CENAZEMİ KİMLER KALDIRSIN?
Bu defaki Büyük Doğu, MSP’lilerin, her halde düdük işareti merkezden verilmiş olacak, bana saldırmalarına vesile oldu. Anadolunun bellibaşlı yerlerinden bir veya birkaç delikanlının kendilerine yakıştırdıkları ve bununla bütün mukaddesatçı gençliği temsil hayaline kapıldıkları “İslamcı Gençlik” yaftası altında bana saldıranlar, MSP güdücülerinin tek tek Büyük Doğu annesinden vücut bulma birer sakat doğum belirttiklerini düşünmek ve ona göre anneyi dinlemek yerine, sanki dışarıdan ve İslama karşı bir taarruz gelmişçesine beni hedef tuttular. Utanmadan, arlanmadan, gaipler âleminden bir haşyet duymadan mektup ve telgraflarla etmedikleri küfür bırakmadılar.
İş bununla da kalmadı; bizzat benim, kucağımda emzirdiğim, üzerilerine titrediğim, Büyük Doğu emanetine lâyık sandığım ve hususî kadromuza aldığım olgun yaştaki gençler de, son anda birer MSP’li geçinmeye kalktı; ve bu parti bahsinde benimle harfi harfine mutabık iken birdenbire ayak diremek gibi asaletsiz bir cesaret gösterdi. Hele içlerinden biri, bir MSP organında maskeli bir imâ üslûbiyle benim müslümanlar arası fitne çıkardığım iddiasına kadar vardı; ve “sen de mi Brütüs?” hitabındaki fazilet ve sadakat yoksunluğu misaline nazire yazmış oldu.
Ve hele bir MSP’li var ki, Anadolunun bir köşesinde “Hürriyet Gazetesi A.Ş. bayii” damgasını bir iftihar mühürü diye bastığı mektubunda benim için “öldüğü zaman cenazesini türkçüler kaldırsın!” diyecek kadar denî…
Eski bir beytim malûm:
Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam;
Beni alıp götürsün tam dört inanmış adam…
Henüz sağken şu kadarını söylemek isterim ki, Hak, benim tabutum altına girecek dört ve ardımdan gelecek birkaç kişiden hiçbirinin, dindar geçinen bu sefillerden olmasını nasip etmesin…
10 Haziran 1978
(Çerçeve 5, Büyük Doğu Yayınları, 1. Baskı / s.74)