AŞAĞILIK DERECESİ
Birkaç gün önce, Televizyonda, din ve ahlâk derslerine dair bir beyan:
– Din ve ahlâk dersleri, Danıştay hükmiyle, çağ dışı bulunduğu için kaldırıyor.
Kast, bir kötünün, iyisi getirilmek için kaldırılması değil, esastan yok edilmeye davranılması… Eldeki kitaplara değil de esasından din ve ahlâka ve onlara giden öbür kitaplara tahammül kalmamıştır.
Asıl böyle bir anlayışı, çağ dışı şöyle dursun, insanın maymundan geldiği hayal edilse, o devrenin bile çağ dışı kabul edebilirsiniz. Meçhulü fethetmeye ve mutlak hakikati avlamaya memur insanın maveradan gelen seslerle yöneldiği istikamet olan dine ve bütün beşeri münasebetlerin mîzanı ahlâka çağ dışı diyebilmek için, cemadın bile mahrum olmadığı şekilde topyekûn idrak ve irfan dışı kalmak gerekir.
Din ve ahlâka bağlı olmak veya olmamak ayrı, bunlara “çağ dışı” diyebilmek ayrı… Sanki varlık ve yokluk, bütüniyle ölçülmüş, hesaba çekilmiş de gaî sebebin nihaî sebebi bulunmuş ve raporu Danıştaydan geçirilmiş gibi bir eda ve bu edadaki duygusuzluk, meçhule karşı haşyetsizlik ve bir milletin inancına hürmetsizlik, ancak Allah’ın Kur’ânda “Belhüm adal – Hayvandan aşağı” tavsifiyle tesbit olunabilir.
Din ve ahlâk derslerini kaldırabilirler; bu fiilen mümkündür; fakat çağ dışı diyemezler; bu mücerret mânada ilmen mümkün değildir.
Allaha, dine ve ahlâka inanmayıp da meçhule inanan bir nasipsizin bile takınamayacağı bu tavır, düşünün din ihtiyacını malûmların en ulvisi bilen bir kalbe nasıl tesir eder!
Şöyle:
Hayali mümkün en aşağıdan daha aşağı…
“Kâfir ağlar bizim ahval-i perişanımıza” dedikleri budur!
7 Haziran 1978
(Çerçeve 5, Büyük Doğu Yayınları, 1. Baskı / s. 70)