Mukayese

MUKAYESE

1752 yılı, 1952 yılına dedi ki:

— Birbirimize, birbirimizin çerçevesindeki (Boğaziçi)ni anlatalım! Bir ben söyliyeyim, bir sen söyle! Ne dersin?

1952 cevap verdi:

— Aman, ne iyi olur! Bir sen söyle, bir ben söyliyeyim!

Aldı 1752:

— Geyikten canlı, beş çifte narin kayık…

Aldı 1952:

— Canı burnuna gelmiş, makineli (Patpatibahri) vapuru…

Aldı 1752:

-Türk üslûbu, kırk odalı, oymalı tahtadan yalı…

Aldı 1952:

— Üslûpsuzluk üslûbu, üç buçuk odalı, keleş (betonarmeden (kübik) kümes…

Aldı 1752:

— Bahçe ve koru…

Aldı 1952:

— Yangın yeri ve çöplük…

Aldı 1752:

— Saz ve şiir…

Aldı 1952:

— (Kukaraça) ve (Samba)…

Aldı 1752:

-Örtünen ve gizlenen güzellik…

Aldı 1952:

— Soyunan ve açılan çirkinlik…

Devam ettiler:

— Suda “Servisimin”…

— Suda “mazot” lekeleri…

— Rıhtımlardan, yosun ve (iyod) rayihası…

— Denklerden, tütün ve çuval kokusu…

— Kayıkhanede dalgacıkların şarkısı…

— Yastıkta fabrika homurtusu…

— Kıvrım kıvrım esen rüzgâr…

— Buram buram yağan kömür tozu…

Aldı 1752:

— Bir ben söyliyeyim, bir sen gül…

Aldı 1952:

— Bir sen söyle, bir ben ağlıyayım!..

6 Temmuz 1952

(Çerçeve 2, Büyük Doğu Yayınları, 2. Baskı / s. 216-217)

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.