HİKMETLER
Öyle kulluk iddiacıları var ki, bal mumundan heykelleri yaptırıp onlara elektronik beyinle beş vakit namaz kıldırırcasına, ibadetlerine uzaktırlar.
Öyle mantık sahipleri var ki, İmam-ı Gazali hazretlerinin muazzam tavsifiyle ‘arkadan seni paralamaya bir canavar geliyor; dön de bak!!’ desen, ‘hayır, önce ispat et de sonra dönüp bakayım!’ diye karşılık verirler.
Öyle politikacılar vardır ki, mesela 9999’luk bir toplam muamelesini sayılara göre değil de, sayıları bu toplama göre uydurmaya mecbur ve bu işe ‘doğru’ demeye memurdurlar.
Öyle vicdan taşıyıcıları vardır ki, zahirlerinde ‘Hakk’ın hizmetindeyim!’ yaftası asılı olduğu halde, batınlarında ‘Hakk benim hizmetimde!’ levhası asılıdır.
Öyle kahramanlar vardır ki, kalabalıklara ‘Egemenlik ulusundur!’ diye haykırırken, bu haktan hiç bir ferde hiç bir pay vermezler; ve bir milyon tutsağı bir havanda dövüp, ondan 1 egemen çıkarmak gibi bir muhali sistem diye savunurlar.
Öyle insanlar vardır ki, lağıma düşseler, lağımı pisletirler…
27 OCAK 1978
(Çerçeve 4, Büyük Doğu Yayınları, 2. Baskı / s. 253-254)