elçisiyim’ ‘……Yalancı.. bizi bunun için mi topladın…’ ……………………………………. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 11, 2009 Evet Ya Ömer Allah’ ın Resulü’ yüm Ve unutma ki emrinin memuruyum Hicretin 6. yılı.. Allah Resulü sahabelerine umre sözü vermiş ve bin beş yüz sahabeyle Mekke’ye yola çıkmıştır. Kureyş izin vermeyerek.. geri çekilmezlerse savaş kararı alacaklarını bildirdi.. Allah Resulü mahzun.. Hudeybiye antlaşması hazırlanıyor.. maddeleri Kureyş öneriyor.. madde planında hepsi Müslümanların aleyhinde.. Ve imza sırası… Allah resulü.. M….d resulullah yazdırıyor… itiraz. Biz bunu kabul etseydik sizinle savaşmazdık. Silinsin.. Allah resulü silinmesi emrediyor. Katip olan hz. Ali buna cesaret edemiyor.. Allah resulü karalanması gereken yeri öğreniyor ve karalıyor.. M…….d bin Abdullah.. yazdırıyorlar.. müminler şaşırmış.. nasıl olurda bu antlaşma imzalanır. Hz. Ömer efendimize: ‘Bu nasıl olur ? Sen Allah’ın Resulü değil misin ?’ diyor. ‘Evet’ diyor Allah elçisi.. ‘ Ben Allah’ın Resulüyüm.’ Ve hz. Ömer’ de müthiş sarsıntı.. vefatına kadar ne tövbeler edip ne sadakalar vermiştir affı için…… Allah bizi onlardan ayırmasın…… …………………………………………………………. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 12, 2009 Kısasa riayet edin, onda hayır vardır Asamı birine sürtsem, kısas onun hakkıdır. Bir gün Allah resulü bir arkadaşının yanına vardığında elindeki sopayı şaka yolu ile böğrüne dokundurmuştu.. O sahabenin gömleği yoktu. o sahabe.. Ey Allah'ın Resulü.. ‘İzin verde kısas yapayım canım acıdı.’ dedi. Efendimiz hemen sopayı ona verdi.. ‘Buyur.’ dedi ‘vur’.. ‘Ama benim gömleğim yoktu.’ diye cevap verdi o sahabe.. hemen gömleğini çıkardı Allah resulü.. ve o zat. eğilerek mübarek böğürlerini öptü efendimizin.. ve Allah Resulü buyurdular ki.. aranızda kısas uygulayınız. o hayırlıdır... Share this post Link to post Share on other sites
Demet Keskin 27 Report post Posted September 12, 2009 SAĞOLASIN KARDEŞİM...YÜREĞİNDEN DÖKÜLÜP BİZLERLEDE BU GÜZELLİKLERİ PAY ETTİĞİN İÇİN...YOLUN HER DAİM AÇIK OLSUN,BÜYÜKLERİMİZİN NAZAR VE BEREKETİ HER DAİM ÜZERİNİZDE OLSUN... Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 13, 2009 Sizden hala cehalet seziyorum Irkı için itilen bir beşer görüyorum İki sahabe arasında hafif bir tartışma geçer.. sahabenin bir tanesi siyahi.. ve diğer efendimiz, siyahi efendimize Ey siyah kadının oğlu! diye seslenir ve onu hakir görür.. Allah Resulü o siyahi efendimizi mescidde görüyor. Biraz üzgün hissediyor ashabını. Neyi olduğunu soruyor ve hadiseyi öğreniyor.. Ve ashabını toplayıp vaaz veriyor.. sizlerden hala cahiliye devri adetlerinizi görüyorum diyerek endişesinden bahsediyor. Ve siyahi efendimizi inciten diğer efendimiz, arkadaşının evinin önüne gidiyor ve başını eşiğe dayıyor. Siyahi arkadaşına: ‘Sen başıma basıp geçmeden buradan kalkmam diyor.’ Ve siyahi efendimiz ağlayarak arkadaşının başını yerden kaldırıyor kardeşini affettiğini bildiriyor. ……………………………….. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 13, 2009 Ölü etini yemekten tiksiniyorum Gıybeti sizlere böyle yasaklıyorum. Şöyle buyurdu Allah Resulü ashabına: ‘Sizler.. bir kardeşinizin güneşte kalmış cesedini yer misiniz? İşte kardeşinin arkasından, Onun istemediği bir şekilde konuşmak buna eşdeğerdir.’ …………………………………….. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 15, 2009 Tapan varsa M…..d’ e Bilsin ki, O ölü bir beşerdir Benim inancım gökler sahibine O ki ihtiyaçsız bakidir. Allah Resulü vefat etmişler.. bütün Medine kutlu evde.. bir kişi hariç.. ve herkes şaşkınlık içerisinde.. herkes suskun.. herkes bitkin sadece ağlıyorlar.. Hz. Osman, konuşamamış, kekelemeye başlamıştı konuşunca, hıçkırıklar boğuyordu dahası sesini… Hz. Ömer, çıldırmıştı.. çekmişti kılıcını atılmıştı ortaya.. Resulullah ölmedi. Kim öldü derse onun boynunu uçururum… o gelecek.. Zaten kimsenin bir şey diyecek hâli yoktu. Olsa bile Hz. Ömer’e kim karşı gelebilirdi. Bir tek kimse yoktu, Medineliler hariç.. bir tek kişi.. kemiyette bir, keyfiyette sayı ilminin acizliğini hissettiği bir kişi.. Allah Resulünün biricik dostu, peygamberlerden sonra en büyük insan, Hz. Ebu Bekir… Bu biricik zatın evi Medine’nin çıkışına doğru. Her gün gelip peygamberini ziyaret etmekte. O gün ise kızı, Allah Resulünün zevcesi Aişe validemiz, çağırtmış babasını.. Ve o büyük insan, kutlu evin önünde, hayrete düşmüş.. herkes ne acayip.. ve o kutlu insan, Hz. Ömer’in sakalına yapışıp: ‘Kendine gel Ya Ömer!’ diye onu sallamış, Hz. Ömer’in diz çöküp, kılıcını bırakıp hüngür hüngür ağlamasına sebep olmuştu. Sonra kutlu haneye yöneldiler. Allah Resulü divan üzerinde yatmakta.. üzeri beyaz bir bezle örtülü.. yüzünü açıp ağlamaya başladı kutlu insan. Göz yaşları efendisinin sakallarına damladı.. sonra eğilip alnından öptü.. ‘Yaşarken ne güzeldin. Ölürken ne güzelsin.’ deyip örtüyü kapattı. Ve dışarı çıktı.. kendisinin neden peygamberlerden sonra en büyük olduğunu gösterircesine, halkı topladı ve kendine getirdi.. Kim M…..d’e tapıyorsa.. bilsin ki artık o öldü. Ama kim Allah’a tapıyorsa bilsin ki, o hayyum ve kayyumdur………. Ve dağılan ashap toplanarak, defin işleriyle halife seçimiyle ilgilendi… Kutlu insan her düzenin toparlayıcısı… Allah resulünü nereye gömsek? ‘Ben kendisinden işittim ki, peygamberler vefat ettiği yere gömülür.’ Hz. Aişe’nin hanesi böyle büyük bir lütufa daha sahip. Hem öldüklerinde oradaydı, hemde kıyamete kadar orada olacaktı. Hayber’de dönümlerce hurmalık… Allah Resulünün tek mirası.. diğer tüm varlığını sağlığında dağıtmışlar.. şimdi sorun o hurmalıklar ne olacak.. kızı Hz. Fatıma’ ya mı verilecek? Kızları da zaten babasından kalan mirası istemekte halifeden.. ‘Ben işittim ki, peygamberler miras bırakmazlar.. nebilerin malı müminlerindir.’ Kutlu insan bu derde de çare bulmuştur… Henüz Allah Resulü defin edilmemişken, Medine’de bir kargaşa….. Ensar, halife seçimlerini konuşuyor ve kendilerinden bir yönetici, muhacirden bir yönetici gelmesini istiyordu. El atılmasa büyük fitne patlak verecek. Kutlu insan hemen yanına Ebu Ubeyde bin Cerrah’ı ve Hz. Ömer’i alarak Ensar topluluğuna vardı. Yöneticinin Kureyş ten seçileceğini ve iki aday getirdiğini söyledi. Oysa ki halifeliğe en layık kendisi idi…. Hz. Ömer bunu belirterek hemen kendisinden biat aldı ve arkasından Ebu Ubeyde ve Ensar ve tüm Medine…. Kutlu insan yine bir dağınıklığı düzletmişti…. Allah Resulü buyurdu ki: ‘Güneş, insanlar arasında(peygamberler hariç) Ebu Bekir’den daha hayırlı bir kimse üzerine doğmadı.’ Allah bu büyüklerin yolundan ayırmasın bizleri…. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 15, 2009 Ağzıma gelen zehri tadıyorum Hayber’de yediğim, keçiyi anımsıyorum Allah Resulü Hayber’in fethindeler. Son Yahudi kalesi Ceziret’ül Arap’tan kazınmış… Bir Yahudi kadın Allah Resulüne ve ashabına bir keçi ikram etmişler.. ve hepsi sofrada. Allah Resulü ilk lokmayı ağzına aldığında et ona zehirli olduğunu haber verip, yememesi gerektiğini bildirir. Ve hemen lokmayı çıkarırlar ve ashabına yememesi gerektiğini söylerler. Lakin bir tanesi yutmuştur bile.. yarım saat geçmeden o efendimiz vefat ederler.. şehit rütbesi ile.. Yaşarken hayatın en üst rütbelerini takan Allah Resulü ölürken de elbette en büyük rütbeyle ölmeliydi… şehitlikle.. Ve Allah Teala, habibinin vefatına yakın, Hayber’de aldığı zehrin etkisini göstermiş, Allah Resulü: ‘Zehrin damarlarımda gezdiğini hissediyorum.’ demişti. Ve zehirlenmek yolu ile ölümün en şerefli hâli, en şerefli insana nasip olmuş; Allah Resulü, sevgilisinin yanına bütün üstünlüklerle çıkmıştı… ………………………………………. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 16, 2009 Ben ki başbuğuyum insanlık ordusunun Ve kuru ekmek yiyen bir kadın yavrusuyum Bir gün bir bedevi Allah Resulü’nün huzuruna çıkacaktı. İlk kez çıkacağı huzurda nasıl davranacağını bilemedi. Mescide girdiğinde efendimizin heybetinden o kadar etkilendi ki; vücudu titremeye başladı ve kekeleyerek konuşmasına engel olamadı. Allah Resulü onu önüne oturttu. Adeta dizleri dizlerine değiyordu. Elini dizine koyarak: ‘Korkma, bende senin gibi kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum.’ dedi. Ve bu incelik hangi devlet reisinde var.. ………………………………………… Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 16, 2009 Tüm rejimler toplanın! Şu hükmü geçecek hakkı gösteriniz Emeğinin karşılığını işçiye, teri kurumadan veriniz…….. Ve bin dört yüz yıl evvelden bugünkü sosyalist züppelere tokat gibi cevap…. İslam, hayatın her alanında sorunları izale ettiği gibi içtimai bir sorun hâline gelen ve bir takım densizlerin dillerine doladığı, işçi haklarını koruma altına almış ve bizlere sadece dudağımızda uçuk çıkaracak bir hayrete düşmemize cevaz vermiştir… Ne ulvi dava.. Allah’ım sen İslam’ı hakiki anlayanlardan eyle…… …………………………….. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 16, 2009 Bu gelen Hale olmalı yanılmıyorum Vuruş Hatice’nin vuruşu, onu çok özlüyorum Mekke’nin fethi senesi. Fahr-i kainatın doğduyu beldeye geldiğini haber alan eski ahbapları akınla Mekke’ye gelmekte. Allah Resulü, Mekke’de evindeler; yahut bir hanede misafir. Arkadaşlarıyla birlikte sohbetteler. Bir an kapı çaldı. Adet üzerine mecliste Allah Resulü varsa ve kapı çalarsa O izin vermeden asla kimse başını kaldırmazdı. Fakat bu sefer farklıydı. Kapı çalındığında Allah Resulü’nün, yüzü kızardı, heyecanlandı ve bir cümle sarf etti. ‘Hatice’ nin vuruşu bu. Kardeşi Hale gelmiş olmalı.’ Şu inceliğe bakınız. Aradan on bir yıl geçmiş. Hala karısının, Haticet-ül Kübra’nın kapı çalışını unutmamış. Hemen kapıya yöneldi ve kapıyı kendisi açtı. İçeriye davet etti baldızını. Kendi hırkasına altına serdi ve tam bir saat sohbet ettiler….. O nasıl bir aşktır ki hâla unutulamamış. Nerede Allah Resulünün eşine karşı rikkati, ve nerede bizde ki kabalık.. Her yönüyle Müslüman ideali, Allah Resulüne benzemekten başka hiçbir yoldan geçmez… ………………………………… Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 16, 2009 Makamların en yücesi iki elimdedir Yetim hamisi dulun gözü, yerimdedir ‘Cennete ilk girecek benim. Fakat cennete girerken bir kadının beni geçmeğe çalıştığını gördüm.. bu kimdir diye sordum.. bana dul kalıpta yetimlerini büyüten kadındır diye cevap verildi….’ Ne mutlu öyle dula… ……………………………. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 16, 2009 Saadet o kimsenin, imanı nazarımla temelli Yedi kere saadet sahibi, nazarım imanının emeli Allah Resulü buyurdular ki : ‘ Saadet o kimsenin olsun ki beni gördü ve iman etti. Yedi kere saadet o kimseye olsun ki beni görmeden iman etti.’ Allah bizleri böyle bir makama eriştirdiği için binlerce hamd ne az kalır. İş bu iman üzere ölebilmekte. Yüzlerce kez saadet o kimsenin olsun ki mümin olarak yaşadı, mümin olarak öldü.. Ne kutlu makam…… ……………………………………………. Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted September 16, 2009 Yalpalanma Ey Kureyş, faiz ayaklarım altındadır Size sadece hatıram, ehli beytim ve Kuran’dır Allah Resulü, veda haccındalar. Müslümanlara son büyük hutbesini burada gerçekleştirecekler.. Kadınların ve erkeklerin birbirlerindeki haklarını, kan davasını ve faizi ve daha neleri açıklayıp, sınır getirdiği bu konuşmada can alıcı noktalardan bir tanesi. Kureyş kavmi, tüccar olduğundan ve de memleketleri büyük toplulukların hac merkezi görevi üstlendiğinden para avuçlarına akmakta. Ve en büyük mesleklerinden birisi, tefecilik. Borç para verip, faizle geri almak. Allah Resulü bunu yasaklıyor. Kureyş’te çalkantılar.. ilk kaldırılan faiz. Allah Resulünün amcası; Hz. Abbas’ın….. Ve Allah Resulü insanlığa miras olarak Kuran’ı ve ehl-i beytini bıraktı… Ne mutlu o varislere.. …………………………………….. Share this post Link to post Share on other sites