Yeryüzünde İki Türk Var İse Biri Mutlaka Benim
Şimdi de Van eski Müftüsü Kasım Arvas Beğ’den dinlediğim bir hatıradan bahsetmek istiyorum. Bu, büyük mutasavvıf Abdülhakim Arvasi (K.S.)’ ye aittir. Ruslar, 1915 yılında Doğu Anadolu’yu...
Şimdi de Van eski Müftüsü Kasım Arvas Beğ’den dinlediğim bir hatıradan bahsetmek istiyorum. Bu, büyük mutasavvıf Abdülhakim Arvasi (K.S.)’ ye aittir. Ruslar, 1915 yılında Doğu Anadolu’yu...
HASTA RUHLARA DERMAN BÜYÜK VELİ …Genç adam artık ömrünün sonuna geldiğini düşünür. Son olarak, her şeyin sahibi olan Cenab-ı Hakka, o zor durumda şöyle yalvarır: “Ya...
Seyyid Abdülhakim-i Arvasi Son asırda yetişen, zahir ve batın ilimlerinde kamil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir, büyük âlim ve ruh bilgilerinin mütehassısı büyük velidir. Silsile-i...
Bayezid Camiinde; Erzincan zelzele felaketinden bir hafta kadar önce: “Allahü teâlâ, zinanın aşikâr olduğu yerlere zelzele ile ceza verir. Erzincan gibi” buyurmuşlar. Kimse o esnada bu...
Üstad’ın Hocası Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinden Bazı Kıymetli Sözleri: *Son zamanlarda, tekkeler cahillerin eline düştü. dinden, imandan haberi olmayanlar şeyh denildi. Din düşmanları da, bu şeyhlerin...
MÜRŞİDİMDEN • Mümkün mertebe mide boş olarak ve dünya hallerini hatırdan çıkararak, duanın kabulüne ait bir işaret gelinceye kadar o hal ile beklemek lazımdır. Mânevi işareti...
Seyyid Abdülhakîm efendi (kuddise sirruh) vücûdca gayet mu’tedil ve kusursuzdu. Buğday tenli idi. Alnı geniş ve açıktı. Kaşları birer hilâl gibi olup, kabarık, ince ve mevzundu....
Üstadın, Esseyyid Abdulhakim Arvasi hazretlerinin kaleme aldığı Rabita-i Şerife kitabını sadeleştirdiği kitaptan alıntıdır. HİKMETLER ”Anlamak değil, inanmak lazımdır.” ”Hakka mahsus bir sıfat insana, insana göre bir...
Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri, Sefer-i Âhiret risâlesinde buyuruyor ki: Namaz kılmıyan, namaz kılmamakla bütün müminlere zulmetmiş bulunuyor. Zîra her namazda (Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhissâlihîn) demekle...
Üstad’ın O ve Ben kitabından: Üstad, efendi hazretlerine soruyor: – Efendim; son günlerde bir modadır tutturuldu. En adî işlerde “yarattık, yarattığımız, yarattığınız” diye konuşuyorlar. Olur mu...