LÂİK MİYİM, DEĞİL MİYİM?
Evet, sevgili gençler, daima benim gibi konuşmaya çalışın. Çünkü davamız çeşm-i bülbül kadar naziktir, yere düşürüp kırmayalım. Bir gün, mahkemede bana hâkim sordu. Dedi ki:
“-Kuzum Necip Fazıl, zapta geçirmeyeceğim, hükümde de esas teşkil etmeyecek, şahıs olarak, dost olarak, dostluğa kabul ediyorsanız, bir sual soracağım.”
“-Buyursunlar.”
Dedim.
“-Siz lâik misiniz, değil misiniz?”
Dedim ki:
“-Efendim, böyle sual olur mu? Ben belki bunun için huzurunuzdayım. Ve şimdi anlayacaksınız lâik miyim, değil miyim! Fakat bir şartla cevap veririm. Hem zapta geçmesi hem de hükme tesir etmesi şartıyla…”
Ve devam ettim:
“-Ben Allah’a inanıyorum, yani Halik’a… Bütün âlemlerin Rabbına… Nasıl istersiniz ki, Allah’ı ve onun emirlerini dünyanın dışında kabul edeyim. Şimdi ben lâik miyim, değil miyim, siz karar verin!”
Dikkat edilirse burada bir incelik var; lâik miyim, değil miyim, sen karar ver!..
(İslâm Ve Öbürleri’nden)