ÇAPLI DÜŞÜNCE
Üstadın Müdafaalarım’ında geçiyor.
Yıl 1939… Çankaya’nın kalemşoru Falih Rıfkı Atay, Caddebostan’daki villasına Necip Fâzıl’ı yemeğe davet eder. Bir ara sofrada şöyle der:
“Yahu, Necip Fazıl senin tarzında, senin çapında bir adam, nasıl Müslüman olur?”
Üstadın cevabı, anlayana zehir zemberek:
“Benim çapımı geç. İnsanın çapı yükseldikçe Müslümanlığa bağlanmak ve ondan başka hiçbir şey tanımamak şansı artar.”