GERİ-İLERİ
Bu profesörler bize çağdışı derler!.. O noktayı atlamıştım, şimdi geldi hatırıma… «Çağ dışı !» dedi ve sanki halletti, bitti. Bizi tavuk kümesi gibi bir kümese soktu, aklınca… Bu adamlara evvelâ sormak lâzım: Ya çağ nedir? Sen çağımızı tanıyor musun ? Çağımız nedir? Nerelerden geliyor?.. Çağ, senin için bir televizyon seyretmektir, bir bilmem nedir, bir şudur, bir budur, filân… Sen çağın buhranını biliyor musun? Bugün, bu çağ felsefesinin (angs-filozofi) diye anıldığından haberin var mı?.. (Rosenberg)i okudun mu?.. (Haydeger)den malumatın var mı? (Eksistansiyalist)leri biliyor musun? (Blondel)i okudun mu? Ya makinenin insanları nereye götürdüğünü?.. Bir gün elektronik beynin çıkıp da senin beynini deleceğini biliyor musun?.. Biz senin ne gözünle, ne dürbününle takip edemeyeceğin kadar ileri bir âlemdeyiz!.. Sen ona, tabiî, arkandaki gözle bakınca, geri diyorsun!..
(Hesaplaşma, Büyük Doğu Yayınları, 7. baskı / s.45)