SÜKÛT
Bir gün yine duruşmaya gitmiştik. Çok geç vakit hapishaneye döndük. Başta Necip Fazıl olmak üzere, çoğumuz uzun uzun konuşmuştuk. Bermutad Paşa (Cevat Rıfat Atilhan), “sükut” yapmıştı. Necip Fazıl bizden ayrı bir yerde kalırdı. Daha geldiğimiz gün onu revire almışlardı. O, oraya gitti. Biz koğuşlara çıktık. Bazı arkadaşlar bizi bekliyorlardı. Nurettin Ardıçoğlu, paşaya sordu: Üstad nasıl konuştu ? dedi. Paşa cevap verdi. :
Onun konuşmasını boşver. Her zamanki gevezelikler. .. Ben öyle muhteşem bir sükût yaptım ki, sükûtumun ihtişamından dolayı herkes beni tebrik etti.
İkinci gün Necip Fazıl’a söyledik. “Senin konuşman kaç para eder”, dedik. Paşa öyle muhteşem bir sükut yapmış ki, sükutunun ihtişamından dolayı herkes kendisini tebrik etmiş.
Necip Fazıl şaşırdı : – Aaa.. aa. Bari sükûtunu plağa alsaydık, dedi.
( Hüseyin Üzmez’in Malatya Suikastı kitabından )