Seyyid Abdülhakîm efendinin vasıyetnâmeleri:
Hüvelmuvaffık
Evlâdım ve ekâribim ve sevdiğim ve sevenlere hitâben yazıyorum. Ömrüm hitâma karîbdir. Benden sonra bâis-i abes ve güft olsun. Beni halk, bigayr-ı ilm, paralı ve zengin biliyor. Halbuki hakikat bu değildir. Zaten izhâr-ı fakr etmeyen böyle zann olunur. Benim Karamürsel fabrikasında beş hisseden başka bir şeyim yokdur.
Benim ne refikam Bedriye’de, ne de sâhib-i serim Şâkir’de ve ne gelinim Emine’de ve ne Mekkî’de ve ne Münîr’de ve ne ahbabımda ve ehibbamda hiçbir şeyim yokdur. Ne nakd-i mevcudum ve altun-ı meskûk ve gayrı meskûk ve gümüşüm ve ne kâğıd param yokdur. Ve ne emlâk ve akar ve arâzi ve dükkân ve han ve apartmanım yokdur. Ve ne eşyâm ve ne elbisem yokdur. Hiç para eder bir şeyim yokdur. Ve vârislerime, evlâd ve zevcem olan Bedriye’ye terk edecek bir malım yokdur. Bedriye’ye hayatımda verdiğim her ne ise vermişim. Başka ne onun bende ve ne benim onun kendisinde ve dolabında hiçbir şeyim yokdur. Dolabı ve eşyası onundur. Karyolam ve yataklarım onundur. Ondan alınmaya ve kimse isti’mâl etmeye. Odasındaki sanduk içerisinde bir şeyim yokdur. Ve elbisem üzerimdeki elbisedir. Başka da yokdur. Şâkir’in odasındaki eşya bitemâmihâ onundur. Mekkî’nin evinde ve odasında benim bir şeyim yokdur. Yanlış zan ve tahminler, bedbinlerin gördükleri gibi değildir. Kab kacak, zaten evin eşyasını hepsini Bedriye’ye terk etmişim. Kimsenin ondan bir mütâlebesi olmasın. Nene hanımın pek eski iki kilimi vardır. Onu vârislerine verirsiniz. Bunu üç yüz altmış bir sene-i hicriyesinin rebi’ülmevlidinin on üçüncü Salı günü ba’dezzuhr küçük odada yazıyorum. Yazı benim el yazımdır. Aklım başımdadır. Benim için hiçbir kimse ağlamasın. Ben dünyada hiçbir şey terk etmemişim. Ve bir şey götürmüyorum. Kimseyi incitmeyiniz. Devr ve hatmimi Ziyâ bey yapacakdır. Abdülhakîm. 1361, 13. Rebi’ülmevlid.
Vefatları münasebetiyle sevenlerinin yazdıkları mersiyeler:
Ağlasın, kan ağlasın her müslimân,
Çünki Seyyid Abdülhakîm terk etti cân,
Âlmi ü âmil, veliyyi kâmil idi,
Zâtına mevdu’ idi sırr-ı nihân.
Kaldılar birden yetim ü bi nevâ,
Hem şerîat, hem tarîkat bi gümân,
Gördü amma, kim inanmaz gözlerim,
Oldu mu cidden ol hazret kün fekân!
Şevk ile raks eyledi yer bir gece,
Ertesi gün, etti derâğuş hemân,
Hayf kim Hurşidimiz etti gurûb,
Bir ferîd-i asr idi ol bî gümân.
Oldu hazret son zamanda çok elîm,
Derd ile âlama bir seng-i nişân,
Âlem-i islâm için bu cidden mühîm
Bir musîbettir, ey gönül! Kan ağla, kan!
Rûh-i hakîsinden istimdâd edip,
Söyledim tarihini nâgehân
Hayl çıkdı, kaldı bî ser-i râhdan,
Mâtem-i islâma ağlar âsumân.
Mehmed Süleyman Timuroğlu