Kovadis?

KOVADİS?

Türk Ocağı merkezine Patrik Athenagorası davet eden Hamdullah Suphi Tanrıöver… Başlığının altında “doğruya doğru, eğriye eğri” ölçüsünü taşıyan, fakat hakikatte doğruya eğri, eğriye doğru demekten başka hiçbir şiar taşımayan “Vatan” gazetesinin geçen Pazar günkü sayısında, baş sahifesinin başköşesini süslettiğî şekilde, sözde memleket münevverlerinin Patrik cenaplarının mihveri etrafında halkaladıktan sonra, aynı “Vatan” gazetesine göre aynen şöyle hareket buyurmuşlardır:

“Hamdullah Suphi Tanrıöver, bundan sonra, Patrik Athenagorasın gösterdiği yakınlıktan bahisle, Türk milletinin dinler ve milletler arasında yakınlık istediğini, Patrikhanenin Osmanlı İmparatorluğundan da eski bulunduğunu, Bizansın bir yadigârı olduğunu ve aramızda konuşulan eğlencenin yabancı gelmediğini, tek emelin Türkiye topraklarında müşterek bir kültür kurulması olduğunu, her iki milletin tarih bakımından çok eski olduklarını belirtmiş ve büyük mazinin mahfuz kalacağını söyleyerek şöyle devam etmiştir:
Kendilerinin işgal ettikleri makam çok büyüktür. İnandıkları ve İnandığımız yolda bütün Ortodoks âleminin faaliyette bulunması için, mânevi nüfusları en büyük âmil olacaktır!”

Heeeeey, heeeeey, heeeeey, müslüman Türk topluluğu!!! “Türk Ocağı” gibi bir yaftanın altında veya maskenin arkasında, bu sözler senin yüzüne karşı nasıl söylenebiliyor? Cedlerinin râşedar şehadet parmakları halinde göklere uzattığı minarelerle çevrili, İslâmın Bizansa karşı tarihi zafer beldesinde, bir Hamdullah Suphi Tanrıövmez, resmen ve alenin, Patriğin mânevi sahabetine nasıl sığınır, Patrikhanenin Osmanlı İmparatorluğundan eski olduğunu niçin söyler, Bizansın bir yadigârı olduğunu ne yüzle telâffuz eder, aramızda konuşulan Eğlencenin yabancı olmadığını, yani ana dilimiz gibi bizden olduğunu ne cesaretle iddia eder ve tek emelin Türkiye topraklarında müşterek bir kültür kurulması olduğu lâfıyla acaba neyi kasdeder? Patriklik makamını “çok büyük” sözüyle tazim eden Tanrıövmez, farkında mıdır ki, bu sözleri o da harp veya düşmanlık mevsiminde bulunmak şartı ile, ancak Türk düşmanı bir Yunanlı söyleyebilir? Amerika’daki dinler arası kongreye iştirak vesilesi ile Patriği tanıyan Hamdullah Suphi, yoksa Patriğin maiyetinde, Peygamber ve Şeriat farkı ihtilâfını kaldırıp, sadece Allah’ın varlığı ve birliği üzerine müesses yeni bir din (!) sevdasında mıdır ve bunun için mi eski ve malûm Türk Ocakları Reisi cübbesine bürünmeye lüzum görmüştür?

Bütün maskeleri, bütün nesepleri ve içyüzleri İle beraber Çekip göstermek için, taraflarından tek bir karşılık bekliyoruz!

Tanrıövmezin evinde, böyle bir beynelmilelcilik cerayanının ilk kadrosunu çizen toplantının “Vatan” sütunlarında gördüğümüz fotoğrafında, meşhur avdeti Ahmet Emin Yalman’ın da mânevi Bizans İmparatoru Haşmetlû 1. Athenagorasın solunda yer aldığını kaydetmek, dâvanın renk tonunu belirtmek bakımından faydalıdır!

Kovadis Tanrıövmez? Hiç olmazsa “Türk milleti dinler arası yakınlık istiyor!” tarzında bir iftira selâhiyetinden ve (Türk Ocağı) oyunundan vazgeç de, git, dilersen kendine “Tanrıöver”in Eğlence karşılığını ruhanîlik ismi olarak seç ve Türklük, Türkçülük iddiasını başkalarına bırak!

Yunanlılar, asılları kendilerinden olduğu halde, başımızda tuttuğumuz ve temsilciliğine göz yumduğumuz sizin gibi insanlar yüzünden mi yoksa Türk çocuklarını hor ve hakir görmeye yeltendiler?

Büyük Doğu Dergisi 27 Mayıs 1949, S. 12. sh.1

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.